Learn English Vocabulary Daily #13.4 — British English Podcast

Hello, and welcome to The English Like A Native Podcast.

Merhaba ve The English Like A Native Podcast'e hoş geldiniz.

My name is Anna and you are listening to Week 13, Day 4 of Your English Five a Day.

Benim adım Anna ve şu anda Your English Five a Day kitabının 13. Hafta 4. Gününü dinliyorsunuz. Bu

This is a series that aims to increase your active vocabulary by

, pazartesiden cumaya haftanın her günü beş parçaya derinlemesine dalarak

deep-diving into five pieces every day of the week from Monday to Friday.

aktif kelime dağarcığınızı arttırmayı amaçlayan bir seridir .

Now let's start today's list.

Şimdi bugünkü listemize başlayalım.

We're starting with the noun circus.

İsim sirkiyle başlıyoruz.

Circus.

Sirk.

How do we spell that?

Bunu nasıl heceleyeceğiz?

It's spelled C I R C U S.

CIRCU S. Circus diye yazılır

Circus.

.

Circus.

Sirk.

The circus is a group of travelling performers that includes acrobats and

Sirk, akrobatları,

those who work with trained animals and other performers that usually

eğitimli hayvanlarla çalışanları ve

put on their show in a large tent.

gösterilerini genellikle büyük bir çadırda sergileyen diğer sanatçıları içeren bir grup gezici sanatçıdan oluşur.

So, it's a travelling show with very specific, skilled performers

Yani bu,

who do wonderful things.

harika şeyler yapan çok spesifik, yetenekli sanatçıların yer aldığı gezici bir gösteri.

Now, here's an example sentence.

Şimdi burada örnek bir cümle var.

"I can't wait for the circus to come to town this weekend, I

"Bu hafta sonu sirkin şehre gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum,

haven't been since I was a kid."

çocukluğumdan beri gelmemiştim."

Have you ever been to a circus?

Hiç sirke gittin mi?

I've been to quite a few circus performances actually, and I've

Aslında pek çok sirk gösterisine gittim ve

known quite a few circus performers.

pek çok sirk sanatçısı tanıyordum.

A friend of mine who I used to train with at gymnastics was a fire

Jimnastikte birlikte çalıştığım bir arkadaşım ateş

eater, and he was also a strongman.

yiyen biriydi ve aynı zamanda güçlü bir adamdı.

And I did a show once, a pantomime, with a lady who could do contortion,

Ve bir keresinde, bükülme yapabilen bir bayanla bir pandomim gösterisi yapmıştım,

so she could bend herself into all sorts of weird and wonderful shapes

böylece kendini tamamen doğal olmayan görünen her türlü tuhaf ve harika şekillere sokabiliyordu

that just seem completely unnatural.

.

And yes, I've known many acrobats who have also spent time in the circus.

Ve evet, sirkte de vakit geçiren birçok akrobat tanıyorum.

So, moving on to our next word.

O halde bir sonraki kelimemize geçiyoruz.

This is also a noun and it is trapeze, trapeze.

Bu da bir isimdir ve trapezdir, trapezdir.

We spell this T R A P E Z E, trapeze.

Bunu TRAPEZE, trapez diye heceliyoruz.

The trapeze is a short bar that hangs high in the air from two ropes and acrobats

Trapez, iki iple havada yüksekte asılı duran kısa bir çubuktur ve akrobatlar

use it to perform special movements.

bunu özel hareketler gerçekleştirmek için kullanır.

So, it's a bar that you'd hold onto and swing high in the air, and then you

Yani bu, tutunup havada sallanabileceğiniz bir çubuktur, sonra

can turn around and hang off it with your legs and do all sorts of things

dönüp bacaklarınızla onu asabilirsiniz ve her türlü şeyi yapıp

and jump from one trapeze to another.

bir trapezden diğerine atlayabilirsiniz.

It's very, very scary, takes a lot of skill.

Çok ama çok korkutucu, çok fazla beceri gerektiriyor.

And here's an example sentence.

Ve işte örnek bir cümle.

