How to communicate effectively & GET RESULTS!

Hello.

Merhaba.

My name's Ronnie.

Benim adım Ronnie.

Are you a mother or a father, or a teacher or someone?

Sen anne misin, baba mı yoksa öğretmen mi ya da biri?

Are you someone?

Sen biri misin

Are you a human?

Sen bir insan mısın?

Me too.

Ben de.

I want to tell you something that's really, really cool and amazing.

Sana gerçekten bir şey söylemek istiyorum. gerçekten harika ve şaşırtıcı.

The way that we speak to students or the way that you speak to children or even other people,

Öğrencilerle konuşma şeklimiz veya Çocuklarla ve hatta diğer insanlarla konuştuğunuzu

if you're a boss or you are a manager of someone or of a company - it's very, very important

eğer patronsan ya da birisinin müdürüysen veya bir şirketin - bu çok çok önemli

the way that you speak to people because if you are very direct with people, they will

insanlarla konuşma şeklin, çünkü eğer sen insanlara karşı çok doğrudan

not respond to you, and they will close down, they will lose their confidence, and they

size cevap vermeyin, kapanacaklar güvenlerini kaybedecekler ve

will not do what you need them to do.

Onlara yapmanız gerekenleri yapmayacağım.

I'm a teacher.

Ben bir öğretmenim.

Surprise.

Sürpriz.

And in a classroom, there is certain language that you can use to help students motivate them...

Ve sınıfta belli bir dil var. Öğrencilerin onları motive etmelerine yardımcı olmak için kullanabileceğini ...

To help motivate students, and there's also certain language that you can use with children

Öğrencileri motive etmeye yardımcı olmak için çocuklarla kullanabileceğiniz belirli bir dil

or with employees to help motivate them or encourage them.

veya onları motive etmek için çalışanlarla veya onları cesaretlendirin.

So, what I'm going to teach you today is English phrases that you probably use, and maybe they're

Peki, bugün size öğreteceğim şey İngilizce Muhtemelen kullandığınız ifadeler ve belki onlar

not getting the results that you need in your place of work, at home with children, or in

İhtiyacınız olan sonuçları almamak iş yeri, evde çocuklar veya

a classroom.

sınıf.

And the reason why is it's because how people react to what you say.

Ve sebebi bunun sebebi, insanlar nasıl. söylediklerine tepki göster.

If someone throws you negative energy, you're not going to respond very well to them.

Birisi size negatif enerji atarsa, Onlara çok iyi cevap vermeyeceğim.

For example, if you're upset and someone says: -"Just relax.

Örneğin, eğer üzgünsünüz ve birisi diyorsa: -"Rahatla.

Don't worry."

Endişelenme.

-"Don't tell me to relax.

- "Sakinleşmemi söyleme bana.

I'm angry."

Sinirliyim."

The worst thing you can do is tell someone to relax, because it makes it worse.

Yapabileceğin en kötü şey birilerine anlatmak Rahatlamak, çünkü daha da kötüleşiyor.

So, I'm going to go through some harsh phrases and how to make them softer to encourage people

Bu yüzden bazı sert ifadeler geçeceğim ve insanları cesaretlendirmek için nasıl daha yumuşak hale getirileceğini

to get them to do what you want.

İstediklerini yapmalarını sağlamak için.

"Manipulation" is another word.

"Manipülasyon" başka bir kelimedir.

So, as a teacher, I know that sometimes students do not understand something.

Yani, bir öğretmen olarak, bazen öğrencilerin olduğunu biliyorum bir şey anlamadım

Now, I know because of their faces; they have a blank stare, or they look around, or they

Şimdi yüzlerinden dolayı biliyorum; onlar sahip boş bir bakış ya da etrafına bakıyorlar ya da

look at the ground.

yere bak.

So, as a teacher, you say: "Okay.

Demek öğretmen olarak diyorsunuz ki: "Tamam.

Do you have any questions?"

Sormak istediğiniz bir şey var mı?"

And, of course, you are shy.

Ve elbette utangaçsın.

You don't want to ask the teacher a question.

Öğretmene bir soru sormak istemezsin.

Maybe you will look stupid if you ask the teacher a question.

Belki sorarsan aptal görüneceksin öğretmen bir soru.

So, teachers, instead of saying: "Do you have any questions?" and waiting in silence, it

Öyleyse öğretmenler demek yerine: "Sizde var mı Herhangi bir sorunuz var mı? "ve sessizlik içinde bekliyor

would be better to say: "I'm here to help.

