Learn English with the Simpsons' Trip to England | British Stereotypes

Aw yeah! Today we're learning English  with The Simpsons in a hilarious episode  

Ah evet! Bugün The Simpsons'la birlikte

where they head to the United Kingdom. Not only will you learn lots of vocabulary  

Birleşik Krallık'a gittikleri komik bir bölümde   İngilizce öğreniyoruz. Bu eğlenceli bölümde yalnızca çok sayıda kelime

and pronunciation but you're going to learn  a lot about the culture and what they got  

ve telaffuz öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda kültür ve

right and wrong in this funny episode. But first let's see what Indu  

doğru ve yanlış yaptıkları hakkında da çok şey öğreneceksiniz. Ama önce Indu

Urja says about our lessons. They say that they watch our lessons every  

Urja'nın derslerimiz hakkında ne söylediğine bir bakalım. Derslerimizi her gün izlediklerini söylüyorlar

single day, and you can too because we make three  new lessons a week, so that you can understand  

ve siz de seyredebilirsiniz çünkü haftada üç yeni ders yapıyoruz, böylece

fast speaking natives without getting lost,  without missing the jokes and without subtitles. 

hızlı konuşan yerlileri kaybolmadan, esprileri kaçırmadan ve altyazısız anlayabilirsiniz.

So hit that Subscribe button and the Bell down  below, so that you don't miss a single one of  

our new lessons and you can join our community of  more than 3.8 million learners around The Globe!

Yeni derslerimizin hiçbirini kaçırmamak ve Dünya çapında 3,8 milyondan fazla öğrenciden oluşan topluluğumuza katılabilmek için Abone Ol düğmesine ve aşağıdaki Zil'e basın!

On our Fluent with Friends Course we'll teach  you important pronunciation tips just like this  

Arkadaşlarla Akıcı Kursumuzda, hata yapmaktan kaçınmanıza yardımcı olacak bunun gibi önemli telaffuz ipuçlarını size öğreteceğiz

one to help you avoid making mistakes. Of course as well as understanding real  

. Elbette gerçek

native speech, using correct pronunciation and  of course laughing along with all the jokes. 

doğal konuşmayı anlamak, doğru telaffuz kullanmak ve tabii ki tüm şakalarla birlikte gülmek kadar.

The best part is you can try that absolutely  FREE right now with our 3-Part Masterclass. 

En iyi yanı, bunu 3-Part Masterclass'ımızla şu anda tamamen ÜCRETSİZ olarak deneyebilmenizdir. Şimdi kaydolmak için tek

All you have to do is click up here or down  in the description box below to sign up now!

yapmanız gereken burayı veya aşağıdaki açıklama kutusunda aşağıyı tıklamak!

So Tony Blair is talking about  this castle in Edinburgh, Scotland. 

Yani Tony Blair, Edinburgh, İskoçya'daki bu kaleden bahsediyor.

And for us Americans when we come over to  Europe, because we come from a newer country,  

Ve biz Amerikalılar için Avrupa'ya geldiğimizde , daha yeni bir ülkeden geldiğimiz için,

we don't have any castles, so we really  want to see all these really old buildings  

hiç şatomuz yok, bu yüzden burada, Avrupa'da insanların sahip olduğu tüm bu gerçekten eski binaları gerçekten görmek istiyoruz

that people have here over in Europe. But I think for Brits it's probably  

. Ama bence İngilizler için muhtemelen

something that's so commonplace, that you  don't find it very interesting, right? 

o kadar sıradan bir şey ki, onu pek ilginç bulmuyorsunuz, değil mi?

No, so I kind of understand  this one. I guess that's why  

Hayır, yani bunu biraz anlıyorum . Sanırım bu yüzden

they make the comment here that you Americans  love castles because it's more of a novelty  

burada siz Amerikalıların şatoları sizin için daha çok bir yenilik olduğu için sevdiğiniz şeklinde yorum yapıyorlar

for you. Exactly. 

. Kesinlikle.

Whereas for us it's not due  to the history of the country.

Oysa bizim için ülkenin tarihinden kaynaklanmıyor.

So this is just to show like  a huge contrast of where Homer  

Yani bu sadece Homer

Simpson comes from and Tony Blair comes from. So a gator farm would be an alligator farm. 

Simpson'ın ve Tony Blair'in nereden geldiğinin büyük bir karşıtlığını göstermek içindir. Yani bir timsah çiftliği bir timsah çiftliği olur.

