1 LANGUAGE, 3 ACCENTS! UK vs. USA vs. AUS English Pronunciation!

- Hello everyone,

- Herkese merhaba

and welcome back to English with Lucy.

ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

I have the most incredible treat for you today.

Bugün senin için en inanılmaz ziyafetim var.

I am shortly going to welcome two lovely guests

who have generously given their time to help teach you

the differences between Australian English,

Avustralya İngilizcesi,

American, English, and British English.

Amerikan İngilizcesi, İngiliz İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi arasındaki farkları size öğretmek için cömertçe zamanlarını ayıran iki sevimli konuğa birazdan hoş geldiniz diyeceğim.

We're going to look at how we pronounce words differently.

Kelimeleri nasıl farklı telaffuz ettiğimize bakacağız.

We've already done a video on differences in vocabulary.

Kelime dağarcığındaki farklılıklar hakkında zaten bir video yaptık.

You can click on the link in the description box

to watch that.

İzlemek için açıklama kutusundaki linke tıklayabilirsiniz.

If you want to improve your pronunciation

Telaffuzunuzu

and your listening skills even further

ve dinleme becerilerinizi daha da geliştirmek istiyorsanız,

then I highly recommend the special method

o zaman Audible'daki sesli kitap muadilini dinlerken kitap okumayı birleştirmenin özel yöntemini şiddetle tavsiye ederim

of combining reading books

whilst listening to that audio book counterpart on Audible.

.

This is how you use the method.

Yöntemi bu şekilde kullanırsınız.

Take a book that you have already read in English

Halihazırda İngilizce okuduğunuz

or a book that you would like to read in English,

veya İngilizce okumak istediğiniz bir kitap alın,

I've got plenty of recommendations

down below in the description box.

aşağıda açıklama kutusunda birçok önerim var.

And read that book

Ve

whilst listening to the audio book version on Audible.

Audible'da sesli kitap versiyonunu dinlerken o kitabı okuyun. İngilizce tam anlamıyla fonetik bir dil olmadığı için

Reading alone will not help you with your pronunciation

tek başına okumak telaffuzunda sana yardımcı olmayacaktır

because English isn't a strictly phonetic language.

.

The way a word is written in English

Bir kelimenin İngilizce yazılma şekli,

may not give you much indication at all

as to how it's pronounced in English.

İngilizce'de nasıl telaffuz edildiği konusunda size pek bir fikir vermeyebilir.

But, if you listen to a word at the same time as reading it,

Ancak, bir kelimeyi okurken aynı zamanda dinlerseniz,

your brain will start making connections.

beyniniz bağlantılar kurmaya başlar.

And the next time you hear that word

Ve bir dahaki sefere bu kelimeyi duyduğunuzda

you'll know exactly how it's spelled,

tam olarak nasıl yazıldığını bileceksiniz

and the next time you see that word written down,

ve bir dahaki sefere o kelimeyi yazılı gördüğünüzde

you'll know exactly how it's pronounced.

tam olarak nasıl telaffuz edildiğini bileceksiniz.

It is such an effective method,

Bu çok etkili bir yöntem

and the best part is you can get one free audio book,

ve en iyi yanı, bir ücretsiz sesli kitap alabilmeniz, bu

that's a 30 day free trial on Audible,

Audible'da 30 günlük ücretsiz deneme süresi, tek

all you've got to do is click on the link

yapmanız gereken

in the description box and sign up.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayıp kaydolmak. Orada sana

I've got loads of recommendations down there for you.

bir sürü tavsiyem var .

First up, we have Emma.

İlk olarak, Emma'mız var.

- Hey there, I'm Emma from the MMMEnglish YouTube channel

- Merhaba, ben MMMEnglish YouTube kanalından Emma, ​​Batı Avustralya'daki

coming at you from Perth in Western Australia.

Perth'den size geliyorum .

- And we also have Vanessa.

- Bir de Vanessa'mız var.

- Hi, I'm Vanessa and I live in North Carolina in the U.S.

- Merhaba, ben Vanessa ve ABD'de Kuzey Karolina'da yaşıyorum.

I run the YouTube channel Speak English with Vanessa.

