Speak English Like Jennifer Lawrence | The Southern Accent [Advanced Lesson]

What's up, guys? Welcome back  to learn English with TV series.  

N'aber millet? TV dizileriyle İngilizce öğrenmek için tekrar hoş geldiniz.

Now, today we have a very special lesson for you,  where we are going to analyze the speech of the  

Şimdi, bugün sizin için çok özel bir dersimiz var, burada

hilarious and charming actress Jennifer Lawrence. Now this is going to be very helpful for you  

komik ve büyüleyici aktris Jennifer Lawrence'ın konuşmasını analiz edeceğiz. Şimdi bu,

in improving your comprehension and even improving  your American accent, if that's a goal of yours.

anlama becerinizi geliştirmede ve hatta hedefiniz buysa, Amerikan aksanınızı geliştirmede size çok yardımcı olacaktır.

Now, Jennifer Lawrence is from Kentucky. This is  a state in an area of the usa called the South.  

Şimdi, Jennifer Lawrence Kentucky'den. Bu, ABD'nin Güney adı verilen bir bölgesindeki bir eyalettir.

Now the South is a very big area and as such,  it has a very big variety of different accents,  

Şimdi Güney çok büyük bir alandır ve bu nedenle çok çeşitli aksanlara sahiptir

but they're all pretty similar to each other. Now these accidents can be difficult even for  

ancak hepsi birbirine oldukça benzer. Şimdi bu kazaları bazen Amerikalılar için bile anlamak zor olabilir

Americans to understand sometimes. Now even  if you don't plan on traveling the South,  

. Şimdi Güney'e seyahat etmeyi planlamıyor olsanız bile

this can be really useful for you because if you  travel you can really meet Southerners anywhere,  

bu sizin için gerçekten yararlı olabilir çünkü seyahat ederseniz Güneylilerle herhangi bir yerde gerçekten tanışabilirsiniz

and it's also highly represented  on a variety of television series. 

ve ayrıca çeşitli televizyon dizilerinde yüksek oranda temsil edilir.

Now I'm from Colorado, which is in the West  of the United States and it has more of a  

Şimdi, Amerika Birleşik Devletleri'nin batısında bulunan ve daha çok

standard American accent. So today you'll be  able to compare my standard American accent  

standart bir Amerikan aksanına sahip olan Colorado'luyum. Yani bugün benim standart Amerikan aksanımı

with that of Jennifer Lawrence and some  other Southerners with different examples. 

Jennifer Lawrence ve diğer bazı Güneylilerin aksanıyla farklı örneklerle karşılaştırabileceksiniz.

All right, but before we get into today's lesson,  I want to let you know that if you are new here  

Pekala, ama bugünün dersine geçmeden önce, burada yeniyseniz, hızlı konuşan yerlileri anlayabilmeniz için

every single week we make fun lessons, just like  this one so that you can understand fast speaking  

her hafta bunun gibi eğlenceli dersler yaptığımızı bilmenizi isterim

natives. Without getting lost, without missing the  jokes and without subtitles. Just like Mikhail,  

. Kaybolmadan, esprileri kaçırmadan ve altyazısız. Tıpkı

who says that our lessons have helped him  to understand a variety of different accents  

derslerimizin İngilizce'deki çeşitli farklı aksanları anlamasına yardımcı olduğunu söyleyen Mikhail gibi

in English. And you can too, it's really simple:  just hit that Subscribe button and the Bell below,  

. Siz de yapabilirsiniz, çok basit: Abone Ol düğmesine ve aşağıdaki Zil'e basmanız yeterlidir,

so you don't miss any of our new lessons. Now, let's jump into this lesson where  

böylece yeni derslerimizi kaçırmazsınız. Şimdi, Jennifer Lawrence'ın aksanını çözeceğimiz bu derse geçelim

we're going to break down the accent  of Jennifer Lawrence. Aww yeah!!

. Tamam evet!!

So as you will hear in some of  the different examples today,  

Bugünkü farklı örneklerden bazılarında duyacağınız gibi,

this accent can have more of a Southern influence  than some other American accents. Now, one  

bu aksan diğer bazı Amerikan aksanlarından daha fazla Güney etkisine sahip olabilir . Şimdi,

characteristic of the Southern accent is called  the drawl. Now this refers to how Southerners can  

Güney aksanının bir özelliği de aksan olarak adlandırılır. Şimdi bu, Güneylilerin nasıl

have kind of slower speech, but also how they  will draw out more the different vowel sounds  

daha yavaş konuşabildiklerini, aynı zamanda farklı sesli harfleri nasıl daha fazla çıkarabileceklerini

and also how they sometimes soften their R's. So  let's take a look at this with Jennifer Lawrence.

ve ayrıca bazen R'lerini nasıl yumuşatabileceklerini ifade ediyor. Öyleyse buna Jennifer Lawrence ile bir göz atalım.

