30+ Advanced Everyday English Phrases (and WHY we use them!)

- Hello, lovely students,

- Merhaba sevgili öğrenciler,

and welcome back to "English with Lucy."

"English with Lucy"ye tekrar hoş geldiniz.

Today, we're going to be covering the topic of slang

Bugün argo konusunu

but more importantly, rhyming slang.

ama daha da önemlisi kafiyeli argo konusunu işleyeceğiz. Size

I'm going to teach you how

and why we use phrases like holy moly,

kutsal moly,

nitty-gritty, fuddy-duddy, higgledy-piggledy.

nitty-gritty, fuddy-duddy, higgledy-piggledy gibi ifadeleri nasıl ve neden kullandığımızı öğreteceğim.

It's the ultimate vocabulary, grammar,

Bu nihai kelime bilgisi, gramer,

and slang and pronunciation lesson.

argo ve telaffuz dersidir.

Today I'm going to teach you about something

Bugün size

that most native speakers won't even realise they do

anadili İngilizce olanların çoğunun farkına bile varmayacağı

and they certainly wouldn't be able to explain why.

ve kesinlikle nedenini açıklayamayacakları bir şey öğreteceğim.

We're going to talk about rhyming reduplication.

Kafiyeli ikileme hakkında konuşacağız.

Before we get started, two important points.

Başlamadan önce iki önemli nokta.

Number one, we have a free PDF

Birincisi, bugünün dersine uygun ücretsiz bir PDF'imiz var

that goes with today's lesson.

.

If you'd like to download it,

İndirmek isterseniz,

click on the link in the description box.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın. Bugün

It's got everything we cover today, lots of examples,

ele aldığımız her şey , birçok örnek ve

plus a quiz so you can test your understanding.

ayrıca anlayışınızı test edebilmeniz için bir sınav var . Bahsetmek

The next thing I want to mention is LanguaTalk.

istediğim bir sonraki şey LanguaTalk.

You might have noticed that I have not done a sponsorship

Fark etmişsinizdir

on my channel for a very long time,

çok uzun zamandır kanalımda sponsorluk yapmıyorum

and this isn't a sponsorship.

ve bu bir sponsorluk değil.

I have become a part of this company.

Bu şirketin bir parçası oldum.

I started to get a little bit frustrated

with how some online tutoring

Bazı çevrimiçi ders

platforms were treating their teachers.

platformlarının öğretmenlerine nasıl davrandığı konusunda biraz hayal kırıklığına uğramaya başladım. Bu

So I looked for an alternative, found LanguaTalk,

yüzden bir alternatif aradım, LanguaTalk'ı buldum

and was so impressed I decided to become a part of it.

ve o kadar etkilendim ki bunun bir parçası olmaya karar verdim. İster

On LanguaTalk, you can find your

perfect one-on-one language tutor,

whether you're learning English

İngilizce ister

or one of many other languages.

diğer birçok dilden birini öğreniyor olun, LanguaTalk'ta mükemmel bire bir dil öğretmeninizi bulabilirsiniz.

LanguaTalk is incredibly selective

LanguaTalk, platformlarındaki öğretmenlerin kalitesi konusunda inanılmaz derecede seçicidir

about the quality of tutors on their platform,

,

but that doesn't mean they're all really expensive.

ancak bu, hepsinin gerçekten pahalı olduğu anlamına gelmez. Bir

I encourage you to have a look through,

göz atmanızı,

watch all the tutors' introduction videos,

tüm öğretmenlerin tanıtım videolarını izlemenizi

and choose your perfect fit.

ve size en uygun bedeni seçmenizi tavsiye ederim. İtalyanca için

I found my perfect tutor for Italian, Alice,

mükemmel öğretmenim Alice'i buldum

and I've had an amazing experience.

ve harika bir deneyim yaşadım.

(Lucy speaks foreign language)

(Lucy yabancı dil konuşuyor)

(Alice speaks foreign language)

(Alice yabancı dil konuşuyor)

Click on the link in the description box

to explore the tutors on LanguaTalk,

LanguaTalk'taki öğretmenleri keşfetmek,

find your perfect fit, and organise a trial class.

size en uygun olanı bulmak ve bir deneme dersi düzenlemek için açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın. İngilizceni geliştirmek

I know you're here because you want to improve your English.

istediğin için burada olduğunu biliyorum .

If you want to take it really seriously,

Gerçekten ciddiye almak istiyorsanız, bire bir öğretmen

I highly recommend looking for a one-on-one tutor.

aramanızı şiddetle tavsiye ederim .

