Learn 5 Expressions Related to TIME with JenniferESL - English Vocabulary

Excuse me. Do you have the time?

Affedersin. Zamanın var mı? Sana ne

Do you understand what I'm asking you?

sorduğumu anlıyor musun?

"Do you have the time?" is another way Americans sometimes ask,

"Zamanın var mı?" Amerikalıların bazen

"What time is it?" or "Do you know what time it is?"

"Saat kaç?" veya "Saatin kaç olduğunu biliyor musun?"

Do you have the time?

Zamanın var mı?

But if I ask, "Do you have time now?"

Ama "Şimdi vaktin var mı?"

or "Do you have some time now?"

veya "Şimdi biraz zamanın var mı?"

I'm asking if you're available to talk with me right now.

Şu anda benimle konuşmak için müsait olup olmadığınızı soruyorum.

It's like asking, "Are you free?"

"Boş musun?" diye sormak gibi.

Well, I hope you do have some time now because

Umarım şimdi biraz zamanın vardır çünkü

in the next several minutes I'd like to go over five expressions related to time.

önümüzdeki birkaç dakika içinde zamanla ilgili beş ifadenin üzerinden geçmek istiyorum.

"For the time being" means just for now.

"Şu an için" sadece şimdilik anlamına gelir.

Not forever and not for a long time.

Sonsuza kadar değil ve uzun bir süre değil.

For the time being, I'm doing some yoga at home.

Şimdilik evde biraz yoga yapıyorum.

When my schedule gets a little lighter, I'll go back to class.

Programım biraz hafiflediğinde sınıfa geri döneceğim.

How about you? Is there anything you're doing just for the time being?

Peki ya sen? Şu an için yaptığın bir şey var mı?

How often do you get together with your neighbors?

Komşularınızla ne sıklıkla bir araya gelirsiniz?

I've hosted a few tea parties for the ladies on my street,

Sokağımdaki bayanlar için birkaç çay partisi verdim,

so we don't gather often, but I can say that we socialize from time to time.

bu yüzden sık toplanmıyoruz ama zaman zaman sosyalleştiğimizi söyleyebilirim.

It's just that our family schedules are so busy that it can't happen often.

Sadece aile programlarımız o kadar yoğun ki bu pek sık olmuyor.

So what does "from time to time" mean?

Peki "zaman zaman" ne anlama geliyor?

It means sometimes, just not very often.

Bazen, çok sık değil anlamına gelir.

Do you get together with your neighbors from time to time?

Komşularınızla zaman zaman bir araya geliyor musunuz?

Those of you who are parents probably understand very well

Ebeveyn olanlarınız muhtemelen

what it means to teach good habits.

iyi alışkanlıklar öğretmenin ne demek olduğunu çok iyi anlıyor.

I've told my son time and time again to turn of the lights when he's not in his room.

Oğluma odasında olmadığı zamanlarda ışıkları söndürmesini defalarca söyledim.

Especially the closet light.

Özellikle dolap ışığı.

And he forgets...repeatedly.

Ve unutuyor... defalarca.

I feel like I'll be giving this reminder for a few more years.

Bu hatırlatmayı birkaç yıl daha yapacağım gibi geliyor.

So "time and time again" means very often

Yani "tekrar tekrar" çok sık

and usually over a long period of time.

ve genellikle uzun bir süre anlamına gelir.

But I bet we all forget things, and we intend to do things, but...

Ama bahse girerim hepimiz bir şeyleri unuturuz ve bir şeyler yapmaya niyetleniriz, ama...

time and time again it just doesn't happen for some reason, right?

zaman ve tekrar tekrar bir nedenden dolayı olmaz, değil mi?

Do you have anything in your closet that you don't really use?

Dolabınızda gerçekten kullanmadığınız bir şey var mı?

I have these scarves.

Bu eşarplara sahibim.

I don't wear them, but I hold on to them because they were from my grandmother.

Onları giymiyorum ama anneannemden oldukları için onları tutuyorum.

