British Humour Explained (with examples)

Örneklerle İngiliz Espri Anlayışı

(rousing music)

(canlandırıcı müzik)

- Hello everyone, and welcome back to "English with Lucy."

- Herkese merhaba ve "English with Lucy"ye tekrar hoş geldiniz.

Today, I've got a very different video,

Bugün çok farklı bir videom var

but it's been extremely highly requested.

ama çok fazla istek aldı.

A lot of you have been telling me

Birçoğunuz bana

that you don't understand British humour

İngiliz mizahını anlamadığınızı

or that you would like to understand British humour.

veya İngiliz mizahını anlamak istediğinizi söylüyorsunuz.

So today, I'm going to talk you through British humour,

O yüzden bugün size İngiliz mizahından bahsedeceğim, onu biraz daha

help you to understand it a little bit more

anlamanıza yardımcı olacağım

and give you some phrases that you can also use

ve size

to participate in British humour.

İngiliz mizahına katılmak için kullanabileceğiniz bazı ifadeler vereceğim.

So, our sense of humour can do two things.

Yani, mizah anlayışımız iki şey yapabilir. Neler olup bittiğini anlamadıkları için

It can make people feel excluded

insanların kendilerini dışlanmış hissetmelerine neden olabilir

because they don't understand what's going on,

and it can also make people feel offended

ve ayrıca

because it can be, or it can appear to be quite offensive.

öyle olabileceği veya oldukça saldırgan görünebileceği için insanların gücenmiş hissetmelerine neden olabilir.

But don't worry, we're going to cover all of that today.

Ama merak etmeyin, bugün bunların hepsini ele alacağız.

This video might be one of the most important

Bu video

videos I've ever done on my channel.

kanalımda yaptığım en önemli videolardan biri olabilir.

Humour, the British sense of humour, is very important to me.

Mizah, İngiliz mizah anlayışı benim için çok önemli.

Quickly before we get started,

Başlamadan hemen önce

and no, this isn't sarcasm but we will cover that later,

ve hayır, bu alay değil ama buna daha sonra değineceğiz,

I would like to thank the sponsor of today's video.

bugünkü videonun sponsoruna teşekkür etmek istiyorum.

It is Lingoda.

Bu Lingoda'dır.

Lingoda is an online language school

Lingoda, istikrarlı bir internet bağlantınız olduğu sürece dünyanın her yerinden haftanın yedi günü, günde 24 saat

where you can study French, Spanish,

Fransızca, İspanyolca,

German, English and business English

Almanca, İngilizce ve iş İngilizcesi öğrenebileceğiniz bir çevrimiçi dil okuludur

24 hours a day, seven days a week

from anywhere in the world,

as long as you have a stable internet connection.

.

You learn with native, qualified teachers

in both group and private classes.

Hem grup hem de özel derslerde yerli, nitelikli öğretmenlerle öğrenirsiniz.

When you complete enough courses,

Yeterli sayıda kursu tamamladığınızda

you receive a CEFR certificate.

CEFR sertifikası alırsınız.

Ranging from A1 which is beginner to C2 which is advanced.

Başlangıç ​​seviyesi olan A1'den ileri seviye C2'ye kadar.

You follow a structured curriculum

Yapılandırılmış bir müfredatı takip edersiniz

and can choose from over 1,000 classes,

ve 1.000'den fazla ders arasından seçim yapabilirsiniz,

which means you can tailor what you learn

bu da öğrendiklerinizi

to your profession and interests.

mesleğinize ve ilgi alanlarınıza göre uyarlayabileceğiniz anlamına gelir.

Lingoda has given me a special offer to pass on to you.

Lingoda size iletmem için bana özel bir teklif verdi. Açıklama kutusundaki

If you click on the link in the description box

bağlantıya tıklayıp

and sign up using my code, lucy11,

benim kodum olan lucy11'i kullanarak kaydolursanız, ilk ayınız için tüm Lingoda paketlerinde

you will get a 20% discount

%20 indirim alacaksınız

on all Lingoda packages for your first month.

.

