How to Describe a Bad Day in English

So I didn't sleep very well last night,

Bu yüzden dün gece pek iyi uyuyamadım

and now I'm in a bad mood.

ve şimdi moralim bozuk.

I'm cranky.

huysuzum

I'm crabby.

huysuzum

I don't think I'm going to have a good day.

İyi bir gün geçireceğimi sanmıyorum.

I think I'm going to have a bad day.

Sanırım kötü bir gün geçireceğim.

So I thought if I think I'm going to have a bad day,

Bu yüzden, kötü bir gün geçireceğimi düşünürsem,

maybe I'll make an English lesson

belki de

about common English phrases we use to describe a bad day.

kötü bir günü tarif etmek için kullandığımız yaygın İngilizce ifadeler hakkında bir İngilizce dersi yapabilirim diye düşündüm.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

(keys clicking)

(tuş sesleri)

(cheerful music)

(neşeli müzik)

So there are some basic phrases that we use in English

to describe a bad day.

Kötü bir günü anlatmak için İngilizcede kullandığımız bazı temel ifadeler var.

You could just say, "I'm having a bad day,"

"Kötü bir gün geçiriyorum"

or, "I'm having a crappy day,"

veya "Berbat bir gün geçiriyorum"

or, "I'm having a tough day," or, "I'm having a lousy day."

veya "Zor bir gün geçiriyorum" veya "Berbat bir gün geçiriyorum" diyebilirsiniz. "

But there's a few other phrases that we use

Ancak kullandığımız

that are a bit more interesting.

biraz daha ilginç olan birkaç başka ifade var. Size

The first phrase I want to teach you

öğretmek istediğim ilk cümle,

is the phrase it's just one thing after another.

birbiri ardına gelen şeylerdir.

Imagine a day where things just keep going wrong.

İşlerin ters gitmeye devam ettiği bir gün hayal edin .

Maybe you have a flat tire on your car in the morning,

Belki sabah arabanızın lastiği patlar

and then you're stuck in traffic later in the day,

ve günün ilerleyen saatlerinde trafiğe takılırsınız

and it's just one thing after another.

ve her şey birbiri ardına gelir.

That's the English phrase we would use to describe that.

Bunu açıklamak için kullanacağımız İngilizce ifade bu.

I hope for me today,

Bugün benim için umuyorum,

because I'm going to have a bad day, I think,

çünkü kötü bir gün geçireceğim, diye düşünüyorum,

I hope it's not just one thing after another.

umarım her şey birbiri ardına olmaz.

I hope the day goes smoothly.

Umarım gün sorunsuz geçer.

Another common phrase to use to describe a bad day

Kötü bir günü tarif etmek için kullanılan bir başka yaygın ifade de,

is the phrase nothing's going my way.

hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor ifadesidir.

Maybe you're in a hurry and you need to get to work,

Belki aceleniz var ve işe gitmeniz gerekiyor

but you have a few errands to run,

ama yapmanız gereken birkaç iş var

and every place you go, you end up waiting in line,

ve gittiğiniz her yerde sıra bekliyorsunuz

and you end up being late for work.

ve sonunda işe geç kalıyorsunuz.

That would be a good time to use that phrase

Bu cümleyi

to say, "Nothing's going my way today.

"Bugün hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor.

Everywhere I go, I end up waiting in line."

Nereye gidersem gideyim, sonunda sırada bekliyorum" demek için iyi bir zaman olurdu.

That certainly would be really, really frustrating,

Bu kesinlikle gerçekten çok sinir bozucu olurdu

and that's definitely the phrase I would use.

ve kesinlikle kullanacağım ifade buydu.

Nothing's going my way today.

Bugün hiçbir şey yolunda gitmiyor.

Have you ever had a day where you keep forgetting things?

Hiç bir şeyleri unutup durduğun bir günün oldu mu ?

Maybe you walk out the door

Belki kapıdan çıkarsınız

and realize you've forgotten your car keys,

ve arabanızın anahtarlarını unuttuğunuzu fark edersiniz

and you have to go back in and get them,

ve tekrar içeri girip onları almanız gerekir

and then later, you realize you forgot your laptop,

ve sonra, dizüstü bilgisayarınızı unuttuğunuzu fark edersiniz

and you have to go back and get it.

ve geri dönüp onu almanız gerekir.

