Formal and Informal Intonation: English Pronunciation with JenniferESL

Think fast! I'll give you five seconds to name different ways to say hello.

Hızlı düşün! Merhaba demenin farklı yollarını söylemen için sana beş saniye vereceğim.

Go.

Gitmek.

Okay. Stop.

Tamam aşkım. Durmak.

Here's what I came up with in five seconds.

İşte beş saniye içinde bulduğum şey.

We can say "hello" and "good morning" to anyone.

Herkese "merhaba" ve "günaydın" diyebiliriz.

But once we start using "hi" and "hey,"

Ama "merhaba" ve "hey" kullanmaya başladığımızda,

we're becoming less formal.

daha az resmi hale geliyoruz.

So we should really only use those kinds of greetings

Yani bu tür selamlamaları sadece

when it's appropriate to be casual and friendly, right?

rahat ve arkadaşça olmaya uygun olduğunda kullanmalıyız, değil mi?

Of course, speaking informally goes beyond word choice.

Elbette resmi olmayan bir şekilde konuşmak kelime seçiminin ötesine geçer.

And that's what we'll focus on in this lesson

on formal and informal intonation.

Resmi ve gayri resmi tonlama üzerine bu derste odaklanacağımız şey de bu.

[title]

[başlık]

First, your word choice.

İlk olarak, kelime seçiminiz.

It's the difference between "hello" and "hi."

"Merhaba" ve "merhaba" arasındaki fark budur.

Or "how are you" and "what's up."

Veya "nasılsın" ve "naber".

Second, your grammar.

İkincisi, grameriniz.

In informal English, we can bend certain rules.

Resmi olmayan İngilizcede belirli kuralları esnetebiliriz.

For example, we say, "Coming?"

Örneğin, "Geliyor musunuz?" deriz.

Instead of "Are you coming?"

"Geliyor musun?" yerine

Or "You comfortable?"

veya "Rahat mısın?"

Instead of "Are you comfortable?"

"Rahat mısın?"

In everyday conversation, we use fewer words when we can get away with it.

Günlük konuşmalarda, paçayı sıyırabildiğimizde daha az kelime kullanırız. Basitçe

Why say "I feel the same way,"

"ben de" diyebilirken neden "ben de aynı şekilde hissediyorum" deriz

when we can simply say "me too"?

?

And finally, there's our intonation.

Ve son olarak, tonlamamız var.

We use falling and rising intonation in both formal and informal English,

Alçalan ve yükselen tonlamayı hem resmi hem de resmi olmayan İngilizcede kullanırız,

but sometimes in slightly different ways.

ancak bazen biraz farklı şekillerde kullanırız.

Let me give you some examples.

Sana bazı örnekler vereyim.

Informal greetings can have more emotion, usually excitement.

Gayri resmi selamlar daha fazla duyguya, genellikle heyecana sahip olabilir.

And that's why you may here a rise-fall in a very friendly greeting.

İşte bu yüzden burada çok dostça bir selamlamada bir iniş-çıkış yapabilirsiniz.

Hi. How are you? It's so good to see you!

MERHABA. Nasılsın? Seni görmek çok güzel!

A slightly more formal greeting will have greater control and more restraint.

Biraz daha resmi bir selamlama, daha fazla kontrole ve daha fazla kısıtlamaya sahip olacaktır.

You'll usually hear simple falling intonation.

Genellikle basit düşen tonlama duyarsınız.

Hello. Nice to meet you.

Merhaba. Tanıştığıma memnun oldum.

Very polite greetings may use a fall-rise.

Çok kibar selamlar bir düşüş-yükseliş kullanabilir.

So you might hear a receptionist or a hostess at a fancy restaurant speak like this.

Yani lüks bir restoranda bir resepsiyon görevlisinin veya bir hostesin böyle konuştuğunu duyabilirsiniz.

Hello. Good evening.

Merhaba. İyi akşamlar.

Just as there's some variation in our greetings,

Selamlaşmamızda bazı farklılıklar olduğu gibi,

there can be some variation in how we ask questions.

soru sorma şeklimizde de bazı farklılıklar olabilir.

Normally we use falling intonation on information questions.

Normalde bilgi sorularında düşen tonlama kullanırız.

Questions with wh- words.

wh- sözcükleri içeren sorular.

And we use rising intonation on yes-no questions.

Ve evet-hayır sorularında yükselen tonlama kullanırız.

But here are two things to note.

Ama burada dikkat edilmesi gereken iki şey var.

So compare these two questions.

Öyleyse bu iki soruyu karşılaştırın.

As mentioned in a previous lesson...

Daha önceki bir derste bahsettiğimiz gibi...

For example

Örneğin

Finally, how we get someone's attention or how we address someone by name

Son olarak, birinin dikkatini nasıl çektiğimiz veya birine adıyla nasıl hitap ettiğimiz

is influenced by our relationship.

ilişkimizden etkilenir.

I used rising intonation.

Yükselen tonlama kullandım.

I sound uncertain, maybe hesitant.

Kararsız, belki de tereddütlü konuşuyorum.

I don't want to impose on my professor.

Profesörüme yük olmak istemiyorum.

Perhaps I have a question or a request of some sort.

Belki bir sorum veya bir çeşit ricam var.

Again, I'm using rising intonation,

Yine, artan tonlama kullanıyorum

but it's not at a very high pitch.

ama çok yüksek perdede değil.

I use rising intonation like a question.

Bir soru gibi yükselen tonlama kullanıyorum.

I expect a response, or I hope for a response.

Bir yanıt bekliyorum ya da bir yanıt almayı umuyorum.

It's a first-name basis, so it's not formal.

Bu bir ilk isim esası, bu yüzden resmi değil.

It's rather neutral.

Oldukça nötr.

I ask a question. I want a response.

bir soru soruyorum Cevap istiyorum.

Again, it's a first-name basis, but this sounds more commanding.

Yine, bu bir ilk isim temelidir, ancak bu kulağa daha emredici geliyor.

It's mostly falling intonation like a statement.

Çoğunlukla bir ifade gibi düşen tonlamadır.

I expect a response, and I need one now.

Bir yanıt bekliyorum ve şimdi bir yanıta ihtiyacım var.

Perhaps Jerry and I are equal,

Belki Jerry ve ben eşitiz,

or it could also be that I'm a little higher in position compared to Jerry.

ya da Jerry'ye kıyasla konum olarak biraz daha yukarıda olabilirim.

Let's try a short dialog.

Kısa bir diyalog deneyelim.

It will go like this.

Böyle gidecek.

Now I'll be person A and you be person B.

Şimdi ben A kişisi olacağım ve sen B kişisi olacaksın.

Hello. Would you like a table for two?

Merhaba. İki kişilik bir masa ister misiniz?

All right. What is your last name, please?

Elbette. Soyadınız nedir, lütfen?

Very good. I'll call you when your table is ready.

Çok güzel. Masan hazır olduğunda seni arayacağım.

Taylor? Party of four? ...This way, please.

Taylor mı? Dörtlü parti mi? ...Bu taraftan lütfen.

Let's try switching, okay?

Değiştirmeyi deneyelim, tamam mı?

I'll take role B and you take role A.

Ben B rolünü üstleneceğim ve sen A rolünü üstleneceksin.

Actually, we're expecting another couple to join us, so we'll be a party of four.

Aslında, bize başka bir çiftin katılmasını bekliyoruz, bu yüzden dört kişilik bir parti olacağız.

Taylor.

Taylor.

That's all for now. Thanks for watching and happy studies!

Şimdilik bu kadar. İzlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!