Is your English class hurting your fluency?

Hey, Go Natural English learner!

Hey, Go Natural English öğrenen!

How are you doing?

Nasılsın?

I'm so happy you're here today.

Bugün burada olduğun için çok mutluyum.

We're going to talk about classroom English versus real life English and how they're not

Sınıf İngilizcesi ile gerçek hayat İngilizcesi ve nasıl

the same.

aynı olmadıkları hakkında konuşacağız.

Maybe you've thought about this before.

Belki bunu daha önce düşünmüşsünüzdür.

Of course, classroom English is different from real life English, but how are they different

Tabii ki, sınıf İngilizcesi gerçek hayattaki İngilizceden farklıdır, ancak nasıl farklıdırlar

and how could you actually be hurting your English fluency by learning in the classroom?

ve sınıfta öğrenerek İngilizce akıcılığınızı gerçekten nasıl incitebilirsiniz?

It seems so counter intuitive: you want to study English, you sign up for English class,

Sezgilere çok aykırı görünüyor: İngilizce öğrenmek istiyorsun, İngilizce sınıfına kaydoluyorsun,

you go to your class every day, you learn from a good teacher, why are you still not

her gün sınıfına gidiyorsun, iyi bir öğretmenden öğreniyorsun, neden hala

fluent in English?

akıcı bir İngilizce konuşmuyorsun?

These are the thought that you might be having in your own head.

Bunlar, kendi kafanızda sahip olabileceğiniz düşüncelerdir .

So, let's talk about it a little bit.

O halde biraz ondan bahsedelim. On yılı aşkın bir süredir

I taught English as a second language in a classroom for over ten years.

bir sınıfta ikinci dil olarak İngilizce öğrettim .

That's right, ten years.

Bu doğru, on yıl.

So, I know what it's like.

Yani nasıl bir şey olduğunu biliyorum.

And I did my best to help my English learners to become fluent in English.

Ve İngilizce öğrencilerimin İngilizceyi akıcı hale getirmelerine yardımcı olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım .

But the fact is inside the classroom is not the real world.

Ama gerçek şu ki, sınıfın içindeki gerçek dünya değil.

We can do role plays, we can pretend, we can act, we can do theater, and that's really

Rol oyunları yapabiliriz, rol yapabiliriz, rol yapabiliriz, tiyatro yapabiliriz ve bu gerçekten

fun, and they are all great ways to learn, especially at the beginning levels of English,

eğlencelidir ve bunların hepsi, özellikle İngilizce'nin başlangıç ​​seviyelerinde,

but when you are ready to become and advanced, fluent English language speaker, you need

ancak olmaya hazır olduğunuzda ve ilerlediğinizde, öğrenmenin harika yollarıdır. , akıcı İngilizce konuşan,

to get out in the real world, you need to get out of the classroom.

gerçek dünyadan çıkmanız, sınıftan çıkmanız gerekir.

Here's why.

İşte nedeni.

The classroom is rigid, the classroom is its own real world, its own bubble.

Sınıf katıdır, sınıf kendi gerçek dünyasıdır, kendi balonudur.

In the classroom, you're going to learn more classroom English, such as "Turn to page twenty",

Sınıfta, "Yirminci sayfaya dön",

such as "Please, raise your hand", such as "Any questions?"

"Lütfen elini kaldır", "Soru var mı?" gibi daha fazla sınıf İngilizcesi öğreneceksin.

These are phrases that you don't always hear on daily basis in the real world.

Bunlar, gerçek dünyada günlük olarak her zaman duymadığınız ifadelerdir .

Sure you might hear them, but it's going to be more likely that you hear something different,

Elbette onları duyabilirsiniz, ancak

like "Hey, what're you doing?

"Hey, ne yapıyorsun?

Where're you going?

Nereye gidiyorsun?

What're you up to?"

Ne yapıyorsun?" gibi farklı bir şey duymanız daha olasıdır.

And these are phrases that ... They're a little bit casual for most English

Ve bunlar, ... Çoğu İngilizce öğretmeninin öğretmesi için biraz gelişigüzel ifadeler

teachers to be teaching.

.

Now, maybe you have a really great English teacher, and yes, I was a pretty good English

Şimdi, belki gerçekten harika bir İngilizce öğretmeniniz var ve evet, ben oldukça iyi bir İngilizce

teacher, but the thing is we often have to use textbooks, and textbooks can be quite

öğretmeniydim, ama mesele şu ki, çoğu zaman ders kitaplarını kullanmak zorundayız ve ders kitapları oldukça

rigid.

katı olabilir.

And the time we have in the classroom is limited.

Ve sınıfta geçirdiğimiz zaman sınırlıdır. Bu

So, as teachers we can't always cover natural, conversational, casual English in the classroom.

nedenle, öğretmenler olarak sınıfta her zaman doğal, konuşmaya dayalı, gündelik İngilizceyi işleyemeyiz. Bir İngilizce öğretmeniyle

When you learn English in a classroom with an English teacher, that English teacher might

birlikte bir sınıfta İngilizce öğrendiğinizde , o İngilizce öğretmeni

be an amazing English teacher, but they might only have experience as an English teacher,

harika bir İngilizce öğretmeni olabilir, ancak İngilizce öğrenmek istediğiniz belirli bir alanda değil , yalnızca İngilizce öğretmeni olarak deneyime sahip olabilir

not in the specific area that you want to learn English for.

