What to Do When You Don't Feel Like Studying English

Hey!

Hey!

What's up?

Naber?

Welcome to Go Natural English.

Go Natural English'e hoş geldiniz.

In today's episode, we're going to talk about what to do when you don't feel like studying

Bugünkü bölümde, canınız İngilizce çalışmak istemediğinde ne yapacağınızdan bahsedeceğiz

English.

.

I know your goal is to get fluent in English, that's why you're here.

Amacınızın İngilizceyi akıcı hale getirmek olduğunu biliyorum, bu yüzden buradasınız.

And I'm here to help you.

Ve sana yardım etmek için buradayım.

But I also know that sometimes you can lose motivation.

Ama bazen motivasyonunuzu kaybedebileceğinizi de biliyorum .

You might feel like you're tired, you just might feel like you don't have the time or

Yorgun gibi hissedebilirsin, zamanın yokmuş gibi hissedebilirsin ya da

maybe you have other things that you'd rather be doing besides studying English.

belki İngilizce çalışmak dışında yapmayı tercih ettiğin başka şeyler var gibi hissedebilirsin .

So, in this episode, I'm going to give you some pointers, some suggestions that I think

O yüzden, bu bölümde size bazı ipuçları vereceğim, İngilizcede akıcılık hedefinize giden yolda

will really help you to stay on track towards your goal for fluency in English.

ilerlemenize gerçekten yardımcı olacağını düşündüğüm bazı öneriler .

And before I forget, I want to invite you to sign up for the free "7 Steps to Fluency"

Ve unutmadan, sizi GoNaturalEnglish.com/7steps adresindeki ücretsiz "Akıcılığa Giden 7 Adım"

course at GoNaturalEnglish.com/7steps.

kursuna kaydolmaya davet etmek istiyorum.

And at the end of this episode, I'll link to that page again.

Ve bu bölümün sonunda, o sayfaya tekrar bağlantı vereceğim.

So, you don't have to go right now, you can watch this episode and then meet me there

O yüzden hemen gitmene gerek yok, bu bölümü izleyip sonra benimle orada buluşabilirsin

after.

.

So, we have a few different ways to get us motivated to study English.

Bu yüzden, İngilizce çalışmak için bizi motive etmenin birkaç farklı yolu var . Her şeyden önce

First of all, with anything, like whether it's studying or going to the gym, I always

, herhangi bir konuda, mesela ders çalışmak ya da spor salonuna gitmek gibi, her zaman

remind myself that a little bit is better than nothing.

kendime birazcık hiç yoktan iyidir diye hatırlatırım .

So for example, like if I don't feel like going to the gym, I remind myself that fifteen

Örneğin, spor salonuna gitmek istemiyorsam, kendime spor salonunda on beş

minute in the gym is better than nothing.

dakika kalmanın hiç yoktan daha iyi olduğunu hatırlatırım.

I can get on the treadmill, I can break a sweat, and I can feel like I had a little

Koşu bandına çıkabilirim, ter atabilirim ve

workout in fifteen or twenty minutes, and that's way better than nothing.

on beş ya da yirmi dakikada küçük bir egzersiz yapmış gibi hissedebilirim ve bu hiç yoktan iyidir.

So, the same thing is true for your English study.

Yani, aynı şey İngilizce eğitiminiz için de geçerli .

And I think it's even easier to do more in fifteen minutes sometimes than if you study

Ve bence bazen on beş dakikada daha fazlasını yapmak,

for an hour, because if you stay super focused for fifteen minutes, and you know that's all

bir saat çalışmaktan daha kolaydır, çünkü on beş dakika süper odaklanmış kalırsanız ve tüm

the time you have, you might actually be able to do more than if you're half focused or

zamanınızın bu olduğunu bilirseniz, aslında daha fazlasını yapabilirsiniz. eğer

a little bit focused for an hour.

bir saat boyunca yarı odaklıysanız veya biraz odaklıysanız.

So, just try to take a little bit of time, stay super focused during that time, and it's

Bu yüzden, biraz zaman ayırmaya çalışın, bu süre boyunca süper odaklanmaya devam edin ve

going to be way better than nothing, and maybe even better than longer time unfocused.

hiç yoktan çok daha iyi olacak ve hatta belki de daha uzun süre odaklanmamaktan daha iyi olacak.

