The 6 Best British TV Series To Learn English

Oh my god guys, 2 million subscribers!

This is incredible!

So I want to hear from you at home

can you give me an "aww yeah"?

Let's do it together.

3, 2, 1, awww yeah!

So I wanted to do something really crazy to celebrate this

but of course I am in confinement here in my home in Barcelona so it would just

have to wait, but we do have a really special lesson planned for you guys today

where we are going to look at the six best series to learn British English.

So this is actually an excerpt from our podcast the real-life English podcast

which we just relaunched this week and if you don't know what a podcast is

it is a really convenient way for you to practice your English listening anytime

anywhere so I will actually link down in the description below our RealLife English Podcast

Now before we get into today's lesson I have three really

exciting announcements for you the first one is that I wanted to

congratulate the three winners of our contest that we had over on Instagram.

The first winner is @cambot_8 and she said that her favorite lesson is all the

ones that we've done with Friends.

The next winner is @hajaro_rmy who said

that their favorite lesson is the one that we did with Zootopia.

And the final winner is @ovanbaru

who said that their favorite lesson is the one that we made

with Joey's punching girlfriend.

Now all three of you are getting free membership

to our Fluent with Friends complete course I want to be the first welcome

you to the Fluency Circle awww yeah!

Next I want to thank all of you for all of your support.

2 million is really a huge milestone I still can't believe it

I'm not sure if you know that it took us three years to get to 1 million

subscribers and thanks to you we got to 2 million in just 6 months.

So it means so much to us that we are able to help more and more learners to discover

English learning as something fun and effective that they won't give up on so

thank you and even if you didn't win that contest

I have something really special for you that I'll tell you about in just

a little bit and the final announcement I have for you is a really huge

guys and it's going to be changing things a lot on this channel but in a

really fantastic way.

Now as you can imagine all the content that we create

here on the channel is a lot of work and we're really committed to continue

bringing you better and better lessons.

So I'm getting some help we already have

three video producers who are all really essential in helping to plan and edit

every lesson but today I'm excited to announce that we are bringing on a new

co-host and teacher to Learn English with TV Series: Andrea.

Now you can learn all about Andrea in the podcast

that I link down below where I interviewed her but she's

actually helping me to teach today's lesson and you'll be seeing a lot more

of her here on the channel.

I'm so excited for you to get to know Andrea!

So if you are new here why not join our community of two million

Learn English with TV Series learners

who are learning to understand English without getting lost,

without missing the jokes and without subtitles.

For example Rian says

that if they are improving their English every single day with our lessons and

you can too, so just hit that subscribe button and the bell down below to not miss a

single one of our new lessons.

Now thank you so much for your patience and let's take a look

at the six best TV series to learn British English.

Aman Allahım arkadaşlar 2 milyon abone!

Bu inanılmaz!

Bu yüzden evde senden haber almak istiyorum,

bana bir "hayır, evet" der misin? Hadi

beraber yapalım.

3, 2, 1, awww evet!

Bu yüzden bunu kutlamak için gerçekten çılgınca bir şey yapmak istedim

ama tabii ki burada, Barselona'daki evimde hapisteyim, bu yüzden

beklemem gerekecek, ama çocuklar bugün sizin için planladığımız gerçekten özel bir dersimiz var.

İngiliz İngilizcesi öğrenmek için en iyi altı diziye bakın.

Yani bu aslında podcast'imizden bir alıntı,

bu hafta yeniden başlattığımız gerçek hayattaki İngilizce podcast'imiz ve eğer bir podcast'in ne olduğunu bilmiyorsanız, İngilizce dinleme pratiği yapmak için her zaman, her yerde pratik yapmanız

için gerçekten uygun bir yol,

ben de yapacağım. RealLife English Podcast'imizin açıklama kısmındaki bağlantıyı gerçekten aşağıda bulabilirsiniz

Şimdi bugünkü dersimize başlamadan önce

size gerçekten heyecan verici üç duyurum var. Birincisi, Instagram'da düzenlediğimiz

yarışmanın üç kazananını tebrik etmek istedim .

İlk kazanan @cambot_8 ve en sevdiği dersin

Friends ile yaptığımız tüm dersler olduğunu söyledi. Bir

sonraki kazanan @hajaro_rmy, en

sevdikleri dersin Zootopia ile yaptığımız ders olduğunu söyledi.

Ve son kazanan, en

sevdikleri dersin

Joey'nin yumruk atan kız arkadaşıyla yaptığımız ders olduğunu söyleyen @ovanbaru.

Şimdi üçünüz de

Arkadaşlarla Akıcı tam kursumuza ücretsiz üyelik alıyorsunuz Akıcılık Çemberine ilk hoşgeldiniz ben olmak istiyorum

awww evet!

