10 English Learning Myths

Hello, how are you doing?

Merhaba nasılsınız?

In this episode we're going to take a look at some interesting, surprising myths about

Bu bölümde, İngilizce öğrenmekle ilgili bazı ilginç, şaşırtıcı mitlere göz atacağız

learning English.

.

The top ten myths in fact.

Aslında ilk on efsane.

I'm really excited to share them with you, I think you're going to like them.

Onları sizinle paylaşmaktan gerçekten heyecan duyuyorum, onları seveceğinizi düşünüyorum.

They might make you think about your English fluency in a new way.

İngilizce akıcılığınız hakkında yeni bir şekilde düşünmenizi sağlayabilirler. Akıcı İngilizce hakkında sahip olduğunuz

Let's challenge some of those thoughts that you have about English fluency.

düşüncelerin bazılarına meydan okuyalım .

I've heard from a lot of learners that they say, "Oh you know I really need to learn in

Pek çok öğrenciden, "Ah, biliyorsun, gerçekten

a Native speaking country.

Anadili konuşulan bir ülkede öğrenmem gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri'ne

I can't learn English until I can move to the United States."

taşınana kadar İngilizce öğrenemem " dediklerini duydum.

Seriously?

Cidden?

It's not true.

Bu doğru değil. Örneğin Amerika

If you're planning on moving to the United States for example, you should probably start

Birleşik Devletleri'ne taşınmayı planlıyorsanız , muhtemelen

learning English before you move there.

oraya taşınmadan önce İngilizce öğrenmeye başlamalısınız. İngilizce'de akıcı olmak için

You don't need to live or even to travel to a native speaking country to become fluent

yaşamanıza ve hatta anadili konuşulan bir ülkede seyahat etmenize gerek yok

in English.

.

There's so many resources, especially online with so many interesting websites, news sources,

Pek çok kaynak var, özellikle de çevrimiçi olarak, izleyebileceğiniz pek çok ilginç web sitesi, haber kaynağı,

video clips that you can watch, movies that you can stream, music sites that you can listen

video klip, internet üzerinden yayın yapabileceğiniz filmler, müzik dinleyebileceğiniz müzik siteleri,

to music on, there's so many ways that you can get immersed in English in your living

kendinizi İngilizceye kaptırmanın pek çok yolu var oturma

room, or wherever is convenient for you.

odanızda veya sizin için uygun olan herhangi bir yerde.

You don't have to be in an English speaking country, you just need to bring English to

İngilizce konuşulan bir ülkede olmanıza gerek yok , nerede olursanız olun İngilizceyi size getirmeniz yeterli

you wherever you are.

.

In fact I know a lot of people who live in the U.S. and they've lived there for years,

Aslında Amerika'da yaşayan ve yıllarca,

maybe ten years, and they still don't speak English.

belki on yıldır orada yaşayan birçok insan tanıyorum ve hala İngilizce bilmiyorlar.

Why?

Neden? Her

They spend their whole day everyday with people from their own country speaking their native

gün bütün günlerini kendi ülkelerinden ana dillerini konuşan insanlarla geçiriyorlar

language.

.

Simply living in the United States is not the secret to fluency.

Sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşamak akıcı konuşmanın sırrı değildir. Burası

It's a great place to be don't get me wrong, but fluency has to come from you and your

olmak için harika bir yer, beni yanlış anlama, ama akıcılık senden, senin

effort, and knowing how to become fluent.

çabandan ve nasıl akıcı olunacağını bilmekten gelmeli.

That's why I'm here to help you.

Bu yüzden sana yardım etmek için buradayım.

Stop making excuses, this excuse is not valid, you do not need to live in an English speaking

Bahane üretmeyi bırakın, bu mazeret geçerli değil, akıcı olmak için İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamanıza gerek yok

country to become fluent.

.

The next myth that I'd like to bust is that you have to major in English in University

Yıkmak istediğim bir sonraki efsane,

in order to be fluent.

akıcı konuşabilmek için üniversitede İngilizce eğitimi almanız gerektiğidir.

