Advanced Grammar: Do You Know When It's OK to Break the Rules?

Take a look at five sentences. Are there any mistakes? Anything you would change? I’ll give you a moment to read and think.

Beş cümleye bir göz atın. Herhangi bir hata var mı? Değiştireceğin bir şey var mı? Size okumanız ve düşünmeniz için bir dakika vereceğim.

Do you know what? In my opinion, they’re all fine except one. I’ll tell you which one later in this lesson. Okay?

Ne var biliyor musun? Bence biri hariç hepsi iyi. Hangisi olduğunu bu derste daha sonra söyleyeceğim. Tamam aşkım?

And if you haven’t already subscribed to my channel, please take a moment to click and subscribe.

Ve kanalıma hala abone değilseniz, lütfen bir dakikanızı ayırıp tıklayıp abone olun.

Everyone needs to do their own work.

Herkes kendi işini yapmalı.

Maybe this sounds just fine to you, and you’re wondering why someone would even question it.

Belki bu size çok iyi geliyor ve birisinin bunu neden sorgulayacağını merak ediyorsunuz.

Well first, you need to know that indefinite pronouns like everyone, someone and anyone are singular and take a singular verb.

Öncelikle, herkes, biri ve herkes gibi belirsiz zamirlerin tekil olduğunu ve tekil bir fiil aldıklarını bilmeniz gerekir.

That’s why we say, “Everyone needs” and not “Everyone need.”

Bu yüzden "Herkesin ihtiyacı var" diyoruz, "Herkesin ihtiyacı var" diyoruz.

Now some people would say, especially in formal English, that our reference words have to agree in number, too.

Şimdi bazı insanlar, özellikle resmi İngilizcede, referans kelimelerimizin sayıca da aynı olması gerektiğini söyleyecektir.

So we should say: Everyone needs to complete his or her own work.

O halde şunu söylemeliyiz: Herkes kendi işini tamamlamalı.

You can say it that way. It’s correct. But in everyday situations, most American English speakers won’t use that wording.

Bu şekilde söyleyebilirsin. Bu doğru. Ancak günlük durumlarda, Amerikan İngilizcesi konuşanların çoğu bu ifadeyi kullanmaz.

We like to be concise, and “his or her” is wordy, so often we just use “their.” It's quicker and easier.

Kısa ve öz olmayı severiz ve "onun" ifadesi çok uzundur, bu nedenle genellikle "onların" ifadesini kullanırız. Daha hızlı ve daha kolay.

Which one do you think I’m more likely to say, A or B?

Sizce hangisini söylemem daha olası, A mı yoksa B mi?

A – Right? "Oh no! Someone left their iPad here." Good. I’m glad you’re developing a feeling for what sounds more natural.

A- Değil mi? "Ah hayır! Birisi iPad'ini burada unutmuş." İyi. Kulağa daha doğal gelen bir duygu geliştirdiğine sevindim.

So remember, in everyday English, it’s okay to use a third person plural form like "their" to refer back to a singular indefinite pronoun.

Bu nedenle, günlük İngilizcede, tekil bir belirsiz zamirden bahsetmek için "onların" gibi bir üçüncü çoğul şahıs kullanmanın sorun olmadığını unutmayın.

There is a quiz on Monday and an essay due on Friday.

Pazartesi günü bir sınav ve Cuma günü bir deneme var.

I recently taught a lesson on There is/ There are.

Geçenlerde Var/ Var üzerine bir ders verdim.

We use this structure to state what we see or what exists. With There is/ There are sentences, we’re presenting information for someone to know or consider.

Bu yapıyı gördüğümüzü veya var olanı belirtmek için kullanırız. There is/ There is cümleleri ile birisinin bilmesi veya dikkate alması için bilgi sunuyoruz.

The basic rule is that the noun that follows the verb BE tells us whether the verb should be singular or plural.

Temel kural, BE fiilinden sonra gelen ismin bize fiilin tekil mi yoksa çoğul mu olması gerektiğini söylemesidir.

