Frederick: A Story About How To Learn Languages

How do you help BILLIONS of people learn to read, spell and pronounce the English language

ONE sistemiyle MİLYARLARCA insanın İngilizce okumayı, hecelemeyi ve telaffuz etmeyi öğrenmesine nasıl yardımcı olursunuz

with ONE system?

? Herkesin, her yerde öğrenebileceği,

That’s the question we asked ourselves when we decided to build Frederick, the world’s

dünyanın

first English language and literacy app that anyone, anywhere can learn with.

ilk İngilizce dili ve okuryazarlık uygulaması olan Frederick'i oluşturmaya karar verdiğimizde kendimize sorduğumuz soru buydu .

And the answer will definitely surprise you…

Ve cevap sizi kesinlikle şaşırtacak…

To begin, why is another reading program necessary when there already are so many methods available?

Başlangıç ​​olarak, halihazırda bu kadar çok yöntem varken neden başka bir okuma programı gerekli?

Because, as you’ll see, all current programs have limitations that make learning to read

Çünkü, göreceğiniz gibi, mevcut tüm programların okumayı öğrenmeyi

a slow, confusing and painful process…

yavaş, kafa karıştırıcı ve sancılı bir süreç haline getiren sınırlamaları vardır...

And because new challenges – like speakers of different languages all learning together

Ve çünkü farklı dilleri konuşanların

in the same classroom – require a new solution.

aynı sınıfta birlikte öğrenmesi gibi yeni zorluklar yeni bir çözüm gerektirir.

Interestingly, the problems many beginning readers experience are the exact same frustrations

İlginç bir şekilde, yeni başlayan birçok okuyucunun yaşadığı sorunlar,

that many foreign language students also struggle with:

birçok yabancı dil öğrencisinin de mücadele ettiği hayal kırıklıklarının aynısıdır :

Lessons depend on teachers and memorization, not student-centered exploration…

Dersler, öğrenci merkezli araştırmaya değil, öğretmenlere ve ezberlemeye bağlıdır… Kafa

Confusing rules, explanations and translations make lessons forgettable, and fluency hard

karıştırıcı kurallar, açıklamalar ve çeviriler, dersleri unutulabilir hale getirir ve akıcılığı

to develop.

geliştirmeyi zorlaştırır. .

This comparison is so useful because when you learn to read you truly ARE learning a

Bu karşılaştırma çok faydalı çünkü okumayı öğrendiğinizde gerçekten bir

“foreign language.”

"yabancı dil" öğreniyorsunuz.

Almost everyone learns to speak their native language, but written characters are a new

Neredeyse herkes ana dilini konuşmayı öğrenir , ancak yazılı karakterler,

language of symbols and rules that must be decoded the same way a French speaker might

bir Fransız konuşmacının

learn German, Chinese or Portuguese.

Almanca, Çince veya Portekizce öğrendiği gibi çözülmesi gereken yeni bir semboller ve kurallar dilidir.

An English-speaking child, for example, might know the word for “bird,” but the written

Örneğin, İngilizce konuşan bir çocuk "kuş" kelimesini biliyor olabilir, ancak yazılı

word is a NEW language that must be learned.

kelime öğrenilmesi gereken YENİ bir dildir.

Many educators have likely noticed this connection between teaching reading and teaching a foreign

Pek çok eğitimci, okuma öğretmekle yabancı dil öğretmek arasındaki bu bağlantıyı muhtemelen fark etmiştir

language…

...

But the real change in thinking required to make an effective reading system that ANYONE

Ancak, HERKESİN kullanabileceği etkili bir okuma sistemi yapmak için gerekli olan gerçek düşünce değişikliği,

can use only happens when you re-think the student.

yalnızca öğrenciyi yeniden düşündüğünüzde gerçekleşir .

Lessons in reading and foreign languages are created for humans by other humans.

Okuma ve yabancı dil dersleri, diğer insanlar tarafından insanlar için yaratılmıştır.

