When To Teach Your Child English - Raising Bilingual Kids - The English Fluency Guide

Well, hello there. It is Drew Badger here, the English Fluency Guide, and I am outside

Pekala, merhaba. Ben Drew Badger, İngilizce Akıcılık Rehberi ve

at a park today. It's harder to find places to shoot a video inside because of the coronavirus

bugün dışarıda bir parktayım. Koronavirüs nedeniyle içeride video çekecek yer bulmak daha zor

but out at the park, it's actually not that bad. It's a nice day actually here. I'm sitting

ama dışarısı parkta aslında o kadar da kötü değil. Aslında burada güzel bir gün.

under a cherry blossom tree but it's a little bit late in the season for that. Anyway, I

Bir kiraz çiçeği ağacının altında oturuyorum ama bunun için mevsim biraz geç. Her neyse,

recorded a video with my daughter, that was the last video I believe that's on my channel

kızımla bir video kaydettik, bu benim kanalımdaki son videoydu

but people were asking me questions about how can they teach their kids at home and

ama insanlar bana evde çocuklarına nasıl İngilizce öğreteceklerini ve

when they should start teaching their kids English. So I wanted to make a quick video

çocuklarına ne zaman İngilizce öğretmeye başlamaları gerektiğini soruyorlardı . Bu yüzden bununla ilgili hızlı bir video yapmak istedim

about that and we'll see if this is an interesting conversation you want to have. I can answer

ve bunun yapmak isteyeceğiniz ilginç bir sohbet olup olmadığını göreceğiz.

your questions in the comments below. So let me know about that. But anyway, I thought

Sorularınızı aşağıdaki yorumlarda cevaplayabilirim. Bu yüzden bana haber ver. Ama yine de,

I would just give a quick video about that and let me know if you'd like to know more

bununla ilgili kısa bir video vermeyi ve bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz bana bildirmeyi düşündüm

about this topic. Often people don't realize it and I want you

. Çoğu zaman insanlar bunun farkına varmazlar ve

to think about this, especially if you don't have any kids right now. The principles for

özellikle şu anda hiç çocuğunuz yoksa bunu düşünmenizi istiyorum.

learning as an adult learner. If you want to teach yourself English or learn, this is

Yetişkin bir öğrenci olarak öğrenme ilkeleri. Kendinize İngilizce öğretmek veya öğrenmek istiyorsanız, bu

the same way I teach or if you're a teacher out there, there's really no difference between

benim öğrettiğim yöntemle aynıdır veya bir öğretmenseniz ,

teaching an adult and teaching a child English if you follow the same principles about learning

bir yetişkine İngilizce öğretmekle bir çocuğa İngilizce öğretmek arasında gerçekten hiçbir fark yoktur, eğer bir çocuk gibi öğrenmekle ilgili aynı ilkeleri izlerseniz.

like a native or teaching like a native, the way that I teach. Forgive me if you hear some

yerli ya da yerli gibi öğretmek, benim öğretme şeklim.

kids screaming at the park over here, but again, the principles are the same and so

Buradaki parkta bazı çocukların çığlık attığını duyarsanız beni bağışlayın, ama yine de prensipler aynı ve

I'll talk a little bit about that. But first, I was having an interesting conversation

bu konudan biraz bahsedeceğim. Ama önce, burada Kanadalı bir arkadaşımla ilginç bir sohbet ediyordum

with a friend of mine who is from Canada out here and he's also married to a Japanese woman.

ve o da bir Japon kadınla evli.

So my wife is Japanese but he and I were talking about our own kids, so we each have two children.

Yani karım Japon ama o ve ben kendi çocuklarımızdan bahsediyorduk, yani ikimizin de çocuğu var.

I have two daughters and he has a daughter and a son. And when I was asking him what

Benim iki kızım var ve onun bir kızı ve bir oğlu var. Ve ona

he was doing for teaching his own kids because he and I actually used to teach together in

kendi çocuklarına öğretmek için ne yaptığını sorduğumda, çünkü o ve ben aslında yıllar önce sınıfta birlikte öğretmenlik yapıyorduk

the classroom many years ago, he actually didn't teach his older daughter English for

, aslında büyük kızına İngilizce öğretmedi

I think maybe the first two years that she was born or right after she was born. So the

sanırım belki o ilk iki yıl doğdu ya da doğduktan hemen sonra. Yani

first two years she was alive, I should say, with the family, they weren't really teaching

hayatta olduğu ilk iki yıl, söylemeliyim ki ailesiyle birlikte

her English. They would speak it sometimes but they weren't really using English at home.

ona gerçekten İngilizce öğretmiyorlardı. Bazen konuşurlardı ama evde gerçekten İngilizce kullanmıyorlardı.

