Everyday British English - Slang English Vocabulary

- Hello, lovely students

- Merhaba sevgili öğrenciler

and welcome back to English with Lucy.

ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Today, I'm going to teach you about my favourite topic

Bugün size öğrencilerime öğretmek için en sevdiğim konuyu

to teach my students, British slang.

, İngiliz argosunu öğreteceğim.

I'm really excited

Gerçekten heyecanlıyım

because in this lesson I'm going to show you

çünkü bu derste size

some of the amazing features and exercises

that we use in one of our challenges,

meydan okumalarımızdan biri olan

The Slang Challenge,

The Slang Challenge'da kullandığımız harika özelliklerden ve alıştırmalardan bazılarını göstereceğim.

and if you haven't heard about it before

and you're interested in learning slang

argo öğrenmek

and learning to speak like a real Brit,

ve gerçek bir İngiliz gibi konuşmayı öğrenmekle ilgileniyorsanız,

this could be for you.

bu sizin için olabilir.

Before we start the lesson, I'll quickly explain it.

Derse başlamadan önce hızlıca anlatacağım.

This is a 21-day language challenge.

Bu, 21 günlük bir dil yarışmasıdır. Meydan

Once you sign up for the challenge

okumaya kaydolduğunuzda,

you get one lesson a day for 21-days.

21 gün boyunca günde bir ders alırsınız.

You follow a story via a series

of WhatsApp voice and text messages

between a girl who's just moved to London

Londra'ya yeni taşınan bir kız

and her best friend back home,

ile evdeki en iyi arkadaşı arasındaki bir dizi WhatsApp sesli ve metin mesajı yoluyla bir hikayeyi takip ediyorsunuz

and every day you will learn

ve her gün

between nine and 15 pieces of slang

dokuz ila 15 argo öğrenecek

and do audio and vocabulary comprehension exercises.

ve sesli ve kelime anlama egzersizleri yapacaksınız.

There are so many dictations,

Çok fazla dikte,

gap-fills, multiple-choice questions, loads.

boşluk doldurma, çoktan seçmeli sorular, yükler var.

Every day, you get to participate

Her gün

in the Challenge Community.

Challenge Community'e katılabilirsiniz.

You get to ask my teachers questions,

Öğretmenlerime sorular sorabilir,

clarify your doubts

şüphelerinizi netleştirebilir

and practise using your newly learnt slang.

ve yeni öğrendiğiniz argoyu kullanarak pratik yapabilirsiniz.

So many of my students have already

Pek çok öğrencim zaten

taken part in the challenge and they absolutely loved it,

bu yarışmaya katıldı ve kesinlikle onu sevdiler,

look at their amazing feedback.

harika geri bildirimlerine bakın.

This was the most awesome group of students.

Bu, öğrencilerin en harika grubuydu.

If this challenge sounds up your street,

Bu meydan okuma sana hitap ediyorsa

and that's slang for something you would like,

ve bu hoşlanacağın bir şeyin argosudur,

I'm running a special discount on it at the moment.

şu anda bunun için özel bir indirim uyguluyorum.

To find out more, click on the link in the description box,

Daha fazlasını öğrenmek için açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

the special offer is there and it won't last for long.

özel teklif orada ve uzun sürmeyecek.

Also, don't forget to download

Ayrıca,

the free pdf for today's lesson,

bugünün dersi için ücretsiz pdf'i indirmeyi unutmayın,

it's got all of the slang we'll cover today

bugün işleyeceğimiz tüm argo

and some extra activities.

ve bazı ekstra aktiviteler var.

If you'd like that, just click on the PDF link

İsterseniz açıklama kutumdaki PDF bağlantısını tıklamanız yeterli

in my description box,

,

you enter your name and your email address.

adınızı ve e-posta adresinizi giriyorsunuz.

You sign up to my mailing list

Posta listeme kaydolursunuz

and it will arrive directly in your inbox.

ve doğrudan gelen kutunuza gelir.