And this causes teachers to make assumptions and decisions that can make learning much

Bu da öğretmenlerin öğrenmeyi DAHA zor hale getirebilecek varsayımlar ve kararlar almasına neden olur

MORE difficult.

.

For example, if you look at this picture and I say a word in a language you don’t know,

Örneğin, bu resme baktığınızda bilmediğiniz bir dilde bir kelime söylediğimde

will you likely understand what I mean? The word for this image is “bluah.” But am

ne demek istediğimi muhtemelen anlayacak mısınız? Bu görüntünün sözcüğü "bluah" dır. Ama

I talking about a person, an object, the scene generally, or some emotion? As the teacher,

bir insandan mı, bir nesneden mi, genel olarak sahneden mi yoksa bir duygudan mı bahsediyorum? Öğretmen olarak

I know. But without some kind of explanation, you likely will not.

biliyorum. Ancak bir tür açıklama olmadan, muhtemelen yapmayacaksınız.

These kinds of dangerous assumptions are incredibly common when teaching someone to read or learn

Bu tür tehlikeli varsayımlar, birine başka bir dil okumayı veya öğrenmeyi öğretirken inanılmaz derecede yaygındır

another language. And very quickly, they can cause someone to HATE what should really be

. Ve çok hızlı bir şekilde, gerçekten

a very simple and fun process.

çok basit ve eğlenceli olması gereken bir süreçten birinin NEFRET ETMESİNE neden olabilirler.

But, we can finally eliminate problems like this if we imagine our student is a creature

Ancak, öğrencimizi uzaydan gelen bir yaratık olarak düşünürsek, sonunda bunun gibi sorunları ortadan kaldırabiliriz

from outer space!

!

This one surprising idea transforms everything about the way we’d teach reading – and

Bu şaşırtıcı fikir, okumayı ve yabancı dilleri öğretme şeklimizle ilgili her şeyi değiştiriyor

foreign languages!

!

When we imagine a learner from another planet, we are forced to make lessons as clear and

Başka bir gezegenden bir öğrenciyi hayal ettiğimizde, tercüme ve açıklamalar imkansız olacağından, dersleri elimizden geldiğince açık ve anlaşılır hale getirmek zorunda kalırız

understandable as we can because translations and explanations would be impossible.

.

So, how exactly would we teach an alien to read the English language? And what rules

Peki, bir uzaylıya İngilizce okumayı tam olarak nasıl öğretiriz ? Ve

would we have to follow to make the process understandable, and even fun?

süreci anlaşılır ve hatta eğlenceli hale getirmek için hangi kurallara uymamız gerekir?

Well, the system would have to be incredibly simple, intuitive and discoverable.

Sistemin inanılmaz derecede basit, sezgisel ve keşfedilebilir olması gerekirdi.

Fortunately, we don’t have to leave the planet to find inspiration…

Neyse ki, ilham bulmak için gezegeni terk etmemize gerek yok …

Great video games have enabled players to learn the rules of systems for years without

Harika video oyunları, oyuncuların sistemlerin kurallarını yıllarca

any explanations, simply though great game design.

herhangi bir açıklama yapmadan, sadece harika oyun tasarımına rağmen öğrenmelerini sağladı.

Many classic games have made their story, rules and goals obvious to players…

Birçok klasik oyun hikayesini, kurallarını ve hedeflerini oyunculara açık hale getirdi...

But one of the best examples is found in the original Super Mario Brothers.

Ancak en iyi örneklerden biri orijinal Super Mario Brothers'ta bulunur.

