How to Describe Yourself in English 🙂 (Also 10 Things You Might Not Know About Me!)

- Hi, Bob the Canadian here.

- Merhaba, Kanadalı Bob burada.

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I'm going to help you learn how to talk about yourself

kendin hakkında

in English and I'm going to do that by talking about myself.

İngilizce konuşmayı öğrenmene yardım edeceğim ve bunu kendim hakkında konuşarak yapacağım.

I know this seems a little bit funny

Bunun biraz komik göründüğünü biliyorum

but what I'm going to do

ama yapacağım şey,

is I'm going to share over 10 things about me,

kendimle ilgili 10'dan fazla şeyi,

10 things about my life

hayatımla ilgili daha

that I've never told any of you before

önce hiçbirinize

in a previous English lesson

daha önceki bir İngilizce dersinde söylemediğim 10 şeyi paylaşacağım

and as I do that, I will put the sentences on the screen

ve Bunu yaparken, İngilizce kendinizden bahsetmek istediğinizde kullanabileceğiniz

so that you can see model sentences that you can use

örnek cümleleri görebilmeniz için cümleleri ekrana koyacağım

when you want to talk about yourself in English.

.

(calm music)

(sakin müzik)

Well, hey, welcome to this English lesson

Pekala, hey,

where you're going to learn how to talk about yourself

kendim hakkında konuşmamı

in English by listening to me talk about myself.

dinleyerek kendin hakkında İngilizce konuşmayı öğreneceğin bu İngilizce dersine hoşgeldin.

Before we get started though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk kez geliyorsanız,

please click that red Subscribe button

lütfen o kırmızı Abone Ol düğmesine tıklayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin.

There are a few things that you might already know about me.

Hakkımda zaten biliyor olabileceğiniz birkaç şey var.

If you've watched any of my other English lessons,

Diğer İngilizce derslerimden herhangi birini izlediyseniz, en

you'll know that my favorite color is orange.

sevdiğim rengin turuncu olduğunu bilirsiniz. En

My favorite food is pizza.

sevdiğim yemek pizzadır.

You might even know that I eat a banana almost every day.

Neredeyse her gün bir muz yediğimi bile biliyor olabilirsiniz. En

My favorite season is winter

sevdiğim mevsim kış

and you might know that I speak two languages.

ve iki dil konuştuğumu biliyor olabilirsiniz.

I speak English and I also speak French

İngilizce konuşuyorum ve ayrıca Fransızca da biliyorum

but what you might not know about me

ama benim hakkımda bilmeyeceğiniz şey,

is that I'm afraid of heights.

yükseklik korkum olduğudur.

When you talk about yourself in English,

Kendiniz hakkında İngilizce konuşurken

sometimes you'll want to mention

bazen korktuğunuz şeylerden bahsetmek isteyeceksiniz

the things that you are afraid of

and the way you do it is by saying I'm afraid

ve bunu yapma şekliniz, korkuyorum demek

and then you mention the thing.

ve sonra o şeyden bahsetmek.

I'm afraid of heights.

Yüksekten korkarım.

I could also say I'm scared of heights.

Yükseklik korkum olduğunu da söyleyebilirim.

I do not like climbing up to the top of tall things

like this silo.

Bu silo gibi yüksek şeylerin tepesine çıkmayı sevmiyorum.

So I'm afraid of heights.

Bu yüzden yüksekten korkarım.

You might be afraid of other things

Başka şeylerden korkabilirsin,

then you would say things like I'm afraid of spiders

o zaman ben örümcekten korkarım,

or I'm afraid of snakes or I'm afraid of mice.

yılandan korkarım , fareden korkarım gibi şeyler söylersin.

I'm actually a little bit afraid of snakes.

Aslında yılanlardan biraz korkarım. Benim hakkımda

The second thing you might not know about me

bilmeyeceğiniz ikinci şey,

is that I'm a middle child.

ortanca bir çocuğum.