I've tried Lingoda myself and I think it's a fantastic way

Lingoda'yı kendim denedim ve bence

to improve your language skills

dil becerilerinizi geliştirmek

and practise with native, qualified teachers.

ve yerli, nitelikli öğretmenlerle pratik yapmak için harika bir yol.

Right, let's get on with this very humorous lesson.

Tamam, hadi bu çok komik derse geçelim.

So, what is British humour?

Peki İngiliz mizahı nedir?

Well, I'm gonna break it down into eight categories.

Bunu sekiz kategoriye ayıracağım.

But in general, we just love to ridicule and make fun of

Ama genel olarak,

every day life, the absurdity of every day life.

günlük hayatla, günlük hayatın saçmalıklarıyla alay etmeyi ve dalga geçmeyi seviyoruz.

One of our most popular comedians is Michael McIntyre.

En popüler komedyenlerimizden biri Michael McIntyre.

And literally all he does is make witty remarks

Ve kelimenin tam anlamıyla tek yaptığı,

about every day life.

günlük yaşam hakkında esprili açıklamalar yapmak.

He makes us laugh about ourselves.

Bizi kendimize güldürüyor.

And the things that we do that we don't even think of,

Ve aklımıza bile gelmeyen yaptığımız şeyleri

he makes us analyse them and think,

analiz etmemizi ve vay

wow, that's ridiculous.

canına, bu çok saçma diye düşünmemizi sağlıyor.

I'll leave a link to some of his videos

and his work in the description box below.

Aşağıdaki açıklama kutusuna bazı videolarının ve çalışmalarının bağlantısını bırakacağım. O

So first, let's talk about irony.

yüzden önce ironiden bahsedelim.

Irony.

ironi.

This is when we highlight when something is different from

Bu, bir şeyin

or the opposite of what is expected.

beklenenden farklı veya tam tersi olduğunu vurguladığımız zamandır.

This is incredibly important in British humour.

Bu, İngiliz mizahında inanılmaz derecede önemlidir.

An example of irony could be,

Bir ironi örneği, dün gece

our local fire station burnt down last night. (laughs)

yerel itfaiye istasyonumuzun yanmış olması olabilir. (gülüyor)

Obviously, you would not expect a fire station to burn down.

Açıkçası, bir itfaiye istasyonunun yanmasını beklemezsiniz.

You would expect that they would take care of their building

just as they take care of other buildings.

Diğer binalarla ilgilendikleri gibi kendi binalarıyla da ilgilenmelerini beklersiniz.

That would be very ironic.

Bu çok ironik olurdu.

We love highlighting these ironic situations,

Bu ironik durumları vurgulamayı seviyoruz,

we love highlighting irony,

ironiyi,

the irony of every day life.

günlük hayatın ironisini vurgulamayı seviyoruz.

Another example could be,

Başka bir örnek,

"You know our friend Pat, the marriage counsellor?

"Evlilik danışmanı arkadaşımız Pat'i tanıyor musun ?

"Unfortunately her and her husband are getting a divorce."

"Maalesef o ve kocası boşanıyor."

We would find that very very funny.

Bunu çok çok komik buluruz.

Obviously, we'd be sad for Pat and her husband

Açıkçası, Pat ve kocası için üzülürdük

but, the irony would not be lost on us.

ama,

(laughs)

(güler)

Phrases we can use.

Kullanabileceğimiz ifadeler

So, if somebody says something to you

Yani, eğer biri size ironik olabileceğini düşündüğünüz bir şey söylerse,

that you think might be ironic,

you can say, ugh, the irony,

ah, ironi,

oh, the irony.

ah, ironi diyebilirsiniz.

Or, you could also say, oh, how ironic.

Ayrıca, ah, ne kadar ironik.

Or better yet, say nothing at all, just smile.

Ya da daha iyisi, hiçbir şey söyleme , sadece gülümse.

Just a coy smile would be fine.

Utangaç bir gülümseme iyi olur.

Now, one step on from irony is sarcasm.

Şimdi, ironiden bir adım ötede alaycılık var.

This is something that we are famous for.

Bu bizim meşhur olduğumuz bir şey.