After that, you will automatically receive

Bundan sonra,

all of my free PDFs and my news, updates and offers.

tüm ücretsiz PDF'lerimi ve haberlerimi, güncellemelerimi ve tekliflerimi otomatik olarak alacaksınız.

Right, let's get started with this slang lesson.

Tamam, hadi bu argo dersine başlayalım.

Okay, so when do we usually use slang?

Tamam, ne zaman genellikle argo kullanırız?

Well, very commonly when we're using

Pekala, çok yaygın olarak

our phones and social media,

telefonlarımızı ve sosyal medyayı kullanırken

and you just got a text message from me,

benden bir kısa mesaj aldınız,

can you believe it?

buna inanabiliyor musunuz?

Take a look at these messages.

Bu mesajlara bir göz atın.

Do you understand what's happened?

Ne olduğunu anladın mı?

Okay, so Lucy, and that's me,

Tamam, Lucy, ve bu benim,

I'm not having a good day.

iyi bir gün geçirmiyorum.

That's obvious, but why?

Bu açık, ama neden?

Well, I've said, "my boss has just thrown a wobbly."

Pekala, "patronum biraz önce sallandı" dedim.

To throw a wobbly, what does that mean?

Titreşim atmak, bu ne anlama geliyor?

Does it mean A, my boss has just thrown

Bu, A, patronumun

some jelly across the room?

odaya biraz jöle fırlattığı anlamına mı geliyor?

Or does it mean B,

Yoksa

my boss has become angry and shouted at me?

patronum sinirlenip bana bağırdı mı?

Of course, it's B.

Elbette B'dir.

To throw a wobbly is to become very angry

Titrek atmak çok kızmak

or very upset, very emotional.

ya da çok üzülmek, çok duygusal olmaktır.

I've got a response.

Bir yanıtım var.

You've asked me if I'm yakking too much.

Bana çok mu dırdır edip etmediğimi sordun.

If I was yakking too much?

Çok fazla dırdır ediyor olsaydım?

Is that anything to do with big brown cows?

Bunun büyük kahverengi ineklerle bir ilgisi var mı ?

We can have a type of cow called a yak.

Yak adı verilen bir ineğimiz olabilir.

No, you know me pretty well,

Hayır, beni oldukça iyi tanıyorsun

and you were asking if I was talking or chatting too much.

ve çok mu konuştuğumu yoksa sohbet mi ettiğimi soruyordun.

We can say we are yakking or yakking away.

Yaklaştığımızı veya uzaklaştığımızı söyleyebiliriz.

We can also say yapping, as well.

Yapping de diyebiliriz.

Okay, let's carry on.

Tamam, devam edelim.

Ah, I've sent you an audio message,

Ah, sana bir sesli mesaj gönderdim,

it is my favourite form of communication.

bu benim en sevdiğim iletişim şekli.

I don't like phone calls,

Telefon görüşmelerini sevmiyorum,

there's too much pressure to instantly

hemen

come up with something good to say.

söyleyecek iyi bir şey bulmak için çok fazla baskı var. Bunun

I like to think about it and to rerecord it

hakkında düşünmeyi ve

at least five times,

en az beş kez yeniden kaydetmeyi seviyorum

and sometimes listen back to it

ve bazen onu tekrar dinleyip

and laugh at my own messages and jokes.

kendi mesajlarıma ve şakalarıma gülüyorum.

Let's have a listen

Bir dinleyelim

and I'll warn you when I'm using lots of slang

ve çok fazla argo kullandığımda

and talking with my friends via voice notes, I talk fast.

ve arkadaşlarımla sesli notlar aracılığıyla konuştuğumda sizi uyaracağım, hızlı konuşurum.

This is gonna be hard.

Bu zor olacak.

Okay, let's play it.

Tamam, hadi oynayalım.

No, I wasn't yakking.

Hayır, dırdır etmiyordum.

