Let's Learn English by Rivers, Lakes, and Streams | A Video to Learn English with Subtitles

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob. Bugün

You can see behind me that we have quite a few clouds today.

epeyce bulutumuz olduğunu arkamda görebilirsiniz .

So I thought I would do a video to help you learn English and talk about rain and snow

Bu yüzden, İngilizce öğrenmenize ve yağmur ve kar hakkında konuşmanıza yardımcı olacak bir video yapmayı düşündüm

- where rain goes after it falls and kind of just teach you some English along the way.

- yağmur yağdıktan sonra nereye gider ve yol boyunca size biraz İngilizce öğretir.

So if you look up in the sky behind me you can see that we have some dark clouds.

Yani arkamdaki gökyüzüne bakarsanız, biraz kara bulutlarımız olduğunu görebilirsiniz.

We could call these dark clouds.

Bunlara kara bulutlar diyebiliriz.

We could call them rain clouds.

Onlara yağmur bulutları diyebiliriz.

If they were a little bit darker I would probably call them storm clouds, and two things fall

Biraz daha koyu olsalardı muhtemelen onlara fırtına bulutları derdim ve gökten iki şey düşer

out of the sky, two kinds of water.

, iki tür su.

We have raindrops, so a raindrop is, is the smallest little drop of water that falls out

Yağmur damlalarımız var, yani yağmur damlası gökten düşen en küçük su damlasıdır

of the sky.

.

And you can’t quite see it but the other thing that can fall is snow, and snow falls

Ve tam olarak göremiyorsunuz ama yağabilecek diğer şey kar ve kar,

as snowflakes.

kar taneleri olarak düşüyor.

So you can have raindrops that fall out of the sky and you can have snowflakes.

Yani gökten düşen yağmur damlalarına sahip olabilirsiniz ve kar tanelerine sahip olabilirsiniz. Gökyüzünden düşen

There’s a couple different kinds of rain that falls out of the sky.

birkaç farklı türde yağmur var .

You can have a drizzle.

Bir çiseleme yapabilirsiniz.

A drizzle is when hardly any rain is falling out of the sky.

Çiseleme, gökten neredeyse hiç yağmur yağmadığı zamandır .

You can have a sprinkling.

Bir serpme yapabilirsiniz.

You can say it’s sprinkling outside.

Dışarısı serpiliyor diyebilirsiniz.

When it’s sprinkling outside it means that even bigger drops are falling.

Dışarıya serpildiğinde daha da büyük damlalar düşüyor demektir.

You could have a light shower.

Hafif bir duş alabilirsin.

A light shower would be when you almost need an umbrella if there’s a light shower.

Hafif bir duş varsa, neredeyse bir şemsiyeye ihtiyacınız olduğunda hafif bir duş olur.

And then you can say it’s pouring rain.

Ve sonra yağmur yağdığını söyleyebilirsin.

And when it’s pouring rain there is just a lot of rain.

Ve yağmur yağdığında, sadece çok fazla yağmur var.

So if you look right here you can see puddles.

Yani buraya bakarsanız su birikintilerini görebilirsiniz.

After it rains you end up with puddles which are small pools of water that form on driveways,

Yağmur yağdıktan sonra, araba yollarında, otoparklarda oluşan küçük su birikintileri olan su birikintileriyle karşılaşırsınız

in parking lots.

. Evdeki garaj yolumda

This particular set of puddles that is in my driveway at home.

olan bu özel su birikintileri .

And puddles, they kind of stay until the sun dries them up.

Ve su birikintileri, güneş onları kurutana kadar öylece kalırlar .

And we call that evaporating.

Biz buna buharlaşma diyoruz.

We say that the sun causes the water to evaporate.

Güneşin suyun buharlaşmasına neden olduğunu söylüyoruz.

So these puddles, they don’t go anywhere.

Yani bu su birikintileri hiçbir yere gitmiyor.

The water doesn’t flow anywhere, and we just have to wait a few days for them to evaporate

Su hiçbir yere akmıyor ve buharlaşmaları veya kurumaları için birkaç gün beklememiz gerekiyor

or for them to dry up.

.

That’s kind of fun!

Bu çok eğlenceli!

So if you look way up there on my shed we have what we call an eavestrough.

Kulübemin yukarısına bakarsanız, kulak misafiri dediğimiz şeye sahibiz. Saçak

An eavestrough is a gutter, it’s a trough along the side of a building so that when

bir oluktur, bir binanın yan tarafındaki oluktur, böylece yağmur

it rains the water goes from the roof into the eavestrough.

yağdığında su çatıdan saçaklara gider .

From there - I’ll zoom up a bit if I can - from there you’ll see that the eavestrough

Oradan - becerebilirsem biraz yakınlaştıracağım - oradan saçakların

is connected to a downspout.

bir iniş borusuna bağlı olduğunu göreceksiniz.

I’m not sure I went high enough.

Yeterince yükseğe çıktığımdan emin değilim.

And the downspout takes the water down.

Ve iniş borusu suyu aşağı çeker.

