A Dozen or So Ways to Use "SO" in American English

Hi everyone. I'm Jennifer from English with  Jennifer. So, what are we going to talk about?  

Herkese selam. Ben English with Jennifer'dan Jennifer. Peki, ne hakkında konuşacağız?

I just gave you a hint. Let's look at different  ways we use "so" in American English. This word  

Sana sadece bir ipucu verdim. Amerikan İngilizcesinde "so" kelimesini kullandığımız farklı yöntemlere bakalım. Bu kelime

is so very common. You'll certainly hear it a  lot, so I think you'll find the lesson useful.

çok yaygın. Bunu kesinlikle çok  duyacaksınız , bu yüzden dersi yararlı bulacağınızı düşünüyorum.

"So" can be a conjunction, an adverb, or a  pronoun. "So" as a coordinating conjunction  

"Yani" bir bağlaç, zarf veya zamir olabilir. Eşgüdümlü bir bağlaç olarak "Yani"

shows a result. Remember my old hair style?  That's me without bangs. A few different  

bir sonucu gösterir. Eski saç stilimi hatırlıyor musun? Bu kakülsüz benim. Birkaç

people told me I'd look better with bangs,  so I decided to cut my hair a few years ago.  

kişi bana kakülle daha iyi görüneceğimi  söyledi, bu yüzden birkaç yıl önce saçımı kesmeye karar verdim.

Why did I cut my hair? Because a few  different people told me I'd look better.  

Neden saçımı kestim? Çünkü birkaç farklı kişi bana daha iyi görüneceğimi söyledi.

"So" joins two independent clauses  together. We use a comma before the  

"So", iki bağımsız cümleyi birleştirir.

conjunction to separate the two ideas. The two  ideas could stand alone as separate sentences,  

İki fikri ayırmak için bağlaçtan önce virgül kullanırız. İki fikir ayrı cümleler olarak tek başına durabilir,

but we join them together with "so"  to show the relationship: a result.

ancak ilişkiyi göstermek için onları "so" ile birleştiririz : sonuç.

"So" means "That's why" or "For that  reason." A few different people told  

"Yani", "Bu nedenle" veya "Bu nedenle" anlamına gelir. Birkaç farklı kişi

me I'd look better with bangs, so I  decided to cut my hair a few years ago.

kakülle daha iyi görüneceğimi söyledi, ben de birkaç yıl önce saçımı kesmeye karar verdim.

Finish my sentences. Charlie has an  important job interview next week,  

Cümlelerimi tamamla. Charlie'nin önümüzdeki hafta önemli bir iş görüşmesi var,

so... What will happen? What is he going to do?

yani... Ne olacak? O ne yapacak?

Becca dropped her phone. Now  the screen is cracked, so...

Becca telefonunu düşürdü. Şimdi ekran çatladı, yani...

What is the result?

Sonuç ne oldu?

If "so" introduces a result, then "so  that" introduces a reason for something.  

"Yani" bir sonucu ortaya koyuyorsa, " böylece" bir şeyin nedenini ortaya koyar. "

It has the meaning of "in order to." For  example, I wear glasses at the computer  

için" anlamına gelir. Örneğin,

so that I can read more easily and  protect my eyes from the blue light.

daha kolay okuyabilmek ve gözlerimi mavi ışıktan korumak için bilgisayar başında gözlük takıyorum  .

Sometimes "that" is dropped, but we can still  understand the meaning from context. I wear  

Bazen "o" bırakılır, ancak yine de bağlamdan anlamı anlayabiliriz.

glasses at the computer so that I can read more  easily and protect my eyes from the blue light.  

Daha kolay okuyabilmek ve gözlerimi mavi ışıktan korumak için bilgisayar başında gözlük takıyorum. "böylece"den

Note how we don't need a comma before  "so that." Finish these sentences.  

önce virgüle ihtiyacımız olmadığına dikkat edin . Bu cumleleri bitir.

Charlie practiced answering  interview questions so that...

Charlie mülakat sorularını yanıtlama alıştırması yaptı, böylece...

Why did he do that?

Bunu neden yaptı?

Becca bought a screen protector for her phone  so that... What was her reason for doing that?

Becca telefonu için bir ekran koruyucu satın aldı böylece... Bunu yapmasının nedeni neydi?

How else is "so" used as a conjunction?  "So" can be a transition word when we speak.  

