All About Canadian English and the Canadian English Accent! 🍁 (Compared Mostly to American English)

Do you see the river behind me?

Arkamdaki nehri görüyor musun?

Sorry, it might be a little bit out of focus.

Üzgünüm, biraz odak dışı olabilir.

The other day a man was out in his boat doing some fishing,

Geçen gün bir adam kayığıyla balık tutuyordu,

but it was really hot, eh,

ama hava çok sıcaktı, bu

so he didn't stay out there for very long

yüzden orada fazla kalmadı

and I think he only caught one or two fish.

ve sanırım sadece bir iki balık tuttu. Az

If you were paying close attention

to those first few sentences I just said,

önce söylediğim ilk birkaç cümleye dikkat ettiyseniz,

you'll realize that I pronounced three words

üç kelimeyi

with a strong Canadian accent.

güçlü bir Kanada aksanıyla telaffuz ettiğimi anlayacaksınız.

And I even threw in one word that is uniquely Canadian.

Hatta Kanada'ya özgü bir kelime bile söyledim .

If you've ever been curious

about what Canadian English sounds like

Kanada İngilizcesinin kulağa nasıl geldiğini

and what makes it a little bit different

ve onu dünyada konuşulan diğer İngilizce türlerinden biraz farklı kılan şeyin ne olduğunu merak ettiyseniz

than the other kinds of English

spoken around the world, stick around.

, etrafta dolaşın.

I'll explain all of that in this English lesson.

Bunların hepsini bu İngilizce dersinde açıklayacağım.

(cheerful instrumental music)

(neşeli enstrümantal müzik)

Well hello, and welcome to this English lesson

Merhaba,

where I'm going to talk about Canadian English.

Kanada İngilizcesi hakkında konuşacağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

Before we get started, though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin.

So one of the most common questions that I get

as an English teacher on YouTube is this,

YouTube'da İngilizce öğretmeni olarak aldığım en yaygın sorulardan biri şu:

"What is the difference between American

"Amerikan

"and Canadian English?"

"ve Kanada İngilizcesi arasındaki fark nedir?" Bahsetmek

Well, the first thing I wanna mention is this.

istediğim ilk şey şu.

In terms of how the language sounds,

Dilin kulağa nasıl geldiği açısından ,

they are very, very similar.

çok ama çok benzerler.

In fact, this is what I read on Wikipedia.

Aslında Wikipedia'da okuduğum şey bu.

Wikipedia says this, "In terms of how the languages sound,

Wikipedia şöyle diyor: " Dillerin kulağa nasıl geldiği açısından, "

"Canadian and American English are classified together

Kanada ve Amerikan İngilizcesi birlikte "

"as North American English, emphasizing the fact

Kuzey Amerika İngilizcesi olarak sınıflandırılıyor", bu gerçeği vurguluyor

"that the vast majority of outsiders,

" yabancıların büyük çoğunluğunun,

"even other native English speakers cannot distinguish

"ana dili İngilizce olan diğer kişiler bile

"the typical accents of the two countries by sound alone."

" iki ülkenin tipik aksanlarını yalnızca sesle ayırt edemediğini.

So what that means is that Canadian English

Yani bunun anlamı, Kanada İngilizcesi

and American English sound very similar.

ve Amerikan İngilizcesi kulağa çok benziyor. Birbirimizin

I like to say we're very close cousins of each other.

çok yakın kuzenleri olduğumuzu söylemeyi seviyorum . Farklı telaffuz ettiğimiz

There are a few words that we pronounce differently,

birkaç kelime var

and I will talk about them in a little bit.

ve birazdan onlardan bahsedeceğim.

But I think the major reason why this is true

Ama bunun doğru olmasının en büyük sebebinin

is because we live so close to each other

birbirimize çok yakın yaşamamız

and we share each other's culture.

ve birbirimizin kültürünü paylaşmamız olduğunu düşünüyorum.