[reads]

[okur]

1 quiz. IS. There's a quiz on Monday.

1 sınav. DIR-DİR. Pazartesi sınav var.

[reads]

[okur]

2 assignments. ARE. There are two assignments due on Wednesday.

2 ödev. ARE. Çarşamba günü teslim edilmesi gereken iki ödev var.

In informal English, it’s common to use the contraction There’s before singular and plural nouns.

Gayri resmi İngilizcede, There's kısaltmasının tekil ve çoğul isimlerden önce kullanılması yaygındır.

There's a quiz on Monday.

Pazartesi sınav var.

There's two things due on Wednesday.

Çarşamba günü yapılması gereken iki şey var.

I said it so quickly, you probably didn’t even notice that I used the singular verb, although I was talking about two things.

O kadar çabuk söyledim ki, iki şeyden bahsetmeme rağmen tekil fiil kullandığımı muhtemelen fark etmediniz bile.

But you’ll also hear standard grammar used in a sentence like that.

Ancak bunun gibi bir cümlede kullanılan standart dilbilgisini de duyacaksınız.

There are two things. Again, I'll speak fast: There are. Link: There are. There are two things due on Wednesday.

İki şey var. Tekrar hızlı konuşacağım: Var. Bağlantı: Var. Çarşamba günü yapılması gereken iki şey var.

So you'll hear it both ways.

Böylece her iki şekilde de duyacaksınız.

Not all sources agree on what happens when we have more than one noun after the verb BE in a There is/There are sentence.

Bir There is/There are cümlesinde BE fiilinden sonra birden fazla isim olduğunda ne olacağı konusunda tüm kaynaklar hemfikir değildir.

But the sources I trust confirm that many speakers and writers today prefer to focus on the noun that immediately follows the verb BE.

Ancak güvendiğim kaynaklar, bugün birçok konuşmacı ve yazarın BE fiilinden hemen sonra gelen isme odaklanmayı tercih ettiğini doğruluyor.

That first noun controls the verb. Is it singular or plural? Look at these examples.

Bu ilk isim fiili kontrol eder. Tekil mi yoksa çoğul mu? Şu örneklere bak.

[reads]

[okur]

So with There is/There are sentences, my feeling is that it’s okay to use a singular verb before a singular noun even if another noun or a series of nouns follows.

Yani There is/There are tümceler ile, bence tekil bir isimden önce başka bir isim veya bir dizi isim gelse bile tekil bir fiil kullanmakta sorun yok.

That first noun can control the verb.

Bu ilk isim fiili kontrol edebilir.

In more formal writing, you probably want to limit your use of There is/There are sentences, so just find alternative wording. Look how I rewrote the previous examples:

Daha resmi yazılarda, muhtemelen Cümleler Var/Şu anda kullanımınızı sınırlamak istersiniz, o yüzden alternatif ifadeler bulun. Bakın önceki örnekleri nasıl yeniden yazdım:

Which sentence do you think I’m more likely to write in an email to a colleague? I'm friendly with this colleague.

Sizce bir meslektaşıma e-posta ile hangi cümleyi yazma olasılığım daha yüksek? Bu meslektaşımla dostuz.

B – Right? "There is one inactive link and a few typos we have to fix."

Parlak? "Bir etkin olmayan bağlantı ve düzeltmemiz gereken birkaç yazım hatası var."

Great. I'm glad you're starting to think like me.

Harika. Benim gibi düşünmeye başlamana sevindim.

Who were you talking to?

Kiminle konuşuyordun?

Did someone ever tell you that you can’t end a sentence with a preposition?

Bir cümleyi edatla bitiremeyeceğinizi biri size hiç söyledi mi?

At one point, that’s a rule I learned for so-called good writing.

Bir noktada, bu sözde iyi yazı için öğrendiğim bir kural.

Well, I think that rule is something we follow consistently only in formal writing.

Bence bu kural, yalnızca resmi yazılarda tutarlı bir şekilde takip ettiğimiz bir şey.