Bağlaç olarak "so" başka nasıl kullanılır? "Yani" konuşurken bir geçiş sözcüğü olabilir. Yazarken

You really shouldn't start a  sentence with "so" when you write,  

gerçekten bir cümleye "so" ile başlamamalısınız,

but in everyday conversation, it's  completely natural. So, as I was saying...

ancak günlük konuşmada bu tamamen doğaldır. Yani, dediğim gibi...

So, let's move on.

Devam edelim.

So, let's begin. So, getting back to what we were  talking about... A different transition phrase  

Öyleyse başlayalım. Yani, konuştuğumuz konuya dönersek ... Farklı bir geçiş ifadesi

is "even so." We can use this in speaking or in  writing. It's somewhat similar to "Yes, but..."  

"hatta öyle"dir. Bunu konuşurken veya yazarken kullanabiliriz . Bu biraz "Evet, ama..."

or "In any case..." Becca now has  a screen protector on her phone.  

veya "Her halükarda..." ifadesine benzer. Becca'nın artık telefonunda bir ekran koruyucu var.

Even so, she'll need to be more  careful. It can still get damaged.

Buna rağmen daha dikkatli olması gerekecek . Hala hasar görebilir.

Even so, I think I'm going to pick Ross.  Well, even so, sometimes you know people.  

Buna rağmen, sanırım Ross'u seçeceğim. Öyle olsa bile, bazen insanları tanırsın.

"So" can be a very convenient pronoun. We use  it to refer back to what we just said. Here's an  

"Yani" çok uygun bir zamir olabilir. Az önce söylediklerimize geri dönmek için kullanırız. İşte bir

example. Do you want to study beyond my videos?  If so, consider private or group instruction.

örnek. Videolarımın ötesinde çalışmak ister misin? Eğer öyleyse, özel veya grup eğitimini düşünün.

"If so" means "In that case," and  I don't have to repeat my words.  

"Eğer öyleyse", "Öyleyse" anlamına gelir ve sözlerimi tekrarlamak zorunda değilim.

They're understood. Here "if so" means  "if you want to study beyond my videos."

Anlaşıldılar. Burada "eğer öyleyse", " videolarımın ötesinde çalışmak istiyorsanız" anlamına gelir.

If you're genuinely interested  in private or group instruction,  

Özel veya grup eğitimiyle gerçekten ilgileniyorsanız,

visit me on Patreon. I have different  tiers to meet different needs.

beni Patreon'da ziyaret edin. Farklı ihtiyaçları karşılamak için farklı katmanlarım var.

How else can "so" be used as a pronoun? Well,  

"Yani" zamir olarak başka nasıl kullanılabilir? Pekala

have you ever heard someone give an order and  not explain why it has to be done? It just does.  

hiç birinin bir emir verdiğini ve bunun neden yapılması gerektiğini açıklamadığını duydunuz mu? Sadece öyle.

A parent could tell a child that something must be  done, "Because I said so." It's like saying, "You  

Bir ebeveyn, bir çocuğa "Çünkü ben öyle söyledim" diyerek bir şeyler yapılması gerektiğini söyleyebilir. Bu, "

have to do it because I said you have to do it."  The parent has the authority to give this order.  

Yapmalısın çünkü yapman gerektiğini söyledim" demek gibi bir şey. Bu emri verme yetkisi veliye aittir.

I mean now. Why? Because I said so. Why not?  Because I said so! Because I said so. That's why.  

şimdi demek istiyorum Neden? Çünkü öyle dedim. Neden? Çünkü öyle dedim! Çünkü öyle dedim. Bu yüzden.

There's a humorous way we can praise ourselves.  We can give ourselves a pat on the back  

Kendimizi övmenin komik bir yolu var.

with the expression "if I say so  myself" or "if i do say so myself."

"Ben kendim söylersem" veya "ben kendim söylersem" ifadesiyle kendimizin sırtını sıvazlayabiliriz.

For example, this past weekend, my  daughter and I created a garden on  

Örneğin, geçen hafta sonu kızım ve ben evimizin bir tarafında bir bahçe oluşturduk

one side of our house, and I think it  looks pretty good, if I say so myself.

ve kendi adıma söylersem oldukça iyi göründüğünü düşünüyorum.

How's the coffee? Now, pretty  good, if I do say so myself.

Kahve nasıl? Şimdi, oldukça iyi, bunu kendim söylersem.