Sonra hepinize desteğiniz için teşekkür etmek istiyorum.

2 milyon gerçekten çok büyük bir kilometre taşı Hala inanamıyorum.

1 milyon aboneye ulaşmamızın üç yıl sürdüğünü

ve sayenizde sadece 6 ayda 2 milyona ulaştığımızı biliyor musunuz emin değilim.

Bu bizim için o kadar çok şey ifade ediyor ki, giderek daha fazla öğrencinin

İngilizce öğrenmeyi eğlenceli ve etkili bir şey olarak keşfetmelerine yardımcı olabiliyoruz, bu yüzden vazgeçmeyecekler, bu yüzden

teşekkür ederim ve o yarışmayı kazanmamış olsanız bile

bende bir şeyler var Size birazdan bahsedeceğim sizin için gerçekten çok özel

ve sizin için yaptığım son duyuru gerçekten çok büyük bir

adam ve bu kanalda birçok şeyi değiştirecek ama

gerçekten harika bir şekilde.

Şimdi, tahmin edebileceğiniz gibi, kanalda oluşturduğumuz tüm içerik

çok fazla iş ve

size gerçekten daha iyi ve daha iyi dersler sunmaya devam etmeye kararlıyız. Bu

yüzden biraz yardım alıyorum, zaten her dersi planlamak ve düzenlemek için

gerçekten gerekli olan üç video yapımcımız var,

ancak bugün İngilizce Öğrenmek için yeni bir

yardımcı sunucu ve öğretmen getirdiğimizi duyurmaktan heyecan duyuyorum. TV Dizisi: Andrea.

Artık aşağıda bağlantısını verdiğim podcast'te Andrea hakkında her şeyi öğrenebilirsiniz,

ancak o

aslında bugünün dersini vermeme yardım ediyor ve

onu burada, kanalda daha çok göreceksiniz. Andrea'yı

tanıyacağınız için çok heyecanlıyım !

Bu yüzden burada yeniyseniz neden

İngilizceyi kaybolmadan,

esprileri kaçırmadan ve altyazılar olmadan anlamayı öğrenen TV Dizisi öğrenicileriyle iki milyon kişilik topluluğumuza katılmıyorsunuz?

Örneğin Rian,

derslerimizle İngilizcelerini her gün geliştiriyorlarsa ve

siz de geliştirebilirsiniz diyor, bu yüzden yeni derslerimizin hiçbirini kaçırmamak için abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basmanız yeterli

.

Şimdi sabrınız için çok teşekkür ederim ve İngiliz İngilizcesi öğrenmek için en

iyi altı TV dizisine bir göz atalım .

So the first one is The Office.

Yani ilki The Office.

When you laugh your brain releases endorphins, yeah?

Güldüğünüzde beyniniz endorfin salgılıyor, değil mi?

Your stress hormones are reduced and the oxygen supply to your blood is increased.

Stres hormonlarınız azalır ve kanınıza giden oksijen miktarı artar.

So you feel...

Yani hissediyorsun...

I try and laugh several times a day just bit because it makes you feel good

Günde birkaç kez biraz gülmeye çalışıyorum çünkü bu seni iyi hissettiriyor, hadi

so let's let's try that.

bunu deneyelim.

Just, just...

Sadece, sadece...

Come on trust me, you'll feel...

Hadi bana güven, hissedeceksin...

Many people might not have watched it

Birçok insan izlememiş

or might not have known about it because I think it's

veya bilmiyor olabilir çünkü sanırım

like 15 years old now I think he was in 2005 that it started it's it's just one

şimdi 15 yaşında gibi sanırım 2005'te başladı. Bu, daha önce böyle bir şey

of those classics you know there was nothing like it before

olmadığını bildiğiniz klasiklerden sadece biri

and I think that that character David Brent is just someone that sometimes

ve bence David Brent karakteri, bazen

people cringe at what he says and what he does but then you also kind of feel

insanların söylediklerinden ve yaptıklarından çekindiği biri ama sonra siz de

for him sometimes and...

bazen onun için bir şeyler hissediyorsunuz ve. ..

he's just one of those great screen

o

characters that you can never forget.

asla unutamayacağınız harika ekran karakterlerinden sadece biri. ABD Ofisi'ni

He's a really funny character if you've

gördüyseniz, gerçekten komik bir karakter

seen the US Office, obviously the US Office never would have existed if we

,

didn't have the UK Office first.

ilk önce Birleşik Krallık Ofisi olmasaydı, ABD Ofisi asla var olmayacaktı.

In an episode of the US Office that I just

ABD Ofisi'nin dün gece izlediğim bir bölümünde, Birleşik Krallık Ofisi'nden

watched last night he actually made an appearance in it as David Brent as his

karakteri olarak David Brent olarak göründü

character from the UK Office.

.