And he notices even now, of course, they speak English all the time and that her pronunciation

Ve şimdi bile, tabii ki, sürekli İngilizce konuştuklarını ve onun telaffuzunun

is still a little bit off. But his son, they started teaching him English from the day

hala biraz bozuk olduğunu fark ediyor. Ama oğlu, doğduğu günden itibaren ona İngilizce öğretmeye başladılar

he was born. Little kids, even from I believe six months

. Küçük çocuklar, sanırım altı aylıktan itibaren bile

old can tell the difference between what language you're speaking. So as a parent, you can be

hangi dili konuştuğunuz arasındaki farkı anlayabilir . Yani bir ebeveyn olarak

speaking to them in English or Japanese as the case is in our home or whatever the languages

onlarla İngilizce veya Japonca konuşabilirsiniz, bizim evimizde olduğu gibi veya hangi diller

are but children are very good at noticing the differences between those and they understand

olursa olsun ama çocuklar bunlar arasındaki farkları fark etmede çok iyidirler ve

a lot, even if they can't express very well. So thinking about this idea, when people are

anlayamasalar bile çok şey anlarlar. çok iyi ifade et Bu fikri düşündüğümde, insanlar

asking me when they should start teaching their kids, I say as soon as possible. So

bana çocuklarına ne zaman öğretmeye başlamaları gerektiğini sorduklarında , mümkün olan en kısa sürede diyorum. Bu nedenle,

from very early age and also some people argue that maybe the father or the mother should

çok erken yaşlardan itibaren ve ayrıca bazı insanlar, belki de anne veya babanın, her ne ise, çiftin veya ebeveynlerin

only speak their language, whatever that is or the couple or the parents. I believe you

sadece kendi dillerini konuşması gerektiğini tartışır .

should be using both of the languages, however you use them in an every day conversation

Her iki dili de kullanmanız gerektiğine inanıyorum, ancak bunları günlük bir konuşmada kullanıyorsunuz

just because you want your child to understand what's normal and your child will kind of...

çünkü çocuğunuzun neyin normal olduğunu anlamasını istiyorsunuz ve çocuğunuz biraz...

This is an interesting side thing, but most kids in America, if they have some breakfast

Bu ilginç bir yan şey, ama çoğu çocuk Amerika kahvaltılık

cereal, they will have maybe put some milk on that cereal as well.

gevrek yerlerse o mısır gevreğinin üzerine belki biraz süt koymuş olurlar .

But if you give to a young child cereal with cranberry juice or something like that, they

Ancak küçük bir çocuğa kızılcık suyu veya buna benzer bir şey içeren mısır gevreği verirseniz,

will learn to eat that and assume that's normal. So whatever the child believes is their normal

onu yemeyi öğrenecek ve bunun normal olduğunu varsayacaktır. Yani çocuk neye inanırsa normal

speaking situation. If everybody is using both languages and you can switch between

konuşma durumu odur. Eğer herkes iki dili birden kullanıyorsa ve siz

the two very easily, then the child will learn to do that as well, without there being any

iki dil arasında çok rahat geçiş yapabiliyorsanız, çocuk bunu da yapmayı öğrenecektir, hiçbir

problem. Now, this is especially true in a language like Japanese, where there's more

sorun olmaz. Şimdi, bu özellikle Japonca gibi bir dilde doğrudur, burada

of what a man would say in Japanese and more what a woman would say. So if I'm not using

bir erkeğin Japonca'da söyleyeceğinden çok, bir kadının söyleyeceğinden daha çok şey vardır. Yani

any Japanese in the house, then my daughters wouldn't get that same different language

evde herhangi bir Japonca kullanmıyorsam, o zaman kızlarım, karım onlarla konuşsaydı

that a man or a woman would be using, if only my wife was speaking to them. Hopefully we're

, bir erkeğin veya bir kadının kullanacağı aynı farklı dili almazlardı . Umarım burada

not getting too much wind in the microphone here. But anyway, thinking about that idea

mikrofona çok fazla rüzgar girmeyiz . Ama yine de, bu fikri

again, the best time to start teaching them as soon as possible.

tekrar düşününce, onlara bir an önce öğretmeye başlamak için en iyi zaman .