I finished all the bits and bobs that I had to do today

Bugün yapmam gereken tüm küçük şeyleri bitirdim,

so I was just faffing around in the break room.

bu yüzden dinlenme odasında aylaklık ediyordum.

Anyway, in comes the boss,

Neyse, patron gelir,

"Lucy, I've told you umpteen times how busy we are.

"Lucy, sana ne kadar meşgul olduğumuzu defalarca söyledim.

Why are you hanging around in here?"

Neden burada takılıyorsunuz?"

I thought it was a wind-up.

Bunun bir rüzgar olduğunu düşündüm.

We're not slammed at all.

Biz hiç çarpılmadık.

I said I'd be out in a jiffy,

Hemen çıkacağımı söyledim

but he told me that if I didn't crack on immediately,

ama o bana hemen harekete geçmezsem başımın

I'd be in serious trouble.

ciddi şekilde belaya gireceğini söyledi.

Okay, did you get that?

Tamam, anladın mı?

Did you understand a hundred percent?

Yüzde yüz anladın mı?

Don't worry, if not, that was really quick.

Endişelenme, değilse, bu gerçekten hızlıydı.

That was me speaking in the way I do

Bu, arkadaşlarımla birlikteyken yaptığım şekilde konuşuyordum

when I'm with my friends.

.

Let's take a look at the slang in that audio message though.

Yine de o sesli mesajdaki argoya bir göz atalım.

The first phrase that you might not know is bits and bobs.

Bilmeyeceğiniz ilk ifade, bit ve bob'lardır. Ivır

Bits and bobs.

zıvır.

I said, I finished all the bits and bobs

Dedim ki, bugün yapmam gereken tüm küçük şeyleri bitirdim

that I had to do today.

.

I finished all the bits and bobs I had to do today.

Bugün yapmam gereken tüm küçük şeyleri bitirdim.

Now, what are bits and bobs?

Şimdi, küçük şeyler nedir?

Are they several large tasks?

Bunlar birkaç büyük görev mi?

Several small tasks?

Birkaç küçük görev?

Or some mechanical work?

Yoksa mekanik bir iş mi?

It's B , its and bobs means an assortment

Bu B , onun ve kareler, bir dizi

of small things or small tasks.

küçük şey veya küçük görev anlamına gelir.

It can be literal, as in everyone has a drawer

Herkesin

full of bits and bobs in their kitchen.

mutfağında ufak tefek şeylerle dolu bir çekmecesi olduğu için gerçek olabilir.

Do you have that drawer?

O çekmece sende var mı?

I actually have two of those drawers,

Aslında o çekmecelerden iki tane var,

I need to clear one out.

birini boşaltmam gerekiyor.

Alternatively, it can be used to talk about

Alternatif olarak

tasks to do, pieces of information and much more.

yapılacak işler, bilgi parçaları ve çok daha fazlası hakkında konuşmak için kullanılabilir.

For example, I've just got to finish a few bits and bobs

Örneğin, birkaç parçayı bitirmem gerekiyor,

then I'll come over.

sonra geleceğim. Küçük ayrıntılarla

The beautiful thing about bits and bobs

ilgili güzel olan şey,

is that it's very, very vague

çok, çok belirsiz olmasıdır,

so you don't need to tell someone exactly what you are doing

bu nedenle birine tam olarak ne yaptığınızı

or exactly what you have in that

veya

horribly messy drawer in your kitchen.

mutfağınızdaki o korkunç derecede dağınık çekmecede tam olarak ne olduğunu söylemenize gerek yoktur.

The second thing I said was,

Söylediğim ikinci şey şuydu,

so I was just faffing around in the break room.

bu yüzden dinlenme odasında boş boş dolaşıyordum.

I was just faffing around.

Sadece etrafta dolaşıyordum.

So, to faff or to faff around or to faff about

Yani, gevezelik etmek ya da gevezelik etmek ya da gevezelik etmek

is an amazing piece of British slang

harika bir İngiliz argosu

but what does it mean?

ama bu ne anlama geliyor?

