25 English Body Idioms - Break a leg?🦵🏾Skin of teeth? 🦷 (+ Free PDF & Quiz)

(gentle music)

(hafif müzik)

- Hello everyone,

- Herkese merhaba

and welcome back to English with Lucy.

ve Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.

Today, we are going to discuss body idioms

Bugün vücut deyimlerini tartışacağız

and there are a lot of them.

ve onlardan çok var.

Today we are going to talk about 25

Bugün insan vücuduyla ilgili

of the most commonly used idioms relating to the human body.

en sık kullanılan 25 deyimden bahsedeceğiz .

I haven't done an idioms video in so long

Uzun zamandır deyim videosu çekmemiştim

and I've had quite a lot of requests for them.

ve onlar için çok fazla istek almıştım. Bu

So I think this is a really, really good topic

yüzden bunun

to come back with.

geri gelmek için gerçekten çok iyi bir konu olduğunu düşünüyorum.

As always, I have created a free PDF

Her zaman olduğu gibi, bu derse uygun ücretsiz bir PDF oluşturdum

that goes with this lesson.

.

It contains everything we'll speak about today plus a quiz.

Bugün hakkında konuşacağımız her şeyi artı bir test içerir.

If you'd like to download that free PDF,

Bu ücretsiz PDF'yi indirmek isterseniz,

just click on the link in the description box,

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

you enter your name and your email address.

adınızı ve e-posta adresinizi girin.

You sign up to my mailing list and then the PDF will arrive

Posta listeme kaydolursunuz ve ardından PDF

automatically in your inbox.

otomatik olarak gelen kutunuza gelir.

And then every week after that,

Ve bundan sonraki her hafta,

you automatically receive my lesson PDFs

otomatik olarak ders PDF'lerimi alırsınız.

along with my news, updates and offers.

Firstly, a quick message from the sponsor of today's video,

Doğru, bunları alfabetik sırayla inceleyeceğiz.

Lingoda, Europe's number one, trusted language school.

Bir numara, tüm kulaklar.

Tüm kulaklar, umarım bugünkü

I have an opportunity for you

to make the most of what's left of this year.

tostumu,

tereyağlı tost küpelerimi görür ve takdir edersiniz.

Lingoda is running a two month language sprint,

Sadece pek iyi olmadıklarını düşündüm.

Hepiniz kulak veriyorsanız, o zaman tamamen dinliyorsunuz demektir. Bırak

which is an intensive challenge where you take either 15

or 30 classes per month for two months.

çamaşırları asmayı bitireyim,

sonra seni dinlerim.

Now, you know that I always say

Seni tamamen dinleyeceğim.

that maintaining motivations,

Şu anda

staying motivated is one of the hardest parts

meşgul olduğum için konsantre olamıyorum demenin güzel bir yolu ama bir saniye sonra tamamen dinliyor olacağım.

of learning a language

and Lingoda have such a huge motivational push for you.

Tüm kulakları olacağım.

İkincisi, bunu biliyor olabilirsiniz,

bu normalde insanların yağmur yağması dışında öğrendiği ilk deyimlerden biridir ki

You can get 100% cashback if you attend all of your classes

biz bunu asla söylemeyiz.

or 50%, if you take the lighter sprint option.

Yani, bir bacağını kır.

Bir bacağınızı kırın ve bu iyi şanslar demektir.

Lingoda is amazing because they have incredible

En çok

qualified teachers and their group class sizes are so small.

sahnede performans sergileyecek olan aktörler veya müzisyenler için kullanılır.

You can attend classes 24/7 from anywhere in the world.

Bir örnek, bu akşam sahnede olduğunu unutmuşum, bir bacağını kır.

Their classes are of such high quality

with lots of speaking, practise and interaction.

Üç numara, dişlere geçiyoruz.

(gülüyor) Bu, insanın diş derisinin yanında.

Join the sprint and boost your fluency in just 60 days

Ve bu, dişlerinizdeki derinin veya minenin sadece veya zar zor,

and use the incredible cashback prize

çok ince olduğu anlamına gelir,

as the ultimate motivational push.

sadece bir şey yaptınız.