"Yardım etmek için buradayım.

Please ask me."

Lütfen bana sorun."

It's the same thing if you are in a job, or you are the manager of someone, or you are

Bir işte çalışıyorsanız aynı şey veya sen birinin menajerisin, veya

the boss of someone.

birinin patronu.

Instead of saying: "Do you have any questions?" you can be nice and say: "I'm here to help

"Bir sorunuz var mı?" Demek yerine. Kibar olabilirsin ve şöyle diyebilirsin: "Yardım etmek için buradayım

you, so please ask me questions.

lütfen bana sorular sorun.

Feel free to ask me questions."

Bana sorular sormakta özgürsün. "

This makes you more approachable.

Bu sizi daha ulaşılabilir hale getirir.

"Approachable" means easier to talk to, because you need to make sure that the people respect

"Yaklaşılabilir" konuşması daha kolay, çünkü insanların saygı duyduğundan emin olmalısın

you, and then you can have a good relationship, whether it be in the classroom, at a job,

siz ve sonra iyi bir ilişkiniz olabilir. Sınıfta mı, bir işte mi,

or with your children, or anyone really.

veya çocuklarınızla ya da gerçekten herhangi biriyle.

"Why don't you understand?

"Neden anlamıyorsun?

Oh my god, you're so stupid."

Aman Tanrım, çok aptalsın. "

So, obviously there is a problem; maybe with instructions, or language, or communication.

Yani, belli ki bir sorun var; belki ile talimatlar veya dil veya iletişim.

Instead of asking the person: "Why don't you understand?" because they don't know why they

İnsana sormak yerine: "Neden yapmıyorsun? anladın mı? "çünkü neden olduklarını bilmiyorlar

understand, you could say something like: "Oh, hey.

anla, şöyle bir şey söyleyebilirsin: "Selam.

Let me show you again."

Sana tekrar göstereyim. "

Or: "Let me tell you again how to do it."

Veya: "Size nasıl yapılacağını tekrar söyleyeyim."

Again, you're taking the person and making them help you.

Yine, kişiyi alıyorsun ve Sana yardım etmelerini sağlıyorum.

You want to help the person.

Kişiye yardım etmek istiyorsun.

You don't want the person to feel stupid or feel not good about themselves; you want to

Kişinin kendini aptal hissetmesini istemiyorsun. kendilerini iyi hissetmediklerini; istiyorsun

encourage people in a classroom, you want to encourage your children to learn.

Bir sınıftaki insanları teşvik etmek, istediğiniz çocuklarınızı öğrenmeye teşvik etmek.

As soon as you stop doing that, people shut off; they don't want to learn from you, they

Bunu yapmayı keser kesmez, insanlar susar kapalı; senden öğrenmek istemiyorlar, onlar

don't want to take guidance from you, especially in a job.

özellikle sizden rehberlik almak istemiyorum bir işte.

You're supposed to be a leader if you're a manager.

Eğer bir lider olmanız gerekiyorsa yöneticisi.

You're supposed to give people guidance.

İnsanlara rehberlik etmen gerekiyordu.

And if you don't do that properly, no one's going to follow you.

Ve bunu düzgün yapmazsan, hiç kimse seni takip edeceğim

Your team, it's not going to work too well.

Takımın, pek işe yaramayacak.

So: "Shut up!

Yani: "Kapa çeneni!

Oh my god!"

Aman Tanrım!"

I understand, as a parent, children are loud, or in a classroom the classroom gets crazy;

Anladığım kadarıyla ebeveyn olarak çocuklar çok gürültülü. veya bir sınıfta sınıf delirir;

students are loud.

öğrenciler yüksek sesle.

You want to just scream: "Shut up!" or "Be quiet!"

Sadece bağırmak istiyorsun: "Kapa çeneni!" veya "Ol sessiz!"

Okay, do it.

Tamam, yap.

But if that doesn't work, another method you could say is, especially to children: "Please

Ama bu işe yaramazsa, başka bir yöntem diyebiliriz, özellikle çocuklara: "Lütfen

speak in a quieter voice."

sessiz bir sesle konuş. "

So, maybe your kids are running around the house, screaming and yelling, or they're just

Yani, belki çocuklarınız etrafta koşuşturuyor. ev, çığlık atıp bağırıyorlar ya da sadece

so excited: "Wah!

çok heyecanlı: "Wah!

Oh my god!"

Aman Tanrım!"

That's good.

Bu iyi.