They're mostly from the 1960s and 70s. Like this scarf.

Çoğunlukla 1960'lardan ve 70'lerden. Bu eşarp gibi. O

At the time, I'm sure this was very stylish.

zamanlar eminim bu çok şıktı.

I don't know about the colors today, though.

Bugünün renklerini bilmiyorum ama.

So "at the time" means then,

Yani "o zaman", o zamanlar,

at a period when things were different from the way they are now.

her şeyin şimdikinden farklı olduğu bir dönemde anlamına gelir. O

At the time, this was probably very stylish.

zamanlar, bu muhtemelen çok şıktı.

- In the 1960s.

- 1960'larda.

What do you know about the 1960s and 70s?

1960'lar ve 70'ler hakkında ne biliyorsunuz?

What was popular at the time?

O zamanlar popüler olan neydi?

I don't like to admit that I'm getting older, but I am.

Yaşlandığımı kabul etmekten hoşlanmıyorum ama yaşlanıyorum.

And one really annoying thing about aging is memory loss!

Ve yaşlanmayla ilgili gerçekten sinir bozucu bir şey de hafıza kaybıdır! Zamanın

Half the time I come into the kitchen, and I can't remember

yarısında mutfağa giriyorum ve ne

what it is that I wanted to get!

almak istediğimi hatırlayamıyorum!

I might open a drawer and ask, "What was it?"

Bir çekmece açıp "Neydi o?" diye sorabilirim.

How often does this happen?

Bu ne sıklıkla oluyor?

A lot. "Half the time" refers to frequency.

Çok fazla. "Yarı zaman" sıklık anlamına gelir.

This expression might seem similar to "time and time again,"

Bu ifade, "tekrar tekrar" ifadesine benzer görünebilir

and there's some overlap, but I think "time and time again"

ve bazı örtüşmeler vardır, ancak bence "zaman ve tekrar"

is more about repeated actions.

daha çok tekrarlanan eylemlerle ilgilidir.

Like, "I've told you time and time again to clean up your room!"

"Sana defalarca odanı toplamanı söyledim!"

But "half the time" can be more for situations.

Ancak "yarı zaman" durumlar için daha fazla olabilir.

We can use it to complain about our habits or someone else's habits.

Alışkanlıklarımızdan veya başka birinin alışkanlıklarından şikayet etmek için kullanabiliriz.

Or a problem, like, "Half the time I'm not getting notifications on my phone.

Veya "Çoğu zaman telefonuma bildirim gelmiyor.

What's the problem?"

Sorun nedir?" gibi bir sorun.

Someone can remind me, "Well, Jennifer, I've told you time and time again you have to change your settings."

Birisi bana şunu hatırlatabilir, "Jennifer, sana defalarca ayarlarını değiştirmen gerektiğini söyledim."

Okay?

Tamam aşkım?

How about you? What's something you do half the time?

Peki ya sen? Zamanın yarısında yaptığın bir şey nedir? Can

Is it an annoying habit?

sıkıcı bir alışkanlık mı? Şimdi

Let's review the five expressions we learned.

öğrendiğimiz beş ifadeyi gözden geçirelim.

Find the definition for this one: from time to time.

Bunun tanımını bulun: zaman zaman. İşte

There it is.

burada.

Next: for the time being.

Sonraki: şimdilik.

Did you find the match?

Maçı buldun mu?

Here it is.

İşte burada.

Next: time and time again.

Sonraki: tekrar tekrar.

Do you remember what it means?

Bunun ne anlama geldiğini hatırlıyor musun?

Here's the definition.

İşte tanım.

How about "at the time"?

Peki ya "o sırada"?

Correct.

Doğru.

And finally: half the time.

Ve son olarak: zamanın yarısında.

which definition is correct?

hangi tanım doğrudur?

This one.

Bu.

That's all for now. I hope you'll soon find time to study with me again.

Şimdilik bu kadar. Umarım yakında benimle tekrar çalışmak için zaman bulursun.

Thanks for watching and happy studies!

İzlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!