Sign up with my link below in the description box

Bu örnek doğrudur.

and use my code Lucy 20 for a 20 euro discount.

Ehliyet sınavımı canı gönülden geçtim .

Gerçekten bir hata daha yaptım ve geçemezdim.

Make sure that you also read the terms and conditions.

Bu ilginç, aslında eğlenceli bir gerçek.

Right, let's get started with the lesson.

Ehliyet sınavıma dört kez katıldım

Right we're going to go through these in alphabetical order.

ama yalnızca iki kez başarısız oldum.

Number one, is all ears.

Çünkü bir kez geldim ve

All ears, and I hope you can see

and appreciate my toast,

testimde rezervasyon yaparken onayla'yı tıklamamıştım.

my buttered toast earrings today.

Yani orada beklerken çok gergindim,

I just thought they weren't quite well.

meğer o gün sınavım yokmuş, bir

If you are all ears, then it means you are fully listening.

ay daha beklemem gerekmiş (gülüyor).

Dört numara ayaklara iniyor.

Let me finish hanging out the washing

Ayakları üşümek, ayakları üşümek.

and then I'll be all ears.

Eğer ürperirseniz veya ürperirseniz,

I'll be fully listening to you.

It's a nice way of saying I can't concentrate right now

bu aniden bir şey hakkında gergin hissettiğiniz anlamına gelir. Yapmayı planladığınız

because I'm busy, but in a second, I'll be fully listening.

genellikle önemli bir şey .

I'll be all ears.

Ve genellikle düğünlerden önce kullanılır.

Number two, you might know this one,

this is normally one of the first idioms that people learn

Birisi aniden,

ah, gerçekten istediğim bu mu?

apart from it's raining cats and dogs, which we never say.

Bu, çekindikleri anlamına gelir,

aniden bir

It is, break a leg.

şey yapmak isteyip istemediklerinden şüphe duymaya başlarlar.

Break a leg, and this means good luck.

Gerginleşiyorlar.

Bir örnek, umarım

It's most commonly used for actors

düğünden önce korkmaz.

Beş numara, kollara geçiyor

or musicians that are going to perform onstage.

ama yine de bacakları içeriyor.

Bir kol ve bir bacağa mal olmak.

An example, I forgot you're on stage tonight, break a leg.

Bir şey bir kol ve bir bacağa mal oluyorsa,

o zaman çok pahalıdır.

Number three, moving on to teeth.

Bir örnek, bahse girerim o ceket ona bir kola ve bir bacağa mal olmuştur.

(laughs)This one is by the skin of one's teeth.

O ceketin çok pahalı olduğuna bahse girerim.

And this means only just or barely

Altı numara, gözler veya kalp.

Gözlerini ağlamak ya da kalbini ağlamak için.

the skin or the enamel on your teeth is so thin,

you only just did something.

İngiliz İngilizcesinde "gözlerini dışarı çıkarmak" ifadesinin

This example is true.

I passed my driving test by the skin of my teeth.

daha yaygın olarak kullanıldığını söyleyebilirim.

Amerikan İngilizcesi merak ediyorum,

I really did one more mistake and I wouldn't have passed.

Amerikan İngilizcesi konuşanlar izliyorsa

lütfen yorumlar kısmından bana bildirin.

This is interesting, actually fun fact.

Bu çok ağlamak demektir.

I turned up to my driving test four times,

Sadece gözlerin ağlıyor, çok ağlıyordu.

but I only failed twice.

Bir örnek, kedisini kaybettiğinde gözleri dolu dolu ağladı.

Because one time I turned up and I hadn't clicked confirm

Yedi numara, göğse doğru ilerliyor.

when booking in my test.

Göğsünden bir şey çıkarmak için.

So I was all nervous waiting there,

turns out I didn't have a test that day,

Bu, birisine aklınızdan geçenleri anlatmak

I had to wait another month (laughs).

veya birisine sorunlarınızdan birini anlatmak anlamına gelir.

Number four moving down to feet.

