Let's Learn English! Topic: Body Positions! 🧘🧍‍♀️🧎 (Lesson Only)

Well hello everyone. Welcome to this English lesson about body

Herkese merhaba. Vücut pozisyonları hakkındaki bu İngilizce dersine hoş geldiniz

positions. As human beings we do a lot more than just sit and

. İnsanoğlu olarak oturup ayakta durmaktan çok daha fazlasını yapıyoruz

stand. There's a lot of different ways we position our

.

body as we go through the day depending on what we're doing.

Gün içinde ne yaptığımıza bağlı olarak vücudumuzu konumlandırmanın birçok farklı yolu vardır.

In this English lesson I'll look at about 30 different body

Bu İngilizce dersinde gündüz ve gece kullandığımız yaklaşık 30 farklı vücut pozisyonuna bakacağım

positions that we use during the day and at night. Uh some

. Bazıları

are very very common and some are only used in special

çok çok yaygın ve bazıları sadece özel

circumstances. But I thought it would be worth while because

durumlarda kullanılıyor. Ama buna değeceğini düşündüm çünkü

these are all very common words and phrases that we use in

bunların hepsi normal İngilizce konuşmalarda kullandığımız çok yaygın kelimeler ve deyimler

normal English conversations. So once again welcome to this

. Vücut pozisyonları hakkındaki bu İngilizce dersine bir kez daha hoş geldiniz

English lesson about body positions. I think it's going

.

to be a fun lesson. Crouch. So we'll start with this one. Uh

Eğlenceli bir ders olacağını düşünüyorum. Çömelmek. Bu yüzden bununla başlayacağız. Uh,

when you crouch you kind of get down in a position like this

çömelince bu adam gibi bir pozisyona giriyorsun

man. And you might think this looks like squat. Because it

. Ve bunun squat gibi göründüğünü düşünebilirsiniz.

kind of does look like squat. These are the same. When you

Çömelmeye benziyor çünkü. Bunlar aynı. Çömelirken bacaklarınızı

crouch down you make yourself a lot shorter by going by bending

bükerek kendinizi çok daha kısa gösterirsiniz

your legs. If you've ever played video games especially

. Daha önce video oyunları oynadıysanız, özellikle de

the video games that we call first person shooters sometimes

birinci şahıs nişancı dediğimiz video oyunlarını oynadıysanız, bazen

in the video game you will crouch because you want to hide

video oyunlarında çömelirsiniz çünkü düşmandan saklanmak istersiniz

from the enemy. So whenever you crouch you get down just like

. Yani ne zaman çömelsen, tıpkı

this man is doing. So that you are not as tall. You bend your

bu adamın yaptığı gibi aşağı iniyorsun. O kadar uzun olmaman için. Bacaklarını büküyorsun

legs and you crouch. And again you might be wondering what's

ve çömeliyorsun. Ve yine

the between crouch and squat. Well not a lot. It is the same

çömelme ve çömelme arasındaki farkı merak ediyor olabilirsiniz. Pek değil. Aynı

position. So this person is squatting. This is a squat. We

pozisyon. Yani bu kişi çömeliyor. Bu bir çömelme.

can squat as well. It is the same position as crouching. But

Squat da yapabiliriz. Çömelme ile aynı pozisyondur. Ama

we also use this when we talk about exercise. Sometimes

bunu egzersizden bahsederken de kullanırız . Bazen

people go to the gym and they will do squats at the gym. They

insanlar spor salonuna giderler ve spor salonunda squat yaparlar.

will get weights and then while they're holding the weights

Ağırlık alacaklar ve sonra ağırlıkları tutarken

they will go into this position and then they stand up again to

bu pozisyona geçecekler ve sonra

work out their leg muscles. So the first two body positions

bacak kaslarını çalıştırmak için tekrar ayağa kalkacaklar. Yani ilk iki vücut pozisyonu

crouch and squat very much the same. Here's a very familiar

çömelme ve çömelme hemen hemen aynı. İşte çok tanıdık bir

one. At least it should be familiar to you. Probably the

tane. En azından size tanıdık gelmeli. Muhtemelen

two basic body positions are sit and stand. Sit is what you

iki temel vücut pozisyonu oturmak ve ayakta durmaktır. Oturmak,

do when you are on a chair or on a couch. Sometimes it's nice

bir sandalyede veya kanepedeyken yaptığınız şeydir. Bazen

to sit and relax. Um this is a very common body position in my

oturup dinlenmek güzeldir. Bu, dünyanın benim bölgemde çok yaygın bir vücut pozisyonudur,

part of the world you might actually sit on the ground that

aslında yere oturabilirsiniz, bu

might be more common or you might sit on a cushion or you

daha yaygın olabilir veya bir minderin üzerine oturabilirsiniz veya bir

might sit in a chair sit on a chair or sit on a couch. Uh all

sandalyeye oturabilirsiniz, bir sandalyeye veya bir kanepeye oturabilirsiniz.

of those are valid ways to describe sitting. This guy by

Bunların hepsi oturmayı tanımlamanın geçerli yolları . Bu arada bu adam

the way is sitting cross legged. But I think in American

bağdaş kurmuş oturuyor . Ama sanırım Amerikan

English they say cross legged. But anyways he has one leg over

İngilizcesinde bağdaş kurmuş diyorlar. Ama yine de bir bacağını diğerinin üzerinde tutuyor

the other. I'll talk about cross legged a bit more. Uh it

. Bağdaş kurmaktan biraz daha bahsedeceğim.

with another body position. So stand is what you do when you

Başka bir vücut pozisyonuyla. Ayakta durmak, oturmadan önce yaptığınız şeydir

are not sitting before you walk and when you're done walking

ve yürümeyi bitirdiğinizde

you usually in a standing position. Um this is something

genellikle ayakta durursunuz . Um bu,

you can describe a person by saying this person is standing.

bir kişiyi bu kişinin ayakta olduğunu söyleyerek tanımlayabileceğiniz bir şey.