Okay, is it A, to make a cup of tea?

Tamam, bir fincan çay yapmak için A mı?

B, to finish some work?

B, bazı işleri bitirmek için mi?

Or C, to do nothing important or useful?

Veya C, önemli veya yararlı hiçbir şey yapmamak?

Yep, it's C.

Evet, C.

It means to spend your time doing something

Vaktinizi

that isn't useful often instead

of doing something more important.

daha önemli bir şey yapmak yerine genellikle yararlı olmayan bir şey yaparak geçirmek anlamına gelir.

An example, Lucy, stop faffing around

Bir örnek, Lucy, boşboğazlığı bırak

and go and finish your homework.

da git ödevini bitir.

We can also use faff as a noun,

Faff'ı bir isim olarak da kullanabiliriz

and in this case it means something

ve bu durumda,

that is a lot of effort

çok çaba gerektiren

and often not well-organized and causes problems.

ve genellikle iyi organize edilmemiş ve sorunlara neden olan bir şey anlamına gelir.

For example, finding a place to park

Örneğin, Londra'da park edecek yer bulmak

in London is such a faff.

çok zor.

This is really British and it's also very true,

Bu gerçekten İngiliz ve aynı zamanda çok doğru,

never drive if you come to London.

Londra'ya gelirseniz asla araba kullanmayın.

Next was the word umpteen, in this sentence,

Sırada sayısız kelime vardı , bu cümlede sana

I've told you umpteen times.

defalarca söyledim.

I've told you umpteen times.

Sana defalarca söyledim.

Do you think umpteen is a real number?

Umpteen'in gerçek bir sayı olduğunu düşünüyor musunuz?

Or a made-up number?

Yoksa uydurma bir numara mı?

If you chose B, you'd be correct.

B'yi seçerseniz, haklısınız.

It's made-up.

Uydurma.

Umpteen means very many or a lot.

Umpteen çok fazla veya çok anlamına gelir.

So my boss was saying that

Patronum

he'd told me something many times.

bana birçok kez bir şey söylediğini söylüyordu.

You'll often see umpteen followed by the word times,

Çoğu kez, ardından "kez" kelimesinin geldiğini görürsünüz,

but you can use it with any word really.

ancak bunu gerçekten herhangi bir kelime ile kullanabilirsiniz.

I gave him umpteen chances to apologise

Ona özür dilemesi için sayısız fırsat verdim

or Colleen Hoover has written umpteen best-selling books.

ya da Colleen Hoover en çok satan onbinlerce kitap yazdı.

Phrase number four was wind-up, in this sentence,

Dört numaralı cümle kurmaydı, bu cümlede

I thought it was a wind-up.

kurma olduğunu düşündüm.

I thought it was a wind-up.

Bunun bir rüzgar olduğunu düşündüm.

Now is a wind-up,

Şimdi bir hazırlık,

A, an annoying joke?

A, sinir bozucu bir şaka mı?

B, an order?

B, bir emir mi?

Or C, a tragedy?

Veya C, bir trajedi?

If you guessed A, you'd be right.

A'yı tahmin ettiyseniz, haklısınız.

A wind-up is a joke that is supposed

Bir kurma, can

to be annoying or irritating.

sıkıcı veya rahatsız edici olması gereken bir şakadır. Sarmak için

It can be a noun, a wind-up, or a phrasal verb, to wind-up.

bir isim, kurmaca veya deyimsel fiil olabilir.

Ben's been winding me up all day.

Ben bütün gün beni oyaladı. Bir

The next word was slammed

sonraki kelime çarpıldı

and if you've taken the Slang Challenge

ve Argo Mücadelesine girdiyseniz

you will know what this one means,

bunun ne anlama geldiğini bileceksiniz

and if you want to take it

ve eğer almak istiyorsanız

click on the link in the description box,

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

there's a special offer going on.