Canadians watch a lot of American TV,

Kanadalılar çok fazla Amerikan televizyonu izliyor

and we watch a lot of American television.

ve biz de çok fazla Amerikan televizyonu izliyoruz.

I would like to think that Americans do the same thing.

Amerikalıların da aynı şeyi yaptığını düşünmek isterim.

But in terms of how the languages sound,

Ancak dillerin kulağa nasıl geldiği açısından

they sound very, very similar.

kulağa çok ama çok benziyorlar.

One of the ways that Canadian English does sound different

Kanada İngilizcesinin kulağa

than American English is in the way we say our O sounds

Amerikan İngilizcesinden farklı gelmesinin yollarından biri, bazı kelimelerdeki O seslerini söyleme biçimimizdir

in some of our words.

.

At the beginning of the video,

Videonun başında

I said a man was out in his boat.

bir adamın teknesinde olduğunu söyledim.

And if you were an American English speaker,

Ve eğer bir Amerikan İngilizcesi konuşmacısı olsaydınız,

those words would have sounded different to you.

bu kelimeler size farklı gelebilirdi.

I can't pronounce them with an American accent.

Amerikan aksanıyla telaffuz edemiyorum.

All I know is how I say them.

Tek bildiğim onları nasıl söylediğim.

But if you ever meet a Canadian

Ama bir Kanadalıyla tanışırsanız

and you want to bug them a little bit about their language

ve onu biraz diliyle ilgili rahatsız etmek

or joke around a bit,

ya da biraz şaka yapmak isterseniz,

ask them to say, "The man was out and about in his boat."

"Adam teknesinde dolaşıyordu" demelerini isteyin.

And you will then hear how the O sound sounds

Ve daha sonra, Kanada İngilizcesi konuşan biri bunları söylediğinde, bu sözcüklerde O sesinin nasıl geldiğini duyacaksınız

in those words when a Canadian English speaker says them.

.

Another word that sounds a little bit unique

when a Canadian English speaker says it is the word sorry.

Kanadalı bir İngilizce konuşmacı söylediğinde kulağa biraz benzersiz gelen başka bir kelime, üzgünüm kelimesidir.

When we pronounce sorry,

Özür dilediğimizde,

it actually rhymes a little bit with the word sore.

aslında ağrılı kelimesiyle biraz kafiyelidir.

The other day I was walking and I twisted my ankle

Geçen gün yürürken bileğimi burktum

and now my ankle is sore.

ve şimdi bileğim ağrıyor.

So the word sore and the word sorry have the same O sound

Yani boğaz kelimesi ve üzgünüm kelimesi, onları Kanada İngilizcesinde telaffuz ettiğimizde aynı O sesine sahiptir

when we pronounce them in Canadian English.

. Bu

So as a Canadian, I do apologize a lot.

yüzden bir Kanadalı olarak çok özür dilerim.

Canadians are known for apologizing.

Kanadalılar özür dilemekle tanınırlar.

And I think the way we say the word sorry

Ve üzgünüm kelimesini söyleme şeklimizin

is the most accurate pronunciation.

en doğru telaffuz olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki

I wish every other English speaker in the world

diğer tüm İngilizce konuşanların

pronounced it that way and said it more often.

bunu bu şekilde telaffuz etmesini ve daha sık söylemesini diliyorum.

Canadian English speakers also tend to use the word eh.

Kanada İngilizcesi konuşanlar da eh kelimesini kullanma eğilimindedir. İngilizce konuşurken eh kelimesini kullanmamın

And there's two ways that I use the word eh

iki yolu var

when I'm speaking English.

. Videonun

I used one example at the beginning of the video.

başında bir örnek kullandım .

I said the man was out in his boat fishing,

Adamın teknesiyle dışarıda balık tuttuğunu söyledim

but it was really hot, eh, so he didn't stay out

ama hava çok sıcaktı, bu yüzden dışarıda

for very long.

çok uzun süre kalmadı. Hâlâ dinlediğinizden emin olmak için

I added the word eh to that sentence

o cümleye eh kelimesini ekledim

as kind of a prompt to make sure

that you were still listening.