That would be a good day to use this phrase.

Bu cümleyi kullanmak için iyi bir gün olurdu.

A good day to say, "I got up on the wrong side of the bed."

"Yatağın ters tarafından kalktım" demek için güzel bir gün .

In English, when we say,

İngilizce'de

"I got up on the wrong side of the bed,"

"Yatağın ters tarafından kalktım" dediğimizde,

we're talking about a day

where you're having trouble thinking clearly.

net bir şekilde düşünmekte güçlük çektiğin bir günden bahsediyoruz.

Maybe you're in a bad mood.

Belki de moralin bozuk.

Maybe you're just having trouble

Belki sadece

putting your thoughts together,

düşüncelerinizi bir araya getirmekte zorlanıyorsunuz

and you start to forget things and things start to go wrong,

ve bir şeyleri unutmaya başlıyorsunuz ve işler ters gitmeye başlıyor

and it's kind of your fault.

ve bu biraz da sizin hatanız.

So if you're having a bad day

Dolayısıyla, kötü bir gün geçiriyorsanız

and you feel like

ve bunun

it's because you just didn't have a good start to your day,

nedeninin güne iyi başlamamış olmanız olduğunu düşünüyorsanız,

you could say, "I got up on the wrong side of the bed."

" Yatağın ters tarafından kalktım" diyebilirsiniz.

Do you ever have a day where you make a lot of mistakes?

Hiç çok hata yaptığınız bir gününüz oldu mu ?

Maybe you get up in the morning,

Belki sabah kalkarsınız

and when you're making breakfast, you burn the toast

ve kahvaltı yaparken tostu yakarsınız

and you spill some milk or coffee

ve bardağa ya da bardağa doldururken üzerine biraz süt ya da kahve dökersiniz

when you're pouring it into a cup or mug.

.

That would be a great day to say,

"I can't do anything right today."

"Bugün hiçbir şeyi doğru yapamam" demek için harika bir gün olurdu.

Sometimes there's days where I get up

Bazen uyandığım

and my brain's just not working correctly,

ve beynimin düzgün çalışmadığı günler oluyor ve kahvaltı hazırlarken

and I make little mistakes while I'm making breakfast,

küçük hatalar yapıyorum

and I'm starting to have a bad day,

ve kötü bir gün geçirmeye başlıyorum

and that's a day where I say that phrase,

ve o gün o cümleyi söylüyorum,

"Ah! I can't do anything right today."

"Ah. ! Bugün hiçbir şeyi doğru yapamıyorum."

Sometimes you have a day

Bazen gerçekten çok kötü bir şeyin olduğu bir gün olur

where something really, really bad happens,

and that's why it's a bad day.

ve bu yüzden kötü bir gündür.

Maybe you have a car accident

Belki bir araba kazası geçirdiniz

or you injure yourself playing a sport.

ya da spor yaparken kendinizi yaraladınız.

The phrase I would use in that situation

Bu durumda kullanacağım ifade,

is the phrase this is the worst day ever.

bu şimdiye kadarki en kötü gün ifadesidir.

If I was driving my car and if I got into a car accident,

Arabamı kullansaydım ve bir araba kazası geçirseydim

and if I was in the hospital

ve

with a broken arm from the car accident,

araba kazasından kolum kırılarak hastanede olsaydım,

if Jen came to see me,

Jen beni görmeye gelseydi

she would say, "Oh, how are you doing?"

, "Oh, nasılsın? "

I would say, "This is the worst day ever."

"Bu şimdiye kadarki en kötü gün" derdim.

I would compare that day to other bad days that I had,

O günü geçirdiğim diğer kötü günlerle karşılaştırır

and then I would decide that it was the worst one,

ve sonra bunun en kötüsü olduğuna,

that nothing worse than those things

bunlardan daha kötü bir şeyin

had ever happened to me.

başıma gelmediğine karar verirdim.

This is the worst day ever.

Bu şimdiye kadarki en kötü gün.