Now this is wrong on so many different levels, of course majoring in English can help you

Şimdi bu pek çok farklı düzeyde yanlış, elbette İngilizce okumak size İngilizcenizde yardımcı olabilir,

with your English but in a University you're typically going to study literature, and writing,

ancak bir üniversitede genellikle edebiyat, yazarlık

and maybe how to become an English teacher.

ve belki de nasıl İngilizce öğretmeni olunacağını okuyacaksınız.

Sure, maybe it's a good idea if you want to be working with those fields but, in fact

Elbette, bu alanlarla çalışmak istiyorsanız bu iyi bir fikir olabilir, ancak aslında

if you want to be able to speak English fluently I would suggest that you don't focus on it

akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilmek istiyorsanız, üniversitenizde buna odaklanmamanızı öneririm

at your University.

.

I would suggest, if you're taking English classes at University or a private language

Üniversitede veya özel bir dil

school that's great, but you have to do so much more outside of the class to develop

okulunda İngilizce dersleri alıyorsanız, bu harika, ancak akıcılığınızı geliştirmek için sınıf dışında çok daha fazlasını yapmanız

your fluency, and make sure that you're not relying on your textbook, your teacher, or

ve ders kitabınıza güvenmediğinizden emin olmanızı öneririm. , öğretmeniniz veya

your course work to make you fluent.

dersiniz sizi akıcı hale getirmek için çalışır. Akıcı olmak için

You really have to use English outside of the classroom to become fluent.

gerçekten İngilizceyi sınıfın dışında kullanmalısın .

Okay, next number three is really fun.

Tamam, sıradaki üç numara gerçekten eğlenceli.

I get a lot of requests from Go Natural English viewers, if they could become fluent by marrying

Go Natural English izleyicilerinden, İngilizce konuşan biriyle evlenerek akıcı hale gelebilirler mi diye çok talep alıyorum

an English speaker.

.

Well, you do not need to marry an English speaker in fact to become fluent in English.

Aslında, akıcı bir İngilizce öğrenmek için İngilizce konuşan biriyle evlenmenize gerek yok.

It's great if you can have connection, or friendship, or even more with an English speaker,

İngilizce konuşan biriyle bağlantı, arkadaşlık ve hatta daha fazlasına sahip olmanız harikadır,

but you do not have to marry an English speaker to become fluent in English.

ancak İngilizceyi akıcı hale getirmek için İngilizce konuşan biriyle evlenmek zorunda değilsiniz .

I would suggest to reach out to people with similar interests and discuss those interests

Benzer ilgi alanlarına sahip insanlara ulaşmanızı ve bu ilgi alanlarını

with them in English.

onlarla İngilizce olarak tartışmanızı öneririm.

Maybe you're really into sports, you could find a sports community using social media,

Belki gerçekten sporla ilgileniyorsunuz, sosyal medyayı kullanarak bir spor topluluğu

or maybe a forum online.

veya çevrimiçi bir forum bulabilirsiniz.

That's a great way to connect with people.

Bu, insanlarla bağlantı kurmanın harika bir yolu.

I would suggest you put your effort into finding people with similar interest who also speak

Benzer ilgi alanlarına sahip ve aynı zamanda İngilizce konuşan insanları bulmak için çaba göstermeni öneririm

English.

.

Number four, English is the most difficult language to learn.

Dördüncüsü, İngilizce öğrenmesi en zor dildir.

This is simply not true for most English language learners.

Bu, çoğu İngilizce öğrenen için doğru değildir .

English can be more difficult for some people and easier for some people depending on your

İngilizce, ana dilinize ve dil öğrenme deneyiminize bağlı olarak bazı insanlar için daha zor ve bazı insanlar için daha kolay olabilir

native language, and depending upon your experience learning languages.

.

If you've already learned another language it can become easier and easier to learn more

Halihazırda başka bir dil öğrendiyseniz, daha fazla dil öğrenmek giderek daha kolay hale gelebilir

languages.

.

We have to think about the distance between English and your native language.

İngilizce ile ana diliniz arasındaki mesafeyi düşünmeliyiz.

