STOP FREEZING in English when you CAN'T REMEMBER a word! Improve English Conversation

- Hello, everyone.

- Herkese merhaba.

And welcome back to English With Lucy.

English With Lucy'ye tekrar hoş geldiniz. Böyle bir şey

It's so annoying when it happens,

olduğunda çok sinir bozucu,

you are talking freely and happily in English,

özgürce ve mutlu bir şekilde İngilizce konuşuyorsun

and then (dramatic music) everything stops.

ve sonra (dramatik müzik) her şey duruyor.

The world stops, your mind stops,

Dünya durur, zihniniz durur

and most frustratingly,

ve en sinir bozucu şekilde

your conversation stops.

konuşmanız durur.

You've blocked.

Engelledin.

You can't find that perfect word.

O mükemmel kelimeyi bulamazsın.

You may even feel that you do actually know that word

Hatta bu kelimeyi gerçekten

deep in your head,

kafanızın derinliklerinde bildiğinizi hissedebilirsiniz,

you just can't remember it.

sadece hatırlayamazsınız. Belki de hiç

Perhaps, you don't even know it at all.

bilmiyorsun bile.

You're reaching for it,

Ona uzanıyorsun,

but it's just too far away.

ama o çok uzakta.

What can you do?

Ne yapabilirsin?

When I was actively learning Spanish,

Aktif olarak İspanyolca öğrenirken,

this happened to me all of the time.

bu her zaman başıma geldi.

I can still feel the anxiety in here.

Buradaki kaygıyı hâlâ hissedebiliyorum.

I'm now fluent in Spanish.

Artık akıcı bir şekilde İspanyolca konuşuyorum.

And although it happens with much less frequency,

Ve çok daha az sıklıkta olmasına rağmen,

it does still happen,

especially if I'm feeling a bit rusty.

özellikle kendimi biraz paslanmış hissediyorsam, yine de oluyor.

If you feel rusty in a language,

Bir dilde paslanmış hissediyorsanız,

it means that you haven't practised enough

yeterince pratik yapmamışsınız

and you've regressed slightly.

ve biraz gerilemişsiniz demektir.

I mean,

Demek istediğim,

I still get word block in English

hala İngilizce kelime bloğu alıyorum

and that's my mother tongue.

ve bu benim anadilim.

It happens to almost everyone.

Neredeyse herkesin başına gelir.

Today,

Bugün,

I am going to help you with your blockages (laughs)

blokajlarınızda size yardımcı olacağım (gülüyor)

and give you five things that you can use to fight

ve bununla mücadele etmek için kullanabileceğiniz beş şey vereceğim

against this.

. Tek

five things that you can do when you can't remember a word.

bir kelimeyi hatırlayamadığınızda yapabileceğiniz beş şey.

Number one,

Birincisi,

this is potentially the most exciting segment for me.

bu benim için potansiyel olarak en heyecan verici bölüm.

And I can't believe I haven't taught this to you before,

Ve bunu sana daha önce öğretmediğime inanamıyorum

because although these aren't real words,

çünkü bunlar gerçek kelimeler olmasalar da

they are very commonly used.

çok sık kullanılıyorlar.

They are called placeholder names.

Bunlara yer tutucu adlar denir.

So you can use placeholder names or unknown name terms

Böylece, aradığınız

in place of the word or phrase or name

kelime veya deyim veya isim yerine yer tutucu isimleri veya bilinmeyen isim terimlerini kullanabilirsiniz

that you're searching for.

.

Now in English,

Şimdi İngilizce'de

we have loads of these and we use them all the time.

bunlardan bir sürü var ve bunları her zaman kullanıyoruz.

My mum is constantly forgetting words and she comes up

Annem sürekli kelimeleri unutuyor ve eksik olan kelimeleri

with the most amazing placeholder names to replace

değiştirmek için en harika yer tutucu isimleri buluyor

the words that she is lacking.

.