Now if you are at all familiar with this  accent already you probably will notice  

Şimdi, bu aksana zaten aşina iseniz, muhtemelen

Jennifer Lawrence does not actually  have a very strong Southern accent.  

Jennifer Lawrence'ın aslında çok güçlü bir Güney aksanı olmadığını fark edeceksiniz.

She grew up in Kentucky, but actually when  she was a teenager she moved to Los Angeles,  

Kentucky'de büyüdü ama aslında gençken Los Angeles'a taşındı,   bu

so she's really had it softened. Now  if we look at this interview with her  

yüzden gerçekten yumuşadı. Şimdi, ailesiyle yapılan bu röportaja bakarsak,

family we'll see that they do actually still  maintain a very strong Kentucky accent. So  

onların hala çok güçlü bir Kentucky aksanı kullandıklarını görürüz. Böylece

we can see where she comes from. Now later we  will also see her imitating her mom by donning  

nereden geldiğini görebiliriz. Şimdi daha sonra, bu daha kalın Kentucky aksanını takarak annesini taklit ettiğini de göreceğiz

this thicker Kentucky accent. So first let's  take a look at this interview with her family.

. O halde önce ailesiyle yapılan bu röportaja bir göz atalım.

And as I said, she still maintains certain  elements of her Southern accent which is what  

Ve dediğim gibi, Güney aksanının belirli unsurlarını hala koruyor ki

we're really going to focus on in this lesson. So as I was saying before in this interview we can  

bu derste gerçekten üzerinde duracağımız şey bu. Bu röportajda daha önce de söylediğim gibi,

get many great examples of that Southern drawl. Now one of the characteristics of this is the  

bu Güneyli çekiciliğin birçok harika örneğini bulabiliriz. Şimdi bunun özelliklerinden biri kayan

gliding vowels. Now that is how single vowels  will actually become diphthongs. Now diphthong  

sesli harflerdir. İşte bu şekilde tek ünlüler çift ünlülere dönüşecek. Diftong   tek bir heceyi

is when you have two vowels together, that occupy  a single syllable. So for example you can hear  

kaplayan iki ünlünün yan yana gelmesidir . Örneğin,

it in words such as meal, which becomes meal.  And also yep which is another way to say yes,  

bunu meal haline gelen yemek gibi kelimelerle duyabilirsiniz. Ayrıca evet demenin başka bir yolu olan evet,

so instead of saying yep, they would say in  the South yep. So they wouldn't say pet like  

yani evet demek yerine Güney'de evet derlerdi. Yani Güney'de bu şekilde evcil hayvan demezler

that in the South, they would say pet. And then here we'll see an example where  

, evcil hayvan derlerdi. Ve burada,

Jennifer Lawrence is actually making fun  of her mom, as I told you about earlier.

size daha önce bahsettiğim gibi,   Jennifer Lawrence'ın aslında annesiyle dalga geçtiği bir örnek göreceğiz.

So for example here with the word not we can  see that Southern draw where not becomes not. 

Yani, örneğin burada değil kelimesiyle, Güney'in olmadığı yerde olmadığını görebiliriz.

So she didn't say not, she said it more like not.  

Yani hayır demedi, daha çok hayır gibi söyledi.

Now let's take a look at some other examples  of Jennifer Lawrence with the drawl. 

Şimdi Jennifer Lawrence'ın diğer örneklerine bir göz atalım .

So we can kind of hear an extension there  with the word ton, let's listen to that again.

Yani orada ton kelimesiyle bir uzantı duyabiliriz , hadi onu tekrar dinleyelim.

And then again we have an example here of how not  becomes not. Let's listen to that one more time.

Ve yine, burada nasıl olmayacağına dair bir örneğimiz var . Bunu bir kez daha dinleyelim.

So did you notice how she said man here? She  didn't really say it like I would say it in  

Burada nasıl adam dediğini fark ettin mi? Benim standart Amerikan aksanımla söyleyeceğim gibi söylemedi

my standard American accent, man. Let's  take a look again at how she said that.