So you don't have to wait for them to be a certain age. And again, the point is to make

Yani belli bir yaşa gelmelerini beklemenize gerek yok . Ve yine, mesele,

it normal for them to be speaking English. Now, I know another thing that people worry

onların İngilizce konuşmalarını normal hale getirmek. Şimdi, insanların endişelendiği başka bir şeyin de

about is if they make mistakes. So even my own wife whose English is really very good,

hata yapıp yapmadıklarını biliyorum. Bu yüzden İngilizcesi gerçekten çok iyi olan kendi karım bile

she'll worry about saying something incorrectly. And then teaching that to our daughter. Usually,

yanlış bir şey söylemekten endişe duyacaktır. Ve sonra bunu kızımıza öğretiyoruz. Genellikle,

she'll make, the occasional mistake in the same way that I'll make a mistake in Japanese

ara sıra yaptığı hataları benim Japonca yaptığım gibi yapar

but we have a culture in the house of making mistakes and helping correct each other as

ama bizim evde hata yapma ve

we learn something. So I don't apologize about my making mistakes and I don't have her say

bir şeyler öğrenirken birbirimizi düzeltmeye yardım etme kültürümüz vardır. Bu yüzden yaptığım hatalar için özür dilemiyorum ve ona da

anything like that either, but we do learn something. So if I say, "Oh yeah, you shouldn't

böyle bir şey söyletmiyorum ama bir şeyler öğreniyoruz. Yani "Oh evet,

say that." or she tells me, "Oh, you shouldn't say that other thing." the children are learning

bunu söylememelisin" dersem. veya bana "Oh, diğer şeyi söylememelisin" diyor. çocuklar

at the same time. So if you have that culture and whether, one

aynı anda öğreniyorlar. Dolayısıyla, bu kültüre sahipseniz ve

of you in your family is a native English speaker or not, it doesn't really matter because

ailenizden birinin ana dili İngilizce olup olmaması önemli değil çünkü

you can still get those same examples of what's correct from just watching TV shows and things

neyin doğru olduğuna dair aynı örnekleri sadece TV şovlarını ve

like that. And what I do recommend is especially if you or your partner or whatever your husband

bunun gibi şeyleri izleyerek alabilirsiniz. Ve özellikle tavsiye ettiğim şey, eğer siz veya partneriniz veya karınız

or wife is not a native speaker that you should be watching more programming, especially TV

veya kocanız her neyse, ana dili İngilizce değilse, daha fazla program, özellikle TV

shows or movies, things like that. Specifically for native English speaking children, it's

şovları veya filmler, bunun gibi şeyler izlemelisiniz. Özellikle anadili İngilizce olan çocuklar için,

a little bit different especially watching TV shows out here in Japan. We will sometimes

özellikle burada Japonya'da TV şovları izlemek biraz farklı. Bazen çocuklara İngilizce öğretmek için

watch English TV shows that are specifically designed to teach kids English but this is

özel olarak tasarlanmış İngilizce TV şovları izleyeceğiz ama bu daha çok

more for Japanese kids. And there was a lot of Japanese in the TV show itself. So it's

Japon çocuklar için. Ve TV şovunun kendisinde çok fazla Japon vardı. Bu yüzden,

a little bit trickier when you're trying to teach someone a language but you're using

birine bir dil öğretmeye çalıştığınızda, ancak

the other language to teach that. So a native English show like Sesame Street,

bunu öğretmek için diğer dili kullandığınızda bu biraz daha aldatıcıdır. Susam Sokağı gibi anadili İngilizce olan bir şov,

this is designed for native English speakers and children are going to get this kind of

bu anadili İngilizce olanlar için tasarlandı ve çocuklar

all the things that they're learning in English without having to translate anything. So hopefully

İngilizce öğrendikleri bu tür her şeyi hiçbir şeyi çevirmek zorunda kalmadan alacaklar. Umarım

this is not confusing but the basic idea is that you don't have to wait until any certain

bu kafa karıştırıcı değildir, ancak temel fikir, belirli bir zamana kadar beklemeniz gerekmemesidir

time. You want to make it easy and make it normal. And especially if they're making mistakes,

. Kolaylaştırmak ve normal hale getirmek istiyorsunuz. Ve özellikle hata yapıyorlarsa,

that kind of thing, you want to also show the child it's normal to correct those mistakes.

bu tür şeyler, çocuğa bu hataları düzeltmenin normal olduğunu da göstermek istersiniz.