I have an older brother and I have an older sister.

Bir ağabeyim ve bir ablam var.

I have a younger brother and I have a younger sister.

Bir erkek kardeşim var ve bir kız kardeşim var.

I am the middle child.

Ben ortanca çocuğum.

When you describe yourself in English,

Kendinizi İngilizce tarif ettiğinizde,

when you talk about yourself in English,

kendiniz hakkında İngilizce konuştuğunuzda,

you'll want to be able to talk about your family.

aileniz hakkında da konuşmak isteyeceksiniz.

Maybe you'll say things like I'm the oldest in my family

Ailenin en büyüğü benim

or I'm the youngest in my family

ya da en küçüğüyüm

or I have two brothers and two sisters.

ya da iki erkek ve iki kız kardeşim var gibi şeyler söyleyeceksin belki.

Either way, when you talk about yourself,

Her halükarda kendinizden bahsederken

you'll want to be able to describe your family,

ailenizi tarif edebilmek isteyeceksiniz,

you'll want to be able to describe your siblings

kardeşlerinizi

and where you fall in the birth order.

ve doğum sıralamasında nereye düştüğünüzü tarif edebilmek isteyeceksiniz.

A third thing you might not know about me

Benim hakkımda bilmeyeceğiniz üçüncü bir şey de,

is that I don't really like American television shows.

Amerikan televizyon programlarını gerçekten sevmediğimdir.

I know, I'm sorry to all of the Americans who are watching.

Biliyorum, izleyen tüm Amerikalılar için üzgünüm . İngiltere'den veya Fransa'dan

I prefer television shows from Britain or from France.

televizyon programlarını tercih ederim .

I don't really like American television shows.

Amerikan televizyon programlarını pek sevmiyorum.

When you are talking about yourself in English,

Kendinizden İngilizce bahsederken az önce

you'll want to use the same structure that I just used.

kullandığım yapıyı kullanmak isteyeceksiniz. Sevmediğiniz

When you mention something that you don't like,

bir şeyden bahsettiğinizde ,

you'll want to mention something that you do like.

sevdiğiniz bir şeyden bahsetmek isteyeceksiniz.

It just makes your conversation more interesting.

Sadece konuşmanızı daha ilginç hale getirir.

So you might say things like this.

Yani bunun gibi şeyler söyleyebilirsin. Sosisli

I don't like hotdogs, I prefer hamburgers

sandviç sevmem, hamburgeri tercih ederim

or I don't like pizza, I prefer lasagna.

veya pizza sevmem, lazanyayı tercih ederim.

I don't know who that would be though.

Yine de kim olacağını bilmiyorum.

I think most people prefer pizza.

Sanırım çoğu insan pizzayı tercih ediyor.

Anyways, when you are talking about yourself in English,

Her neyse, kendin hakkında İngilizce konuşurken,

you'll often want to talk about things you don't like

genellikle sevmediğin şeyler hakkında konuşmak isteyeceksin

but then immediately mention something that you do.

ama sonra hemen sevdiğin bir şeyden bahsedeceksin.

The fourth thing you might not know about me is this.

Benim hakkımda bilmeyeceğiniz dördüncü şey de bu.

I was born in Canada

Kanada'da doğdum

but my family is originally from Holland.

ama ailem aslen Hollandalı.

I am the son of immigrant parents.

Ben göçmen bir anne babanın oğluyum.

My parents came from Holland many, many years ago.

Ailem uzun yıllar önce Hollanda'dan geldi.

When you talk about yourself in English,

Kendiniz hakkında İngilizce konuştuğunuzda,

you'll want to be able to talk a little bit

biraz da

about your family history.

aile geçmişiniz hakkında konuşmak isteyeceksiniz.

You'll want to be able to talk about where you were born

Nerede doğduğunuz hakkında konuşmak isteyeceksiniz

and you might say things like this.

ve bunun gibi şeyler söyleyebilirsiniz.