.

Eh is a word that we sometimes add

Eh bazen bir cümlenin ortasına eklediğimiz bir kelimedir

in the middle of a sentence and we're basically saying,

ve temelde

"Hey, please keep paying attention to me

"Hey, lütfen ben seninle konuşurken bana dikkat etmeye devam et

"while I talk to you."

" deriz

So you'll hear teachers say this a lot.

.

They'll often say, "You need to get to work, eh.

Sık sık, " İşe gitmen gerekiyor, ha.

"There's a lot of work to do today

"Bugün yapacak çok iş var,

"so it's very important that you get to work."

bu yüzden işe koyulman çok önemli." Eh

The second way I use the word eh is when I make a statement

kelimesini ikinci kullanma şeklim, bir ifadede bulunurken

and I put eh at the end with a question mark

sonuna soru işareti koyarak eh'i koymamdır

because I want the person I'm talking to to agree with me.

çünkü Benimle aynı fikirde olmak için konuştuğum kişi.

If I was eating pizza with you and I liked the pizza

Seninle pizza yiyor olsaydım ve pizzayı sevseydim

I might say, "This pizza is really good, eh?"

, "Bu pizza gerçekten çok iyi, ha?"

So I stated that the pizza was good,

Diyebilirim, bu yüzden pizzanın iyi olduğunu söyledim

but I turned it into a question by adding eh,

ama çevirdim eh ekleyerek bir soruya

and a question where I'm expecting you to agree with me.

ve benimle aynı fikirde olmanızı beklediğim bir soruya.

So these videos are pretty good, eh?

Yani bu videolar oldukça iyi, ha?

Or this pizza is pretty good, eh?

Veya bu pizza oldukça iyi, ha?

Or the view of the river is really nice today, eh?

Veya nehrin manzarası bugün gerçekten güzel, ha?

So basically I'm adding eh

Yani temelde eh ekliyorum

because I want you to agree with me.

çünkü benimle aynı fikirde olmanızı istiyorum. Kanadalıların insanları kendileriyle aynı fikirde tutması

It's kind of a weird way that Canadians get people

biraz garip bir yol.

to agree with them.

So, American English and Canadian English sound very similar

Yani, Amerikan İngilizcesi ve Kanada İngilizcesi, Kanadalıların kullandığı

except for a few words that Canadians pronounce

birkaç kelime dışında kulağa çok benziyor

in their own unique way.

Kendi benzersiz yollarıyla telaffuz edin

But you might be wondering,

Ama merak ediyor olabilirsiniz,

"Do you spell all your words the same?

"Bütün kelimelerinizi aynı şekilde mi hecelersiniz?

"When you are writing something,

"Bir şey yazarken,

"do you spell your words the same as your American cousins?"

"sözlerini Amerikalı kuzenlerinle aynı şekilde mi hecelersin?"

Well, for the most part yes,

Eh, çoğunlukla evet,

but there are a few words like honor and color

ama Amerikan İngilizcesinde şeref ve renk gibi birkaç kelime vardır ve

where in American English they spell it

bunları

with an OR on the end.

üzerinde OR ile hecelerler. sonuna.

And in Canadian English, we add OUR.

Ve Kanada İngilizcesinde BİZİM'i ekleriz.

And there's also words like center and meter

Ayrıca

where our American cousins spell it with an ER at the end.

Amerikan kuzenlerimizin sonunda ER ile hecelediği merkez ve ölçü gibi kelimeler de vardır.

And we actually spell it with an RE.

Ve aslında onu RE ile heceliyoruz.

So, not a huge difference.

Yani, çok büyük bir fark yok.

I think 99.9% of the words are spelled exactly the same way,

kelimelerin %99,9'unun tamamen aynı şekilde yazıldığını düşünüyorum,

but there are some small differences

ancak Kanada İngilizcenizi mükemmelleştirmeye çalışıyorsanız öğrenmeniz gereken bazı küçük farklılıklar var

that you would need to learn

if you were trying to perfect your Canadian English.