So it's normal to make the mistakes and it's normal to correct them. And you can look and

Bu yüzden hata yapmak normaldir ve bunları düzeltmek normaldir. Ve

see what you're getting from various TV shows and then take that and then just practice

çeşitli TV şovlarından ne aldığınıza bakıp görebilir ve sonra bunu alıp

using those same sentences. So if you're speaking along with the TV, then your child will do

aynı cümleleri kullanarak pratik yapabilirsiniz. Yani eğer televizyonla birlikte konuşuyorsanız, o zaman çocuğunuz da

the same thing and it becomes very natural and it's fun and you don't have to worry about

aynı şeyi yapacaktır ve bu çok doğal hale gelir ve eğlenceli hale gelir ve

trying to make it like a lesson or something like that. So it should be informal and fun

bunu bir ders gibi ya da onun gibi bir şeye dönüştürme konusunda endişelenmenize gerek kalmaz. Bu yüzden evde dolaşırken kendi dilinizi kullandığınız gibi gayri resmi ve eğlenceli olmalıdır

the same way you're using your own language when you're walking around the house.

.

Now, one last tip, I'll give you. Again, I said earlier in the video about when you're

Şimdi, son bir ipucu, sana vereceğim. Yine videoda daha önce

trying to teach people, you should be using the same principles or the same way of teaching

insanlara öğretmeye çalıştığınızda,

that you would teach a child in your native language that you would teach an adult or

bir çocuğa ana dilinizde öğreteceğiniz veya bir yetişkine öğreteceğinizle aynı ilkeleri veya aynı öğretim yöntemini kullanmalısınız hakkında söyledim.

that you would learn yourself as a learner of a second language. So for the students

kendinizi ikinci bir dil öğrenen biri olarak öğrenirsiniz. Bu yüzden

I teach, I don't teach them through their native language. So I don't teach Japanese

ders verdiğim öğrenciler için onlara ana dilleri üzerinden ders vermiyorum . Bu yüzden burada Japonca öğretmiyorum

out here or teach English to Japanese speakers through Japanese, I use English to teach them

veya Japonca konuşanlara Japonca öğretmiyorum , onlara İngilizce öğretmek için İngilizceyi kullanıyorum

English. And a very simple way you do that with children, especially if you're trying

. Ve bunu çocuklarla yapmanın çok basit bir yolu , özellikle

to teach them in a different language is to make sure there's an obvious connection between

onlara farklı bir dilde öğretmeye çalışıyorsanız,

the vocabulary and the thing you want them to understand.

kelime dağarcığı ile anlamalarını istediğiniz şey arasında bariz bir bağlantı olduğundan emin olmaktır .

So I've talked about this in videos before, but as an example, if you're in a regular

Bundan daha önce videolarda bahsetmiştim ama örnek olarak, eğer normal bir

English classroom and you show a flashcard to someone, let's say I'm showing a picture

İngilizce sınıfındaysanız ve birine bilgi kartı gösteriyorsanız , diyelim ki

of a clown and he's juggling some balls or something and standing and doing some dancing

bir palyaçonun resmini gösteriyorum ve o bazı toplarla hokkabazlık yapıyor veya bir şey ve ayakta durmak ve biraz dans etmek

or something like that. So that's one flashcard. Now, if I say a word to a child or a non-native

ya da onun gibi bir şey. Yani bu bir bilgi kartı. Şimdi, eğer bir çocuğa veya ana dili İngilizce olmayan

speaker about what that is... Oh no, somebody is in trouble.

birine bunun ne olduğu hakkında bir kelime söylersem... Oh hayır, birinin başı belada. Parkta

Well, that's what you get when you record in the park, but it is a nice park. Oh no.

kayıt yaptığınızda elde ettiğiniz şey bu , ama güzel bir park. Oh hayır.

Well, I hope they're okay. They look okay. I think somebody that just lost their toy,

Umarım iyilerdir. İyi görünüyorlar. Sanırım oyuncağını yeni kaybetmiş biri

I think. But anyway, so as an example, you're looking at something that's complex the mind

. Ama her neyse, örnek olarak, karmaşık bir şeye bakıyorsunuz, zihin

doesn't really understand what you're specifically talking about. If I just say the word, blah,

özellikle neden bahsettiğinizi gerçekten anlamıyor . Sadece kelimeyi söylersem, falan,

so this is a word in a different language, and I'm showing you a fairly complex idea.

yani bu farklı bir dilde bir kelime ve size oldukça karmaşık bir fikir gösteriyorum.