Göğsünüzde ağır bir yük var ve üzerinizden kalkıyorsunuz.

Cold feet, to have cold feet.

Bir örnek, üzerimden kalkıp

If you get cold feet or you have cold feet,

patronuma mutsuz olduğumu söylemem gerekiyor.

it means you suddenly feel nervous about something.

Sekiz numara eller.

Something usually important that you plan to do.

El vermek veya el vermek.

And it's often used before weddings.

Bu yardım etmek demektir.

If somebody suddenly thinks,

Ve ödünç vermenin muhtemelen

ah, is this actually what I want?

İngiliz İngilizcesinde daha yaygın olduğunu söyleyebilirim.

It means they're getting cold feet,

Bana yardım edebilir misin?

they're suddenly doubting

Bana yardım edebilir misin?

Bana ver ya da ödünç ver, ödünç ver.

whether they want to do something or not.

They're getting nervous.

Bana yardım edebilir misin?

An example, I hope he doesn't get cold feet

Örnek olarak, taşınma konusunda yardıma ihtiyacınız olursa yardım

before the wedding.

Number five, moving on to arms,

edebilirim.

Dokuz numara, kafa.

but still involving the legs.

To cost an arm and a leg.

Kafası bulutlarda olmak.

If something costs an arm and a leg,

Bu, bir şeyden habersiz veya gerçekçi olmamak,

then it is very expensive.

An example, I bet that coat cost her an arm and a leg.

naif olmak demektir.

Bir örnek,

I bet that coat was so expensive.

Number six, eyes or heart.

bu ekonomide maaş zammı alacağını düşünüyorsa, kafası karışmış demektir.

To cry your eyes out or to cry your heart out.

10 numara, baş ve ayaklar burada.

Başımız dertte.

I would say in British English to cry your eyes out

Baştan aşağı.

Birine sırılsıklam aşık olmak.

is more commonly used.

Baştan aşağı sırılsıklam aşık veya tamamen aşık anlamına gelir.

I wonder in American English,

if any speakers of American English are watching,

Bir örnek, yeni yavrusuyla sırılsıklam.

please let me know in the comments section.

This means to cry a lot.

Just crying your eyes out, she was crying so much.

Yeni yavrusuna tamamen aşık.

11 numara, yine kafa kafaya.

An example, she cried her eyes out when she lost her cat.

Başını belaya sokmak.

Number seven, moving on to chest.

Bu, üstesinden gelemeyeceğiniz bir görevi üstlendiğiniz anlamına gelir

.

To get something off your chest.

Bir örnek,

This means to tell someone what's been on your mind

yeni öğretmenlik pozisyonumda tamamen kendimi aştım.

or to tell someone one of your problems.

12 numara gözler.

It's a heavy load on your chest and you get it off.

Göz kulak olmak için. Bir

şeye veya birine göz kulak olmak.

An example, I need to get it off my chest

Bu, normalde koruyucu bir şekilde izlemek veya izlemek anlamına gelir .

and tell my boss that I am unhappy.

Number eight, hands.

Bir şeyi güvende tutmak için.

To give a hand or to lend a hand.

Bir örnek, ben postaneye girerken bisikletime göz kulak olabilir misin

?

This means to help.

And I would say lend is possibly

Bir yere kıstırmak, çok kısa bir süre bir yere gitmektir.

more common in British English.

İçine girmek, çok kısaca girmek.

Can you give me a hand?

Can you lend me a hand?

Sadece mağazalara uğrayacağım.

Give me, or lend me, lend me.

Sadece çok hızlı bir şekilde mağazalara gideceğim.

Can you lend me a hand?

13 numara, çene.

An example, if you need any help with moving,

Çenesini yukarıda tutmak için.

I can lend a hand.

Çenesini yukarıda tutmak için.

Number nine, head.

Bu, neşeli olmaya çalışmak

veya üzgün olmaktan kaçınmaya çalışmak anlamına gelir.

To have one's head in the clouds.

Bir örnek, çenenizi yukarıda tutun,

This means to be unaware or unrealistic about something,

sınav dönemi yakında sona erecek.

to be naive.