, adamım. Bunu nasıl söylediğine tekrar bir göz atalım.

Now have you seen the movie Inglorious Basterds?  Maybe you already caught the lesson that we made  

Şimdi Soysuzlar Çetesi filmini izlediniz mi? Belki de

with this fantastic film. So in this movie  Brad Pitt's character has an accent from the  

bu harika filmden çıkardığımız dersi çoktan almışsınızdır. Yani bu filmde Brad Pitt'in karakterinin   Appalachian Dağları'ndan bir aksanı var

Appalachian Mountains. Now this is an accent  that you could encounter in Eastern Kentucky.  

. Bu, Doğu Kentucky'de karşılaşabileceğiniz bir aksandır.

And we'll see in this clip how he pronounces  some things very differently than I would. So  

Ve bu klipte bazı şeyleri benim telaffuz ettiğimden çok farklı şekilde nasıl telaffuz ettiğini göreceğiz. Yani

for example I would say the word well as just one  syllable, but let's take a look at how Brad Pitt's  

örneğin kelimeyi tek hece olarak iyi söylerdim ama Brad Pitt'in

character in this movie would say this word well. So you might have seen he doesn't say well he  

bu filmdeki karakterinin bu kelimeyi nasıl güzel söylediğine bir bakalım. Yani iyi söylemediğini görmüş olabilirsiniz

says it like well. Let's listen to that again. Now this is similar to how Jennifer Lawrence  

iyi söylüyor. Bunu tekrar dinleyelim. Şimdi bu, Jennifer Lawrence'ın

would say this name. I would say it as  Gail but let's see how she would say it.

bu adı nasıl söyleyeceğine benzer. Gail olarak söylerdim ama bakalım o nasıl söyleyecek.

Another famous actor that comes from Kentucky  is Johnny Depp. Now let's take a look at this  

Kentucky'den gelen bir başka ünlü aktör de Johnny Depp'tir. Şimdi bu röportaja bir göz atalım

interview and pay special attention to the  drawl that he has on some of his vowels.

ve bazı sesli harfleri üzerindeki çekiciliğe özellikle dikkat edelim.

So let's see how he says boxes. 

Öyleyse kutuları nasıl söylediğini görelim.

Then he also says this word differently than  I would. I would say diary but he says it as:

Sonra bu kelimeyi benim söyleyeceğimden farklı bir şekilde söylüyor . Günlük derdim ama o şöyle diyor:

And now let's look at another  example from the movie Mean Girls.

Şimdi Mean Girls filminden başka bir örneğe bakalım.

So I would say day and rifle, but  this kid says it as day and rifle.

Yani gün ve tüfek diyeceğim ama bu çocuk bunu gün ve tüfek olarak söylüyor.

Now another characteristic of Southern  accents is called twang. Now this is the  

Şimdi Güney  aksanlarının bir başka özelliği de tınlama olarak adlandırılıyor. Bu,

kind of increase in nasality which can make  consonants sound harder. So let's compare how  

ünsüzlerin daha sert ses çıkarmasına neden olan genizden gelen artış türüdür. Öyleyse

I would say going anywhere to how  Jennifer says it in this interview.

herhangi bir yere gitmeyi  nasıl söyleyeceğim  ile Jennifer'ın bu röportajda bunu  nasıl söylediğini karşılaştıralım.

Now let's look at another interview  where we can see this nasal sound.

Şimdi bu nazal sesi görebileceğimiz başka bir röportaja bakalım.

So I would say it as regulations. Let's  take a look again at how Jennifer said this.

Yani yönetmelik olarak söyleyebilirim. Jennifer'ın bunu nasıl söylediğine tekrar bir göz atalım.

I would say children, let's listen  again to how Jennifer said that.

Çocuklar derdim, Jennifer'ın bunu nasıl söylediğini tekrar dinleyelim. Karşılaşmış olabileceğiniz

Now another Kentucky native that you  might have encountered is Melissa McBride,  

başka bir Kentucky yerlisi de

who is most famous for her role in The Walking  Dead. Now let's listen to how she says season one.

The Walking Dead'deki rolüyle en ünlü olan Melissa McBride'dır . Şimdi birinci sezonu nasıl söylediğini dinleyelim.