So a couple of weeks ago at school,

Birkaç hafta önce okulda

I had to photocopy a whole bunch of exams,

bir sürü sınavın fotokopisini çekmek zorunda kaldım

and while I was photocopying them, the photocopier broke,

ve onları fotokopi çekerken fotokopi makinesi bozuldu

and then I had to wait a whole day

ve tekrar kullanabilmek için bütün bir gün beklemem gerekti

before I could use it again,

and that was a day where other things had also gone wrong,

ve bu çok büyük bir olaydı. başka şeylerin de ters gittiği gün

and so I ended up using this English phrase.

ve bu yüzden bu İngilizce ifadeyi kullandım.

I looked up at the ceiling and said, "Why me?"

Tavana baktım ve "Neden ben?" dedim.

In English, when someone says, "Why me?"

İngilizce'de birisi "Neden ben?"

they're questioning why all of these bad things

tüm bu kötü şeylerin neden

are happening to them.

başlarına geldiğini sorguluyorlar.

They're just kind of yelling it at the sky,

Sadece gökyüzüne bağırıyorlar

or maybe quietly saying it to the sky.

ya da sessizce gökyüzüne söylüyorlar.

Why me?

Neden ben?

Maybe you've had a day like this in the past,

Belki geçmişte böyle bir gün geçirmişsinizdir ,

where a few things happen to you,

başınıza birkaç şey gelir

and you just look at the sky and you say, "Why me?"

ve sadece gökyüzüne bakıp "Neden ben?" dersiniz.

So a few weeks ago, Jen went to the market to sell flowers,

Birkaç hafta önce Jen, çiçek satmak için pazara gitti

and it rained and it was very, very windy.

ve yağmur yağdı ve hava çok ama çok rüzgarlıydı.

When she came home that day, I said, "How was your day?"

O gün eve geldiğinde, "Günün nasıl geçti?" dedim.

and she used this English phrase.

ve bu İngilizce cümleyi kullandı.

She said, "I've had better days."

"Daha iyi günlerim oldu" dedi.

When we use this phrase in English,

Bu ifadeyi İngilizce'de kullandığımızda,

when we say, "I've had better days,"

"I have be better days" dediğimizde,

we're definitely using it to describe a bad day.

kesinlikle kötü bir günü anlatmak için kullanıyoruz.

We're basically saying

Temel olarak,

of all the days I've lived on this earth,

bu dünyada yaşadığım tüm günlerden

there's definitely been days that were better than this one.

kesinlikle bundan daha iyi günler olduğunu söylüyoruz.

Jen came home soaking wet.

Jen sırılsıklam eve geldi.

She hadn't sold very many flowers,

Çok fazla çiçek satmamıştı

and it wasn't a good day for her at all.

ve onun için hiç de iyi bir gün değildi.

It was a bad day,

Kötü bir gündü

and her response when I asked her how it was

ve nasıl olduğunu sorduğumda verdiği yanıt

was, "I've had better days."

, "Daha iyi günlerim oldu."

Sometimes in the morning, a few things will go wrong,

Bazen sabahları birkaç şey ters gider

and then you might use the English phrase,

ve o zaman İngilizce

"This day is off to a bad start."

"Bugün kötü bir başlangıç ​​yaptı" ifadesini kullanabilirsiniz.

That's what I had this morning.

Bu sabah başıma gelen buydu.

A few things went wrong this morning.

Bu sabah birkaç şey ters gitti.

I couldn't find my keys, and then I was running late.

Anahtarlarımı bulamadım ve sonra geç kalıyordum.

I had to drop one of my kids off at work,

Çocuklarımdan birini işe bırakmak zorunda kaldım

and so I thought, "Wow, this day is off to a bad start."

ve "Vay canına, bu gün kötü bir başlangıç ​​yaptı" diye düşündüm.

Basically what you're saying is,

Temel olarak, sabahları

well, if one or two things go wrong in the morning,

bir veya iki şey ters giderse,

the rest of the day is probably gonna be a bad day.

günün geri kalanının muhtemelen kötü bir gün olacağını söylüyorsunuz.

So luckily now it's a little later in the morning.

Neyse ki şimdi sabahın biraz geç vakti.

The day's going well,

Gün iyi gidiyor

but this morning I was certainly saying,

ama bu sabah kesinlikle

"This day is off to a bad start."

"Bugün kötü bir başlangıç ​​yaptı" diyordum.