You don't know if I'm talking about the clown or what the clown is doing, or if it's a verb

Palyaçodan mı yoksa ne yaptığından mı bahsettiğimi, bunun bir fiil mi yoksa

or a noun or whatever the thing is. So you want to make very obvious connections between

isim mi ya da her ne ise onu bilmiyorsunuz. Yani kelime dağarcığı ile bahsettiğiniz şey arasında çok açık bağlantılar kurmak istiyorsunuz

the vocabulary and the thing that you're talking about. So if you're talking about colors,

. Örneğin, renklerden bahsediyorsanız

for instance, you wouldn't just teach a color by itself. You don't hold up like a red crayon

, bir rengi tek başına öğretmiş olmazsınız . Kırmızı bir mum boya gibi durup

and say red, you would have a few different other crayons, or you would have a few different

kırmızı demezsin, birkaç farklı başka boya kalemin olur ya da okunan birkaç farklı

other objects that are also read that you can teach that the same color or whatever

başka nesne olur ki aynı rengi ya da o şey her neyse onu öğretebilirsin.

that thing is you want to teach. So that's one basic example, but you should

öğretmek istiyorum Bu temel bir örnek, ama

be thinking about that same thing. The test is whether it's understandable in English

aynı şeyi düşünüyor olmalısınız. Test, İngilizce'de anlaşılır olup

or not. So remember that as you're going out to teach kids and using a very basic idea

olmadığıdır. Bu nedenle, çocuklara öğretmek için dışarı çıkarken ve kontrast gibi çok temel bir fikir kullandığınızda,

of something like contrast so this is like black and white. So we understand darkness

bunun siyah beyaz gibi olduğunu unutmayın. Yani

by noticing light, or we understand cold by understanding heat. So we learn both of these

ışığı fark ederek karanlığı, sıcağı anlayarak soğuğu anlarız . Yani sadece birini öğretmeye

at the same time, rather than just trying to teach just one of them. So this is the

çalışmak yerine ikisini aynı anda öğreniyoruz .

reason I teach that to natives or to non-natives as well. Really, I teach the same way to everyone

Bunu yerlilere veya yerli olmayanlara da öğretmemin nedeni bu . Gerçekten herkese aynı şekilde öğretiyorum

because I don't want them to think about English as a second language. Typically in a classroom,

çünkü İngilizceyi ikinci dil olarak düşünmelerini istemiyorum. Tipik olarak bir sınıfta,

you will learn English through a different language and that's why so many people have

İngilizceyi farklı bir dil aracılığıyla öğreneceksiniz ve bu yüzden pek çok insan

to hesitate and think and translate and they get nervous.

tereddüt etmek, düşünmek ve çeviri yapmak zorunda kalıyor ve gerginleşiyorlar.

They forget their words when they speak. So if you don't want to have those problems,

Konuştuklarında sözlerini unuturlar. Dolayısıyla, bu sorunları yaşamak istemiyorsanız,

you have to learn all in English, the natural native way. So that's exactly what I help

her şeyi İngilizce olarak, doğal ana diliniz ile öğrenmelisiniz. İnsanlara tam olarak bunu yapmaları için yardım ediyorum

people do. And if you have not seen any of the videos on my channel, I've got over 500

. Ve kanalımdaki videolardan hiçbirini görmediyseniz, bunun gibi

of them with lots of examples about how to do this for vocabulary or grammar or pronunciation,

kelimeler, gramer veya telaffuz için bunun nasıl yapılacağına dair pek çok örnek içeren 500'den fazla videom var

all the things like that. Now, specifically for kids, if you're looking for a great way

. Şimdi, özellikle çocuklar için, öğrenmelerine yardımcı olacak harika bir yol arıyorsanız

to help them learn, I recommend Frederick. This is the app that it took us 10 years to

, Frederick'i tavsiye ederim. Bu,

develop and build this thing. And we're still working on it right now, but it's the best

bu şeyi geliştirmemizin ve inşa etmemizin 10 yılımızı aldığı uygulama. Ve şu anda hala üzerinde çalışıyoruz, ancak

way to use contrast to teach the sounds of English, whether you're trying to teach this

bunu ister

to a young children or you're trying to teach adults with it as well, you can click on the

küçük çocuklara ister yetişkinlere öğretmeye çalışın, İngilizce'nin seslerini öğretmek için kontrast kullanmanın en iyi yolu bu. , bu uygulama hakkında

link in the description or in the upper right of this video, if you'd like to learn more

daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, bu videonun açıklamasındaki veya sağ üst kısmındaki bağlantıya tıklayabilirsiniz,

about that app but it's really working wonders. So a lot of people are enjoying it. It's great

ancak bu gerçekten harikalar yaratıyor. Bu yüzden birçok insan bundan zevk alıyor.