So we can hear more nasality in her ends  

Böylece uçlarında daha fazla gevezelik olduğunu duyabiliyoruz

and also how she really dragged out that uh  sound in one. So I would say season one...

ve ayrıca o uh sesini bir uçta gerçekten nasıl uzattığını duyabiliyoruz. Bu yüzden birinci sezon derdim ...

And and then how she says body here.

Ve sonra burada nasıl vücut dediği.

I would say body but Melissa  drags out that ah sound.

Gövde derdim ama Melissa o ah sesini uzatıyor.

Here we have an excellent  example of twang when Jennifer  

Burada, Jennifer'ın destekleyici dediğinde mükemmel bir tınlama örneğine sahibiz

says supportive. I would say  supportive but Jennifer says...

. Destekleyici derdim ama Jennifer diyor ki... Bu aksanda

Some other very common elements of sound morphing  in this accent are the following: so first off we  

ses geçişinin diğer bazı çok yaygın öğeleri şunlardır: yani ilk önce

have how get can become git, so it changes from an  e to an i sound. And how on changes from just an  

get'in nasıl git haline gelebileceğini biliyoruz, bu yüzden bir e'den i sesine değişir. Ve nasıl sadece bir

o sound on to own. And that kind of w sound  you'll also find much more common in the vowels  

o sesinden kendi sesine değişir. Ve bu tür w sesini Güney aksanındaki sesli harflerde çok daha yaygın olarak bulacaksınız

in that Southern accent. And then we also have how  can't the word cannot can't can become caint. So  

. Ve sonra kelimenin nasıl olamayacağına da sahibiz . Öyleyse

let's look again at how Jennifer Lawrence would  say can't. I would say can't and she says...

Jennifer Lawrence'ın nasıl yapamam  diyeceğine tekrar bakalım. Ben yapamam derdim ve o şöyle der...

So Jennifer actually says it like can't with  an a sound, and actually this is probably  

Yani Jennifer bunu bir sesle yapamam gibi söylüyor ve aslında bu muhtemelen

where the not so grammatically correct ain't comes  from. Maybe you've heard that before it can mean  

dilbilgisi açısından pek de doğru olmayanın gelmediği yerdir . Belki bunun                             olmadığı anlamına gelebileceğini duymuşsunuzdur

is not or have not and we're going to look at  that a little bit more later in the lesson.

ve buna dersin ilerleyen kısımlarında biraz daha bakacağız.

Okay so finally I want to show you a clip with  George Clooney. Now believe it or not he is also  

Tamam, son olarak size George Clooney ile bir klip göstermek istiyorum . İster inanın ister inanmayın, o da

from Kentucky. Now in this film Oh Brother Where  Art Thou? we can see him putting on a very strong  

Kentucky'den. Şimdi bu filmde Ah Kardeş Neredesin? çok güçlü bir

Southern accent. Now he probably  picked this up from his childhood  

Güney aksanı kullandığını görebiliriz. Şimdi muhtemelen bunu çocukluğundan almıştır

because in his normal speech he  doesn't really use this accent anymore.

çünkü normal konuşmasında artık bu aksanı gerçekten kullanmamaktadır.

So did you hear how he said this word boys?  

Peki çocuklar bu kelimeyi nasıl söylediğini duydunuz mu?

So I would just say boys but he drew  it out a lot more he said it like this. 

Yani sadece erkekler derdim ama o bunu daha çok ortaya çıkardı ve böyle söyledi.

And then we also have another great  example with how he says can. So we  

Ayrıca, nasıl yapabileceğini söylediği harika bir örneğimiz daha var. Yani,

had kant with Jennifer Lawrence that she says  it like can't let's look at how he says can.

Jennifer Lawrence'la kant yaptık, o bunu yapamam der, onun nasıl yapabilirim dediğine bakalım.

So he draws out that a again he says  can. And then another really great  

Bu yüzden, tekrar yapabileceğini söylediği şeyi çıkarır . Ve bu filmdeki bir başka harika

thing in this movie is that we can hear  some very typical Southern folk music.

şey de bazı çok tipik Güney halk müziklerini duyabiliyor olmamızdır.

