Work Idioms with Jennifer and Rachel - English Vocabulary

Idioms are colorful expressions,

Deyimler renkli ifadelerdir

and they're fun to learn.

ve öğrenmesi eğlencelidir.

You hear idioms quite often in conversation,

Konuşmalarda deyimleri oldukça sık duyuyorsun,

so you should definitely take some time

bu yüzden onları incelemek için kesinlikle biraz zaman ayırmalısın

to study them.

.

But what's the best way?

Ama en iyi yol nedir?

In this lesson, I have a special surprise for you.

Bu derste size özel bir sürprizim var.

I'm teaming up with another YouTuber.

Başka bir YouTuber ile ekip oluşturuyorum.

A very popular and talented English teacher.

Çok popüler ve yetenekli bir İngilizce öğretmeni.

Rachel of Rachel's English.

Rachel'ın İngilizcesi Rachel.

Together Rachel and I will be teaching

Rachel ve ben birlikte

some work-related idioms.

işle ilgili bazı deyimler öğreteceğiz.

We'll use some old and new footage.

Bazı eski ve yeni görüntüleri kullanacağız.

I'll also be offering some useful study tips.

Ayrıca bazı yararlı çalışma ipuçları sunacağım.

Rachel is going to teach the first idiom.

Rachel ilk deyimi öğretecek.

Are you ready?

Hazır mısın?

Have you ever head anyone say,

Hiç

"Keep me in the loop" or

"Beni haberdar et" veya

"I want to stay in the loop"?

"Döngüde kalmak istiyorum" diyen birine kafa attın mı?

This idiom means to be informed or connected.

Bu deyim, bilgi sahibi olmak veya bağlantı kurmak anlamına gelir.

For example, if you're working on a project at work

Örneğin, işyerinde bir proje üzerinde çalışıyorsanız

and you've just been talking about it,

ve az önce proje hakkında konuşuyorsanız,

to let your coworkers know that you're interested

iş arkadaşlarınızın dahil olmak veya bilgilenmekle ilgilendiğinizi bilmelerini sağlamak için,

in staying involved or informed,

you could say, "Great. Keep me in the loop."

"Harika. Beni işin içinde tut" diyebilirsiniz. döngü."

So keeping you in the loop means keeping you...

Yani sizi gelişmelerden haberdar etmek, sizi...

informed.

haberdar etmek demektir.

Making sure you get information

as it becomes known or shared.

Bilindikçe veya paylaşıldıkça bilgi almanızı sağlamak.

Keeping you in that circle.

Seni o çemberin içinde tutmak.

Rachel explained that this idiom can be used at work.

Rachel, bu deyimin işte kullanılabileceğini açıkladı.

This is important.

Bu önemli.

Here's our first tip.

İşte ilk ipucumuz.

Learn when it's appropriate to use an idiom.

Bir deyim kullanmanın ne zaman uygun olduğunu öğrenin.

Not all idioms belong in the workplace

Tüm deyimler işyerine

or within a professional exchange.

veya profesyonel bir değiş tokuşa ait değildir.

But "keep me in the loop" is

Ama "beni haberdar et"

a great work-related idiom.

işle ilgili harika bir deyim.

My second tip is learn how to use an idiom.

İkinci ipucum, bir deyim kullanmayı öğrenmek.

The basic idiom here is "in the loop."

Buradaki temel deyim "döngüde" dir.

Rachel gave us two ways to use it.

Rachel onu kullanmamız için bize iki yol verdi.

Keep me in the loop.

Beni habersiz bırakma.

I want to stay in the loop.

Döngüde kalmak istiyorum. Bir deyimin varyasyonlarına

It's a good thing to be familiar

aşina olmak iyi bir şeydir

with variations of an idiom.

.

Okay. Now I want to teach you the importance of context.

Tamam aşkım. Şimdi size bağlamın önemini öğretmek istiyorum.

I'm going to show a clip from an old lesson of mine,

Eski bir dersimden bir klip göstereceğim

and I want you to learn how to use context.

ve bağlamı nasıl kullanacağınızı öğrenmenizi istiyorum.

That's our third tip.

Bu üçüncü ipucumuz.

Context refers to the situation that an idiom is used in

Bağlam, bir deyimin kullanıldığı durumu

and also the words that come before and after the idiom.

ve deyimden önce ve sonra gelen kelimeleri ifade eder.

How much can you learn from the conversation?

Sohbetten ne kadar öğrenebilirsin?

The idiom is "under the table."

Deyim "masanın altında" dır.

Listen and try to understand the meaning

Dinleyin ve anlamını anlamaya çalışın

and listen for uses, for variations of the idiom.

ve deyimin varyasyonları için kullanımları dinleyin.

Often you'll learn new idioms

Genellikle

just be listening to conversations.

sadece konuşmaları dinleyerek yeni deyimler öğreneceksiniz.