I clean up nice, if I do say so myself.

Kendim söylersem güzel temizlerim. Bir video çekmek

If I tell you I need 10 hours or so to  make a video, what am I telling you?  

için yaklaşık 10 saate ihtiyacım olduğunu söylersem , size ne söylüyorum?

I need more than 10 hours? I need less  than 10 hours? I need about 10 hours?

10 saatten fazlasına mı ihtiyacım var? 10 saatten daha az süreye mi ihtiyacım var ? 10 saate ihtiyacım var?

We use "or so" to estimate an amount. It's like  "about." It's true. I need about 10 hours to make  

Bir miktarı tahmin etmek için "ya da öylesine" kullanırız. "Hakkında" gibi. Bu doğru.

a video, from the time I start writing my ideas  to the time I edit captions and press "publish."  

Bir video hazırlamak için fikirlerimi yazmaya başladığım andan altyazıları düzenleyip "yayınla"ya basana kadar yaklaşık 10 saate ihtiyacım var.

If it's a complex grammar video, I  need 15 hours or so. Maybe even 20.

Karmaşık bir gramer videosuysa yaklaşık 15 saate ihtiyacım var. Hatta belki 20.

Let's do a quick check. Recall the uses of "so."  Match the words to their meanings or purposes.

Hızlı bir kontrol yapalım. "Yani"nin kullanımlarını hatırlayın. Kelimeleri anlamlarına veya amaçlarına göre eşleştirin.

There's another way "so"  helps us avoid being specific.  

"Öyleyse" belirgin olmaktan kaçınmamıza yardımcı olan başka bir yol daha vardır. Sınırlı bir miktara genel bir atıfta bulunmak için

We can use "only so much" or "only so many" to  make a general reference to a limited amount.  

"yalnızca çok fazla" veya "yalnızca çok fazla" ifadesini kullanabiliriz .

Budget your time wisely. There  are only so many hours in a day.

Zamanınızı akıllıca bütçeleyin. Bir günde yalnızca şu kadar saat vardır.

There's only so much one person  can do. Go easy on yourself.

Yalnızca bir kişinin yapabileceği çok şey vardır . Kendine iyi bak.

Here we're using "so" as an adverb. Only  so much. Only so many. How would you finish  

Burada zarf olarak "so" kullanıyoruz. Yalnızca çok fazla. Sadece çok fazla.

these sentences? Every week, I  only have so many hours to...

Bu cümleleri   nasıl tamamlarsınız? Her hafta şu kadar saatim oluyor... Şu

I need hours or so to...

kadar saate ihtiyacım var...

When it comes to..., I only have so much  patience. Share your ideas in the comments.

Sıra...'ya gelince, sabrım o kadar fazla oluyor . Fikirlerinizi yorumlarda paylaşın.

"So much for that" is used when something  doesn't work out. We start out with strong  

Bir şeyler yolunda gitmediğinde "çok fazla" ifadesi kullanılır . Güçlü

expectations or good intentions, but  then for some reason, we can't continue.  

beklentiler veya iyi niyetlerle yola çıkarız, ancak daha sonra bir nedenle devam edemeyiz.

This is often said with  frustration and disappointment.

Bu genellikle hayal kırıklığı ve hayal kırıklığı ile söylenir.

We use "so much for" plus something positive,  something that we wanted. So much for friendship.  

"çok fazla" artı olumlu bir şey, istediğimiz bir şey kullanırız. Arkadaşlık için çok fazla.

So much for trust and honesty.  So much for that idea.

Güven ve dürüstlük için çok fazla. Bu fikir için çok fazla.

So much for togetherness.

Beraberlik için bu kadar.

So much for diplomacy.

Diplomasi için bu kadar.

So much for that idea.

Bu fikir için çok fazla.

Sometimes you need to guess the meaning of a new  expression. Pay attention to tone of voice and  

Bazen yeni bir ifadenin anlamını tahmin etmeniz gerekir . Ses tonuna ve

facial expressions. Let's practice doing this.  Can you guess the meaning of "If you say so"?

yüz ifadelerine dikkat edin. Bunu yapmak için pratik yapalım. "Öyle diyorsan"ın anlamını tahmin edebilir misin?

No. Philanthropy is the gateway to power.  

Hayır. Hayırseverlik güce açılan kapıdır.

If you say so. All you need to do is  stick to chatting about the weather.  