Now it can be extremely frustrating when natives  don't speak how you're expecting them to. How  

Artık yerlilerin onlardan beklediğiniz şekilde konuşmaması son derece sinir bozucu olabiliyor .

you probably learned that we speak in school.  Now we don't really speak anything like that  

Muhtemelen okulda konuştuğumuzu nasıl öğrendin? Artık gerçekten böyle bir şey konuşmuyoruz

and that's why in our 3-Part Masterclass we are  going to teach you the 3 Principles of being able  

ve bu nedenle 3 Bölümlü Masterclass'ımızda size

to understand natives no matter how fast we  speak. So first off is vocabulary, second off  

ne kadar hızlı konuşursak konuşalım ana dili İngilizce olan kişileri anlayabilmenin 3 İlkesini öğreteceğiz. İlki kelime dağarcığı, ikincisi bu derste

is understanding pronunciation, like we're doing  in this lesson. And then third another element  

yaptığımız gibi telaffuzu anlamak . Ve üçüncüsü,

that we're looking at a little bit in today's  lesson is cultural context. So we'll teach you  

bugünün dersinde biraz incelediğimiz başka bir unsur da kültürel bağlamdır. Bu yüzden, %100 ÜCRETSİZ olan

to master all three of those things in our 3-Part  Masterclass, which is 100% FREE, and you can sign  

3 Bölümlü Masterclass'ımızda size bu üç konuda uzmanlaşmayı öğreteceğiz ve

up by clicking up here or down the description  below. And I look forward to meeting you inside!

buraya tıklayarak veya aşağıdaki açıklamayı tıklayarak kaydolabilirsiniz . Ve seninle içeride buluşmayı dört gözle bekliyorum!

Okay so another very common element that you  will see Southerners doing is shortening that  

Tamam, Güneylilerin yaptığını göreceğiniz başka bir çok yaygın öğe, bunu

ing to simply an in' sound, so it goes from  being ing to simply in'. Now while this  

basitçe bir in' sesine kısaltmaktır, yani ing'den basitçe in'e gider. Şimdi bu

is present in all accents of English,  virtually all accents of English anyway,  

tüm İngilizce aksanlarında, zaten neredeyse tüm İngilizce aksanlarında mevcut olsa da

you will find it especially present in the South.

özellikle Güney'de mevcut olduğunu göreceksiniz.

So let's take a look at a couple examples of this.

Bunun için birkaç örneğe bakalım.

So in this clip from The Big Bang  Theory we can see Sheldon imitating  

The Big Bang Theory'den bu klipte Sheldon'ın Güney aksanını taklit ettiğini görebiliriz

a Southern accent. Now his character  I believe also comes from the South,  

. Şimdi onun karakteri sanırım Güney'den geliyor

so he probably grew up with this accent and we can  see that he does quite a good impersonation of it.

yani muhtemelen bu aksanla büyümüştür ve aksanı oldukça iyi taklit ettiğini görebiliriz.

So we could see how that dipping, the word  skinny dipping, became simply dippin. Okay  

Böylece, bu daldırmanın, yani sıska daldırma kelimesinin nasıl basitçe daldırmaya dönüştüğünü görebildik. Tamam

let's return to Inglorious Basterds. Let's take a  look at how Brad Pitt says whacking in this clip.

Soysuzlar Çetesi'ne dönelim. Brad Pitt'in bu klipte nasıl vurduğunu söylediğine bir göz atalım.

So instead of saying bush  whacking he says bushwacken.

Bu yüzden çalı çırpı demek yerine bushwacken diyor.

All right so let's continue with another  common element of that Southern accent and  

Pekala, Güney aksanının başka bir ortak unsuruyla devam edelim ve

one thing that happens very commonly is that  the I sound which you'll find in the standard  

çok yaygın olan bir şey de standart Amerikan aksanında bulacağınız i sesinin

American accent will often morph to an ah sound.  So for example we can see this in the pronoun I.  

genellikle ah sesine dönüşmesidir. Yani örneğin bunu I zamirinde görebiliriz.

So if I'm saying for example  I am going to go to the store,  

Yani örneğin dükkâna gideceğim' dersem,

maybe someone from the South would say ah instead  of I ah. So they said I'm gonna go to the store.

belki Güney'den biri ben ah yerine ah derdi . Bunun üzerine markete gideceğimi söylediler.

Similarly my can become ma, and tired -like  I'm tired I need to go to bed- can become  

Benzer şekilde benimki de anne olabilir ve yorgun - yorgunum, uyumam gerekiyormuş gibi -

tad. So as you can probably notice a lot of this  

hafif olabilir. Muhtemelen fark edebileceğiniz gibi, bu aksanın çoğunun

accent just has to do maybe with  opening those valves a bit more. 

valfleri biraz daha açmakla ilgisi olabilir.