As an extra bonus,

Ekstra bir bonus olarak, LanguaTalk'ta ilk

when you pay for your first class on LanguaTalk,

dersiniz için ödeme yaptığınızda ,

you can forward the receipt to my email address

makbuzu e-posta adresime iletebilirsiniz

and I'll send you a copy of my idioms

ve ben de size deyimler

and phrasal verbs ebook for free.

ve deyimler e-kitabımın bir kopyasını ücretsiz olarak gönderirim.

This is usually worth $15, so it's worth it.

Bu genellikle 15 $ değerindedir, bu yüzden buna değer.

Okay, I have written a little poem for you

Tamam, senin için küçük bir şiir yazdım

and there's a reason behind it.

ve bunun arkasında bir sebep var.

I've not just gone into poetry.

Sadece şiire girmedim.

There was once a teacher from Britain

Bir zamanlar Britanya'dan

who gave classes to Alfonso the kitten.

yavru kedi Alfonso'ya ders veren bir öğretmen vardı.

But he didn't like reading.

Ama okumayı sevmiyordu.

He just wanted feeding.

Sadece beslenmek istiyordu.

So he munched up what Lucy had written. (laughs)

Bu yüzden Lucy'nin yazdıklarını yuttu. (gülüyor)

Alfonso is the name of my cat.

Alfonso benim kedimin adı.

Now there is something inherently satisfying

Şimdi, kafiyeli kelimelerin doğal olarak tatmin edici bir yanı var

about rhyming words, isn't there?

, değil mi?

Apparently, it makes our brains really happy

Görünüşe göre,

when they hear the sound patterns that occur in rhymes.

tekerlemelerde meydana gelen ses kalıplarını duyduklarında beynimiz gerçekten mutlu oluyor.

Now, we do this a lot in English,

Şimdi, bunu İngilizcede çok yapıyoruz,

especially to say something in a lighthearted way.

özellikle de bir şeyi kaygısız bir şekilde söylemek için.

For example, holy moly there are a lot of examples!

Örneğin, kutsal moly'nin birçok örneği var!

Holy moly is an interjection showing surprise.

Holy moly, şaşkınlığı gösteren bir ünlemdir.

Now, don't worry. I'm going to show you the nitty-gritty.

Endişelenme. Size işin inceliklerini göstereceğim.

The nitty-gritty is the important detail.

Nitty-gritty önemli detaydır.

We're going to go from the itsy-bitsy,

Ufak tefek,

itsy-bitsy means very, very small,

ufacık, çok, çok küçük anlamına gelen

to the higgledy-piggledy.

karmakarışık domuzcuklara gideceğiz.

Higgledy-piggledy means confused or jumbled.

Higgledy-piggledy, kafası karışmış veya karışık anlamına gelir.

Trust me, these expressions are the bee's knees.

İnan bana, bu ifadeler arı dizleri.

The bee's knees is an idiom that means excellent.

Arının dizleri mükemmel anlamına gelen bir deyimdir.

Okey-dokey, let's go.

Tamam-dokey, gidelim.

Okey-dokey means okay.

Okey-dokey tamam demektir.

See, there are a lot of them.

Bak, onlardan çok var.

Okay so these rhyming expressions

Tamam, bu kafiyeli ifadelere

are called rhyming reduplication,

kafiyeli ikileme denir

and in rhyming reduplication,

ve kafiyeli ikilemede,

we alter the beginning of the word,

kelimenin başlangıcını değiştiririz

and generally this is a consonant or a consonant cluster.

ve genellikle bu bir ünsüz veya bir ünsüz kümesidir.

For example, ee's-ees, bee's knees.

Örneğin, ee's-ees, arının dizleri.

Bee's knees is a copy apart from the consonant sounds

Arının dizleri, kelimelerin başındaki ünsüz seslerin dışında bir kopyadır

at the start of the words.

. Bunun

Two-part expressions like this sound extremely informal

gibi iki parçalı ifadeler kulağa son derece gayri resmi geliyor

and bring the register right down to a fun level

ve kibirli görünmemeniz için kaydı eğlenceli bir seviyeye getiriyor

so that you won't sound hoity-toity.

. Bir

Another one, hoity-toity is behaving

diğeri, hoity-toity,

like you are better than everyone else.

herkesten daha iyiymişsin gibi davranmaktır.

I hate all this hoity-toity.

Tüm bu hoity-toity'den nefret ediyorum.

Here are a few more.

İşte birkaç tane daha.

Boogie-woogie, oh, I love that one, boogie-woogie.