You can tell someone to stand by just saying stand or stand

Birine sadece ayağa kalk ya da ayağa

up. But probably the two most common positions sit and stand.

kalk diyerek yanında durmasını söyleyebilirsin. Ama muhtemelen en yaygın iki pozisyon oturmak ve ayakta durmaktır.

The rest of the positions I talk about will be less common

Bahsettiğim diğer pozisyonlar sizin için daha az yaygın olacak

to you but still quite common in the English language. On all

ama yine de İngilizce dilinde oldukça yaygın olacak.

fours or on your hands and knees. This is a common

Dört ayak üzerinde veya elleriniz ve dizleriniz üzerinde. Bu,

position when you lose a contact lens. If you're someone

bir kontakt lensi kaybettiğinizde sık görülen bir pozisyondur.

who wears contact lenses and one falls out you'll often go

Kontakt lens takan biriyseniz ve biri düşerse, o kontakt lensi aramak için genellikle

on all fours or you'll go on your hands and knees to look

dört ayak üzerinde veya ellerinizin ve dizlerinizin üzerinde gidersiniz

for that contact lens. I think this person is actually doing

. Bence bu kişi aslında

an exercise but when I saw this picture I like to imagine that

bir egzersiz yapıyor ama bu resmi gördüğümde,

he's on all fours because he lost a contact lens and he

kontakt lensini kaybettiği ve

trying to find it. Or maybe he's on his hands and knees

onu bulmaya çalıştığı için dört ayak üzerinde olduğunu hayal etmeyi seviyorum. Ya da belki elleri ve dizleri üzerinde

looking for something that he dropped. Something very very

düşürdüğü bir şeyi arıyordur . Çok çok

small. By the way when you're my age if you go down on all

küçük bir şey. Bu arada benim yaşımdayken dört ayak üzerine düşersen tekrar

fours it's hard to get back up again. And sometimes this makes

ayağa kalkman zor . Ve bazen bu

my knees hurt. So I try not to drop things on the floor very

dizlerimi ağrıtıyor. Bu yüzden yere çok sık bir şeyler düşürmemeye çalışıyorum

often. But definitely if you drop something on the floor and

. Ama kesinlikle yere bir şey düşürürseniz ve

you need to get down close to the floor to see it. You might

onu görmek için yere yakınlaşmanız gerekiyorsa.

go down on all fours or you might go down on your hands and

Dört ayak üzerine düşebilirsin ya da ellerinin ve dizlerinin üzerine düşebilirsin

knees. By the way you don't need the word down in there.

. Bu arada, oradaki kelimeye ihtiyacın yok.

You can just say go on all fours or go on your hands and

Sadece dört ayak üzerine çık ya da ellerinin ve dizlerinin üzerinde dur diyebilirsin

knees but it sounds better to me. It describes the action

ama bana daha iyi geliyor . Eylemi

better. To kneel. So when you kneel you put both knees on the

daha iyi tanımlar. Diz çökmek. Yani diz çöktüğünüzde iki dizinizi de

ground or just one knee on the ground. It doesn't have to be

ya da sadece bir dizinizi yere koyun. İkisi de olmak zorunda değil

both. People kneel for a variety of reasons. I know that

. İnsanlar çeşitli nedenlerle diz çökerler. Biliyorum ki

when we take a family photo sometimes people will kneel in

aile fotoğrafı çekerken bazen insanlar ön sırada diz çöküp

the front row and sit in the second row on a chair and stand

ikinci sırada bir sandalyeye oturuyor ve

in the back row. So let me that again. If you have a lot of

arka sırada dikiliyor. Bu yüzden tekrar izin ver.

people in one place and you need to take a picture of 20 or

Bir yerde çok insan varsa ve 20-30 kişinin fotoğrafını çekmeniz gerekiyorsa

thirty people sometimes people in the front row will kneel.

bazen en öndekiler diz çökebilir. Diz

They'll go down on their knees. They will kneel. The people in

çökecekler. Diz çökecekler.

the second row will sit on chairs and the people in the

İkinci sıradakiler sandalyelere oturacak ve

third row will stand. Um sometimes depending on your

üçüncü sıradakiler ayağa kalkacaktır. Um bazen dine bağlı olarak

religion as well. You may pray in this position. You might

da. Bu pozisyonda dua edebilirsiniz. Dindar

kneel to pray if you are a religious person and that's one

biriyseniz dua etmek için diz çökebilirsiniz ve bu

of your practices. Uh you might have a prayer mat and you might

sizin uygulamalarınızdan biridir. Bir seccadeniz olabilir ve namaz kılmak

kneel on that mat in order to pray. So kneeling when you go

için o hasırın üzerine diz çökebilirsiniz . Yani

down on both knees or just one knee. You can kneel on one knee

iki dizinizin üzerine ya da sadece bir dizinizin üzerine çöktüğünüzde diz çökün. Tek dizinizin üzerine de diz çökebilirsiniz

as well. Um and you're further down than crouching definitely.

. Um ve sen kesinlikle çömelmekten daha aşağıdasın.

And this is an interesting one. This person is kneeling. But in

Ve bu ilginç bir tanesi. Bu kişi diz çöküyor. Ancak

the world of sports we have a description of this position.

spor dünyasında bu pozisyonun bir açıklamasına sahibiz.

When we are in this position we say that you can take a knee.

Bu pozisyondayken diz çökebilirsin diyoruz.