Gator is short for alligator and this is an animal  that we have in the South United States, mostly in  

Timsah, timsahın kısaltmasıdır ve bu, Güney Amerika'da, çoğunlukla Florida'da bulunan ve

Florida that is very similar to a crocodile. Tony Blair replies with "Smashing" which  

timsaha çok benzeyen bir hayvandır. Tony Blair, "Harika"

is another way of saying "Great." However in the UK we don't really  

demenin başka bir yolu olan "Ezici" şeklinde yanıt verir. Ancak Birleşik Krallık'ta

use this word that much anymore. We would  probably use "brilliant" or "fantastic" instead. 

bu kelimeyi artık pek kullanmıyoruz. Muhtemelen bunun yerine "parlak" veya "fantastik" kelimesini kullanırdık.

So in the USA we also have a lot of different  words that you can use to say "good"  

Yani ABD'de, sohbetinizin biraz daha ilginç olmasını istiyorsanız "iyi" demek için kullanabileceğiniz birçok farklı kelimemiz de var

if you want your conversation to  be a little bit more interesting. 

.

Then you might want to watch this lesson,  so that you can add them to your vocabulary.  

O zaman bu dersi izleyerek kelime dağarcığınıza eklemek isteyebilirsiniz.

You can find that link down in the description  below, but just to give you a few of them  

Bu bağlantıyı aşağıdaki açıklamada bulabilirsiniz , ancak şu anda size bunlardan birkaçını vermek

right now one that would say a lot is "awesome." I think Americans even overuse this and it's a  

çok şey ifade edecek bir tanesi "harika". Bence Amerikalılar bunu aşırı kullanıyor ve bu çok

huge stereotype, but it's one that you  will really fit in with if you use. 

büyük bir klişe, ancak kullanırsanız gerçekten uyum sağlayacağınız bir kalıp.

And also we use "lovely" but I think this  is even more common in the UK, right? 

Ayrıca "hoş" kelimesini de kullanıyoruz ama bence bu  Birleşik Krallık'ta daha da yaygın, değil mi?

Yeah I think this is definitely  one that Brits would use a lot more  

Evet, bence bu kesinlikle İngilizlerin çok daha fazla kullanacağı bir kelime

and then we have words like "superb,"  "terrific" or "outstanding."

ve "mükemmel", "müthiş" veya "olağanüstü" gibi kelimelerimiz var.

So "cheerio" is another way to say "goodbye,"  but most people in the UK don't really use this  

Yani "cheerio", "güle güle" demenin başka bir yoludur, ancak Birleşik Krallık'taki çoğu insan artık bu kelimeyi gerçekten kullanmıyor

word anymore, it's more of an old-fashioned one. Yeah I think it's just that Americans think that  

, daha çok eski moda bir kelime. Evet, bence sadece Amerikalılar

Brits still used this word. Yeah.

İngilizlerin bu kelimeyi hala kullandığını düşünüyor. Evet.

So this is actually a stereotype that  we Americans have of British people,  

Yani bu aslında biz Amerikalıların Britanyalılar hakkında sahip olduğu bir klişedir,

which we can see throughout the episode and  really it's just we think that they're more  

bunu bölüm boyunca görebiliriz ve gerçekten onların

sophisticated than we are across the pond. I didn't actually know this so it's actually  

bizim göletin öte yanında olduğumuzdan daha  sofistike olduklarını düşünüyoruz. Bunu gerçekten bilmiyordum, bu yüzden

quite interesting watching this  episode and and knowing that. 

bu bölümü izlemek ve bunu bilmek aslında oldukça ilginç.

It's quite flattering, right? Yeah, yeah. I would say it is.

Oldukça gurur verici, değil mi? Evet evet. olduğunu söyleyebilirim.

If you're enjoying this lesson then  I highly recommend you check out this  

Bu dersten keyif alıyorsanız,

lesson we made where The Simpsons Go To Australia. 

The Simpsons Go To Australia'da yaptığımız bu derse göz atmanızı önemle tavsiye ederim. Bir

You can click up here or down in the  description box below to watch that lesson next.

sonraki dersi izlemek için burayı veya aşağıdaki açıklama kutusunda aşağıyı tıklayabilirsiniz.