I was born in Paris, France

Paris, Fransa'da doğdum

and my family has lived there for hundreds of years

ve ailem yüzlerce yıldır orada yaşıyor

or you might have a story

ya da

that's a little more similar to mine.

benimkine biraz daha benzer bir hikayeniz olabilir.

You might say I was born

in Vancouver, British Columbia, Canada

Vancouver, British Columbia, Kanada'da doğdum

and my family is originally from Italy.

ve ailemin aslen İtalya'dan olduğunu söyleyebilirsiniz.

So when you talk about yourself in English,

Bu yüzden İngilizce olarak kendinizden bahsettiğinizde,

you'll wanna be able to talk a little bit

biraz

about your family history and where you originally came from

aile geçmişiniz ve aslen nereden geldiğiniz

or if where you live now

veya şu anda yaşadığınız yerin

is where your family has lived forever.

ailenizin sonsuza dek yaşadığı yer olup olmadığı hakkında konuşmak isteyeceksiniz.

The fifth thing I wanted to share with you

Sizinle paylaşmak istediğim beşinci şey,

is that I grew up out in the country.

taşrada büyüdüğüm.

When you are having a conversation in English

İngilizce sohbet ederken

and you are talking about yourself,

ve kendinizden bahsederken

sometimes people will ask, where did you grow up

bazen insanlar nerede büyüdün diye sorarlar ve

and common answers to that question would be,

bu soruya genel olarak şu cevaplar verilir:

I grew up in the country, I grew up in the city.

Ben taşrada büyüdüm, şehirde büyüdüm. Büyüdüğün

You might even name the city that you grew up in.

şehrin adını bile verebilirsin .

So if someone says, where did you grow up,

Yani biri nerede büyüdün derse,

you might say, oh, I grew up in Toronto

ah, ben Toronto'da büyüdüm

or I grew up out in the country or I grew up on a farm.

ya da taşrada büyüdüm ya da bir çiftlikte büyüdüm diyebilirsiniz.

The sixth thing I wanted to share with you

Sizinle paylaşmak istediğim altıncı şey,

is that I love technology.

teknolojiyi sevdiğimdir.

I have always loved technology.

Teknolojiyi her zaman sevmişimdir.

I remember when I was a kid when I was 10 or 11,

10 ya da 11 yaşımdayken,

my parents bought a computer and I loved it

ailemin bir bilgisayar satın aldığını ve onu sevdiğimi

and ever since then, I have loved technology.

ve o zamandan beri teknolojiyi sevdiğimi hatırlıyorum.

It is one of my favorite things in the whole world.

Tüm dünyada en sevdiğim şeylerden biri.

It's one of the reasons why I have a YouTube channel.

Youtube kanalı açmamın sebeplerinden biri de budur.

When you are talking about yourself in English,

Kendiniz hakkında İngilizce konuşurken,

you'll wanna talk about something that you love to do

yapmayı sevdiğiniz bir şey

or something that you love.

veya sevdiğiniz bir şey hakkında konuşmak isteyeceksiniz.

In fact, I'm kind of curious, what do you love to do?

Aslında, biraz merak ediyorum, ne yapmayı seviyorsun?

What do you love in this world?

Bu dünyada neyi seviyorsun?

Let me know in the comments below.

Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin.

I'm really curious.

gerçekten merak ediyorum

I don't know if I'll have time to respond to them all

Hepsine cevap verecek zamanım olur mu bilmiyorum

but I'll definitely read them all.

ama kesinlikle hepsini okuyacağım.

So I love technology.

Bu yüzden teknolojiyi seviyorum.

What do you love?

Ne seversin?

Another thing you might not know about me

Benim hakkımda bilmeyeceğiniz bir diğer şey de

is that I drink coffee and I drink decaf coffee.

kahve içiyorum ve kafeinsiz kahve içiyorum.