14 numara, öğrenmek veya ezbere bilmektir.

An example, he has his head in the clouds,

Her zaman off'u dahil etmek zorunda değilsin,

if he thinks he's getting a pay rise in this economy.

bu İngiliz İngilizcesinde oldukça yaygın.

Number 10, head and feet here.

Ezberlemek, ezbere bilmek.

We have head over heels.

Bu ezberlemek anlamına gelir.

Head over heels.

To fall head over heels in love with somebody.

Bir örnek, Harry Potter kitaplarının

Head over heels means deeply or completely in love.

yedisini de ezbere biliyorum.

15 numara, hazırız.

An example, she is head over heels with her new puppy.

Bu kişinin saçını açık bırakmaktır.

She's completely in love with her new puppy.

Saçını açık bırakmak.

Number 11, head again, in over one's head.

Bu, rahatlamak veya eğlenmek anlamına gelir.

To be in over one's head.

Saçınızı salın, rahatlayın, eğlenin keyfinize bakın.

This means that you're taking on a task

Bu genellikle

that you can't handle.

biraz daha ciddi olan birine söylenir.

An example, I am completely in over my head

Bir örnek, saçlarını salması gerekiyor.

in my new teaching position.

O her zaman çok streslidir.

Number 12 is eyes.

16 numara, dudaklar.

To keep an eye on.

To keep an eye on something or someone.

Dudaklarım mühürlü.

Dudaklarım mühürlü ve bu,

This means to watch or monitor normally in a protective way.

sırrının benimle güvende olduğu anlamına geliyor.

Mesela dudaklarım mühürlü,

To keep something safe.

An example, can you keep an eye on my bike

elbisenin kaç para olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.

whilst I nip into the post office?

17 numara, kan.

To nip somewhere, is to go somewhere very briefly.

Umarım vücudumun her yerinde nereye işaret edeceğimi bilmiyorum.

To nip into, to go into very briefly.

Kanımı kaynatıyor.

I'm just going to nip to the shops.

Bir şey kanınızı kaynatırsa,

I'm just going to very quickly go to the shops.

sizi gerçekten çok kızdırır.

Number 13, chin.

Bir örnek, bunca yıl boyunca size düşük ödeme yapmaları

To keep one's chin up.

ve kötü davranmaları kanımı kaynatıyor.

To keep one's chin up.

This means to try to be cheerful

or to try to avoid being sad.

18 numara, bir bütün olarak vücut.

An example, keep your chin up,

Cesedimi çiğnemen lazım.

exam season will be over soon.

Cesedimi çiğnemen lazım.

Bu , söylemek istediğinde,

Number 14, is to learn or to know off by heart.

bunu ben ölene kadar yapamazsın

You don't always have to include the off,

ve sonra seni durduramam, diyen bir şeydi.

Bir örnek, cansız bedenim üzerinden

that's quite common in British English.

To learn by heart, to know off by heart.

arabamı sürmene asla izin vermem. Arabamı kullanabilmen için

This means to memorise.

ölene kadar beklemen gerekecek .

An example, I know the Harry Potter books off by heart,

19 numara, Geri.

Sırtına bir pat.

all seven of them.

Sırtına bir pat.

Ve bu bir teşekkür veya tanıma anlamına gelir.

Number 15, we're onto hair.

This is to let one's hair down.

Bir örnek,

To let one's hair down.

bugün onca sıkı çalışmamdan sonra sırtımı sıvazlamayı hak ettiğimi düşünüyorum.

Which means to relax or to have fun.

İnsanların küçük bir anlam ifade ettiğini sık sık göreceksiniz,

Let your hair down, relax, have fun enjoy yourself.

ah, sırtınızı sıvazlayın, ben gerçekten iyi yaptım.

This is usually said to somebody

who's a little more serious.

Aferin bana (gülüyor).

20 numara, yine o harika kulaklara geri dönelim.

An example, she needs to let her hair down.

She is always so stressed.

Bir şeyi kulaktan kulağa çalmak.