"The glamorous couple performed amazingly on the flying trapeze, they

"Göz kamaştırıcı çift uçan trapezde inanılmaz bir performans sergiledi,

must spend hours practising every day."

her gün saatlerce pratik yapmak zorundalar."

Next on the list is an adverb and it is clownishly.

Listenin devamında bir zarf var ve bu da palyaçovari bir ifade.

Clownishly.

Budalaca.

We spell this C L O W N I S H L Y.

Bunu soytarıca Y olarak yazıyoruz

Clownishly.

.

Clownishly.

Budalaca.

So, this means to be acting in a way that is similar to a clown.

Yani bu, palyaçoya benzer bir şekilde hareket etmek anlamına geliyor.

So silly and foolishly.

Çok aptalca ve aptalca.

Clownishly.

Budalaca.

Here's an example sentence.

İşte örnek bir cümle.

"Johnny always acts so clownishly when he gets together with his

"Johnny, erkek kardeşiyle bir araya geldiğinde her zaman o kadar palyaço gibi davranıyor ki

brother, it's funny to watch."

, izlemesi çok komik."

Next on the list is an adjective and it is awestruck, awestruck.

Listenin devamında bir sıfat var ve hayrete düşmüş, hayrete düşmüş.

We spell this A W E S T R U C K.

Bunu AWESTRUC K. Awestruck olarak heceliyoruz

Awestruck.

.

Awestruck.

Hayran kaldım.

If you are awestruck, then you are filled with a feeling of admiration or respect.

Eğer hayrete düşmüşseniz, o zaman içiniz hayranlık veya saygı duygusuyla dolar.

You're normally awestruck when you see or hear something incredible,

Harika bir şarkıcı ya da olağanüstü yetenekli bir performans gibi

like an amazing singer or a fantastically skilled performance.

inanılmaz bir şeyi gördüğünüzde ya da duyduğunuzda normalde hayrete düşersiniz .

Here's an example.

İşte bir örnek.

"I was totally awestruck when I saw the young performers do their acrobat

"Genç sanatçıların akrobat rutinlerini yaptıklarını görünce hayrete düştüm

routine, they were so talented."

, çok yetenekliydiler."

Have you ever been awestruck?

Hiç hayrete düştünüz mü?

I'm quite easily awestruck actually.

Aslında oldukça kolay bir şekilde hayrete düşüyorum.

I find people quite amazing, really.

İnsanları gerçekten harika buluyorum.

Just trying to think of a specific occasion when I've been awestruck.

Hayran kaldığım belirli bir olayı düşünmeye çalışıyorum.

Oh, I remember being on the cruise ships one day and walking past the

Bir gün yolcu gemilerinde olduğumu ve gün ortasında tiyatronun

theatre in the middle of the day.

önünden geçtiğimi hatırlıyorum

I'm walking past the theatre before showtime and hearing one of the

. Gösteri saatinden önce tiyatronun önünden geçiyorum ve

performers in there warming up and doing their technical rehearsal.

oradaki oyunculardan birinin ısındığını ve teknik prova yaptığını duyuyorum.

And this young man was an incredible singer from New

Ve bu genç adam Yeni

Zealand who also plays the piano.

Zelandalı, aynı zamanda piyano çalan

And just hearing him work through his material made me stop and go

inanılmaz bir şarkıcıydı . Ve onun materyali üzerinde çalıştığını duymak bile durup tiyatroya gitmemi

into the theatre and sit at the back and watch his rehearsal.

, arkada oturup provasını izlememi sağladı.

I was awestruck; his talent, his charisma, his voice, it was just wonderful.

Hayran kaldım; Yeteneği, karizması, sesi muhteşemdi.

And we became good friends after that.

Ve bundan sonra çok iyi arkadaş olduk.

Anyway, carrying on, the last one on our list is a verb and it is wonder, wonder.

Neyse, devam edelim, listemizdeki sonuncusu bir fiil ve merak, merak.

We spell this W O N D E R.

Bunu WONDE R. Wonder olarak heceliyoruz

Wonder.

.

To wonder.

Merak etmek.

To wonder is to ask yourself questions, or to wish to know more about something.

Merak etmek, kendinize sorular sormak veya bir şey hakkında daha fazla bilgi edinmek istemektir.