Boogie-woogie, oh, bunu seviyorum, boogie-woogie.

Boogie means dance and so does boogie-woogie.

Boogie dans demektir ve boogie-woogie de öyle.

Let's go out next weekend and boogie-woogie.

Önümüzdeki hafta sonu dışarı çıkıp boogie-woogie yapalım.

That one does sound a little old fashioned.

Bu biraz eski moda geliyor.

This one does too but not in the same way.

Bu da yapar ama aynı şekilde değil.

Fuddy-duddy, fuddy-duddy,

Fuddy-duddy, fuddy-duddy,

this noun or sometimes adjective describes someone

bu isim veya bazen sıfat,

who is old fashioned or something that is old fashioned.

eski moda birini veya eski moda bir şeyi tanımlar.

I find it adorable though.

Yine de sevimli buluyorum.

Don't be such a fuddy-duddy. Come out tonight.

Bu kadar gerizekalı olma. Bu gece dışarı çık.

Or his outfit was a bit fuddy-duddy.

Ya da kıyafeti biraz ahmakçaydı. Bir

We also have quite a childish one, silly billy.

de oldukça çocuksu bir tanemiz var, aptal Billy.

Silly billy, and this is what we say

Aptal Billy, biz de

to children who aren't behaving in a sensible way.

mantıklı davranmayan çocuklara böyle diyoruz.

We also use it a lot with our pets

because we treat our pets as our children in the UK.

Birleşik Krallık'ta evcil hayvanlarımıza çocuklarımız gibi davrandığımız için evcil hayvanlarımızla da çok kullanıyoruz. Bunda

The tone of voice is important with this one,

ses tonu önemlidir,

as otherwise it could sound pretty insulting.

aksi takdirde oldukça aşağılayıcı gelebilir.

Oh, you are a silly billy.

Oh, sen aptal bir Billy'sin.

Take that bucket off your head.

O kovayı kafandan çıkar.

Fun fact, I actually got a bucket stuck

Eğlenceli gerçek, aslında çocukken kafama bir kova saplandı

on my head as a child.

.

I put it on like this and put the strap

Bu şekilde giydim ve

under my chin to look like a soldier.

asker gibi görünmek için askıyı çenemin altına koydum.

I was definitely a silly billy.

Ben kesinlikle aptal bir billydim.

It had to be cut off, and it was my favourite bucket.

Kesilmesi gerekiyordu ve en sevdiğim kovaydı.

In fact, I don't think I've recovered.

Aslında, iyileştiğimi sanmıyorum.

Another, hocus-pocus.

Başka bir hokus pokus.

This is silliness or magical activity

Bu,

often used to trick someone.

genellikle birini kandırmak için kullanılan aptallık veya büyülü bir faaliyettir.

Just be honest, stop all this hocus-pocus.

Dürüst ol, tüm bu hokus pokusu bırak.

Often wizards will say it before casting a spell.

Genellikle büyücüler bunu bir büyü yapmadan önce söylerler.

Hocus-pocus, she's disappeared!

Hokus pokus, ortadan kayboldu! Bir

We also have lovey-dovey.

de sevgilimiz var.

This is a romantic adjective for people who show PDAs.

Bu, PDA'ları gösteren insanlar için romantik bir sıfat.

Ah, PDAs, these are public displays of affection.

Ah, PDA'lar, bunlar halka açık sevgi gösterileri.

Mum and dad are far too lovey-dovey.

Annemle babam fazla sevgi dolu.

They're always holding hands.

Hep el ele tutuşuyorlar.

Another you might come across,

Karşılaşabileceğiniz bir başkası,

not so common, helter-skelter.

pek yaygın olmayan, alacalı.

This is either a type of slide

Bu, ya bir oyun parkında bulacağınız

that goes all the way around like that,

tüm yolu bu şekilde dolaşan bir kaydırak türüdür

you'll find it in a playground,

or an adjective to describe hurrying and confusion.

ya da telaş ve karmaşayı anlatan bir sıfattır. Gösteriye

We had a helter-skelter journey to the show.

alacalı bir yolculuk yaptık. Bir

We also have one that I love to say, namby-pamby.

de söylemeyi sevdiğim bir tane var , namby-pamby.

Namby-pamby, this is an adjective meaning weak,

Namby-pamby, zayıf,

feeble, maybe excessively emotional,

zayıf, belki aşırı duygusal anlamına gelen bir sıfat

and it's a bit cruel to be honest.

ve dürüst olmak gerekirse biraz acımasız.

What a namby-pamby idea. It's really insulting.