Bu, bir şeyi plansız yapmak demektir.

Number 16, lips.

Bir örnek, hava

My lips are sealed.

My lips are sealed and this means

piknik için yeterince kuru olur mu bilmiyorum.

Kulaktan kulağa oynayalım.

your secret is safe with me.

Bir plan yapmayalım, sadece

An example, my lips are sealed,

bugün hava güzel mi karar veririz , pikniği yaparız.

I have no idea how much your dress cost.

Olmazsa, o zaman pikniği içeride yaparız

Number 17, blood.

ve İngiltere'de çok öngörülemeyen bir hava ile yaşarız.

I don't know where to point all over my body hopefully.

Daha önce içeride çok piknik yaptım.

It is makes my blood boil.

21 numara, bacaklara dön.

If something makes your blood boil,

Bacağını çekmektir.

it makes you really really angry.

Birinin bacağını çekmek.

Bu şaka yapmak veya birini kızdırmak anlamına gelir.

An example, the way that they have underpaid you

and mistreated you over all these years makes my blood boil.

Mesela bacağımı mı çekiyorsun?

Gerçekten uzaklaşıyor musun?

Number 18, the body as a whole.

Bacağımı çekme.

Bacağımı mı çekiyor?

Over my dead body.

22 numara, başparmak.

Over my dead body.

This is something that said, when you want to say,

Temel kural veya pratik bir kural.

you cannot do that until I am dead,

Bu, genel bir temel kural anlamına gelir , bu her zaman doğru değildir,

and then I can't stop you.

An example, over my dead body,

ancak genel olarak doğrudur.

Örnek olarak, genel bir kural olarak , bir fincan kahve

I will never let you drive my car.

genellikle 80 miligram kafein içerir.

You'll have to wait til I die before you can drive my car.

23 numara, gözler.

Number 19, Back.

Göz göze gelmek.

A pat on the back.

A pat on the back.

Göz göze gelmek.

And this means a thank you or recognition.

Bu, bir konuda anlaşmak demektir.

Yani aynı fikirde değiliz derseniz, anlaşamıyoruz.

An example, I think I deserve a pat on the back

Örneğin, ailesi

after all of my hard work today.

onun eğitimi konusunda aynı fikirde değildi.

You will often see people doing a little meaning,

24 numara, dişlere geri dön.

Tatlı dişimiz var, tatlı dişimiz.

oh pat on the back, I've done really well.

Well done me (laughs).

Bu da tatlı şeylere duyulan aşk anlamına gelir.

Number 20, back to those wonderful ears again.

Bunun sizin dilinizde de aynı olup olmadığını söyleyebilir misiniz?

To play something by ear.

İngilizce ana diliniz değilse,

This means to do something without a plan.

çok ilgilenirim.

Tatlıya mı,

An example, I don't know if the weather

doğrudan çeviriye mi yoksa farklı bir şeye mi düşkünsünüz?

will be dry enough for a picnic.

Let's play it by ear.

Büyükannem dünyadaki en büyük tatlıya düşkündür.

Let's not have a plan, we'll just decide

if it's nice weather later on today, we'll have the picnic.

Ve işte örneğin,

If not, then we'll have the picnic inside

büyükannem bir keresinde sadece pudinglerden oluşan bir doğum günü yemeği istemişti

.

and living in Britain with very unpredictable weather.

Çok tatlı bir dişi var.

I have had many, a picnic inside before.

Ve 25 numara ellere geri döndü. Bir

Number 21, back to legs.

şeyin elini yıkamak demektir.

It is to pull one's leg.

To pull someone's leg.

Ellerini bir şeyden yıkamak için.

This means to joke or to tease someone.

Bu da bir konu ya da sorunla uğraşmayı bırakmak demektir.

For example, are you pulling my leg?

Ellerimi yıkayacağım.

Artık bununla uğraşmayacağım,

Are you really moving away?

benim sorunum değil.

Don't pull my leg.

Bir örnek, ondan ellerimi yıkayacağım.

Is she pulling my leg?

Çok fazla soruna neden oluyor.