"I wonder, hmm."

"Merak ediyorum, hımm."

Here's an example sentence.

İşte örnek bir cümle.

"The audience was left wondering how on earth the ringmaster managed to quickly

"İzleyiciler sirk yöneticisinin nasıl bu kadar hızlı bir şekilde bu işi başardığını merak ediyordu.

change into the most glittery of outfits."

en ışıltılı kıyafetlerinizi giyin."

Do you ever have that when you go to the theatre?

Tiyatroya gittiğinizde hiç bunu yaşıyor musunuz?

When you wonder how things are done?

İşlerin nasıl yapıldığını merak ettiğinizde?

I wonder how they managed to achieve that effect.

Bu etkiyi nasıl başardıklarını merak ediyorum.

I wonder how that person managed to tell that story so convincingly.

O kişinin bu hikayeyi bu kadar anlatmayı nasıl başardığını merak ediyorum. inandırıcı.

I wonder how they managed to do such a big, energetic performance

Her gün, günde iki kez, bu kadar büyük, enerjik bir performansı nasıl yapmayı başardıklarını merak ediyorum

every single day, twice a day.

.

It must be exhausting.

Yorucu olmalı.

I wonder what was the last thing that you wondered to yourself?

Merak ediyorum, kendi kendine en son merak ettiğin şey neydi?

Okay, that was our five.

Tamam, bu bizim beşimizdi.

Let's quickly recap.

Hadi çabuk olalım .

We started with the noun circus, circus, a group of travelling performers

Özet: Sirk, sirk, çadırda performans sergileyen ve normalde akrobasi ve ateş yemek gibi

that perform in a tent, and they normally do very skilful performances

çok becerikli gösteriler yapan bir grup gezici sanatçının ismiyle başladık

like acrobatics and fire eating.

. Sonra trapez adını aldık.

Next, we had the noun trapeze.

Trapez, bu yüksek- İnsanların üzerinde sallandığı uçan bar.

Trapeze, which is the high-flying bar that people swing on.

İnsanlar, akrobatlar diyorum, havada yüksekte duran

I say people, acrobats, swing on and perform their acts on this

bu barda sallanırlar ve hareketlerini yaparlar . Sonra

bar that sits high in the air.

palyaçoya çok benzer

Then we had the adverb clownishly, clownishly, to act in a way that's

bir şekilde hareket etmek için palyaço gibi, palyaço gibi davranmak için zarfımız vardı

very similar to a clown, very silly.

. çok saçma... Sonra hayranlık

Then we had the adjective awestruck, to be awestruck, to be filled with

ya da saygı duygusuyla dolu, hayranlık uyandıran, hayranlık uyandıran sıfatını kullandık

a feeling of admiration or respect.

. Ve merak etmek, merak etmek, kendinize sorular sormak

And we finished with the verb wonder, to wonder, to ask yourself questions

ve bir şey hakkında daha fazla bilgi edinmek istemek

and wish to know more about something.

fiilini bitirdik .

So, let's do this for pronunciation and then I'll test your knowledge.

O halde haydi bunu telaffuz için yapalım, sonra bilginizi test edeceğim.

Here we go.

Repeat after me.

İşte başlıyoruz.

Benden sonra tekrar et.

Circus.

Sirk.

Circus.

Sirk.

Trapeze.

Trapez.

Trapeze.

Trapez.

Clownishly.

Budalaca.

Clownishly.

Budalaca.

Awestruck.

Hayran kaldım.

Awestruck.

Hayran kaldım.

Wonder.

Merak etmek.

Wonder.

Merak etmek.

Fantastic.

Fantastik.

So, time to quiz you.

O halde seni test etme zamanı.

What do I call that group of travelling performers who perform in a tent?

Çadırda performans sergileyen gezici sanatçılardan oluşan gruba ne ad veriyorum?

A circus.

Sirk.

And how about the bar that hangs at the top of the tent that acrobats swing on?

Peki çadırın tepesinde akrobatların sallandığı bara ne dersiniz?

What's that called?

Buna ne denir?

Trapeze.

Trapez.

Trapeze.

Trapez.

