Big English Boobs | An important & funny English lesson | Story Time

Big English Boobs.

Büyük İngiliz Göğüsleri.

What am I talking about?

Ne hakkında konuşuyorum?

Well, I'm here to talk to you about

Pekala, öğrencilerimden duyduğum veya ana dili İngilizce olmayan kişilerle kişisel olarak deneyimlediğim en

some of the biggest and most embarrassing

büyük ve en utanç verici hatalardan bazıları hakkında sizinle konuşmak için buradayım

mistakes, that I've heard from students of mine

or that I've personally experienced with non native speakers.

.

These are some of the most embarrassing situations which I hope..

Bunlar, hiçbirinizin düşmeyeceğini umduğum en utanç verici durumlardan bazıları

non of you will fall into.

.

Now, the reason I've titled this 'Big English Boobs'

Şimdi, buna 'Büyük İngiliz Göğüsleri' adını vermemin nedeni,

is because the word 'boob' is one of those words that.. [SIGHS]

'meme' kelimesinin o kelimelerden biri olmasıdır .. [İç çeker]

In America, the word 'boob' is more often used to mean a mistake.

Amerika'da, 'meme' kelimesi daha çok hata anlamında kullanılır.

'Oh, I just made a boob'.

'Ah, az önce bir meme yaptım'.

And it means 'I made a mistake'.

Ve 'bir hata yaptım' anlamına geliyor.

Or you could call someone a boob.

Ya da birine meme diyebilirsin.

Apparently, say 'Hey, you're a boob.'

Görünüşe göre 'Hey, sen bir memesin' de.

Meaning 'you're a silly or a stupid person'.

Anlamı 'aptal ya da aptal bir insansın'.

But in the UK, the word 'boob' most often just refers to a 'woman's breast'.

Ancak Birleşik Krallık'ta "göğüs" kelimesi çoğunlukla yalnızca "kadın göğsü" anlamına gelir. Göğüs için

We could also use the alternative word for boob, which is tit.

alternatif kelime olan baştankarayı da kullanabiliriz .

Now, we do use that to mean 'a silly' or 'a stupid' person.

Şimdi, bunu 'aptal' veya 'aptal' biri anlamında kullanıyoruz.

'Oh, you're such a tit'.

"Oh, tam bir baştankarasın".

But you wouldn't say 'I made a tit'. 'Tit' never means 'mistake'.

Ama 'meme yaptım' demezsiniz. 'Tit' asla 'hata' anlamına gelmez.

So, the word 'boob' is only a 'woman's breast',

Yani, 'göğüs' kelimesi sadece bir 'kadın memesi'dir

and the word 'tit' can be a 'woman's breast',

ve 'meme' kelimesi bir 'kadın memesi' olabilir,

Erm..

Erm..

'You just elbowed me in the tit'.

'Memeye dirsek attın'.

You might say, but it's very much a slang term.

Diyebilirsin, ama bu daha çok argo bir terim.

Or you could call someone a 'tit'.

Ya da birine 'meme' diyebilirsin.

Obviously, erm.. only do that with your friends..

Açıkçası, ee.. bunu sadece arkadaşlarınla ​​yap ..

Don't call your boss or someone you work with a 'tit'.

Patronuna veya birlikte çalıştığın birine 'meme' deme.

That wouldn't be a very good idea.

Bu pek iyi bir fikir olmaz.

Also note that 'boob' and 'tit' are types of birds.

Ayrıca 'göğüs' ve 'baştankara' kuş türleridir.

That's right. You might out in the woods and see a beautiful little 'blue tit'

Bu doğru. Ormanda bir ağaçta oturan güzel bir 'mavi baştankara' görebilirsiniz

sitting in a tree.

.

That's a bird, not a breast.

O bir kuş, meme değil.

So, the first one comes from one of my regular students who recently..

İlki, yakın zamanda

called her friend 'very chubby'.

arkadaşına 'çok tombul' diyen normal öğrencilerimden birinden geliyor.

She said 'Hey! You're very chubby today'.

'Hey! Bugün çok tombulsun'.

[GIGGLES]

[GIGGGLES]

Now, 'chubby' means 'fat'.