And yes, so it was really fun to see Michael Scott and

Ve evet, Michael Scott ve

David Brent together.

David Brent'i birlikte görmek gerçekten eğlenceliydi.

-Sorry -Oh I'm sorry, mate.

-Üzgünüm -Özür dilerim dostum.

Excuse me.

Affedersin.

-What are you doing? -English?

-Ne yapıyorsun? -İngilizce?

You picked on the wrong person, I can tell you that.

Yanlış kişiyi seçtin, bunu sana söyleyebilirim.

Oh no no, I’m not picking on you at all.

Oh hayır hayır, seni hiç seçmiyorum.

You’re English, correct?

İngilizsin, değil mi?

Yeah big time, yeah.

I’m working on an English character.

Evet, büyük zaman, evet.

İngilizce bir karakter üzerinde çalışıyorum.

Would you mind gi… It’s called Reginald Pooftah.

Sakıncası yoksa… Adı Reginald Pooftah.

Ooh! David Brent, my liege. How are you?

Ah! David Brent, efendim. Nasılsın?

Michael Scott!

Michael Scott!

He often talks a lot with expression so it's a really good series to learn these

Sık sık ifade ile çok konuşuyor, bu yüzden yerlilerin kullandığı bu ifadeleri öğrenmek için gerçekten iyi bir seri

expressions that natives use.

.

Yeah, hi Chris it's David here, yeah bad news mate.

Evet, merhaba Chris, ben David, evet kötü haber dostum.

We're gonna have to let you go, we can't use you anymore

Gitmene izin vermemiz gerekecek, seni artık kullanamayız

No, yeah because the joke.

Hayır, evet çünkü şaka.

You don't know who sang 'in the Summertime' do you?

'In the Summertime' şarkısını kimin söylediğini bilmiyorsun, değil mi?

Mungo Jerry. OK.

Bay Jerry. TAMAM.

Yup, yup. Cheers.

Evet, evet. Şerefe.

Spaceman came down to answer some things

Uzaylı bazı şeyleri yanıtlamak için indi

The world gathered round from paupers to kings.

Dünya yoksullardan krallara toplandı.

"I'll answer your questions, I'll answer them true,

"Sorularınıza cevap vereceğim, doğru cevaplayacağım, size

I'll show you the way, you'll know what to do"

yolu göstereceğim, ne yapacağınızı bileceksiniz"

maybe it's not everyone's cup of tea because it's a very dry British humor.

belki bu herkesin hoşuna giden bir şey değil çünkü çok kuru bir İngiliz mizahı.

Yeah, I haven't seen really the UK version of The Office actually I'd love

Evet, The Office'in Birleşik Krallık versiyonunu gerçekten görmedim aslında

to the USA version but we actually created a lesson I'm not sure

ABD versiyonunu çok isterdim ama aslında bir ders oluşturduk

if you've seen this one where we took, I think it's the first scene or one of the

Bunu çektiğimiz yerde gördünüz mü emin değilim, sanırım bu ilk The Office UK'nin

first scenes from the first episode of The Office UK and then we did like the

ilk bölümünden bir sahne veya ilk sahnelerden biri ve ardından

same one from the The Office US.

aynısını The Office US'den beğendik.

So it's kind of like comparing side-by-side

Bu,

these two scenes and they're they're almost exactly the same but it kind of

bu iki sahneyi yan yana karşılaştırmak gibi bir şey ve neredeyse tamamen aynılar ama

like allows you to see a comparison language

bir tür karşılaştırma dili görmenize izin veriyor,

I think that can be like really great as well for learners just to if you're

bence bu sadece öğrenenler için gerçekten harika olabilir.

maybe kind of advanced and you're wanting to play with both different

belki biraz ileri düzeydeyseniz ve her iki farklı aksanla oynamak istiyorsanız,

accents you can kind of watch the UK version and you can watch the USA

İngiltere versiyonunu izleyebilir ve ABD

version and kind of compare the differences in the culture and the humor

versiyonunu izleyebilir ve Andrea'nın dediği gibi kültür ve mizah farklılıklarını karşılaştırabilirsiniz.

like Andrea said and the kind of differences in the language used.

ve kullanılan dildeki farklılıkların türü.

So the next series is The Crown.

Yani bir sonraki dizi The Crown. Onları evcilleştirmeye çalışan

You married a wild spirit trying to tame them is news.

vahşi bir ruhla evlendiğiniz haber.

This restlessness of yours it was it has to be a thing of the past.

Bu huzursuzluğun geçmişte kalmalıydı.

The monarchy is too fragile,

Monarşi çok kırılgan,

you keep telling me yourself.

bana kendin söyleyip duruyorsun.

One more scandal one more national

Bir skandal daha, bir ulusal

embarrassment and it would all be over.

utanç daha ve her şey biterdi.

