11 time idioms and expressions | English Vocabulary Lesson Common British English Expressions

(gentle music)

(Intro müziği)

- Hello, everyone,

Herkese,merhaba,

and welcome back to English With Lucy.

Lucy ile English Kanalına hoşgeldiniz.

Today, I have got lots of idioms relating to time.

Bugün,zaman ile ilgili bahsedeceğim bir sürü deyim var.

It's a very important lesson.

Bu dersimiz çok önemli.

I can't believe I haven't already covered this topic,

Bu konuyu daha önceden ele almadığıma inanamıyorum,

so grab a pen and paper and make sure you take notes.

yani bir kalem ve bir kağıt alın ve not almayı unutmayın.

Quickly, before we get started,

Çabucak,başlamadan önce,

this video is going to help you with your speaking

bu video sizin konuşmanıza

and your listening and your reading and your writing.

ve dinlemenize ve okumanıza ve yazmanıza yardımcı olacak.

It's gonna help with everything

Her şeyinize yardımcı olacak

because it's building your vocabulary,

çünkü sizin kelime haznenizi geliştiriyor.

but I know a lot of you want to improve

ama biliyorum ki bir çoğunuz

your listening, in particular, and your pronunciation.

dinlemenizi,özellikle,tellafuzunuzu geliştirmek istiyorsunuz.

I highly recommend listening to audiobooks

Size sesli kitaplar dinlemenizi şiddetle öneririm

and reading the actual book at the same time.

ve aynı zamanda gerçek kitap okumanızı öneririm.

It's like creating your own listening exercises.

Bu kendi dinleme egzersizlerinizi oluşturmak gibi.

Audible is offering one free audiobook

Audible size bir tane ücretsiz sesli kitap öneriyor.

and a 30-day free trial.

ve 30-günlük deneme süresi.

You can sign up by clicking the link

Açıklama kısmında bulunan

in the description box.

link'e tıklayarak üye olabilirsiniz.

Downnload the audiobook of your choice.

Ve istediğiniz sesli kitabı seçebilirsiniz.

I've got lots of recommendations in the description box

Açıklama kısmında sizin için çok fazla

for ones with British English narrators.

İngiliz okuyucular tarafından okunan sesli kitap önerim var.

Listen to it as you multi-task

Birden fazla iş yaparken dinleyebilirsiniz

or you commute to work or whenever you like.

veya işe gelip giderken ya da ne zaman isterseniz.

Or listen whilst reading the actual book.

Veya asıl kitabı okurken dinleyebilirsiniz.

That's the best thing you can do

Dinlemenizi ve telaffuzunu geliştirmek için,

for your listening and pronunciation

bu yapabileceğiniz en iyi şey.

because you're hearing how the words are pronounced

Çünkü kelimelerin nasıl telaffuz edildiğini duyuyorsunuz

as you are seeing them written down.

aynı zamanda yazılı olarak görürken.

Just a little tip from me there.

Benden size küçük bir ipucu.

Let's get on with the lesson.

Hadi derse başlayalım.

Number one.

BİR

To be or not to be, that is the question.

Olmay ya da olmamak,işte bütün mesele bu.

No.

Hayır.

To be or not to be born yesterday.

Dünkü çocuk olmak veya olmamak.

If you are born yesterday, it means you are easily fooled

Eğer size dünkü çocuksun denilmiş ise,bu demektir ki çok kolay kandırılıyorsunuz

or very naive.

veya safsınız.

It's often used in a sarcastic, ironic way.

Genellikle kinaye,alay şeklinde kullanılır.

Do you think I was born yesterday?

Sence ben dünkü çocuk muyum?

Do you think I'm an idiot?

Sence ben salak mıyım?

Or I wasn't born yesterday.

Veya "Ben dünkü çocuk değilim"

I'm not an idiot.

Ben aptal değilim.

I don't believe you.

Sana inanmıyorum.

Number two.

İKİ

Better late than never.

Hiç olmamaktansa varsın geç olsun. VEYA Geç olması hiç olmamasından iyidir.

This one's kind of self-explanatory.

Bu deyim kendini açıklıyor gibi.

It means that doing something late

Anlamı bir işi geç yapmak,

is better than not doing it at all,

hiç yapmamaktan daha iyidir

but I mention it in this video

Ama bu videoda bahsediyorum çünkü

because it's also used in a sarcastic way.

aynı zamanda kinaye şeklinde de kullanılabilir.

I might say (scoffs) better late than never

Ben özellikle geç kalan birine şöyle diyebilirim,

if somebody is especially late.

(alaycı bir şekilde) Geç olsun güç olmasın.

Number three.

ÜÇ

At the 11th hour.

Son dakikada

At the 11th hour.

Son dakikada

This means almost too late or at the last possible moment.

Bunun anlamı,çok geç veya yumurta kapıya dayanınca.

It's often used in business situations.

Genellikle iş ile alakalı olaylarda kullanılır.

For example, we barely made the deadline.

Örneğin,Biz zar zor son teslim tarihine yetiştik.

I turned in my project at the 11th hour.

Projemi son dakikada teslim ettim.

Number four.

DÖRT

To beat the clock.

