Learn Native English Phrases From Our Conversation | Intermediate English Speaking Practice

hi i'm gabby wallace founder  of gonaturalenglish.com  

merhaba ben gabby wallace gonaturalenglish.com'un   kurucusu

and the fluent communication course helping  intermediate english speakers to become fluent  

ve orta düzey İngilizce konuşanların

and confident for any english speaking situation  what separates an intermediate english speaker  

herhangi bir İngilizce konuşma durumunda akıcı   ve kendinden emin olmalarına yardımcı olan akıcı iletişim kursu  orta düzeyde İngilizce konuşan birini

from a fluent english speaker are the phrases and  expressions that you use in everyday conversation  

akıcı bir İngilizce konuşandan ayıran şey, İngilizce'de kullandığınız kelime öbekleri ve  ifadelerdir. günlük konuşma

there are some expressions that you learn in a  textbook for example why did you move here to  

bir  ders kitabında öğrendiğiniz bazı ifadeler vardır, örneğin neden

this country well a native speaker is probably  more likely to ask what brought you here what  

bu ülkeye taşındınız?

brought you here this is a more colloquial native  expression that we often ask when people move to  

insanlara

a new country a new state or city or even  when you start a new job what brought you  

yeni bir ülkeye, yeni bir eyalete veya şehre taşındığında veya hatta yeni bir işe başladığınızda,

here to this new place whether it's a new country  or a new company there are many many expressions  

ister yeni bir ülke , ister yeni bir şirket olsun, sizi bu yeni yere neyin getirdiğini sorun.

that are just more natural sounding and i'm going  to share several of them with you in this lesson  

bu derste sizinle birkaç tanesini paylaşacağım bu,

that is a sneak peek a video from inside my fluent  communication course we're talking today with  

akıcı iletişim kursumdan bir videoya göz atmak için bugün

chuck my colleague and friend from japan excuse  me we met in japan but he's from the united states  

chuck ile japon meslektaşım ve arkadaşım japonya'dan özür dilerim japonya'da tanıştık ama o japonya'dan amerika birleşik devletleri

you'll meet him soon enough we're gonna talk  about different uh career questions and how  

onunla çok yakında tanışacaksınız farklı kariyer soruları ve nasıl

he ended up in japan what brought him to japan  and as we're speaking i'm going to explain the  

Japonya'ya geldiği, onu Japonya'ya neyin getirdiği hakkında konuşacağız ve biz konuşurken

native speaker phrases that he uses and this is  the best way for you to learn really is observing  

kullandığı anadili İngilizce olan ifadeleri açıklayacağım ve bu gerçekten öğrenmenin en iyi yolu,

and listening to native english speakers speaking  having spontaneous unscripted conversation  

anadili İngilizce olan kişilerin konuşmasını gözlemlemek ve dinlemek, spontane, yazılı olmayan bir konuşma yapmak

and then getting a little help where needed to  understand those phrases and the native speaker  

ve ardından bu ifadeleri ve ana dili İngilizce olan

vocabulary words as they come up or appear  naturally in our conversation so here's chuck  

kelimelerin ortaya çıktıkça veya doğal olarak ortaya çıktıkça anlaşılması için gerektiğinde biraz yardım almaktır. sohbetimiz işte chuck

and our conversation and i hope that it helps  you a lot to unlock those native english  

ve sohbetimiz ve umarım bu anadili İngilizce   olan ifadelerin kilidini açmanıza çok yardımcı olur, bu

speaking phrases so hey there hi how are you  i'm doing great okay um chuck right yes awesome  

yüzden merhaba merhaba nasılsın  harikayım tamam um chuck doğru evet harika

i'm gabby okay nice to meet you yeah thanks for  coming over um i'm really excited to talk with you  

ben gabby tamam tanıştığımıza memnun oldum evet, geldiğiniz için teşekkürler, sizinle konuşmak için gerçekten heyecanlıyım   sizi

get to know you a little bit i know we have some  mutual friends online and uh they recommended that  

biraz tanıyacağım, biliyorum çevrimiçi ortamda bazı ortak arkadaşlarımız var ve uh,

we meet up and it's so cool to connect with you  absolutely what that means too because here do you  

buluşmamızı önerdiler ve sizinle bağlantı kurmak çok güzel kesinlikle ne bu bu da demek oluyor çünkü burada

mind if i get comfortable yeah sure please please  get comfortable so um tell me a little bit about  

rahat olmamın sakıncası var mı evet tabii lütfen lütfen rahat olun bu yüzden um bana biraz kendinizden bahsedin nerelisiniz

yourself like where are you from what brought  you to japan okay well i have been in japan  

sizi japonya'ya getirdiniz tamam pekala ben

for 12 years wow but i think i've been in asia for  16 years now in total 15 or 16. okay so originally  