So just to be clear,

Açık olmak gerekirse,

these are words that replace a word that we can't think of,

bunlar aklımıza gelmeyen,

we can't remember, or we don't know.

hatırlayamadığımız ya da bilmediğimiz bir kelimenin yerine geçen kelimelerdir.

So firstly,

İlk olarak, bir

we use lots of extensions of thing.

çok şeyin uzantısını kullanıyoruz.

We can say thingy, for example.

Şeyy diyebiliriz mesela.

And we typically use this to refer to a thing

Ve bunu genellikle adını bilmediğimiz bir şeye atıfta bulunmak için kullanırız

that we don't know the name of.

.

"The doctor gave me a thingy

"Doktor bana

to help me deal with my stress."

stresimle başa çıkmama yardımcı olacak bir ilaç verdi."

I might be referring to a stress ball or some fidget toy

Bir stres topundan ya da kıpır kıpır bir oyuncaktan

or something.

ya da başka bir şeyden bahsediyor olabilirim.

I don't know the word.

kelimeyi bilmiyorum.

So I use thingy.

Bu yüzden şey kullanıyorum.

I just think it's worth noting,

Sadece kayda değer olduğunu düşünüyorum,

this is all an informal speech.

bunların hepsi resmi olmayan bir konuşma.

We wouldn't use this in academic text or in exams

Bunu akademik metinlerde, sınavlarda

or in a business meeting.

veya bir iş toplantısında kullanmazdık.

Well, you might, it depends on the corporate vibe.

Yapabilirsin, bu kurumsal havaya bağlı.

Another very popular one is thingamajig,

Çok popüler olan bir diğer şey ise, şeyamajig,

thingamajig.

şeyamajig.

This can also refer to people.

Bu aynı zamanda insanlara atıfta bulunabilir.

So if you can't remember someone's name,

Yani birinin adını hatırlamıyorsanız,

"Did you talk to thingamajig last night?"

"Dün gece şeylajig ile konuştunuz mu?"

Did you talk to unknown person last night?

Dün gece bilinmeyen biriyle konuştun mu?

Thingamabob.

Şeymabob.

Thingamabob is almost exactly the same.

Thingamabob neredeyse tamamen aynı.

It can refer to objects or to people.

Nesnelere veya insanlara atıfta bulunabilir.

"Have you spoken to thingamabob recently?"

"Son zamanlarda şeymabob ile konuştun mu?"

I can't remember their name,

Adlarını hatırlayamıyorum,

I'm hoping you know who I'm talking about

umarım kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır

and can say their name for me.

ve benim adıma onların adını söyleyebilirsiniz.

Or, "My hairdresser gave me a thingamabob

Veya, "Kuaförüm

to help hold my hair in place."

saçımı sabit tutmam için bana bir şey verdi."

He gave me some hairspray,

Bana biraz saç spreyi verdi,

I'm guessing.

sanırım.

We also use some extensions of what as well,

Ayrıca what'ın bazı uzantılarını da kullanıyoruz,

watchermacallit.

watchermacallit.

A watchermacallit is very popular.

Bir bekçi macallit çok popülerdir.

"Did you pick up a watchermacallit at the shop?"

" Dükkândan bir bekçi macallit aldın mı?"

This could be anything, can of tomatoes,

Bu herhangi bir şey olabilir, bir kutu domates,

a watermelon.

bir karpuz.

Who knows?

Depends on the context.

Kim bilir?

Bağlama bağlıdır.

We also use whatsitsname.

Ayrıca whatsitsname kullanıyoruz.

Whatitsname.

Adı nedir?

Watchermacallit seems to be more for things

Watchermacallit insanlardan çok nesneler içinmiş gibi görünüyor

rather than people.

.

Whatsitsname can be people or things.

Whatsitsname insanlar veya şeyler olabilir.

"Did you see any whatsitsnames at the shop?"