English is related to other languages like German, and romance languages like Spanish,

İngilizce, Almanca gibi diğer dillerle ve İspanyolca,

Portuguese, French, Italian, so it will be easier for you.

Portekizce, Fransızca, İtalyanca gibi romantik dillerle ilişkilidir, bu nedenle sizin için daha kolay olacaktır.

Lucky for you if you speak those languages already it will be easier to learn English.

Şanslısınız ki bu dilleri zaten konuşuyorsanız İngilizce öğrenmek daha kolay olacaktır.

For our friends who speak Arabic, or Chinese, Japanese, Russian, maybe Thai, it's maybe

Arapça, Çince, Japonca, Rusça, belki Tayca konuşan arkadaşlarımız için belki

going to be a little more difficult because you have to learn a new alphabet, and sounds

biraz daha zor olacak çünkü yeni bir alfabe ve

that don't exist in your language.

kendi dilinizde olmayan sesleri öğrenmeniz gerekiyor.

It's a fun challenge, and just think about how much you'll learn about learning languages,

Bu eğlenceli bir meydan okuma ve sadece dil öğrenmek

and also about new cultures.

ve ayrıca yeni kültürler hakkında ne kadar öğreneceğinizi düşünün.

English could be difficult, but I don't think it's impossible.

İngilizce zor olabilir ama imkansız olduğunu düşünmüyorum.

I know that you can learn English and I believe in you.

İngilizce öğrenebileceğini biliyorum ve sana inanıyorum.

Number five, you have to be rich to learn English fluently because you need to buy years

Beş numara, İngilizceyi akıcı bir şekilde öğrenmek için zengin olmalısın çünkü yıllarca

of language classes, and tutoring, and text books, and other stuff.

dil dersleri, özel ders, ders kitapları ve diğer şeyler satın alman gerekiyor.

Well, it's not true.

Bu doğru değil.

If you can learn English quickly, easily, and in a fun way, you don't have to waste

İngilizceyi hızlı, kolay ve eğlenceli bir şekilde öğrenebiliyorsan,

time, and money on it.

bunun için zaman ve para harcamana gerek yok.

What I would suggest is to target whatever money you spend on your learning on something

Benim önereceğim şey, öğrenmeniz için harcadığınız parayı

that's going to be effective.

etkili olacak bir şeye hedeflemenizdir. Para

Remember that even if you don't want to spend money or you're not in a position to spend

harcamak istemeseniz veya para harcayacak durumda olmasanız bile

money, there's so many great resources online.

, çevrimiçi olarak pek çok harika kaynak olduğunu unutmayın. Şu anda

You're watching, going out to your English right now, or listening to the Podcast, and

izliyorsunuz, İngilizcenizi geliştiriyorsunuz veya Podcast dinliyorsunuz ve çevrimiçi İngilizce

there's a lot of amazing resources for learning English online.

öğrenmek için pek çok harika kaynak var .

Remember you don't have to be rich, although it's nice if you are but you don't have to

Unutma, zengin olmak zorunda değilsin, zengin olsan da güzel ama olmak zorunda değilsin

be.

.

Another is that you have to pass a test to become fluent in English.

Bir diğeri de, İngilizce'de akıcı olmak için bir testi geçmeniz gerektiğidir .

Why do you need a test?

Neden bir teste ihtiyacınız var?

Is it maybe for your own confidence?

Kendi güvenin için olabilir mi?

Well, it could be fun.

Eğlenceli olabilir.

I've taken an English test just for fun but fluency is determined by you.

Sadece eğlenmek için bir İngilizce sınavına girdim ama akıcılığı siz belirliyorsunuz.

You have to set your own goals.

Kendi hedeflerini belirlemelisin.

Now, you might need to take a test for entrance into a University, or perhaps for your job,

Şimdi, bir üniversiteye giriş için veya belki de işiniz için bir sınava girmeniz gerekebilir,

they may like you to have or to prove a certain level of English fluency.

belli bir düzeyde İngilizce akıcılığına sahip olmanızı veya bunu kanıtlamanızı isteyebilirler .