12 yıldır japonya'dayım vay ama bence 16 yıldır Asya'dayım, toplam 15 veya 16. tamam yani aslen   sen

you're from the states okay i'm from michigan oh  michigan i'm originally from minnesota oh okay

ABD'lisin tamam michigan'lıyım oh michigan aslen minnesota'lıyım oh tamam evet

yeah cool yeah so and then originally i came to  asia um for martial arts because i was an olympic  

harika evet yani ve sonra aslen geldim dövüş sanatları için asya'ya gittim çünkü olimpiyat

style taekwondo player wow so i started off in  korea doing on a bike take wander training in  

tarzı bir tekvando oyuncusuydum vay bu yüzden kore'de bisiklete binerek başladım ve kore'de gezinti eğitimi aldım

korea wow i was there for several years okay and  then after that i was in hong kong for a little  

vay canına birkaç yıl oradaydım tamam ve ondan sonra bir süreliğine hong kong'daydım bir

while and then from there in thailand for a little  while and then i came to japan and then wow once  

süre ve sonra oradan bir süreliğine Tayland'da  ve sonra Japonya'ya geldim ve sonra vay canına

i got to japan i ended up just never leaving oh  my goodness so i'm kind of still here so you came  

Japonya'ya vardığımda sonunda hiç ayrılmadım aman tanrım bu yüzden hala buradayım bu yüzden

to asia to train intensively yes what's your  style of martial art nowadays i do well as a  

yoğun bir şekilde çalışmak için Asya'ya geldiniz evet, bugünlerde dövüş sanatı tarzınız nedir, bildiğiniz

function of the fact that i you know i work in  entertainment and i do i do film action cool i  

gibi, eğlence sektöründe çalışıyorum ve aksiyon filmleri yapıyorum,

have to know a lot of different martial arts so i  know about ten of them all together oh my goodness  

pek çok farklı dövüş sanatı bilmem gerekiyor, bu yüzden on tanesini biliyorum hep birlikte aman aman tanrım

okay let's hear it what are the ten my base is  olympic taekwondo okay i've been doing taekwondo  

tamam duyalım on kaç benim üssüm olimpik tekvando tamam

for 20 years now i've got a masters rank in that  wow um i'm also a brown belt in judo and then  

20 yıldır tekvando yapıyorum  şimdi bunda ustalık derecem var  vay canına ben de judoda kahverengi kuşak sahibiyim ve o zaman

i'm also ranked in capoeira and wow kobudo which  is like the traditional japanese weaponry and  

ayrıca geleneksel japon silahlarına benzeyen capoeira ve wow kobudo'da dereceliyim ve

wow and then just i've done a lot of other kind of  martial arts on the side as well like i've done a  

vay ve sonra yan tarafta pek çok başka dövüş sanatı yaptım ve tıpkı

little bit of krav maga um along with my taekwondo  training i've always been doing hop keto but i'm  

biraz krav yaptım maga um tekvando eğitimimle birlikte her zaman hop keto yapıyorum ama

not okay which is kind of like the joint locking  type stuff oh okay but i'm not actually ranked in  

iyi değilim ki bu bir tür eklem kilitleme türü şeyler oh tamam ama aslında sıralamada

it so i don't i don't profess to having a rank in  it or anything right and then little things like  

değilim bu yüzden yapmıyorum' Bunda bir rütbeniz olduğunu iddia etmeyin veya doğru herhangi bir şey ve ardından

wing chun kung fu and a little bit of boxing  a little bit of kickboxing and just anything  

wing chun kung fu ve biraz boks gibi küçük şeyler biraz kickboks ve bence dövüş sanatları harika olan herhangi bir şey bu çılgınca

else i think martial arts awesome that's crazy you  you're familiar at least with a bunch of stuff and  

en azından aşinasınızdır bir sürü şey ve

ranked in several so martial arts is a big part of  your life yes stunts and acting also yes very cool  

birkaç sıralamada yer aldı, yani dövüş sanatları hayatınızın büyük bir parçası evet dublörlük ve oyunculuk da evet çok havalı   bu yüzden

so that was kind of the thing that that kept me in  japan i had a great time talking with chuck i hope  

beni Japonya'da tutan şey buydu Chuck'la konuşurken harika zaman geçirdim umarım

that you enjoyed the conversations too and now  i'm going to help you by breaking down some of  

siz de sohbetlerden keyif aldınız ve şimdi

the phrases that are really important for you to  know in order to understand american english and  