"Mağazada herhangi bir whatsitsnames gördün mü ?"

Now we do have a few specifically for people.

Şimdi özellikle insanlar için birkaç tane var.

Whatshername or whatshisname?

Adı ne ya da adı ne?

There is another one, or two actually,

Aslında bir veya iki tane daha var,

'cause it's masculine and feminine

çünkü eril ve dişil,

that my mother uses a lot and therefore I have always

annem çok kullanıyor ve bu nedenle ben her zaman

used a lot.

çok kullandım.

But when I started using it with my fiance,

Ama nişanlımla birlikte kullanmaya başlayınca

he was quite surprised.

oldukça şaşırdı.

He thought it was quite rude.

Bunun oldukça kaba olduğunu düşündü.

It is whatsherface and whatshisface.

Neyin yüzü ve neyin yüzüdür.

If we can't remember the name of someone

Birinin adını hatırlamıyorsak

"Oh, did you see whatsherface?

"Aa, ne yüzünü gördün mü?

Whatsherface?"

Ne yüzü?"

Or, "Oh, whatshisface was there last night."

Veya, "Ah, dün gece orada ne suratı vardı?"

And I remember Will being really shocked

Ve Will'in

like, "Where did you learn these strange words?"

" Bu garip kelimeleri nereden öğrendin?"

But my mum uses them all the time.

Ama annem sürekli kullanıyor. Bu

So maybe note these ones down,

yüzden belki bunları bir yere not edin,

but be careful who

ancak onları kiminle kullandığınıza dikkat edin

you use them with. (laughing)

. (gülüyor)

Finally,

we use a lot placeholders with doo,

Son olarak,

doo, doo ile birçok yer tutucu kullanıyoruz

doo.

.

And it just goes to show that it depends on the family

Ve bu, bunun aileye bağlı olduğunu gösteriyor

because in my family, we never use placeholders with doo,

çünkü benim ailemde asla yer tutucuları doo ile kullanmayız

but in Will's family, they do use doo all the time.

ama Will'in ailesinde her zaman doo kullanırlar.

The one that they use a lot is doodah,

Çok kullandıkları doodah,

doodah.

doodah.

And this refers mainly to people, but also to things.

Ve bu esas olarak insanlara atıfta bulunur , ama aynı zamanda şeylere de atıfta bulunur.

So I think Will's mom told me once, "Oh doodah got engaged."

Sanırım Will'in annesi bir keresinde bana "Oh doodah nişanlandı" demişti.

I was thinking, "Doodah?

"Doodah?

Who's doodah?"

Doodah kim?" diye düşünüyordum.

But no, doodah is a name used when you can't remember

Ama hayır, doodah,

the person's name and you expect the other person to know

kişinin adını hatırlayamadığınızda ve diğer kişinin

who you're talking about.

kimden bahsettiğinizi bilmesini beklediğinizde kullanılan bir isimdir.

Doodad is the same thing,

Doodad aynı şeydir,

normally referring more to things.

normalde daha çok şeylere atıfta bulunur.

"Can you go into the garage

"Garaja gidip

and see if there are any doodads?"

herhangi bir pislik var mı bakabilir misin?"

And hopefully your speaking partner will understand

Ve umarız konuştuğunuz kişi

what you're talking about.

neden bahsettiğinizi anlayacaktır.

Now, number two is more of a general recommendation

Şimdi, iki numara daha çok genel bir öneri

and this segment is sponsored by Lingoda.

ve bu bölüm Lingoda tarafından destekleniyor.

It is study every day to try and avoid becoming rusty

as I did with Spanish.

İspanyolca ile yaptığım gibi paslanmaktan kaçınmak için her gün çalışmaktır.

Taking a class every day is a great way to avoid

Her gün ders almak paslanma probleminden kaçınmanın harika bir yoludur

that rustiness problem.

.

Lingoda are running their language sprint.

Lingoda dil sprintini yürütüyor.

