KOREAN STUDENT TESTIMONIAL | Korean Accountant Using Fluent English for International Work | GNE

Hello!

Merhaba!

Hello!

Merhaba!

Hi!

MERHABA!

This is Gabby.

Bu Gabby. Sen

Are you Jong-Yeol Son.

Jong-Yeol Son musun?

Yeah.

Evet.

But call me Son.

Ama bana oğlum de.

Son?

Oğul?

Yeah.

Evet.

Hi, Son!

Merhaba evlat!

How are you?

Nasılsın?

Yeah.

Evet.

My last name is Son.

Soyadım Son.

But they call me Jason.

Ama bana Jason derler.

Jason!

Jason!

That's easier for me.

Bu benim için daha kolay.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Wonderful.

Müthiş.

So, how are you, Jason?

Nasılsın Jason?

Yeah, not bad.

Evet kötü değil.

These days I'm getting some audits.

Bu günlerde bazı denetimler alıyorum.

Oh, no!

Oh hayır!

Audits.

denetimler.

From a auditor.

Bir denetçiden. Senin

For your work?

işin için?

Yeah, my job is just accountant.

Evet, benim işim sadece muhasebecilik.

Oh, interesting.

Oh ilginç.

I am just accountant to my company.

Ben sadece şirketimin muhasebecisiyim.

So you are the accountant.

Demek muhasebecisin.

What kind of company do you work for?

Ne tür bir şirket için çalışıyorsun?

We sell...

Satıyoruz...

my company is German company.

şirketim Alman şirketi.

Oh, interesting.

Oh ilginç.

My head office is located in Germany.

Merkez ofisim Almanya'da bulunuyor.

Okay.

Tamam aşkım.

Do you live in Germany?

Almanyada mı yaşıyorsun?

No, never.

Hayır asla.

Where do you live?

Nerede yaşıyorsun

I'm Korean.

Ben koreliyim.

In South Korea.

Güney Kore'de.

Okay, you live in South Korea?

Tamam, Güney Kore'de mi yaşıyorsunuz?

Yes.

Evet.

And you're from South Korea?

Ve sen Güney Kore'den misin?

Yeah.

Evet.

I was from South Korea.

Güney Kore'dendim.

Okay.

Tamam aşkım.

Do you use English for work?

İş için İngilizce kullanıyor musunuz?

Exactly!

Kesinlikle!

So, every day you need to use English.

Yani, her gün İngilizce kullanmanız gerekiyor.

Yeah, all documents, almost documents is English.

Evet, tüm belgeler, neredeyse belgeler İngilizce'dir.

Okay.

Tamam aşkım.

But not much to speak English.

Ama İngilizce konuşmak için fazla bir şey yok.

Sometimes.

Bazen.

I see.

Anlıyorum.

We make video conference.

Video konferans yapıyoruz.

We often have.

Sık sık yaparız.

I see.

Anlıyorum.

Okay, so English is important for your career.

Tamam, yani İngilizce kariyerin için önemli.

Very important for me.

benim için çok önemli

Okay, great!

Tamam harika!

Tell me a little bit more about why you are learning English.

Neden İngilizce öğrendiğin hakkında biraz daha bilgi ver .

Why are you working hard on your fluency?

Neden akıcılığınız üzerinde çok çalışıyorsunuz?

For my job and the other things, it's just interesting and fun to start English, to learn

İşim ve diğer şeyler için, İngilizceye başlamak, İngilizce öğrenmek ilginç ve eğlenceli

English.

.

How did you find Go Natural English?

Go Natural English'i nasıl buldunuz?

Do you remember?

Hatırlıyor musun?

Last year in December, I got some email from...

Geçen yıl Aralık ayında, bir e-posta aldım...

I joined some English club to learn English.

İngilizce öğrenmek için bir İngiliz kulübüne katıldım.

So, I thought...

Ben de düşündüm ki... o

at the time I forgot the club for learning English.

zamanlar İngilizce öğrenmek için kulübü unuttum .

Later, the leader for the club sends an email about you so, at the time, I got your information.