- Either real conversations around you

- Ya çevrenizdeki gerçek sohbetler

or conversations on TV or in a movie.

ya da televizyondaki veya filmdeki sohbetler. Anlamı anlamak için

You need to learn to use the context

bağlamı kullanmayı öğrenmeniz gerekir

to figure out the meaning.

.

In the clip, you heard two variations:

Klipte iki varyasyon duydunuz:

get paid under the table/

masanın altından ödeme alın/

be paid under the table.

masanın altından ödeme alın.

If you listened to the context,

Bağlamı dinlediyseniz,

then you understood

that paying someone under the table

birisine masanın altından para ödemenin

means paying them secretly or illegally.

ona gizli ya da yasa dışı yollardan ödeme yapmak anlamına geldiğini anladınız.

Anything that happens under the table

Masanın altında olan her şey

happens secretly or unofficially.

gizli veya gayri resmi olarak gerçekleşir.

Rachel's going to teach you another idiom now.

Rachel şimdi sana başka bir deyim öğretecek.

Listen carefully and you'll learn the importance

Dikkatlice dinleyin ve telaffuzun önemini öğreneceksiniz

of pronunciation.

.

Today I'm going to go over the idiom "on fire."

Bugün "yanıyor" deyiminin üzerinden geçeceğim.

This means to be doing something very well.

Bu, bir şeyi çok iyi yapıyor olmak demektir.

For example, you're at a basketball game.

Örneğin, bir basketbol maçındasınız.

And there's a guy who keeps hitting three-pointer

Ve üç sayılık atışlardan sonra üç sayılık atışlara devam eden bir adam var

after three-pointer after three-pointer.

.

And making them.

Ve onları yapmak.

You might say, "Man! That guy's on fire!"

"Adamım! Bu adam yanıyor!" diyebilirsiniz.

It can also apply to a social situation.

Sosyal bir durum için de geçerli olabilir.

For example, let's say you go to a party with a friend.

Örneğin bir arkadaşınızla bir partiye gittiğinizi varsayalım.

And your friend is talking to everyone,

Ve arkadaşın herkesle konuşuyor,

making everyone laugh...

herkesi güldürüyor...

Everyone wants to be around him.

Herkes onun yanında olmak istiyor.

You can say, "Man, you were on fire at that party!"

"Dostum, o partide alev alev yanıyordun!" diyebilirsin.

ON can be pronounced with the ‘aw’ as in ‘law’ vowel,

ON, "hukuk" ünlüsünde olduğu gibi "aw" ile

or the ‘ah’ as in ‘father’ vowel.

veya "baba" seslisinde olduğu gibi "ah" ile telaffuz edilebilir. "

I pronounce it with the ‘aw’ as in ‘law’.

Hukuk"taki gibi "aw" ile telaffuz ediyorum.

It’s a little further back in the face than the ‘ah’ as in ‘father’, which is a little further forward.

Biraz daha ileride olan 'baba'da olduğu gibi 'ah'tan biraz daha geridedir.

ON, the N consonant sound, so the tongue will raise into that position.

AÇIK, N ünsüz sesi, yani dil bu konuma yükselecektir.

On, ff, fire begins with the F consonant sound,

On, ff, ateş F ünsüz sesiyle başlar,

so you’ll raise the bottom lip, ff, to the top teeth and let air come through.

böylece alt dudağınızı, ff, üst dişlere doğru kaldıracak ve havanın geçmesine izin vereceksiniz.

On ff, on fi-, the ‘ai’ as in ‘buy’ diphthong, on fi-re.

On ff, on fi-, "buy" diphthong'daki gibi "ai", on fire.

And finally, the schwa and R sound, er, er. On fire, on fire.

Ve son olarak, schwa ve R sesi, er, er. Yanıyor, yanıyor.

Let's see how well you listened.

Bakalım ne kadar iyi dinlemişsiniz.

What's the correct way to say that idiom?

Bu deyimi söylemenin doğru yolu nedir?

Listen.

Dinlemek.

The last one is correct, right?

Sonuncusu doğru, değil mi?

On fire.

Yanıyor.

Here's the fourth tip.

İşte dördüncü ipucu.

Learn how to say an idiom clearly and naturally.

Bir deyimi açık ve doğal bir şekilde nasıl söyleyeceğinizi öğrenin.

"On fire" is a great idiom

"On fire" harika bir deyim

because it can be used in different situations.

çünkü farklı durumlarda kullanılabilir.

Rachel explained that you can use "on fire"

Rachel,

when you talk about a basketball game

bir basketbol maçından

or a party.

veya bir partiden bahsederken "on fire" kelimesini kullanabileceğinizi açıkladı.

You can also use it at work.

İş yerinde de kullanabilirsiniz.