Ne aptalca bir fikir. Gerçekten aşağılayıcı.

Willy-nilly is one that I use all the time,

Willy-nilly, her zaman kullandığım bir zarftır

and this is an adverb to describe doing something

ve bu, bir şeyi

in an irregular way.

düzensiz bir şekilde yapmayı tanımlayan bir zarftır.

The new agency just sends its proposals willy-nilly.

Yeni ajans ister istemez tekliflerini gönderiyor.

Yeah, if you do something willy-nilly,

Evet, ister istemez bir şey yaparsan,

it's without planning or organisation.

planlamadan veya düzenlemeden olur.

It's in a random, chaotic way.

Rastgele, kaotik bir şekilde.

Don't just do it willy-nilly.

Bunu ister istemez yapmayın.

Think about it first.

Önce bir düşünün.

We also have jeepers creepers.

Ayrıca jeepers creeper'larımız da var.

Jeepers creepers, and this

Jeepers sürüngen ve bu

is an exclamation showing surprise or shock.

şaşkınlık veya şoku gösteren bir ünlemdir.

And I'm pretty sure that it comes

Ve eminim ki bu,

from avoiding saying something blasphemous,

küfür içeren bir şey söylemekten kaçınmaktan,

avoiding saying Jesus Christ

İsa Mesih demekten kaçınmaktan geliyor

'cause we have Jesus Christ, jeepers creepers.

çünkü bizde İsa Mesih var, cipler sürüngenler.

Some people want to avoid that.

Bazı insanlar bundan kaçınmak ister.

It's quite a nice one to use.

Oldukça güzel bir kullanımdır.

Jeepers creepers, knock on the door

Jeepers creepers,

before you just come in next time.

bir dahaki sefere gelmeden önce kapıyı çal.

Now, let's move on to the topic of nicknames.

Şimdi takma adlar konusuna geçelim.

British people quite like assigning nicknames to each other

İngilizler birbirlerine lakap takmayı çok seviyorlar

and we love them even more if they rhyme.

ve kafiyeli olduklarında onları daha da çok seviyoruz.

So you could have a Steady Eddie, Handy Andy,

Böylece bir Steady Eddie, Handy Andy,

Merry Geri, Bonny Johnny, Smiley Kylie.

Merry Geri, Bonny Johnny, Smiley Kylie'ye sahip olabilirsiniz. Bana

I'm often called Juicy Lucy.

genellikle Juicy Lucy denir.

It really works well with two syllable names.

İki heceli isimlerle gerçekten iyi çalışıyor.

Here's a challenge for you,

İşte size bir meydan okuma,

can you think of a rhyming reduplication

for your own name or a British name that you can think of?

kendi adınız için kafiyeli bir ikileme veya aklınıza gelen bir İngiliz adı düşünebilir misiniz?

Preferably your own name,

Tercihen kendi adınız,

but some of them might be quite difficult.

ancak bazıları oldukça zor olabilir.

I'm thinking Muhammad doesn't really rhyme with much.

Muhammed'in pek kafiyeli olmadığını düşünüyorum.

Maybe you could go with Mo.

Belki Mo ile gidebilirsin.

Now, anyone can make rhyming reduplications about anything,

Artık herkes herhangi bir şey hakkında kafiyeli ikilemeler yapabilir

and there's a really common format.

ve gerçekten yaygın bir biçim var.

It often happens by replacing the first consonant

Genellikle ikilemede ilk ünsüzü

with wa in the reduplication.

wa ile değiştirerek olur.

It's very childlike as you can hear.

Duyduğun gibi çok çocuksu.

My friend Jenny-wenny wrote a booky-wooky

Arkadaşım Jenny-wenny,

about a doggy-woggy.

bir doggy-woggy hakkında bir booky-woky yazdı. Yorum bölümünde sizin

There's another challenge for you in the comment section.

için başka bir meydan okuma var .

See if you can write

a childish sentence using this w consonant sound.

Bu w ünsüz sesini kullanarak çocukça bir cümle yazıp yazamayacağınıza bakın.

It's your homework-womework. (laughs)

Bu senin ev ödevin-kadın ödevin. (gülüşmeler)

Okay, one more thing I want to cover, rhyming shmyming.

Pekala, ele almak istediğim bir şey daha var , kafiyeli shmyming.

Rhyming shmyming, why do we say things like that?

Kafiyeli shmyming, neden böyle şeyler söylüyoruz?

This is called shm, shm-reduplication.

Buna shm, shm-reduplikasyon denir.