I usually have one mug of decaf coffee every morning

Genelde her sabah bir fincan kafeinsiz kahve içerim

and I drink it from this mug

ve bunu

that my friend Miroslav sent to me.

arkadaşım Miroslav'ın bana gönderdiği bu kupadan içerim.

I drink decaf coffee because years ago I had heart surgery

Kafeinsiz kahve içerim çünkü yıllar önce kalp ameliyatı oldum

or a few years ago I had heart surgery

veya birkaç yıl önce kalp ameliyatı oldum

and they told me I'm not allowed to have caffeine anymore

ve bana artık kafein almama izin verilmediğini söylediler

and I used to love having caffeinated coffee.

ve kafeinli kahve içmeyi severdim. Her sabah

It would really give me a surge of energy every morning

bana gerçekten bir enerji dalgası verirdi

but right now I just drink decaf coffee every morning.

ama şu anda her sabah sadece kafeinsiz kahve içiyorum.

So again, I'm curious, what do you drink for breakfast?

Tekrar soruyorum, kahvaltıda ne içersiniz?

Maybe you have a cup of tea.

Belki bir bardak çay içersin.

Maybe you have a cup of orange juice.

Belki bir bardak portakal suyunuz vardır.

Maybe you have a really yummy cup of coffee

Belki içinde kafein bulunan çok lezzetli bir fincan kahveniz var

that has caffeine in it

or maybe you're like me and you just have a cup of decaf.

ya da belki benim gibisiniz ve sadece bir fincan kafeinsiz içiyorsunuz.

Let me know in the comments below.

Aşağıdaki yorumlarda bana bildirin.

I'm curious.

Merak ediyorum. Sizinle paylaşmak

The eighth thing that I wanted to share with you

istediğim sekizinci şey

is that I have never purchased a brand new vehicle.

ise hiç sıfır araç almamış olmam.

I always buy used vehicles

Ben her zaman

that have very low kilometers on them.

kilometresi çok düşük olan ikinci el araçlar alırım.

I do this because A, new vehicles are very expensive

Bunu yapıyorum çünkü A, yeni araçlar çok pahalı

and I can't afford one

ve bir tane alamıyorum

and B, I just think it's a better idea.

ve B, bunun daha iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.

A vehicle like this is kind of ugly to look at

Böyle bir araca bakmak biraz çirkin

but because it was cheap

ama ucuz olduğu

and it has very low kilometers on it,

ve kilometresi çok az olduğu için

it will be a very reliable vehicle for me for years to come.

benim için yıllarca çok güvenilir bir araç olacak. Bu

So I've never bought a brand new vehicle.

yüzden hiç sıfır araç almadım.

There's no real English lesson for this segment.

Bu bölüm için gerçek bir İngilizce dersi yok.

Sorry about that but one other thing about me,

Bunun için üzgünüm ama benimle ilgili bir şey daha var,

I've never bought a brand new vehicle.

hiç sıfır araç almadım.

When I was younger, I used to be a construction worker.

Küçükken inşaat işçisiydim.

During the summers, I would work for my uncle.

Yazları amcamın yanında çalışırdım. Okul döneminde

I would go to university during the school year

üniversiteye giderdim

and when I came home, I helped my uncle build houses.

ve eve geldiğimde amcamın ev yapmasına yardım ederdim.

I used to be a construction worker.

Eskiden inşaat işçisiydim.

When you are talking about yourself in English,

Kendin hakkında İngilizce konuşurken, eskiden yaptığın

it's cool to be able to talk about things

şeyler hakkında konuşabilmek harika

that you used to do.

.

I talked about a job that I used to have

Eskiden sahip olduğum bir işten bahsettim

and that is the sentence that you would use.

ve kullanacağın cümle buydu .

You would say I used to be a construction worker.

Eskiden inşaat işçisiydim diyeceksiniz.

I used to go skiing.