Şimdi, 'tombul', 'şişman' anlamına geliyor.

So, she said to her friend 'You're very chubby today'.

Bu yüzden arkadaşına 'Bugün çok tombulsun' dedi. Demek

What she meant was the word 'chirpy', 'chirpy'.

istediği 'cıvıl cıvıl', 'cıvıl cıvıl' kelimesiydi.

Now, in some languages, typically in Arabic language,

Şimdi, bazı dillerde, tipik olarak Arap dilinde,

the difference between a 'P' and a 'B' is not very clear.

'P' ile 'B' arasındaki fark çok açık değildir.

So, you have to really work in that particular sound 'B', 'P', 'B', 'P'.

Yani, gerçekten belirli bir ses olan 'B', 'P', 'B', 'P' üzerinde çalışmalısınız.

One is voiced and one is voiceless.

Biri sesli, biri sessiz.

'Chirpy', 'chubby'. 'Chirpy', 'chubby'.

"Cıvıl cıvıl", "tombul". "Cıvıl cıvıl", "tombul".

[CHUCKLES]

[GÜLÜŞLER]

I can't see how that mistake occurred.

Bu hatanın nasıl olduğunu anlayamıyorum.

She's lucky that it was her friend that she said to,

Söylediği kişinin

and not a client or someone she worked with.

bir müşteri veya birlikte çalıştığı biri değil, arkadaşı olduğu için şanslı . Bir

My next embarrassing story comes from Italy.

sonraki utanç verici hikayem İtalya'dan geliyor. Çok

I was there not so long ago climbing and doing lots of activities.

uzun zaman önce oradaydım, tırmanıyor ve pek çok aktivite yapıyordum.

I got talking to one of the locals, and they asked why I wasn't doing a certain activity,

Yerlilerden biriyle konuştum ve neden belirli bir aktiviteyi yapmadığımı sordular,

and I said it was because of a medical complaint.

ben de tıbbi bir şikayet nedeniyle olduğunu söyledim .

And he said 'Oh, furry muff'.

Ve 'Ah, tüylü manşon' dedi.

I was shocked.

Şok olmuştum.

Now, a 'furry muff' is a slang term.

Şimdi, 'tüylü manşon' argo bir terimdir.

'Muff' refers to a lady's private area.

'Muff', bir bayanın özel alanını ifade eder.

So, if you are saying 'a furry muff', you're talking about...

Yani, 'tüylü bir manşon' diyorsan,

her hairy private area.

onun kıllı özel bölgesinden bahsediyorsun.

And I was like.. 'Why is he saying furry muff to me?'

Ben de .. ' Bana neden tüylü manş diyor?'

And later I've realised that he had once heard a native saying 'furry muff',

Ve daha sonra fark ettim ki, bir zamanlar yerli bir deyişi duymuştu, argoda 'yeterince adil'

which can also be a slang term for 'fair enough'.

anlamına gelen bir terim de olabilen 'tüylü manşon'.

'Fair enough'. Because they sound similar.

'Haklısın'. Çünkü kulağa benziyorlar.

So, he was saying 'fair enough', no problem, not to worry, I won't ask any more questions.

Yani 'yeterince adil' diyordu, sorun değil, merak etmeyin, daha fazla soru sormayacağım.

But because he'd heard this native saying 'furry muff',

Ama bu yerlinin 'tüylü manşon' dediğini duyduğu için,

he thought that was how it was said.. not realising it was a slang

bunun

and not appropriate slang to use with someone you don't know very well

[CHUCKLES]

And so he was using it all the time.

böyle söylendiğini düşündü. sürekli onu kullanıyordu.

So, don't do that one.

Yani, bunu yapma. Geçenlerde

During a Skype lesson with one of my students recently,

bir öğrencimle Skype dersi sırasında , evdeki

he was describing a very stressful situation in the home.

çok stresli bir durumu anlatıyordu .

And he said it was terrible. I was really stressed out.

Ve korkunç olduğunu söyledi. Gerçekten stresliydim.

All this bad stuff was happening. The kids were playing up.

Bütün bu kötü şeyler oluyordu. Çocuklar oynuyordu.

We ever was stressed. My wife was creaming.

Hep stresliydik. Karım kremliyordu.