And if I sit there and I ask myself questions or wish to know more about

Ve eğer orada oturup kendime sorular sorarsam veya

something, what verb could I use?

bir şey hakkında daha fazla bilgi edinmek istersem hangi fiili kullanabilirim?

Wonder.

Merak etmek.

Wonder.

Merak etmek.

And if I'm filled with feelings of admiration and respect,

Ve içim hayranlık ve saygı duygularıyla doluysa

which adjective could I use?

hangi sıfatı kullanabilirim?

Awestruck.

Hayran kaldım.

Awestruck.

Hayran kaldım.

But if I behave and do things in a very silly way, very similar to

Ama eğer çok aptalca davranırsam ve bir şeyler yaparsam, palyaçoya çok benzer bir şekilde

a clown, what adverb could I use?

, hangi zarfı kullanabilirim?

Clownishly.

Budalaca.

Fantastic.

Fantastik.

Let's bring everything together in a little story.

Her şeyi küçük bir hikayede bir araya getirelim.

In days gone by, a trip to the circus was a traditional family outing

Eskiden sirke gitmek,

that you would go on once a year.

yılda bir kez yapılan geleneksel bir aile gezisiydi.

There used to be lions, elephants, monkeys, horses and other exotic

Eskiden aslanlar, filler, maymunlar, atlar ve diğer egzotik hayvanlar vardı

animals, all doing tricks and making the crowd go wild with amazement.

; hepsi numaralar yapıyor ve kalabalığı şaşkınlıktan çılgına çeviriyordu.

There were clowns, acrobats, dancers and a whole host of

Palyaçolar, akrobatlar, dansçılar ve bir sürü

daring and death-defying stunts.

cesur ve ölüme meydan okuyan gösteriler

Now, a trip to the 'Big Top' - the 'Big Top' being the huge tent

vardı . Şimdi, 'Big Top'a (

that a circus is held in - is a completely different experience.

bir sirkin düzenlendiği devasa çadır olan 'Big Top'a) yolculuk tamamen farklı bir deneyimdir.

As you walk through the entrance curtains to find your ringside seats,

Ring kenarındaki koltuklarınızı bulmak için giriş perdelerinin arasından geçerken

you're hit by the smell of salty popcorn and sweet candy floss, and

tuzlu patlamış mısır ve şekerli pamuk kokusu üzerinize çarpıyor ve

you begin to wonder which world you're in as you're greeted by funny-looking

komik görünüşlü insanlar

people with huge hair, giant feet, large red noses and colourful outfits.

tarafından karşılanınca hangi dünyada olduğunuzu merak etmeye başlıyorsunuz.

They're all running around clownishly to the music that is blasting out of

kocaman saçları, dev ayakları, büyük kırmızı burunları ve rengarenk kıyafetleri.

the big speaker at the top of the tent.

Çadırın tepesindeki büyük hoparlörden

Next up are the strongmen, lifting impossible weights and throwing each other

çıkan müzik eşliğinde hepsi palyaço gibi koşuşuyorlar . Sırada, imkansız ağırlıkları kaldıran ve

around like they're as light as a feather.

tüy kadar hafifmiş gibi birbirlerini fırlatan güçlü adamlar var.

The trapeze, one of the most popular parts of the whole show, comes last.

Gösterinin en popüler parçalarından biri olan trapez son sırada geliyor.

As the acrobats swing and fly, twist and turn gracefully across the air,

Akrobatlar havada zarif bir şekilde sallanıp uçarken, dönüp dönerken,

everyone is awestruck at the glamour and talent of these flexible performers.

herkes bu esnek sanatçıların görkemine ve yeteneğine hayran kalıyor.

A world away from the animal circus of days gone by, but an experience to

Geçmişteki hayvan sirklerinden uzak bir dünya ama

remember and treasure all the same.

yine de hatırlanacak ve değer verilecek bir deneyim.

And that brings us to the end of Episode 13.4.

Bu da bizi Bölüm 13.4'ün sonuna getiriyor.

I do hope you found it helpful.

Umarım faydalı bulmuşsunuzdur.

Until tomorrow, take care and goodbye.

Yarına kadar kendinize iyi bakın ve hoşçakalın.