So in this clip let's listen  to how he says my name is.

Bu klipte adımı nasıl söylediğini dinleyelim.

Now here we can see another  example of the eye becoming a long  

Şimdi burada gözün uzun bir sese dönüşmesine ilişkin başka bir örnek görebiliriz

a sound. So I would say one thing but  let's take a look at how he says it.

. Yani bir şey söylerdim ama nasıl söylediğine bir bakalım.

So as you could hear this sounds very different  than what you are probably used to encountering  

Yani, duyabileceğiniz gibi, bu ses, muhtemelen I sesiyle karşılaşmaya alışkın olduğunuzdan çok farklı

with the I sound. Let's take a look at  these examples again both fast and slow.

. Bu örneklere hem hızlı hem de yavaş olarak tekrar göz atalım.

And then in that clip from  Oh Brother Where Art Thou?  

Ve sonra Oh Brother Art Thou?'dan o klipte.

we can hear that George Clooney says I'm in  a kind of interesting way. Let's take a look. 

George Clooney'nin ilginç bir durumda olduğumu söylediğini duyabiliyoruz. Hadi bir bakalım.

So did you catch that? He  didn't say I'm he said um.

Yani yakaladın mı? Ben olduğumu söylemedi, um dedi.

All right so another common characteristic of  sound morphing in this accent is that the long  

Pekala, bu aksanda geçiş yapan seslerin bir başka ortak özelliği de uzun

o sound can actually become more fronted, so  for example a word like goose the animal goose,  

o sesinin aslında daha ön plana çıkabilmesidir, yani örneğin kaz, hayvan kaz gibi bir kelime,

can become like gus. So that's more  towards the front of the mouth.  

gus gibi olabilir. Yani bu daha ağzın önüne doğru.

Let's take a look at how Jennifer  Lawrence says the word gold in this clip.

Jennifer Lawrence'ın bu klipte altın kelimesini nasıl söylediğine bir göz atalım.

So gold actually sounds like  gold. Let's listen again.

Yani altın kulağa aslında altın gibi geliyor . Tekrar dinleyelim.

Now here when Melissa says black hole it almost  sounds like she's actually saying black hull.

Şimdi burada Melissa kara delik derken, neredeyse aslında kara gövde diyormuş gibi geliyor.

Now I would say probably one of the hardest  things that I've always had to teach my  

Şimdi muhtemelen öğrencilerime öğretmek zorunda kaldığım en zor şeylerden birinin

students is the short I sound in English.  Now usually learners want to say this as  

İngilizce'de kısa konuştuğum olduğunu söyleyebilirim. Şimdi, öğrenciler genellikle bunu e olarak söylemek isterler

e but actually most Americans will say it as  i. It's a very short sound and actually on our  

ama aslında çoğu Amerikalı bunu i olarak söyleyecektir . Bu çok kısa bir ses ve aslında

other channel we have a lesson which explains a  little bit about the difference between this e  

diğer kanalımızda bu e

sound and if sound, which I highly recommend you  check out because you'll laugh a ton with it.  

sesi ile if sesi arasındaki farkı biraz açıklayan bir dersimiz var. Buna bir göz atmanızı önemle tavsiye ederim çünkü onunla çok güleceksiniz.

But we'll take a look here at how the word  guitar changes from how I would say it in  

Ancak burada gitar kelimesinin benim

a standard American accent: guitar, to how  Clooney would say it here. Let's take a look.

standart Amerikan aksanıyla söylememden Clooney'nin burada söyleme şekline nasıl değiştiğine bir göz atacağız. Hadi bir bakalım. Bu

So he actually changed that if  sounding guitar to an e sound.  

yüzden, eğer tınlayan gitarı e sesine çevirdi.

So instead of saying guitar he says guitar.

Yani gitar demek yerine gitar diyor.

Okay so we're going to wrap up this lesson  by looking at some vocabulary that is very  

Pekala, bu dersi

typical and common in the South of the  United States. Now the first one we'll  

Güney Amerika'da çok  tipik ve yaygın olan bazı kelimelere bakarak bitireceğiz . Şimdi bakacağımız ilk şey,

look at maybe you've encountered before  this is the contraction of you and all. 

belki daha önce karşılaşmışsınızdır, bu sizin ve tümünün daralmasıdır.