So The Crown, we actually just last week

Yani The Crown, aslında daha geçen hafta 2019'da İngilizce

did a lesson on the Best Series to Learn English in 2019 kind of just based on

Öğrenmek için En İyi Dizi hakkında bir ders verdik, bu sadece

different series that I had watched and that I thought for different reasons

izlediğim ve farklı nedenlerle İngilizce

were great for people who are learning English who are looking for something

öğrenen insanlar için harika olduğunu düşündüğüm farklı dizilere dayalı.

new to watch and The Crown was one of the ones also that I mentioned I think

izleyecek yeni bir şey için ve The Crown da bahsettiğimlerden biriydi, bence bu,

it's one that it can be like really perfect for British English learners for

İngiliz İngilizcesi öğrenenler için bir

getting kind of received pronunciation.

tür alışılmış telaffuz almak için gerçekten mükemmel olabilir.

Another name for it is the Queen's English

Bunun bir başka adı da Kraliçe'nin İngilizcesidir

because it's the way the royal family speak and really the upper

çünkü kraliyet ailesinin ve

classes in England or in Britain so

İngiltere'deki veya Britanya'daki gerçekten üst sınıfların konuşma şekli budur, bu yüzden

it's not, it's it's kind of like a posh accent

öyle değil, bu bir tür gösterişli aksan gibi,

we also say it's not necessarily the English that you will hear when you're

ayrıca duyacağınız İngilizce olmadığını da söylüyoruz.

visiting the UK but it's really good for learning I think because in a way it's

İngiltere'yi ziyaret ettiğinizde ama öğrenmek için gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum çünkü bir bakıma İngilizce

like the the highest form of speaking English

konuşmanın en yüksek şekli gibi.

It’s inevitable that I should seem a rather remote figure to many of you…

Birçoğunuza oldukça uzak bir figür gibi görünmem kaçınılmaz…

But now, at least for a few minutes, I welcome you to the peace of my own home.

Ama şimdi, en azından bir süre birkaç dakika, sizi kendi evimin huzuruna davet ediyorum.

I really like it because I like the historical aspect of it and it's kind of

Bunu gerçekten beğendim çünkü tarihi yönünü seviyorum ve bu benim

made me appreciate Queen Elizabeth II a bit more, kind of to know how

Kraliçe II.

she started out and how she was just thrown into it and I'm really looking

forward to the the next couple of seasons because it might be things that

önümüzdeki birkaç sezon, çünkü

I remember more from growing up in London and the things that were

Londra'da büyümekten daha çok hatırladığım şeyler ve

happening with the Royal Family.

Kraliyet Ailesi ile olan şeyler olabilir.

I think that that is really interesting kind of

Bence bu,

seeing how it goes from being when she first started out and then kind of the

ilk başladığında ve ardından

newest season which I actually still have to watch I believe they they even

hala izlemem gereken en yeni sezonun nasıl gittiğini görmek gerçekten ilginç bir tür. Hatta oyuncu

change they cast and everything because it jumps forward several years, right?

kadrosunu ve her şeyi değiştirdiklerine inanıyorum çünkü birkaç yıl ileri atlıyor. , Sağ?

Season three and season four is with Olivia Colman and she's a great actress

Üçüncü sezon ve dördüncü sezon Olivia Colman'la birlikte ve o harika bir aktris

and then I know that seasons five and six will be with a different actor.

ve sonra beşinci ve altıncı sezonların farklı bir aktörle olacağını biliyorum.

So every two seasons the cast will change.

Yani iki sezonda bir kadro değişecek. Daha

So as I mentioned before we are just so

önce de belirttiğim gibi, videolarımızdan birini

appreciative of all of your support of our channel every time you watch like or

her izlediğinizde veya paylaştığınızda kanalımıza verdiğiniz destek için çok minnettarız. İnsanların

share one of our videos you're helping people to see that learning English can

İngilizce öğrenmenin eğlenceli olabileceğini görmelerine yardımcı oluyorsunuz.

be fun more people can succeed and less people give up so in order to celebrate

2 million subscribers and to thank you for all of your support for the next

2 milyon aboneyi kutlamak ve

week until April 24th we are offering you a 49% discount on our

24 Nisan'a kadar önümüzdeki hafta boyunca verdiğiniz tüm destek için teşekkür etmek amacıyla, Arkadaşlarla Akıcı Kursumuzda size %49 indirim sunuyoruz

Fluent with Friends course, now imagine if in the next year you could learn to

, şimdi gelecek yıl öğrenebileceğinizi hayal edin en

understand your favorite series and movies even without the subtitles.

sevdiğiniz dizileri ve filmleri altyazısız bile anlamak için.

Imagine traveling to another country and using your English to communicate confidently.