With the language sprint,

Dil koşusu ile

you can learn to speak a language confidently

in three months,

üç ay içinde bir dili güvenle konuşmayı öğrenebilir,

gain 100% of your money back and get free access

paranızın %100'ünü geri kazanabilir ve

to the Cambridge Online Speaking Test.

Cambridge Çevrimiçi Konuşma Testi'ne ücretsiz erişim elde edebilirsiniz.

You just need to take one of their 24-7 classes

every day for three months and get your course fees

Üç ay boyunca her gün 7-24 derslerinden birini almanız ve kurs ücretlerinizi

completely refunded.

tamamen geri almanız yeterli.

Click on the link in the description box

to check the dates for this sprint.

Bu sprintin tarihlerini kontrol etmek için açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın.

Be quick.

Çabuk ol. Son

If you miss the deadline or the spaces are filled,

teslim tarihini kaçırırsanız veya boşluklar dolarsa,

you will miss out.

kaçırırsınız.

The Super Sprint offers a 100% refund

Süper Sprint %100 geri ödeme sunar

and there is also the lighter Regular Sprint option

ve ayrıca

with a 50% refund.

%50 geri ödemeli daha hafif Normal Sprint seçeneği de vardır.

You can join the sprint in English, French, German, Spanish,

Sprint'e başlangıç ​​seviyesinden ileri seviyeye kadar İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca

and business English from beginner to advanced level.

ve iş İngilizcesi dillerinde katılabilirsiniz . Bu fırsatı sizinle

I'm really happy to share this opportunity with you

paylaşmaktan gerçekten çok mutluyum

because I've had first hand experience of how effective

çünkü

the Lingoda language challenges can be.

Lingoda dil sınavlarının ne kadar etkili olabileceği konusunda ilk elden deneyim sahibi oldum.

They've transformed many of my students' lives.

Birçok öğrencimin hayatını değiştirdiler.

They love Lingoda because they can interact with amazing

Lingoda'yı seviyorlar çünkü harika

qualified teachers anytime, anywhere, any day.

nitelikli öğretmenlerle her zaman, her yerde, her gün etkileşim kurabiliyorlar.

Group sizes are really small and intimate

Grup boyutları,

with an average of just three students per class.

sınıf başına ortalama sadece üç öğrenciyle gerçekten küçük ve samimidir. Önceki Lingoda dil yarışmalarına

Over 30,000 people have participated in previous

30.000'den fazla kişi katıldı ve

Lingoda language challenges with many of them being able

birçoğu

to get in new jobs and overcome their fear of speaking.

yeni işlere girebildi ve konuşma korkularının üstesinden geldi.

So how can you participate?

Peki nasıl katılabilirsiniz?

Sign up for the sprint before the deadline

Sprint için son tarihten önce kaydolun

and pay the deposit to secure your spot.

ve yerinizi garanti altına almak için depozitoyu ödeyin.

You can use my code SCHOOL15 for €10 off.

SCHOOL15 kodumu 10 € indirim için kullanabilirsiniz.

Lingoda will refund your tuition fee in full,

Lingoda, yarışma kurallarına uyarak her sprint ayı içinde kararlaştırılan sayıda derse katılırsanız, öğrenim ücretinizi

along with your deposit if you attend the agreed

depozitonuzla birlikte tam olarak iade edecektir

number of classes within each sprint month,

by following the contest rules.

.

Remember places in the sprint are limited.

Sprint'teki yerlerin sınırlı olduğunu unutmayın.

This is a language school, places fill up.

Burası bir dil okulu, kontenjanlar doluyor.

So you have the link in the description box.

Yani açıklama kutusunda bağlantı var.

You have my discount code SCHOOL15, €10 off.

SCHOOL15, €10 indirimli indirim kodum sizde var.

What are you waiting for?

Ne için bekliyorsun?