Speak English with Vanessa YouTube kanalını yönetiyorum.

- And I'm speaking with modern received pronunciation.

- Ve modern alınan telaffuzla konuşuyorum.

So not everyone from Britain speaks like me.

Yani İngiltere'den herkes benim gibi konuşmuyor.

It depends where you're from.

Nereli olduğuna bağlı.

These are two fantastic teachers,

Bunlar iki harika öğretmen

and I have left all of their information

ve açıklama kutusuna tüm bilgilerini bıraktım,

in the description box

so you should definitely go and check them out.

bu yüzden kesinlikle gidip onları kontrol etmelisiniz.

We are going to look at six sounds,

Altı sese bakacağız

and for each of these six sounds,

ve bu altı sesin her biri için

I have included five example words.

beş örnek kelime ekledim.

So you'll hear us say the words

Böylece kelimeleri söylediğimizi duyacaksınız

and then we'll look at how we pronounce them differently.

ve sonra onları nasıl farklı şekilde telaffuz ettiğimize bakacağız.

Okay, we've got the first five words.

Tamam, ilk beş kelimeyi bulduk.

- Tuesday.

- Salı.

- Tuesday,

- Salı,

- Tuesday.

- Salı.

- Tuesday.

- Salı.

- Tuesday.

- Salı.

- Tuesday.

- Salı.

- YouTube.

- Youtube.

- YouTube.

- Youtube.

- YouTube.

- Youtube.

- YouTube.

- Youtube.

- YouTube.

- Youtube.

- YouTube.

- Youtube.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- Tuna.

- News.

- Haberler.

- News.

- Haberler.

- News.

- Haberler.

- News.

- Haberler.

- News.

- Haberler.

- News.

- Haberler.

- Duty.

- Görev.

- Duty.

- Görev.

- Duty.

- Görev.

- Duty.

- Görev.

- Duty.

- Görev.

- Duty.

- Görev.

So you can hear that Vanessa

Böylece Vanessa'nın

does something called yad dropping.

yad drop denen bir şey yaptığını duyabilirsiniz.

In British English and Australian English

İngiliz İngilizcesi ve Avustralya İngilizcesinde

these words have a yuh sound.

bu kelimelerin yuh sesi vardır.

Tuesday,

Salı,

tuna,

ton balığı,

duty,

görev,

news.

haberler.

In American English they often drop this yuh sound.

Amerikan İngilizcesinde genellikle bu yuh sesini düşürürler. Buna

It's called yad dropping.

yad bırakmak denir.

Tuesday.

Salı.

Duty.

- Tuesday.

Görev.

- Salı.

Duty.

Görev.

- You can also hear when we join tuh and yuh sound

- Tuh ve yuh sesini birleştirdiğimizde de duyabilirsiniz,

sometimes we blend these together to make a chuh sound.

bazen bunları karıştırarak chuh sesi elde ederiz.

And Emma does this when she says Tuesday.

Ve Emma bunu Salı deyince yapıyor.

Tuna.

Tuna.

- Tuesday.

- Salı.

Tuna.

Tuna.

- This is also common in British English.

- Bu İngiliz İngilizcesinde de yaygındır.

It's something that I do,

especially when I'm speaking quickly.

Özellikle hızlı konuşurken yaptığım bir şey.

Can you give me some tuna?

Bana biraz ton balığı verebilir misin?

It's Tuesday today.

Bugün salı.

Many people say this is wrong or lazy.

Birçok insan bunun yanlış veya tembel olduğunu söylüyor.

It's not, it's efficient.

Değil, verimli.

Let's have a look another time at Vanessa

Vanessa'nın

saying what I call duty.

benim görev dediğim şeyi söylemesine başka bir zaman bakalım.

Duty.

Görev.

- Duty.

- Görev.

- She says duty.

- Görev diyor.

So not only does she drop that yuh sound to make do,

Yani, yapmak için yuh sesini düşürmekle kalmıyor

instead of dew,

, aynı

she also replaces the tuh sound

zamanda tuh sesini

with a duh sound,

duh sesiyle değiştiriyor

and that is something we're going to look at

ve bu, daha

a bit more later on.

sonra biraz daha inceleyeceğimiz bir şey.