I said 'hang on a minute! Your wife was doing what?'.

'Dur bir dakika' dedim! Karın ne yapıyordu?'.

He said 'my wife was creaming.'

'Eşim krema yapıyordu' dedi.

It's like.. what!

Sanki... ne!

'Your wife was creaming?'. He said 'yes, my wife was creaming.'.

'Karınız krema mı yapıyordu?'. 'Evet, karım krema yapıyordu' dedi.

Now..

Şimdi..

When we say 'someone is creaming', it's very personal thing.

'Birisi kayıyor' dediğimizde, bu çok kişisel bir şey.

If someone is creaming, it means they are excited,

Birisi krema yapıyorsa, heyecanlı

but excited in a very adult way. If you know what I mean.

ama çok yetişkin bir şekilde heyecanlı demektir. Eğer ne demek istediğimi anlıyorsan.

It's not something you'd really share with your teacher or with anyone.

Bu gerçekten öğretmeninle ya da herhangi biriyle paylaşabileceğin bir şey değil .

And for him to tell me his wife was excited, in an adult way,

Ve çok stresli bir durumun ortasındayken karısının yetişkin bir şekilde heyecanlandığını bana söylemesi

while in the middle of a very stressful situation,

it just seemed very odd. So I questioned him again, and I got him to write it down.

çok tuhaf geldi. Bu yüzden onu tekrar sorguladım ve yazmasını sağladım.

And what he meant was 'my wife was screaming'.

Ve demek istediği 'karım bağırıyordu' idi.

My wife was screaming.

Karım bağırıyordu.

Now, it's a very easy mistake some make, because the word 'was' and 'scream'

Şimdi, bazılarının yaptığı çok kolay bir hata çünkü 'was' ve 'scream' kelimelerinin

both have this 's' sound.

her ikisinde de bu 's' sesi var.

Of course 'was' is a voiced 's', so it sounds like a 'z',

Tabii ki 'was' sesli bir 's', bu yüzden 'z' gibi geliyor

but screaming is voiceless.

ama çığlık atmak sessiz.

Regardless of whether one is voiced or voiceless, if you have..

Sesli ya da sessiz fark etmez , eğer varsa..

[GIGGLES]

[GIGGGLES]

this word, you need to make sure that you pronounce the 's' very clearly.

bu kelimeyi, 's'yi çok net telaffuz ettiğinden emin olmalısın.

So, he should said, he should've said, 'my wife was.. ss..creaming'.

Yani, demeliydi, 'karım... ss..köpürüyordu' demeliydi.

'My wife was screaming.'.

'Karım bağırıyordu.'.

'My wife was screaming'.

'Eşim bağırıyordu'

So, articulation is really important.

Yani artikülasyon gerçekten çok önemli.

In order to make sure you're not misunderstood.

Yanlış anlaşılmadığından emin olmak için . Geçenlerde bir

Another one of my students got a difficulty recently when sat at dinner with her boss

başka öğrencim, patronu

and a few other colleagues from work.

ve işten birkaç meslektaşıyla akşam yemeğinde otururken zorlandı.

They were discussing a very interesting topic.

Çok ilginç bir konuyu tartışıyorlardı.

And she said 'Ah, this is very interesting. I am aroused'.

Ve 'Ah, bu çok ilginç' dedi. uyandım'

She couldn't understand why they reacted so badly to that statement.

Bu açıklamaya neden bu kadar kötü tepki verdiklerini anlayamıyordu.

And then I explained to her.

Sonra ona açıkladım.

There is a big difference between 'I am arroused'

'Uyarıldım'

and..

ile '

'this has aroused my interest'.

bu benim ilgimi çekti' arasında büyük bir fark var.

'To arouse your interest' means it has got your attention.

'İlginizi uyandırmak', dikkatinizi çektiği anlamına gelir .

It's very interesting. You have woken up.

Bu çok ilginç. uyandın

Wow! This is interesting.

Vay! Bu ilginç.

It has aroused my interest.

İlgimi uyandırdı.

That's perfectly safe. Normal.

Bu tamamen güvenli. Normal.

