7 Advanced Phrases That Will Impress Native English Speakers 1

hi there I'm Drew Badger the world's

merhaba, ben Drew Badger, dünyanın bir

number one English Fluency Guide and in

numaralı İngilizce Akıcılık Rehberi ve

this video we'll be talking about 7 odd

bu videoda artık İngilizce öğrenen herkesin bilmesi gereken 7 garip deyimden bahsedeceğiz,

idioms that every English language

learners should know

now most stadiums are quite odd or

çoğu stadyum

strange to non-native speakers and it

ana dili İngilizce olmayanlar için oldukça tuhaf veya tuhaftır ve öyle

doesn't really matter what language

değildir. Hangi dili öğrendiğin gerçekten önemli değil, bir deyim

you're learning an idiom just means a

sadece, düşündüğün anlama sahip olmayan

collection of words to make up a phrase

bir cümleyi oluşturmak için bir kelimeler koleksiyonu anlamına gelir,

that doesn't have the meaning you might

think it does so as an example the

örnek olarak,

phrase to kick the bucket so we have a

kovayı tekmelemek için bir kovaya sahibiz cümlesi

bucket and we're kicking that thing

ve biz o şeyi tekmeliyoruz, ölmenin

there's no real meaning or connection to

gerçek bir anlamı ya da bağlantısı yok ki

die which is the meaning of that so if

bunun anlamı da bu yani eğer

you say all like that guy kicked the

hepsine o adam kovayı tekmeledi derseniz,

bucket

it just means that he died but there's

bu sadece onun öldüğü anlamına gelir ama

no again real connection to the words or

kelimelerle ya da deyimle tekrar gerçek bir bağlantı yoktur.

the phrase itself that would give you

kendisi size

any connection or any meaning of that so

bununla ilgili herhangi bir bağlantı veya anlam verecektir, bu nedenle

when people are learning idioms will

insanlar

talk about a few of them in this video

bu videoda deyimleri öğrenirken bunlardan birkaçı hakkında konuşacak

seven of them in fact but as we go

aslında yedi tanesi ama biz

through the video will also talk about

videoyu incelerken

some ways to remember them so that they

onları hatırlamanın bazı yollarından da bahsedeceğiz.

don't sound so weird and it becomes much

kulağa çok tuhaf gelmiyor ve

easier for you to understand what these

bunların ne olduğunu anlamanız sizin için çok daha kolay hale geliyor,

are the first one is the cold shoulder

ilki soğukkanlılık

or to give someone the cold shoulder as

ya da birine soğukkanlılık vermek,

an example a friend of mine was having

örneğin bir arkadaşım kız

an argument with his girlfriend and she

arkadaşıyla tartışıyordu ve o

got very upset with him so she started

ona çok kızdı, bu yüzden

giving him the cold shoulder now this

ona soğuk davranmaya başladı, şimdi bu

just means she was upset she was

sadece üzgün olduğu anlamına geliyor,

ignoring him for some reason and

bir nedenden dolayı onu görmezden geliyordu ve

typically the cold shoulder is used when

tipik olarak

people are upset maybe in a relationship

insanlar üzgün olduğunda, belki bir ilişkideyken

or you're trying to talk to a girl when

veya siz konuşmaya çalıştığınızda soğuk omuz kullanılır. bir kıza çıkma teklif ettiğinizde

you're asking her out but she doesn't

say anything she doesn't respond to you

hiçbir şey söylemiyor size cevap vermiyor

but typically it's because people are

ama genellikle bunun nedeni insanların

upset for some reason but this is one of

bir nedenden dolayı üzülmesidir ama bu

those idioms where again it's kind of a

yine düşünmenin biraz tuhaf olduğu deyimlerden biri

weird thing to think about what is the

connection between being upset or

Üzgün ​​olmak veya

ignoring someone and a cold shoulder

birini görmezden gelmek ile soğukkanlılık arasındaki bağlantının ne olduğu hakkında,

so this is where idioms can become maybe

işte burada deyimler, kökenleri

not so weird for you if you think about

hakkında düşünürseniz

their origin or if you try to create a

veya

story in your own mind about it now as

şimdi bu konuda kendi zihninizde bir hikaye oluşturmaya çalışırsanız, sizin için o kadar da tuhaf olmayabilir.