Başka bir ülkeye seyahat ettiğinizi ve güvenle iletişim kurmak için İngilizcenizi kullandığınızı hayal edin.

Now you can do all this and more and our Fluent with Friends course

Artık tüm bunları ve daha fazlasını yapabilirsiniz ve Arkadaşlarla Akıcı Kursumuz

will help you a lot in doing it just like our student Julien from France who

bunu yapmanıza çok yardımcı olacaktır, tıpkı Fransa'dan öğrencimiz Julien'in

says that it is unbelievable how much better he can understand native speakers now.

şu anda anadili İngilizce olan kişileri bu kadar iyi anlayabilmesinin inanılmaz olduğunu söylemesi gibi.

So to learn more about the course and sign up

Kurs hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kaydolmak için

just click up here or down the description below and to get that 49%

buraya veya aşağıdaki açıklamaya tıklayın ve %49 indirimden yararlanmak için

discount to remember to use the coupon code "2million" at checkout.

ödeme sırasında "2million" kupon kodunu kullanmayı unutmayın. Pek

So another one that maybe not many people know about is called Gavin and Stacey.

çok kişinin bilmediği bir diğerinin adı da Gavin ve Stacey.

And again it's just one of those classics, it's absolutely hilarious.

Ve yine o klasiklerden sadece biri , kesinlikle çok komik. Şimdi

It's with James Corden who is a lot more famous now it's kind of the series that

çok daha ünlü olan James Corden ile,

made him really famous because he created it along with one of the other

onu gerçekten ünlü yapan bir dizi çünkü onu diğer oyunculardan biriyle birlikte yarattı

actors in it and it's a story it's kind of an it starts off as a love story

ve bu bir tür aşk hikayesi olarak başlayan bir hikaye.

really to two people that meet a girl from Wales and a guy from Essex in

Galler'den bir kız ve İngiltere'de Essex'ten bir adamla tanışan iki kişiye

England and you know they start this romantic relationship together but it

ve bu romantik ilişkiyi birlikte başlattıklarını bilirsiniz, ancak

kind of brings the two families together as well and so you'll have a mix of

bu iki aileyi de bir nevi bir araya getirir ve böylece

Welsh and English accents and also Welsh and English expressions.

Galce ve İngiliz aksanlarının bir karışımına sahip olursunuz ve ayrıca Galce ve İngilizce ifadeler.

Oh my god, you're right.

Aman tanrım, haklısın.

-What? -You are Welsh.

-Ne? -Sen Gallisin.

You got Welsh accent, you're speaking Welsh.

Gal aksanınız var, Galce konuşuyorsunuz.

-What you on about? -What you on about?

-Ne iş üzerindesin? -Ne iş üzerindesin?

-Shut up. -Shut up.

-Kapa çeneni. -Kapa çeneni. Bir Amerikalının bakış açısından

It's really hilarious like even not coming from the perspective of an American

gelmemek gibi gerçekten çok komik,

I don't always get the British humour but that one I found it's really really

İngiliz mizahını her zaman anlamıyorum ama bu gerçekten

quite witty and really fantastic and it's really interesting too like you said

çok esprili ve gerçekten harika buldum ve sizin de söylediğiniz gibi

hearing the Welsh accent which isn't an accent that you get so many

Galce aksanını duymak gerçekten ilginç. t

opportunities to hear.

duyma fırsatı bulduğunuz bir aksan.

Hello Dino welcome to Barry.

Merhaba Dino, Barry'ye hoş geldiniz.

-Sorry but I don't... -Gwen, wait a minute... what you doing?

-Üzgünüm ama ben... -Gwen, bekle bir dakika... ne yapıyorsun?

I've been learning Welsh I did an intensive course cuz I knew we

Galce öğreniyorum Yoğun bir kurs yaptım çünkü aşağı ineceğimizi biliyordum,

were coming down I wanted to understand what everyone was saying.

herkesin ne dediğini anlamak istiyordum.

And so many of the characters

Ve sevdiğim pek çok karakterin

I just loved so many of them and quite a few of them can be

birçoğunu sevdim ve birçoğu da

quite relatable as well so I often I don't know if my mom would be happy with

oldukça ilişkilendirilebilir, bu yüzden sık sık annem bunu söylememden memnun olur mu bilmiyorum

me saying it but sometimes Gavin's mom reminds me of my mom and so it makes it

ama bazen Gavin'in annesi bana şunu hatırlatıyor: annem ve bu onu daha da

just even funnier so if you can relate some of the characters to members of

eğlenceli hale getiriyor, bu yüzden bazı karakterleri

your family or your friends then I think you'll enjoy that much more.

ailenizin veya arkadaşlarınızın üyeleriyle ilişkilendirebilirseniz, o zaman çok daha fazla keyif alacağınızı düşünüyorum.