This person is taking a knee. I can tell people on a team. Hey

Bu kişi diz çöküyor. Bir takımdaki insanlara söyleyebilirim. Hey,

take a knee. I'm go to talk. Sometimes if people on a sports

diz çök. konuşmaya gidiyorum Bazen bir spor takımındaki insanlar,

team are protesting if they are concerned that there is racism

in their sport or they have a concern they might take a knee

sporlarında ırkçılık olduğundan endişe duyduklarında protesto yapıyorlarsa veya

during the national anthem. And that would mean they go in this

milli marş sırasında diz çökebilirler. Bu da ayakta durmak yerine bu pozisyonda gitmeleri anlamına gelir

position instead of standing. I'm not going to get into the

.

controversy surrounding that. But certainly if you see

Bu konudaki tartışmalara girmeyeceğim. Ama kesinlikle

someone in this position you could say this person is

bu pozisyonda birini görürseniz, bu kişinin

kneeling or you can say this person is taking a knee. So

diz çöktüğünü söyleyebilirsiniz veya bu kişinin diz çöktüğünü söyleyebilirsiniz. Yani

going down On one knee.

tek dizinin üzerine çöküyor.

To stoop down. Sometimes you have to bend over a little bit.

Eğilmek için. Bazen biraz eğilmen gerekir.

When you stoop down or when you stoop by the way this word is

Eğildiğinde ya da bu arada eğildiğinde bu kelime

less common. I don't use this word very often. Um so when you

daha az yaygındır. Bu kelimeyi çok sık kullanmam. Eğildiğiniz zaman,

stoop down it means your head and shoulders are forward a

başınız ve omuzlarınız biraz önde demektir

little bit. If you go through a door that's not very tall you

. Çok yüksek olmayan bir kapıdan geçerseniz,

sometimes have to stoop down to walk through the door. You have

bazen kapıdan geçmek için eğilmeniz gerekir. Aşağı inmek için bir

to kind of lean your head and your shoulders Forward in order

nevi başınızı ve omuzlarınızı öne eğmelisiniz

to step down. Um so we had this when I was younger. We lived in

. Um, ben daha gençken buna sahiptik. Daha

an older house and if you were tall you had to stoop down to

eski bir evde yaşıyorduk ve uzun boyluysanız kapıdan geçmek için eğilmeniz gerekiyordu

get through the door. So that is the body position or action

. Yani bu, eve girmek için yapmanız gereken vücut pozisyonu veya eylemidir

you would need to take in order to get into the house. This is

. Bu,

something students sometimes do. They will slouch. Let me

öğrencilerin bazen yaptığı bir şeydir . Eğilecekler. Telaffuzunu

say that again so you understand the pronunciation.

anlaman için tekrar edeyim .

They will slouch. When you slouch in a chair you do not

Eğilecekler. Bir sandalyede kamburlaştığınızda

sit upright. You slide down in the chair like this person is

dik oturmuyorsunuz. Bu kişinin yaptığı gibi sandalyede aşağı kayıyorsunuz

doing. You don't use the chair properly. When students in a

. Sandalyeyi doğru kullanmıyorsun. Bir

class aren't interested sometimes they will slouch. And

sınıftaki öğrenciler ilgilenmediklerinde bazen kambur dururlar. Ve

eventually sometimes they'll fall asleep. But that's rare.

sonunda bazen uykuya dalarlar. Ama bu nadirdir.

But yes when you slouch you sit in a chair and then when you

Ama evet, kamburlaştığınızda bir sandalyeye oturuyorsunuz ve sonra

slide down so that you're in this position. We would say

aşağı kaydığınızda bu pozisyonda oluyorsunuz.

that you are slouching. Um often teachers will say don't

Eğiliyorsunuz diyeceğiz. Um, genellikle öğretmenler kamburlaşma derler

slouch. Uh or teachers will say sit up straight. Stop

. Ya da öğretmenler dik otur diyecekler .

slouching. Uh because slouching shows disinterest. It shows

Eğilmeyi bırak. Uh çünkü kambur durmak ilgisizliği gösterir. Tokayı

that you don't really care about the clasp. Sometimes our

gerçekten umursamadığınızı gösterir . Bazen

kids will do this as well at the supper table. They will

çocuklarımız bunu yemek masasında da yaparlar.

slouch or they will tip their chair. That's not really a body

Eğilecekler veya sandalyelerini devirecekler . Bu gerçekten bir vücut

position but I should have had a slide for that. They will tip

pozisyonu değil ama bunun için bir kaydırağım olmalıydı.

their chair back on two legs. So it's similar to slouching.

Sandalyelerini iki ayak üzerinde geriye yatıracaklar. Yani kamburlaşmaya benzer.

It's considered a bad use of a chair. So the opposite of

Bir sandalyenin kötü kullanımı olarak kabul edilir . Yani sarkıklığın tersi dik

slouch is to sit straight up. This gentleman he is sitting

oturmak. Bu beyefendi

straight up but he could also be sitting straight up with his

dimdik oturuyor ama sırtını sandalyesine dayayarak dimdik de oturuyor olabilir

back against his chair. So the back of the chair he could put

. Yani sandalyenin arkasına koyabileceği

his I'm trying to move the right hand here. He could sit

sağ elini buraya getirmeye çalışıyorum.

further back and we would still say he is sitting straight up.

Daha geride oturabilirdi ve yine de dik oturduğunu söyleyebiliriz.