It's good to show excitement, but it's better to say to them: "Please talk in a quieter

Heyecan göstermek güzel, ama daha iyi Onlara söylemek gerekirse: "Lütfen daha sessiz konuşun

voice.

sesi.

Please be more quiet.

Lütfen daha sessiz ol.

You don't have to stop talking, but just keep the level down."

Konuşmayı kesmek zorunda değilsin, ama sadece devam et aşağı seviye. "

There's something I think from The Simpsons, and they had a thing: "Inside voice and outside voice."

Simpsonlardan düşündüğüm bir şey var. ve bir şeyleri vardı: "İç ses ve dış ses."

So, when you go outside, you have to speak louder because there's more interference;

Yani, dışarı çıktığında konuşmak zorundasın. yüksek sesle daha fazla girişim var;

when you're inside, your voice should be quieter.

İçerideyken sesin daha sessiz olmalı.

So, some people say: "Use your inside voice", which means be a little quieter.

Bazı insanlar şöyle der: "İç sesinizi kullanın", Bu biraz daha sessiz olmak anlamına gelir.

Do you know people that use their outside voice all the time?

Dışlarını kullanan insanları tanıyor musunuz? her zaman ses mi?

Like on the phone: "Hey, Mom!

Telefondaki gibi: "Hey anne!

How's it go-..."

Nasıl gidiyor?

Hey.

Hey.

Don't yell at the phone; your Mom can hear you.

Telefona bağırma; annen duyabilir sen.

This is a problem with children, with other people who aren't children (adults) - a lot

Bu diğer çocuklarla birlikte çocuk olmayan insanlar (yetişkinler) - çok fazla

of kids like to say bad words.

Çocuklar kötü sözler söylemeyi severler.

I say bad words.

Kötü sözler söylüyorum.

But you don't want your child to go to school and tell someone off or use bad words to children

Ama çocuğunun okula gitmesini istemiyorsun ve birine söyleyin ya da çocuklara kötü sözler kullanın

because it's not cool.

çünkü havalı değil.

So, you can say to your child: "Hey, hey, hey.

Yani çocuğunuza şöyle diyebilirsiniz: "Hey, hey, Hey.

Do you know what?

Ne var biliyor musun?

Let's... let's please speak with respect to other people.

Hadi ... haydi lütfen saygıyla konuşalım diğer insanlar.

You might be angry right now or you might have a problem, but bad words do not solve anything.

Şu an kızgın olabilirsin ya da Bir problemin var ama kötü kelimeler hiçbir şeyi çözmez.

Let's talk with respect and try and work out the problem."

Saygı ile konuşalım ve deneyelim sorunu çöz. "

It's the same in an office.

Bir ofiste aynı.

If two office...

Eğer iki ofisten sonra ...

If co-workers are going crazy, and they're...

İş arkadaşları çıldırıyorsa ve onlar ...

They're: "Ah!"

Onlar: "Ah!"

They hate each other, they want to kill each other or there's a problem - don't use bad

Birbirlerinden nefret ediyorlar, birbirlerini öldürmek istiyorlar diğer ya da bir sorun var - kötü kullanmayın

words because, again, that escalates into violence.

kelimeler çünkü tekrar yükselişe geçiyor şiddet.

Oh, that's chaos.

Oh, bu kaos.

Not that bad, but it just has bad energy.

O kadar da kötü değil, ama sadece kötü bir enerjiye sahip.

So, try and get the person to use a calmer voice and talk about things.

Öyleyse denemek ve daha sakin bir şekilde kullanmasını sağlamak seslendir ve şeyler hakkında konuş.

This is really good for children because kids love to do this.

Bu çocuklar için gerçekten çok iyi çünkü çocuklar Bunu yapmayı seviyorum.

I guess I'm a kid; I like to make a mess, too.

Sanırım ben bir çocuğum; Ben bir karışıklık yapmak istiyorum çok.

So, kids like to make a mess.

Yani, çocuklar karışıklık yapmak ister.

"Make a mess" means put things everywhere, get things dirty, colour on things, leave

"Dağınıklık yapmak" her yere bir şeyler koymak anlamına gelir. Kirletmek, şeyleri renklendirmek, bırakmak

toys everywhere.

her yerde oyuncak.

Kids do this; it's natural.

Çocuklar bunu yapar; bu doğal.

And you get angry because you have to clean it.

Ve sinirleniyorsun çünkü onu temizlemek zorundasın.

But, hey, how about you get your kid to clean it?