Kayak yapmaya giderdim. Eskiden

I used to stay up late and get up really early

geç kalırdım ve çok erken kalkardım

and it didn't have any effect on me

ve

unlike today where I stayed up late.

geç saatlere kadar ayakta kaldığım bugünün aksine üzerimde hiçbir etkisi olmadı.

Now I'm feeling really tired but yes,

Şimdi gerçekten yorgun hissediyorum ama evet,

when I was younger, I used to, oops.

gençken, eskiden öyleydim, ah.

I used to be a construction worker.

Eskiden inşaat işçisiydim.

If someone was to ask me this question,

Biri bana bu soruyu sorsa,

Bob, what is your favorite thing to do,

Bob, yapmayı en çok sevdiğin şey nedir,

my answer would probably be this, I love reading.

cevabım muhtemelen şu olurdu, okumayı seviyorum.

My favorite thing to do

En sevdiğim şey

is to read a good science fiction novel.

iyi bir bilim kurgu romanı okumak.

When you talk about yourself in English,

Kendin hakkında İngilizce konuştuğunda,

you'll want to be able to talk about your hobbies.

hobilerin hakkında konuşmak isteyeceksin.

So you'll say things like I like cooking

Yani yemek yapmayı seviyorum gibi şeyler söyleyeceksiniz

or if you really like cooking,

veya yemek yapmayı gerçekten seviyorsanız,

you might say, I love cooking.

yemek yapmayı seviyorum diyebilirsiniz.

You might say, I like gardening

Bahçeyle uğraşmayı seviyorum diyebilirsin

or if you're like me, you might say, I love reading

ya da benim gibiysen okumayı seviyorum diyebilirsin

but certainly when you are talking about yourself

ama kesinlikle İngilizce kendinden bahsederken

in English,

you'll want to be able to talk about your hobbies

hobilerin

and which one you like the best.

ve hangisini sevdiğin hakkında konuşmak isteyeceksin. en iyisi.

I know all of you live in beautiful countries

Hepinizin güzel ülkelerde yaşadığını biliyorum

but the country I really want to visit,

ama benim gerçekten ziyaret etmek istediğim ülke,

the country I really want to go and visit someday is France.

bir gün gerçekten gidip ziyaret etmek istediğim ülke Fransa.

I really want to go to France.

Gerçekten Fransa'ya gitmek istiyorum.

I have spent so much time during my life

Hayatım boyunca

learning the French language.

Fransızca dilini öğrenmek için çok zaman harcadım.

I would love to visit the country of France.

Fransa ülkesini ziyaret etmeyi çok isterim.

Again, I apologize to all of you.

Hepinizden tekrar özür dilerim.

I know everyone has a beautiful country

Herkesin güzel bir ülkesi olduğunu biliyorum

and everyone would love it if I would come and visit

ve gelip ziyaret etsem herkes buna bayılır

but if I had a chance, I would visit France.

ama şansım olsa Fransa'yı ziyaret ederdim.

By the way, let me know in the comments below,

Bu arada, aşağıdaki yorumlarda bana bildirin,

if you could go on a trip this year,

bu yıl bir geziye çıkma şansınız olsaydı,

what country would you go visit?

hangi ülkeyi ziyaret ederdiniz?

Well, hey, thank you so much

Pekala, hey, kendimle ilgili 10 kadar şey paylaştığım

for watching this little English lesson

bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim

where I shared 10 or so things about myself

and I hope along the way

ve umarım bu arada

you were able to learn just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenebilmişsinizdir.

Again, if this is your first time here,

Yine, buraya ilk gelişinizse,

please click the Subscribe button over there

lütfen oradaki Abone Ol düğmesine tıklayın

and give me a thumbs up

ve

if this video helped you learn a little bit more English

bu video biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin

and if you have the time,

ve zamanınız varsa,

why don't you stick around and watch another video?

neden burada kalıp izlemiyorsunuz? başka bir video?