Intensifiers and Downtoners in American English Conversation

Hi everyone. I'm Jennifer from English with Jennifer. Do you like getting

Herkese selam. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer. İltifat almayı sever misin

compliments? What would you like to hear someone say? What would make you feel

? Birinin ne dediğini duymak istersin ? Seni ne iyi

good? You're awful at English! You're awfully good at English! Personally, I'd

hissettirir? İngilizcede berbatsın! İngilizcede çok iyisin! Şahsen,

never dream of telling someone that they're bad at anything because every

birine herhangi bir şeyde kötü olduğunu söylemeyi asla hayal etmezdim çünkü her

one of us has room for improvement, right? You're here. You're studying with me, so

birimizin gelişmeye açık yeri vardır, değil mi? Sen buradasın. Benimle çalışıyorsun, bu yüzden zaten

you're already on your way to speaking better English. My compliment to you is,

daha iyi İngilizce konuşma yolunda ilerliyorsun. Sana iltifat ediyorum,

'You're awfully good at English!" "Awful" by itself means "bad." "Awful" or "awfully" before

'İngilizcede çok iyisin!" " Korkunç" kendi başına "kötü" anlamına gelir

an adjective means "very" or "really." You're awfully good. It's awful expensive. It

. . Çok pahalı.

means "very" or "really." It's a strange difference in meaning, right? Would you

"çok" veya "gerçekten" anlamına geliyor. Garip bir anlam farkı, değil mi?

like to know other words in American English with strange differences in

Amerikan İngilizcesinde anlamlarında garip farklılıklar olan başka kelimeler öğrenmek ister misiniz

meaning? Stick around and you'll learn some. I want this to be a super useful,

? Etrafta takılırsanız biraz öğrenirsiniz. Bunun süper faydalı,

highly effective, and crazy good lesson.

oldukça etkili ve çılgınca iyi bir ders olmasını istiyorum.

There are different kinds of adverbs in English. The first kind you probably

İngilizce'de farklı zarf türleri vardır . Muhtemelen ilk

learned were adverbs of manner. They answer the question "How?" Talk loudly,

öğrendiğiniz tür zarflardır. "Nasıl?" Sorusuna cevap verirler. Yüksek sesle konuşun,

walk fast, dance well. You also learned adverbs of frequency when you learned

hızlı yürüyün, iyi dans et.

how to answer the question "How often?" I often forget how old I am. I never get up

"Ne sıklıkta?" sorusuna nasıl cevap vereceğinizi öğrendiğinizde sıklık zarflarını da öğrendiniz. Çoğu zaman kaç yaşında olduğumu unutuyorum. Asla

before 5:00. Now we're going to focus on adverbs of degree. You learned two of them

5:00'ten önce kalkmam. Şimdi derece zarflarına odaklanacağız. .

when you learned how to make comparisons. You learned "more" and "less." For example,

Karşılaştırma yapmayı öğrendiğinizde iki tanesini öğrendiniz. "Daha fazla" ve "daha az" öğrendiniz. Örneğin,

someone can feel more confident or less confident when they speak English.

birisi İngilizce konuşurken kendinden emin veya daha az emin hissedebilir.

Hopefully, after this lesson, you'll feel more confident. This refers to higher and

Umarım, bu dersten sonra kendinize daha fazla güvenirsiniz. Bu, daha yüksek ve

lower degrees. We're going to study and practice two groups of adverbs of degree:

daha düşük dereceleri ifade eder. İki derece zarfı grubunu inceleyeceğiz ve uygulayacağız:

intensifiers and down toners.

intensifiers ve down toners.

Intensifiers are adverbs of degree that increase the strength of a word. I'm sure

Yoğunlaştırıcılar, bir kelimenin gücünü artıran derece zarflarıdır. Eminim

you already use the adverb "very" a lot. "Extremely" is another useful adverb used

"çok" zarfını zaten çok kullanıyorsunuzdur. "Extremely", birçok farklı bağlamda kullanılan başka bir yararlı zarftır

in many different contexts. I think Parkour is very exciting, but also

. Bence Parkour çok heyecan verici ama aynı zamanda

extremely dangerous.

son derece tehlikeli.