Sarcasm uses irony to mock or ridicule.

Alaycılık ironiyi kullanır. alay etmek veya alay etmek için. En saf haliyle

A great example of British sarcasm in it's purest form

İngiliz alayının harika bir örneği,

was actually performed by my father

aslında babam tarafından

at his father's, my grandfather's funeral.

babasının, büyükbabamın cenazesinde yapıldı. Burada, Birleşik Krallık'ta

We like to make light of any situation here in the U.K.

herhangi bir durumu hafife almayı severiz.

Before we start, my grandfather had a great sense of humour.

Başlamadan önce, büyükbabamın harika bir olayı vardı. espri anlayışı.

He was always laughing

Her zaman gülerdi

and he would've absolutely loved this.

ve buna kesinlikle bayılırdı. Bu

So, my dad was put in charge

yüzden,

of writing the eulogy for the funeral,

cenaze için methiye yazmakla babam görevlendirildi

and he also had to read that eulogy out in the...

ve o da o methiyeyi dışarıda okumak zorunda kaldı...

I was gonna say cockpit.

Ben yapacaktım kokpit söyle.

(plane whooshing and beeping) It is not a cockpit.

(uçak vızıltısı ve bip sesi) Bu bir kokpit değil.

What is it?

Nedir?

(door opening)

(kapı açılır)

Will.

Will.

- [William] Yeah.

What's that place where you do a reading in a church?

- [William] Evet.

Kilisede okuma yaptığın yer neresi?

(crickets chirping)

(cırcır böcekleri cıvıl cıvıl)

(idea light pinging on) Pulpit!

(fikir ışığı yanar) Minber!

Thank you, I got it. (door closing)

Teşekkürler, anladım. (kapı kapanır)

Okay.

Tamam.

So, he had to give this reading of the eulogy in the pulpit,

Bu yüzden, cenazeye katılan herkese kilisenin önündeki minberde bu methiye okumasını yapmak zorunda kaldı

at the front of the church,

to everyone who was attending the funeral.

.

Now, because this eulogy was so long

Şimdi, bu methiye çok uzun olduğu için

they divided it into two parts.

iki kısma ayırdılar.

They were gonna have a little break, and his sister,

Küçük bir ara vereceklerdi ve kız kardeşi,

my aunt, Marie, was going to choose three songs

teyzem Marie,

that Yeti really liked, that reminded her of Yeti.

Yeti'nin gerçekten sevdiği, ona Yeti'yi hatırlatan üç şarkı seçecekti.

And she was going to put them in this interval.

Ve onları bu aralığa koyacaktı.

So, all was going well, she turned on the songs very well.

Yani her şey yolunda gidiyordu, şarkıları çok iyi açtı.

But when it came to turning the music off,

Ama iş müziği kapatmaya geldiğinde,

it was quite abrupt. (laughs)

oldukça ani oldu. (güler) Kelimenin

It was literally like.

tam anlamıyla gibiydi.

(classical music)

(klasik müzik)

(music abruptly stopping) (record scratching)

(müzik aniden durur) (plak çalar)

And my father, still using his funeral voice,

Ve babam hâlâ cenaze sesini kullanarak,

with not a smile on his face, just said,

yüzünde bir gülümseme olmadan,

"Beautifully faded out, Mary."

"Çok güzel söndü, Mary," dedi.

And then just continued delivering this eulogy,

Ve sonra bu övgüyü sunmaya devam etti

and it was hilarious.

ve çok komikti.

But I did think, had my students been at this funeral

Ama öğrencilerim bu cenazede bulunsaydı

they would have been so shocked and offended

o kadar şaşırır ve gücenirdi

that my dad would make a joke at this funeral. (laughs)

ki babam bu cenazede şaka yapardı diye düşündüm. (güler)

My granddad would have loved it,

Büyükbabam buna bayılırdı

and the whole family found it hilarious.

ve bütün aile bunu çok komik buldu.

And actually, that's a really good example

Ve aslında, bu, daha sonra konuşacağımız, gerçekten iyi bir

of deadpan or dry humour, which we'll talk about next.

soğukkanlılık veya kuru mizah örneği .