Emma also replaces the tuh with a duh sound.

Emma ayrıca tuh'u duh sesiyle değiştirir.

But she doesn't drop the yuh sound.

Ama yuh sesini düşürmüyor.

I say duty, she says Judy.

Görev diyorum, diyor Judy.

- Judy.

- Judy.

- And that's funny because we do say Judy in English,

- Ve bu komik çünkü İngilizce'de Judy diyoruz

but it only refers to the woman's name Judy,

ama bu sadece kadının adına atıfta bulunuyor Judy, Şimdi bir

Let's have a look at the next set of words.

sonraki kelime grubuna bir göz atalım.

All of these in British English pronunciation

İngiliz İngilizcesi telaffuzunda bunların hepsinde

have an ah sound.

bir ah sesi vardır.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Modern.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Sorry.

- Üzgünüm.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Shopping.

- Alışveriş.

- Borrow.

- Borç almak.

- Borrow.

- Borç almak.

- Borrow.

- Borç almak.

- Borrow.

- Borç almak.

- Borrow.

- Borç almak.

- Borrow.

- Borç almak.

Now you can hear that where we say the ah sound

Şimdi, ah sesini modern olarak söylediğimiz yerde

as in modern,

,

Vanessa, in American English says the awe sound,

Vanessa'nın Amerikan İngilizcesinde awe sound,

modern.

modern dediğini duyabilirsiniz.

- Modern.

- Modern.

- She also pronounces the awe, the er sound

- Ayrıca kelimenin sonundaki huşu, er sesini telaffuz ediyor

at the end of the word,

and we don't tend to do this in British English.

ve biz bunu İngiliz İngilizcesinde yapma eğiliminde değiliz.

Now the Australian pronunciation is very similar here

Şimdi Avustralya telaffuzu burada

to the British English pronunciation.

İngiliz İngilizcesi telaffuzuna çok benziyor.

Emma's ah sound is maybe slightly more relaxed,

Emma'nın ah sesi belki biraz daha rahat

but the difference is absolutely tiny.

ama fark kesinlikle çok küçük.

I say bottle, (laughs)

Şişe diyorum (gülüyor) ki

which can sound quite posh.

bu kulağa oldukça lüks gelebilir.

If I were to speak really quickly,

Çok hızlı konuşacak olursam,

I might say bawdela water.

bawdela suyu diyebilirim.

But if I'm speaking slowly and clearly,

Ama yavaş ve anlaşılır konuşuyorsam,

a bottle of water.

bir şişe su.

Australian English, American English,

Avustralya İngilizcesi, Amerikan İngilizcesi, o

they replace that T with a D.

T'yi bir D Şişesi ile değiştirirler

Bottle.

.

Bawdle.

yaygara.

- Bottle.

- Şişe.

- Bottle.

- Şişe.

- So Australian English and British English here

- Yani burada Avustralya İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi

are extremely similar.

son derece benzer.

American English is quite different.

Amerikan İngilizcesi oldukça farklıdır.

So, now we're going to look at the tuh sound

Şimdi bazı durumlarda tuh sesine bakacağız

or naught in some cases,

ya da hiç,

because in American English and Australian English,

çünkü Amerikan İngilizcesi ve Avustralya İngilizcesinde

sometimes they don't pronounce the letter T as a tuh.

bazen T harfini tuh olarak telaffuz etmezler.

Now it's interesting because both Vanessa and Emma

Şimdi ilginç çünkü hem Vanessa hem de Emma

do seem to alternate slightly.

biraz değişiyor gibi görünüyor.

Sometimes they use the tuh sound

Bazen tuh sesini

and sometimes they use the duh sound.

bazen de duh sesini kullanırlar.

- Okay, for me personally,

- Tamam, şahsen benim için

these T ones are kind of weird.

bu T'ler biraz garip.

I use both.

ikisini de kullanıyorum

Sometimes it's a flap T,

Bazen bir flep T'dir,

sometimes it's a fully pronounced T.

bazen tamamen telaffuz edilen bir T'dir.

The flap T is pretty common in Australia though.

Yine de T flep Avustralya'da oldukça yaygındır.