British humor can definitely be more sarcastic so sometimes you don't know if someone

İngiliz mizahı kesinlikle daha alaycı olabilir, bu yüzden bazen birinin

is telling a joke or not so we kind of call it a dry sense of

şaka yapıp yapmadığını bilemezsiniz, bu yüzden biz buna kuru bir mizah anlayışı diyoruz, o

humor it's not as obvious.

kadar da açık değil.

I think American said humor it's more obvious.

Bence Amerikalı mizah dedi, bu daha bariz.

It's kind of the opposite so it can be a lot more slapstick a lot of

Bu biraz tersi, bu yüzden çoğu zaman fiziksel komedi gibi çok daha fazla şakşak olabilir, örneğin

times like physical comedy like someone actually like falling down or getting

gerçekten düşmekten veya

hit by something like you might think of series like old series like The Three Stooges.

The Three Stooges gibi eski diziler gibi diziler gibi düşünebileceğiniz bir şey tarafından vurulmaktan hoşlanıyor gibi.

Where it's just kind of like, you know people hitting each other and stuff

Bir nevi, insanların birbirine vurduğunu ve

which is just a very obvious kind of crass sense of humor.

çok bariz bir kaba mizah anlayışı olan şeyleri bilirsiniz.

So the next one is Fleabag.

Sıradaki Fleabag.

and I think this one was on Amazon Prime.

ve sanırım bu Amazon Prime'daydı.

You know when you've done everything?

Her şeyi ne zaman yaptığını biliyor musun?

Squat!

Çömelme!

And... and you feel great.

Ve... ve harika hissediyorsun.

And even though your sister still hates you.

Ve kız kardeşin hala senden nefret etse de.

Thank you.

Teşekkür ederim.

You're pretending to be friends because your dad is...

Arkadaş gibi davranıyorsun çünkü baban... Şaka

I'm joking he is just there.

yapıyorum, o orada.

-Here's to love. -Hey!

-İşte aşk. -Hey!

It's a comedy but it can be quite dark as well at the same time but again it's a

Bu bir komedi ama aynı zamanda oldukça karanlık da olabilir ama yine de

very typical type of British humour the main character in it who is actually the

çok tipik bir İngiliz mizahı türü, aslında yaratıcısı ve yazarı olan ana karakter

creator and the writer Phoebe Waller-Bridge she's won so many awards for this

Phoebe Waller-Bridge bu dizi için pek çok ödül kazandı.

series she's very very witty.

o çok çok esprili. -Gerçekten

-You really are very good-looking. -Thank You.

çok yakışıklısın. -Teşekkür ederim.

Very.

-Thank You. -Very.

Çok.

-Teşekkür ederim. -Çok.

Thank you.

Teşekkür ederim.

So you get another idea of that British humour in

Böylece bu serideki İngiliz mizahı hakkında başka bir fikir edinirsiniz

this series as well and also again, it's not quite the Queen's English but there

ve yine, tam olarak Kraliçe'nin İngilizcesi değildir, ancak

is more of a received pronunciation so it's definitely good for learning

daha çok alışılmış bir telaffuz vardır, bu nedenle

learning English in that sense because it's kind of like the English in

bu anlamda İngilizce öğrenmek için kesinlikle iyidir çünkü bu, İngilizceye benzer.

The Crown but maybe much easier to understand.

The Crown'da ama anlaşılması çok daha kolay olabilir .

-I look so good. -It's okay we can sort it out, just...

-Çok iyi görünüyorum. -Sorun değil halledebiliriz, sadece...

take some of your makeup off.

makyajının birazını çıkar .

I'm not wearing any makeup.

Makyaj yapmıyorum.

What?!

Ne?!

What has happened? I have never seen you look so good.

Ne oldu? Seni hiç bu kadar iyi görmemiştim.

Now everyone's going to think I got a fucking facial for my mother's funeral.

Şimdi herkes annemin cenazesi için yüz bakımı yaptırdığımı düşünecek.

Oh, what the hell? You look incredible.

Ne oluyor? Inanılmaz görünüyorsun.

We're trying to mess her up.

Onu mahvetmeye çalışıyoruz.

No matter what I do with my hair, it just keeps falling in this really chic way.

Saçlarımla ne yaparsam yapayım, gerçekten şık bir şekilde dökülmeye devam ediyor.

-Sorry girls people are starting to arrive. -Thank you.

-Üzgünüm kızlar insanlar gelmeye başladı. -Teşekkür ederim.

You don't have to greet them if it's to... gosh you look gorgeous!

Onları selamlamak zorunda değilsin... Tanrım, muhteşem görünüyorsun!

Thank you.

Teşekkür ederim.

So the next one is Black Mirror which is a Netflix series.

Sırada bir Netflix dizisi olan Black Mirror var.

You said you don't know how much time there is.