For example, in everyday American English, no one uses the object pronoun Whom? Does it sound natural for me to ask, “To whom were you speaking?” or “To whom were you talking?”

Örneğin, günlük Amerikan İngilizcesinde kimse nesne zamiri Whom'u kullanmaz. "Kiminle konuşuyordun?" diye sormam doğal mı? veya "Kiminle konuşuyordun?"

To my ears, that’s very formal or even old-fashioned.

Bana göre bu çok resmi ve hatta modası geçmiş.

I might follow that rule about not ending with a preposition in certain situations.

Bazı durumlarda bir edatla bitmeme kuralına uyabilirim.

It would be in formal writing, perhaps with adjective clauses or embedded questions.

Belki sıfat cümlecikleri veya gömülü sorularla resmi yazı şeklinde olacaktır.

Here are examples of sentences that sound appropriate for formal English.

Resmi İngilizce için kulağa uygun gelen cümle örnekleri burada.

[reads]

[okur]

Note the word order. Note the positions of the prepositions.

Sözcük sırasına dikkat edin. Edatların konumlarına dikkat edin.

But let’s switch contexts. Which question am I more likely ask a friend?

Ama hadi bağlamları değiştirelim. Hangi soruyu bir arkadaşıma daha çok sorarım?

A – Right? That definitely sounds more natural for everyday English.

A- Değil mi? Bu kesinlikle günlük İngilizce için daha doğal geliyor.

Never tell nobody they can’t realize their dreams.

Asla kimseye hayallerini gerçekleştiremeyeceklerini söyleme.

We finally came to the sentence that I find incorrect, or at least it’s not standard English. You’d likely be understood, but the grammar would sound awkward to many listeners.

Sonunda yanlış bulduğum veya en azından standart İngilizce olmadığı cümleye geldik. Muhtemelen anlaşılacaksınız, ancak dilbilgisi birçok dinleyiciye garip gelebilir.

Because you want your communication to be as clear as possible, I don’t recommend using double negatives, which is using two or more negative words in the same clause.

İletişiminizin olabildiğince net olmasını istediğiniz için, aynı maddede iki veya daha fazla olumsuz kelime kullanmak olan çift olumsuzluk kullanmanızı önermiyorum.

I would say, “Never tell anybody they can’t realize their dreams.”

“Asla kimseye hayallerini gerçekleştiremeyeceklerini söyleme” derdim.

So why can we say “never” and “can’t” in the same sentence?

Peki neden aynı cümlede “asla” ve “yapamam” diyebiliyoruz?

Because the sentence has two clauses.

Çünkü cümlede iki tümce vardır.

The main clause is “Never tell anybody.” That’s an imperative. The subject “you” is understood.” (You) never tell anybody.

Ana madde "Asla kimseye söyleme" dir. Bu bir zorunluluktur. “Siz” konusu anlaşıldı.” (Sen) asla kimseye söyleme.

Never tell anybody... The second clause is a "that" clause. We omit the word “that”: Never tell anybody (that) they can’t realize their dreams.

Asla kimseye söyleme... İkinci cümle bir "o" cümlesidir. “O” kelimesini atlıyoruz: Asla kimseye hayallerini gerçekleştiremeyeceğini söyleme.

Each clause is allowed to have a negative word, so the sentence with two clauses ends up with two negative words, and that's okay.

Her cümlede bir olumsuz kelime olmasına izin verilir, bu nedenle iki cümleli cümle iki olumsuz kelimeyle biter ve sorun değil.

So the complete sentence with standard grammar is: Never tell anybody they can't realize their dreams.

Standart dilbilgisi ile tam cümle şu şekildedir: Asla kimseye hayallerini gerçekleştiremeyeceklerini söyleme.

Which of these sentences is not standard English?

Bu cümlelerden hangisi standart İngilizce değildir?

A – Right? It has a double negative, and that's note standard grammar.

A- Değil mi? Çift olumsuzluğu var ve bu standart gramer notu.

I prefer the wording in B: I didn't hear anybody.