The intensifiers "so" and "really" are used a lot in conversation. Potato chips are

Yoğunlaştırıcılar "so" ve "gerçekten" konuşmada çok kullanılır. Patates cipsi

so unhealthy, but really, really good. Note in very informal English, you may hear

çok sağlıksız ama gerçekten çok iyi. Resmi olmayan İngilizce'de,

"real" used as an adverb, as an intensifier. Someone might say, "Oh, the food was real

zarf olarak, yoğunlaştırıcı olarak kullanılan "gerçek" kelimesini duyabileceğinize dikkat edin. Birisi "Oh, yemek gerçekten

good!" I don't recommend this use, but be ready to hear it and understand it. When

güzeldi!" diyebilir. Bu kullanımı önermiyorum ama onu duymaya ve anlamaya hazır olun.

we use intensifiers in conversation, we can use our voice for emphasis. You can

Konuşmada yoğunlaştırıcılar kullandığımızda, sesimizi vurgulamak için kullanabiliriz.

hear that long vowel sound in the stressed syllable, as in "so unhealthy,"

"çok sağlıksız",

"very exciting," "really good."

"çok heyecan verici", "gerçekten iyi" gibi vurgulu hecelerde o uzun ünlü sesini duyabilirsiniz.

We also double some intensifiers or use them in combination: very, very expensive;

Ayrıca bazı yoğunlaştırıcıları ikiye katlıyoruz veya bunları kombinasyon halinde kullanıyoruz: çok, çok pahalı;

really, really nice, so very good. And in conversation, we can use these

gerçekten çok güzel çok çok iyi Ve konuşmada, ortak sıfatları yoğunlaştırmak için şu

combinations: "good and..." "nice and..." to intensify common adjectives. Professional

kombinasyonları kullanabiliriz: "iyi ve..." "güzel ve..." . Profesyonel

dancers make all the moves look nice and easy. Everything they do is nice and

dansçılar, tüm hareketlerin güzel ve kolay görünmesini sağlar . Yaptıkları her şey güzel ve

smooth. Blend some fresh fruit with fruit juice, yogurt, or coconut milk. Freeze the

pürüzsüz. Biraz taze meyveyi meyve suyu, yoğurt veya hindistan cevizi sütü ile karıştırın.

mixture overnight, and then your frozen fruit popsicles will be good and ready

Karışımı gece boyunca dondurun ve ardından donmuş meyveli buzlu şekerleriniz iyi olacak ve

to eat the next day. So "nice and easy" means "very easy. "Nice and smooth" means

ertesi gün yemeye hazır olacaktır. Yani "güzel ve kolay", "çok kolay" anlamına gelir. "Güzel ve pürüzsüz", "

"very smooth." You can't make this kind of phrase with any adjective, but some

çok

combinations are common: nice and easy, nice and smooth, nice and slow, nice and

pürüzsüz" anlamına gelir. ve yavaş, güzel ve

handy, nice and clean. "Good and ready" could mean "very ready" or "completely

kullanışlı, güzel ve temiz. "İyi ve hazır", "çok hazır" veya "

ready." Completely" is another intensifier. It suggests that something is the most

tamamen hazır" anlamına gelebilir. Bir şeyin olabileceğinin en fazlası olduğunu öne sürer

it can possibly be. For example, I was completely confused. I didn't understand

. Örneğin, tamamen kafam karıştı.

anything. "Completely" is like "totally" and "absolutely." 100% - "Too" also falls into the

Hiçbir şey anlamadım. "Tamamen", "tamamen" ve "kesinlikle" gibidir. %100 - "Çok" da

category of intensifiers, but remember that "too" means that quality has gone

yoğunlaştırıcılar kategorisine girer, ancak "çok"un kalitenin

beyond some acceptable limit. Honesty is good, but some people are too honest and

kabul edilebilir bir sınırın ötesine geçtiği anlamına geldiğini unutmayın. Dürüstlük iyidir, ancak bazı insanlar çok dürüsttür ve

say everything they think. "Too" can be used for criticism. Someone can be

düşündükleri her şeyi söylerler. "Too" eleştiri için kullanılabilir. Birisi

too harsh or too judgmental. If we're being critical, we can use the adverb "how"