Level 1-1 opens with Mario on the far left of the screen facing to the right. This shows

Seviye 1-1, Mario ekranın en solunda sağa bakacak şekilde açılır. Bu,

the player that there’s one direction he should be moving in. Experimentation with

oyuncuya hareket etmesi gereken tek bir yön olduğunu gösterir .

the controller buttons quickly reveals how to make Mario move. The player also learns

Kontrol düğmeleriyle yapılan deneyler, Mario'nun nasıl hareket ettirileceğini hızlı bir şekilde ortaya çıkarır . Oyuncu ayrıca seviye tasarımının kendisi aracılığıyla

to jump, step on enemies, get power-ups and complete the stage all through the level design

zıplamayı, düşmanların üzerine basmayı, güçlendirmeler almayı ve aşamayı tamamlamayı öğrenir

itself.

. Oyuncuyu eğiten ve test eden

It succeeds as a memorable experience that trains and tests the player. But it doesn’t

unutulmaz bir deneyim olarak başarılı oluyor . Ama bu

feel like a lesson.

bir ders gibi gelmiyor.

And that’s the key. This isn’t “gamification,” where traditional, boring lessons are made

Ve anahtar bu. Bu, geleneksel, sıkıcı derslerin

to feel more exciting with trophies and rewards. Mario’s level 1-1 is satisfying all by itself.

kupalar ve ödüllerle daha heyecanlı hale getirildiği "oyunlaştırma" değil. Mario'nun 1-1 seviyesi tek başına tatmin edici.

When games are too complicated, confusing, or just badly designed, the player must be

Oyunlar çok karmaşık, kafa karıştırıcı veya kötü tasarlanmış olduğunda, oyuncuya

told what to do with prompts, dialogue boxes and information from other characters…

komut istemleri, diyalog kutuları ve diğer karakterlerden gelen bilgilerle ne yapması gerektiği söylenmelidir...

Just like a student in a traditional classroom.

Tıpkı geleneksel bir sınıftaki bir öğrenci gibi.

But in case you don’t think this is possible in the REAL world, here’s another example…

Ama bunun GERÇEK dünyada mümkün olmadığını düşünüyorsanız , işte başka bir örnek…

I’m a native English speaker who also speaks Japanese, and a few years ago, I was visiting

Ben anadili İngilizce olan ve Japonca da konuşan biriyim ve birkaç yıl önce

a friend of mine in Fukuoka, Japan. We decided to go to a popular Korean BBQ restaurant,

Japonya, Fukuoka'da bir arkadaşımı ziyaret ediyordum. Popüler bir Kore Barbekü restoranına gitmeye karar verdik

but I speak no Korean.

ama Korece bilmiyorum.

When I was left alone, because my friend had to take care of his son, I noticed a poster

Arkadaşım oğluna bakmak zorunda olduğu için yalnız kaldığımda , masamıza yakın bir duvarda

of the actor Will Smith, and his son, Jaden, on a wall near our table. With that, the game

aktör Will Smith ve oğlu Jaden'ın posterini fark ettim . Bununla birlikte oyun

was on, and I challenged myself to see if I could learn some Korean.

başladı ve biraz Korece öğrenip öğrenemeyeceğimi görmek için kendime meydan okudum.

The poster was for a movie that was out at the time called After Earth, so I had the

Afiş, o sırada vizyona giren After Earth adlı bir film içindi, bu yüzden

context figured out. I also guessed that since the actors share the same last name, I should

bağlamı çözmüştüm. Ayrıca oyuncuların soyadı aynı olduğu için posterin üst kısmında "Smith"in

find two identical Korean translations of “Smith” near each other at the top of

Korece'de birbirinin tıpatıp aynısı olan iki çevirisini bulmam gerektiğini tahmin ettim

the poster.

.

And that’s exactly what happened!

Ve tam olarak olan buydu!

The coolest part of the discovery was that the Korean characters for the name “Smith”

Keşfin en havalı yanı, "Smith" isminin Korece karakterlerinin, ismin

appeared to be phonetic, as the first and last characters of the name were the same.

ilk ve son karakterleri aynı olduğu için fonetik gibi görünmesiydi.

If you look at the translated name, the character I took to mean “su” is repeated twice.

Çevrilen isme bakarsanız “su” anlamında aldığım karakter iki kez tekrarlanıyor.