B'deki ifadeyi tercih ederim: Kimseyi duymadım.

I can usually tell the difference between a Steinway, a Yamaha, and a Kawai piano.

Genellikle bir Steinway, bir Yamaha ve bir Kawai piyano arasındaki farkı anlayabilirim.

Did you ever learn that you we use the preposition between with two things?

İki şey arasında edat kullandığımızı hiç öğrendiniz mi?

In one of my lessons on prepositions, I gave the example of standing between two people.

Edatlarla ilgili derslerimden birinde iki kişinin arasında durma örneğini vermiştim.

This use of between to explain position or location is easy to understand.

Konumu veya konumu açıklamak için bu kullanımın anlaşılması kolaydır.

It's also quite easy to understand the use of "among" for position or location.

Konum veya konum için "arasında" kullanımını anlamak da oldukça kolaydır.

We use among when there are more than two things and these are things usually we can't easily separate or identify.

Arasında ikiden fazla şey olduğunda kullanırız ve bunlar genellikle kolayca ayıramadığımız veya tanımlayamadığımız şeylerdir.

These things are all around us or all around an object. Take a look at these examples:

Bu şeyler etrafımızda veya bir nesnenin her yerinde. Şu örneklere bir göz atın:

[reads]

[okur]

But let’s talk about using between for something other than position or location.

Ancak, konum veya konum dışında bir şey için inter kullanmaktan bahsedelim.

In another grammar lesson, I explain that we can use "between" for two or more things when we're dividing something equally within a group, like the family fortune being divided so that each child gets an equal portion, an equal part.

Başka bir gramer dersinde, bir şeyi bir grup içinde eşit olarak bölüştürdüğümüzde "arasında" kelimesini iki veya daha fazla şey için kullanabileceğimizi açıklıyorum, örneğin aile servetinin her çocuğun eşit, eşit bir pay alması için bölünmesi gibi.

[reads]

[okur]

Here’s another use: We use "between" with two or more things when we consider these things separately.

İşte başka bir kullanım: İki veya daha fazla şeyi ayrı ayrı düşündüğümüzde "arasında" kullanırız.

Perhaps we're considering the differences, their relations, their connections, or perhaps our choices, meaning we'll choose one of these things.

Belki farklılıkları, onların ilişkilerini, bağlantılarını ya da belki seçimlerimizi düşünüyoruz, yani bunlardan birini seçeceğiz.

Remember my model sentence? That was about the differences between things – separate things we can easily identify:

Model cümlemi hatırladın mı? Bu, şeyler arasındaki farklarla ilgiliydi - kolayca tanımlayabileceğimiz ayrı şeyler:

I can usually tell the difference between a Steinway, a Yamaha, and a Kawai piano.

Genellikle bir Steinway, bir Yamaha ve bir Kawai piyano arasındaki farkı anlayabilirim.

Here are additional examples for us to study:

İşte çalışmamız için ek örnekler:

[reads]

[okuyor]

So remember, it's not always a mistake to use "between" with three or more things.

O yüzden unutmayın, "arasında" üç veya daha fazla şeyle kullanmak her zaman bir hata değildir.

If I asked you to name one amazing vacation destination, could you easily choose between Switzerland, Alaska, Hawaii, and New Zealand? You can let me know in the comment section.

Sizden harika bir tatil yeri söylemenizi isteseydim, İsviçre, Alaska, Hawaii ve Yeni Zelanda arasında kolayca seçim yapabilir miydiniz? Yorum kısmından bana bildirebilirsiniz.

Well, that’s all for now. If you enjoyed this grammar lesson and you’d like me to cover more grammar topics in the future, be sure like this video.

Tamam şimdilik bu kadar. Bu gramer dersini beğendiyseniz ve gelecekte daha fazla gramer konusu işlememi istiyorsanız, bu videoyu beğendiğinizden emin olun.

And also please subscribe if you haven't already.

Ayrıca hala abone değilseniz lütfen abone olun.

As always, thanks for watching and happy studies.

Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar.