Real American English Conversation | Advanced Listening Practice | Master English Conversation 2.0

Well, hello and welcome to this month’s Master Class video lesson.

Merhaba, bu ayın Master Class video dersine hoş geldiniz.

I'm excited because we’re doing something a little bit different.

Heyecanlıyım çünkü biraz farklı bir şey yapıyoruz.

Since I’m on vacation, I was, uh, lucky enough to get,

Tatilde olduğum için, uh, alacak kadar şanslıydım,

uh, I guess I kind of may have pushed my way in a little bit.

uh, sanırım biraz yolumu zorlamış olabilirim .

I apologize, but I'm always so excited when I get, uh, to interview interesting people

Özür dilerim ama ilginç şeyler yapan ilginç insanlarla röportaj yapacağım zaman hep çok heyecanlanırım

doing interesting things.

.

So, this is Kyle.

Demek bu Kyle.

Yep.

Evet.

Uh, a new friend of mine.

Yeni bir arkadaşım.

Actually, he happened to stay with my mom for quite a while.

Aslında bir süre annemin yanında kaldı .

Yeah.

Evet.

So, he has an interesting job, and I’ll let him

Yani ilginç bir işi var ve

introduce himself, and then we can learn more about what he does.

kendisini tanıtmasına izin vereceğim ve sonra ne yaptığı hakkında daha fazla şey öğrenebiliriz.

My name’s Kyle, and, uh, just moved here to Bend from Boulder, Colorado.

Benim adım Kyle ve Boulder, Colorado'dan buraya Bend'e yeni taşındım .

Yep.

Evet.

About, uh, eight months ago,

Yaklaşık sekiz ay önce

and just found this job on Craigslist, which

Craigslist'te bu işi yeni buldum, ki bu

it was really easy, uh, came for an interview, met the guy,

gerçekten kolaydı, bir röportaj için geldim, adamla tanıştım,

saw the two shops, and I was like, “All right.

iki dükkanı gördüm ve ben de " Pekala.

Let’s give this a try and see how it goes.”

Bunu bir deneyelim ve nasıl gittiğini görelim.”

Yeah.

Evet.

Um, and it’s worked out really well.

Um, ve gerçekten iyi çalıştı.

Um, so I, ya know, from the beginning, it, the whole allure for me was all the different

Um, yani ben, bilirsin, en başından beri benim için tüm cazibe öğrenebileceğim tüm farklı

things that I could learn.

şeylerdi.

Sure.

Elbette.

Um, because there's just so many trades,

Um, çünkü o kadar çok takas var ki,

uh, that go into working on a trailer.

bir karavan üzerinde çalışmak.

Yeah.

Evet. Bir tür

It’s kind of, like, working on a house.

ev üzerinde çalışmak gibi.

You have plumbing, electrical, insulation, ya know.

Sıhhi tesisatınız, elektriğiniz, izolasyonunuz var, bilirsiniz.

Yeah.

Evet.

It’s like a mini house.

Mini bir ev gibi.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

So, everything that you have to do on a house, you do on a trailer.

Yani, bir evde yapmanız gereken her şeyi bir karavanda da yaparsınız.

And, um, I've since, you know, beginning, gotten more specialized than just doing cabinetry…

Ve, um, o zamandan beri, bilirsiniz, başlangıçta, sadece marangozluk yapmaktan daha fazla uzmanlaştım…

Ah.

Ah.

Um, building them, installing them, um, everything.

Um, onları inşa etmek, kurmak, um, her şey.

Especially with the Airstreams, they're circular and so, it’s really difficult.

Özellikle Airstream'lerde daireseldirler ve bu nedenle gerçekten zordur.

You got to do a lot of scribing,

Bir sürü karalama yapmalısın,

um…

um… O da

What's that?

ne?

What's scribing?

Yazmak nedir?

Scribing is, like, where you start with a rough piece of material and then you start

Karalama, kaba bir malzeme parçasıyla başladığınız ve ardından

getting it kind of closer to the actual curvature of the wall.

onu duvarın gerçek eğriliğine biraz daha yaklaştırdığınız yer gibidir .

Oh, okay, huh.

Tamam, ha.

Um, because you can't…

Um, çünkü yapamazsınız…

Because it’s…

Çünkü bu…

There are so many curved edges on a, on an Airstream trailer.

Bir Airstream karavanında a'da çok fazla kavisli kenar var .

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

Ah, okay.

Ah tamam.

Yep.

Evet.

So, you wanna get it as tight of a close fit to the actual curvature as you possibly can,

Yani, onu gerçek eğriliğe mümkün olduğunca yakın bir şekilde sığdırmak istiyorsunuz

and we call that scribing.

ve biz buna çizme diyoruz.

Huh.

Ha.

Um…

Um…

And that’s something you didn’t know before you started either.

Ve bu sizin de başlamadan önce bilmediğiniz bir şey .

Right.

Sağ.

Yeah.

Evet.

Yep.

Evet.

That was something I learned just on the job.

Bu sadece işte öğrendiğim bir şeydi.

Um, and we’ve developed some different techniques that work for different situations.

Um, ve farklı durumlar için işe yarayan bazı farklı teknikler geliştirdik.

So, um, that’s a really fun part of it, but…

Yani, um, bu işin gerçekten eğlenceli bir parçası, ama…

Have you been instrumental in that at all, like developing any, any new kinds of techniques

Bunda hiç etkili oldunuz mu, herhangi bir yeni tür teknik

or anything?

veya herhangi bir şey geliştirmek gibi?

Yeah.

Evet.

Yep, a little bit, yeah.

Evet, biraz, evet.

Um, when we first started, we would use a system that, um, used hot glue guns.

İlk başladığımızda, sıcak tutkal tabancaları kullanan bir sistem kullanırdık.

Oh.

Ah.

Huh.

Ha.

And the…

Ve...

And, like, sticks that kind of give you points of reference.

Ve, sana bir tür referans noktaları veren çubuklar gibi .

But since then, uh, we found some, um, oh, other products that are more specific for

Ama o zamandan beri, uh, bunun için daha spesifik olan,

that, that actually bend to the curvature…

aslında eğriliğe bükülen bazı, um, oh, başka ürünler bulduk…

Oh.

Oh.

That’s interesting.

İlginç.

And you can tighten them down.

Ve onları sıkıştırabilirsin.

Oh, that’s interesting.

Vay ilginçmiş.

Yeah.

Evet.

Huh.

Ha. Bu

So, it makes the job a lot easier and faster.

nedenle, işi çok daha kolay ve hızlı hale getirir.

Sure.

Elbette.

Um,

Um,

but yeah, it’s, it’s just every day, it’s something new.

ama evet, bu, sadece her gün, yeni bir şey.

It’s, um, always changing.

Bu, um, her zaman değişiyor.

You never really know what kind of, um, headaches you're going to hit, what, what’s going

Ne tür bir baş ağrısı çekeceğinizi asla bilemezsiniz, neyin

to be most difficult, ya know.

en zor olacağını bilirsiniz.

You…

Emin

Sure.

misin.

What, what’s, what's the latest headache or snag that you have encountered?

Ne, nedir, en son karşılaştığınız baş ağrısı veya takılma nedir?

So, right now, I'm working on the doors.

Yani, şu anda kapılar üzerinde çalışıyorum.

Um, we have these pocket sliding doors and…

Um, bu cep sürgülü kapılarımız var ve…

Oh.

Oh.

That's on the inside of the trailer or the outside of it?

Römorkun içinde mi yoksa dışında mı?

On the inside of the trailer.

Römorkun iç tarafında.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Huh.

Ha.

Yep.

Evet.

So, between

Yani,

the bedroom and bathroom, we have one sliding door and that one went in perfect.

yatak odası ile banyo arasında bir sürgülü kapımız var ve bu mükemmel bir şekilde yerine oturdu.

It was pretty, pretty much easy, no headache.

Oldukça, oldukça kolaydı, baş ağrısı yoktu.

But now, the one between the bathroom and the kitchen is proving to be a lot more difficult.

Ama şimdi, banyo ile mutfak arasındaki çok daha zor bir hal alıyor.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Um, the one wall is kind of bowing, so it’s…

Um, duvarlardan biri biraz eğiliyor, bu yüzden...

Oh.

Oh.

… not staying straight like…

… gibi dik durmamak…

Huh. … we wanted it to.

Huh. … olmasını istedik.

Sure.

Elbette.

So, when you have a sliding door that creates

Yani,

uh, uh, friction and scratches the door and you’ve really got to…

uh, uh, sürtünme yaratan ve kapıyı çizen sürgülü bir kapınız olduğunda ve gerçekten yapmanız gereken…

Ah. … try and engineer around that,

Ah. … bunun etrafında mühendislik yapmaya çalışın,

um…

um…

Do you, you buff it down or sand it or something, or…?

Parlatıyor musunuz, zımparalıyor musunuz veya başka bir şey yapıyor musunuz, yoksa…?

Right.

Sağ.

Yeah, it’s kind of a com…

Evet, bu bir tür anlaşma...

Right now, I'm, I'm doing a combination of,

Şu anda,

um, uh, giving the, the door more space from the trim,

kapıya döşemeden daha fazla boşluk vermenin bir kombinasyonunu yapıyorum,

but also, um, sanding down the trim so that it can accommodate the space that we want,

ama aynı zamanda, um, döşemeyi zımparalıyorum, böylece istediğimiz alanı barındırabilir,

ya know.

bilirsiniz.

Huh.

Ha.

Well, you sound like a professional already.

Zaten bir profesyonel gibi konuşuyorsun.

Huh, you’ve only been here a few months, right…

Huh, sadece birkaç aydır buradasın, değil mi…

Right, yeah.

Doğru, evet.

… working on this?

… bunun üzerinde mi çalışıyorsunuz?

And before this, you were, you were working as a, like, a landscaper, like, kind of doing

Ve bundan önce, bir peyzaj mimarı gibi çalışıyordun,

maintenance things like that.

bunun gibi bakım işleri yapıyordun.

Yep.

Evet.

Yeah, I did, I did facilities management for University of Colorado,

Evet, yaptım, Colorado Üniversitesi'nde tesis yönetimi yaptım ,

um, but none of, none of the level of woodworking that we’re doing here…

um, ama hiçbiri, burada yaptığımız ahşap işçiliği seviyesinin hiçbiri …

Ah. … or even plumbing.

Ah. … hatta sıhhi tesisat.

I mean, we did some irrigation.

Yani biraz sulama yaptık.

Sure.

Elbette.

Um, but just completely different, uh, caliber.

Um, ama tamamen farklı, uh, kalibre.

Is the whole ball game, like whole new, whole new ball of wax or whatever…

Tüm top oyunu, yepyeni, yepyeni balmumu topu ya da her neyse…

Yep. … for this, I imagine.

Evet. … bunun için, sanırım.

Yeah, yeah.

Evet evet.

Exactly.

Kesinlikle.

So, this is, this is the woodshed, or the, well, I guess you can't call it a shed, but,

Burası odunluk ya da şey, sanırım buna baraka diyemezsin ama

like, the woodshop.

, oduncu gibi.

Uh…

Uh…

Yeah, this is where all the, the woodworking’s done.

Evet, burası tüm ahşap işlerinin yapıldığı yer.

We got the table saw over here…

Masa testeresini buraya aldık…

Yep.

Evet.

Chop saw, uh, drill press, um, yeah.

Doğrama testeresi, matkap presi, um, evet.

And then, uh, he’s, uh, we also have this trailer in here that we’re getting ready

Ve sonra, uh, o, burada da boyamaya hazırlandığımız bir karavan var

to paint.

.

Um, the, uh, there's different jobs that come up, um, that he takes bids on and, um,

Um, uh, ortaya çıkan farklı işler var , um, teklif aldığı ve, um,

so, sometimes they're just small jobs that are in one weekend and out the next weekend

yani, bazen bunlar sadece bir hafta sonu olan ve sonraki hafta sonu çıkan küçük işler

and…

ve…

Oh, really?

Oh, gerçekten mi?

Yeah.

Evet.

Huh.

Ha.

Yep.

Evet.

So, quick turnover, but then there's other jobs, like, the Airstreams,

Yani, hızlı ciro, ama sonra Airstreams gibi başka işler de var,

uh…

uh…

Sure.

Tabii.

… that just take months and months.

… bu sadece aylar ve aylar alır.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Yep.

Evet. Şu

This one that we’re working on now,

anda üzerinde çalıştığımız bu,

it’s been at least, um, 13 months that we’ve had it.

elimizde en az 13 ay oldu .

Oh.

Ah.

Yeah.

Evet.

Huh.

Ha.

Yeah, so, we’ll, we’ll go in and, and take a look at that in a minute, but I figured

Evet, öyleyse, içeri gireceğiz ve bir dakika sonra şuna bir bakacağız, ama

it’s nice, uh, like, I used to work construction.

güzel olduğunu düşündüm, uh, eskiden inşaatta çalışırdım.

Uh-huh.

HI-hı.

Uh, like, I was, uh, working as a contractor’s apprentice.

Şey, ben... bir müteahhidin çırağı olarak çalışıyordum .

Oh, cool.

Oh harika.

So, I, I miss, like, the smell of wood…

Yani, ben, odun kokusunu özlüyorum…

Yep. … and sawdust and all that.

Evet. … ve talaş ve tüm bunlar.

Yep.

Evet.

And I’d, like, still, you know, burn my hands and…

Ve yine de, bilirsiniz, ellerimi yakardım ve...

Uh-huh. … done a couple of things.

Uh-huh. … birkaç şey yaptım.

You been injured so far, doing anything or…?

Şu ana kadar yaralandın, bir şey mi yapıyorsun yoksa…?

Well, it’s funny you mentioned that.

Bundan bahsetmen komik.

Um,

I haven't had any serious injuries.

Ciddi bir yara almadım.

Uh, there was one time that I was clearing, um, some, like, debris away from the, the

Uh, bir keresinde

blade of a band saw…

bir şerit testerenin ağzındaki bazı döküntüleri temizliyordum...

Oh, really?

Oh, gerçekten mi?

… and just did it too quick, and it got just the tip of my finger.

… ve çok hızlı yaptı ve parmağımın ucunu aldı.

And that was pretty early on, and it just made me realize, yep, got to really slow down…

Ve bu oldukça erkendi ve fark etmemi sağladı, evet, gerçekten yavaşlamalıyım…

Yep.

Evet.

Yep. … take your time.

Evet. … acele etmeyin.

Um, it’s easy to, to feel rushed, but around this type of machinery, you don’t wanna,

Um, aceleye getirilmiş hissetmek kolaydır, ancak bu tür makinelerin etrafında, istemezsiniz,

don’t wanna push yourself or…

kendinizi zorlamak istemezsiniz veya…

Sure.

Elbette.

… do anything risky.

… riskli bir şey yapın.

Well, your boss sounds like a nice guy…

Şey, patronun iyi bir adama benziyor...

Yeah. … and, uh, he’s, like, let’s-make-sure-we-get-the-job-done-correctly kind of person, or…

Evet. … ve, uh, o, işi-doğru-yaptığımızdan-emin-olalım-emin olalım gibi bir insan, ya da...

Yep, very much, yeah.

Evet, çok, evet.

Oh, okay.

Tamam.

Lots of times, you know, he’ll, he’ll, he’ll do the quality analysis, um, and be,

Çoğu zaman, bilirsin, o, o, kalite analizini yapacak, um ve şöyle olacak

like, “Yeah,

, "Evet,

it’s just not up to, to par.

bu eşit değil.

It’s not up to snuff.

Enfiye kadar değil.

We’ve got to send it back.

Onu geri göndermek zorundayız. Hadi

Let’s redo it.”

yeniden yapalım.”

Um,

Um,

so, there's a lot of that, which is always a little heartbreaking.

yani, her zaman biraz yürek burkan bir sürü şey var .

Sure.

Elbette.

You, you install something…

Siz, bir şey yüklersiniz…

Yep. … and he’ll, like, “No.

Evet. … ve o, “Hayır.

Rip it out.

Sök onu.

Redo it.”

Tekrar yap."

It’s just, like, “Ugh.”

Bu sadece "Öf" gibi.

But you feel good when you do a good job.

Ama iyi bir iş çıkardığında kendini iyi hissediyorsun.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

Sure.

Elbette.

Once it’s, once it’s done right, you're, like, “All right, solid.”

Bir kez, bir kez doğru yapıldığında, "Pekala, sağlam" gibi olursunuz.

Yep.

Evet.

Yep.

Evet.

Yeah, well, I, I mean that’s great.

Evet, yani, demek istediğim bu harika.

What, what other things had you looked into?

Ne, başka hangi şeylere baktın?

So, since you're just moving here, and you didn’t have, like, you didn’t have…

Yani, buraya yeni taşındığına göre ve sahip olmadığın, falan, sahip olmadığın...

Yeah.

Evet.

… any leads on jobs or anything, and you applied to this and other things as well?

… işlerle ilgili herhangi bir ipucu var mı ve buna ve diğer şeylere de başvurdunuz mu?

Right.

Sağ.

Yeah, there was another cabinetry job,

Evet, başka bir marangozluk işi daha vardı,

um…

um...

Oh, so, you were, you were, you were, like, thinking about doing some kind of woodworking

Oh, yani, sen, sen, sen, bir çeşit ağaç işi yapmayı düşünüyordun

or you wanted…

ya da istiyordun...

I was. … to get in that field.

Ben öyleydim. … o alana girmek için.

Yeah.

Evet.

I mean, initially, when my wife and I moved to Bend, we had this idea of buying a house

Demek istediğim, başlangıçta, karım ve ben Bend'e taşındığımızda, yenileyeceğimiz bir ev satın alma fikrimiz vardı

that we would renovate,

, bu yüzden bir

so kind of flip, um, gut and, and redo.

tür tersine çevir, um, bağırsaklarını değiştir ve yeniden yap.

But the market just didn’t, didn’t, um, provide us that opportunity.

Ancak pazar bize bu fırsatı sağlamadı, sağlamadı.

Oh.

Ah.

Huh.

Ha.

Um, really, like,

Um, gerçekten, tersine çevirmeniz gereken

what you were paying for a house that you have to flip is essentially what you could

bir ev için ödediğiniz para, esasen

get a house that’s already in fairly good condition.

zaten oldukça iyi durumda olan bir ev alabileceğiniz miktardır .

Ah.

Ah.

So, it didn’t…

Yani öyle olmadı…

It felt like more risk than…

Bundan daha fazla risk gibi geldi…

Sure.

Elbette.

… it really was worth.

… gerçekten değdi.

So, this was a good, um, second best, you know, getting all the same, um, experience.

Yani, bu iyi bir şeydi, um, en iyi ikinci, bilirsin, hepsi aynı, um, deneyim.

But in, in general, yeah, I just knew I wanted to do something more,

Ama genel olarak, evet, daha çok bir şeyler yapmak istediğimi biliyordum,

um, construction related, woodworking, um…

um, inşaatla ilgili, ahşap işçiliği, um…

Hands-on, kind of.

Uygulamalı, bir nevi.

Hands-on, yeah.

Uygulamalı, evet.

Sure.

Elbette.

Something more applicable and, um,

Daha uygulanabilir ve

just practical for the rest of my life to have skills and knowledge that will stick

hayatımın geri kalanında bende kalıcı olacak bilgi ve becerilere sahip olmak için pratik bir şey

with me.

.

Yeah, absolutely.

Evet kesinlikle.

Yeah, I remember, like, the same thing, uh, ya know, working as a contractor’s apprentice

Evet, aynı şeyi hatırlıyorum, bilirsin, bir müteahhitte çırağı olarak çalışmak

and getting to go into people’s houses and do stuff.

ve insanların evlerine girip bir şeyler yapmak.

I, I didn’t really know anything about it.

Ben, bunun hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyordum.

Right.

Sağ.

I mean, I just like trying to build things and paint and do…

Demek istediğim, bir şeyler inşa etmeyi , resim yapmayı ve yapmayı seviyorum...

Yep. … stuff like that.

Evet. … onun gibi şeyler. Ama

Uh, but yeah, I can imagine you get out here, and you, I mean, you must be enjoying yourself.

evet, buraya geldiğini hayal edebiliyorum ve sen, demek istediğim, eğleniyor olmalısın.

You look happy and…

Mutlu görünüyorsun ve...

Yeah.

Evet.

Yeah, yeah, yeah, yeah.

Evet evet evet evet.

Yep.

Evet.

No, I am.

Hayır, ben.

I'm enjoying it a lot.

Bundan çok zevk alıyorum.

It’s, uh, it’s very much just kind of a, a, an apprenticeship and, uh, learning

Bu, uh, bu bir tür çıraklık ve öğrenme

opportunity.

fırsatı.

It’s, like,

I know friends who go back to school for a certain trade or whatever, and I'm like…

Belli bir ticaret ya da her neyse, okula geri dönen arkadaşlar tanıyorum ve ben...

Ah, sure, sure.

Ah, tabii, tabii.

… kind of comparing it to that, that it’s just schooling for me.

… bunu bununla karşılaştırıyor gibiyim, bu benim için sadece eğitim. Diğer arkadaşlarınızla

How’ve you found that you’ve talked to other friends of yours have gone back to maybe

konuştuğunuzu nasıl anladınız, belki

some kind of trade school and you, you think this is preferable for, at least for your

bir tür ticaret okuluna geri döndünüz ve bunun en azından sizin durumunuz için tercih edildiğini düşünüyorsunuz

situation?

?

Yeah.

Evet.

I would say, for my situation, yeah, it’s preferable.

Durumum için evet, tercih edilebilir diyebilirim .

Um, tuition rates are really high and student loans and…

Um, öğrenim ücretleri gerçekten yüksek ve öğrenci kredileri ve…

Ah, sure.

Ah, tabii.

Well, you get paid on the job, ya know.

İşten para alıyorsun, biliyorsun.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

So, I don’t make a lot of money, but, uh, make enough to, to where, you know, it’s,

Yani, çok para kazanmıyorum, ama, uh, nereye kadar, bilirsin,

it’s probably as good as getting a grad stipend.

bu muhtemelen bir yüksek lisans bursu almak kadar iyi .

Ah, sure, sure.

Tabii, tabii.

Yeah.

Evet.

I spose, if you didn’t have a house, you could sleep in the woodshed, you know…

Evin olmasaydı odunlukta yatabilirdin herhalde, bilirsin...

Right.

Doğru.

… like, get, get, get a place in the garage or something.

… gibi, al, al, garajda bir yer falan al.

Yeah, or get my own trailer to, to fix up and sleep in.

Evet, ya da kendi karavanımı tamir edip uyumak için.

Ah, yep, yep.

Ah, evet, evet.

Yeah, I guess you could.

Evet, sanırım yapabilirsin.

You could bring over if you need to maybe build something.

Belki bir şeyler inşa etmen gerekiyorsa getirebilirsin. Bir şey yapmanız

Does he let you use the tools if you need to make something or…?

gerektiğinde aletleri kullanmanıza izin veriyor mu yoksa ...?

Yeah.

Evet.

Yep.

Evet.

He’ll let me stay after hours and, um,

Saatlerce kalmama izin verecek ve

build things for myself and, and for the house.

kendim ve ev için bir şeyler inşa edeceğim.

Sure.

Elbette.

Have you made anything yet?

Henüz bir şey yaptın mı?

Huh, uh, not yet.

Henüz değil.

I haven't, haven't needed to use the table saw or anything.

Masa testeresini falan kullanmaya gerek duymadım .

Ah.

Ah.

I've got,

um, basically, all the other equipment at my house, so I can…

Temel olarak evimdeki diğer tüm ekipmanlara sahibim , bu yüzden yapabilirim…

Oh, so, you have your own, you have, like a, like a garage or something.

Oh, yani, senin kendi ekipmanın var, senin var, bir, garaj gibi bir şey.

You’ve got a space to work.

Çalışmak için bir alanınız var.

Yep.

Evet.

Yeah, I've got a garage.

Evet, bir garajım var. Henüz

I haven't built it, um, to be a good woodworking space yet.

iyi bir ahşap işleme alanı olacak şekilde inşa etmedim .

Um, there's still a bunch of recreational gear and whatnot in there.

Hâlâ bir sürü eğlence malzemesi var ve orada ne yok.

Ah.

Ah.

But,

Ama,

um, I at least have all, all the equipment that I need,

um, en azından, yapmak istediğim

um, and machinery to, uh, to do a lot of the woodworking that I wanna do.

pek çok ağaç işini yapmak için ihtiyacım olan tüm ekipmana ve makinelere sahibim .

Huh.

Ha.

Yeah, it’s, it’s all fascinating to me, especially now because everything I do is

Evet, hepsi benim için büyüleyici, özellikle şimdi çünkü yaptığım her şey

digital.

dijital.

I know.

Biliyorum.

Yeah.

Evet.

And so, I miss…

Ve böylece, özlüyorum…

Like, I, I don’t even have, uh, personal students that I teach anymore.

Mesela, artık öğrettiğim kişisel öğrencilerim bile yok.

So, everybody,

Millet,

you watching out there, this is how I get to connect, uh, with all of my students, but

dışarıyı izliyorsunuz, tüm öğrencilerimle bu şekilde bağlantı kurabiliyorum, ama buraya

it’s, it’s really fun to just come and,

gelip,

I mean, even just to volunteer, to try to help out, to do some kind of building project…

yani, sadece gönüllü olmak, yardım etmeye çalışmak gerçekten eğlenceli. bir tür inşaat projesi yapmak için…

Yeah. … or landscaping,

Evet. … ya da çevre düzenlemesi,

uh, that kind of thing.

uh, bu tür şeyler. İşin en

Have you had, uh, like a favorite part of the job, like, the woodworking specifically,

sevdiğiniz kısmı , özellikle ağaç işleri,

or, or maybe like electrical or plumbing or something?

ya da belki elektrik ya da sıhhi tesisat ya da başka bir şey oldu mu?

Yeah, that’s a good question.

Evet, bu iyi bir soru.

I mean, woodworking, I definitely enjoy the most.

Yani, ağaç işleri, kesinlikle en çok zevk alıyorum .

Yeah.

Evet.

It’s, um, it’s the most fun.

Bu, um, en eğlencelisi.

But I guess, you know, the finishing work, so…

Ama sanırım, bilirsin, bitirme işi, yani…

Oh, sure.

Ah, elbette. Demek

I mean…

istediğim… Bununla

Do you want to explain a little bit more about that, like…

ilgili biraz daha açıklamak ister misin , mesela…

Yeah.

Evet.

… the different, like, the stages of that?

… bunun farklı aşamaları gibi mi?

Right, so, well, that’s a good point.

Doğru, yani, bu iyi bir nokta.

Yeah, the stages, um,

Evet, etaplar, um,

if you really wanna start from the beginning,

gerçekten baştan başlamak istersen,

uh, clients find a really old trailer and they ship it to us.

müşteriler gerçekten eski bir karavan bulurlar ve onu bize gönderirler.

Um, lots of times, they’ll work with an architect firm that, uh, they draw up plans

Um, çoğu zaman, bir mimarlık firmasıyla çalışırlar, planlar

and designs and they ship those to us as well.

ve tasarımlar yaparlar ve bunları bize de gönderirler.

But, once we get the trailer, we just start on the demo,

Ancak, fragmanı alır almaz, demoya başlıyoruz,

the demolition phase of ripping everything out, uh, getting it down to just its skin

her şeyi söküp atmanın yıkım aşaması , uh, onu derisine

and bones.

ve kemiğine indiriyoruz.

And then, um, restart, start from scratch.

Ve sonra, um, yeniden başlat, sıfırdan başla.

So, we’ll, we’ll do the electrical and the plumbing and the insulation and

Yani elektrik, su tesisatı ve izolasyonu yapacağız ve

then put the skins, inside skins back up.

sonra kaplamaları, iç kaplamaları geri koyacağız.

Then we do all the cabinetry, the…

Sonra tüm dolapları yaparız, şey…

Well,

Şey,

Um, but then the finish work.

Um, ama sonra işi bitiririz. Demek

So,

that’s what I was getting at is, um, really just everything cosmetic that, um, you can

istediğim bu, um, gerçekten çıplak gözle görebileceğiniz kozmetik olan her şey

see with the naked eye and

ve

just really honing in on those details.

bu ayrıntılara gerçekten odaklanıyorsunuz.

Um,

Um,

the, you know, the nitty-gritty of, um, oh, there's a speck of sawdust over here…

bilirsin, işin özü, um, oh, burada bir talaş zerresi var…

Uh-huh.

Uh-huh.

And there's a smudge on this wall and…

Ve bu duvarda bir leke var ve...

Uh-huh.

Uh-huh.

Ya know, so it’s tedious, but it, like, just makes everything pop at the end and just…

Biliyorsun, bu yüzden sıkıcı, ama sonunda her şeyin birdenbire patlamasına neden oluyor ve sadece…

Yeah.

Evet.

… makes it look show…

… gösterişli görünmesini sağlıyor…

Yep. … worthy, ya know, showroom quality.

Evet. … değerli, bilirsiniz, showroom kalitesi.

And your, your boss has a good reputation or the company or whatever.

Ve senin, patronunun iyi bir itibarı ya da şirketi ya da her neyse.

Yeah, he does, yeah.

Evet, öyle, evet.

Um, his wife, actually,

Karısı, aslında,

um, started the Finished Trailer Association of Oregon.

um, Oregon Bitmiş Römork Derneği'ni kurdu .

Oh, really?

Gerçekten mi?

Yeah.

Evet.

That’s a, that’s, that’s a good…

Bu bir, bu, bu iyi…

If you can start a trade organization, you must be doing pretty well.

Bir ticaret organizasyonu başlatabiliyorsanız, oldukça iyi gidiyor olmalısınız.

Yep.

Evet.

And I’d, I’d be remiss if I didn’t, uh, put it in, in there for the, uh, Vintage

Ve ben, uh, Vintage Trailer Masters için oraya koymasaydım, ihmal etmiş olurdum

Trailer Masters.

.

That’s the, uh…

Bu, uh…

Sure.

Elbette.

So, that’s, that’s…

Yani, bu, bu…

Yeah.

Evet.

… the company that I work for.

… çalıştığım şirket.

That’s…

Bu…

If, if you out there have a, uh, vintage trailer or, I mean, but you guys are pretty, pretty

Eğer, bir yerde eski bir fragmanınız varsa veya, demek istediğim, ama sizler güzel, oldukça

focused on Airstream trailers.

Airstream fragmanlarına odaklanmışsanız.

We’re pretty focused, yeah.

Oldukça odaklandık, evet. Demek

I mean, there's just, uh,

istediğim,

there's enough demand in the market, um, that we haven't…

piyasada yeterince talep var, um, bizim sahip olmadığımız...

We have, like, three sitting outside just waiting to be…

Dışarıda oturmayı bekleyen üç falan var ...

I know, yeah.

Biliyorum, evet.

It’s actually, it’s amazing to look, especially the difference.

Aslında, özellikle farkı görmek harika .

Uh, yeah, maybe we could try to shoot that too.

Evet, belki onu da çekmeyi deneyebiliriz . Bu konuda da

I wanna make sure we can get some good,

iyi bir ses elde edebileceğimizden emin olmak istiyorum

uh, audio on that as well.

.

Yeah.

Evet.

But, so this one behind us is not an Airstream.

Ancak, yani arkamızdaki bu bir Airstream değil.

It’s not an Airstream.

Bu bir Airstream değil.

It’s a, it’s a vintage.

Bu bir, bu bir vintage.

It’s, um,

Bu, um,

I, I don’t think it’s quite a Shasta, um, but it’s the same period, same type

ben, tam bir Shasta olduğunu düşünmüyorum, um, ama aynı dönem, aynı tip

of a trailer, yep.

bir fragman, evet.

And so, have you, have you thought about, uh, or I guess, maybe the better question

Ve peki, düşündün mü, uh, ya da sanırım, belki daha iyi soru şu

is if…

:

Do you know enough that if you could, like, build your own trailer from the beginning

Yeterince biliyor musun, eğer baştan kendi karavanını yapabilirsen

and you, like, maybe if you got some parts…

ve sen, mesela, belki eğer bazı parçalar var…

Yeah.

Evet.

… if you, like, you know how to do the electrical wiring and…

… eğer elektrik kablolarını nasıl yapacağınızı biliyorsanız ve…

Right.

Doğru.

Yeah.

Evet.

I mean, at this point, be, before I started the job, I wouldn’t have said that I’d

Yani bu noktada, işe başlamadan önce bunu yapabileceğimi söylemezdim

be able to do that,

but at this point, I would feel comfortable…

ama bu noktada kendimi rahat hissederdim…

Oh, really?

Oh, gerçekten mi?

… getting something old and, uh, and doing the renovations on it myself.

… eski bir şey almak ve, uh, ve üzerindeki tadilatları kendim yapmak.

Huh.

Ha.

It would definitely take more time than what we can accomplish here.

Kesinlikle burada başarabileceğimizden daha fazla zaman alacaktır .

Sure.

Elbette.

Um, and the man hours, but, yeah.

Um, ve adam saatler, ama, evet.

Could you fix a car?

Bir araba tamir edebilir misin?

Do you know anything about automobiles or…?

Otomobiller hakkında bir şey biliyor musunuz veya…?

No.

Hayır.

No, I don’t know anything about engines,

Hayır, motorlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum,

don’t know anything about, um, cars, really.

arabalar hakkında hiçbir şey bilmiyorum, um, gerçekten.

Yep.

Evet.

Um, but yeah, the trailers, they don’t have engines and…

Um, ama evet, römorkların motorları yok ve...

Sure.

Tabii.

Yeah, that’s a nice…

Evet, bu güzel...

I mean, I guess you just need a…

Demek istediğim, sanırım sadece bir...

Well, how, how does it work for the electricity?

Pekala, elektrik için nasıl çalışıyor?

When you power it, you connect it to the car battery or something?

Güç verdiğinizde, arabanın aküsüne falan mı bağlıyorsunuz?

Yeah.

Evet.

Or, does it have you…

Veya, sana sahip mi…

There's, like, uh,

Orada, uh,

like, like the camping…

gibi, kamp gibi…

Right.

Doğru.

… parks or something?

… parklar falan mı?

Yeah.

Evet.

So, most of them are, are designed to, to connect to the grid.

Yani çoğu, şebekeye bağlanmak için tasarlanmıştır.

So, like an RV park will have water and electric sources…

Yani, bir karavan parkında su ve elektrik kaynakları olacak gibi …

Oh, okay. … for you to plug into.

Oh, tamam. … fişe takmanız için.

So, that’s mainly what we design them for, but they always have, um, deep marines, um,

Yani, esasen onları bunun için tasarlıyoruz, ama her zaman, um, derin denizciler, um,

uh, batteries.

uh, bataryaları var.

So, like, um, you could probably run the electricity

Yani, um, muhtemelen elektriği

as far as the, uh, the lights, you could run those for, I don’t know, like, two days

ışıklara kadar çalıştırabilirsin, onları, bilmiyorum, muhtemelen iki gün boyunca çalıştırabilirsin

probably.

.

Oh, really?

Gerçekten mi?

But the ref, the refrigerator definitely eats up a lot.

Ama hakem, buzdolabı kesinlikle çok yer yiyor.

The, uh, AC, air conditioner, heater eats up a lot of electricity, so that would drain

AC, klima, ısıtıcı çok fazla elektrik tüketir, bu da

your batteries very quickly.

pillerinizi çok çabuk bitirir.

But if you weren’t using those, um, then you could go a long time just relying on a

Ama bunları kullanmıyor olsaydınız, o zaman sadece bir pile güvenerek uzun süre dayanabilirdiniz

battery.

.

Some, some, um, refrigerators will actually be propane too.

Bazı, bazı, um, buzdolapları da aslında propan olacak.

Oh.

Ah.

So, you can get…

Yani, alabilirsiniz…

Oh, that’s interesting.

Oh, bu ilginç.

… get them to run off of propane.

… propanı bitirmelerini sağlayın.

So, you, you would have a, and the, the client just tells you what style they like, or maybe…

Yani, siz bir ve müşteriniz size sadece hangi stili sevdiğini söyler veya belki…

Yep. … they wanna convert one to the other or something like that?

Evet. … birini diğerine çevirmek mi istiyorlar yoksa onun gibi bir şey mi?

Yeah, yep.

Evet, evet.

They’ll, um, usually specify what they want, but also, sometimes, you can have both options

Genellikle ne istediklerini belirtirler, ancak bazen, her iki seçeneğe de sahip olabilirsiniz

and just have a power converter, um…

ve sadece bir güç dönüştürücüsüne sahip olabilirsiniz, um…

Oh. … and switch between which one you want, all three of those options.

Oh. … ve bu üç seçeneğin tümü arasında istediğiniz arasında geçiş yapın.

Really?

Gerçekten mi?

Battery, puh, um, propane and just plug in.

Pil, puh, um, propan ve fişe takın.

Huh.

Huh.

Now, do you have your own trailer at all?

Şimdi, hiç kendi karavanınız var mı? Sende

Do you have any…

var mı… Bende

I don’t, no.

yok, hayır.

I…

Ben…

Yeah, but this has made you want one more.

Evet, ama bu bir tane daha istemene neden oldu.

You want to get a, get a trailer or…?

Almak ister misin, bir karavan mı yoksa…?

Yeah.

Evet.

I definitely want to get a trailer.

Kesinlikle bir fragman almak istiyorum.

Before,

Daha önce,

when we were in Boulder, we had a campervan.

Boulder'dayken bir karavanımız vardı.

Oh, you did.

Ah, yaptın.

And I liked having a campervan, except that anytime you wanted to use it, you had to drive

Ve bir karavana sahip olmayı sevdim, ancak ne zaman onu kullanmak istersen, onu sürmek zorundaydın

it.

.

Ah.

Ah.

So, the, the thing about having a trailer it’s, like, I can drive it up, drop it somewhere,

Yani, bir karavana sahip olmakla ilgili olan şey, onu sürebilirim, bir yere bırakabilirim, arabayla gidebilirim,

drive off, you know, do the thing in town,

bilirsiniz, kasabadaki şeyi yapabilirim,

go back to the campsite and the camper’s still there.

kamp alanına geri dönebilirim ve kampçı hala orada.

Sure.

Elbette.

With a campervan, you can't save a spot because…

Bir karavanla bir yer kurtaramazsınız çünkü…

Ah, yep, yep, yep. … you're always, wherever you go…

Ah, evet, evet, evet. … nereye giderseniz gidin her zaman oradasınız …

It’s connected to the, to the car and…

Arabaya, arabaya bağlı ve…

Yep.

Evet.

Ah, I see.

Ah, anlıyorum.

So, it’s, yeah, it, it’s made me, uh, wanna, wanna get a trailer, really.

Yani, evet, beni gerçekten bir fragman almak istememe neden oldu.

Yeah.

Evet.

And, and your wife, what does she think about that?

Ve karınız, bu konuda ne düşünüyor ?

Is she, is she saying…?

O, öyle mi diyor…?

She’s in.

O içeride.

Yeah, she, yeah, she likes it.

Evet, o, evet, bundan hoşlanıyor.

She’s game.

O oyun.

Uh, the…

Şey...

Yeah.

Evet.

… only thing is right now, we both have just four-cylinder cars, so we can't.

… şu anda tek şey şu ki, ikimizin de sadece dört silindirli arabaları var, bu yüzden yapamayız.

I mean, you could pull, like, a Teardrop camper, but nothing, uh, nothing big, really.

Demek istediğim, bir Teardrop kampçısı falan çekebilirsin, ama hiçbir şey, uh, büyük bir şey değil, gerçekten.

Sure.

Elbette.

Very cool.

Çok havalı.

Yeah.

Evet.

I, I’d love to, like…

Ben, çok isterim, mesela...

We, we’re gonna have to transport over to the other…

Biz, diğerine geçmek zorunda kalacağız ...

Do you think James will let us in there…

Sence James bizi oraya alır mı...

Yeah. … and we can, we can look around?

Evet. … ve etrafa bakabilir miyiz?

Yep.

Evet.

All right.

Elbette.

Well, I wanna give you a bit more of a kind of an inside look and see how this is, so

Pekala, size biraz daha içeriden bir bakış atmak ve bunun nasıl olduğunu görmek istiyorum, bu yüzden

we will switch it off, and we’ll be back in just a moment.

onu kapatacağız ve birazdan geri döneceğiz .

Yeah.

Evet.

See you then.

Sonra görüşürüz.

All right.

Elbette.

So, we are back here inside, and we are actually gonna take, uh, a bit more of a tour over

Yani, buraya geri döndük ve aslında burada biraz daha tur atacağız

here.

.

So, this is the, the big Airstream that they're working on.

Demek üzerinde çalıştıkları büyük Airstream bu .

Do you wanna tell me a bit more about this?

Bana bundan biraz daha bahsetmek ister misin?

We could kind of

take a tour through here.

Burada bir tur atabiliriz.

Sure.

Elbette.

Yeah, so this Airstream, um, we got, like I said, about 13 months ago.

Evet, bu Airstream, dediğim gibi, yaklaşık 13 ay önce aldık.

Uh-huh.

HI-hı.

Um, we've redone a lot of the windows.

Pek çok pencereyi yeniden yaptık.

Any window that you see installed, we completely removed,

Yüklü gördüğünüz herhangi bir pencereyi tamamen kaldırdık,

um, and then re… cleaned it and, uh, put it back together.

um, sonra yeniden... temizledik ve, uh, tekrar bir araya getirdik.

Huh.

Ha.

Polishing.

Parlatma

This is, you can see it’s obviously getting polished.

Bu, açıkça cilalandığını görebilirsiniz .

Um…

Şey...

Yeah.

Evet.

It looks really nice.

Gerçekten güzel görünüyor.

… getting nice and shiny.

… güzelleşiyor ve parlıyor.

This is probably our seventh, eighth time,

Bu muhtemelen yedinci, sekizinci seferimiz,

um, polishing the entire trailer.

um, tüm karavanı parlatıyoruz.

So, it takes a long, a lot of time.

Yani, uzun, çok zaman alıyor.

It’s kind of like sandpaper and, um,

Bu bir tür zımpara kağıdı ve, um,

wood in a sense that you’ve got to start aggressive, and then you, you get lighter

ahşap gibi, bir anlamda agresif başlamanız gerekiyor ve sonra siz,

and lighter until, you know, your last sanding job or polishing job.

bilirsiniz, son zımparalama işinize veya cilalama işinize kadar, gittikçe hafiflersiniz.

Sure.

Elbette.

It looks really light.

Gerçekten hafif görünüyor.

But these are the cabinets.

Ama bunlar dolaplar.

You can see they're, um, still gilt… getting built.

Hâlâ yaldızlı olduklarını… yapılmakta olduklarını görebilirsiniz .

Um, it’s definitely a step…

Um, bu kesinlikle bir adım…

Or, yeah, it’s always a process.

Veya evet, her zaman bir süreçtir.

Here, you can see the kind of the curvature that you have to get,

Burada, olabildiğince kesin bir şekilde elde etmeye çalışırken elde etmeniz gereken eğriliğin türünü görebilirsiniz

um, when you're trying to get it as exact as possible.

.

Um, these corners are just...

Um, bu köşeler sadece...

That’s the, what you call scribing.

Karalama dediğin şey bu.

Ah, okay.

Ah tamam.

It’s really getting it into there.

Gerçekten oraya giriyor.

Um…

Um…

So, what tool do you use to get these corners and this edge?

Peki, bu köşeleri ve bu kenarı elde etmek için hangi aracı kullanıyorsunuz ?

What are you using on that?

Bunun için ne kullanıyorsun?

Um, it’s a band saw, table saw combination.

Um, bu bir şerit testere, masa testere kombinasyonu.

Oh, okay.

Tamam.

Yep.

Evet.

And then, um, there's the ducting that goes through.

Ve sonra, içinden geçen kanallar var .

We have the furnace over there

Orada fırınımız

and the power center.

ve güç merkezimiz var.

Oh, so that’s this down here.

Oh, işte bu kadar.

Yep.

Evet.

So, that’s the hot water heater and the, um, furnace.

Yani, bu sıcak su ısıtıcısı ve fırın.

Oh, okay.

Tamam.

So, when you plug in at a, at a campground or whatever, then, like, that’s actually

Yani, bir yerde, bir kamp alanında ya da herhangi bir yerde prize taktığınızda, o zaman, bu aslında

powering your water or…

suyunuzu besliyor ya da…

Yep. … heating your water, I should say.

Evet. … suyunu ısıtmak, söylemeliyim.

Yeah, exactly.

Evet kesinlikle.

And then these are, uh, we’ve got all these walls and again, you're scribing to the, um,

Ve sonra bunlar, uh, tüm bu duvarlara sahibiz ve yine,

the curvature of it.

onun eğriliğine çiziyorsunuz.

This is where the, the sink and stovetop will be.

Burası lavabonun ve set üstü ocağın olacağı yer .

This will be the bathroom.

Bu banyo olacak.

Um, they’ll have a shower, rainfall shower right there and then a toilet right here.

Um, orada bir duşları olacak, sağanak duşları ve tam burada bir tuvaletleri olacak.

Huh.

Ha.

Um, this foam’s gonna come out, but it’s a, uh, a drop-down shower pan, so that the

Bu köpük dışarı çıkacak ama bu, uh, açılır bir duş teknesi, böylece

whole bathroom will drain down to one source.

tüm banyo tek bir kaynağa akacak.

And then, here’s the bedroom.

Ve sonra, işte yatak odası.

Um, they’ll have two side tables and a queen-sized bed that pops up and you can have storage

Um, iki yan sehpaları ve açılan bir kraliçe yatağı olacak ve

underneath.

altında saklama alanınız olacak.

Will it flip up like a Murphy bed or a something, or it’s just gonna be like this the whole

Murphy yatağı gibi mi yukarı kalkacak yoksa hep böyle mi kalacak

time?

?

Not quite like a Murphy.

Murphy gibi değil. Bir

Kind of like on a pickup truck, you know, that when they…

nevi kamyonet gibi, bilirsin, onlar...

Ah. … have the flat topper on the back, it kind of just raises up maybe three or four

Ah. … arka tarafta düz bir kapak var, sadece üç veya dört

feet.

fit yükseliyor.

And, uh, yeah, but this is the one sliding door that worked perfect.

Ve, uh, evet, ama bu mükemmel çalışan tek kayar kapı.

It wasn’t a, a problem at all.

Bu bir sorun değildi.

Oh, very cool.

Ah, çok havalı.

Yeah.

Evet.

But this other one there, that one’s giving us a little more of a headache than…

Ama şuradaki, şundan biraz daha fazla baş ağrıtıyor...

So, is this, is this going to be kind of a hallway here?

Peki, bu, burası bir çeşit koridor mu olacak?

Like, you walk through this and the bathroom, like…

Mesela, buradan ve banyodan geçiyorsun, mesela…

Yep. … the toilet is here and the shower and so, it’s kind of a…

Evet. … tuvalet burada ve duş ve bu yüzden, bu bir tür…

Yeah.

Evet.

It’ll just be a, a walkthrough.

Bu sadece bir izlenecek yol olacak.

I think it’s just how the client wanted to have some protection or privacy for their

Bence müşteri kendi yatak odası için biraz koruma veya mahremiyete sahip olmak istedi

own bedroom…

...

Sure. … in the back,

Tabii. … arkada,

um, because this area upfront will be able to sleep four other people.

um, çünkü öndeki bu alanda dört kişi daha uyuyabilecek.

Wow.

Vay.

Um, so I think they're gonna want their, their space to get away to.

Sanırım kaçmak için kendi yerlerine gitmek isteyecekler.

So, after you guys finish all this, like, this is kind of the, the second layer of,

Yani, siz tüm bunları bitirdikten sonra, bu bir nevi, ikinci katman,

you know, the, the, the wood and all that.

bilirsiniz, tahta falan.

Uh huh.

HI-hı.

Do you also do the upholstery here, or do you outsource that as well?

Buradaki döşemeyi de siz mi yapıyorsunuz yoksa onu da mı yaptırıyorsunuz?

Uh, the upholstery we outsource.

Uh, döşemeyi dışarıdan tedarik ediyoruz.

Oh, okay.

Tamam.

The cushions themselves, um, and the, the coverings that they get is, is outsourced.

Minderlerin kendileri ve aldıkları kaplamalar dış kaynaklı.

Um, but we do everything up and, up until that point.

Um, ama o noktaya kadar her şeyi yaparız .

And, even all of this that you see it’s gonna get sanded, filled,

Ve gördüğünüz her şey bile zımparalanacak, doldurulacak

uh, and painted.

ve boyanacak.

So, this is all paint grade cabinet, uh, material.

Yani, bunların hepsi boya sınıfı dolap malzemesi.

Huh.

Ha.

And then, all the countertops actually are gonna be a diff…

Ve sonra, tüm tezgahlar aslında bir fark olacak…

I think they're gonna be Corian, a different type of material.

Sanırım farklı bir malzeme türü olan Corian olacaklar.

Oh, okay.

Tamam.

Yep.

Evet.

So, no marble in here or anything like that.

Yani burada bilye falan yok.

Yeah, not…

Evet, hayır…

Is there, is there certain, um,

Orada, kesin, um,

I guess, maybe for, uh, like Airstream style, is there, is there, like, a typical maybe

sanırım, belki, ah, Airstream stili gibi, var mı, var mı, falan ,

of certain color schemes or something like that that people get…

belirli renk şemalarının tipik bir belkisi veya insanların aldığı buna benzer bir şey …

Right.

Doğru.

… that’s traditional or…?

… bu geleneksel mi yoksa…?

Yeah, I think the vintage trailers themselves have a, a specific, um,

Evet, eski fragmanların kendilerine göre biraz daha spesifik olan belirli bir

kind of color scheme or style, style to them

renk şeması veya stili olduğunu düşünüyorum,

that’s a little more specific, but not, not this Airstream.

ancak bu Airstream değil.

This is, you know, for a client who’s paying top dollar, and, uh,

Bu, bilirsin, en yüksek parayı ödeyen bir müşteri için ve

they get it how they want it.

nasıl istiyorlarsa öyle alıyorlar.

So…

Yani...

Huh.

ha.

Yep.

Evet.

Yeah, this is amazing.

Evet, bu harika.

Yeah.

Evet.

We can show you, over here is our screen and window department where we do all the window

Size gösterebiliriz, burası tüm pencere yenilemelerini yaptığımız paravan ve pencere departmanımız

renovations.

.

It’s so shiny.

Çok parlak.

Yeah.

Evet.

Yeah, the actual polishing job, it, when it’s done is, is nice.

Evet, asıl cilalama işi, bittiğinde güzeldir.

But these are kind of some of the older windows.

Ancak bunlar bir nevi eski pencerelerden bazıları.

The frames, we, we got them all the way down to, to that and then…

Kareler, biz, onları sonuna kadar aldık ve sonra…

Oh, really?

Oh, gerçekten mi?

So, you have to take these…

Yani, bunları almalısın…

Yep. … and clean them and buff them and whatever and then…

Evet. … ve onları temizleyin ve parlatın ve her neyse ve sonra…

Yeah.

Evet.

… put the…

… koyun…

So, what, what are you using for windows?

Peki, pencereler için ne kullanıyorsunuz?

Do you get new windows, or do you use tinted glass or…?

Yeni pencereler mi alıyorsunuz, yoksa renkli cam mı kullanıyorsunuz veya…?

We do.

Yaparız.

Often times, we get new glass.

Çoğu zaman yeni cam alırız.

Um, if, if it comes with glass, we’ll try to reuse it,

Um, eğer camla birlikte gelirse, onu yeniden kullanmayı deneyeceğiz,

um, but, you know, sometimes it’s too old or it’s broken, um, and so, we just pay

ama bilirsiniz, bazen çok eskidir veya kırılmıştır, um, ve bu yüzden,

to, to get new glass.

yeni cam almak için para öderiz.

These were all tinted.

Bunların hepsi renkliydi.

So, we took them in and had them professionally tinted.

Bu yüzden onları içeri aldık ve profesyonelce renklendirdik.

Wow.

Vay.

Um, yep.

Evet.

And we’ll be installing those later, but here's another buffing area where we do a

Ve bunları daha sonra kuracağız, ama burada pek çok cilalama yaptığımız başka bir cilalama alanı var

lot of the, the buffing.

.

Oh, so you take these pieces of metal or whatever…

Oh, yani bu metal parçalarını falan alıyorsunuz…

Yep. … and run them through this.

Evet. … ve onları bunun üzerinden geçirin.

We run them on

Onları

this machine right here that spins really fast and you’ve got to hold on tight.

tam burada, çok hızlı dönen ve sıkı tutmanız gereken makinede çalıştırıyoruz.

Sure, sure.

Tabi tabi.

Yeah, I guess you’ve got…

Evet, sanırım sende...

What, what's the most, uh, dangerous tool that you work with, do you think?

Ne, çalıştığın en tehlikeli alet ne sence?

Ah, that’s tough.

Ah, bu zor.

Probably a grinder.

Muhtemelen bir öğütücü.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Um, a handheld disc grinder…

Um, el tipi bir disk öğütücü…

Sure.

Elbette.

… that cuts metal.

… metali kesen.

Oh, really?

Gerçekten mi?

And, uh, sometimes you're in a tight spot that you really don’t want to lose any kind

Ve, uh, bazen sıkı bir noktadasın, gerçekten herhangi bir şekilde kontrolünü kaybetmek istemiyorsun

of control, or else, it could really, uh, eat your lunch.

, yoksa gerçekten, uh, öğle yemeğini yiyebilir.

Wow.

Vay.

Yep.

Evet.

Yeah, look at all this stuff.

Evet, şu şeylere bak.

This is great.

Bu harika.

So, what, what is…

Yani, ne, ne…

Like, let’s say I wanted to come in here and, uh, and redo my own trailer.

Mesela, diyelim ki buraya gelip kendi karavanımı yeniden yapmak istedim.

What is that, what is that going to run me to do something like this?

Nedir bu, beni böyle bir şey yapmaya iten nedir?

Do you know anything about…

Hakkında bir şey biliyor musun…

Whoo. … the pricing for this stuff?

Whoo. … bu şey için fiyatlandırma?

Yeah.

Evet.

Are you learning about that?

Bunu öğreniyor musun?

Um, you know, it, it can range anywhere from, um, $60,000 to $160,000.

60.000 dolardan 160.000 dolara kadar değişebilir.

Wow.

Vay.

Yeah.

Evet.

It’s, uh, it just really depends on how much work you, you needed to go into it…

Bu, uh, gerçekten ne kadar çalışman gerektiğine bağlı, içine girmen gerekti…

Huh. … and what kind of finished product you're looking for.

Hah. … ve ne tür bir bitmiş ürün arıyorsunuz?

Yeah, it looks beautiful.

Evet, güzel görünüyor.

And the components.

Ve bileşenler.

I mean, you know, this one’s…

Yani, bilirsin, bu...

Ah.

Ah.

Sure, sure.

Tabi tabi.

… got two, two…

… iki tane var, iki…

I don’t know.

Bilmiyorum.

Those are probably $1,200 air conditions.

Bunlar muhtemelen 1.200 dolarlık hava koşulları.

Oh, the ones up on the top there?

Oh, şu tepedekiler?

Yeah, yep.

Evet, evet.

Huh.

Ha.

And so, you also said you, you raised this one six inches, this kind of, like, bottom,

Ve ayrıca, bunu altı inç yükselttiğinizi de söylediniz , bu tür, alt kısım gibi,

the bottom section here.

buradaki alt kısım.

Uh huh, yeah.

Evet.

So,

Yani

this is hidden.

bu gizli.

It’s, um, actually, over here, you can get a better look at it,

Bu, um, aslında burada, daha iyi görebilirsiniz,

but here is where the old body stopped and then this is the old…

ama burası eski gövdenin durduğu yer ve sonra bu da eskisi…

Well, we replaced the subfloor, but this is the C channel of aluminum

Alt zemini değiştirdik, ama bu, alüminyumdan C kanalı.

that we added, uh, so that the body could sit down six inches higher than it used to.

eklendi, uh, böylece vücut eskisinden on beş santim daha yükseğe oturabilsin.

Huh.

Ha.

Yeah.

Evet.

So, that’s definitely a specialty.

Yani, bu kesinlikle bir uzmanlık.

I think we were the only second shop that’s ever done that.

Sanırım bunu yapan tek ikinci mağaza bizdik .

Wow.

Vay.

Yeah.

Evet.

Well, you guys are pioneering some, some new techniques then.

Pekala, sizler bazı yeni tekniklere öncülük ediyorsunuz o zaman.

Uh-huh.

HI-hı.

Very cool.

Çok havalı.

Yep.

Evet.

And we could take a look at the ones outside too before we, uh…

Ve dışarıdakilere de bir göz atabiliriz , uh…

Yeah, sure.

Evet, tabii.

… let them go.

… bırak gitsinler.

Those are kind of at a different level of, uh, the phase.

Bunlar, fazın farklı bir seviyesinde .

You know, they're, they're going through the demolition.

Biliyorsun, onlar, onlar yıkım sürecinden geçiyorlar .

But this one here, you can see we got all the windows out,

Ama buradaki, gördüğünüz gibi, tüm pencereleri çıkardık,

um, all the inside skins have been ripped out, and all the old insulation has been ripped

um, tüm iç kaplamalar söküldü ve tüm eski yalıtım

out.

söküldü.