çok sert veya çok yargılayıcı olabilir. Eleştiri yapıyorsak, birinin davranışına tepki olarak "nasıl" zarfını kullanabiliriz

in reaction to someone's behavior. For example, "How rude!" meaning "very rude." That

. Örneğin, "Ne kadar kaba!" "çok kaba" anlamına gelir. Bu

was very offensive. But we can also use "how" if we're pleasantly surprised: How

çok saldırgandı. Ama hoş bir şekilde şaşırırsak "nasıl" kelimesini de kullanabiliriz: Ne kadar

sweet! meaning "very sweet." Let's test your familiarity with other intensifiers used

tatlı! "çok tatlı" anlamına gelir. Konuşmada kullanılan diğer yoğunlaştırıcılara aşinalığınızı test edelim

in conversation. Choose the adverb that sounds most natural in the situation. One.

. Durumda kulağa en doğal gelen zarfı seçin. Bir. Sanırım

I think I've changed my mind. Don't worry. We'll be perfectly safe. "Perfectly safe"

fikrimi değiştirdim. Merak etme. Tamamen güvende olacağız. "Tamamen güvenli",

means "completely safe." Two. You're going to quit? You're not serious, are you?

"tamamen güvenli" anlamına gelir. İki. Bırakacak mısın ? Ciddi değilsin, değil mi? Ben

I'm dead serious. I hate this job. "Dead serious" means "absolutely serious."

ciddiyim. Bu işten nefret ediyorum. "Ölü ciddi", "kesinlikle ciddi" anlamına gelir.

Three. Am I calling too late? Not at all. "Not at all" means "It's completely fine.

Üç. Çok mu geç aradım? Hiç de bile. "Hiç", "Tamamen iyi.

It's not too late." Four.

Çok geç değil" anlamına gelir. Dört.

Where are you? I don't know I'm totally and utterly lost. You can say "totally and

Neredesin? Tamamen ve tamamen kaybolduğumu bilmiyorum. "Tamamen ve

utterly" or "totally and completely lost."

tamamen" veya "tamamen ve tamamen kayıp" diyebilirsiniz.

Five. Why are you mad? Because that was so not fair! "So not fair" means "That was

Beş. Neden kızgınsın? Çünkü bu hiç adil değildi! "Yani adil değil", "Bu

totally unfair." If intensifiers strengthen a quality, what

tamamen adaletsizdi" anlamına gelir. Yoğunlaştırıcılar bir kaliteyi güçlendiriyorsa,

do you think downtoners do? You may know the expression "tone it down." For example,

sizce alt tonlayıcılar ne yapar? "Sesi kısın" ifadesini biliyor olabilirsiniz. Örneğin,

a friend puts on makeup and asks for your opinion. "I'm trying a new look. What

bir arkadaşınız makyaj yapar ve fikrinizi sorar. "Yeni bir görünüm deniyorum. Ne

do you think?" You say, "It's fun. It's bold, but maybe for work you should tone it

düşünüyorsun?" "Eğlenceli. Cesur ama belki de iş için

down." Meaning use less. Remember this example when we talk about downtoners.

yumuşatmalısın" diyorsun. Daha az kullanmak anlamına gelir. Alt tonlayıcılardan bahsederken bu örneği hatırlayın.

Downtoners are adverbs that lessen or weaken a quality. Let's go back to giving

Downtoners, bir kaliteyi azaltan veya zayıflatan zarflardır.

compliments for a moment. You just gave a presentation. Which compliment would you

Bir an için iltifat etmeye geri dönelim. Az önce bir sunum yaptınız. Hangi iltifatı

prefer to hear? That was good. That was rather good. Neither is bad, but

duymayı tercih edersin? Bu iyi oldu. Bu oldukça iyiydi. İkisi de fena değil ama

personally, I'd want to hear the first. That was good.