Ne kadar zaman olduğunu bilmediğini söyledin.

What does that mean?

Bu ne anlama gelir?

Sorry for game.

Oyun için üzgünüm.

Oh, you recently logged your first kill.

Oh, geçenlerde ilk cinayetinizi kaydettiniz.

-Huh -And how did that feel?

-Huh -Peki bu nasıl hissettirdi?

You ready?

Hazır mısın?

If we drill down into the numbers you have got a solid popularity arc here.

Rakamlara inersek, burada sağlam bir popülerlik arkınız var.

No one is this happy.

Kimse bu kadar mutlu değil. Lanet balonu

A two-year-old with a fucking balloon isn't this happy.

olan iki yaşındaki bir çocuk bu kadar mutlu değil.

I haven't I haven't watched this a lot but the thing that I like about it is

Bunu pek izlemedim ama sevdiğim yanı

that you don't have to watch it in sequence so what I tend to do is if a

sırayla izlemek zorunda olmamanız, bu yüzden bir

friend talks to me about a particular episode that they liked or that they're

arkadaşım benimle belirli bir bölüm hakkında konuşursa yapmaya eğilimliyim. beğendiklerini veya

recommending I'll just watch that episode so I kind of just dip into it

tavsiye ettiklerini, sadece o bölümü izleyeceğim, bu yüzden

when things are recommended to me really.

bana gerçekten bir şeyler önerildiğinde bir nevi kendimi ona kaptırıyorum.

Now black mirror is a British series but

Şimdi black mirror bir İngiliz dizisi ama

a lot of times I think another great thing about it is that it will have kind

çoğu zaman bu diziyle ilgili bir başka harika şeyin de çok

of a variety of different accents sometimes also you have American actors

çeşitli farklı aksanlara sahip olacağını düşünüyorum, bazen orada Amerikalı aktörler de oluyor,

on there they actually did one I think in the last season featuring Miley Cyrus

onlar aslında bir tanesini geçen sezonda yaptıklarını düşünüyorum. Şarkıcı Miley Cyrus

the singer and I think that whole episode was all American actors so

ve bence bölümün tamamı Amerikalı oyunculardı, bu yüzden

I think that's that makes it that's really great it's also one that I really enjoy

bence bu onu gerçekten harika kılıyor, aynı zamanda gerçekten zevk aldığım bir bölüm

because of it being so realistic that it seems like things that could really

çünkü o kadar gerçekçi ki yakın gelecekte gerçekten olabilecek şeyler gibi görünüyor

happen in the near future and kind of some of the scenarios that you see and

ve gördüğünüz bazı senaryolar

and like you said I don't watch every single one and a lot of times what I'll

ve sizin de söylediğiniz gibi her birini izlemem ve çoğu zaman yapacağım şey farklı web siteleri olan

do is I'll go on to Rotten Tomatoes or IMDB which are different web sites where

Rotten Tomatoes veya IMDB'ye gideceğim.

you can see ratings and I'll actually like look for like the episodes that are

reytingleri görebilirsin ve ben aslında

the highest rated of any season when they come out so I think that's kind of

çıktıklarında herhangi bir sezonun en yüksek reytingi olan bölümlere bakmayı seveceğim, bu yüzden ilgi alanlarınıza göre

nice to have that ability to pick and choose based on your interests and

seçme ve seçme yeteneğine sahip olmak güzel bir şey.

whether or not an episode looks good to you.

bir bölüm size iyi görünüyor.

-See you tomorrow Jay Jay. -See you Lacy.

-Yarın görüşürüz Jay Jay. -Görüşürüz Lacy.

Oh, saw your boy in the fire had just now so cute!

Oh, oğlunu ateşte gördüm şimdi çok tatlıydı!

Yeah he's really something.

Evet, o gerçekten bir şey.

So the last one is Peaky Blinders.

Yani sonuncusu Peaky Blinders. Bu

It's delicate Mr. Shelby.

hassas Bay Shelby.

Concerns to the factory

down the road of BSA,

BSA yolundaki fabrikayla ilgili endişeler,

rumors get started.

söylentiler başlar.

Rumors that there was a robbery.

Bir soygun olduğu söylentileri.

Robbery of what?

Neyin soygunu?

Speak.

Konuşmak.

I asked my men to steal me four bikes with petrol engines.

Adamlarımdan benzin motorlu dört bisiklet çalmalarını istedim.

They picked up the wrong fucking crate.

Yanlış kahrolası sandığı almışlar.

So that's why they sent a cop from Belfast?

Bu yüzden mi Belfast'tan bir polis gönderdiler?

Maybe, maybe not

Belki, belki değil

The thing I love about this series is the way it's shot and the

Bu dizide sevdiğim şey, çekilme şekli ve

historical aspects I really like the 1920s and often in movies in series you

tarihsel yönleri. 1920'leri gerçekten seviyorum ve dizi filmlerinde genellikle

see the 1920s in America but not necessarily in the UK.