.

Now you might be wondering, "Do you use all the same words

Şimdi "Hepsini aynı kelimeleri mi kullanıyorsunuz?" diye merak ediyor olabilirsiniz.

"as the Americans do when they speak English?"

Amerikalıların İngilizce konuşurken yaptıkları gibi mi?"

Well, we do for the most part,

Pekala, çoğunlukla yapıyoruz,

but there are a few words that are uniquely Canadian.

ancak benzersiz bir şekilde Kanada'ya özgü birkaç kelime var .

We say toque when we talk about a winter hat.

Kışlık şapka denilince miğfer deriz.

Our one-dollar coin is called a loonie.

Bir dolarlık madeni paramıza deli denir.

We usually go to the washroom instead of the bathroom.

Genellikle banyo yerine tuvalete gideriz.

When we order a coffee and we want two creams

Bir kahve sipariş ettiğimizde ve içinde iki krema

and two sugars in it, we order a double double,

ve iki şeker istediğimizde, bir duble duble,

so double cream, double sugar.

yani duble krema, duble şeker ısmarlıyoruz. İçinde 24 şişe olan

When we get a case of beer that has 24 bottles in it,

bir kasa bira aldığımızda

we call it a two-four.

buna iki-dört diyoruz.

The pole behind me we call a hydro pole.

Arkamdaki direğe hidro direk diyoruz.

I think they would call it a utility pole

Sanırım Amerika Birleşik Devletleri'nde buna elektrik direği diyeceklerdi

in the United States.

.

In Canada, we call electricity hydro.

Kanada'da elektriğe hidro diyoruz.

So if the hydro goes out,

Yani hidro sönerse,

it's the same as having a power outage.

elektrik kesintisi yaşamakla aynı şeydir.

And then we do pronounce one letter in the alphabet

Ve sonra alfabedeki bir harfi

a little bit differently.

biraz farklı telaffuz ediyoruz.

At the end of the alphabet, we have the letter zed.

Alfabenin sonunda zed harfi var.

We do not say zee in Canadian English.

Kanada İngilizcesinde zee demiyoruz.

So if you were a little bit worried

Bu nedenle, Amerikan aksanı öğrenmek istediğinizde

about whether you should be watching

a Canadian teaching English

İngilizce öğreten bir Kanadalıyı izleyip izlememeniz konusunda biraz endişeleniyorsanız,

when you are wanting to learn an American accent,

I would say don't worry.

endişelenmeyin derim.

I, from personal experience, can tell you this.

Ben, kişisel deneyimime dayanarak, size bunu söyleyebilirim. Amerika

I went to university in the United States.

Birleşik Devletleri'nde üniversiteye gittim.

I had no problems functioning as a university student.

Üniversite öğrencisi olarak hiçbir sorun yaşamadım.

I did very well.

Çok iyi yaptım.

I had no trouble understanding Americans

Amerikalıları anlamakta hiç sorun yaşamadım

and they had no trouble understanding me.

ve onlar da beni anlamakta sorun yaşamadılar.

Although they did laugh when I said something like,

"Don got up at the crack of dawn,"

"Don sabahın köründe kalktı" gibi bir şey söylediğimde güldüler,

because apparently the name Don and the time of day dawn

çünkü görünüşe göre Don adı ve şafak vakti Amerikan İngilizcesinde

are pronounced differently in American English.

farklı telaffuz ediliyor .

And I still don't know how to pronounce them that way.

Ve hala onları bu şekilde nasıl telaffuz edeceğimi bilmiyorum.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada. Kanada İngilizcesi hakkındaki bu küçük İngilizce dersini

Thank you for watching this little English lesson

izlediğiniz için teşekkür ederiz

about Canadian English.

.

If this is your first time here,

Buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helped you learn

ve bu video

just a bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And if you have the time,

Ve eğer zamanın varsa,

why don't you stick around and watch another English lesson.

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(cheerful instrumental music)

(neşeli enstrümantal müzik)