So British humor is often described as being  dry, which means that you can't really tell  

İngiliz mizahı genellikle kuru olarak tanımlanır , yani

whether or not we're being serious or  joking, because we tend to use a more  

ciddi mi yoksa şaka mı yaptığımızı gerçekten anlayamazsınız, çünkü daha ciddi bir yüz kullanma eğilimindeyiz

serious face, so it's not so obvious. Yeah, that's so true. Definitely like  

, bu yüzden o kadar da açık değil. Evet, bu çok doğru.

a lot of Brits that I've met I never  knew if they were saying something  

Tanıştığım pek çok İngiliz gibi kesinlikle bir şeyi

seriously or if they were actually joking. Because we Americans when we're being sarcastic in  

ciddi mi yoksa şaka mı yaptıklarını asla bilmiyordum. Çünkü biz Amerikalılar

this way we tend to actually use a different tone,  so it's very obvious and something that really  

bu şekilde alaycı olduğumuzda aslında farklı bir üslup kullanma eğilimindeyiz, yani bu çok açık ve

contrasts very heavily between American humor  and British humor is that we have very common  

Amerikan mizahı ile İngiliz mizahı arasında gerçekten çok büyük bir tezat oluşturan şey, çok yaygın

slapstick humor, which is actually like physical  humor of someone falling down or getting hurt or  

şakşakçı mizahımız var ki bu aslında Düşen veya incinen birinin fiziksel mizahı veya

something like this that you'll see in a lot more  American shows like The Simpsons or Family Guy. 

Simpsons veya Family Guy gibi çok daha fazla Amerikan şovunda göreceğiniz buna benzer bir şey.

Yeah and in the UK it tends to be the opposite,  it's a bit more serious and not as obvious.

Evet ve Birleşik Krallık'ta durum tam tersi olma eğilimindedir, biraz daha ciddidir ve o kadar bariz değildir.

So in the US football actually refers to American  Football, which is this sport and we'd call  

Yani ABD'de futbol aslında bu spor olan Amerikan Futbolu anlamına gelir ve biz

someone who plays this sport a football player,  and someone who plays Soccer a soccer player. 

bu sporu yapan birine futbolcu, Futbol oynayan birine de futbolcu deriz.

Actually in the US it's quite common that we'll  play soccer when we're kids and we even have this  

Aslında ABD'de çocukken futbol oynamamız oldukça yaygındır ve

term for a "soccer mom," which is basically a mom  who is always taking her kids to soccer practice,  

"futbol annesi" için bile bu terimi kullanırız, bu temelde çocuklarını her zaman futbol antrenmanına götüren bir annedir,

who probably has a minivan and things like this. But for adults we don't really tend to know the  

muhtemelen minibüs ve bunun gibi şeyler. Ama yetişkinler için futbolun kurallarını gerçekten bilme eğiliminde değiliz

rules of soccer, maybe we'll watch the World  Cup or something like that but we're not so  

, belki Dünya Kupası'nı falan izleriz ama

sure exactly what's going on, and this is  why it's quite funny that Homer says this,  

tam olarak ne olup bittiğinden o kadar emin değiliz ve bu nedenle  Homer'ın söylediği oldukça komik bu,

because it really would show someone  who knows a lot about Football when  

çünkü Futbol hakkında çok şey bilen birinin aslında   aslında

in fact he's American and he does not. That's really interesting because obviously  

Amerikalı olduğunu ve Amerikalı olmadığını gösterir. Bu gerçekten ilginç çünkü açıkçası

in the UK, Soccer-- Well it sounds so strange  for me to play soccer, football is the biggest  

Birleşik Krallık'ta Futbol-- Futbol oynamak bana çok garip geliyor, futbol en büyük

sport and I think in many countries in Europe  and maybe in others around the world as well. 

spordur ve bence Avrupa'daki birçok ülkede ve belki de dünyadaki diğer ülkelerde de.

And for us to hear soccer just  sounds strange because it's a game  

Ve top ve ayaklarınızla oynadığınız bir oyun olduğu için futbolu duymak bize garip geliyor

that you play with a ball and your feet. Yeah I think it makes a lot more sense. 

. Evet bence çok daha mantıklı.

Yeah, and also football actually started  out in the UK so it's the home of football,  

Evet ve ayrıca futbol aslında Birleşik Krallık'ta başladı, yani burası futbolun anavatanı,

that's why we also describe Wembley Stadium  where lots of Cup Finals are played,  

bu yüzden birçok Kupa Finalinin oynandığı Wembley Stadyumu'nu da tanımlıyoruz,   oraya

we call that "The Home of Football," as well  because it's kind of where it all started. 

"Futbolun Evi" diyoruz çünkü orası bir nevi burada herşey başladı

That makes sense.

Bu mantıklı.