1920'leri Amerika'da görürsünüz, ancak Birleşik Krallık'ta olması gerekmez. Aynı şeyi

I would say I feel

hissettiğimi söyleyebilirim,

the same I love history and I thought it was really interesting kind of seeing

tarihi seviyorum ve hakkında hiçbir şey bilmediğim

what this period was like in the UK which I didn't really know anything

Birleşik Krallık'ta bu dönemin nasıl olduğunu görmenin gerçekten ilginç olduğunu düşündüm, evet,

about yeah it's really good to see that and it's also it's it's kind of hard to

bunu görmek gerçekten güzel ve aynı zamanda bu çok nazik

understand sometimes so even as a native speaker I do find myself reading the

bazen anlaşılması zor o yüzden ana dili İngilizce olan biri olarak bile kendimi altyazılı okurken buluyorum

subtitles I have to watch it with subtitles because, I mean the Birmingham

altyazılı izlemek zorunda kalıyorum çünkü demek istediğim, Birmingham

accent can be quite strong.

aksanı oldukça güçlü olabiliyor.

What?

Ne? -

-Not Michael. -No, no Michael, no.

Michael değil. -Hayır, hayır Michael, hayır.

'Cause Michael deals with legitimate business.

Çünkü Michael yasal işlerle uğraşır. -

-You saw him before us. -John, not now.

Onu bizden önce gördün. -John, şimdi değil.

Wait, what did you say?

Bekle, ne dedin?

You saw Michael before us!

Michael'ı bizden önce gördün!

Fuck's sake, John.

Tanrı aşkına, John.

And I believe if people are really interested in historical series like

Ve inanıyorum ki, insanlar bunun gibi tarihsel dizilerle gerçekten ilgileniyorsa, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki

this you mentioned one that's kind of taking more the perspective of the same

aynı dönemin perspektifini daha çok ele alan bir diziden bahsettiniz

era in the United States, right?

, değil mi?

Yeah so one of my top three seasons ever is

Evet, şimdiye kadarki en iyi üç sezonumdan biri

Boardwalk Empire and it's set in the time of prohibition in Jersey in America.

Boardwalk Empire ve Amerika'da Jersey'de yasak olduğu dönemde geçiyor.

So it's true it's set during the same time so a lot of the stories kind

Yani aynı zamanda geçtiği doğru, bu yüzden birçok hikaye

of overlap a little bit you'll come across some of the famous gangsters

biraz örtüşüyor, bazı ünlü gangsterlerle karşılaşacaksınız,

I suppose that you hear or that you watch in movies but the thing I love

sanırım filmlerde duymuşsunuzdur veya filmlerde izlemişsinizdir ama

about Boardwalk Empire is just it's everything about it is amazing the

Boardwalk Empire hakkında sevdiğim şey sadece bununla ilgili her şey harika

acting, the costumes, the scenery, the story it's just one of the best like

oyunculuk, kostümler, manzara, hikaye en iyilerden biri gibi

every episode is like watching a movie and you just can't take your eyes off it

her bölüm bir film izlemek gibidir ve gözlerinizi ondan alamıyorsunuz

and you get so engrossed in it so if there is anyone that hasn't watched it

ve kendinizi o kadar kaptırıyorsunuz yani hala izlemeyen varsa

yet I highly recommend it.

şiddetle tavsiye ederim.

Hey guys I hope you had a ton of fun

Hey millet, umarım bugün çok eğlenmişsinizdir

today and you enjoyed them learning about those series with Andrea as much

ve Andrea ile o dizileri öğrenirken benim

as I did now first of all why don't you tell me down in the comments below which

şimdi aldığım kadar keyif almışsınızdır, öncelikle neden bu dizilerden hangisini beğendiğinizi aşağıdaki yorumlarda belirtmiyorsunuz?

of these series that you're going to check out or if there's another British

ya da kaçırdığımız başka bir İngiliz dizisi var mı diye kontrol edeceğiz

TV series that we missed.

.

And finally if you are ready to take your English

Ve son olarak, İngilizce

fluency and confidence to the next level and to understand your favorite movies

akıcılığınızı ve özgüveninizi bir sonraki seviyeye taşımaya ve en sevdiğiniz filmleri

and TV series even without the subtitles then I want to invite you to check out

ve dizileri altyazısız da anlamaya hazırsanız, sizi

our fluent with friends course and remember to get that 49% discount just

arkadaşlarla akıcı kursumuza göz atmaya davet ediyorum ve 49 puan almayı unutmayın. % indirim sadece

use the coupon code two million at checkout!

kasada iki milyon kupon kodunu kullanın !