How to Respond to These Common "How" Questions in English

So originally, I wasn't going to make

Yani başlangıçta,

an English lesson for this week.

bu hafta için bir İngilizce dersi yapmayacaktım.

We have a lot of work to do on the farm

Çiftlikte yapacak çok işimiz var

and I was going to spend some time doing that

ve bunu yapmak için biraz zaman harcayacaktım

and just take a little break from making videos.

ve video çekmeye biraz ara verecektim.

But then it kind of rained yesterday

Ama sonra dün biraz yağmur yağdı

and it rained again this morning,

ve bu sabah yine yağmur yağdı,

so I can't really do any work on the farm,

bu yüzden çiftlikte gerçekten hiçbir iş yapamıyorum,

so I thought why not pop outside

bu yüzden neden dışarı çıkıp

and let people know how my summer is going.

insanlara yazın nasıl geçtiğini bildirmeyeyim diye düşündüm.

But then when I thought about that question,

Ama sonra

"Hey, Bob, how's your summer going?",

"Hey, Bob, yazın nasıl gidiyor?" sorusunu düşündüğümde, verebileceğim

I thought about all the different answers I could give,

tüm farklı yanıtları düşündüm

and then in my mind I thought

ve sonra aklımda

I should just make a little English lesson about this.

bununla ilgili küçük bir İngilizce dersi vermem gerektiğini düşündüm.

So this is a little English lesson

Bu,

where I'm going to talk

about how to answer questions like that.

bunun gibi sorulara nasıl cevap vereceğim hakkında konuşacağım küçük bir İngilizce dersi.

How's your summer going?

Yazın nasıl gidiyor?

How's your new job going?

Yeni işin nasıl gidiyor?

How's your trip going?

Yolculuğun nasıl gidiyor?

When people ask you about how something is going,

İnsanlar size bir şeyin nasıl gittiğini sorduğunda,

I'll teach you about four or five ways that you can respond.

size yanıt verebileceğiniz dört ya da beş yol öğreteceğim.

One of my favorite ways to respond

when someone asks me how something is going

Birisi bana bir şeyin nasıl gittiğini sorduğunda yanıt vermenin en sevdiğim yollarından biri

is to use the English phrase, "So far, so good."

İngilizce "Şimdiye kadar, çok iyi" ifadesini kullanmaktır.

I like this phrase

Bu sözü seviyorum

because it doesn't mean that everything's been amazing.

çünkü bu her şeyin harika olduğu anlamına gelmiyor.

It doesn't mean that everything's been going badly.

Bu, her şeyin kötü gittiği anlamına gelmez. Bu,

It means that up until this point,

bu noktaya kadar

things have been going pretty well.

işlerin oldukça iyi gittiği anlamına geliyor.

So far, so good.

Şimdiye kadar, çok iyi.

So from the beginning of summer until now,

Yani yazın başından bu yana,

if you were to ask me the question,

bana

"Hey, Bob, how's your summer going?",

"Hey Bob, yazın nasıl gidiyor?"

a good answer, an answer that I would probably give,

is to say, "So far, so good."

çok iyi." Benim için yaz tatilinin

It's been a nice month so far of summer vacation for me,

şu ana kadar güzel bir ayı oldu

and up until this point

ve bu noktaya kadar

everything has been going really, really well.

her şey gerçekten çok iyi gidiyordu.

So far, so good.

Şimdiye kadar, çok iyi.

Let's imagine you've started a new job

Yeni bir işe başladığınızı

and someone says to you,

ve birisinin size

"Hey, how's the new job going?"

"Hey, yeni işiniz nasıl gidiyor?"

A great answer would be to say, "I can't complain."

Harika bir cevap , "Şikayet edemem" demek olacaktır.

It's kind of a funny answer, right?

Biraz komik bir cevap değil mi?

I can't complain.

şikayet edemem

"Hey, Bob, how's the new job going?"

"Hey, Bob, yeni işin nasıl gidiyor?"

"I can't complain."

"Şikayet edemem."

Hey, Bob, how's your summer going so far?"

Hey, Bob, yazın nasıl gidiyor?" "

"I can't complain."

Şikayet edemem."

what this means is that up until this point,

Bunun anlamı , şu ana kadar

nothing bad has happened.

kötü bir şey olmadı.

There's nothing to complain about.

Şikayet edecek bir şey yok.

It kind of implies that up until this point

at the new job or in my summer,

Yeni işimde ya da benim yaz mevsimimde

everything has been pretty good.

her şey oldukça iyiydi.Birinin

So another way that you can answer a question

that someone asks you about how something is going

size bir şeyin nasıl gittiğiyle ilgili sorduğu bir soruyu yanıtlamanın başka bir yolu da

is to simply say, "I can't complain."

basitçe "Şikayet edemem" demek.