.

For example, if you want to become a doctor, you want to learn medical English.

Örneğin, doktor olmak istiyorsanız, tıp İngilizcesi öğrenmek istiyorsunuz.

Or if you want to have conversational English, maybe out in the world, like in a bar or a

Ya da konuşma İngilizcesi istiyorsanız, belki dünyanın dışında, bir barda ya da bir

restaurants, well, sure your English teacher might have experience in bars and restaurants,

restoranda, pekala, İngilizce öğretmeninizin barlarda ve restoranlarda deneyimi olabilir,

but in the classroom, they're probably not focusing on English for the bar.

ancak sınıfta, muhtemelen İngilizce'ye odaklanmıyorlar. bar için.

Anyway, other specific examples.

Her neyse, diğer belirli örnekler.

If you want to be a pilot, a flight attendant, these are English for specific purposes.

Pilot, uçuş görevlisi olmak istiyorsanız, bunlar belirli amaçlar için İngilizce'dir.

So, you may want to find a course or a teacher that helps you in those areas.

Bu nedenle, bu alanlarda size yardımcı olacak bir kurs veya öğretmen bulmak isteyebilirsiniz .

If you're preparing for a test, find a teacher who can help you with those areas.

Bir sınava hazırlanıyorsanız, bu alanlarda size yardımcı olabilecek bir öğretmen bulun.

So perhaps, you have a course or a tutor that can help you, but just be aware of what you

Yani, belki size yardımcı olabilecek bir kursunuz veya bir öğretmeniniz vardır , ancak ne

want to learn, what are your goals and can your teacher, can your class, can your textbook

öğrenmek istediğinizi, hedeflerinizin neler olduğunu ve öğretmeniniz, sınıfınız, ders kitabınız

help you with those.

bu konularda size yardımcı olabilir mi?

Another thing is inside the classroom, conversations can seem a bit forced, scripted.

Başka bir şey de sınıfın içinde, konuşmalar biraz zorlama, yazılı görünebilir.

You might be reading examples from a textbook, and then, your teacher calls on you, and you

Bir ders kitabından örnekler okuyor olabilirsiniz ve ardından öğretmeniniz sizi arar ve

know you have to answer.

cevap vermeniz gerektiğini bilirsiniz.

But in real life, how do you know when to join the conversation?

Ancak gerçek hayatta, sohbete ne zaman katılacağınızı nasıl anlarsınız ?

I find this is a big issue for a lot of English learners.

Bunun birçok İngilizce öğrenen için büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum . Gerçek dünyada

They hesitate to join a conversation in the real world, because no one is calling on them.

bir sohbete katılmaktan çekinirler çünkü kimse onlara seslenmez.

Of course, no one is calling on you.

Tabii ki, kimse seni aramıyor.

It's not a classroom, it's a real life conversation.

Bu bir sınıf değil, gerçek hayattan bir konuşma.

You have to call on yourself.

Kendin aramalısın. Kulağa

I know it sounds weird, but you have to train yourself to speak up and do that most of the

garip geldiğini biliyorum, ama bunu çoğu zaman gerçek dünyada yapmak ve konuşmak için kendini eğitmelisin

time in the real world.

.

You need practice outside the classroom.

Sınıfın dışında pratik yapmaya ihtiyacın var.

So, in the classroom, English is scripted, predictable, maybe boring.

Yani, sınıfta İngilizce yazılı, tahmin edilebilir ve belki de sıkıcıdır.

Maybe you're sitting in your desk watching your teacher write on the board, listening

Belki de masanızda oturmuş öğretmeninizin tahtaya yazmasını izliyorsunuz,

to a lecture.

bir ders dinliyorsunuz.

And it's quite passive, you're just receiving information.

Ve oldukça pasif, sadece bilgi alıyorsunuz.

In the real world, you're going to have to interact with your conversation partners,

Gerçek dünyada, sohbet ettiğiniz kişilerle,

with your friends, with your colleges.

arkadaşlarınızla, kolejlerinizle etkileşime girmeniz gerekecek.

You're going to have to actively listen.

Aktif olarak dinlemek zorunda kalacaksın.

You're going to have to speak up and join the conversation, at least a little bit and

En azından biraz ve

maybe a lot.

belki de çokça konuşmanız ve sohbete katılmanız gerekecek.

And there's no script for real world conversation.

Ve gerçek dünya sohbeti için bir senaryo yok.

Sure, there's situations and there's common topics or phrases that I repeated over and

Elbette, defalarca tekrarladığım durumlar ve ortak konular veya ifadeler var

over, but it's fun, it's exciting, it's spontaneous.

ama bu eğlenceli, heyecan verici, kendiliğinden.