But first, a couple of phrases you can use

Ama önce,

when you are attempting to use sarcasm.

iğneleme yapmaya çalışırken kullanabileceğiniz birkaç cümle.

If somebody misunderstands you and gets offended,

Biri seni yanlış anlar ve gücenirse,

you can say, I'm being sarcastic.

alaycı davranıyorum diyebilirsin.

Also say that with no smile, 'cause that's quite funny.

Ayrıca bunu gülümsemeden söyle, çünkü bu oldukça komik.

Or, that was sarcasm.

Ya da bu alaycılıktı.

So, if you're worried that they might not understand,

Yani, anlamayacaklarından endişeleniyorsan, alaycı

as soon as you say something sarcastic you can say,

bir şey söylediğin anda ,

I absolutely loved your dancing.

dansına bayıldım diyebilirsin.

That was sarcasm.

Bu alaycıydı.

So yes, as mentioned before, deadpan or dry humour.

Yani evet, daha önce de belirtildiği gibi, cansız veya kuru mizah.

This is when you say something amusing or funny

Bu,

with a very straight face and a very serious tone.

çok düz bir yüz ve çok ciddi bir ses tonuyla eğlenceli veya komik bir şey söylediğiniz zamandır.

The best jokes are delivered dryly.

En iyi şakalar kuru bir şekilde sunulur.

This is more of a tactic,

Bu daha çok bir taktik

because you know that your joke is funny,

çünkü şakanın komik olduğunu biliyorsun, söylediğinin komik olduğunu bilecek

you have the confidence and intelligence

özgüvene ve zekaya sahipsin

to know that what you've said is funny,

,

because you've said it with a straight face

çünkü bunu asık suratla söyledin

but people have still laughed.

ama insanlar yine de güldü.

It can add that extra shock factor.

Bu ekstra şok faktörünü ekleyebilir.

This is why it's so easy

to offend people with British humour.

İngiliz mizahıyla insanları gücendirmek bu yüzden çok kolay. Mizahları

We often confuse Americans because they,

yüzünden Amerikalıları sık sık karıştırırız

their humour. I love American humour.

. Amerikan mizahını seviyorum.

But their humour is more obvious and in your face.

Ama onların mizahı daha bariz ve yüzünüzde.

So sometimes, if we say something

Yani bazen, asık suratla aşağılayıcı görünen bir şey söylersek

that appears insulting with a straight face.

.

Well, they would normally make a joke like that

Normalde

with a smile on their face,

yüzlerinde bir gülümsemeyle

or making it obvious that they're joking.

ya da şaka yaptıklarını belli ederek böyle bir şaka yaparlar.

So there can be some confusion.

Bu nedenle bazı karışıklıklar olabilir.

Next we have my favourite one, which is wit,

Sonra en sevdiğim şey var, o da esprili,

making witty comments.

esprili yorumlar yapmak.

This is making quick and intelligent remarks and comments,

Bu, tercihen düz bir yüz ifadesiyle hızlı ve zekice açıklamalar ve yorumlar yapmaktır

preferably with a straight face.

.

This is all about being quick thinking and clever.

Bu tamamen hızlı düşünmek ve zeki olmakla ilgili. Sohbete mükemmel bir şekilde uyan,

We love feeling in awe of someone

when they make a completely unplanned or off-the-cuff joke

tamamen plansız veya gelişigüzel bir şaka yapan birine hayranlık duymayı seviyoruz

that fits in perfectly with the conversation.

.

This can be really really hard for non-native speakers.

Bu, ana dili İngilizce olmayanlar için gerçekten çok zor olabilir. İspanyolca'da

I experienced exactly what you're experiencing in Spanish.

tam olarak yaşadıklarınızı yaşadım.

Because I'd want to make a quick comment,

Hızlı bir yorum yapmak istediğim için

it would come into my head,

aklıma gelirdi,

but by the time it actually came out of my mouth

ama gerçekten ağzımdan çıktığı sırada

the conversation had moved on.

konuşma devam etmişti.