Next, try making your English study like a game.

Ardından, İngilizce çalışmanızı bir oyun gibi yapmayı deneyin .

So, see if you can challenge yourself to do better than the last time you studied.

Öyleyse, son çalıştığınız zamandan daha iyisini yapmak için kendinize meydan okuyabilecek misiniz bir bakın.

Sort of like breaking your best score or doing better than before at a video game or something,

En iyi skorunuzu kırmak veya bir video oyununda veya başka bir şeyde,

at some game you play, or maybe you like to play a sport.

oynadığınız bir oyunda veya belki bir spor yapmayı sevdiğinizde eskisinden daha iyi yapmak gibi.

So, how can you challenge yourself to do a little bit better each time you study English?

Peki, her İngilizce çalıştığınızda biraz daha iyisini yapmak için kendinize nasıl meydan okuyabilirsiniz?

With things that I'm learning or challenges that I try to force myself to do, I love to

Öğrendiğim şeyler veya kendimi yapmaya zorlamaya çalıştığım zorluklarla

time myself.

kendime zaman ayırmayı seviyorum.

I think timing yourself with a stopwatch can make it a fun game.

Bence kendinizi bir kronometre ile zamanlamanız onu eğlenceli bir oyun haline getirebilir.

For example, if I time myself for fifteen minutes, how many articles in the news can

Örneğin kendime on beş dakika zaman ayırsam , öğrendiğim dilde haberlerde kaç makale

I read in the language I'm learning?

okuyabilirim?

So, maybe for you, how many flesh cards you can look at with vocabulary words that you're

Yani, belki senin için, hatırlamaya çalıştığın kelime dağarcığıyla kaç tane canlı karta bakabilirsin

trying to remember?

?

Or just the same example that I gave just now.

Ya da az önce verdiğim örneğin aynısı . On beş dakikada

Try to see how many short news articles you can read in fifteen minutes.

kaç tane kısa haber makalesi okuyabileceğinizi görmeye çalışın .

Or with a longer article, how much of it you can read at that time.

Ya da daha uzun bir yazı ile o zaman ne kadarını okuyabiliyorsunuz.

So, try to gamify your English learning.

Bu nedenle, İngilizce öğreniminizi oyunlaştırmaya çalışın.

And the easy way to do that is to use a stopwatch on your smartphone or online.

Bunu yapmanın kolay yolu da akıllı telefonunuzda veya çevrimiçi olarak bir kronometre kullanmaktır.

The next thing you can do (and there's three more things).

Yapabileceğiniz bir sonraki şey (ve üç şey daha var).

One thing is make it a habit.

Bir şey, bunu alışkanlık haline getirmek.

So, studying English will become much easier if you kind of put yourself on autopilot and

Bu nedenle, kendinizi otomatik pilota alıp bunu her gün

make it a habit that you do the same time every day, especially if you have some habits

aynı saatte yapmayı alışkanlık haline getirirseniz , özellikle

that you do before or maybe a reward that you give yourself after.

daha önce yaptığınız bazı alışkanlıklarınız veya belki de sonrasında kendinize vereceğiniz bir ödül varsa, İngilizce öğrenmek çok daha kolay olacaktır.

For example (and I keep likening studying English to going to the gym, because it's

Örneğin (ve ben İngilizce çalışmayı spor salonuna gitmeye benzetiyorum, çünkü bu

something that's good for you, but sometimes you don't feel like doing it), so I try to

senin için iyi bir şey ama bazen içinden gelmiyorsun), bu yüzden

make going to the gym a habit that I do every that it's possible.

spor salonuna gitmeyi her zaman yaptığım bir alışkanlık haline getirmeye çalışıyorum. mümkün olduğunu.

Like if I'm on an airplane or something, sometimes it's not possible, but I try to go everyday

Mesela uçakta falan olsam bazen olmuyor ama her gün

soon as I wake up, after I wake up, but before breakfast.

uyanır uyanmaz, uyandıktan sonra ama kahvaltıdan önce gitmeye çalışıyorum.

So, usually I'll have some coffee, go to the gym, workout and then have my breakfast.

Bu yüzden genellikle biraz kahve içerim, spor salonuna giderim, egzersiz yaparım ve ardından kahvaltımı yaparım.