So this over here, this is the downspout.

Yani burası, bu iniş borusu.

This one just opens onto the ground.

Bu sadece yere açılıyor.

On my house the downspout goes into a cistern which is a place where you can store water.

Evimde iniş borusu, su depolayabileceğiniz bir yer olan bir sarnıcın içine giriyor .

So I’m, I’m standing out here along the road.

Yani ben, burada yol boyunca duruyorum .

You can see the road over there, and this right here is what we call a ditch.

Oradaki yolu görebilirsiniz ve burası bizim hendek dediğimiz şeydir.

So when it rains, when the rain hits the road over there it flows off the road into the

Yani yağmur yağdığında, yağmur oradaki yola çarptığında yoldan hendeğe akar

ditch, and the ditch takes all that water down the road usually to a stream or river,

ve hendek yoldaki tüm suyu genellikle bir dereye veya nehre götürür,

we’ll go look at that in a minute.

bir dakika sonra gidip buna bakacağız.

So a ditch isn’t just something you’ll find along the road.

Yani bir hendek sadece yol boyunca bulacağınız bir şey değildir .

You’ll also have ditches in fields.

Ayrıca tarlalarda hendekleriniz olacak.

So this is a small ditch in this field so that the water has somewhere to go when it

Bu, yağmur yağdığında suyun gidecek bir yeri olsun diye bu tarlada küçük bir hendek

rains.

.

So behind me here we have a small stream.

Arkamda burada küçük bir dere var.

It’s flowing underneath this bridge here and you can see the stream has fairly fast

Burada bu köprünün altından akıyor ve derenin oldukça hızlı

moving water and it’s very shallow.

hareket eden suyu olduğunu ve çok sığ olduğunu görebilirsiniz.

Streams are usually fairly shallow.

Akarsular genellikle oldukça sığdır.

If it was summer and it was warmer you could walk through the stream because it’s only

Mevsim yazsa ve hava daha sıcaksa, derenin içinden yürüyerek geçilebilir çünkü burası ancak

about this deep.

bu kadar derin.

So we would call this a stream, you can also call it a brook.

Yani biz buna akarsu deriz, siz buna dere de diyebilirsiniz.

And if you’ve ever heard the the term “a babbling brook”, if I stop talking for a

Ve "gevezelik eden bir dere" terimini daha önce duyduysanız , burada bir dakika konuşmayı bırakırsam

minute here you’ll be able to hear this stream makes kind of a babbling sound so let’s,

bu akışın bir tür gevezelik sesi çıkardığını duyabileceksiniz, o yüzden hadi

let’s listen to it, not the car going over the bridge.

onu dinleyelim, arabayı değil köprüden geçiyor .

So hopefully you could hear that a bit as the water flows over the rocks, it’s like

Umarım su kayaların üzerinden akarken

the stream is talking a little bit.

dere biraz konuşuyormuş gibi bunu biraz duyabilirsiniz.

So behind me you’ll see what we call a pond.

Arkamda gölet dediğimiz şeyi göreceksin.

I’m not sure exactly how to describe a pond.

Bir göleti tam olarak nasıl tanımlayacağımdan emin değilim.

It’s definitely bigger than a puddle, and it’s smaller than a lake.

Kesinlikle bir su birikintisinden daha büyük ve bir gölden daha küçük.

So it’s really just a small body of water.

Yani gerçekten sadece küçük bir su kütlesi.

So behind me you’ll see a river.

Yani arkamda bir nehir göreceksin.

A river is obviously a lot bigger than a stream or brook.

Bir nehir, belli ki bir dere veya dereden çok daha büyüktür .

Once the rain has fallen, and the raindrops have flowed through ditches and streams, eventually

Yağmur yağdıktan ve yağmur damlaları hendeklerden ve derelerden aktıktan sonra, sonunda

all of the water ends up in the river.

tüm su nehre dökülür.

And rivers are really cool because people can do recreational activities on a river.

Ve nehirler gerçekten harika çünkü insanlar nehir üzerinde eğlence aktiviteleri yapabilirler.

You can go fishing on a river.

Bir nehirde balık tutmaya gidebilirsiniz. İçinde

It’s big enough that it will have fish.

balık olacak kadar büyük.

You can go boating on a river.

Bir nehirde tekne gezintisine çıkabilirsiniz.

You can go canoeing on a river.

Nehirde kano yapmaya gidebilirsiniz.

So I was on my way to the lake and we’re still going there by the way, but I was driving

Bu yüzden göle gidiyordum ve bu arada hala oraya gidiyoruz, ama

by this river, this is called the Grand River, and I remembered that there was a couple of

bu nehrin yanından geçiyordum, buna Grand River deniyor ve

things I forgot to mention about rivers.

bahsetmeyi unuttuğum birkaç şey olduğunu hatırladım. nehirler

One is the edge of a river is called the riverbank.

Bir nehrin kenarına nehir kıyısı denir.

