Speak with me about Work - English Speaking Practice

When it comes to English exams, and learning  a language in general, the one thing that many  

İngilizce sınavlarına ve genel olarak bir dil öğrenmeye gelince, birçok

students largely neglect is the speaking practise. “Nobody loves me”

öğrencinin büyük ölçüde ihmal ettiği tek şey konuşma pratiğidir. "Beni kimse sevmiyor"

So you and I are gonna have a little chat, and you  will get the chance to answer questions about jobs  

Yani seninle biraz sohbet edeceğiz ve iş ve mesleklerle ilgili soruları cevaplama şansın olacak

and professions. The questions are intended  for students preparing for the IELTS exam,  

. Sorular IELTS sınavına hazırlanan öğrencilere yöneliktir,

however, it will also be useful for  anyone who needs to speak English.

ancak İngilizce konuşması gereken herkes için de faydalı olacaktır.

Before we start chatting,  let’s have a look at some  

Sohbete başlamadan önce, sınav görevlisini

topic-related vocabulary and phrases that  you could use to impress the examiner  

ve arkadaşlarınızı etkilemek için kullanabileceğiniz konuyla ilgili

and your friends. There is a very useful PDF that you can  

bazı kelimelere ve ifadelere bir göz atalım

down so that you have all the important phrases  to hand in future. Simply click on the link below,  

. Gelecekte tüm önemli ifadelere sahip olmanız için indirebileceğiniz çok kullanışlı bir PDF var. Aşağıdaki bağlantıya tıklayın,

sign up to my ESL mailing list and I will send  the download link to you. The great thing is,  

ESL e-posta listeme kaydolun, indirme bağlantısını size göndereceğim. Harika olan şey,

once you’re on the ESL mailing list, you will  get all future notes sent to you too. Happy days!

ESL posta listesine girdikten sonra, gelecekteki tüm notların size de gönderilmesidir. Mutlu günler!

Now where's that vocabulary? For  this I need my vocabulary horn.

Şimdi nerede o sözlük? Bunun için kelime dağarcığıma ihtiyacım var.

An “employee” is someone who works for someone  else in return for payment. An “employer”,  

Bir "çalışan", ödeme karşılığında başkası için çalışan kişidir. Öte yandan bir "işveren",

on the other hand, is the person or organisation  that hires and pays employees to work for them. 

çalışanları kendileri için çalışmaları için işe alan ve onlara ödeme yapan kişi veya kuruluştur. C: “ Bu firmada

A: “I am a hardworking employee at  

çalışkan bir çalışanım

this firm. I deserve a pay rise!” B: “Walmart is one of the largest  

. Bir maaş artışını hak ediyorum!” B: “Walmart,

employers in the world with a staggering  2.2 million employees. A pay rise for you  

2,2 milyon gibi şaşırtıcı bir şekilde çalışanıyla dünyanın en büyük işverenlerinden biridir. Sizin

would mean we have to offer a pay rise to  all our employees and that isn’t possible.”

için bir maaş artışı, tüm çalışanlarımıza zam teklif etmemiz gerektiği anlamına gelir ve bu mümkün değildir.”

If your workdays and hours are  irregular, you could say that you work  

Çalışma günleriniz ve saatleriniz düzensizse, “vardiyalı” veya “vardiyalı”

“shifts” or that you “do shift work”.  If your hours are more regular,  

çalıştığınızı söyleyebilirsiniz . Saatleriniz daha düzenliyse,

you might say that you have a “nine-to-five”  job or that you work “office hours”.

“dokuzdan beşe” bir işiniz olduğunu veya “ofis saatlerinde” çalıştığınızı söyleyebilirsiniz.

B: We are all getting together  for a bite to eat tonight,  

B: Bu akşam bir şeyler yemek için bir araya geliyoruz,

will you be able to join us? A: Ahh, I can’t I’m stuck doing  

bize katılabilir misin? A: Ahh, bu hafta gece vardiyasında

night shifts this week. B: That’s a shame. 

takılıp kalamam . B: Bu çok yazık.

A: I love being a nurse, but doing shift work can  be exhausting and the hours are really antisocial. 

C: Hemşire olmayı seviyorum ama vardiyalı çalışmak yorucu olabilir ve saatler gerçekten asosyal.

B: You should think about getting a nine-to-five  job like me. It makes socialising so much easier.

B: Benim gibi dokuzdan beşe bir iş bulmayı düşünmelisin. Sosyalleşmeyi çok kolaylaştırır.

When talking about the conditions of your job,  you might say that it’s a “customer-facing”  

İşinizin koşulları hakkında konuşurken, bunun “müşteriye dönük” bir

role, meaning you deal directly with customers. 

rol olduğunu, yani doğrudan müşterilerle ilgilendiğinizi söyleyebilirsiniz.