Now you all is how some people say the plural of  the second person you. So if you're referring to  

Şimdi hepiniz, bazı insanların ikinci kişinin çoğulunu nasıl söylediği sizsiniz. Dolayısıyla,

a group of people you could say you all or I might  actually say more you just you by itself to refer  

bir grup insandan bahsediyorsanız, hepiniz diyebilirsiniz veya aslında daha çok siz, tek başına,

to a group of people or to a single person, or you  guys. But in the South they will especially say  

bir grup insana veya tek bir kişiye veya siz arkadaşlara atıfta bulunabilirim. Ama Güney'de özellikle "

y'all, which is an attraction of you and  all. So let's take a look at some examples.

hepiniz" diyecekler ki bu sizin ve hepinizin ilgisini çekiyor. O halde bazı örneklere bir göz atalım.

So next we're going to look at the word  yonder. Now you probably already know  

Bundan sonra, şuradaki kelimeye bakacağız . Şimdi muhtemelen bir

that you can say something is  here and something is there,  

şeyin burada olduğunu ve bir şeyin orada olduğunu söyleyebileceğinizi zaten biliyorsunuz,

but what do you say if you want to say  that something is further than there?  

ancak bir şeyin oradan daha uzakta olduğunu söylemek isterseniz ne dersiniz?

Now this word actually exists like it might exist  in your own language, but it's not so common  

Şimdi bu kelime aslında kendi dilinizde varmış gibi var , ancak günümüzde o kadar yaygın değil

nowadays. So that word is yonder. Now let's take  a look at some examples of how you could use this.

. Yani o kelime orada. Şimdi bunu nasıl kullanabileceğinize dair bazı örneklere göz atalım.

Now we previously talked about the word ain't, so  let me just give you a few more comments on this  

Şimdi daha önce kelime hakkında konuşmuştuk, o yüzden size bu kelime hakkında birkaç yorum daha yapmama izin verin

word. So although it is considered grammatically  incorrect it can be very common in different  

. Bu nedenle, dilbilgisi açısından yanlış kabul edilse de, İngilizce'nin farklı lehçelerinde çok yaygın olabilir

dialects of English and it is especially common to  hear in the Southern United States. So ain't can  

ve özellikle Güney Amerika Birleşik Devletleri'nde duymak yaygındır. Yani,

mean am not are not or is not and also have not  or has not. Let's take a look at some examples.

değilim   olmadığım veya olmadığım ve ayrıca sahip olmadığım veya olmadığım anlamına gelemez. Bazı örneklere bir göz atalım.

And then in this interview we'll see Jennifer  Lawrence use the word a hoot. Let's take a look.

Ve sonra bu röportajda Jennifer Lawrence'ın "yuh" kelimesini kullandığını göreceğiz. Hadi bir bakalım.

So a hoot is used to say that something  or someone is funny or entertaining.  

Bu nedenle, bir şeyin veya birinin komik veya eğlenceli olduğunu söylemek için yuhalama kullanılır.

Now this is especially common  in the South although I think  

Şimdi bu özellikle Güney'de yaygın olmasına rağmen muhtemelen Amerika

you could probably also find it used  in other parts of the United States.

Birleşik Devletleri'nin diğer bölgelerinde de kullanıldığını görebilirsiniz.

Now let's have Jennifer teach us a  couple more common words from Kentucky.

Şimdi Jennifer'ın bize Kentucky'den birkaç yaygın kelime daha öğretmesini sağlayalım. Bu

So I hope you have had a hoot learning  English with Jennifer Lawrence today,  

yüzden, umarım bugün Jennifer Lawrence ile İngilizce öğrenirken çok eğlenmişsinizdir,

and if you enjoyed this lesson be sure to give  us a like below to let us know that you want  

ve bu dersten keyif aldıysanız aşağıdan bize bir beğeni göndererek

more of the style of accent analysis, and if  there's any other celebrities that you would  

daha fazla aksan analizi tarzı istediğinizi ve başka ünlüler varsa bize bildirin.

love for us to make a lesson like this with, then  please let me know down in the comments below,  

böyle bir ders yapmamızı çok istersin, o zaman lütfen aşağıdaki yorumlarda bana haber ver,

alright? Now it's time to go beyond the  classroom and live your English! Aw yeah!!

tamam mı? Şimdi sınıfın ötesine geçme ve İngilizcenizi yaşama zamanı! Ah evet!!