Translating it back to English, we should get something like “su-mi-su.”

İngilizceye geri çevirirsek, "su-mi-su" gibi bir şey elde etmeliyiz.

And checking a translation, that was correct.

Ve bir çeviriyi kontrol ettiğimde bu doğruydu.

The same “su” character also appears in the title of the movie further down on the

Aynı "su" karakteri filmin başlığında da yer alıyor

poster: “After Earth.”

: "After Earth" (Dünyadan Sonra).

The poster was the lesson, and it enabled me to teach myself!

Poster dersti ve kendi kendime öğretmemi sağladı!

Had some Korean friend been with me, they might have given me some forgettable translation.

Koreli bir arkadaşım yanımda olsaydı, bana unutulabilir bir çeviri verebilirlerdi.

But because I discovered it for myself, the lesson has stayed with me to this day!

Ama kendim keşfettiğim için ders bugüne kadar benimle kaldı!

Now, if an alien could use this approach to learn a language from Earth, wouldn’t it

Şimdi, bir uzaylı bu yaklaşımı Dünya'dan bir dil öğrenmek için kullanabilseydi,

be even EASIER for us to do the same thing? Of course!

aynı şeyi bizim için daha KOLAY olmaz mıydı? Elbette!

So let’s build a system that an alien could use to learn to read, speak and pronounce

Öyleyse, bir uzaylının İngilizce okumayı, konuşmayı ve telaffuz etmeyi öğrenmek için kullanabileceği bir sistem kuralım

the English language!

!

First, it would need to be icon-based.

İlk olarak, simge tabanlı olması gerekir. Çevirileri veya açıklamaları kullanamadığınızda

You saw earlier how even a simple photo can be difficult to understand when you can’t

basit bir fotoğrafın bile anlaşılmasının ne kadar zor olabileceğini daha önce gördünüz

use translations or explanations. So you have to keep things simple, the same way computer

. Yani, bilgisayar programlarının basit simgeleri kullanması gibi, her şeyi basit tutmalısınız

programs use simple icons.

.

So, we’d begin with a very simple combination of sound, symbol and icon. We’ve got a “cat”

Bu nedenle, çok basit bir ses, sembol ve simge kombinasyonuyla başlayacağız. Bir "kedi"

icon, the spelling of the word and we can hear how it sounds.

ikonumuz var, kelimenin yazılışı ve kulağa nasıl geldiğini duyabiliyoruz.

cat cat cat

kedi kedi kedi

We also hear how each of the letters of the word sound individually, so we know what letters

Ayrıca kelimenin her bir harfinin ayrı ayrı nasıl ses çıkardığını da duyarız, böylece hangi harflerin hangi

make what sound part of the word.

sesi kelimenin bir parçası yaptığını biliriz. kedi

c a t cat

a t kedi

But to make sure this is 100% clear, we’d also need…

Ancak bunun %100 net olduğundan emin olmak için ayrıca ihtiyacımız olacak...

Contrast!

Kontrast!

This allows you to compare the differences between things.

Bu, şeyler arasındaki farkları karşılaştırmanıza olanak tanır .

cap can cam can cap cat cab bug bun bug bud

cap can cam can cap cat cab bug bun bug bud

Just by testing different letters, we can discover how the rules of English words work,

Sadece farklı harfleri test ederek, İngilizce kelimelerin kurallarının nasıl çalıştığını

all by ourselves. Isn’t that cool? We also learn what letter combinations make actual

kendi başımıza keşfedebiliriz. Bu harika değil mi? Ayrıca hangi harf kombinasyonlarının gerçek

words, and which are just sounds.

sözcükler oluşturduğunu ve hangilerinin sadece ses olduğunu öğreniyoruz.

ton tug bug bud

ton tug bug bud

This is important because though a combination like “rab” is not a word, it prepares

Bu önemlidir çünkü “rab” gibi bir kombinasyon bir kelime olmasa da

us to understand other words like crab and rabbit.

bizi yengeç ve tavşan gibi diğer kelimeleri anlamaya hazırlar .