Daha sonra kulüp lideri sizinle ilgili bir e-posta gönderdi ve o sırada bilgilerinizi aldım.

So I checked YouTube and email, I mean internet, Google.

Bu yüzden YouTube'u ve e-postayı kontrol ettim, interneti, Google'ı kastediyorum.

I used Google.

Google'ı kullandım.

So I found you.

Ben de seni buldum.

Well you joined the Fluent Communication course and I want to say thank you for that!

Akıcı İletişim kursuna katıldınız ve bunun için size teşekkür etmek istiyorum!

Can you tell me how is your experience?

Bana deneyimin nasıl olduğunu söyleyebilir misin?

Let me ask you, have you learned something?

Sorayım, bir şey öğrendin mi?

I'm learning week seven now, week seven or eight.

Şimdi yedinci haftayı öğreniyorum, yedinci veya sekizinci hafta.

Every morning, I download what I see or watched in your course.

Her sabah kursunuzda gördüklerimi veya izlediklerimi indiriyorum .

Great.

Harika.

So every day I listen.

O yüzden her gün dinliyorum.

Great.

Harika.

The downloaded file.

İndirilen dosya.

[Inaudible] download by file.

[Duyulmuyor] dosyaya göre indirme.

Great.

Harika.

Do you practice repeating or speaking sometimes ?

Bazen tekrarlama veya konuşma alıştırması yapıyor musunuz ?

Yeah.

Evet.

Good.

İyi.

Every morning, I am early bird, so every morning I went to company and there I practice.

Her sabah erkenciyim, bu yüzden her sabah şirkete gider ve orada antrenman yaparım.

I have practiced the course.

Kursu uyguladım.

Do you feel that you're English has improved?

İngilizcenizin geliştiğini düşünüyor musunuz?

Have you learned some new words?

Yeni kelimeler öğrendin mi?

Have you been able to improve your pronunciation or vocabulary?

Telaffuzunuzu veya kelime dağarcığınızı geliştirebildiniz mi? İngilizce konuşanlardan

I feel it's easier to get some word from, word or sentence from English speakers.

bir kelime, kelime veya cümle almanın daha kolay olduğunu düşünüyorum.

Great.

Harika.

Wonderful.

Müthiş.

I'm very happy to hear that.

Bunu duyduğuma çok sevindim.

I'm very happy to hear that.

Bunu duyduğuma çok sevindim.

That's great.

Bu harika. Size

Let me ask you, is there something else has changed since you started the course?

sorayım, kursa başladığınızdan bu yana değişen başka bir şey var mı?

Have you noticed any other progress?

Başka bir ilerleme fark ettiniz mi?

In course I mention it get easier and the other strange thing is when I read some English

Tabii ki daha kolay olduğundan bahsediyorum ve diğer garip şey de bazı İngilizce

sentence, you know, the speed to understand is bester than last time.

cümleleri okuduğumda, bilirsiniz, anlama hızı geçen seferden daha iyi.

Nowadays, I have read Google mini news.

Bugünlerde Google mini haberlerini okudum.

Mini news?

Küçük haberler?

Breaking mini news in Google.

Google'da son dakika mini haberler.

Ah, okay, reading news?

Ah, tamam, haberleri okuyor musun?

Yeah.

Evet.

Great.

Harika.

Through other days, [inaudible] I can find news article.

Diğer günlerde [duyulmuyor] haber makalesi bulabilirim.

Wonderful.

Müthiş.

So it's...

Yani...

I got faster to understand the meanings.

Anlamları daha hızlı anladım.

That's wonderful!

Bu harika!

I think because you're learning new words, you're learning new phrasal verbs, and you're

Bence yeni kelimeler öğrendiğin için, yeni deyimsel fiiller öğreniyorsun ve

practicing more, so it becomes easier.

daha çok pratik yapıyorsun, bu yüzden daha kolay oluyor.

Yeah.

Evet.

That's wonderful.

Bu harika.

And I can hear, I can practice also that article.