So, maybe for you, it would be English.

Yani, belki sizin için İngilizce olacaktır.

You can go to the gym at a different time, but maybe you wake up, have some coffee, do

Farklı bir saatte spor salonuna gidebilirsin ama belki uyanırsın, biraz kahve içersin,

twenty minutes of English study, and then have your breakfast.

yirmi dakika İngilizce çalışırsın ve sonra kahvaltını yaparsın.

Or the great thing with studying English when you compare it to going to the gym is that

Ya da spor salonuna gitmeye kıyasla İngilizce öğrenmenin harika yanı,

you could eat breakfast while you study English.

İngilizce çalışırken kahvaltı da yapabilmenizdir. Spor salonunda egzersiz yaparken

I can't really eat breakfast while I'm working out at the gym, that would be kind of messy.

gerçekten kahvaltı yapamam , bu biraz dağınık olurdu. Koşu

Could you imagine me eat my eggs when I'm on a treadmill?

bandındayken yumurtalarımı yediğimi hayal edebiliyor musun ?

Would not work very well.

Çok iyi çalışmaz.

Imagine how good you will feel after you study.

Çalıştıktan sonra ne kadar iyi hissedeceğinizi hayal edin.

So, this is a mental check that you can do to motivate yourself to study.

Bu, kendinizi çalışmaya motive etmek için yapabileceğiniz zihinsel bir kontroldür .

Just imagine that feeling of pride and accomplishment that you get after you study when you realize,

Çalıştıktan sonra

"Oh my Gosh, I'm getting better, I'm learning."

"Aman Tanrım, daha iyiye gidiyorum, öğreniyorum" dediğinizde hissettiğiniz o gurur ve başarı hissini hayal edin.

Think of that feeling, and that would motivate you to get started with your studies, because

Bu duyguyu bir düşünün, bu sizi çalışmalarınıza başlamanız için motive eder, çünkü

we all want to feel go.

hepimiz gitmeyi hissetmek isteriz.

So, think about how awesome you'll feel if you do this thing that's a little bit challenging,

Bu yüzden, biraz zorlayıcı olan bu şeyi yaparsanız,

studying English.

İngilizce çalışırken ne kadar harika hissedeceğinizi bir düşünün.

And last of all, do it with the community.

Ve son olarak, bunu toplulukla birlikte yapın. Bu

So, don't try to become fluent all by yourself.

nedenle, tek başınıza akıcı olmaya çalışmayın.

It's going to be a big struggle.

Büyük bir mücadele olacak.

With any kind of challenging goal in life, I really recommend finding a community of

Hayattaki her türlü zorlayıcı hedefte, sizi destekleyecek, akıcı bir İngilizce öğrenmek istemenin nasıl bir şey olduğunu anlayan, sizinle aynı fikirde olan insanlardan oluşan bir topluluk bulmanızı gerçekten tavsiye ediyorum

like-minded people who will support you, who get what it is like to want to become fluent

in English.

.

I'm part of some great communities for different aspects in my life, like fitness, business,

Fitness, iş,

language learning, and other things, like travel, that I enjoy.

dil öğrenimi ve seyahat gibi zevk aldığım diğer şeyler gibi hayatımın farklı yönleri için bazı harika toplulukların parçasıyım.

So, hobbies too.

Yani hobiler de.

So, find a community, it could be hundreds or thousands of people, or it could be a small

Öyleyse bir topluluk bulun, yüzlerce veya binlerce insan olabilir veya küçük bir

group of people.

grup insan olabilir.

It could be the Go Natural English community.

Go Natural English topluluğu olabilir.

I would love to see you at our Facebook page interacting or leaving comments or messages,

Sizi Facebook sayfamızda etkileşimde bulunurken veya yorum ya da mesaj bırakırken,

being part of our community there.

oradaki topluluğumuzun bir parçası olarak görmeyi çok isterim.

And also, on a deeper level if you're ready to get started with the Go Natural English

Ayrıca, Go Natural English

membership course.

üyelik kursuna başlamaya hazırsanız, daha derin bir düzeyde.

We have a new one opening in early 2016.

2016'nın başlarında açılacak yeni bir tane var.