For example, if a coworker closed a few deals

Örneğin, bir iş arkadaşınız bu ayın başlarında birkaç anlaşma yaptıysa

earlier this month

and just closed another deal today,

ve bugün başka bir anlaşma yaparak

bringing in a lot of money for the company,

şirkete çok para kazandırdıysa,

You can say with admiration,

Hayranlıkla

"You're on fire!"

"Yanıyorsun!" diyebilirsiniz.

Not all rodents are cute,

Tüm kemirgenler sevimli değil

but this one is.

ama bu sevimli.

This is from my children's collection

Bu, çocuklarımın

of stuffed animals and hand puppets.

doldurulmuş hayvanlar ve el kuklaları koleksiyonundan.

I'm not even certain if this is a mouse or a rat,

Bunun bir fare mi yoksa sıçan mı olduğundan bile emin değilim,

but seeing it reminds me of an idiom

ama onu görmek bana İngilizce'de kullandığımız bir deyimi hatırlattı

we have in English:

:

rat race.

fare yarışı.

"Rat race" refers to the daily struggle

"Sıçan yarışı",

to be successful at work,

where there is competition and pressure to produce.

rekabetin ve üretme baskısının olduğu işte başarılı olmak için verilen günlük mücadeleyi ifade eder.

One day after the other

Birbiri ardına,

you go through this routine

hoping to come out on top,

zirveye çıkmayı umarak bu rutini yaşarsınız,

but really you're one of thousands.

ama gerçekte binlerce kişiden birisiniz.

"Rat race" refers to this whole situation.

"Sıçan yarışı" tüm bu durumu ifade eder.

Many complain about the race race

Birçoğu yarış yarışından şikayet ediyor

and say they hate the rat race.

ve sıçan yarışından nefret ettiklerini söylüyor.

Some think about quitting the rat race.

Bazıları fare yarışını bırakmayı düşünüyor.

Others actually leave the rat race behind.

Diğerleri aslında fare yarışını geride bırakır.

They change jobs

İş değiştirirler

or they change their lifestyle.

veya yaşam tarzlarını değiştirirler.

Maybe they retire early

Belki erken emekli oluyorlar

or move out to the country

ya da

where life is more peaceful.

hayatın daha huzurlu olduğu bir ülkeye taşınıyorlar.

My suggestion now is to create your own examples.

Şimdi benim önerim kendi örneklerinizi oluşturmanızdır.

It's my final study tip.

Bu benim son çalışma ipucum.

Learn through practice.

Pratik yaparak öğrenin.

Test out a new idiom in conversation.

Konuşmada yeni bir deyim deneyin.

But this tip comes with a warning.

Ancak bu ipucu bir uyarı ile birlikte gelir.

Idioms are colorful,

Deyimler renklidir

but don't overdo it.

ama aşırıya kaçmayın.

Trying to use too many idioms at one time

Aynı anda çok fazla deyim kullanmaya çalışmak,

won't make your English sound more natural.

İngilizcenizin kulağa daha doğal gelmesini sağlamaz. Bu derste işlediğimiz

If you'd like more practice with the idioms

deyimlerle daha fazla pratik yapmak isterseniz

we covered in this lesson,

,

click here for an interactive exercise.

etkileşimli bir alıştırma için burayı tıklayın.

If you want more idioms, just click

Daha fazla deyim istiyorsanız, sadece tıklayın

and you can see Rachel's lesson on animal idioms.

ve Rachel'ın hayvan deyimleri hakkındaki dersini görebilirsiniz.

Be sure to check out Rachel's

Rachel'ın

American English pronunciation channel

Amerikan İngilizcesi telaffuz kanalına göz atmayı

and subscribe.

ve abone olmayı unutmayın.

Rachel also has a collection of videos

Rachel'ın ayrıca

on American English in real life.

gerçek hayatta Amerikan İngilizcesi ile ilgili bir video koleksiyonu var.

Sign up for her newsletter

Haber bültenine kaydolun

and you'll receive free weekly lessons

ve

from Rachel and other great teachers.

Rachel ve diğer harika öğretmenlerden haftalık ücretsiz dersler alacaksınız.

Finally, Rachel wrote a 290-page eBook

Son olarak Rachel, Amerikan İngilizcesi telaffuzu üzerine 290 sayfalık bir e-Kitap yazdı

on American English pronunciation.

.

And it has 2.5 hours of audio.

Ve 2,5 saatlik sese sahiptir.

It's a great way to work on your American accent.

Amerikan aksanı üzerinde çalışmak için harika bir yol. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.

Thank you, Rachel, for helping me teach this lesson.

Bu dersi vermeme yardım ettiğin için teşekkürler Rachel.

That's all for now.

Şimdilik bu kadar.

Thanks for watching

İzlediğiniz için teşekkürler

and happy studies!

ve mutlu çalışmalar!