Ve duyabiliyorum, o makaleyi de uygulayabiliyorum.

They gave me some MP3 and just PDF file, very small.

Bana biraz MP3 ve çok küçük bir PDF dosyası verdiler .

One minute?

Bir dakika?

One minute.

Bir dakika.

It's very simple article but nowadays it's easier.

Çok basit bir makale ama günümüzde daha kolay.

It's comfortable to understand, to speak.

Anlaması, konuşması rahat.

Oh, that's wonderful.

Bu harika.

That must feel so good to be able to understand faster and faster.

Daha hızlı ve daha hızlı anlayabilmek çok iyi hissettiriyor olmalı.

Are you preparing for something special in English, like a test or an interview?

Sınav veya mülakat gibi özel bir İngilizce şeye mi hazırlanıyorsunuz?

Or are you learning English in general to improve your life and your career?

Yoksa genel olarak hayatınızı ve kariyerinizi geliştirmek için mi İngilizce öğreniyorsunuz?

I'd like to keep learning English.

İngilizce öğrenmeye devam etmek istiyorum.

Great.

Harika.

Not just for my job or not just for something.

Sadece işim için ya da herhangi bir şey için değil.

I want to enjoy learning English.

İngilizce öğrenirken eğlenmek istiyorum.

Great.

Harika.

Yes.

Evet.

So it's very interesting.

Bu yüzden çok ilginç.

It's...

Bu...

I would want know English [inaudible] I want watch without any...

İngilizce bilmek isterdim [duyulmuyor] Herhangi bir...

Subtitles.

Altyazısız izlemek istiyorum.

Yeah, subtitles.

Evet, altyazılar.

Translation?

Tercüme?

Subtitles.

Altyazılar.

That's my ideal.

Bu benim idealim.

That's great!

Bu harika!

That's a fun goal!

Bu eğlenceli bir gol!

Very fun.

Çok eğlenceli. Konuşma kaydımızı kullanarak Speak Pipe

It will benefit you a lot to practice using Speak Pipe, using our speaking recording.

kullanarak pratik yapmanız size çok fayda sağlayacaktır .

So try it!

Öyleyse dene!

When if you feel shy, it's okay.

Ne zaman utangaç hissediyorsan, sorun değil.

We're here to help and it's a safe place to practice.

Yardım etmek için buradayız ve pratik yapmak için güvenli bir yer . Size

We won't laugh at you!

gülmeyeceğiz!

We will just be happy to hear from you.

Sizden haber almaktan mutlu olacağız.

You can practice your homework.

Ödevini pratik yapabilirsin.

You can just practice anything you like, if you just want to say, "Hello, this is Jason.

"Merhaba, ben Jason.

I would like to say hello.

Merhaba demek istiyorum.

I would like to say have a good week."

İyi haftalar demek istiyorum."

Something very simple is okay, just to get started.

Çok basit bir şey tamam, sadece başlamak için.

Okay, I'll challenge that.

Tamam, buna meydan okuyacağım.

Yeah.

Evet.

Challenge yourself.

Kendinle yarış.

It doesn't have to take a long time.

Uzun zaman alması gerekmiyor.

I know.

Biliyorum.

You can take ten, fifteen minutes and it can be very fast but ten or fifteen minutes every

On, on beş dakika ayırabilirsiniz ve çok hızlı olabilir ama her gün on veya on beş dakika

day will make a big difference.

büyük bir fark yaratacaktır.

Well, have a very good night.

Pekala, çok iyi geceler.

Get some good rest.

Biraz dinlen.

And I hope that you make it through audit season.

Ve umarım denetim sezonunu atlatırsın.

Go, go, go!

Yürü! Yürü! Yürü!

Thank you!

Teşekkür ederim!

Thank you, Jason.

Teşekkürler, Jason.

Have a good night!

İyi geceler!

Yeah.

Evet.

Goodnight!

İyi geceler!

Okay.

Tamam aşkım.

Bye.

Hoşçakal.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Bye.

Hoşçakal.

Bye.

Hoşçakal.

Bye.

Hoşçakal.