Why is it so hard to lose my strong accent in English?

Hey!

Hey!

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Hello!

Merhaba!

So, welcome to Go Natural English.

Go Natural English'e hoş geldiniz.

I'm here with a special guest, my friend and colleague, Stephanie.

Burada özel bir konuğum var, arkadaşım ve meslektaşım, Stephanie.

Hi!

MERHABA!

And Stephanie's awesome because, well, we've taught together and I know that she has a

Ve Stephanie harika çünkü birlikte öğretmenlik yaptık ve

lot of experience, over ten years of experience teaching English.

on yıldan fazla İngilizce öğretme deneyimine sahip olduğunu biliyorum. Benim gibi

She has her Masters in teaching English as a second language, as I do as well, and she

onun da İngilizceyi ikinci dil olarak öğretme konusunda Master derecesi var ve

has a Masters in African Studies.

Afrika Çalışmaları alanında Master derecesi var.

Is that right?

Bu doğru mu?

Yeah.

Evet.

She's really smart.

O gerçekten zeki.

Thank you!

Teşekkür ederim!

It's true!

Bu doğru!

No, I'm really excited that she's here with us to help me with some English questions,

Hayır, bazı İngilizce sorularda bana yardım etmek için burada olduğu için gerçekten heyecanlıyım,

like this one that I got recently: Why is it so hard to lose my strong accent?

örneğin yakın zamanda aldığım bir soru: Güçlü aksanımı kaybetmek neden bu kadar zor?

Yeah, that's a good question.

Evet, bu iyi bir soru. Bu

So, I'm excited to talk about this.

yüzden, bunun hakkında konuşmaktan heyecan duyuyorum.

Just before I forget though, I want to tell you that you can come to gonaturalenglish.com/7steps

Yine de unutmadan, gonaturalenglish.com/7step adresine gelip

and get a free training, a free short course to help you with the first seven steps for

ücretsiz bir eğitim alabileceğinizi, İngilizce öğrenmenin ilk yedi adımında size yardımcı olacak ücretsiz kısa bir kurs alabileceğinizi söylemek istiyorum

learning English.

.

Okay?

Tamam aşkım?

Yeah, it's awesome!

Evet, harika!

Go check it out.

Git kontrol et.

Thank you!

Teşekkür ederim!

Okay, so why is it so hard sometimes to lose our accent in English?

Tamam, peki bazen İngilizce aksanımızı kaybetmek neden bu kadar zor oluyor ?

Well, not our accent, I mean we're native English speakers.

Aksanımız değil, yani ana dili İngilizce olan insanlarız.

Right, But when you learn English, sometimes it's

Doğru, ama İngilizce öğrendiğinde bazen

really hard to lose English.

İngilizceyi kaybetmek gerçekten çok zor. O

So let's talk about that a little bit.

halde biraz bundan bahsedelim.

Yeah, that's a good questions.

Evet, bu iyi bir soru.

Yeah.

Evet.

So what do you think?

Yani ne düşünüyorsun?

I think the most important thing is to remember when you're learning English is that communication

Bence en önemli şey, İngilizce öğrenirken

is what's most important.

en önemli şeyin iletişim olduğunu hatırlamak.

Right?

Sağ?

Totally.

Kesinlikle.

As an adult you may live in the United States for the rest of your life and never actually

Bir yetişkin olarak, hayatınızın geri kalanında Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayabilir ve

completely get rid of your accent.

aksanınızdan asla tamamen kurtulamazsınız.

But it's okay Is that a bad thing?

Ama sorun değil Bu kötü bir şey mi?

No!

HAYIR! Sorun yok

That's okay?

?

It's totally okay!

Tamamen sorun değil!

I'm being silly.

saçmalıyorum

Yeah.

Evet. Bence

I think it's totally okay.

sorun yok.

Have an accent can be part of your identity.

Bir aksana sahip olmak kimliğinizin bir parçası olabilir.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

It's kind of cool.

Bu biraz havalı.

Like my husband, he's been here for almost twenty years, twenty-plus years, and he still

Kocam gibi o da neredeyse yirmi yıldır burada, yirmiden fazla yıldır ve kulağa hala

sounds very African.

çok Afrikalı geliyor.

He's from West Africa.

Batı Afrika'dan.

And it's okay.

Ve sorun değil.

He's successful, he communicates very well, no problem.

Başarılı, iletişimi çok iyi, sorun yok.

But he still sounds, you know, African.

Ama yine de kulağa Afrikalı geliyor.

So, the key is communication.

Yani, anahtar iletişimdir.

So, don't obsess over your accent, like, "I must get rid of my accent!"

Bu nedenle, "Aksanımdan kurtulmalıyım!" gibi aksanınıza takılıp kalmayın.

Communication is key.

İletişim anahtardır.

Yeah.

Evet.

Yeah, I totally agree.

Evet, kesinlikle katılıyorum.

So, we were talking about some sounds that are maybe more difficult.

Yani, belki daha zor olan bazı seslerden bahsediyorduk.

Like you might want to focus on the "th" sound or the "r" sound or the "p" or the "b" sound.

Mesela "th" sesine veya "r" sesine veya "p" veya "b" sesine odaklanmak isteyebilirsiniz.

Depending on your first language, these might be more difficult.

Ana dilinize bağlı olarak bunlar daha zor olabilir.

So, if you really focus your attention on some specific sounds, it will improve your

Yani, dikkatinizi gerçekten bazı belirli seslere odaklarsanız,

accent even more and you'll have easier communication with people.

aksanınız daha da gelişecek ve insanlarla daha kolay iletişim kuracaksınız .