That’s gonna get new spray foam insulation, and we’ll put the skins back up and clean

Bu, yeni sprey köpük yalıtımı alacak ve kaplamaları tekrar yerine koyacağız ve

and paint those.

bunları temizleyip boyayacağız.

And then,

Ve sonra,

when the windows are done, we’ll reinstall those, and you could kind of see, see how

pencereler bittiğinde, onları yeniden kuracağız ve nasıl ilerlediğini bir nevi görebilirsin

it progresses.

.

Yeah, that’s very cool.

Evet, bu çok havalı.

And then one thing we built before the summer came were these, um, all these apparatuses

Ve sonra, yaz gelmeden önce yaptığımız bir şey, bunlar, um, tüm bu aparatlar

to,

,

um, be able to support the weight of lifting the body up off of the trailer chassis.

um, gövdeyi treyler şasisinden kaldırmanın ağırlığını destekleyebilmekti.

Sure.

Elbette.

Sure.

Elbette.

And that’s how we did this one.

Ve bunu böyle yaptık.

We replaced the subfloor by getting the whole body up off and then, um…

Tüm gövdeyi kaldırarak alt zemini değiştirdik ve sonra, um...

Huh.

Ha.

… redid that trailer chassis.

… treyler şasisini yeniden düzenledi.

Yeah.

Evet.

This is just amazing, amazing stuff over here.

Bu harika, harika şeyler burada.

Yeah.

Evet.

And so, this is a, this is also an Airstream, but a smaller version.

Ve bu bir, bu aynı zamanda bir Airstream, ancak daha küçük bir versiyon.

Yeah.

Evet.

This one is just a, a cute little, like, 15 foot.

Bu sadece, sevimli, küçük, 15 fit gibi.

Then there's, I think this one’s like a 20 foot, and that one’s, I don’t know

Sonra var, sanırım bu 20 fit gibi ve bu, bilmiyorum

25.

25.

The one inside I think is 30.

İçindeki sanırım 30.

So, they make all sizes.

Yani, her boyutta yapıyorlar.

Huh.

Ha.

Oh, the door’s open if you wanna peek in.

Oh, içeri bakmak istersen kapı açık.

Oh, yeah, yeah.

Oh, evet, evet. Hadi

Let’s take a look.

bir bakalım.

This one, we just got, so it’s definitely getting a, still in the demolition phase.

Bu, daha yeni aldık, bu yüzden kesinlikle yıkım aşamasında.

Oh, yeah.

Ah evet.

You can see all the old, uh, insulation in here.

Buradaki tüm eski yalıtımı görebilirsin .

Uh huh, yep.

Evet.

So, do these things get hot, or does the, because it’s so shiny, reflects the sun?

Peki bu şeyler ısınıyor mu yoksa çok parlak olduğu için güneşi mi yansıtıyor?

Right.

Sağ.

Um, yeah, I think it would get hot if it wasn’t insulated.

Um, evet, yalıtılmasaydı ısınacağını düşünüyorum .

Uh, as you can feel in there, you know, it’s pretty warm.

İçeride hissedebileceğiniz gibi, oldukça sıcak.

It’s pretty, it’s pretty warm.

Güzel, oldukça sıcak.

Yep.

Evet.

And it’s hot out in Bend.

Ve Bend'de hava çok sıcak.

I guess it’s, uh, it, it’s…

Sanırım bu, uh, bu, bu…

Yeah.

Evet.

… baking out here in the summertime.

… yazın burada pişer.

Yep.

Evet.

Very cool.

Çok havalı.

Well, why don’t we, uh, let’s head back into the, the original…

Pekala, neden orijinale geri dönmüyoruz...

Okay.

Tamam.

… spot, or we could either, either one of these…

… spot, ya da ikisinden biri olabiliriz ...

Yeah.

Evet.

Head down there.

Aşağıya inin.

But this is great.

Ama bu harika.

I mean, you, you feel pretty lucky that you, you found this job and…?

Demek istediğim, sen bu işi bulduğun için kendini çok şanslı hissediyorsun ve...?

Yeah, I do, yeah.

Evet, biliyorum, evet.

Have something cool.

Harika bir şeyler ye.

Yep, it’s a really fun, uh, fun job, definitely learning stuff new every day and, uh, getting

Evet, gerçekten eğlenceli, eğlenceli bir iş, kesinlikle her gün yeni şeyler öğrenmek ve

good experience, yep.

iyi bir deneyim kazanmak, evet.

So, you think you'll, uh, maybe take this and maybe open up your own business with it

Yani, uh, belki bunu alıp bir şekilde kendi işinizi kuracağınızı

somehow, do something interesting like that, or…?

, böyle ilginç bir şey yapacağınızı veya…?

Right.

Sağ.

Yeah, I don’t know exactly yet.

Evet, henüz tam olarak bilmiyorum.

I'm still trying to work out

the, uh, the kinks of what my next step would be.

Hâlâ bir sonraki adımımın ne olacağını çözmeye çalışıyorum.

Huh.

Ha.

Um,

Um,

but it does feel like a good step in the right direction.

ama doğru yönde atılmış iyi bir adım gibi geliyor .

Sure.

Elbette.

Yep.

Evet.

Yeah, very cool.

Evet, çok havalı.

Yeah, I love the shop.

Evet, dükkanı seviyorum.

You’ve got the basketball court in here too.

Basketbol sahanız da burada.

Uh huh.

HI-hı.

Anyway.

Her neyse.

Well, I don’t want to take up too much of your time, but

Pekala, çok fazla zamanınızı almak istemiyorum ama

yeah, it’s been a pleasure.

evet, benim için bir zevkti.

Thank you so much…

Çok teşekkür ederim...

Yeah. … for, for letting us come in and, and see what, what

Evet. … içeri girmemize ve

you get to do over here.

burada ne yapacağınızı görmemize izin verdiğiniz için.

It looks like fascinating work.

Büyüleyici bir işe benziyor.

Yeah.

Evet.

No, it’s my pleasure.

Hayır, bu benim zevkim.

I'm glad you guys could come.

Gelebildiğinize sevindim.

Yeah, yeah, yeah.

Evet evet evet.

All right.

Elbette.

Well, anyway, we will come back, uh,

Her neyse, geri geleceğiz, uh,

Yep.

evet.

Bye.

Hoşçakal.

Bye bye.

Güle güle.

Well, that’s it for this month’s lesson set.

Bu ayki ders setimiz bu kadar.

I hope you have enjoyed it.

Umarım eğlenmişsindir.

Did you enjoy seeing the inside of those trailers

Bu karavanların içini görmekten

and just really getting a nice, more interesting background than what I have right here?

ve burada sahip olduğumdan gerçekten güzel, daha ilginç bir arka plan elde etmekten hoşlandınız mı?

Again, it’s typical for,

Yine,

uh, really to have kind of a recording studio and having maybe some kind of interesting

gerçekten bir tür kayıt stüdyosuna sahip olmak ve belki de bir tür ilginç geçmişe sahip olmak tipiktir

background.

. Ne

Unfortunately, I don’t, but hopefully, this keeps the focus

yazık ki bilmiyorum, ama umarım bu,

on the words that you're reading and my mouth and other things like that.

okuduğunuz kelimelere, ağzıma ve bunun gibi diğer şeylere odaklanmayı sağlar.

So, even if you don’t enjoy the background very much, I hope you are enjoying my, my

Yani, arka plandan pek hoşlanmasanız bile , umarım benim

beautiful face.

güzel yüzümden hoşlanırsınız.

Uh, anyway, I hope you have enjoyed this lesson set, and it really was a lot of fun for me

Her neyse, umarım bu ders setini beğenmişsinizdir ve dışarı çıkıp bunu çekmek benim için gerçekten çok eğlenceliydi

to get out and shoot this one, especially since we can walk around and do more things

, özellikle etrafta dolaşıp bunun gibi daha çok şey yapabildiğimiz için

like that.

. Dışarı

Uh, if you would like to see more things where we’re going out and shooting more physical

çıkıp daha fazla fiziksel

things and you see what they look like,

şey çektiğimizde daha fazla şey görmek istiyorsanız ve nasıl göründüklerini görmek istiyorsanız,

do send us a mail and let us know.

bize bir e-posta gönderin ve bize bildirin.

We love getting feedback from learners

Öğrencilerden

and especially other things, other topics you'd like to learn more about.

ve özellikle diğer konularda, hakkında daha fazla bilgi edinmek istediğiniz diğer konularda geri bildirim almayı seviyoruz.

So, really, you decide what happens in these lessons.

Yani, gerçekten, bu derslerde ne olacağına siz karar verirsiniz .

We want to make things that help you improve, and so, if you were interested in learning

Gelişmenize yardımcı olacak şeyler yapmak istiyoruz ve bu nedenle,

more about whatever,

herhangi bir şey hakkında,

some particular kind of thing,

belirli bir tür şey hakkında daha fazla şey öğrenmekle ilgileniyorsanız

and typically we like to make things that are helpful for everyone, so lots of people

ve genellikle herkes için yararlı olan şeyler yapmayı seviyoruz, bu nedenle pek çok insan

are maybe interested in

ilgilenebilir.

learning how to build something or to create something.

bir şeyi nasıl inşa edeceğinizi veya bir şey yaratacağınızı öğrenmek.

And so, these kinds of things,

Ve böylece, bu tür şeyler,

uh, even if you don’t physically repair trailers or something,

uh, fiziksel olarak karavanları falan tamir etmeseniz bile ,

a lot of the phrasal verbs and the vocabulary is applicable.

pek çok deyimsel fiil ve kelime dağarcığı uygulanabilir.

You can apply that

Bunu

to other things as well.

başka şeylere de uygulayabilirsiniz.

So, I do hope you, uh, go out and use these.

Umarım dışarı çıkıp bunları kullanırsın.

