Learn English on the Farm | English Video with Subtitles

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob.

It’s a little windy today but I’m gonna shoot a video for you guys anyways.

Bugün hava biraz rüzgarlı ama yine de sizler için bir video çekeceğim.

As some of you know, I’ve told you that I am a high school teacher, but did you know

Bazılarınızın bildiği gibi lise öğretmeni olduğumu söyledim ama

that I’m also a farmer.

aynı zamanda çiftçi olduğumu biliyor muydunuz?

In this video I’ll help you learn some English words and phrases to talk about farming while

Bu videoda, size çiftliğimde küçük bir tur atarken, çiftçilik hakkında konuşmanız için bazı İngilizce kelimeler ve ifadeler öğrenmenize yardımcı olacağım

I give you a little tour of my farm.

.

Hey welcome to this video.

Merhaba, bu videoya hoş geldiniz.

If this is your first time here don’t forget to click the subscribe button below and the

Buraya ilk kez geliyorsanız, sonraki videolardan haberdar olmak için aşağıdaki abone ol düğmesine ve

bell icon so that you get notifications of future videos.

zil simgesine tıklamayı unutmayın .

And if at some point during this video you could give me a thumbs up that would be awesome.

Ve eğer bu video sırasında bir noktada bana bir başparmak işareti verirseniz, bu harika olur.

And I apologize for the wind.

Ve rüzgar için özür dilerim.

It’s really windy out here today, but I’m gonna make this video anyways.

Bugün hava çok rüzgarlı ama yine de bu videoyu çekeceğim.

A tractor is a vehicle that farmers use to work

Traktör, çiftçilerin tarlalarında çalışmak için kullandıkları bir araçtır

in their fields.

.

And I actually have two of them if we take a look over here you can see my snowblower

Ve aslında bende iki tane var, eğer buraya bir göz atarsak, arkada kar temizleme makinemi görebilirsiniz

on the back and I have another smaller tractor and it has a rototiller.

ve daha küçük başka bir traktörüm var ve onda da rototiller var.

Here is another farm implement.

İşte başka bir çiftlik aleti.

This is a wagon.

Bu bir vagon.

A wagon is hooked up to back of a tractor.

Bir traktörün arkasına bir vagon bağlanmıştır.

Let’s head out to some of the fields.

Bazı tarlalara gidelim.

It’s April right now in Canada so not a lot is growing yet.

Şu anda Kanada'da Nisan ayı, bu yüzden henüz pek bir şey büyümüyor.

You can see that it’s fairly brown out here.

Burada oldukça kahverengi olduğunu görebilirsiniz.

This is a flower bed.

Bu bir çiçek tarhı.

This is where my wife and I grow flowers.

Burası karımla benim çiçek yetiştirdiğimiz yer.

I’m not sure what that sound is.

Bu sesin ne olduğundan emin değilim.

This is a flower bed.

Bu bir çiçek tarhı.

This is a place where we’ll grow market flowers.

Burası pazar çiçekleri yetiştireceğimiz bir yer .

We grow cut flowers for a local farmers’ market.

Yerel bir çiftçi pazarı için kesme çiçek yetiştiriyoruz .

And in this bed I think we’re actually growing some tulips right now.

Ve bu yatakta sanırım şu anda biraz lale yetiştiriyoruz.

Let’s go have a look at what they look like in April.

Gidip Nisan ayında nasıl göründüklerine bir bakalım.

So one of the things that’s really neat about living on a farm is it’s, I think

Bu yüzden, bir çiftlikte yaşamanın gerçekten güzel yanlarından biri , bence

that might blow away at some point today, one of the cool things about living on a farm

bugün bir noktada uçup gidebilir, bir çiftlikte yaşamanın harika yanlarından biri de bir

is watching things grow.

şeylerin büyümesini izlemek.

I really enjoy watching things grow.

Bir şeylerin büyümesini izlemekten gerçekten keyif alıyorum.