Number 22, thumb.

Evet, bugünkü dersimiz bu kadar,

The rule of thumb or a rule of thumb.

umarım beğenmişsinizdir.

Umarım bir şeyler öğrenmişsindir.

Testi tamamlamayı unutmayın.

This means a general basic rule, that's not always true,

but it's generally true.

PDF'yi talep etmek için açıklama kutusundaki bağlantıya tıkladığınızı unutmayın,

An example, as a rule of thumb, a cup of coffee

sadece posta listesine kaydolursunuz

ve doğrudan size gelir.

generally contains 80 milligrammes of caffeine.

Ödev olarak sizden

Number 23, eyes.

bu deyimlerden beş tanesini eklemenizi ve en sevdiğiniz beş

To see eye to eye.

tanesini yorum kısmında kullanmanızı istiyorum.

To see eye to eye.

This means to agree on something.

Ve mümkün olduğu kadar çok kişiyi görmeye çalışacağım

So if you say we don't see eye to eye, we don't agree.

ve size bazı geri bildirimler vereceğim.

Lingoda iki aylık sprint'e kaydolmayı unutmayın.

For example, her parents didn't see eye to eye

İlgileniyorsanız,

on her education.

Number 24, back to teeth.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın ve

We have sweet tooth, a sweet tooth.

20 euro indirim için Lucy 20 kodunu kullanın.

And this means a love of sweet things.

Benimle sosyal medya hesaplarımdan bağlantı kurmayı unutmayın.

Can you tell me if that's the same in your language?

Instagram'ım ve

If English isn't your first language,

I'd be very interested.

en harika telaffuz aracına sahip olduğum englishwithlucy.co.uk web sitem var.

Do you have a sweet tooth,

direct translation or something different?

Kendim söylersem,

tüm fonemlere tıklayabilir ve

My grandma has the biggest sweet tooth on earth.

fonemleri veya fonemleri içeren kelimeleri telaffuz ettiğimi ve söylediğimi duyabilirsiniz.

And here's your example,

my grandma once requested a birthday meal

Çok eğlenceli.

Kelime

consisting of just puddings.

dağarcığınızı

She has such a sweet tooth.

veya dinleme becerilerinizi daha da geliştirmekle ilgileniyorsanız,

And number 25 back to hands.

It is to wash one's hands of something.

burada,

To wash your hands of something.

And this means to stop dealing with an issue or a problem.

İngiltere kırsalındaki bir çiftlikte hayatımın tamamen altyazılı vlog'larını yüklediğim vlog kanalım da var.

Yakında başka bir ders için görüşürüz (dudak şapırdatır)

I'm going to wash my hands of it.

I'm not gonna deal with it anymore,

Benim (mırıldanmalar) üzerinden

not my problem.

An example, I'm going to wash my hands of him.

biri, eğer birinin ruju kırılırsa.

He causes too many problems.

Right, that is it for today's lesson,

I hope you enjoyed it.

I hope you learned something.

Don't forget to complete the quiz.

(hafif müzik)

Remember you click on the link

in the description box to claim that PDF,

you just sign up for mailing list

and it goes straight to you.

For homework, I would like you to include

five of these idioms, pick your five favourite

and use them in the comment section.

And I will try to see as many as I possibly can

and give you some feedback.

Don't forget to sign up to the Lingoda two months sprint.

If you're interested, just click on the link

in the description box and use the code

Lucy 20 for a 20 euro discount.

Don't forget to connect with me on my social media.

I've got my Instagram and my website englishwithlucy.co.uk,

where I have the most fantastic pronunciation tool.

If I do say so myself,

you can click on all the phonemes and hear me pronounce

and say the phonemes or words that contain the phonemes.

It's very fun.

I, word, if you are interested

in improving your vocabulary

or your listening skills even further,

then I also have my vlogging channel

where I upload fully subtitled vlogs of my life here

on a farm in the English countryside.

I will see you soon for another lesson (lips smacking)

In over my (mumbles)

If somebody, if somebody's lipstick break.

(gentle music)