özel bir teklif devam ediyor.

Are you slammed in this sentence?

Bu cümleye mi takıldınız?

We're not slammed at all.

Biz hiç çarpılmadık.

We're not slammed at all.

Biz hiç çarpılmadık.

Which one of these sentences makes sense?

Bu cümlelerden hangisi mantıklı? İşte

I'm absolutely slammed at work,

kesinlikle çarptım,

so I'm going to go home early.

bu yüzden eve erken gideceğim.

Or I'm absolutely slammed at work,

Ya da işte kesinlikle sıkıştım,

so I'm going to have to stay late tonight.

bu yüzden bu gece geç kalmak zorunda kalacağım.

It's B.

Bu B.

Sentence B makes sense because slammed means very busy.

Cümle B mantıklı çünkü slammed çok meşgul anlamına geliyor.

Sorry, I haven't replied to you.

Üzgünüm, sana cevap vermedim.

I've been absolutely slammed at work.

İş yerinde kesinlikle çarptım.

Next, we had the word jiffy, in this sentence,

Sonra, jiffy kelimemiz vardı , bu cümlede, hemen

I said I'd be out in a jiffy.

çıkacağımı söyledim.

I said I'd be out in a jiffy.

Birazdan çıkacağımı söyledim.

How long is a jiffy?

Bir jiffy ne kadar sürer?

Is it a long time or a short time?

Uzun bir süre mi yoksa kısa bir süre mi?

It's a short time.

Kısa bir süre.

It would be very rude to tell my boss

Patronuma

I was going to be out in a long time.

uzun süre sonra dışarıda olacağımı söylemek çok kaba olurdu.

Here's another example,

İşte başka bir örnek,

wait there, and I'll be back in a jiffy.

orada bekleyin, hemen döneceğim.

A jiffy, a very short time.

Bir anda, çok kısa bir süre.

Finally, we had the phrasal verb, to crack on.

Sonunda, çatlamak için deyimsel fiilimiz oldu.

My boss told me to crack on immediately

Patronum hemen harekete geçmemi

or I would be in trouble.

yoksa başımın belaya gireceğini söyledi.

I'm going to tell you what this one means

Size bunun ne anlama geldiğini söyleyeceğim,

so we can crack on with the video very quickly.

böylece videoya çok hızlı bir şekilde geçebiliriz.

To crack on means to start or continue to do something,

Çatlamak,

especially with lots of energy.

özellikle çok fazla enerji ile bir şeyi yapmaya başlamak veya devam etmek anlamına gelir.

Okay, let's crack on and see what the response is.

Tamam, devam edelim ve tepkinin ne olduğunu görelim.

Okay, here's the response, have a read.

Tamam, işte cevap, iyi okumalar.

Do you understand all of that?

Bunların hepsini anlıyor musun?

Don't worry, I'm here to help.

Endişelenme, yardım etmek için buradayım. Seçmek istediğim

There are three slang words that I want to pick out.

üç argo kelime var . Bir fiil ise

We have 'mare, jimjams

kısrak, jimjams

and noshing or to nosh,

ve noshing veya to nosh

or to nosh-on, if it's a verb.

veya to nosh-on var.

'Mare, here, is short for a longer word

'Mare, burada,

that means a very bad experience.

çok kötü bir deneyim anlamına gelen daha uzun bir kelimenin kısaltması.

Can you guess what the long form is?

Uzun formun ne olduğunu tahmin edebilir misiniz?

Nightmare, shortened down to 'mare.

Kabus, kısrak olarak kısaltılmıştır.

What a nightmare!

Ne kabustu ama!

What a 'mare!

Ne kısrak!

Next, they say that they're in their jimjams.

Sonra, jimjamlarında olduklarını söylüyorlar.

This is a piece of clothing,

Bu bir parça giysi,

can you guess what they're wearing?

ne giydiklerini tahmin edebiliyor musunuz?