If you simply say 'I am aroused', he is aroused, she is aroused

Basitçe 'uyarıldım' derseniz, erkek uyarılır, kadın

it means (they are sexually excited), or (sexually interested).

uyarılır (cinsel olarak heyecanlanırlar) veya (cinsel olarak ilgilenirler) anlamına gelir.

Okay. So, a very, very different meaning between these two phrases.

Tamam aşkım. Yani, bu iki kelime öbeği arasında çok ama çok farklı bir anlam var .

Be careful!

Dikkat olmak!

Now, the next story is a story I have told in a lesson before

Şimdi sıradaki hikaye daha önce bir derste anlattığım bir hikaye

and it's one of my student was talking about changing the bed lining,

ve bir öğrencim çarşafı değiştirmekten bahsediyordu

so changing the sheet on the bed. She talked about putting a new sheet on the bed.

yani yatağın çarşafını değiştirmekten bahsediyordu. Yatağa yeni bir çarşaf koymaktan bahsetti.

But she didn't say 'sheet'.

Ama 'çarşaf' demedi.

She made the vowel in the middle very short and said 'Sh', 'it'.

Ortadaki sesli harfi çok kısa yaptı ve 'Şş', 'o' dedi.

'Sh', 'it'.

"Şş", "o".

I'm not gonna say it fully because I don't want YouTube to get upset and ban this video.

Tam olarak söylemeyeceğim çünkü YouTube'un üzülmesini ve bu videoyu yasaklamasını istemiyorum.

But, yes. It became a swear word

Ama evet. Bu bir küfür haline geldi

which.. you never want to talk about putting something like that on the bed because

ki .. yatağın üzerine böyle bir şey koymaktan asla bahsetmek istemezsin çünkü

this word.. means (poo), basically. And you don't want a bed with poo on it, do you?

bu kelime .. temelde (kaka) anlamına gelir. Ve üzerinde kaka olan bir yatak istemezsin, değil mi?

And the final one which was hilarious was when I was in Argentina

Ve komik olan sonuncusu, ben Arjantin'deyken

doing (white water rafting).

(akarsu raftingi) yapıyordum.

My rafting master was whatever you call him the guy who was leading us in the raft

Rafting ustam, ne derseniz deyin, bizi salda yönlendiren adam, salın

turned around to me at the very back of the raft and said 'Anna! Focus'.

en arkasında bana döndü ve 'Anna! Odak'.

However, he didn't say (fo-cus), he said (Fu-ck us).

Ancak (odaklan) demedi, ([ __ ] git bize) dedi.

So, instead of saying (O), he said (U)

Yani (O) demek yerine (U) dedi ki bu

which made a very bad word, again I can't say it.

çok kötü bir kelime oldu, yine söyleyemem.

But asking someone to (F-U-CK us), is a very very inappropriate request.

Ama birinden (S-K-BİZİ) istemesi çok çok uygunsuz bir istek.

So.. [CHUCKLES]

Pekala.. [GÜĞERLER]

I hope that you found this somewhat informative and.. erm..

Umarım bunu biraz bilgilendirici ve.. ee..

entertaining.

eğlenceli bulmuşsunuzdur.

Making mistakes is all part of learning a language

Hata yapmak, bir dil öğrenmenin bir parçasıdır

and so it's important that you feel.. happy to make mistakes because..

ve bu nedenle, hata yapmaktan .. mutlu hissetmeniz önemlidir çünkü ..

that's how we learn.

biz böyle öğreniyoruz.

And if makes us laugh on the way,

Ve yolda bizi güldürürse,

then.. you'll remember the lesson for the rest of your life, probably.

o zaman .. dersi muhtemelen hayatının geri kalanında hatırlayacaksın.

I do hope you found this helpful. If you did then show it a thumb up.

Umarım bunu faydalı bulmuşsundur. Eğer yaptıysanız, bir başparmak yukarı gösterin.

Don't forget to subscribe and press the ball of the subscription button

Abone olmayı ve

before you leave. Otherwise, take care. And see you next time.

ayrılmadan önce abone ol düğmesinin topuna basmayı unutmayın. Aksi takdirde, dikkatli olun. Ve bir dahaki sefere görüşürüz.

And.. Bye.

Ve.. Güle güle.