But when you sit straight up your back is straight. You're

Ama dik oturduğunuzda sırtınız düzdür.

not slouching or leaning forward. It's just a good way

Kambur durmuyorsun ya da öne eğilmiyorsun. Oturmak için iyi bir yol

to sit. And then we have of course bend over. Sometimes you

. Ve sonra tabii ki eğildik. Bazen

drop something. Sometimes you need to pick something up. And

bir şey düşürürsün. Bazen bir şeyler toplaman gerekir. Ve

in order to do that you need to bend over. When you bend over

bunu yapmak için eğilmeniz gerekiyor. Eğildiğinizde

you lean the top part of your body your upper body forward.

vücudunuzun üst kısmını öne doğru eğin. Bu

By the way I should explain that for a sec. Everything

arada, bunu bir saniye açıklamalıyım. Kemerinizin üstündeki her şeye

above your belt we call the upper body everything below the

üst gövde diyoruz, kemerin altındaki her şeye

belt is called the lower body. So when you have oh you might

alt gövde denir. Yani oh'nuz olduğunda

hear this with a sports player. He has an upper body injury. Or

bunu bir sporcudan duyabilirsiniz. Vücudunun üst kısmında bir sakatlığı var. Veya daha

he has a lower body injury. So upper body everything above

düşük bir vücut yaralanması var. Yani üst gövde

your belt or above your waist and lower body before. When you

kemerinizin üstündeki veya belinizin üstündeki her şey ve daha önce alt gövde.

bend over you bend your upper body over and then you pick

Eğildiğinizde, vücudunuzun üst kısmını bükersiniz ve sonra

something up or you put something down. Uh or maybe I

bir şeyi kaldırırsınız veya bir şeyi yere koyarsınız. Ya da belki ben

don't not sure what this lady's doing. Maybe she dropped her

bu bayanın ne yaptığından emin değilim . Belki yiyeceklerini düşürmüştür

groceries. And she needs to bend over and over to in order

. Ve

to pick them up again. This is when you can hurt your back

onları tekrar almak için tekrar tekrar eğilmesi gerekiyor. Bu, eğildiğinizde sırtınızı incitebileceğiniz zamandır

when you bend over. Or if you do it improperly. So to sit

. Ya da yanlış yaparsanız. Bu yüzden bağdaş kurup oturmak için bacaklı demeye

cross legged I'm going to keep saying legged I think this is

devam edeceğim, sanırım bu

the British pronunciation. When you sit cross legged you sit

İngiliz telaffuzu. Bağdaş kurarak oturduğunuzda

like this. You sit on the ground and you cross your legs.

böyle oturuyorsunuz. Yere oturuyorsun ve bacak bacak üstüne atıyorsun. Sanırım

You can sit cross legged on a couch I guess. But usually for

bir kanepede bağdaş kurarak oturabilirsin . Ama genellikle

me I think as a teacher when I see people sitting cross legged

benim için bir öğretmen olarak düşünüyorum, bağdaş kurmuş oturan insanları gördüğümde,

it's usually at lunch or maybe during a class the teacher says

bu genellikle öğle yemeğinde ya da belki bir ders sırasında öğretmen

you know just sit in a circle and read the current book or

bilirsin diyor ki, bir daire şeklinde otur ve elindeki kitabı oku ya da

read a so students will sit cross legged in order to do

bir oku, böylece öğrenciler bağdaş kurarak otursunlar. bunu yapmak için sipariş

that. Again I think the American pronunciation might be

Yine Amerikan telaffuzunun

cross legged but I say legged cross legged. I by the way I

bağdaş kurmuş olabileceğini düşünüyorum ama ben bacaklı bağdaştırıcı diyorum. Bu arada dün bulabildiğim

asked all my colleagues all the colleagues I could find

tüm meslektaşlarıma sordum

yesterday. Do you say cross legged or cross legged? And

. Bağdaştırıcı mı diyorsun yoksa bağdaş kurarak mı? Ve

most of them said cross legged and then some started to doubt

çoğu bağdaş kur dedi ve sonra bazıları kendilerinden şüphe etmeye başladı

themselves. So but we're going to go with cross legged.

. Yani ama bağdaş kurarak gideceğiz.

To curl up in a ball. So this is a position that's related to

Top şeklinde kıvrılmak. Yani bu duyguyla ilgili bir pozisyon

emotion. When someone's feeling a lot of negative emotions if

. Birisi çok fazla olumsuz duygu hissettiğinde, eğer

someone's feeling sad feeling depressed. They might lay in

biri üzgün hissediyorsa, depresif hissediyor.

bed during the day or at night and they might curl up in a

Gündüz veya gece yatakta uzanabilirler ve top şeklinde kıvrılabilirler

ball. When someone gets injured they might curl up in a ball if

. Birisi yaralandığında, eğer birisi acı çekiyorsa, bir top gibi kıvrılabilir

someone is in pain. They might curl up in a ball. So you can

. Bir topun içinde kıvrılabilirler. Yani

see this person is putting their body into the smallest

bu kişinin vücudunu

form that we can and it looks a little bit like a ball. Um many

elimizden gelen en küçük forma soktuğunu ve biraz topa benzediğini görebilirsiniz.

many years ago I had a kidney stone. A kidney stone is a

Uzun yıllar önce böbrek taşım vardı. Böbrek taşı,

sharp pain in your kidney. Uh and so was in pain and so I was

böbreğinizde keskin bir ağrıdır. Uh ve çok acı çekiyordum ve bu yüzden

curled up in a ball. Um so it's a very common description.

bir topun içinde kıvrıldım. Um, bu çok yaygın bir tanım.

Someone who is very sad. Someone who is very upset.

çok üzgün olan kimse. Çok üzgün olan kimse.

Someone who is in pain might curl up in a ball. Um they

Acı çeken biri top şeklinde kıvrılabilir.

might try to be more comfortable by doing that. Uh

Bunu yaparak daha rahat olmaya çalışabilirler.

to lean over. So lean is interesting because you can

Eğilmek için. Yalınlık ilginç çünkü

lean against a wall. But when you lean over it generally

bir duvara yaslanabilirsiniz. Ama üzerine eğildiğinizde genelde

means like this. So you can lean over to talk to someone.

böyle bir anlama gelir. Böylece biriyle konuşmak için eğilebilirsin.