an example with this one the cold

bununla ilgili bir örnek, soğuk

shoulder you can kind of think about it

omuz, bunu fiziksel olarak düşünebilirsiniz

physically and that's why we're starting

ve bu yüzden bununla başlıyoruz,

with this one so the cold shoulder maybe

yani soğuk omuz belki de

you're thinking about pulling your

shoulder away from someone else so when

omzunuzu başka birinden çekmeyi düşünüyorsunuz, bu yüzden

you're moving away from that person the

uzaklaşırken o kişiden

shoulder to the other person becomes

diğer kişiye olan omuz, o kişiye

kind of cold if you move back towards

doğru geri giderseniz biraz soğuk olur

that person

and it's becoming warm again so when

ve tekrar ısınır, bu nedenle

you're having a good connection with

biriyle iyi bir bağlantınız olduğunda

someone we don't call that having a hot

buna sıcak

or a warm shoulder but in this case you

veya sıcak bir omuz demiyoruz ama bu durumda bunun tam

can think of the opposite which is to

tersini düşünebilirsiniz, yani

give someone the cold shoulder so

birine soğuk davranmak, bu yüzden

instead of giving them like a warm

onlara sıcak bir omuz vermek yerine ki bu

shoulder which again isn't an idiom that

yine kullanacağımız bir deyim değildir,

we would use you can say i'm giving them

the cold shoulder if I'm ignoring them

eğer ben onlara soğuk davranıyorum diyebilirsiniz. onları görmezden geliyorum bir

the next one very common and useful is

sonraki çok yaygın ve kullanışlı olan

down-to-earth down-to-earth first listen

aşağıdan toprağa ilk önce

carefully to the blending of this

bu telaffuzun karışımını dikkatlice dinleyin

pronunciation down-to-earth

down-to-earth down-to-earth

aşağıdan toprağa aşağıdan toprağa

down-to-earth the two from to and even

Tekrar

the oh it's slightly changes to more of

a da sound down-to-earth down-to-earth

down-to-earth if you think about again

trying to create a story in your mind or

kafanızda bir hikaye yaratmayı düşünürseniz veya

some way to connect this idea of a

bir şekilde Bu,

person that's maybe just everyday and

belki de sıradan ve ortalama bir insan fikrini melek

average and just kind of very normal

so down-to-earth person as opposed to

someone like an angel you know if we

gibi birinin aksine çok normal ve ayakları yere basan bir insanla ilişkilendirin, bilirsiniz, melek gibi

were to think about that idea of someone

biri fikrini düşünecek olursak,

like an angel it's very high up in the

bu çok yüksek

sky so that person kind of like a movie

gökyüzünde öyle ki o kişi bir film

star or a king or a famous celebrity

yıldızı, bir kral ya da ünlü bir ünlü gibi

when you look at them you think wow

onlara baktığınızda vay canına

that's an amazing person but you know

bunun harika bir insan olduğunu düşünürsünüz ama sizinle aynı sokakta

your talk to your just friend that lives

yaşayan sadece arkadaşınızla konuştuğunuzu bilirsiniz

on the same street as you and that

ve o

person is very down-to-earth they have

kişi çok ayakları yere basıyor,

no trying to think of themselves as more

kendilerini gerçekte olduklarından daha önemli görmeye çalışmıyorlar,

important than they actually are they're

just very normal and every day so it's

sadece çok normaller ve her gün, bu yüzden,

kind of the difference between someone

birinin

again floating up here like an amazing

yeniden buraya harika bir Süpermen kahramanı gibi süzülerek gelmesi arasındaki fark bu.