Ama, hey, çocuğunu temizlemeye ne dersin?

How about you teach them how to be responsible with their things?

Onlara nasıl sorumlu olunacağını öğretmeye ne dersin? eşyalarıyla mı?

So, instead of saying: "Ah, you made a mess!" you can say: "Woo!

Yani, yerine: "Ah, bir karmaşa!" "Woo!

It looks like you had fun today.

Bugün eğlenmiş gibisin.

Let's clean it up now.

Şimdi temizleyelim.

I'll help you."

Sana yardım edeceğim."

Or: "You'll clean this up and it'll be better."

Veya: "Bunu temizleyeceksin ve daha iyi olacak."

You want to encourage the child to clean up his or her own mess.

Çocuğu temizlemeye teşvik etmek istiyorsun onun kendi karışıklığı.

Not you; you're not the maid of your child.

Sen değil; sen çocuğunun hizmetçisi değilsin.

You want to teach the kid responsibility and how to do things for themselves; very important.

Çocuğun sorumluluğunu öğretmek istersin ve kendileri için bir şeyler nasıl yapılır; çok önemli.

Next one.

Sıradaki.

Now, this is something that is very frustrating.

Şimdi, bu çok sinir bozucu bir şey.

You give people instructions at a job, in a classroom, or for anyone, and they do it

İnsanlara bir işte talimatlar veriyorsunuz. Bir sınıf veya herkes için

wrong or they just don't do it, and you say: "Oh my god.

yanlış mı yoksa sadece yapmazlar mı diyorsunuz: "Aman Tanrım.

I already told you how to do this.

Sana bunun nasıl yapıldığını söylemiştim.

Why didn't you do it the correct way?

Neden doğru şekilde yapmadın?

What's wrong with you?"

Neyin var?"

So this shuts the person down; they will not want to do anything for you again.

Yani bu kişiyi kapatıyor; Yapmazlar senin için tekrar bir şey yapmak istiyorum.

So, instead of saying this, you can say: "Oh, do you know what?

Yani, bunu söylemek yerine, şöyle diyebilirsiniz: "Ah, ne var biliyor musun?

Let me give you another example of how I want you to do this or how this could be done."

Size nasıl istediğime dair başka bir örnek vereyim Bunu ya da bunun nasıl yapılabileceğini sen yap. "

Maybe the person didn't really understand you, and that's why they didn't do it the

Belki de kişi gerçekten anlamadı sen ve bu yüzden yapmadılar

way you wanted them to, or they're just being disrespectful.

Onları istediğin gibi ya da sadece saygısızlık ediyorlar.

You always have to find out the proper situation first.

Her zaman önce uygun durumu bulmak zorundasın.

Is the person doing this because they just want to, or do they clearly not understand

Bunu yapan kişi mi? istiyorum ya da açıkça anlamadılar mı

what's happened?

Ne oldu?

If that's the case, give them another example, tell them again, help them.

Bu durumda, onlara başka bir örnek verin, tekrar anlat onlara yardım et.

If you help them, they help you; it's a two-way street.

Onlara yardım edersen, sana yardım ederler; bu iki yönlü bir sokak.

This is a big one, too.

Bu da büyük bir tane.

Now, people overreact all the time.

Şimdi, insanlar her zaman aşırı tepki gösteriyor.

And as I told you at the beginning: "Relax.

Ve sana en başında söylediğim gibi: "Rahatla.

Oh my god.

Aman Tanrım.

You're taking life too seriously."

Hayatı fazla ciddiye alıyorsun. "

Well, everyone is entitled to their own emotions.

Eh, herkes kendi duygularına sahiptir.

If something makes you angry or something makes you sad, that's fine; those are your

Bir şey seni sinirlendiriyorsa veya seni üzüyor, sorun değil; bunlar senin

emotions, and you have the right to express them any way you want.

Duyguları ifade etme hakkınız var. Onları istediğiniz şekilde.

But if you tell someone: "You're overreacting!

Ama eğer birine söylersen: "Aşırı tepki veriyorsun!

Relax!

Rahatlayın!

Calm down!" this makes the person sadder, makes them cry more, or it makes them more angry.

Sakin ol! "Bu kişiyi üzüyor, onları daha fazla ağlatır ya da daha çok kızdırır.

You don't want to do that.

Bunu yapmak istemiyorsun.

You want the person to relax, but without telling them.

Kişinin rahatlamasını istersiniz, ancak onlara anlatmak.

So, you can say: "Hey, hey, hey.