And sometimes the water in a river can rise, and the water can go over the bank and you

Ve bazen bir nehirdeki su yükselebilir ve su kıyıyı aşabilir ve

can have a flood.

bir sel olabilir.

So a flood is when water goes where it’s not supposed to go.

Yani sel, suyun gitmemesi gereken yere gitmesidir.

Rivers do that quite often where the water level will rise, especially in the spring

Nehirler, özellikle

in Canada because everything melts.

Kanada'da her şey eridiği için ilkbaharda su seviyesinin yükseleceği yerlerde bunu oldukça sık yapar.

So as all the snow and ice melts the water rises in the river and sometimes it floods,

Böylece tüm kar ve buz eridikçe nehirdeki su yükselir ve bazen taşar,

goes over the bank of the river and you have a flood.

nehrin kıyısını aşar ve bir seliniz olur.

So let’s, let’s keep going so we can get to the lake.

Öyleyse, devam edelim ki göle varabilelim.

So behind me is a river and that river flows into a lake.

Yani arkamda bir nehir var ve o nehir bir göle akıyor.

You can see the pier behind me and a small lighthouse.

Arkamda iskeleyi ve küçük bir deniz fenerini görebilirsiniz.

And way in the distance all of that water is a lake.

Ve çok uzakta, o suyun tamamı bir göl.

This lake is called Lake Erie.

Bu göle Erie Gölü denir.

I’m going to walk out to the end of the pier, as I’m walking out if you look back,

İskelenin sonuna kadar çıkacağım , dışarı çıkarken arkanıza bakarsanız,

one of the cool things about lakes is they often have a beach - a sandy beach.

göllerle ilgili harika şeylerden biri de genellikle bir kumsala sahip olmalarıdır - kumlu bir plaj.

So similar to the ocean, lakes sometimes have a beach, obviously in the middle of January

Okyanusa çok benzer, göllerin bazen bir plajı vardır, belli ki Ocak ayının ortasında

no one’s swimming, but there is a bit of a sandy beach there where in the summer you

kimse yüzmüyor, ama orada biraz kumlu bir plaj var, yazın

could come and wear your bathing suit and go for a little swim.

gelip mayonuzu giyip biraz yüzebilirsiniz. .

You can also see there’s a few waves coming in, there’s a few waves rolling in so lakes

Ayrıca birkaç dalganın geldiğini de görebilirsiniz , birkaç dalga geliyor, bu yüzden

are big enough that they have waves.

göller dalgaları olacak kadar büyük.

We’re at the end of the pier now.

Artık iskelenin sonundayız. Deniz

You can see the lighthouse, I’m just climbing up a few steps here, and then I’ll give

fenerini görebilirsiniz, burada sadece birkaç basamak çıkıyorum ve sonra

you a, a nice view of Lake Erie.

size güzel bir Erie Gölü manzarası sunacağım.

It’s, it’s big.

Bu, bu büyük.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Are you ready?

Hazır mısın?

So that’s a lake.

Demek bu bir göl.

So the biggest body of water is an ocean or the sea, and I’m not really able to show

Yani en büyük su kütlesi bir okyanus ya da denizdir ve

you that today because I don’t live close to the ocean or the sea, but eventually all

bugün bunu size gerçekten gösteremiyorum çünkü ben okyanusa ya da denize yakın yaşamıyorum, nihayetinde

of the water from our rivers and lakes and streams makes its way to the ocean.

nehirlerimiz ve göllerimizden gelen tüm sular ve akarsular okyanusa doğru yol alır.

I’m sure some of you live close to an ocean.

Eminim bazılarınız bir okyanusa yakın yaşıyordur. Aşağıdaki

If you do maybe mention it in the comments below that’d be really cool to hear if some

yorumlarda bundan bahsederseniz,

of you live close to the Pacific Ocean or the Atlantic Ocean.

bazılarınızın Pasifik Okyanusu'na veya Atlantik Okyanusu'na yakın yerlerde yaşadığını duymak gerçekten harika olur.

But anyways.

Ama neyse.

Bob the Canadian.

Kanadalı Bob.

Learn English with Bob the Canadian.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenin.

Thanks for watching this video.

Bu videoyu izlediğiniz için teşekkürler. Aşağıdaki

Don’t forget to click the subscribe button below and give me a thumbs up and share this

abone ol düğmesini tıklamayı ve bana bir beğeni vermeyi ve İngilizce öğrenen

video with a friend if you know someone who’s learning English.

birini tanıyorsanız bu videoyu bir arkadaşınızla paylaşmayı unutmayın .

I think I’m just going to stay here for a little bit and enjoy the view.

Sanırım biraz burada kalıp manzaranın tadını çıkaracağım.

It’s beautiful.

Bu güzel.

Sun’s coming down.

Güneş batıyor.

It’s hitting the water really nice.

Suya çok güzel vuruyor.

And it’s just a nice day out by the lake.

Ve göl kenarında güzel bir gün.

It’s a little cold, but, it’s Canada.

Biraz soğuk ama burası Kanada.

See you next week.

Haftaya görüşürüz.