şahsen ilkini duymak isterim. Bu iyi oldu.

"Rather good" means "somewhat good." It's not up there with a "very." "Rather" is less

"Oldukça iyi", "biraz iyi" anlamına gelir. Orada bir "çok" ile değil. "Aksine" daha az

intense. "Rather good" could suggest "slightly better than expected." "Rather" and

yoğundur. "Oldukça iyi", "beklenenden biraz daha iyi" anlamına gelebilir. "Oldukça" ve

"slightly" are common downtoners. Let's remember that adverbs modify other words.

"biraz" yaygın olarak kullanılan gölge düşürücülerdir. Zarfların diğer kelimeleri değiştirdiğini hatırlayalım.

More specifically, adverbs modify adjectives, verbs, and other adverbs.

Daha spesifik olarak, zarflar sıfatları, fiilleri ve diğer zarfları değiştirir. Tüm cümleleri

There are even adverbs that can modify whole sentences. Intensifiers and downtoners

değiştirebilen zarflar bile vardır . Yoğunlaştırıcılar ve alt tonlayıcılar

can modify adjectives and adverbs, but more often we use them with

sıfatları ve zarfları değiştirebilirler, ancak biz onları sıfatlarla daha sık kullanırız

adjectives, so those are the combinations I'm focusing on here in this lesson.

, bu yüzden bu derste burada odaklanacağım kombinasyonlar bunlar.

But I do want you to be able to recognize intensifiers and downtoners

Ancak, diğer zarflardan önce yoğunlaştırıcıları ve azaltıcıları tanıyabilmenizi istiyorum

before other adverbs. For example, news reporters talk

. Örneğin, haber muhabirleri

extremely fast. Student drivers drive rather slow. Let's see if you're familiar

son derece hızlı konuşur. Öğrenci sürücüler oldukça yavaş sürerler.

with other downtoners. I'm going to mix up some intensifiers with words and

Diğer alt tonlayıcılara aşina olup olmadığınızı görelim. Bazı yoğunlaştırıcıları,

phrases that tone down a quality. Can you sort these phrases into two groups: words

bir kaliteyi azaltan kelime ve deyimlerle karıştıracağım. Bu cümleleri iki gruba ayırabilir misiniz:

that express a higher degree and words that express a lower degree?

daha yüksek bir derece ifade eden kelimeler ve daha düşük bir derece ifade eden kelimeler?

Here's how I'd sort them.

İşte onları nasıl sıralayacağım.

As promised, here are four intensifiers that have a surprising change in meaning.

Söz verildiği gibi, burada şaşırtıcı bir anlam değişikliğine sahip dört yoğunlaştırıcı var.

"Crazy" doesn't mean "insane." "Super" doesn't mean "excellent." "Stupid" doesn't mean "dumb"

"Deli", "deli" anlamına gelmez. "Süper", "mükemmel" anlamına gelmez. "Aptal", "aptal"

or "unintelligent." "Wicked" does not mean "evil." These words simply mean "very" or

veya "akılsız" anlamına gelmez. "Kötü", "kötü" anlamına gelmez. Bu kelimeler basitçe "çok" veya

"really."

"gerçekten" anlamına gelir.

You won't find these words on every list of intensifiers and downtoners because,

Bu kelimeleri her yoğunlaştırıcı ve zayıflatıcı listesinde bulamazsınız, çünkü her şeyden

first of all, not all sources agree. Second, many of these are very informal

önce, tüm kaynaklar aynı fikirde değildir. İkincisi, bunların çoğu gayri resmidir

and used only in casual conversation.

ve yalnızca gündelik konuşmalarda kullanılır.

Personally, I didn't know that the word "wicked" meant "very" until I moved to New

Şahsen, New England'a taşınana kadar "kötü" kelimesinin "çok" anlamına geldiğini bilmiyordum

England. Then it seemed like every statement of praise and every complaint

. Sonra her övgü ve her şikayette

had the word "wicked." A wicked hot day, a wicked good game, wicked hard work. So

"kötü" kelimesi varmış gibi göründü. Çok sıcak bir gün, çok iyi bir oyun, çok sıkı çalışmak. Bu nedenle,

some informal adverbs may be limited to a geographical region, or perhaps they're

bazı resmi olmayan zarflar coğrafi bir bölgeyle sınırlı olabilir veya belki de

used more within a certain age group. For example, I'd forgotten about "stupid good."

daha çok belirli bir yaş grubu içinde kullanılıyor olabilir. Örneğin, "aptalca iyi"yi unutmuştum.