Number three is try to describe the word using simple terms

Üçüncüsü, kelimeyi basit terimler

or generic terms.

veya genel terimler kullanarak tanımlamaya çalışmaktır.

Oftentimes, we over-complicate things by wanting to find

Çoğu zaman,

a very, very specific word.

çok çok özel bir kelime bulmayı isteyerek işleri aşırı karmaşık hale getiririz.

And as a result,

Ve sonuç olarak,

we put a stop to our conversation flow and in the end

konuşma akışımızı durdurur ve sonunda

make everything really awkward whilst we're trying

to desperately think of something.

umutsuzca bir şeyler düşünmeye çalışırken her şeyi gerçekten garip hale getiririz.

That can wait.

Bu bekleyebilir.

You can make a mental note and search for that word later.

Zihninize not alabilir ve o kelimeyi daha sonra arayabilirsiniz.

I think it's better to just search for a simple word

Bence

that is good enough in the moment.

şu anda yeterince iyi olan basit bir kelime aramak daha iyi.

For example, imagine you can't remember the word puppy.

Örneğin, köpek yavrusu kelimesini hatırlamadığınızı hayal edin.

You could just say baby dog.

Sadece yavru köpek diyebilirsin.

It's not overly correct,

Aşırı derecede doğru değil,

but it will do.

ama yapacak.

Or if you can't remember the word paediatrician,

Veya çocuk doktoru kelimesini hatırlamıyorsanız,

you could just say a doctor for children.

sadece çocuklar için doktor diyebilirsiniz.

That leads me on to number four.

Bu beni dört numaraya götürüyor.

If it's a little more complex,

Biraz daha karmaşıksa, bir

you could try to describe the purpose or the use

for something or someone.

şeyin veya birinin amacını veya kullanımını açıklamaya çalışabilirsiniz.

For example,

Örneğin,

if you wanted someone to pass you a pencil sharpener,

birinin size bir kalemtraş vermesini istediyseniz

but you can't think of the word,

ama aklınıza kelime gelmiyorsa,

you could say, "Oh, can you pass me that thing

"Ah,

that's used for making pencils pointed?"

kalemleri sivriltmek için kullanılan şu şeyi bana uzatabilir misiniz?" diyebilirsiniz.

I've just said the use.

Sadece kullanımını söyledim.

And it's very clear what I would like.

Ve ne istediğim çok açık.

Another example, say,

Başka bir örnek, diyelim ki,

I've met someone and they are really nice

biriyle tanıştım ve o gerçekten iyi biri

and they are a librarian and I'm trying to describe them

ve o bir kütüphaneci ve ben onu birine tarif etmeye çalışıyorum

to someone but I've forgotten the word librarian,

ama kütüphaneci kelimesini unuttum, "

I could say, "They work in the place where

Onlar orada çalışıyorlar" diyebilirdim.

you can borrow books."

kitap ödünç alabilirsin."

Librarian, very clear, very obvious.

Kütüphaneci, çok açık, çok açık.

The final recommendation, number five,

Son tavsiye olan beş numara,

is to use approximations.

tahminleri kullanmaktır.

This is when you use phrases such as,

Bu, sanki,

it's like, it's sort of, it's kind of,

bu biraz, bu tür, bu tür gibi, bu

it's kind of like, it's sort of like.

tür gibi gibi ifadeler kullandığınız zamandır.

An example is the word jumpsuit or romper

Bir örnek, Amerikan İngilizcesindeki jumpsuit veya romper kelimesidir

in American English.

.

If I don't know the exact word for that,

Bunun için tam kelimeyi bilmiyorsam,

I would say, "It's kind of like a dress,

"Bir tür elbise gibi

but with trousers as well.

ama pantolonlu da var.

So hopefully even if you didn't know what a jumpsuit

Umarım tulumun

or a romper is,

veya tulumun ne olduğunu bilmiyorsanız bile,

you might now understand it because I've described it

şimdi öğrenebilirsiniz" derdim. anlayın çünkü onu

as a dress but with trousers or shorts.

bir elbise ama pantolon veya şort olarak tanımladım.