Daughter.

Kız çocuğu.

- Daughter.

- Kız çocuğu.

- Daughter.

- Kız çocuğu.

- Daughter.

- Kız çocuğu.

- Daughter.

- Kız çocuğu.

- Daughter.

- Kız çocuğu.

- Meeting.

- Toplantı.

- Meeting.

- Toplantı.

- Meeting.

- Toplantı.

- Meeting.

- Toplantı.

- Meeting.

- Toplantı.

- Meeting.

- Toplantı.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- Percentage.

- Yüzde.

- Percentage.

- Yüzde.

- Percentage.

- Yüzde.

- Percentage.

- Yüzde.

- Percentage.

- Yüzde.

- Percentage.

- Yüzde.

- Interview.

- Röportaj.

- Interview.

- Röportaj.

- Interview.

- Röportaj.

- Interview.

- Röportaj.

- Interview.

- Röportaj.

- Interview.

- Röportaj.

So you can see here with the word little,

Yani burada küçük

or little how I say it.

veya az kelimesini nasıl söylediğimi görebilirsiniz.

- Little.

- Biraz.

- Little.

- Biraz.

- They both use a duh sound in the middle,

- İkisi de ortada duh sesi kullanırlar

but in other words they use the tuh sound like percentage.

ama diğer bir deyişle tuh sesini yüzde gibi kullanırlar.

- Percentage,

- Yüzde,

- Percentage.

- Yüzde.

- Vanessa really does pronounce that er sound

- Vanessa baştaki er sesini gerçekten telaffuz ediyor

at the beginning.

.

She says percentage, percentage.

Yüzde, yüzde diyor.

So in these ones,

Yani bunlarda

we are looking at the R sound.

R sesine bakıyoruz.

For me, it's quite different in American English.

Benim için Amerikan İngilizcesinde oldukça farklı.

And there's a slight difference in Australian English.

Ve Avustralya İngilizcesinde küçük bir fark var .

I wonder if you'll be able to pick up on it

Bakalım anlayabilecek misin

'cause it is very, very slight.

çünkü çok çok hafif.

- Car.

- Araba.

- Car.

- Araba.

- Car.

- Araba.

- Car.

- Araba.

- Car.

- Araba.

- Car.

- Araba.

- Hard.

- Zor.

- Hard.

- Zor.

- Hard.

- Zor.

- Hard.

- Zor.

- Hard.

- Zor.

- Hard.

- Zor.

- Parking.

- Otopark.

- Parking.

- Otopark.

- Parking.

- Otopark.

- Parking.

- Otopark.

- Parking.

- Otopark.

- Parking.

- Otopark.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Shock.

- Şok.

- Barnyard.

- Ahır.

- Barnyard.

- Ahır.

I would never say that. (laughs)

Bunu asla söylemezdim. (güler)

Shed.

Shed.

- Barnyard.

- Ahır.

- Barnyard.

- Ahır.

- Barnyard.

- Ahır.

- Barnyard.

- Ahır.

So let's start with American English.

Amerikan İngilizcesi ile başlayalım.

They pronounced the er sound

er ses arabasını telaffuz ettiler

car.

- Car.

.

- Araba.

- In British English and Australian English

- İngiliz İngilizcesinde ve Avustralya İngilizcesinde

We don't use this er sound in the R words.

R kelimelerinde bu er sesini kullanmayız.

But, British English is more of an awe sound.

Ancak, İngiliz İngilizcesi daha çok hayranlık uyandıran bir sestir.

Awe.

Huşu.

Awe.

Huşu.

Australian English is ever so slightly more open

Avustralya İngilizcesi,

than the British vowel sound here.

buradaki İngiliz ünlü sesinden çok az daha açıktır.

It's more ah.

Daha çok ah.

Car.

Araba.

- Car.

- Araba.

- Can you hear the difference?

- Farkı duyabiliyor musun?

It's almost like the vowel sound is shorter

Sanki sesli harf daha kısa

and slightly more open.

ve biraz daha açık.

Shark.

Köpek balığı.

- Shark.

- Köpek balığı.

- Now let's look at words with the O sound

- Şimdi İngiliz İngilizcesinde O sesi olan kelimelere bakalım

in British English.