I repeated the word rhyming

Kafiye kelimesini tekrarladım

but I replaced the first consonant

ama ilk ünsüz harfi

with shm, rhyming shmyming.

shm ile değiştirdim, kafiyeli shmyming.

I used it here as an intensifier

to make the concept more memorable.

Konsepti daha akılda kalıcı kılmak için burada yoğunlaştırıcı olarak kullandım.

Here we have some more.

Burada biraz daha var.

Money shmoney, this kinda means money's not important

Money shmoney, bu bir bakıma paranın önemli olmadığı

or money's no object.

veya paranın önemli olmadığı anlamına gelir.

Homework shmomework, if I heard this,

Ev ödevi ödev, bunu duysaydım,

I would think that the speaker was implying

konuşmacının

that there are better things to do.

yapılacak daha iyi şeyler olduğunu ima ettiğini düşünürdüm.

We also have bored shmored.

Biz de sıkıldık.

This is sort of confrontational.

Bu bir nevi yüzleşmedir.

It's like saying, "I don't believe you, you aren't bored,

"Sana inanmıyorum, sıkılmıyorsun

or you don't have to be bored."

ya da sıkılmak zorunda değilsin" demek gibi.

Shm-reduplication originated in Yiddish,

Shm-reduplikasyon Yidiş kökenlidir

and it's generally used to indicate irony,

ve genellikle ironi,

sarcasm, scepticism, to be dismissive or as an interjection.

iğneleme, şüphecilik, küçümseyici olmak veya bir ünlem olarak belirtmek için kullanılır.

It really depends on the context and the intonation,

Gerçekten bağlama ve tonlamaya bağlı

and it's very informal.

ve çok resmi değil.

Do not use this in a job interview.

Bunu bir iş görüşmesinde kullanmayın.

I thought it would be valuable to mention it

Bundan bahsetmenin değerli olacağını düşündüm

because you do hear it in a lot of movies,

çünkü pek çok filmde,

especially ones based in New York.

özellikle de New York'ta geçenlerde duyarsınız.

You might hear people saying, "I feel fancy schmancy today."

İnsanların "Bugün kendimi havalı hissediyorum" dediğini duyabilirsiniz.

A bit of emphasis there, fancy schmancy.

Orada biraz vurgu, süslü şakacılık.

Okay, that's it for today.

Tamam, bugünlük bu kadar.

I really enjoyed this lesson. It was fascinating.

Bu dersten gerçekten keyif aldım . Büyüleyiciydi.

It is such a fascinating topic to me.

Bu benim için çok büyüleyici bir konu.

I like helping you to understand why we say

and use certain things.

Bazı şeyleri neden söylediğimizi ve kullandığımızı anlamanıza yardımcı olmayı seviyorum.

Don't forget to check out LanguaTalk.

LanguaTalk'a göz atmayı unutmayın.

Remember that once you've booked your first paid lesson

on LanguaTalk with your perfect one-on-one tutor,

Mükemmel bire bir öğretmeninizle LanguaTalk'ta ilk ücretli dersinizi ayırttıktan sonra,

you can forward your receipt to me on my email address,

makbuzunuzu e-posta adresime iletebileceğinizi

and I will send you a copy of my idioms

ve size deyimler

and phrasal verbs workbook for free as an extra bonus.

ve deyimsel fiiller çalışma kitabımın bir kopyasını göndereceğimi unutmayın. ekstra bonus olarak ücretsiz.

You can also download the PDF for today's lesson.

Bugünün dersinin PDF'sini de indirebilirsiniz.

The link is down there as well.

Bağlantı da orada.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Instagram, my Facebook,

Instagram'ım, Facebook'um

and my website, englishwithlucy.com.

ve web sitem englishwithlucy.com var.

On that website,

Bu web sitesinde

you can find an interactive pronunciation tool

etkileşimli bir telaffuz aracı bulabilir

and you can also see all of my courses.

ve ayrıca tüm kurslarımı görebilirsiniz.

We've got lots of different topics.

Çok farklı konularımız var. Cümle fiilleri, deyimler, argo gibi

You can go really in depth into one topic

tek bir konuyu gerçekten derinlemesine inceleyebilir

like phrasal verbs, idioms, slang,

or you can take my level courses

veya

where you can master B1 English or B2 English, et cetera.

B1 İngilizce veya B2 İngilizce vb. konularda uzmanlaşabileceğiniz seviye kurslarımı alabilirsiniz.

I will see you soon for another lesson. (kisses)

Yakında başka bir ders için görüşürüz. (öpücükler)

(upbeat music)

(iyimser müzik)