If Jen and I were sitting in a movie theater I can lean over

Jen ve ben bir sinema salonunda oturuyor olsaydık, eğilip

and ask her a question. I can lean over and ask one of my

ona bir soru sorabilirdim. Eğilip çocuklarımdan birine yanımda

kids a question if they're sitting beside me. So that's

oturuyorlarsa bir soru sorabilirim . Yani bu,

moving the upper body this way. In this picture the man and

vücudun üst kısmını bu şekilde hareket ettiriyor. Bu resimde erkek ve

woman are both leaning over towards each other. Um Instead

kadın birbirlerine doğru eğiliyor. Um

of lean. So this person you can lean against a wall. You can

Yalın yerine. Yani bu kişiyi duvara yaslayabilirsiniz. Öne

lean forward. You can lean backwards. Um you can lean to

eğilebilirsin. Arkaya yaslanabilirsiniz. Bir

from side to side. But it simply means that you are

yandan diğer yana eğilebilirsin. Ama bu sadece

either moving your upper body or you are against something.

ya üst bedeninizi hareket ettirdiğiniz ya da bir şeye karşı olduğunuz anlamına gelir.

Okay. Um students will often lean against their lockers when

Tamam aşkım. Um öğrenciler genellikle

they are standing in the hallway at school. Um sometimes

okulda koridorda dururken dolaplarına yaslanırlar. Bazen Jen'le

I will lean on the counter in the kitchen while I'm talking

konuşurken mutfakta tezgaha yaslanacağım

to Jen. So to lean is simply to put your body in a knot You're

. Yani eğilmek basitçe vücudunuzu bir düğüm haline getirmektir.

still standing but you're touching something. There,

Hâlâ ayaktasınız ama bir şeye dokunuyorsunuz. İşte, bence

that's a good way to describe lean, I think. On tiptoes. So

bu yalını tanımlamanın iyi bir yolu . Parmak uçlarında. Yani

sometimes you can't see because the people in front of you are

bazen önünüzdeki insanlar

really tall and you want to try to be taller. In order to do

gerçekten uzun olduğu için göremiyorsunuz ve daha uzun olmaya çalışmak istiyorsunuz. Bunu yapmak için parmak

that you might go on your tiptoes. You might go on

uçlarında gidebilirsin.

tiptoes. So that's when you have your foot flat on the

Parmak uçlarında gidebilirsin. İşte o zaman ayağınız

ground and you just go up on your toes. This person is

yere düz basar ve sadece ayak parmaklarınızın üzerinde yükselirsiniz . Bu kişi

standing on their tiptoes. Um little kids often stand on

parmak uçlarında duruyor. Um küçük çocuklar genellikle

their tiptoes. When they're trying to see something they

parmak uçlarında dururlar. Bir şey görmeye çalıştıklarında

will go up on their tiptoes. In order to see it. Uh it's it's

parmak uçlarında yükselirler. Onu görmek için. Uh, bu

kind of an interesting word isn't it? Um let's look up the

biraz ilginç bir kelime değil mi?

official meaning. Meaning of tiptoes. So it says so to walk

Resmi anlamına bakalım. Parmak uçlarının anlamı.

directly and carefully on one's toes raised to keep one's

weight up and to be taller. Interestingly enough when you

Ağırlığını korumak ve daha uzun olmak için parmak uçlarında dik ve dikkatli bir şekilde yürümek böyle der. İlginçtir ki,

tiptoe it also means to walk quietly. Okay so when you stand

sessizce yürümek aynı zamanda sessizce yürümek demektir . Tamam,

on your tiptoes it looks like this. When you walk on your

parmak uçlarında durduğunda böyle görünüyor. Parmak uçlarında yürümek,

tiptoes it usually means you're trying to walk in a way where

genellikle gerçekten sessiz olduğun bir şekilde yürümeye çalıştığın anlamına gelir

you're really really quiet. Uh I don't like it when tall

. Uh uzun boylu

people stand in front of me if I go somewhere so not not not

insanların önümde durmasından hoşlanmıyorum bir yere gidersem çok

enjoyable I am of average height so I'm not short but I'm

eğlenceli değil orta boyluyum yani kısa değilim ama

not tall I think I'm five foot 10 and a half in Canada we

uzun da değilim sanırım 1.60 boyundayım ve Kanada'da bir buçuk, yükseklikten

measure in feet and inches when we talk about height. I know

bahsederken fit ve inç cinsinden ölçeriz . Biliyorum, yalan söylemek

we're a weird country so to lie. So notice this is the verb

için tuhaf bir ülkeyiz . Öyleyse bunun yalan fiili olduğuna dikkat edin

lie. When you lie so where it means you are like this. You

. Yalan söylediğinde böyle olduğun anlamına gelir.

are prone on the ground. You are flat on the ground. I

Yerde yüzüstü yatıyorsun. Yerde düzsün.

shouldn't use prone because that usually means face down.

Yüzüstü kullanmamalıyım çünkü bu genellikle yüz üstü anlamına gelir.

Um in English though and I'm really bad at this. I often use

Um İngilizce olsa da ve ben bunda gerçekten kötüyüm. Sık sık

the verb lay. Which is incorrect but I still use it. I

lay fiilini kullanırım. Bu yanlış ama ben hala kullanıyorum.

will say I'm going to lay down. I should technically say lie. I

yatacağımı söyleyeceğim. Teknik olarak yalan söylemeliyim.

can lay my phone on my desk. And when I go in this body

Telefonumu masamın üzerine koyabilirim. Ve bu vücut

position I'm going I will use the verb lie. So when you lie

pozisyonuna girdiğimde gidiyorum yalan fiilini kullanacağım . Yani yalan söylediğinde

you are not standing or sitting and sometimes you're sleeping.

ayakta ya da oturmuyorsun ve bazen uyuyorsun.