.

- Go.

- Gitmek.

- Go.

- Gitmek.

- Go.

- Gitmek.

- Go.

- Gitmek.

- Go.

- Gitmek.

- Go.

- Gitmek.

- No.

- Hayır.

- No.

- Hayır.

- No.

- Hayır. - Hayır. -

- No.

- No.

Hayır. -

- No.

Hayır.

- Overflow.

- Taşma.

- Overflow.

- Taşma.

- Overflow.

- Taşma.

- Overflow.

- Taşma.

- Overflow.

- Taşma.

- Overflow.

- Taşma.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- GoPro.

- GoPro'ya git.

- Showing.

- Gösteriliyor.

- Showing.

- Gösteriliyor.

- Showing.

- Gösteriliyor.

- Showing.

- Gösteriliyor.

- Showing.

- Gösteriliyor.

- Showing.

- Gösteriliyor.

Can you hear the ever so slight difference

between the British English no,

İngiliz İngilizcesi no

and the American English?

ile Amerikan İngilizcesi arasındaki çok küçük farkı duyabiliyor musunuz?

- No.

- Hayır.

- In British English we start with the shore sound ah,

- İngiliz İngilizcesinde, kıyı sesi ah ile başlarız

and then it's a diphthong.

ve sonra bu bir diftondur. Bu

So we blend that into the uh sound.

yüzden bunu uh sesine karıştırıyoruz.

Oh.

Ah.

Oh.

Ah.

In American English pronunciation

Amerikan İngilizcesi telaffuzunda,

they start with the ah sound,

which starts further back in the mouth

ağzın daha gerisinde başlayan ah sesiyle başlarlar

and then they blend it into the uh sound.

ve sonra onu uh sesine karıştırırlar.

Oh.

Ah.

Oh.

Ah.

So it's a wider vowel sound

Yani ağzınızın daha gerilerinden gelen daha geniş sesli bir ses

coming from further back in your mouth.

.

Oh.

Ah.

Oh.

Ah.

Oh.

Ah.

Oh.

Ah.

Now Australian English pronunciation can be very different.

Artık Avustralya İngilizcesi telaffuzu çok farklı olabilir.

Emma's accent is quite light,

Emma'nın aksanı oldukça hafif,

but there are a couple of times where she goes oh,

ama birkaç kez oluyor ki o oh diyor, ben nereye

where I go

gidiyorum

oh,

oh,

oh,

oh, oh

oh,

,

oh,

oh,

oh.

oh.

It's almost like she includes a yuh sound.

Neredeyse bir yuh sesi içeriyor gibi.

One example is where she says both.

Bir örnek, her ikisini de söylediği yerdir.

- I use both, I use both.

- İkisini de kullanıyorum, ikisini de kullanıyorum. Bir

And another one is when she says overflow.

diğeri de taşma dediği zaman.

It's just leaning towards overflow.

Sadece taşmaya doğru eğiliyor.

- Overflow.

- Taşma.

- But then at other times

- Ama diğer zamanlarda da benim telaffuzumla

she almost completely matches my pronunciation as well.

neredeyse tamamen eşleşiyor .

Okay, let's look at how we pronounce

Tamam, E R kelimelerini nasıl telaffuz ettiğimize bakalım

E R

words.

Words that end in E R.

.

ER ile biten kelimeler.

- Better.

- Daha iyi.

- Bedda.

- Bedda.

- Better.

- Daha iyi.

- Better.

- Daha iyi.

- Bedda.

- Bedda.

- Better.

- Daha iyi.

- Water.

- Su.

- Water.

- Su.

- Water.

- Su.

- Water.

- Su.

- Water.

- Su.

- Water.

- Su.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Harry Potter.

-Harry Potter.

- Later.

- Daha sonra.

- Later.

- Daha sonra.

- Later.

- Daha sonra.

- Later.

- Daha sonra.

- Later.

- Daha sonra.

- Later.

- Daha sonra.

- Seller.

- Satıcı.

- Seller.

- Satıcı.

- Seller.

- Satıcı.

- Seller.

- Satıcı.

- Seller.

- Satıcı.