So to make witty comments and to be witty,

Bu yüzden esprili yorumlar yapmak ve esprili olmak için

you have to be really clever and really quick,

gerçekten zeki, gerçekten hızlı

and good with your language skills.

ve dil becerilerinizde iyi olmalısınız.

To be described as witty in the U.K.

Birleşik Krallık'ta esprili olarak tanımlanmak

is the mother of all compliments, it really really is.

tüm iltifatların anasıdır, gerçekten öyledir.

So if anyone ever says, that was very witty

Yani eğer birisi bunun çok esprili olduğunu

or, you're very witty,

ya da siz çok esprili olduğunuzu söylerse,

you should take that as a really really big one.

bunu gerçekten çok büyük bir şey olarak kabul etmelisiniz.

Next we have self-deprecation, self-deprecating humour.

Sonra kendini küçümseme, kendini küçümseme mizahımız var.

This is one that you may have seen

Bu, videolarımdan birçoğunda görmüş olabileceğiniz bir şey

in a lot of my videos actually,

aslında,

it's quite an easy one to do.

yapması oldukça kolay bir şey.

But it's hard to not overdo it actually,

Ama aslında aşırıya kaçmamak elde değil,

it can just get depressing after a while.

bir süre sonra bunaltıcı olabiliyor.

This is simply making fun of oneself,

Bu,

like me making fun of myself or you making fun of yourself.

benim kendimle dalga geçmem ya da senin kendinle dalga geçmen gibi, kendi kendisiyle dalga geçiyor.

We don't like to show off too much in the U.K.

Birleşik Krallık'ta çok gösteriş yapmayı sevmiyoruz.

This is a very important component of British humour,

Bu aslında İngiliz mizahının

and culture actually.

ve kültürünün çok önemli bir bileşeni.

Americans might say, America is the greatest.

Amerikalılar, Amerika en iyisidir diyebilir.

And Brits might say, Britain is a great place to visit

Ve İngilizler,

if you don't mind poor weather and questionable food.

kötü hava koşullarına ve şüpheli yiyeceklere aldırış etmezseniz, İngiltere'nin ziyaret etmek için harika bir yer olduğunu söyleyebilir.

We love making fun of ourselves,

whether that's ourselves as a person

İster bir kişi olarak kendimiz, ister

or ourselves as a nation.

bir ulus olarak kendimiz olsun, kendimizle dalga geçmeyi seviyoruz.

Other examples.

Diğer örnekler.

Going into work and saying, ugh,

İşe gidip, ah,

I look like I got dressed in the dark this morning.

bu sabah karanlıkta giyinmiş gibi görünüyorum, demek.

Or, talking about how bad you are at cooking,

Ya da senin yemek yapmada ne kadar kötü olduğundan bahsetmişken, ben

I'm so bad at cooking I could burn water.

yemek yapmada o kadar kötüyüm ki suyu yakabilirim.

They're just little comments that are quite amusing

Bunlar attığımız oldukça eğlenceli küçük yorumlar

that we throw out, and they are making fun of ourselves.

ve kendimizle dalga geçiyorlar.

Then we have innuendos or double entendres.

O zaman imalarımız veya çifte anlamlarımız var.

These are amazing. (laughs)

Bunlar harika. (gülüyor)

This is when we intentionally say things

Bu,

that could be interpreted as taboo or sexual in meaning.

anlam olarak tabu veya cinsel olarak yorumlanabilecek şeyleri kasıtlı olarak söylediğimiz zamandır.

These are a huge part of British culture and British humour,

Bunlar İngiliz kültürünün ve İngiliz mizahının büyük bir parçasıdır,

because they're so easy to slip in anywhere,

çünkü herhangi bir yere sığdırmak çok kolaydır,

because they're not directly offensive or rude.

çünkü doğrudan saldırgan veya kaba değildirler.

But once you know the meaning of them,

Ancak anlamlarını öğrendikten sonra

it can be quite shocking to see

that they are in the newspaper

gazetede

or in a children's TV programme.

ya da bir çocuk programında olduklarını görmek oldukça şaşırtıcı olabilir.