Right So, we were talking about learning these sounds

Doğru Yani bu sesleri bir

as kind of going to the gym, as exercising different muscles.

nevi spor salonuna gitmek, farklı kasları çalıştırmak gibi öğrenmekten bahsediyorduk. Kelimenin

It's literally like different muscles.

tam anlamıyla farklı kaslar gibi. Kelimenin

It's literally like new muscles.

tam anlamıyla yeni kaslar gibi.

You have to train your tongue and your teeth and your cheeks.

Dilini, dişlerini ve yanaklarını eğitmelisin.

Like I see a lot of students who don't make their cheeks go out, like on the work "beach".

Sanki "sahilde" çalışırken yanaklarını dışarı çıkarmayan birçok öğrenci görüyorum.

So you have to stretch your mouth out to make that "ee" sounds really clear.

Bu yüzden "ee"nin kulağa gerçekten net gelmesi için ağzınızı uzatmanız gerekiyor.

If you don't stretch your mouth out, bad things can happen.

Ağzını uzatmazsan kötü şeyler olabilir.

Especially on that word.

Hele o kelimede. "

It might sound like "i" instead of "ee".

Ee" yerine "i" gibi gelebilir.

And also the "th" sound: make sure you put your tongue out.

Ve ayrıca "th" sesi: dilinizi çıkardığınızdan emin olun .

So, say "third".

Öyleyse "üçüncü" deyin.

Or "these".

Veya "bunlar".

So, there's two sounds there, voiced and voiceless.

Yani, orada sesli ve sessiz olmak üzere iki ses var.

But anyway, but making your tongue out a little more and push that air through.

Ama yine de, ama dilini biraz daha dışarı çıkar ve havayı içeri it.

It's a difficult sound to make.

Çıkarması zor bir ses.

Yes.

Evet.

It might feel really funny just sticking your tongue out.

Sadece dilini çıkarmak gerçekten komik gelebilir .

Yeah but it helps a lot But we're not joking.

Evet ama çok yardımcı oluyor Ama şaka yapmıyoruz.

This is not a lie or whatever.

Bu bir yalan ya da her neyse değil.

You really have to stick your tongue out.

Gerçekten dilini çıkarmalısın.

And one last thing that I want to mention is stress and rhythm-making sure that you

Ve bahsetmek istediğim son bir şey vurgu ve ritimdir -

stress nouns, adjective, verbs louder, and then the other little words like articles,

isimleri, sıfatları, fiilleri daha yüksek sesle vurguladığınızdan emin olun ve ardından makaleler,

prepositions, helping verbs, those are quick and quiet.

edatlar, yardımcı fiiller gibi diğer küçük sözcükler, bunlar hızlı ve sessizdir.

So, you know for example, "It was so fun this weekend".

Örneğin, bilirsiniz, "Bu hafta sonu çok eğlenceliydi".

Was it?

Öylemiydi?

I can't tell.

söyleyemem

So, don't say every letter the same stress.

O yüzden her harfe aynı vurguyu söylemeyin.

And also, make sure that you sound like it was fun.

Ayrıca, kulağa eğlenceliymiş gibi geldiğinizden emin olun .

"It was so fun this weekend!"

"Bu hafta sonu çok eğlenceliydi!"

So make sure that your intonation rises and you have a louder stress on the "fun" because

Tonlamanızın yükseldiğinden ve "eğlence" üzerinde daha yüksek bir vurgu yaptığınızdan emin olun çünkü

that's a really important word.

bu gerçekten önemli bir kelimedir.

Totally.

Kesinlikle.

I think we worry too much about accent, but we should be worried about stress and intonation.

Bence aksan konusunda çok endişeleniyoruz ama vurgu ve tonlama konusunda da endişelenmemiz gerekiyor.

Intonation, yeah.

Tonlama, evet.

It's a really good point.

Bu gerçekten iyi bir nokta.

It helps a lot with communication.

İletişimde çok yardımcı olur.

Yeah.

Evet.

Like if you can express your emotion through the words, not just focusing on grammar.

Sanki sadece dilbilgisine odaklanmak yerine duygularınızı kelimelerle ifade edebiliyorsanız.

And like the individual sounds, yeah.

Ve bireysel sesler gibi, evet.

Exactly.

Kesinlikle.

So, don't worry so much about your accent.

Bu yüzden aksanınız hakkında bu kadar endişelenmeyin.

We love your accent.

Aksanını seviyoruz.

We want to hear your accent.

Aksanını duymak istiyoruz.

Where you're from.

Nerelisin?

Where you're from!

Nerelisin!

It's really interesting and it's actually a part of your identity and maybe people will

Bu gerçekten ilginç ve aslında kimliğinizin bir parçası ve belki insanlar size

be interested in asking you about where you're from.

nereli olduğunuzu sormakla ilgilenecektir .

"Oh, I hear your accent.

"Ah, aksanını duyuyorum.

Are you German?

Alman mısın?

Are you?"

Öyle misin?"

You know, whatever.

Bilirsin, her neyse.

Exactly.

Kesinlikle.

So, yeah, think more about the stress, the intonation, and work those muscles.

Yani, evet, vurgu ve tonlama hakkında daha fazla düşünün ve bu kasları çalıştırın.

Yeah.

Evet.

Beach!

Sahil!

"I'm going to go to the beach!"

"Ben sahile gideceğim!"

Cool.

Serin.

So, let me remind you once more, if you want to get a free training, come to gonaturalenglish.com/7steps.

O halde bir kez daha hatırlatayım, ücretsiz eğitim almak istiyorsanız gonaturalenglish.com/7step adresine gelin.

So ,that's the first place to start with Go Natural English.

Go Natural English ile başlamak için ilk yer burasıdır .

Alright.

Peki.

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

See you later.

Sonra görüşürüz.

Bye!

Hoşçakal!