There's no "Turn to page twenty."

"Yirminci sayfaya dön" diye bir şey yok.

It's real life.

Bu gerçek hayat.

And you can take a conversation where you want it to go.

Ve bir konuşmayı istediğiniz yere götürebilirsiniz .

And of course, the English classroom is rigid in another way.

Ve tabii ki, İngilizce sınıfı başka bir açıdan katıdır.

You have a specific schedule and a place.

Belirli bir programınız ve yeriniz var. O sırada o yerde, o İngilizce sınıfında

It might not fit your busy lifestyle to be in that English classroom in that place at

olmak yoğun yaşam tarzınıza uymayabilir

that time.

.

Maybe you have to commute a long ways to go to class.

Belki de okula gitmek için uzun bir yol kat etmeniz gerekiyor .

Maybe you'd rather be doing something else, like meeting people for dinner, at the time

Belki başka bir şey yapmayı tercih edersin, mesela İngilizce dersinde akşam yemeği için insanlarla buluşmak gibi

of your English class.

.

And so, you slowly get unmotivated to go to class.

Ve böylece, yavaş yavaş sınıfa gitmek için motivasyonunuzu kaybedersiniz .

I don't want that to happen.

Bunun olmasını istemiyorum.

I want you to be able to make English fit your life, to use English as a tool in your

İngilizceyi hayatınıza uydurabilmenizi, İngilizceyi hayatınızda bir araç olarak kullanabilmenizi

life, to be motivated to learn, because English is exciting, and it works with your life.

, öğrenmeye motive olabilmenizi istiyorum, çünkü İngilizce heyecan vericidir ve hayatınızla birlikte çalışır.

That's why we're on-line, that's why we're watching right now.

Bu yüzden çevrimiçiyiz, bu yüzden şu anda izliyoruz.

Because it's easy for you.

Çünkü senin için kolay.

So, make English fun, easy, spontaneous, make it an amazing part of your life that you look

Bu yüzden, İngilizceyi eğlenceli, kolay, spontane yapın, dört gözle beklediğiniz ve keyif aldığınız hayatınızın harika bir parçası haline getirin

forward to and that you enjoy, and use it as a tool to connect with people, to reach

ve insanlarla bağlantı kurmak,

your goals and to live your life outside of the classroom.

hedeflerinize ulaşmak ve hayatınızı dışarıda yaşamak için bir araç olarak kullanın. sınıf.

So, I hope I motivated you to get out of the classroom.

Bu yüzden, umarım sizi sınıftan çıkmaya motive etmişimdir .

Now, it doesn't mean to stop learning English, that just means to become a proactive English

Şimdi, bu İngilizce öğrenmeyi bırakmak anlamına gelmez, bu sadece proaktif bir İngilizce

learner and English speaker.

öğrenen ve İngilizce konuşan biri olmak anlamına gelir.

I want you to see yourself as a real world English speaker.

Kendinizi gerçek dünyada İngilizce konuşan biri olarak görmenizi istiyorum .

You're working on your fluency, we're working on your fluency.

Siz akıcılığınız üzerinde çalışıyoruz, biz de akıcılığınız üzerinde çalışıyoruz.

So, keep watching Go Natural English.

O halde Go Natural English'i izlemeye devam edin. Akıcılık için İngilizceyi Go Natural English yöntemiyle doğal bir şekilde nasıl öğrenebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için

You can come and take my "7 Steps" course for free to learn more about how to learn

gelip "7 Adım" kursumu ücretsiz olarak alabilirsiniz

the English language the Go Natural English way naturally, for fluency.

.

Come to GoNaturalEnglish.com/7steps.

GoNaturalEnglish.com/7steps adresine gelin.

That's the number 7, S-T-E-P-S.

Bu 7 sayısı, S-T-E-P-S.

And let's keep going, let's take your English outside the classroom, let's give you your

Ve devam edelim, İngilizcenizi sınıfın dışına çıkaralım, size

power back.

gücünüzü geri verelim.

I want to empower you to become and independent, awesome English learner.

Bağımsız, harika bir İngilizce öğrencisi olman için sana güç vermek istiyorum .

So, welcome to our Go Natural English community, and I hope to see you inside the course.

Go Natural English topluluğumuza hoş geldiniz ve sizi kursta görmeyi umuyorum.

Make sure that you're subscribed and feel free to share this episode with your friends

Abone olduğunuzdan emin olun ve bu bölümü

who are learning English and who you want to join you outside of English classroom.

İngilizce öğrenen ve İngilizce sınıfı dışında size katılmasını istediğiniz arkadaşlarınızla paylaşmaktan çekinmeyin.

All right, I hope to see you inside the course.

Pekala, seni kursun içinde görmeyi umuyorum.

Thanks so much for watching and for being an awesome part of the Go Natural English

İzlediğiniz ve Go Natural English topluluğunun harika bir parçası olduğunuz için çok teşekkürler

community.

.

Bye for now.

Şimdilik hoşça kal.