“It’s important to be polite and  approachable in customer-facing roles.” 

"Müşteriye dönük rollerde kibar ve ulaşılabilir olmak önemlidir."

If you are working “remotely” or you have a  “remote” job, you work from home. For example, 

“Uzaktan” çalışıyorsanız veya “uzaktan” bir işiniz varsa, evden çalışıyorsunuz. Örneğin,

“Due to the Covid-19 pandemic, many  office workers are now working remotely.” 

“Covid-19 salgını nedeniyle birçok ofis çalışanı artık uzaktan çalışıyor.”

If you don’t work remotely and  you travel to your place of work,  

Uzaktan çalışmıyorsanız ve iş yerinize seyahat

you have a “commute”. A “commute” is the journey  between your home and place of work. In London,  

ediyorsanız, bir “gidişiniz” var. Bir "işe gidip gelme", ​​eviniz ve iş yeriniz arasındaki yolculuktur. Örneğin Londra'da

for example, it’s normal for people  to have a one-hour commute every day.

insanların her gün işe gidip gelmeleri normaldir.

If you want to talk about the benefits of a job,  you could use the word, “perks”. For example,

Bir işin yararları hakkında konuşmak istiyorsanız, "perks" kelimesini kullanabilirsiniz. Örneğin,

“I don’t love the commute but my  role includes some amazing perks.  

"İşe gidip gelmeyi sevmiyorum ama rolüm bazı harika avantajlar içeriyor.

They pay for my health insurance, I have a  gym pass and I get lunch for free every day!”

Sağlık sigortamı ödüyorlar, spor salonu kartım var ve her gün ücretsiz öğle yemeği yiyorum!”

Lastly, here are three phrases  to get you those top marks! 

Son olarak, işte size en iyi notları almak için üç kelime öbeği!

“I hate working here but I  do it to make ends meet.” 

"Burada çalışmaktan nefret ediyorum ama bunu geçimimi sağlamak için yapıyorum."

“To make ends meet” means that you have enough  money to cover the essentials, such as rent  

"Sonu bir araya getirmek", kira veya faturalar gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak kadar paranız olduğu anlamına gelir .

or bills. “Connecting with people on LinkedIn  is a great way to get your foot in the door.” 

"LinkedIn'deki insanlarla bağlantı kurmak, ayağınızı kapıdan içeri sokmanın harika bir yoludur."

“To get your foot in the door” refers to making  a small start at entering the job market with the  

“Ayağını kapıya sokmak” , gelecekte daha iyi bir rol alma niyetiyle iş piyasasına girmek için küçük bir başlangıç ​​yapmak anlamına gelir

intention of getting a better role in the future. And lastly, “to call the shots”. If you  

. Ve son olarak, “çekimleri aramak”. Şirketinizde "son kararı siz verirseniz

“call the shots” in your company, you  make all the big decisions. For example, 

", tüm büyük kararları siz verirsiniz. Örneğin,

“(On the phone) I’ll have to pass you onto  my boss. She’s the one who calls the shots.”

“(Telefonda) Seni patronuma iletmem gerekecek. Kararları veren o."

Let’s put this new language into practice. We’re  going to start the conversation in, 5, 4, 3,  

Bu yeni dili uygulamaya koyalım. 5, 4, 3'te sohbete başlayacağız,

are you ready? 2, 1......

hazır mısın? 2, 1......

Hello, how are you today?

Merhaba, bugün nasılsın?

Great! Today, we’re going to talk about the  world of work. What do you do for a living?

Harika! Bugün iş dünyası hakkında konuşacağız. Ne iş yapıyorsun?

What are your hours like?

Saatleriniz nasıl?

That’s great. What would be  a typical day at your work?

Bu harika. İşyerinizde tipik bir gün nasıl olurdu?

Oh, how interesting. Which jobs would you  say are the most respected in your country?

Ne kadar ilginç. Ülkenizde en saygı duyulan meslekler hangileridir?

OK, and how do you think jobs  will change in the future?

Peki, gelecekte mesleklerin nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?

That’s really interesting. Thank you for sharing.

Bu gerçekten ilginç. Paylaşım için teşekkürler.

Great work! If you found this difficult,  why not write down some notes for each  

Harika iş! Bunu zor bulduysanız, neden her

question and try again with your notes as a  prompt. You could also pause after each question  

soru için bazı notlar yazmıyorsunuz ve notlarınızı bir istem olarak tekrar deneyin. Ayrıca

to give yourself a little bit more time. Would you like to chat some more? I  

kendinize biraz daha zaman tanımak için her sorudan sonra ara verebilirsiniz. Biraz daha sohbet etmek ister misin? Eğlenceli

have a playlist full of fun conversation  practise. Link is in the description below.

konuşma alıştırmalarıyla dolu bir oynatma listem var. Link aşağıdaki açıklama kısmındadır.