- Seller.

- Satıcı.

So with the pronunciation of E R at the end of words,

Yani kelimelerin sonunda ER'nin telaffuzu ile

and this works for many A R words as well.

ve bu birçok AR kelimesi için de işe yarar.

In American English they pronounce the R at the end,

Amerikan İngilizcesinde sonunda R harfini telaffuz ederler

and in Australian English and British English we don't.

ve Avustralya İngilizcesi ile İngiliz İngilizcesinde biz yapmayız.

Betta.

Betta.

- Bedda.

- Bedda.

- Better.

- Daha iyi.

- Also pay attention to the way they pronounce the T's.

- Ayrıca T'leri nasıl telaffuz ettiklerine de dikkat edin.

In American English in the middle of words

Amerikan İngilizcesinde kelimelerin ortasında

this is nearly always a du sound.

bu neredeyse her zaman bir du sesidir.

- Better.

- Daha iyi.

- In Australian English it completely depends, it appears.

- Avustralya İngilizcesinde tamamen bağlıdır, öyle görünüyor.

Sometimes Emma uses the duh sound,

Emma bazen duh sesini

sometimes she uses the tuh sound.

bazen de tuh sesini kullanır.

- Water, later.

- Su, sonra.

- It might be depending on her mood. (chuckles)

- Ruh haline göre değişebilir . (kıkırdar)

For me, and I'm speaking with modern received pronunciation.

Bana göre ve modern alınan telaffuzla konuşuyorum.

So not everyone from Britain speaks like me.

Yani İngiltere'den herkes benim gibi konuşmuyor.

It depends where you're from.

Nereli olduğuna bağlı.

Sometimes if I'm speaking quickly

Bazen hızlı konuşuyorsam

and in an informal situation I might use that duh sound.

ve gayri resmi bir durumdaysam, o duh sesini kullanabilirim.

For example, instead of saying "But I want to go",

Örneğin, "Ama gitmek istiyorum" demek yerine

I might say "But I wanna go,

"Ama gitmek istiyorum

but I wanna go".

ama gitmek istiyorum" diyebilirim. Tuh sesi yerine

I might use a glottal stop instead of the tuh sound,

gırtlaksı bir duraklama kullanabilirim

but I want to go.

ama gitmek istiyorum.

So, there you have it.

İşte buradasın.

Some of the most profound differences

between American English pronunciation,

Amerikan İngilizcesi telaffuzu,

Australian English pronunciation,

Avustralya İngilizcesi telaffuzu

and British English pronunciation.

ve İngiliz İngilizcesi telaffuzu arasındaki en derin farklardan bazıları.

If you like this video,

Bu videoyu beğendiyseniz, söyleme şeklimizi ve kullandığımız farklı kelimeleri karşılaştırdığımız

we have a much more lighthearted vocabulary lesson as well,

çok daha neşeli bir kelime dersimiz de var

where we compare the way we say,

where we compare the different vocabulary words that we use.

.

Thank you so much to Emma and Vanessa

for generously giving up their time

to help me make this video for you guys.

Bu videoyu sizin için hazırlamama yardım etmek üzere zamanlarını cömertçe ayırdıkları için Emma ve Vanessa'ya çok teşekkür ederim.

I have left all of their information in the description box.

Tüm bilgilerini açıklama kutusuna bıraktım.

Go and check out their channels.

Git ve kanallarını kontrol et.

They are really fantastic teachers.

Onlar gerçekten harika öğretmenler.

Don't forget to check out Audible.

Audible'a göz atmayı unutmayın.

You can claim your free audio book.

Ücretsiz sesli kitabınızı talep edebilirsiniz.

That's a 30 day free trial.

Bu, 30 günlük ücretsiz deneme süresidir.

All you've got to do is click the link in the description.

Açıklama kısmındaki linke tıklamanız yeterli.

And don't forget to connect with me

Ve

on all of my social media.

tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram, and my Twitter.

Facebook'um, Instagram'ım ve Twitter'ım var.

And I shall see you soon for another lesson, muah!

Ve yakında başka bir ders için görüşürüz, muah!

(mellow electronic music)

(yumuşak elektronik müzik)