And then, again, send us an email at [email protected]

Ardından,

if you'd like to learn more about other things.

başka şeyler hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, bize [email protected] adresinden bir e-posta gönderin.

You just tell us what you'd like to know more about,

Bize sadece ne hakkında daha fazla bilgi edinmek istediğinizi söyleyin ,

and we can make more lessons about those things.

biz de bu konular hakkında daha fazla ders çıkaralım.

Well, your mission for this month.

Pekala, bu ayki görevin.

What I would like you to do, actually, I want to give you two different things.

Yapmanı istediğim şey aslında sana iki farklı şey vermek istiyorum.

The first one is that practice hack that I shared with you in the Fluency Corner lesson.

İlki, Akıcılık Köşesi dersinde sizinle paylaştığım alıştırma tüyosu.

So, what I’d like you to do this month

O yüzden, bu ay sizden yapmanızı istediğim şey,

is really practice mirroring what other people are saying.

gerçekten diğer insanların söylediklerini yansıtma pratiği yapmanız .

And you don’t have to do that

Ve bunu

for everything that they say.

söyledikleri her şey için yapmak zorunda değilsin.

You don’t have to repeat everything in exactly the same way they do it because that can get

Her şeyi onların yaptığı gibi tekrarlamak zorunda değilsiniz çünkü bu

annoying,

sinir bozucu olabilir

but what you should do is, especially when

ama yapmanız gereken şey, özellikle

they're saying something, like, if they ask you a question, like,

bir şey söylerken, örneğin, size bir soru sorarlarsa, "

“What did you do today?” you can even, like, kind of ask yourself that question yourself.

Ne var?" bugün mü yaptın?" Hatta kendinize bu soruyu kendinize sorabilirsiniz.

You can say, “Oh, what did I do today?

“Ah, bugün ne yaptım?

Oh, I went to…” something like that.

Ah, ben..." bunun gibi bir şey.

And this is a perfect way of kind of sneakily,

Ve bu sinsice,

sneakily, trickily kind of, kind of, uh, finding a way to practice your words.

sinsice, hileli bir şekilde, kelimelerinizi pratik yapmanın bir yolunu bulmanın mükemmel bir yolu.

Again, in that conversation where you're taking something that a native speaker says or somebody

Yine, o konuşmada, anadili İngilizce olan birinin ya da başka birinin söylediği bir şeyi alıyorsun

else, and you're repeating it back to them.

ve bunu onlara tekrar ediyorsun.

Even if you don’t directly say that same thing back to them.

Aynı şeyi onlara doğrudan söylemeseniz bile . Bunu

There are really lots of great ways to do this,

yapmanın gerçekten pek çok harika yolu var ,

but again, just look for ways where you can repeat something back.

ama yine de, bir şeyi tekrarlayabileceğiniz yollar arayın.

Like, if they ask you a question

Örneğin, size bir soru sorarlarsa

or if they say something and you say, “Oh, I also, like, you know, playing…”

veya bir şey söylerlerse ve siz "Ah, ben de, bilirsin, oynamayı severim..." "

Like, “Do you like playing baseball?”

Beyzbol oynamayı sever misin?"

I say, “Yeah, I like playing baseball,”

"Evet"

instead of just saying something like, “Yes.”

gibi bir şey söylemek yerine "Evet, beyzbol oynamayı seviyorum" diyorum.

So, again, you might be able to just answer that, and a native speaker would just say,

Yani, yine, buna sadece cevap verebilirsiniz ve anadili İngilizce olan biri sadece

“Yes,” but your job is to improve your speaking

"Evet" der, ancak sizin işiniz konuşmanızı geliştirmek

and use all these small opportunities to do that,

ve bunu yapmak için tüm bu küçük fırsatları kullanmaktır

and that’s what's going to help you become a faster

ve size yardımcı olacak olan da budur.

speaker of, uh, more fluent English.

İngilizceyi daha hızlı, daha akıcı bir şekilde konuşun.

Anyway, so that’s job one.

Her neyse, birinci iş bu.

The second one is more related to this topic specifically,

İkincisi, özellikle bu konuyla daha alakalı

and that is I’d like you to find some kind of project you can build.

ve bu, inşa edebileceğiniz bir tür proje bulmanızı istiyorum .

And if you're around native speakers,

Ve eğer anadilini konuşanların yanındaysan

hopefully, you can find something, maybe a class you can take.

umarım bir şeyler bulabilirsin, belki de alabileceğin bir ders. Bunun ne olduğu

It doesn’t really matter what that happens to be,

gerçekten önemli değil

uh, but it could be, you know, like, even if I'm living in Japan, I could do ikebana,

ama, bilirsiniz, Japonya'da yaşıyor olsam bile

which is, like, flower arranging or,

çiçek aranjmanı

or anything else where I'm doing some kind of physical thing.

veya başka bir şey olan ikebana yapabilirim. burada bir çeşit fiziksel şey yapıyorum.

Again, not just talking.

Yine, sadece konuşmak değil.

I want you to do.

yapmanı istiyorum Biriyle

It’s kind of like going on a first date with someone.

ilk buluşmaya gitmek gibi bir şey .

I don’t recommend people

İnsanlara

just go to a movie or just have dinner.

sadece bir filme gitmelerini veya sadece akşam yemeği yemelerini önermiyorum. Etrafta

You should do something physical where you can walk around, and,

dolaşabileceğin fiziksel bir şey yapmalısın ve

uh, it’s a bit more relaxed and easier for people to speak.

bu biraz daha rahat ve insanların konuşması daha kolay.

So, if you're just sitting across from each other at a table,

Yani, bir masada karşılıklı oturuyorsanız,

it can be a bit more, maybe you're feeling a bit more nervous about that, or you don’t

biraz daha fazla olabilir, belki bu konuda biraz daha gergin hissediyorsunuz veya

quite know how to express yourself.

kendinizi nasıl ifade edeceğinizi tam olarak bilmiyorsunuz.

Anyway, take the same idea

Her neyse, aynı fikri alın

and if you can't do it physically where you are, try to find some kind of project.

ve bulunduğunuz yerde fiziksel olarak yapamıyorsanız , bir tür proje bulmaya çalışın.

You find lots of them on YouTube or other websites, whether it’s a blog or a video

İster blog ister video sitesi olsun, YouTube'da veya diğer web sitelerinde

site,

that can teach you how to make something.

size bir şeyi nasıl yapacağınızı öğretebilecek çok sayıda bulabilirsiniz.

Then comment down below.

Ardından aşağıya yorum yapın.

Try to use some of the vocabulary that you're learning,

Öğrendiğiniz kelimelerin bir kısmını kullanmayı deneyin

and go deeper with the topic that you're learning this month.

ve bu ay öğrendiğiniz konuda daha derine inin .

There is so much to learn about this

Bu konuda öğrenilecek çok şey var

and just find some part of it that you're interested in specifically.

ve sadece onun özellikle ilgilendiğiniz bir kısmını bulun .

Whether it could be making something, like, a physical thing, like a, a truck or a trailer

Bir kamyon ya da römork gibi fiziksel bir şey yapmak ya da

or fixing an engine,

bir motoru tamir etmek olabilir

or it could be like a craft thing, where you can even make something out of paper, like,

ya da origami gibi kağıttan bir şey yapabileceğiniz bir el işi gibi olabilir.

origami, here in Japan.

Japonyada.

This is just

Bu sadece

folding pieces of paper and then making interesting shapes.

kağıt parçalarını katlamak ve sonra ilginç şekiller yapmaktır.

But, whatever that thing is, I want you to do that.

Ama o şey her neyse, onu yapmanı istiyorum.

That’s your homework for this month.

Bu, bu ayki ödeviniz.

So, go out, find some particular thing.

Öyleyse dışarı çık, belirli bir şey bul. Bunu

If you're in a physical area where you can do that, fantastic.

yapabileceğiniz fiziksel bir alandaysanız , harika.

If not, then try to find something online, and do that as well, and be sure to comment

Değilse, çevrimiçi bir şey bulmaya çalışın ve onu da yapın ve insanlarla yorum yaptığınızdan emin olun

with people.

.

That’s it.

Bu kadar.

I hope you have enjoyed it.

Umarım eğlenmişsindir.

Do go back and review everything as usual and I look forward to seeing you next month

Geri dönün ve her şeyi her zamanki gibi gözden geçirin ve sizi gelecek ay

where we’ve got more surprises and more interesting things coming then.

daha fazla sürprizimiz ve daha ilginç şeylerin olduğu yerde görmeyi dört gözle bekliyorum.

Have a fantastic day, and I’ll see you then.

Harika bir gün geçirin, o zaman görüşürüz.

Bye bye.

Güle güle.

Click on the link in the upper right of this video, or on the link in the description below

this video, to take our quick fluency quiz.

Hızlı akıcılık testimizi çözmek için bu videonun sağ üstündeki bağlantıya veya bu videonun altındaki açıklamadaki bağlantıya tıklayın.

It takes less than a minute and we’ll use your answers to give you the best advice possible

Bir dakikadan az sürer ve yanıtlarınızı, BUGÜN daha iyi İngilizce konuşmak için kullanabileceğiniz ÜCRETSİZ, KİŞİYE ÖZEL bir kılavuzda mümkün olan en iyi tavsiyeyi vermek için kullanacağız

in a FREE, PERSONALIZED guide you can use to speak better English TODAY.

.

Be sure to like this video if you enjoyed it, share it with others you know who also

Bu videoyu beğendiyseniz beğenmeyi , geliştirmek isteyen tanıdığınız diğer kişilerle paylaşmayı

want to improve, and subscribe to our YouTube channel for more.

ve daha fazlası için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın. Abone olduktan

Click the bell icon for notifications after you subscribe and we’ll see you in the next

sonra bildirimler için zil simgesine tıklayın, bir sonraki videoda görüşmek üzere

video!

!