Sometimes you're just doing this. You're just looking at

Bazen sadece bunu yapıyorsun. Sadece

the clouds because it's fun to lie in the grasp and look at

bulutlara bakıyorsun çünkü kucağına uzanıp

the clouds. Um when you are prone it generally means that

bulutlara bakmak eğlenceli. Yüzüstü yattığınızda, bu genellikle

you are lying with your face down or you're basically the

yüzünüz aşağı bakacak şekilde yattığınız anlamına gelir veya temel olarak

front of your body against the ground or a mattress. Um when

vücudunuzun önü yere veya bir şilteye dayalıdır. Um,

you are in the fetal position you are usually curled up in a

cenin pozisyonundayken genellikle yan

ball on your side. We call this the fetal position because it's

tarafınızda bir top şeklinde kıvrılırsınız. Buna cenin pozisyonu diyoruz çünkü

like how babies are in the mother's womb. I guess that's

bebekler anne karnındaki gibi. Sanırım

probably where it comes from. Um so this person is in the

muhtemelen oradan geliyor. Yani bu kişi

fetal position. Some people sleep in the fetal position.

cenin pozisyonunda. Bazı insanlar cenin pozisyonunda uyurlar.

But sometimes people are in the fetal position again because

Ancak bazen insanlar acı çekebilecekleri için tekrar cenin pozisyonundadırlar

they might be in pain. Uh they might be sad or depressed. They

. Üzgün ya da depresif olabilirler.

might just be in the fetal position because of how they

Nasıl hissettiklerinden dolayı cenin pozisyonunda olabilirler

are feeling. Sometimes we lie face down or we lie on our

. Bazen yüzüstü ya da yüz üstü yatarız

stomach. So when you lie on you should say lie on your stomach.

. O yüzden yüz üstü yattığınızda yüzüstü yat demelisiniz.

Sorry that's a mistake. We should have that in there. So

Üzgünüm bu bir hata. Bunu orada yapmalıyız. Böylece

you can lie face down. Or you can lie on your stomach. Um

yüz üstü yatabilirsiniz. Veya yüzüstü yatabilirsiniz. Um,

this is how some people sleep. I will sleep like this a little

bazı insanlar böyle uyur. Bazen biraz böyle uyuyacağım

bit sometimes. If I'm having trouble sleeping. And if I'm

. Uyumakta zorlanıyorsam. Ve eğer

tossing and turning. When you toss and turn it means you

savuruyor ve dönüyorsam. Fırlayıp döndüğünüzde

can't fall asleep on your back. You can't can't fall asleep on

sırt üstü uyuyamayacaksınız demektir. Yanında uyuyamazsın

your side. So you try different positions. Sometimes I will lie

. Yani farklı pozisyonlar deniyorsunuz. Bazen

on my stomach. So but we we sometimes say lie face down or

yüzüstü yatacağım. Yani ama biz bazen yüz üstü yatın ya da yüz

lie on your stomach. Sorry for the mistake there. Lie on your

üstü yatın deriz. Oradaki hata için özür dilerim . Karnına yat

stomach. Sometimes you lie on your back. And sometimes you

. Bazen sırt üstü yatarsın . Ve bazen de

lie on your side. Notice this is a little different than the

yan yatıyorsun. Bunun cenin pozisyonundan biraz farklı olduğuna dikkat edin

fetal position. This person is definitely curled up in a ball.

. Bu kişi kesinlikle bir topun içinde kıvrılmış.

Whereas this person is a little more relaxed right? So you can

Oysa bu kişi biraz daha rahatlamış değil mi? Böylece yan

lie on your side. Um I usually lie on my side when I sleep.

yatabilirsiniz. Um, genellikle uyurken yan yatarım.

But sometimes my I have my arm under my pillow and under my

Ama bazen kolum yastığımın altında ve başımın altında

head and then it will fall asleep so not always the best

ve sonra uykuya dalacak, bu yüzden her zaman uyumanın en iyi

way to sleep because it's not fun when you're do you know

yolu değil çünkü sen olduğunda eğlenceli değil,

what I mean when I say my arm falls asleep you know when your

kolum uykuya dalıyor dediğimde ne demek istediğimi anlıyor musun?

arm gets all tingly or your leg gets all tingly because of how

Kolunuz tamamen karıncalandığında ya da oturma şeklinizden dolayı bacağınızda karıncalanma olduğunda,

you're sitting we say that it has fallen asleep. So sometimes

uykuya daldığını söyleriz. Bu yüzden bazen

my arm will fall asleep and then it'll be all like and feel

kolum uyuyakalır ve sonra her şey

funny. Bow. So sometimes you bow. In some country you bow

komik gelir. Yay. Yani bazen eğilirsin. Bazı ülkelerde

out of respect or it's a greeting. In some places you

saygıdan dolayı eğilirsiniz veya bu bir selamlamadır. Bazı yerlerde

bow at the end of a play. If I was an actor in a play when the

bir oyunun sonunda eğilirsiniz. Bir oyunda oyuncu olsaydım,

play is over I might come out and bow. Um so it is a position

oyun bittiğinde dışarı çıkıp eğilebilirdim. Yani hafifçe öne eğildiğiniz bir pozisyon

where you lean forward slightly. Um you might have

. Um,

your hands at your sides. Um but you will come out and bow.

elleriniz yanlarınızda olabilir. Um ama dışarı çıkıp eğileceksin.

Generally bowing in North America is after a performance

Genel olarak Kuzey Amerika'da selam vermek, bir tür performansın peşinden gitmektir

of some kind. Someone might play the piano for a large

. Birisi geniş bir dinleyici kitlesi için piyano çalabilir

audience. And when they're done they might stand up and bow. As

. Ve işleri bittiğinde ayağa kalkıp eğilebilirler.

the audience is applauding they might bow. Um but yes in some

Seyirci alkışlarken eğilebilirler. Ama evet, bazı yerlerde

places it is culturally significant to bow to people.

insanlara boyun eğmek kültürel olarak önemlidir.