Superman hero angel kind of person and

melek türünden bir insan ve

somebody that has their feet on the

ayakları yere basan biri, bir

ground it's down to earth

next is an extremely useful phrasal verb

sonraki yere iniyor, son derece yararlı bir deyimsel fiildir

and this is to Jack something up now the

ve bu, Jack bir şey yukarıya şimdi bunun

regular meaning of this is to increase

normal anlamı,

the height of something quickly so to

bir şeyin yüksekliğini hızlı bir şekilde artırmak, böylece

elevate something quickly but we can use

bir şeyi hızlı bir şekilde yükseltmektir. ama şimdi

it for more than just physical things

bunu sadece fiziksel şeylerden daha fazlası için kullanabiliriz,

now the origin of this is if you think

bunun kökeni,

about you have a car and you have the

bir arabanız olduğunu ve

wheels on the car and you need to

arabanın tekerleklerinin olduğunu ve tekerleklerden birini

elevate the car so that you can remove

çıkarabilmeniz için arabayı yükseltmeniz gerektiğini düşünüyorsanız. bu amaçla

one of the wheels you use a jack for

bir kriko kullanın

that purpose so a jack is a little thing

yani kriko

that you put under the car and you click

arabanın altına koyduğunuz küçük bir şeydir ve

it up so you can increase the height of

üzerine tıklarsınız böylece arabanın yüksekliğini artırabilir

the car and you can change the wheels on

ve üzerindeki tekerlekleri değiştirebilirsiniz

it and that we can get more figurative

ve bunun gibi daha mecazi şeyler elde edebiliriz.

things like like a grocery store jacking

Bir bakkalın

up the prices are you know maybe during

fiyatları artırması gibi, belki

some

time where there's a food shortage or

bir yiyecek kıtlığının olduğu bir zamanda veya

hotels are jacking up their prices over

otellerin tatil sezonlarında fiyatlarını artırdığı bir zamanda,

holiday seasons often you'll hear people

insanların

talking about raising the prices are

fiyatları

very high very quickly and this in both

çok hızlı bir şekilde yükseltmekten bahsettiğini duyarsınız ve bu her ikisinde de

of these are the key to this phrase not

Bunlardan biri bu ifadenin anahtarıdır,

only the the increase in something but

sadece bir şeyin artması değil, aynı zamanda

the speed at which you're doing it

bunu yapma hızınızdır.

the odd thing is that maybe a jacket

Garip olan şu ki, belki bir ceketin

actually takes awhile to jack up a car

bir arabayı krikoyla kaldırması biraz zaman alıyor

and you're not really increasing it that

ve siz onu gerçekten artırmıyorsunuz.

high but when people talk about jacking

yüksek ama insanlar

something up there talking about

orada bir şeyi yükseltmekten bahsettiğinde,

increasing something quite a bit and

bir şeyi oldukça artırmaktan ve

also doing it rather quickly so whenever

aynı zamanda oldukça hızlı yapmaktan bahsediyorlar, bu yüzden ne zaman

you see a large price or you go to a

büyük bir fiyat görseniz veya

restaurant one day and then you come

bir gün bir restorana giderseniz ve sonra

back maybe a year later and say wow like

belki bir yıl sonra geri gelip vay canına dersiniz. sanki

these guys really jacked up their prices

bu adamlar fiyatlarını gerçekten yükselttiler,

they jacked up their prices next is an

sonra fiyatlarını artırdılar,

advanced idiom and this is to plead the

ileri düzey bir deyim ve bu,

fifth to plead the fifth now instead of

saying I'm going to be silent or not

saying anything especially when I might

özellikle içinde olabileceğim zamanlarda sessiz kalacağımı veya hiçbir şey söylemeyeceğimi söylemek yerine, beşinciyi beşinciyi savunması için yalvarmak.

be in trouble

Sorun,

the legal origin of this is when you go

bunun yasal kaynağı,

into a courtroom and the Fifth Amendment

bir mahkeme salonuna girdiğinizde ve Beşinci Değişiklik,

is where you have the right not to

incriminate yourself so if you go I'd

kendinizi suçlamama hakkınız olduğu için,

like say I mean like an actual court

yani giderseniz, gerçek bir mahkeme davası gibi demek istiyorum

case and maybe somebody was killed and

ve belki biri öldürüldü ve

even if I did it i'm sitting there and

hatta eğer yaptıysam orada oturuyorum ve

like the other lawyer says hey did you

diğer avukatın dediği gibi hey

kill that person i can like I don't want

o kişiyi öldürdün mü sevebilirim

to lie but I can plead the 5th which

yalan söylemek istemiyorum ama 5.'yi savunabilirim bu da

means that i can i can like choose to

sevebileceğim anlamına gelir

not say anything because if i do say

hiçbir şey söylememeyi seçebilirim çünkü

something it might hurt me it might

bir şey söylersem beni incitebilir, bu beni

incriminate me or show that I'm the

suçlayabilir veya

person that has been is found guilty in

that case but if I don't say anything

o davada suçlu bulunan kişinin ben olduğumu gösterebilir ama hiçbir şey söylemezsem