I don't use it, but some people do. I asked my fifteen-year-old son to help me

Ben kullanmıyorum ama kullananlar var. On beş yaşındaki oğlumdan "çok iyi" demenin

come up with a list of informal ways to say "very good," and he recalled that one.

resmi olmayan yollarının bir listesini çıkarmama yardım etmesini istedim ve o bunu hatırladı.

"Stupid good" means "very good." And don't forget there's a whole category of

"Aptalca iyi", "çok iyi" anlamına gelir. Ve unutma, bir sürü

profane words. I don't drop f-bombs with any frequency, but when I get

saygısız kelime kategorisi var. Herhangi bir sıklıkta f-bombaları atmam ama duygulandığımda

emotional, I may use a close substitute, like "freaking." It's freaking

"çıldırmak" gibi yakın bir ikame kullanabilirim.

cold out there! "Freaking" can function like an intensifier meaning "very. "Freaking" is

Dışarısı çok soğuk! "Freaking", "çok" anlamına gelen bir yoğunlaştırıcı işlevi görebilir.

far less offensive than the f-word. One last note is that we can use adverbs to

be more polite by being less direct. Downtoners overlap with a whole category of

words that allow us to be vague in English. We can choose to be less precise

İngilizcede belirsiz olmamızı sağlayan kelimeler .

and less direct to avoid offense.

Hakaretten kaçınmak için daha az kesin ve daha az doğrudan olmayı seçebiliriz.

We call this hedging. It's a topic worthy of another video, so for now I'll limit

Buna korunma diyoruz. Bu başka bir videoya layık bir konu , bu yüzden şimdilik

myself to a couple of examples. Your speech is too long. You need to make it shorter.

kendimi birkaç örnekle sınırlayacağım. .Konuşman çok uzun.Kısaltmalısın.Konuşman

Your speech is quite long. Perhaps you can make it slightly shorter.

çok uzun.Belki biraz kısaltabilirsin.Gerçekten

It's really late. I need to leave now. It's rather late. I should leave pretty soon.

geç oldu.Artık gitmem gerekiyor.Çok geç oldu.Birazdan çıkmalıyım.Yani

Do you feel the difference in certainty and politeness?

sen? kesinlik ve kibarlık arasındaki farkı hissediyor musunuz ?

I hope the lesson was very useful and rather interesting. Please like and share

Umarım ders çok faydalı ve ilgi çekici olmuştur. Lütfen videoyu beğenin ve

the video with others who'd like to feel more confident and sound more natural in

İngilizce'de daha özgüvenli ve daha doğal konuşmak isteyenlerle paylaşın

English . That's all for now. As always, thanks for watching and happy studies!

. Şimdilik bu kadar. Her zaman olduğu gibi, İzlediğiniz için teşekkürler, iyi çalışmalar!

Thank you to all the members of my channel. And you Super and Truly

Kanalımın tüm üyelerine teşekkür ederim . Ve siz Süper ve Gerçekten

Marvelous Members, look out for the next bonus video. Follow me on Facebook,

Harika Üyeler, bir sonraki bonus videoyu bekleyin. Beni Facebook,

Twitter, and Instagram. And try something new!

Twitter ve Instagram'da takip edin. Ve yeni bir şey deneyin !

Download the apps Kiki Time and Hallo. These are more ways I can help you learn

Kiki Time ve Hallo uygulamalarını indirin. Bunlar, her hafta İngilizce öğrenmenize yardımcı olabileceğim diğer yollar

English each and every week. And hey! Don't forget to subscribe to my YouTube

. Ve hey! YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın

channel. Turn on those notifications.

. Bu bildirimleri açın.