It's something you do out of respect or greeting. There's

Bu saygı veya selamlama için yaptığınız bir şey .

another pronunciation but it means something else and that's

Başka bir telaffuz daha var ama başka bir anlama geliyor ve o da

bow. I can wear bow in my hair. Although men don't usually wear

yay. Saçlarıma fiyonk takabilirim. Erkekler saçlarına genellikle fiyonk takmasa da

bows in their hair. But this is a bow. I shouldn't confuse you.

. Ama bu bir yay. kafanı karıştırmamalıyım

Uh and then on the feminine side there's something called a

Uh ve sonra kadınsı tarafta reverans denen bir şey var

curtsy. Um generally we see more bows than curtsies now.

. Genel olarak artık reveranslardan çok reverans görüyoruz.

Curtsies are becoming less common. If I go and see a play

Reveranslar daha az yaygın hale geliyor. Gidip bir oyun görsem

and if there are men and women in the play at the end of the

ve oyunun sonunda oyunda erkekler ve kadınlar varsa

play they will all come out in bow. Sometimes the women will

hepsi selam vererek çıkarlar. Bazen kadınlar

curtsy. Um if you go and see a dance recital or if you go

reverans yapar. Gidip bir dans resitali izlerseniz veya

watch a dance you're probably more likely to see women

bir dans seyrederseniz muhtemelen

courtesy or girls courtsy at the end but I think bowing has

sonunda kadınların nezaketini veya kızların nezaketini görürsünüz ama bence eğilmek Kuzey

become much more common in North America. But this is

Amerika'da çok daha yaygın hale geldi . Ancak buna,

called a courtsy where you bend slightly at the knees and if

dizlerinizi hafifçe büktüğünüz ve

you're wearing a dress or skirt you kind of hold it a little

bir elbise veya etek giyiyorsanız, onu biraz tuttuğunuz bir kort denir

bit. Bob the Canadian's not an expert on how to curtsy but I

. Kanadalı Bob reverans konusunda uzman değil ama ben

have seen it. And so we talk about raise your hand. This is

bunu gördüm. Ve böylece elinizi kaldırmaktan bahsediyoruz. Bu

a little more of an action but it's also a body position. The

biraz daha fazla bir hareket ama aynı zamanda bir vücut pozisyonu.

action is raising your hand. The body position is to sit

Eylem elinizi kaldırıyor. Vücut pozisyonu,

there with your hand up waiting for the teacher to call on you.

öğretmenin size seslenmesini beklemek için eliniz yukarıda olacak şekilde orada oturmaktır.

Um so when you have when you have a class and you say to the

Um, yani bir dersiniz varken öğrencilere cevabı bilen var mı dersiniz

students does anyone know the answer? They will raise their

? Cevabı

hand to indicate that they know the answer. That is a common

bildiklerini belirtmek için ellerini kaldıracaklar . Bu,

way for people in North American classrooms to indicate

Kuzey Amerika sınıflarındaki insanların öğretmene verecek

that they have an answer for the teacher and probably around

bir cevapları olduğunu ve muhtemelen

the world as well. Sometimes you stand with your hands on

dünyanın her yerinde olduğunu belirtmelerinin yaygın bir yoludur. Bazen elleriniz kalçanızda durursunuz

your hips. This can be comfortable. This can be to

. Bu rahat olabilir. Bu

show defiance. This can show that you're serious about

meydan okumak için olabilir. Bu, bir konuda ciddi olduğunuzu gösterebilir

something. Sometimes if you watch sports the coach will

. Bazen spor izlerseniz, antrenör

stand on the sidelines with their hands on their hips. So

elleri kalçalarında kenarda durur. Yani

your hands are then actually right on your hips. I sometimes

elleriniz aslında kalçalarınızın üzerindedir. Bazen rahat

stand this way because it's just comfortable. But this

olduğum için bu şekilde duruyorum . Ama bu

person just looks happy to stand with their hands on their

kişi elleri kalçalarında ayakta durmaktan mutlu görünüyor

hips. But it's certainly another body position. Um which

. Ama kesinlikle başka bir vücut pozisyonu.

has no real meaning. But yeah sometime I notice it a lot with

Gerçek bir anlamı olmayan Um. Ama evet bazen bunu sporda çok fark ediyorum

sports. Uh coaches often stand with their hands on their hips

. Antrenörler genellikle kenarda elleri kalçalarında dururlar

on the sidelines. Headstand. So we have headstand and

. Baş duruşu. Yani baş duruşumuz ve

handstand. I'm sure you can figure out the difference. A

amuda duruşumuz var. Eminim aradaki farkı anlayabilirsin.

headstand is when you invert your body. So you are now the

Baş duruşu, vücudunuzu ters çevirdiğiniz zamandır . Yani artık

opposite of normal. Your head is towards the ground. Uh and

normalin tersisin. Başınız yere doğru. Uh ve

your feet are up in the air. That's how we would describe

ayakların havada. Biz böyle tarif ederdik

it. Your head is on the ground. Your feet are up in the air.

. Başın yerde. Ayaklarınız havada.

And you balance on your head. So this is a headstand. You

Ve kafanın üzerinde dengedesin. Yani bu bir baş duruşu. Gidip jimnastik izlerseniz bazen

will see people do headstands sometimes if you go and watch

insanların amuda kalktığını görürsünüz

gymnastics. Uh or you might just see people doing it for

. Uh ya da sadece plajda eğlenmek için yapan insanları görebilirsiniz

fun at the beach. If you are physically fit and able to. You

. Eğer fiziksel olarak uygunsanız ve yapabiliyorsanız.

might do a headstand. And if you're really strong you might

Baş duruşu yapabilirsin. Ve eğer gerçekten güçlüysen

do a handstand. I don't recommend doing handstands this

amuda kalkabilirsin. Kenara bu kadar yakın amuda kalkmayı önermiyorum

close to the edge. I'm pretty sure this picture is Photoshop.