"Hey, Bob, how's your summer going?"

"Hey, Bob. , yazın nasıl gidiyor?"

"I can't complain."

"Şikayet edemem."

Another way that you can answer questions like this

Bunun gibi sorulara yanıt vermenin bir başka yolu da

is to say, "Pretty good so far."

, "Şimdiye kadar oldukça iyi."

I've been walking a lot more this summer,

Bu yaz çok daha fazla yürüdüm

and I've even been going to the gym and working out a bit.

ve Hatta spor salonuna gidip biraz egzersiz yaptım.Biri

If someone said to me,

bana

"Hey, Bob, how's your new workout routine going?"

"Hey Bob, yeni egzersiz rutinin nasıl gidiyor?"

I could answer by saying, "Pretty good so far."

"Hey, Bob, how's your summer going?"

Yazın gidiyor mu?"

"Pretty good so far."

"Şimdiye kadar oldukça iyi."

When people ask you this type of question

İnsanlar size bu tür sorular sorduğunda

and you say pretty good so far,

ve siz şu ana kadar oldukça iyi dediğinizde,

it means the same as so far, so good.

bu şu ana kadarki ile aynı anlama geliyor, çok iyi.

It means that you started something in the past

Bu, geçmişte bir şeye başladığınız

and you're still doing it,

ve Hala yapıyorum

and at this point in time

ve bu noktada

when you look at the things that you've done,

yaptığınız şeylere baktığınızda,

all of them have been pretty good.

hepsi oldukça iyi oldu. Yaşanan

There's nothing really bad that has happened.

gerçekten kötü bir şey yok .

So, "Hey, Bob, how's your summer going?"

"Hey Bob, yazın nasıl gidiyor?"

"Pretty good so far."

"Şimdiye kadar oldukça iyi."

So a few weeks ago I was at a family reunion

Birkaç hafta önce bir aile toplantısındaydım

and I got to see some of my nieces and nephews,

ve bir süredir görmediğim bazı yeğenlerimi ve yeğenlerimi görme fırsatım oldu

who I haven't seen in a while.

.

And a question I asked them quite a bit was,

Ve onlara biraz sorduğum bir soru ,

"How's school going?"

"Okul nasıl gidiyor?"

A lot of them are university students and they're studying,

Birçoğu üniversite öğrencisi ve okuyorlar,

so I said to them, "Hey, how's school going?"

ben de onlara "Hey, okul nasıl gidiyor?"

And a common response from them was to simply say,

Ve onlardan gelen ortak bir yanıt,

"Not too bad."

"Fena değil" demekti.

This is another really subtle way to answer the question.

Bu, soruyu cevaplamanın gerçekten ince bir başka yolu.

It doesn't mean that school is amazing,

Bu, okulun harika olduğu anlamına gelmez,

it doesn't mean that school is going badly for them,

okulun onlar için kötü gittiği

it means that they're doing fine,

anlamına gelmez, bu onların iyi gittiği,

that they're probably enjoying it,

muhtemelen bundan zevk aldıkları

and it's not too bad.

ve çok da kötü olmadığı anlamına gelir.

So, "Hey, how's school going?"

"Hey, okul nasıl gidiyor?"

A good answer would be, "Not too bad."

İyi bir cevap, "Fena değil" olacaktır.

"How's your trip going?"

"Yolculuğun nasıl gidiyor?"

"Not too bad."

"Fena değil."

"Hey, Bob, how's your summer going?"

"Hey, Bob, yazın nasıl gidiyor?"

"Not too bad."

"Fena değil."

So to review, let me see if I can remember

Öyleyse gözden geçirmek için,

all four of these phrases off the top of my head.

bu dört cümleyi de kafamın üstünden hatırlayıp hatırlayamayacağıma bir bakayım.

If you were to ask me this question,

Bana

"Bob, how's your summer going?",

"Bob, yazın nasıl gidiyor?" diye

I could respond by saying, "So far, so good,"

sorsan , "Şimdiye kadar çok iyi", "

"I can't complain," "Pretty good so far," and "Not too bad."

Şikayet edemem", "Şimdiye kadar oldukça iyi" ve " Fena değil."

I almost forgot the third one there.

Orada üçüncüyü neredeyse unutuyordum.

Anyways, thank you so much

Her neyse,

for watching this little English lesson.

bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

If this is your first time here,

Buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red Subscribe button,

o kırmızı Abone Ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and gimme a thumbs up if this video helped you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin.

And I just wanna say bye, and I hope you have a great week.

Ben sadece veda etmek istiyorum ve umarım harika bir hafta geçirirsin.