If you look really closely here, you’ll see that there are some small tulips just

Buraya gerçekten yakından bakarsanız, yerden yeni çıkmaya başlayan küçük laleler olduğunu göreceksiniz

starting to come out of the ground.

.

I hope that you can see them.

Umarım onları görebilirsin. Birkaç ay sonra

I’ll put a picture of what those will look like in a couple of months.

bunların nasıl görüneceğine dair bir resim koyacağım .

But let’s go look at one of the bigger fields.

Ama gidip daha büyük alanlardan birine bakalım.

That’s a feed truck.

Bu bir besleme kamyonu.

That’s a truck that brings feed to farms.

Bu, çiftliklere yem getiren bir kamyon.

This field behind is a field of wheat.

Arkadaki bu tarla bir buğday tarlasıdır.

On our farm we grow basically four big crops.

Çiftliğimizde temelde dört büyük ürün yetiştiriyoruz.

We grow wheat.

Buğday yetiştiriyoruz.

We grow soybeans.

Soya fasulyesi yetiştiriyoruz.

We grow corn, and we grow hay.

Mısır ekiyoruz, saman ekiyoruz. Haydi

Let’s walk over to the wheat field and have a look at some of the baby wheat plants.

buğday tarlasına yürüyelim ve körpe buğday bitkilerinden bazılarına göz atalım.

They’re really hard to see right now.

Şu anda onları görmek gerçekten zor.

So I’m not sure if this is coming into focus, but what you should be seeing right now are

Odak noktasının bu olduğundan emin değilim, ama şu anda görmeniz gereken şey

really tiny wheat plants.

gerçekten çok küçük buğday bitkileri.

I’ll put a picture in this video of what wheat looks like when it’s bigger.

Bu videoya buğdayın büyüdüğünde nasıl göründüğünün bir resmini koyacağım.

But this is one of the crops that we grow on our farm.

Ama bu, çiftliğimizde yetiştirdiğimiz ürünlerden biri .

Eventually the wheat is harvested and used to make bread.

Sonunda buğday hasat edilir ve ekmek yapımında kullanılır.

We don’t make the bread though.

Yine de ekmeği biz yapmıyoruz.

We ship the wheat to a local grain elevator, and they sell it to places that make bread.

Buğdayı yerel bir tahıl ambarına gönderiyoruz, onlar da ekmek yapan yerlere satıyorlar.

So what you can see behind me here are three different farm structures or buildings.

Burada arkamda görebileceğiniz şey, üç farklı çiftlik yapısı veya binası.

You can see my barn.

Ahırımı görebilirsin.

A barn is a place where you keep animals.

Ahır, hayvanları tuttuğunuz yerdir.

You can see my silos.

Silolarımı görebilirsiniz.

Silos are a place where you keep feed for animals.

Silolar, hayvanlar için yem tuttuğunuz yerlerdir .

And you can see my machine shed, or drive shed, where I keep my farm equipment, my tractors

Çiftlik ekipmanlarımı, traktörlerimi

and my implements.

ve aletlerimi sakladığım makine barakamı veya araba barakamı görebilirsiniz.

I know it’s not a lot to look at yet, but in the beds behind me we have flower that

Henüz bakılacak çok bir şey olmadığını biliyorum ama arkamdaki yataklarda

is called a peony.

şakayık denen bir çiçeğimiz var.

And I’ll try to put a picture up here of what a peony looks like.

Buraya şakayıkların neye benzediğinin bir resmini koymaya çalışacağım .

And if you’re wondering why I’m making this video at this time of year, I plan to

Ve bu videoyu neden yılın bu zamanında çektiğimi merak ediyorsanız,

make another one in about six or seven weeks and I’ll show you all of the same places

yaklaşık altı veya yedi hafta içinde bir tane daha çekmeyi planlıyorum ve size çiftliğimdeki tüm aynı yerleri

on my farm and what they look like then.

ve nasıl göründüklerini göstereceğim. Daha sonra.