Now using three, four and five instigates

Şimdi üç, dört ve beş kullanmak

a great learning opportunity.

harika bir öğrenme fırsatı sunuyor.

The chances are that your speaking partner

Konuşma partnerinizin aradığınız

will know the words that you are searching for

kelimeleri bilmesi

and they can help you as well.

ve size yardımcı olması muhtemeldir.

You can set this off by saying at the beginning

of a conversation, "By the way, if I use the wrong word,

Bir konuşmanın başında "Bu arada, yanlış kelime kullanırsam,

feel free to correct me.

beni düzeltmekten çekinmeyin. Sözümü

Don't feel rude to interrupt me."

kesmek için kendini kaba hissetme."

I always said this in Spanish and it was amazing

Bunu her zaman İspanyolca söyledim ve

how much people genuinely wanted to help me.

insanların gerçekten bana yardım etmek istemesi inanılmazdı. Hatalarıma birlikte

And it was really nice when we could laugh

gülebildiğimizde gerçekten güzeldi

at my mistakes together,

,

'cause let's face it, when you're learning a new language,

çünkü kabul edelim, ne zaman yeni bir dil öğreniyorsun o dilde şaka

it isn't easy to make jokes in that language.

yapmak kolay değil

So a really nice way to have a laugh is to laugh at yourself

yani gülmenin gerçekten güzel bir yolu kendine

and your language mistakes.

ve yaptığın dil hatalarına gülmek karşındakini

I think it also makes the other person feel more comfortable

de rahatlatıyor bence

as well.

ayrıca.

Right.

Doğru.

That's it for today's lesson.

Bugünün dersi bu kadar.

I hope you enjoyed it

Umarım beğenmişsinizdir

and I hope you learned something.

ve umarım bir şeyler öğrenmişsinizdir. Dil engelini aşmak için

If you have any more ideas or recommendations for overcoming

başka fikirleriniz veya önerileriniz varsa

language block,

,

please leave them down below in the description box.

lütfen bunları aşağıdaki açıklama kutusuna bırakın.

No, don't put them in the description box,

Hayır, yapma' Açıklama kutusuna koyma,

put them in the comments section.

yorumlar bölümüne koy. Açıklama

The description box is mine.

kutusu benim.

The comments section is yours.

Yorumlar bölümü sizin.

Also feel free to share any funny language block moments

Ayrıca yaşadığınız komik dil bloğu anlarını,

you've had,

times where there is just a word that is

sadece bir kelimenin olduğu zamanları paylaşmaktan çekinmeyin.

impossible to describe.

tarifi imkansız.Lingoda

Don't forget to check out the Lingoda Language Sprint.

Dil Sprintine göz atmayı unutmayın.

The link is in the description box,

Bağlantı,

along with all the dates and you can use my code, SCHOOL15

tüm tarihlerle birlikte açıklama kutusundadır ve benim kodum olan SCHOOL15'i

for a €10 discount on your deposit.

depozitonuzda 10€ indirim için kullanabilirsiniz.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram, and my Twitter.

Facebook'um, Instagram'ım ve Twitter'ım var.

You can now sign up to receive emails from me.

Artık benden e-posta almak için kaydolabilirsiniz.

The link is down in the description box as well,

Bağlantı açıklama kutusunda da var,

Very exciting.

Çok heyecan verici.

And I have my new vlogging channel.

Ve yeni vlog kanalım var.

It's not so new anymore.

Artık çok yeni değil.

My vlogging channel,

Vlog kanalım,

I'll be uploading a vlog very, very soon

çok ama çok yakında bir vlog yükleyeceğim.

If not already, who knows?

Henüz yüklemediyseniz kim bilir?

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(blows a kiss)

(bir öpücük gönderir)

(upbeat music)

(iyimser müzik)