Tam vaktinde veya öncesinde bitirmek.

To beat the clock.

Bir işi tam vaktinde veya öncesinde bitirmek.

This means to finish something before time is up

Anlamı,vakit dolmadan hemen önce bitirmek

or before a deadline.

veya son teslim tarihi geçmeden.

In game shows, the hosts will normally talk

Oyun gösterilerinden,sunucular genellikle sürenin azalmasından,

about beating the clock, finishing the game

oyunun bitmesinden bahsederler

or the competition before time is up.

veya yarışmayı zaman dolmadan bitirmekten bahsederler.

Number five.

BEŞ

It's high time.

Tam zamanı VEYA Zamanı geldi de geçti bile

It's high time means it's the right time

(Bir şeyi yapmanın) tam zamanı

or actually past the appropriate time to do something.

Veya aslında bir şeyi yapmak için uygun zaman geçmiş,geç kalınmış

For example, if I say it's high time we met

Örneğin,eğer ben "Olay hakkında konuşmamız için buluşmamızın

to talk about the issue, I'm trying to say

zamanı geldi de geçti bile." Dersem benim demek istediğim şey

that it's actually past the appropriate time,

aslında buluşmamız gereken vaktin çoktan geçtiği,

we should've met before,

Bizim önceden buluşmamızın gerektiği,

and we really need to meet right now.

o yüzden şu an buluşmamız gerek demektir.

Number six.

ALTI

I wonder if you've heard this one before

Merak ediyorum da acaba bunu önceden duydunuz mu

or if you've got an equivalent in your language.

veya kendi dilinizde eş anlamlısı var mı.

Time flies, or time flies when you're having fun.

Zaman uçup gidiyor YA DA Eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini farketmezsin.

This means that time passes incredibly quickly.

Bu deyimin anlamı ise zamanın çok hızlı geçtiğidir.

And time flies when you're having fun

Ve eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini farketmezsin,

means time passes quickly when you're having a good time,

deyiminin anlamı ise eğlenirken zaman çok hızlı geçer

and that is so incredibly true.

ve bu kesinlikle çok doğru.

Number seven.

YEDİ

Third time's a charm or third time lucky.

Üçte keramet vardır.

This means that the third time you do something,

Bunun anlamı bir şeyi üçüncü kere yapıyorsan,

it will usuall work.

genellikle işe yarar.

It's normally said ironically

Bu ironik şekilde söylenir

if you've had to repeatedly try something

Eğer sen bir şeyi sürekli denemiş

and you've been failing each time.

ve her seferinde başarısız olmuş isen

(tongue clicks)

Third time's a charm.

Sonunda başarılı olacaksın.

Number eight.

SEKİZ

In the long run.

Sonunda.

In the long run means in the long term

Bu deyimin anlamı sonunda veya

or over a long period of time.

uzun vadede demektir.

For example, studying English is hard,

Mesela,İngilizce çalışmak zordur

but in the long run, it will be worth it.

fakat sonunda,buna deyecektir.

Number nine.

DOKUZ

In the nick of time.

Tam zamanında.

This, like the 11th hour, means at the last possible moment,

Bu deyim son saniyede deyimiyle benzer

at the latest possible moment.

en son anda.

For example, I made it to the bus in the nick of time.

Mesela,Ben otobüse tam zamanında yetiştim.

I only just made it.

Son saniyede yakaladım.

Number 10.

ON

The ship has sailed.

İş işten geçti.

This means that an opportunity has been missed.

Bu,fırsatın kaçırılış olduğu anlamına gelir.

I wanted to apply for the job, but the ship had sailed.

İşe başvurmak istemiştim fakat iş işten geçmişti.

I missed the opportunity.

O fırsatı kaçırmıştım

I ran out of time.

Zamanım kalmadı.

And the last one, in next to no time.

Ve sonuncusu,aniden

In next to no time.

Aniden VEYA Bir anda

And this means in almost no time at all.

Neredeyse hiç zaman olmadan.

In next to means almost,

In next to = Nerdeyse

so next to nothing means almost nothing.

Yani next to nothing = hiç bir şey

Next to no time means almost no time at all.

Bu deyimin anlamı aniden,beklemeden.

For example, I arrived at the the club

Örneğin,Klübe vardım ve aniden

and then next to no time, I was asked to leave.

klüpten ayrılmam istendi.

(chuckles)

Right, that's it for today's lesson.

Evet,bugünün dersi için bu kadar.

I hope you've learned something

Umarım yeni bir şeyler öğrenmişsinizdir

and I hope you enjoyed it.

ve umarım hoşunuza gitmiştir.

Don't forget to check out Audible.

Audible uygulamasını incelemeyi unutmayın.

You've got your free audiobook waiting there

Sizin için açıklama kısmında

in the description box.

ücretsiz bir sesli kitap var.

Click on the link and sign up.

And don't forget to connect with me

Ve sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşmayı

on all of my social media.

unutmayın.

I've got my Instagram, I've got my Facebook,

and I've got my Twitter.

And I will see you soon for another lesson.

Bir sonraki derste görüşmek üzere.

(lips smack)

(Öpücük gönderir)

(gentle music)

(Outro müziği)