That's great, it's a great idea to take a test, kind of know your level when you compare

Bu harika, bir sınava girmek harika bir fikir , dünyadaki diğer insanlarla karşılaştırdığınızda seviyenizi bir şekilde öğrenin

it to other people around the world.

.

It's also something that you can put on your resume if you're looking for a job and you

Ayrıca bir iş arıyorsanız ve

want to show your English skills.

İngilizce becerilerinizi göstermek istiyorsanız özgeçmişinize koyabileceğiniz bir şeydir.

If you simply want to be able to speak with others in English, there's no need to take

Başkalarıyla İngilizce konuşabilmek istiyorsan , sınava girmene gerek yok

a test.

.

Another myth about English fluency is that you will never ever sound like a native unless

Akıcı İngilizce hakkında başka bir efsane de, o ülkede doğmadığınız sürece asla yerli gibi konuşamayacağınızdır

you were born in that country.

.

Let's bust this myth right now because you can learn English fluently and you can develop

Şimdi bu efsaneyi yıkalım çünkü İngilizceyi akıcı bir şekilde öğrenebilir ve

a great accent if you understand how to do it.

nasıl yapılacağını anlarsanız harika bir aksan geliştirebilirsiniz .

If you train your brain to do it and if you practice.

Beyninizi bunu yapmak için eğitirseniz ve pratik yaparsanız.

It is possible, even as an adult.

Bir yetişkin olarak bile mümkündür.

Adults even have some advantages to learn English fluently because we understand what

Hatta yetişkinlerin akıcı bir şekilde İngilizce öğrenmek için bazı avantajları vardır çünkü biz

language is.

dilin ne olduğunu anlıyoruz.

We probably understand what grammar is and so you can compare grammar in your native

Muhtemelen gramerin ne olduğunu anlıyoruz ve böylece kendi ana

language to grammar in English.

dilinizdeki gramer ile İngilizce grameri karşılaştırabilirsiniz.

Think about a baby, they don't know what grammar is.

Bir bebek düşünün, gramerin ne olduğunu bilmiyorlar.

Think about even a six year old, or a ten year old, they don't have the same understanding

Altı yaşındaki ya da on yaşındaki bir çocuğu bile düşünün , onlar

of grammar or of language that we do.

bizim sahip olduğumuz dilbilgisi ya da dil anlayışına sahip değiller.

It's actually an advantage to learn as an adult and there's things you can do to improve

Bir yetişkin olarak öğrenmek aslında bir avantaj ve telaffuzunuzu geliştirmek için yapabileceğiniz şeyler var

your pronunciation, check out Go Natural English to help you with your pronunciation as well,

, telaffuzunuzda da size yardımcı olması için Go Natural English'e göz atın

and you can become a very clear native like English speaker.

ve çok net bir şekilde anadili İngilizce olan biri olabilirsiniz.

Another myth about English is that you have to completely devote your life to it like

İngilizce ile ilgili başka bir efsane de, bir manastırdaki bir Keşiş gibi hayatınızı tamamen ona adamanız gerektiğidir

a Monk in a monastery, you have to focus on learning English all the time, all or nothing,

, her zaman İngilizce öğrenmeye odaklanmanız gerekir, ya hep ya hiç,

or you'll never become fluent.

yoksa asla akıcı olamazsınız.

This is kind of funny because I think the mindset here has to shift, we have to think

Bu biraz komik çünkü bence buradaki zihniyet değişmeli,

of English as a tool to do the things that you want to do in life.

İngilizceyi hayatta yapmak istediğiniz şeyleri yapmak için bir araç olarak düşünmeliyiz .

It's great to focus for short periods of time on learning new points in English but then

Kısa süreliğine İngilizce'de yeni noktalar öğrenmeye odaklanmak ama sonra

use it to do other things in life, to go out in the world, to travel, to connect with people,

bunu hayatta başka şeyler yapmak, dünyayı gezmek, seyahat etmek, insanlarla bağlantı kurmak,

to read up on new topics, or to learn new hobbies.

yeni konular okumak veya yeni hobiler öğrenin.