An example could be, there's a plate of sausages over there,

Bir örnek şu olabilir: Orada bir tabak sosis var, ona bir

would you like to give her one?

tane vermek ister misin?

Well, to give him or her one means to

Ona bir tane vermek,

give them sexual intercourse, I guess.

onlara cinsel ilişki vermek anlamına geliyor sanırım.

And obviously, the fact that sausage is involved

Ve açıkçası işin içinde sosis olması da

make this more emphasised.

bunu daha da vurguluyor.

But actually, sexual innuendos and double entendres

Ama aslında, cinsel imalar ve çifte anlamlar

can be found anywhere, especially in headlines of newspapers

her yerde bulunabilir, özellikle gazete manşetlerinde

and in general conversation.

ve genel konuşmalarda.

I remember being around six years old.

Altı yaşlarında olduğumu hatırlıyorum.

My childhood home was very near to my lower school.

Çocukluğumun evi ortaokula çok yakındı.

And I was sitting underneath a hedge,

Ve bir çitin altında oturuyordum,

so I was hidden from the path that led to my school,

bu yüzden okuluma giden yoldan gizlenmiştim

and I was watching my dad do work in his vegetable patch.

ve babamın sebze bahçesinde çalışmasını izliyordum.

So I couldn't be seen,

Yani ben görülemezdim

but people could see in and see my dad.

ama insanlar içeri girip babamı görebilirdi.

And I heard one of my teachers

Ve öğretmenlerimden birinin

walking along with another teacher, say to her. (laughs)

başka bir öğretmenle birlikte yürüdüğünü duydum , ona şöyle dedi. (güler)

Say to her companion, "I'd rather see his meat and two veg."

Arkadaşına " Etini ve iki sebzeyi görmeyi tercih ederim" deyin.

And I remember going, "Daddy, why did Mrs. (mumbles)

Ve "Baba, Bayan (mırıldanır) neden

"want to see your meat and two veg?"

senin etini ve iki sebzeni görmek istedi?" dediğimi hatırlıyorum

And he obviously went very red.

ve çok kızardı

They had gone by then, but I remember him telling

. O zamana kadar gitmişlerdi ama akşam yemeğinde anneme bundan bahsettiğini hatırlıyorum.

my mom about it over dinner and her being shocked

ve onun şok olması

and also laughing loads.

ve aynı zamanda çok gülmesi.Ve ne demek istediklerini anlamam

And it took me a couple of years

birkaç yılımı aldı.Açıkçası

to understand what they meant.

Obviously, meat and two veg means a man's private area,

, et ve iki sebze bir erkeğin özel alanı demek,

I guess, because of the shape of.

sanırım, şeklinden dolayı.

Anyway, let's not go too far into it.

Neyse, hadi biz de gitmeyelim. çok derinlere indim.

But it took me a while to understand.

Ama anlamam biraz zaman aldı.

But yeah, that's a good example of sexual innuendo.

Ama evet, bu cinsel imalara iyi bir örnek.

And obviously, it was my teacher saying it,

Ve belli ki, bunu öğretmenim söylüyordu,

she shouldn't have said that.

öyle söylememeliydi.

Next we have banter.

Sonra şakalaşıyoruz.

Ugh, banter is rife in the U.K.

Ugh, şaka Birleşik Krallık'ta yaygındır.

This is playful teasing, that can actually be quite harsh.

Bu oyunbaz bir alaydır ve aslında oldukça sert olabilir.

It's normally used with our friends and family,

Normalde arkadaşlarımız ve ailemiz,

people that we are close to,

yakın olduğumuz,

that we know we have that rapport with.

yakınlık kurduğumuzu bildiğimiz kişiler için kullanılır.

But we can also use it against other cultures,

Ancak bunu başkalarına karşı da kullanabiliriz. kültürler,

especially Americans, Germans and French.

özellikle Amerikalılar, Almanlar ve Fransızlar. Aramızda

There seems to be some good banter going on between us.

bazı iyi şakalar oluyor gibi görünüyor .

It's very common in pub culture and lad culture.

Bar kültürü ve delikanlı kültüründe çok yaygın.