Next, now that you know how to learn, you need a way to test yourself. This is where

Sonra, artık nasıl öğreneceğinizi bildiğinize göre, kendinizi test etmenin bir yoluna ihtiyacınız var. Burası

games and challenges come in.

oyunların ve zorlukların devreye girdiği yerdir.

sit rap beg rap

otur rap beg rap tap tap

tap tap

nap nap

nap nap nap

We can even test MULTIPLE skills, the same way we’re tested in Mario, by checking our

Mario'da test ettiğimiz gibi,

reading comprehension.

okuduğumuzu anlama yeteneğimizi kontrol ederek ÇOKLU becerileri test edebiliriz.

a pot of men

We can hear how words blend together, improve listening, learn to understand grammar naturally,

Kelimelerin nasıl birbirine karıştığını duyabilir, dinlemeyi geliştirebilir, dilbilgisini doğal bir şekilde anlamayı öğrenebilir,

gain confidence and develop fluency!

özgüven kazanabilir ve akıcılık geliştirebiliriz!

You’ve just seen the stages of level 3 of Frederick. But there will be 35 levels in

Az önce Frederick'in 3. seviyesinin aşamalarını gördünüz . Ancak tamamlanmış uygulamada 35 seviye olacak

the completed app, so players will be able to move step-by-simple-step from the alphabet

, böylece oyuncular alfabeden

all the way to difficult words like “apocalypse” with lightning speed!

"kıyamet" gibi zor kelimelere ışık hızıyla adım adım ilerleyebilecekler!

See how this isn’t just theory? Real humans all over the world are using Frederick right

Bunun sadece teori olmadığını görüyor musunuz? Dünyanın her yerindeki gerçek insanlar,

now to teach themselves to read, spell and pronounce English INSTANTLY.

kendilerine ANINDA İngilizce okumayı, hecelemeyi ve telaffuz etmeyi öğretmek için Frederick'i kullanıyor.

It is a reading program, but it’s really so much more!

Bu bir okuma programı, ama gerçekten çok daha fazlası var!

It’s how an adult English learner can check their pronunciation before an important meeting.

Yetişkin bir İngilizce öğrencisi, önemli bir toplantıdan önce telaffuzlarını bu şekilde kontrol edebilir.

And how an elementary school student in ANY country can quickly improve their spelling

HERHANGİ BİR ülkedeki bir ilkokul öğrencisi,

and listening, anytime, all without a teacher! It’s how students who speak different languages

herhangi bir zamanda, öğretmen olmadan, heceleme ve dinleme becerilerini nasıl hızla geliştirebilir! Aynı sınıfta farklı dilleri konuşan öğrencilerin TEK basit sistemle

in the same classroom can all learn equally – and be tested in the same way – with

eşit şekilde öğrenebilmeleri ve aynı şekilde test edilebilmelerinin yolu budur

ONE simple system!

!

To try it free and see why one early tester called Frederick “the best language learning

Ücretsiz olarak denemek ve ilk deneyenlerden birinin neden Frederick'i "gezegendeki en iyi dil öğrenme

app on the planet,” click on the link in the upper right, or on the link in the description

uygulaması" olarak adlandırdığını görmek için sağ üstteki bağlantıya veya

below this video now.

bu videonun altındaki açıklamadaki bağlantıya tıklayın.

It’s been over 10 years from first idea to initial release, and we’re so excited

İlk fikirden ilk sürüme kadar 10 yıldan fazla zaman geçti ve

to hear about how YOU use Frederick.

SİZİN Frederick'i nasıl kullandığınızı duyduğumuz için çok heyecanlıyız.

So click on the link to learn more and we’ll see you inside!

Daha fazlasını öğrenmek için bağlantıya tıklayın, sizi içeride görelim!