You don't have to think of yourself as chained to your English text book, throw out your

Kendinizi İngilizce ders kitabınıza zincirlenmiş olarak düşünmek,

text book and bring your English with you to do things that you want to do.

ders kitabınızı atmak ve yapmak istediğiniz şeyleri yapmak için İngilizcenizi yanınızda getirmek zorunda değilsiniz.

A very important myth to bust is that you have to give up your native language and your

Yıkılması gereken çok önemli bir efsane,

native culture in order to speak English fluently.

akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak için ana dilinizden ve yerel kültürünüzden vazgeçmeniz gerektiğidir.

This is so not true, this is not like having a passport and then having to give up your

Bu çok doğru değil, pasaport alıp sonra

citizenship to get a new one or something like that.

yenisini almak için vatandaşlıktan vazgeçmek ya da onun gibi bir şey değil bu.

It's totally possible to create your new identity in English while you keep your old one, and

Eski kimliğinizi korurken yeni kimliğinizi İngilizce olarak oluşturmanız kesinlikle mümkün ve

it's a really valuable skill to have, to be able to speak more than one language, to be

sahip olmak, birden fazla dil konuşabilmek,

able to cross cultures to understand both deeply.

kültürleri aşarak her ikisini de derinlemesine anlayabilmek gerçekten değerli bir beceri.

There's no reason why you have to give up your old language or your culture, your first

Eski dilinizden veya kültürünüzden, ana

language.

dilinizden vazgeçmeniz için hiçbir neden yok. Oynayacak

Just think of yourself as having more roles to play, you have more than one character

daha fazla rolün olduğunu düşün , hayatta oynayabileceğin birden fazla karakterin var

you can play in life.

.

The final tenth myth that we must bust in English is that if you make mistakes you are

İngilizcede yıkmamız gereken son onuncu efsane, hata yaparsanız

not a fluent English speaker.

akıcı bir İngilizce konuşamadığınızdır.

How dare you make mistakes, that is just awful.

Hata yapmaya nasıl cüret edersin, bu çok kötü.

Native speakers never make mistakes, I never make mistakes.

Ana dilini konuşanlar asla hata yapmaz, ben asla hata yapmam.

Okay, I'm just being silly.

Tamam, sadece saçmalıyorum.

You guys, of course you're going to make mistakes.

Çocuklar, elbette hatalar yapacaksınız.

Native speakers make mistakes all the time, I can't think of the word, or I stutter, I

Ana dili İngilizce olan kişiler her zaman hata yapar, kelimeyi düşünemiyorum ya da kekeliyorum,

stumble, or I say the wrong thing, it happens.

tökezliyorum ya da yanlış bir şey söylüyorum, oluyor.

Even professional English teachers, it happens.

Profesyonel İngilizce öğretmenleri bile olur.

You have to accept it and just try to improve every time.

Bunu kabul etmeli ve her seferinde gelişmeye çalışmalısın.

Making mistakes is actually a great opportunity to improve.

Hata yapmak aslında gelişmek için harika bir fırsattır .

Keep making mistakes, they're awesome.

Hata yapmaya devam et, harikalar.

I hope you enjoyed the top ten myths in English, let me know what you think.

Umarım İngilizce'deki ilk on efsaneyi beğenmişsinizdir, ne düşündüğünüzü bana bildirin.

Leave a comment, and if you're interested in learning how to become fluent in English,

Bir yorum bırakın ve İngilizce'de nasıl akıcı olunacağını öğrenmekle ilgileniyorsanız,

not just busting the myths but exactly the seven steps that I use to become fluent.

sadece efsaneleri yıkmakla kalmayıp, akıcı olmak için kullandığım yedi adımı tam olarak öğrenin.

You can find them in our free course at GoNaturalEnglish.com/7steps.

Bunları GoNaturalEnglish.com/7steps adresindeki ücretsiz kursumuzda bulabilirsiniz.

It's the number 7, S-T-E-P-S.

7 numara, S-T-E-P-S.

See you there, bye for now.

Orada görüşürüz, şimdilik hoşçakalın.