Yani şöyle diyebilirsiniz: "Hey, hey, hey.

Don't worry."

Endişelenme.

Maybe you give your child a task to do and they can't do it, say: "Don't worry.

Belki çocuğuna yapması gereken bir görev verirsin ve Yapamazlar, "Endişelenme.

Try it again.

Tekrar dene.

You can do it."

Bunu yapabilirsin."

You need to encourage children, you need to encourage people if they fail to do it again,

Çocukları cesaretlendirmelisin, insanları bir daha yapmazlarsa cesaretlendirin,

and again, and again.

ve tekrar ve tekrar.

By this time, just give up.

Bu zamana kadar, sadece pes.

I mean, come on.

Yani, hadi ama.

They're never going to do it.

Asla yapmayacaklar.

But you need to tell them to at least try to do it.

Ama onlara en azından yapmayı denemelerini söylemelisin.

It's kind of like me and math.

Benim ve matematik gibi bir şey.

I'm terrible in math, and I just gave up.

Matematikte kötüyüm ve ben de pes ettim.

Now I have a calculator.

Şimdi bir hesap makinem var.

Yes.

Evet.

Thank you, cell phones.

Teşekkürler cep telefonları.

Math teachers, I don't need your help.

Matematik öğretmenleri, yardımına ihtiyacım yok.

Another thing that we do because we understand more than a student, or more than a child,

Yaptığımız bir şey daha var çünkü anlıyoruz Bir öğrenciden daha fazla veya bir çocuktan daha fazlası,

or maybe more than a worker is we tell people: "What?

ya da belki bir çalışandan daha fazla insanlara şunu söylüyoruz: "Ne?

It's not hard; it's easy.

Zor değil; bu kolay.

Come on.

Haydi.

Why can't you do this?"

Bunu neden yapamıyorsun?

So, this makes the person feel stupid.

Yani, bu kişi kendini aptal hissettiriyor.

"Oh my god.

"Aman Tanrım.

I can't do this."

Bunu yapamam. "

Especially children, if you say: "Come on, you can...

Özellikle çocuklar, eğer diyorsan: "Hadi, yapabilirsin...

Why can't you do this?" the child feels like they don't want to try even.

Bunu neden yapamazsın? "Çocuk gibi hissediyor denemek bile istemiyorlar.

So, again, you're going to encourage them.

Yani, tekrar, onları teşvik edeceksin.

Say: "Do you know what?

De ki: "Ne olduğunu biliyor musun?

Oh, this is hard for you; that's okay.

Oh, bu senin için zor; sorun yok.

Let me help you.

Sana yardım edeyim.

You can do it."

Bunu yapabilirsin."

Again, when you encourage people, it makes them want to try the thing again.

Yine, insanları cesaretlendirdiğinizde, onlar tekrar şeyi denemek istiyorlar.

So, if you are a teacher in a classroom and you're having control issues with your class,

Yani, eğer sınıfta öğretmen iseniz ve sınıfınızla kontrol sorunları yaşıyorsanız,

or if you are a mother or a father or a babysitter or you have kids around you and you need them

veya eğer bir anne veya baba veya bakıcıysanız veya etrafınızda çocuklar var ve onlara ihtiyacınız var

to follow your instructions and respect you, if you're a boss at a job or a manager and

talimatlarını takip etmek ve sana saygı duymak, eğer bir işte patronsanız veya bir menajerseniz ve

the employees aren't working well together - I want you to examine yourself.

çalışanlar birlikte iyi çalışmıyor - Kendini incelemeni istiyorum.

I want you to look to see if you are a good leader; if you are using language that actually

İyi olup olmadığını görmek için bakmanı istiyorum lider; eğer gerçekten bir dil kullanıyorsanız

encourages people or most of the time-and I do this, too-we use language that makes

insanları veya zamanın çoğunu teşvik eder - ve Bunu yapıyorum, biz de yapan dili kullanıyoruz.

people close up and not want to help.

insanlar kapanıyor ve yardım etmek istemiyorlar.

So, take a look at yourself, and then you can help the people that need your guidance.

Öyleyse kendine bir bak, sonra sen Rehberliğinize ihtiyacı olan insanlara yardım edebilir.

This is all the tips I have for today.

Bugün için sahip olduğum tüm ipuçları bu.

Go out, have fun at work, and encourage people to be good.

Dışarı çık, işte iyi eğlen. ve insanları iyi olmaya teşvik edin.

Don't be evil.

Kötü olmayın.