Öyle diyorsan. Tek yapmanız gereken hava durumu hakkında sohbet etmeye devam etmek.

If you say so. Is the speaker confused? Is the  speaker agreeing? Is the speaker disagreeing?

Öyle diyorsan. Konuşmacının kafası karıştı mı? Konuşmacı aynı fikirde mi? Konuşmacı aynı fikirde değil mi?

"If you say so" expresses agreement, but  with hesitation. The person is reluctant to  

"Siz öyle diyorsanız", anlaşmayı ifade eder, ancak tereddütle. Kişi,

believe that something is true. Watch those scenes  again. No. Philanthropy is the gateway to power.  

bir şeyin doğru olduğuna   inanmak konusunda isteksizdir. Bu sahneleri tekrar izleyin. Hayır. Hayırseverlik güce açılan kapıdır.

If you say so. All you need to do is  stick to chatting about the weather.  

Öyle diyorsan. Tek yapmanız gereken hava durumu hakkında sohbet etmeye devam etmek.

If you say so. Guess the meaning  of this expression. Is that so?

Öyle diyorsan. Bu ifadenin anlamını tahmin edin . Böylece?

Is that so? The two of you were making me and  every one of your friends sick. Is that so?  

Böylece? İkiniz beni ve tüm arkadaşlarınızı hasta ediyordunuz. Böylece?

Is that so? What does it mean when we say,  "Is that so?" Are we asking, "Is that true?  

Böylece? "Öyle mi?" dediğimizde bu ne anlama gelir? "Bu doğru mu?

Is that good? Is that bad?"

Bu iyi mi? Kötü mü?" diye mi soruyoruz?

"Is that so" is used to ask if something is  true. We can use it in anger. Is that so?  

"Öyle mi", bir şeyin doğru olup olmadığını sormak için kullanılır . Bunu öfke içinde kullanabiliriz. Böylece?

Or surprise. Is that so? Is that so? The two of  you were making me and every one of your friends  

Veya sürpriz. Böylece? Böylece? İkiniz beni ve tüm arkadaşlarınızı

sick. Is that so? Is that so? "So" as an adverb is  used for emphasis. It's an intensifier. I'm sure  

hasta ediyordunuz. Böylece? Böylece? Bir zarf olarak "so" vurgu için kullanılır. Bu bir yoğunlaştırıcı. Eminim

you've heard this use before. Remember my haircut?  Well, when I came home from the hair salon,  

bu kullanımı daha önce duymuşsunuzdur. Saç kesimimi hatırlıyor musun? Kuaförden eve geldiğimde

my kids were so surprised they thought I looked so  very different with bangs. Well, now they're used  

çocuklarım o kadar şaşırdılar ki kaküllerle çok farklı göründüğümü düşündüler. Artık

to seeing me this way. "So" is like "very." We can  also use "so" before "very" to mean "extremely."  

beni bu şekilde görmeye alıştılar. "Yani", "çok" gibidir. Ayrıca "çok"tan önce "so" kelimesini "son derece" anlamında kullanabiliriz.

We can use "so" or "so very" before an  adjective or an adverb. She's so, so  

Bir sıfat veya zarftan önce "so" veya "so very" kullanabiliriz . O çok, çok

tired. Don't be so mean. We can use the structure  "so...that" for emphasis and to express a result.  

yorgun. Bu kadar kaba olma. Vurgu yapmak ve bir sonucu ifade etmek için "böylece... böyle" yapısını kullanabiliriz.

I guess I looked so different that  my kids almost didn't recognize me.  

Sanırım o kadar farklı görünüyordum ki çocuklarım neredeyse beni tanıyamıyordu.

This is like saying, "Because I looked so  different, my kids almost didn't recognize me. How  

Bu, "Çok farklı göründüğüm için çocuklarım beni neredeyse tanıyamadı. Ne kadar

different? Very different. So different that there  was a result: they almost didn't recognize me.

farklı? Çok farklı. O kadar farklı ki bir sonuç oldu: beni neredeyse tanıyamıyorlardı.

By the way, a lot of jokes in  American English use the structure  

Bu arada, pek çok Amerikan İngilizcesindeki şakalar

"so...that." For example, they're so  rich they don't even know what a penny  

"so...that" yapısını kullanır. Örneğin, o kadar zenginler ki bir kuruşun ne olduğunu bile bilmiyorlar

is. The smallest amount of money  they know is a hundred-dollar bill.