So for example, if a male friend

Örneğin, bir erkek arkadaşın

is starting to lose his hair,

saçı dökülmeye başlıyorsa,

well, he will probably be picked on

muhtemelen arkadaş grubunda

and teased about that in his group of friends.

bu konuda alay edilecek ve dalga geçilecektir .

But don't worry, it's just banter.

Ama endişelenme, sadece şaka.

It can be quite offensive sometimes

Bazen oldukça saldırgan olabilir

and covered up as banter.

ve şaka olarak gizlenebilir.

But, in general, it's a really funny thing.

Ama genel olarak, gerçekten komik bir şey.

There is a difference between banter and witty banter.

Şaka ile esprili şaka arasında bir fark vardır.

Witty banter is much more intelligent and clever.

Esprili şaka çok daha zeki ve zekice.

Banter can just be teasing sometimes with an excuse.

Şaka bazen bir bahaneyle alay ediyor olabilir.

I love it though, I think it's hilarious.

Yine de seviyorum, bence komik.

A common form of nationwide banter is

Ülke çapında yaygın bir şakalaşma biçimi,

the rule that if anyone in a pub anywhere

bir barda herhangi bir yerdeki herhangi biri

drops a glass and it makes a noise,

bardağı düşürürse ve bir ses çıkarırsa,

everyone has to go, way!

herkesin gitmesi gerektiği kuralıdır!

And it's so embarrassing for that person.

Ve o kişi için çok utanç verici.

It's happened to me, it's happened to most people.

Benim başıma geldi, çoğu kişinin başına geldi.

But yes, make sure you join in with the, way!

Ama evet, bu şekilde katıldığınızdan emin olun!

But don't start the way,

Ama

if you're in a pub in the U.K. (laughs)

Birleşik Krallık'ta bir bardaysanız yola başlamayın (gülüyor)

Lastly, we have puns or play on words.

Son olarak kelime oyunları veya kelime oyunları yapıyoruz.

This is just wordplay.

Bu sadece kelime oyunu.

It's making funny comments

by bending and using the language.

Dili bükerek ve kullanarak komik yorumlar yapmaktır.

This is something that we love to hate.

Bu nefret etmeyi sevdiğimiz bir şey.

We all go ugh, and groan when we hear a bad pun.

Kötü bir kelime oyunu duyduğumuzda hepimiz ugh der ve inleriz.

But we might go, ooh, very good,

Ama gerçekten zekice bir tane duyarsak gidebiliriz, ooh, çok iyi

if we hear a really clever one.

. Vitrinlerde, mağaza adlarında

It's very common to see puns on shopfronts, shop names.

kelime oyunları görmek çok yaygındır .

For example, there's a fish and chips shop

Örneğin, The Codfather adında bir balık ve cips dükkanı var

called The Codfather.

.

Play on words with the Godfather.

Godfather ile kelimelerle oynayın.

We have a hairdressers called A Cut Above the Rest,

A Cut Above the Rest adında

which is hilarious, kind of.

çok komik bir kuaförümüz var. Harika olduğunu düşündüğüm

There's a kebab shop called Abrakebabra,

Abrakebabra adında bir kebapçı var

which I think is brilliant.

.

A bakery called Bread Pitt. (laughs)

Bread Pitt adında bir fırın. (güler)

And a greengrocers called Planet of the Grapes.

Bir de Üzüm Gezegeni diye bir manav .

Hilarious, love it.

Komik, onu seviyorum.

They are terrible but brilliant

Korkunç ama zekiler

and they are very very British.

ve çok çok İngilizler.

In fact, if you search shop-name puns on Google

Aslında, Google'da mağaza adı kelime oyunları ararsanız,

you can spend a good couple of hours

laughing at the creativity of these shop owners.

bu mağaza sahiplerinin yaratıcılığına gülerek birkaç saat geçirebilirsiniz.

Right, I think we've covered

Doğru,

most of the bases of British humour.

İngiliz mizahının temellerinin çoğunu ele aldığımızı düşünüyorum.

If you have any other doubts, please comment them down below

Başka şüpheleriniz varsa, lütfen bunları aşağıya yorumlayın

and will try and help you out.

ve size yardımcı olmaya çalışalım.