Amerikan İngilizcesini anlamak ve

to be able to use english like a native speaker  so i'm sure that you could understand the main  

İngilizceyi ana diliniz gibi kullanabilmeniz için bilmeniz gerçekten önemli olan bazı ifadeleri açıklayarak size yardımcı olacağım. Sohbetlerin ana  fikrini anladığınızdan eminim, bu

idea of the conversations that's great but the  thing that might be keeping you from really  

harika ancak sizi

engaging in conversation like a native speaker  is understanding these phrases that i'm going to  

ana dili İngilizce olan biri gibi sohbete gerçekten girmekten alıkoyan şey, şimdi size   sunacağım bu cümleleri anlamaktır.

present to you now okay in conversation one i say  i'm doing great now this is not what you learn in  

şu an çok iyiyim bu senin ders kitabında öğrendiğin şey değil

your textbook you learn to say i'm fine thank you  and you but as we know sometimes textbooks don't  

iyiyim demeyi öğreniyorsun teşekkür ederim ve sen ama bildiğimiz gibi bazen ders kitapları

talk like native speakers so i'm doing great  is a perfectly acceptable way to respond when  

anadili gibi konuşmuyor bu yüzden harika yapıyorum mükemmel bir şekilde kabul edilebilir

someone asks you how you're doing so let me hear  you say it i'm doing great good okay next chuck  

biri size nasıl olduğunuzu sorduğunda yanıt vermenin bir yolu, bu yüzden dinleyeyim çok iyiyim diyorsunuz tamam sonraki chuck

asks do you mind if i get comfortable so this is  a common phrase that you could use if you just  

rahatlayabilir miyim diye soruyor, yani bu yeni geldiyseniz kullanabileceğiniz yaygın bir ifade

arrived someone's home and you're sitting down at  the table or at the couch or whatever and you know  

birisi evde ve siz masaya veya kanepeye veya her neyse oturuyorsunuz ve bilirsiniz

you want to maybe sit in a more relaxed way so  people will ask do you mind if i get comfortable  

belki daha rahat bir şekilde oturmak istiyorsunuz, böylece insanlar soracak, rahatsız olur musunuz, rahat olursam

tell me a little bit about yourself so this is a  question that i asked chuck i want to know where  

bana biraz kendinizden bahset yani bu chuck'a sorduğum bir soru onun nereli olduğunu bilmek istiyorum onu

he's from you know what brought him to japan these  are all very common questions for when you first  

japonya'ya neyin getirdiğini biliyorsunuz bunların hepsi biriyle ilk tanıştığınızda çok yaygın sorulardır, bu

meet someone so you can use them in any kind of  situation whether you are in a social situation  

yüzden onu her türlü durumda kullanabilirsiniz, ister sosyal bir durumda olun

or a work situation they're really key questions  so i'm gonna ask you to repeat them after me  

ya da bir çalışma durumu onlar gerçekten anahtar sorular bu yüzden sizden bunları benden sonra tekrarlamanızı isteyeceğim   bana

tell me a little bit about  yourself okay what brought you to  

biraz kendinizden bahset tamam sizi  buraya getiren şey

uh let's say what brought you  here right since i don't know  

uh diyelim ki sizi buraya  getiren şey çünkü bilmiyorum

japan might not be the place where you're living  what brought you here what brought you here

japonya olabilir yaşadığın yer değil seni buraya getiren şey seni buraya getiren şey

okay great so i say i'm originally from  minneapolis that means you know in today's  

tamam harika bu yüzden aslen minneapolis'tenim yani,

data age where people often move you  may have been born in one place but you  

insanların sık sık hareket ettiği günümüz   veri çağında biliyorsun  tek bir yerde doğmuş olabilirsin ama sen

moved to a new place and maybe you moved  several times so if you want to talk about  

yeni bir yere taşındınız ve belki birkaç kez taşındınız, bu yüzden doğum yeriniz hakkında konuşmak isterseniz aslen nereli

your birthplace you can say i'm  originally from and then your city  

olduğumu söyleyebilirsiniz ve ardından şehriniz

okay chuck says right on that's kind of you know  words of encouragement very cool to use those  

tamam chuck der ki bu çok naziksiniz  teşvik edici sözler kullanmak çok güzel

words right on uh midwest represents so this is  another kind of slang phrase just to say you know  

uh midwest'i temsil eder yani bu başka bir tür argo deyimdir biliyorsunuz   ben de

i'm from the midwest too so if you have something  in common with someone you could say the thing  