. Bildikleri en küçük para miktarı yüz dolarlık bir banknottur.

If you search online, you'll find a  lot of silly but offensive jokes about  

İnternette arama yapın, insanların bu kadar aptal olduğu hakkında bir çok aptalca ama rahatsız edici şaka bulacaksınız

people being so dumb. There are  some jokes that are part of a ritual  

. Bir ritüelin   parçası olan  bazı şakalar vardır

where two guys take turns insulting each other's  mother. Like, "Your mother's so dumb that..."  

iki erkek sırayla birbirlerinin annesine hakaret eder. Örneğin, "Annen o kadar aptal ki... ."

There's a whole category  of jokes called "yo momma."  

"Annecim" diye adlandırılan koca bir şaka kategorisi vardır.

Again, they're offensive, but they're meant as a  joke. They're not always used to genuinely insult  

Yine saldırgandırlar, ancak şaka amaçlıdırlar. Her zaman başka birinin annesine   gerçekten hakaret etmek için kullanılmazlar

another person's mother. Kids may do this to  test their creativity and be silly. Some yo momma  

. Çocuklar bunu  test etmek  için yapabilirler. yaratıcılık ve aptal ol. Bazı anne

jokes are really stupid, but sometimes they're so  stupid they're actually funny Here's one I found  

şakaları gerçekten aptalca, ama bazen o kadar aptalcalar ki gerçekten komikler İşte internette bulduğum bir tane

online. See if you get the humor. Yo momma is so  stupid she went to the dentist to get a Bluetooth.

. Bakalım mizahı anlıyor musun? Yo annen o kadar aptal ki Bluetooth almak için dişçiye gitti.

Here's the final expression. It just so happens  that this expresses good luck or something  

İşte son ifade. Bu şans veya

happening by chance. For example, let's say  there's a big concert and you want to go,  

şans eseri olan bir şeyi ifade eder. Örneğin, büyük bir konser var ve gitmek istiyorsunuz

but you can't find tickets. You want to go  to the concert? Well, it just so happens I  

ancak bilet bulamıyorsunuz. Konsere gitmek ister misin ? Neyse ki

have two tickets and I can't go. I can sell  my tickets to you. Isn't that fortunate?

iki biletim var ve gidemiyorum. Biletlerimi size satabilirim. Bu şanslı değil mi?

Well, it just so happens that  I've packed my overnight bag.  

Neyse ki, gece çantamı topladım.

Let's do a quick check. Recall the uses of "so."  Match the words to their meanings or purposes.

Hızlı bir kontrol yapalım. "Yani"nin kullanımlarını hatırlayın. Kelimeleri anlamlarına veya amaçlarına göre eşleştirin.

There are more uses of "so," but will end here.  Please watch my Basic English lesson on "So do I"  

"Yani"nin daha çok kullanımı var ama burada bitirelim. Anlaşma sağlamak için lütfen "Ben de öyle" konulu Temel İngilizce dersimi izleyin

for agreement. You can also watch my  vocabulary lesson on uses of "again,"  

. Ayrıca, "ara sıra"nın "ara sıra" gibi olduğunu açıkladığım "tekrar"ın kullanımlarıyla ilgili kelime dersimi de izleyebilirsiniz

where I explain "every so often"  is like "every now and again."

.

Go back and review as needed. Please like  and share the video if you found the lesson  

Geri dönün ve gerektiği gibi gözden geçirin. Dersi yararlı ve ilginç bulduysanız lütfen videoyu beğenin ve paylaşın

useful and interesting. Don't forget you can  show your appreciation with a Super Thanks.  

. Minnettarlığınızı Süper Teşekkür ile gösterebileceğinizi unutmayın.

I also welcome Kind-Hearted Patrons on Patreon.  There are different ways you can support my  

Ayrıca Patreon'da İyi Kalpli Müşterilere hoş geldiniz diyorum.

online work and help me keep the channel going.  As always, thanks for watching and happy studies!

Çevrimiçi çalışmamı   destekleyebilmenin ve kanalın devam etmesini sağlamanın farklı yolları var. Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook, Twitter, and  Instagram. Why not join me on Patreon?  

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'da takip edin . Neden Patreon'da bana katılmıyorsun?

And don't forget to subscribe on YouTube!

Ve YouTube'da abone olmayı unutmayın!