I like to plan my day.

Günümü planlamayı severim. O gün yapacağım her şey için

I like to make a plan

bir plan yapmayı seviyorum

for all the things I'm going to do that day,

but sometimes it doesn't work out,

ama bazen olmuyor

and then I would use these two English phrases.

ve sonra bu iki İngilizce deyimi kullanırdım.

I would say, "Nothing's going according to plan,"

"Hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyor"

or, "Nothing's going as planned."

veya "Hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyor" derdim.

Sometimes you have the best intentions for the day.

Bazen o gün için en iyi niyetlere sahipsindir.

You make a list, and I love lists, by the way.

Bir liste yaparsın ve bu arada ben listeleri severim. Yapmanız gereken

You make a list of all the things you need to do,

her şeyin bir listesini yaparsınız ,

but then when you're finishing item two or three,

ancak ikinci veya üçüncü maddeyi bitirdiğinizde

something else pops up.

başka bir şey belirir.

All of the sudden, nothing is going according to plan,

Birdenbire hiçbir şey planlandığı gibi gitmez

or nothing's going as planned.

veya hiçbir şey planlandığı gibi gitmez.

It can be a little bit frustrating, but hey, that's life.

Biraz sinir bozucu olabilir, ama hey, hayat bu.

At the end of a long day, at the end of a bad day,

Uzun bir günün sonunda, kötü bir günün sonunda,

you can use the English phrase it's time to call it a day.

bunu bir gün olarak adlandırmanın zamanı geldi İngilizce ifadesini kullanabilirsiniz.

This is a phrase that is most often used

Bu, bir iş gününün sonunda en sık kullanılan bir ifadedir

at the end of a workday.

. Saat

At around five o'clock, someone might say,

beş civarında biri,

"Hey it's almost time to go home.

"Hey, neredeyse eve gitme zamanı.

It's time to call it a day."

Artık bir gün deme zamanı" diyebilir.

But you can use this when you're having a bad day as well.

Ancak bunu kötü bir gün geçirirken de kullanabilirsiniz.

Maybe you're working around the house

Belki

or apartment on a Saturday.

bir Cumartesi günü evde veya dairede çalışıyorsunuzdur.

Nothing's going right.

Hiçbir şey yolunda gitmiyor.

Nothing's going your way.

Hiçbir şey yolunda gitmiyor.

You're getting really, really frustrated.

Gerçekten, gerçekten hüsrana uğruyorsun.

It's about five o'clock in the afternoon.

Öğleden sonra saat beş civarında.

You might say, "Hey, it's time to call it a day.

"Hey, artık bir son verme zamanı.

Let's stop doing what we're doing

Yaptığımız şeyi yapmayı bırakalım,

and sit down and have a meal and relax a little bit."

oturup yemek yiyelim ve biraz rahatlayalım" diyebilirsiniz.

I think it's a great phrase.

Bence harika bir söz.

I use it quite often at the end of my day.

Günümün sonunda oldukça sık kullanırım.

I'll say to Jen, "Hey, I think it's time to call it a day."

Jen'e "Hey, sanırım artık bir son vermenin zamanı geldi" diyeceğim.

Well, hey, thank you so much

for watching this English lesson

about how to describe a bad day in English.

Kötü bir günü İngilizce olarak nasıl tarif edeceğimize dair bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

I actually hope

Aslında umarım

you don't have to use these phrases very often.

bu cümleleri çok sık kullanmak zorunda kalmazsın.

I hope you don't have a bad day today.

Umarım bugün kötü bir gün geçirmiyorsundur. Hayat böyle olmasına rağmen

I hope you never have bad days, although it is life, right?

umarım hiç kötü günlerin olmaz, değil mi?

Bad days do happen,

Kötü günler olur

and now if they do, and you're in an English conversation,

ve şimdi olursa ve sen İngilizce bir sohbetin içindeysen,

you'll know what to say.

ne söyleyeceğini bileceksin.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button over there.

oradaki kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

Give me a thumbs up

if this video helped you learn just a bit of English,

Bu video biraz İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin

and thank you so much for watching this English lesson.

ve bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

Bye.

Hoşçakal.

(upbeat music)

(iyimser müzik)