So on a farm you need water.

Yani bir çiftlikte suya ihtiyacınız var.

We have two sources of water on our farm.

Çiftliğimizde iki su kaynağımız var.

We have a pond that you see behind me, and if I just turn the camera a bit you can see

Arkamda gördüğünüz bir göletimiz var ve kamerayı biraz çevirirsem

the river down here.

aşağıdaki nehri görebilirsiniz.

On our farm we have two kinds of animals.

Çiftliğimizde iki çeşit hayvanımız var.

We have goats, which you see right here, and we have sheep.

Burada gördüğünüz keçilerimiz ve koyunlarımız var.

In the winter we keep our sheep inside because there’s nothing for them to eat in the pasture.

Kışın merada yiyecek bir şey olmadığı için koyunlarımızı içeride tutuyoruz.

A pasture is a field where we grow grasses for animals to go eat in.

Mera, hayvanların yemesi için ot yetiştirdiğimiz bir alandır .

Well one thing that happens when have animals is you get manure.

Hayvanlarınız olduğunda olan bir şey de gübre almanızdır.

This is a pile of manure that we will use to mix with the soil as fertilizer.

Bu, toprağa gübre olarak karıştırmak için kullanacağımız bir gübre yığını.

If you’re not sure what manure is, when animals eat, eventually something has to come

Gübrenin ne olduğundan emin değilseniz, hayvanlar yemek yerken eninde

out the other end.

sonunda karşı taraftan bir şeyler çıkması gerekir.

Manure.

Gübre.

On our farm we also have cats.

Çiftliğimizde kedilerimiz de var.

We call them farm cats.

Onlara çiftlik kedileri diyoruz.

They live in the barn and they help to catch mice and rats.

Ahırda yaşarlar ve fare ve sıçanların yakalanmasına yardımcı olurlar.

Hi kitty.

Merhaba kedicik.

And usually they’re pretty friendly.

Ve genellikle oldukça arkadaş canlısıdırlar.

I think this one’s name is Spike, but I would have to ask my kids to be sure.

Sanırım bu kişinin adı Spike ama emin olmak için çocuklarıma sormam gerekir.

This field beside the river is called a pasture, and the pasture is where our sheep and goats

Nehrin yanındaki bu tarlaya mera denir ve otlak koyun ve keçilerimizin

go in the summer to eat grass.

yazın ot yemek için gittikleri yerdir.

The posts here are a fence and we use the fence to make sure that the goats and sheep

Buradaki direkler bir çit ve çiti keçilerin ve koyunların kaçamamasını sağlamak için kullanıyoruz

aren’t able to escape.

.

So this is a pasture.

Yani bu bir mera. İşler biraz ısındığında

It’ll be a lot greener in about four weeks when things warm up a bit.

yaklaşık dört hafta içinde çok daha yeşil olacak .

Pasture.

Otlak.

Well that was a short tour of my farm.

Bu benim çiftliğimde kısa bir turdu.

I hope that you learned some English words and phrases so that in the future you’ll

Umarım gelecekte çiftçilik hakkında konuşabilmeniz için bazı İngilizce kelimeler ve deyimler öğrenmişsinizdir

be able to talk about farming.

.

I know it’s kind of a rare subject.

Nadir bir konu olduğunu biliyorum. Çok

It’s not something that you’ll be talking about a lot, but I hope that you enjoyed this

konuşacağınız bir konu değil ama umarım bu

video.

videoyu beğenmişsinizdir.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

Learn English with Bob the Canadian.

Kanadalı Bob ile İngilizce öğrenin.

If you haven’t yet subscribe, please click the subscribe button below.

Henüz abone olmadıysanız, lütfen aşağıdaki abone ol düğmesine tıklayın.

Give me a thumbs up for this video.

Bu video için bana bir başparmak verin.

Leave a comment, share the video with a friend, and have a great day.

Yorum bırakın, videoyu bir arkadaşınızla paylaşın ve harika bir gün geçirin.