And also, let me know about any similarities

Ayrıca,

or differences with your culture and language.

kültürünüz ve dilinizle benzerlikler veya farklılıklar varsa bana bildirin .

I'd also love to know if you have any good puns or jokes.

Ayrıca iyi kelime oyunlarınız veya şakalarınız olup olmadığını bilmek isterim.

Always up for a laugh when I'm checking my comments section.

Yorumlar bölümümü kontrol ederken her zaman gülmek için hazırım.

It divides up the hate quite nicely.

Nefreti çok güzel bölüyor.

Right, that's it for today's lesson.

Tamam, bugünün dersi bu kadar.

I hope you enjoyed it and I hope you learned something,

Umarım beğenmişsinizdir ve umarım bir şeyler öğrenmişsinizdir

and I hope it cleared up

ve umarım

a couple of your doubts about British humour.

İngiliz mizahı hakkındaki birkaç şüphenizi gidermiştir.

Don't forget to check out Lingoda,

Lingoda'ya göz atmayı unutmayın,

the link is in the description box.

link açıklama kutusunda.

And you can use my code, lucy11 to get 20% off

all Lingoda packages for your first month.

İlk ayınız için tüm Lingoda paketlerinde %20 indirim almak için kodum olan lucy11'i kullanabilirsiniz.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, I've got my Instagram

Facebook'um var, Instagram'ım var

and I've got my Twitter.

ve Twitter'ım var.

And I shall see you soon for another lesson, mwa.

Ve yakında başka bir ders için görüşürüz, mwa.

(outtake reel beeping) Today,

(makara bip sesi çıkarır) Bugün

a little bit of a different video, but a highly (mumbles).

biraz farklı bir video ama yüksek (mırıldanmalar).

Lingoda is an online language e-school.

Lingoda bir çevrimiçi dil e-okuludur.

Language e-school. (laughs)

Dil e-okulu. (güler)

I am e-Spanish. (laughs)

Ben e-İspanyol'um. (güler)

My e-launuage e-school.

Benim e-lansman e-okulum.

Okay.

Tamam aşkım.

Lingoda is an online language.

Lingoda çevrimiçi bir dildir.

Something is echoing.

Bir şey yankılanıyor.

Eh!

Eh!

Eh!

Eh!

Oh, it's 'cause I cleared this room.

Oh, çünkü bu odayı boşalttım.

There used to be loads of stuff on the floor.

Eskiden yerde bir sürü şey vardı.

And now it's clean, so it's echoing.

Ve şimdi temiz, bu yüzden yankılanıyor.

(outtake reel beeping)

(çıkış makarası bip sesi)

William.

William.

(door opening)

(kapı açılır)

Hello.

Merhaba.

Ooh, with mango.

Ooh, mangolu.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

Do you want to say hello?

Merhaba demek ister misin?

He's been on the farm.

Çiftlikteymiş.

- [William] Sponsored by Adidas.

- [William] Adidas sponsorluğunda.

- No, you can't do that.

- Hayır, bunu yapamazsın.

Now I have to take it off. - Sorry.

Şimdi onu çıkarmalıyım. - Üzgünüm.

- (laughs) No, it's fine.

- (güler) Hayır, sorun değil.

Just disclaimer, he's not sponsored by Adidas.

Sadece sorumluluk reddi, Adidas tarafından desteklenmiyor.

But, if they're interested, he would be well up for that.

Ama eğer ilgilenirlerse, buna hazır olur.

- [William] I wish.

- [William] Keşke.

- See you in a bit.

- Biraz sonra görüşürüz.

(door closing)

(kapı kapanır)

Mm.

Mm.

Fantastic.

Fantastik.

Another example could be.

Başka bir örnek olabilir. Evlilik danışmanı

You know your friend Pat, the marriage counsellor?

arkadaşın Pat'i tanıyor musun ?

(laughs) God, why I speak today?

(güler) Tanrım, bugün neden konuşuyorum?

Why can't I speak today?

Neden bugün konuşamıyorum?

(rousing music)

(heyecan verici müzik)