for kids as well as adults who want to improve their pronunciation and learn more about reading

Telaffuzlarını geliştirmek ve okuma,

and spelling, that kind of thing. But the app more than just for what it does, you can

heceleme, bu tür şeyler hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen yetişkinler kadar çocuklar için de harika. Ancak uygulamanın yaptıklarından daha fazlasını,

see how it's teaching you. So it's letting people connect different ideas and make comparisons

size nasıl öğrettiğini görebilirsiniz. Yani insanların farklı fikirleri birleştirmelerine ve

and contrasts with different sounds so that they can actually teach themselves the rules

farklı seslerle karşılaştırmalar yapmalarına izin veriyor, böylece

all in English without having to use any translations or anything like that. Well, again, this was

herhangi bir çeviri veya buna benzer bir şey kullanmak zorunda kalmadan kuralları tamamen İngilizce olarak kendilerine öğretebiliyorlar. Yine, bu

just a very quick overview. I wanted to talk about again, when you should be teaching people,

sadece çok hızlı bir genel bakıştı. İnsanlara,

especially young children, you don't have to wait. Don't worry about making mistakes,

özellikle de küçük çocuklara ne zaman öğretmenlik yapmanız gerektiğinden tekrar bahsetmek istiyorum, beklemek zorunda değilsiniz . Hata yapma konusunda endişelenmeyin,

make a culture of the effort, that's the more important thing. So if you're really trying

çabayı bir kültür haline getirin, bu daha önemli. Bu nedenle,

to encourage your children to learn, don't make a big deal about mistakes.

çocuklarınızı gerçekten öğrenmeye teşvik etmeye çalışıyorsanız, hataları büyütmeyin.

Just say, "Oh, maybe that wasn't correct, but we should use this thing instead." Make

"Ah, belki bu doğru değildi ama onun yerine bu şeyi kullanmalıyız" deyin. Ailenizde

sure you have native examples of that from a TV show, if you don't have a native English

anadili İngilizce olan biri yoksa, bir TV şovundan yerel örneklere sahip olduğunuzdan emin olun

speaker in your family. Anyway, I hope you have enjoyed this. If you have, please click

. Her neyse, umarım bundan keyif almışsındır. Varsa lütfen

that like button and subscribe and click the bell icon so you can get notified about future

beğen butonuna tıklayıp abone olun ve gelecek videolardan haberdar olmak için zil ikonuna tıklayın

videos. If you have specific questions about this, let me know, just post them down in

. Bununla ilgili belirli sorularınız varsa , bana bildirin, bunları yorumlara gönderin, ben de

the comments and I'll check those out. Let me know if you have any questions about how

kontrol edeyim. Çocuklara nasıl yardım edileceğine dair herhangi bir sorunuz varsa

to help kids or if you have any specific questions about even older children and how you want

veya daha büyük çocuklar hakkında özel sorularınız varsa ve

to help them learn. Again, most of the ideas are pretty similar, no matter who you're teaching,

onların öğrenmelerine nasıl yardımcı olmak istediğinizi bana bildirin. Yine, fikirlerin çoğu oldukça benzer, kime öğretiyor olursanız olun,

it's all about making it natural and fun and all in English. Anyway, hope you have enjoyed

her şey onu doğal ve eğlenceli hale getirmekle ilgili ve tamamen İngilizce. Her neyse, umarım

it. If you have again, click that like button. And if you'd like to continue learning with

eğlenmişsinizdir. Tekrar yaptıysanız, beğen düğmesine tıklayın. İngilizce Akıcılık Kılavuzu ile öğrenmeye devam etmek istiyorsanız

the English Fluency Guide, please do these three simple things right now.

, lütfen şu üç basit şeyi hemen şimdi yapın.

1. Click on this link to subscribe to my YouTube channel for over 500 free videos.

1. 500'den fazla ücretsiz video için YouTube kanalıma abone olmak için bu bağlantıya tıklayın.

2. Click on this link to download my #1 eBook guide to fast fluency, FREE! And…

2. Hızlı akıcılık için 1 numaralı e-Kitap rehberimi ÜCRETSİZ indirmek için bu bağlantıya tıklayın ! Ve…

3. Click here to watch the most popular video on English fluency here on YouTube!

3. YouTube'da İngilizce akıcılığıyla ilgili en popüler videoyu buradan izlemek için buraya tıklayın !