ortabatıdanım  bu nedenle  biriyle  ortak  bir şeyiniz varsa

you have in common like let's say you both play  guitar you could say guitar players represent  

ortak noktanızı söyleyebilirsiniz  diyelim ki ikiniz de oynuyorsunuz gitar çalanların temsil ettiğini söyleyebilirsin

and it's just a fun modern slang that  you can use to express you know your  

ve bu sadece

common feelings of uh enjoyment of that thing  or your common your pride in that one thing  

o şeyden zevk aldığınıza dair ortak duygularınızı bildiğinizi veya o tek şeyle ilgili ortak gururunuzu   bildiğinizi  ifade etmek için kullanabileceğiniz eğlenceli ve modern bir argodur   der

he says chuck says originally i came to asia so  originally i came to asia for i think he said  

chuck aslen asya'ya geldiğimi söyler aslen asya'ya geldiğimi düşünüyorum çünkü

martial arts originally is like at first um but  a little bit different it just means to begin  

dövüş sanatlarının ilk baştaki gibi olduğunu söyledi ama başlamak için biraz farklı, bu yüzden

with so originally he came to asia for martial  arts and then you know later he started teaching  

aslen asya'ya dövüş sanatları için geldi ve sonra bilirsiniz, daha sonra öğretmeye başladı

he started doing other things acting so the  first thing that he came to do was martial arts  

başka şeyler yapmaya başladı Oyunculuk yapmak için geldiği ilk şey dövüş sanatlarıydı

he says once i got to japan i ended up just never  leaving so ended up is the result of something  

Japonya'ya vardığımda sonunda hiç ayrılmadığımı ve bu yüzden olacağını düşünmediğiniz bir şeyin, sanki

that you didn't think was going to happen  like you had a plan and maybe your end results  

bir planınız varmış gibi sonuçlandığını söylüyor. ve belki de nihai sonuçlarınız

didn't exactly fit your plan you  didn't think you were going to stay  

planınıza tam olarak uymuyordu

in japan forever uh or for you know 10 years or  more but you did you ended up doing something  

Japonya'da sonsuza kadar kalacağınızı düşünmüyordunuz uh veya 10 yıl veya daha uzun süre ama yaptınız sonunda planlanmamış bir şey yaptınız

unplanned chuck says i have to know a  lot of martial arts so he's saying i have  

Chuck bilmem gerektiğini söylüyor bir sürü dövüş sanatı var yani bende

two but when native speakers say have two together  it sounds like hafta so let me hear you say it  

iki tane var diyor ama anadili İngilizce olan kişiler ikisini bir arada deyince kulağa hafta gibi geliyor bu yüzden söylediğinizi duyayım tamam mı iyi

have to okay good he says i know ten of them  all together so all together is a way of saying  

on tane biliyorum diyor hepsini bir arada yani hep birlikte demenin bir yolu

the sum of many things is all together so in  unison when you add them all up it's all together  

birçok şeyin toplamı bir arada, bu yüzden uyum içinde hepsini topladığınızda hepsi bir arada oluyor   yan tarafta

he says i've done a lot of other martial arts on  the side so on the side is something that's not  

başka birçok dövüş sanatı yaptığımı söylüyor, bu yüzden yan tarafta

your main focus on the side could be a hobby  it could be something you do on the weekends  

ana odak noktanız olmayan bir şey olabilir. bir hobi olabilir hafta sonları yaptığınız bir şey olabilir   bir

on the side he then says that was  the thing that kept me in japan so  

yandan da beni japonya'da tutan şeyin bu olduğunu  yani

to keep you in a place is to make you want to stay  

sizi bir yerde tutmak, kalma isteği uyandırmaktır

so i thought i would explain that phrasal verb  to keep me in to keep me in japan is to make  

bu yüzden bu deyimsel fiili açıklayacağımı düşündüm Japonya'da kalmamı sağlamak için

me want to stay longer i hope that was helpful  and if you're interested in learning more about  

daha uzun süre kalmak istememe neden oluyor umarım bu yardımcı olmuştur ve akıcı iletişim kursum hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız   açıklamadaki

my fluent communication course click on the link  in the description or go to gonaturalenglish.com  

bağlantıya  tıklayın veya gonaturalenglish.com   adresine gidin.

pre-reg and i'll send you information with  details about how the course works when and  

-reg ve ben size kursun nasıl çalıştığı,

how to join and the price thanks so much for  watching and have an excellent day bye for now

nasıl katılacağınız ve fiyatı hakkında ayrıntılı bilgiler göndereceğim izlediğiniz için çok teşekkürler ve şimdilik harika bir gün geçirin