Jimjams, pyjamas,

Jimjam, pijama,

pyjamas, jimjams.

pijama, jimjam.

This is quite a childish slang phrase.

Bu oldukça çocukça bir argo sözdür.

And finally, she said she was noshing on some chocolate.

Ve son olarak, biraz çikolata yediğini söyledi.

So what is she doing to the chocolate?

Peki çikolataya ne yapıyor?

Eating it, of course.

Tabii ki yemek.

To nosh means to eat, while the noun nosh means food.

Nosh yemek yemek anlamına gelirken, isim nosh yemek anlamına gelir.

Let's grab some nosh.

Bir şeyler atıştıralım.

What a nightmare!

Ne kabustu ama!

Meanwhile, I'm over here in my pyjamas

Bu arada ben pijamalarımla

eating some chocolate.

çikolata yiyorum. Bahse girerim

I bet you miss being a student.

öğrenci olmayı özlüyorsundur.

Yes, I do miss being a student sometimes.

Evet, bazen öğrenci olmayı özlüyorum.

Okay, that's enough slang for today.

Tamam, bugünlük bu kadar argo yeter.

If you enjoyed this concept

Bu konsepti beğendiyseniz

but you want to do it with lots of interactive activities,

ama bunu birçok etkileşimli etkinlikle yapmak istiyorsanız, öğretmenlerime soru sorabileceğiniz

an interactive private community

etkileşimli özel bir topluluk,

where you can ask questions to my teachers,

beautiful vocabulary banks where you can click on the word,

kelimeye tıklayabileceğiniz,

hear the pronunciation,

telaffuzu duyabileceğiniz,

see all the definitions.

tüm tanımları görebileceğiniz güzel kelime bankaları.

And you want to have lifetime access to the content,

Ve içeriğe ömür boyu erişim sahibi olmak istiyorsunuz,

once you buy it, it's yours,

bir kez satın aldığınızda sizin oluyor

and a 30-day money back guarantee.

ve 30 günlük para iade garantisi var.

You know what to do.

Ne yapacağını biliyorsun.

We're running a special offer,

Özel bir teklif yürütüyoruz,

click on the link in the description box

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın

and join my 21-day British Slang Challenge.

ve 21 günlük İngiliz Argo Yarışmama katılın.

Also, don't forget to download the PDF for today's lesson.

Ayrıca, bugünkü ders için PDF'i indirmeyi unutmayın.

Click on the link in the description box.

Açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın.

You sign up to my mailing list

Posta listeme kaydolun

and it'll come straight to you.

ve doğrudan size gelsin. Anlayışınızı test edebilmeniz için

We've got a quiz there as well

orada bir sınavımız da var

so you can test your understanding.

.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram, I've got my Facebook,

Instagram'ım var, Facebook'um var, harika

I've got my website, englishwithlucy.com,

where I have a fantastic interactive pronunciation tool.

bir etkileşimli telaffuz aracına sahip olduğum englishwithlucy.com adlı web sitem var.

You can click on phonemes and hear me pronounce them

Ses birimlerine tıklayıp onları telaffuz ettiğimi duyabilir

and hear me pronouncing words that contain the phonemes.

ve ses birimleri içeren kelimeleri telaffuz ettiğimi duyabilirsiniz .

It's a lot of fun.

You can also check out all of my English courses,

Bu çok komik.

Ayrıca tüm İngilizce kurslarıma da göz atabilirsiniz,

there are quite a few there.

orada epeyce var. İster

Something for everyone,

argo,

whether you want to focus on something specific

like slang, vocabulary, business English

kelime dağarcığı, iş İngilizcesi gibi belirli bir şeye odaklanmak, ister

or you want to nail one of the English levels

like B1 or B2, it's all there on my website.

B1 veya B2 gibi İngilizce seviyelerinden birini tutturmak isteyin, herkes için bir şeyler var, hepsi web sitemde var.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(upbeat music)

(iyimser müzik)