. Bu resmin Photoshop olduğundan eminim. Çünkü

Cuz noone in the right mind would do a handstand that close

aklı başında hiç kimse suyun kenarına bu kadar yakın bir yerde amuda kalkmaz

to the edge of the water. Um but definitely this is a

. Ama kesinlikle bu bir

headstand and this is a handstand. Um I Used to be able

amuda kalkma ve bu da bir amuda kalkma. Eskiden

to do both. I probably could still do a headstand. But I'd

ikisini de yapabiliyordum. Muhtemelen hala baş duruşu yapabilirim. Ama

have to do it against the wall. And I think if I tried to do a

bunu duvara karşı yapmalıyım. Ve sanırım

handstand that wouldn't work. And I used to be able to walk

amuda kalkmaya çalışırsam bu işe yaramaz. Ve

on my hands when I was younger. Maybe that should be my new

küçükken ellerimin üzerinde yürüyebiliyordum. Belki de yeni

year's resolution to get in good enough shape that I can do

yıl kararım, yeniden amuda ve amuda kalkabilecek kadar iyi bir şekle girmek olmalı

a headstand and a handstand again. Although when you do a

. Yine de

headstand all the blood rushes to your head. And it makes you

amuda kalktığınızda tüm kan başınıza hücum eder. Ve bu seni

feel funny. So sometimes hear this phrase in a police show.

komik hissettiriyor. Bu yüzden bazen bu cümleyi bir polis programında duyarsınız.

You'll hear them say up against the car spread eagle. That

Araba yayılmış kartalın karşısında dediklerini duyacaksınız. Bu,

means that your legs are apart and your arms are apart. So you

bacaklarınızın ayrı ve kollarınızın ayrı olduğu anlamına gelir. Yani

are spreading out your legs and spreading out your arms. Police

bacaklarınızı ve kollarınızı açıyorsunuz. Polis

officers often have people spread eagle so they can pat

memurları,

them down to look for weapons or other things they shouldn't

silahları veya sahip olmamaları gereken diğer şeyleri aramak için üzerlerine dokunabilmeleri için genellikle insanlara kartal dağıtır

have. But if you do watch Canadian or American TV or

. Ama Kanada ya da Amerikan televizyonu ya da

British TV when they arrest someone they might say get him

İngiliz televizyonu izlerseniz, birisini tutukladıklarında onu

up against the car. Spread eagle. Um let's search him for

arabanın önüne getirin diyebilirler. Kartal yayıldı. Um,

whatever they need to search for. And then we have a the

aramaları gereken her şeyi onu arayalım . Ve sonra bir

word straddle. Straddle is when your legs are on both sides of

straddle kelimemiz var. Straddle, bacaklarınızın bir şeyin her iki tarafında olduğu zamandır

something. So this person is sitting backwards on a chair.

. Yani bu kişi bir sandalyede ters oturuyor. Sandalyeye

We would say he is straddling the chair. When you ride a

oturduğunu söyleyebiliriz . Bir

horse you straddle the horse. When you ride a bike you

ata binerken, ata binersiniz. Bisiklete bindiğinizde,

technically straddle the bike. We don't use that word to talk

teknik olarak bisiklete binersiniz. Bisiklet hakkında konuşmak için bu kelimeyi kullanmayız

about cycling. But technically anytime your legs are on both

. Ama teknik olarak ne zaman bacaklarınız bir şeyin iki yanındaysa,

sides of something you are straddling it. You can straddle

onu ata binersiniz.

a fence when you climb a fence and if you sit on the top with

Bir çite tırmanırken bir çitin üzerine binebilirsiniz ve eğer

one leg on one side and one on the other we would say that you

bir ayağınız bir tarafta ve diğeri diğerinde olacak şekilde tepeye oturursanız,

are straddling the fence. And then there's what's called

çitin üzerine bindiğinizi söyleriz. Ve sonra asılı denilen şey var

hang. When you hang you simply find a bar and you put your

. Asıldığınızda, sadece bir bar bulursunuz ve ellerinizi koyarsınız

hands on and you hang. I do this. I don't do a lot of chin

ve asılırsınız. Bunu yapıyorum. Çok fazla chin

ups. Or pull ups. But I do hang from a bar a little bit

up yapmıyorum. Veya pull-up'lar. Ama sırf

everyday just to kind of stretch out this part of my

vücudumun bu kısmını biraz esnetmek için her gün bir bara biraz takılıyorum

body. Um it's supposed to be good to hang every once in a

. Um, arada bir takılmak iyi olur

while. Uh it's supposed to be good for your back and good for

. Uh, sırtın için iyi olmalı,

your arms and shoulders for sure. And then recline. I do

kolların ve omuzların için de iyi olmalı . Ve sonra yaslanın.

this everyday. Recline is when you sit and you your upper body

Bunu her gün yapıyorum. Arkaya yaslanma, oturduğunuzda vücudunuzun üst kısmı

leans back a bit and then your feet are usually up. So this

biraz geriye doğru eğilir ve ardından ayaklarınız genellikle yukarıdadır. Yani bu

person is in a chair that's called a recliner. And you can

kişi yatar denilen bir sandalyede oturuyor . Ve

recline in a chair like that. So you're not sitting straight

böyle bir sandalyeye yaslanabilirsin. Yani dik oturmuyorsun

up. You're not slouching. You're just tilted back a

. Sen eğilmiyorsun. Sadece biraz geriye eğildin

little bit. You're leaning back a little bit for comfort. So

. Rahatınız için biraz geriye yaslanıyorsunuz.

this is probably the nicest way to sit when you read a book.

Bu muhtemelen bir kitap okurken oturmanın en güzel yoludur. Günün

It's nice to in a chair at the end of the day to relax a

sonunda biraz rahatlamak için bir sandalyede oturmak güzel

little bit. Always fun.

. Herzaman eğlenceli.