So, be on a watch-out for that, because that is a great, really intense, and awesome experience

Bu yüzden dikkatli olun, çünkü bu, gerçekten ciddi olan diğer insanlarla birlikte premium üyeler topluluğunun bir parçası olmak için harika, gerçekten yoğun ve harika bir deneyim.

to be part of the premium members' community with other people who are really serious about

becoming fluent in English, and you can discuss and practice lesson that you get with Go Natural

İngilizce'de akıcı hale gelebilir ve Go Natural English ile aldığınız dersi tartışabilir ve uygulayabilirsiniz

English.

. Her

So anyway, let's review the one, two, three, four, five, five tips to get motivated when

neyse, canınız İngilizce çalışmak istemediğinde motive olmak için bir, iki, üç, dört, beş, beş ipucunu gözden geçirelim

you don't feel like studying English.

.

So, first of all, remember that a little is better than nothing.

Bu nedenle, her şeyden önce, birazın hiç yoktan daha iyi olduğunu unutmayın.

Make it a game, try timing yourself.

Bir oyun haline getirin, kendiniz zamanlamayı deneyin.

Make it a habit, try studying at the same time every day.

Bunu bir alışkanlık haline getirin, her gün aynı saatte ders çalışmayı deneyin.

And I suggest the morning, although if you're more of a night person, you might want to

Ve sabahı öneririm, ancak daha çok gece insanıysanız,

do it after dinner or before you go to bed.

akşam yemeğinden sonra veya yatmadan önce yapmak isteyebilirsiniz.

Imagine how good you'll feel after you study, how proud you'll be of yourself, and how proud

Okuduktan sonra ne kadar iyi hissedeceğinizi, kendinizle ne kadar gurur duyacağınızı ve

other people would be of you too, because you know your friends and your family want

diğer insanların da sizinle ne kadar gurur duyacağını hayal edin, çünkü arkadaşlarınızın ve ailenizin başarılı olmanızı istediğini biliyorsunuz

you to succeed.

.

So, if you're not doing it for yourself, do it for them.

Yani kendin için yapmıyorsan onlar için yap.

That's some added motivation, right?

Bu ek bir motivasyon, değil mi?

And last of all, have a community that supports you.

Ve son olarak, sizi destekleyen bir topluluğa sahip olun .

So, if none of your friends and family care about you studying English, that's okay, they

Yani, arkadaşlarınızdan ve ailenizden hiçbiri İngilizce öğrenmenizi umursamıyorsa, sorun değil,

still want you to learn, but don't rely on them to practice with you.

yine de öğrenmenizi istiyorlar ama sizinle pratik yapmaları için onlara güvenmeyin.

Find a community of like-minded people who can practice with you, who will support you,

Sizinle pratik yapabilecek, sizi destekleyecek,

who you can talk to about your challenges or your questions in learning English.

İngilizce öğrenirken karşılaştığınız zorluklar veya sorularınız hakkında konuşabileceğiniz, sizinle aynı fikirde olan insanlardan oluşan bir topluluk bulun.

So, thanks so much for watching this episode.

Bu bölümü izlediğiniz için çok teşekkürler.

I hope that it motivates you to continue to study English.

Umarım İngilizce çalışmaya devam etmen için seni motive eder .

And I believe in your ability to become fluent.

Ve senin akıcı konuşma yeteneğine inanıyorum.

So, don't stop, keep going.

Öyleyse durma, devam et.

Remember, a little bit every day will get you really far in a long run.

Unutmayın, her gün birazcık sizi uzun vadede gerçekten çok uzağa götürecektir. Geriye

When you look back and you see how far you've come in the last few days, the last few weeks,

dönüp baktığınızda son birkaç gün, son birkaç hafta,

the last few months or even the last year, I think you'll be amazed if you keep track

son birkaç ay ve hatta geçen yıl içinde ne kadar yol kat ettiğinizi gördüğünüzde, gelişiminizi takip ederseniz şaşıracağınızı düşünüyorum

of your progress.

.

So, thanks again, and I hope to see you soon.

Bu yüzden tekrar teşekkürler ve umarım yakında görüşürüz.

Have a wonderful, awesome day.

Harika, harika bir gün geçirin.

Bye for now.

Şimdilik hoşça kal.