i'm pleading the fifth and you actually

beşincisini savunmuş olurum ve gerçekten

can see this in court so like I exercise

görebilirsiniz bu mahkemede yani

the right to plead the 5th which just

5.'yi savunma hakkımı kullandığım gibi, yani yanlış bir şey

means like even if you didn't do

yapmamış olsanız bile bir

anything wrong you're not going to say

anything about something but in an

şey hakkında hiçbir şey söylemeyeceksiniz ama

everyday since we can take that idea and

her gün bu fikri alabileceğimiz için ve

you know maybe somebody just did

bilirsiniz belki birisi

something wrong and they're not saying

yanlış bir şey yaptı ve

about it they're just remaining silent

bunun hakkında söylemiyorlar, sadece

about something but typically it's

bir şey hakkında sessiz kalıyorlar ama tipik olarak bunun

because maybe they caused a problem like

nedeni,

two parents are looking at their child

iki ebeveynin

who probably broke something or did

muhtemelen bir şeyi kıran veya

something and you ask the child oh what

bir şey yapan çocuklarına bakması ve siz çocuğa sormanız gibi bir soruna neden olmalarıdır. ah ne

happened and child doesn't say anything

oldu çocuk bir şey demiyor

and the father says to the mother I

ve baba annesine diyor ki sanki

looks like he's pleading the fifth

beşinciyi istiyormuş

so he doesn't want to say anything that

gibi o da başını belaya sokacak herhangi bir şey söylemek istemiyormuş

might get him in trouble in the same way

gibi

that some

one might not do that in a court of law

birilerinin bunu yapmayabileceği gibi bir mahkemede sonraki

to plead the fifth

beşinciyi savunmak

next an ace-in-the-hole an

çukurda as çukurda

ace-in-the-hole this is another strange

as bu kulağa garip gelen başka bir

sounding word especially if you don't

kelimedir, özellikle de

understand the origin of it but that's

bunun kökenini anlamadıysanız ama bu

why I will help you understand the

yüzden size yardımcı olacağım

origin with this video right now so to

Şu anda bu videonun kökenini anlayın, bu yüzden

have an ace-in-the-hole this is coming

delikte bir asa sahip olmak için bu, tüm bir kartınız olan

from the idea of playing poker or any

poker veya herhangi bir tür araba oynama fikrinden geliyor

kind of cars where you have a whole card

and this is a hidden card where maybe

ve bu, belki de

other people don't know what the card is

başkalarının sahip olmadığı gizli bir karttır. Kartın ne olduğunu bilmiyorum

or it could even be a car that you have

veya kişisel olarak sahip olduğunuz bir araba bile olabilir

personally and other people can't see

ve diğer insanlar

that thing but the ACE is typically the

bunu göremez, ancak ACE tipik olarak

most powerful card or the card with the

en güçlü kart veya

highest level or value in a game of

bir kart oyununda en yüksek seviyeye veya değere sahip karttır.

cards especially poker and so if you

özellikle poker ve bu nedenle, eğer

have an ace and maybe like other people

bir asınız varsa ve belki diğer insanların

have a king or a jack or two or

bir papazı veya bir vale veya iki veya başka bir

something you're going to beat those

şeyi varsa, o

people but if they don't know about it

insanları yeneceksiniz ama eğer bunu bilmiyorlarsa,

then you have an ace in the hole as

o zaman delikte bir asınız vardır. herkesin görebileceği

opposed to having maybe an ace that

bir asa sahip olmanın aksine,

everyone else can see now there are lots

artık pek

of different kinds of poker and I will

çok farklı poker türü var ve ben

go into playing like card game things or

kart oyunu gibi şeyler oynayacağım ya da

whatever but this is where the idea

her neyse, ama asıl fikir buradan

comes from so to have an ace-in-the-hole

geliyor, bu yüzden bir asa sahip olmak- Delik

often you have to kind of dig deeper

genellikle ne olduklarını anlamaya

into idioms like this when you're trying

çalışırken bunun gibi deyimleri daha derine inmeniz gerekir,

to understand what they are but it's

ancak bunun

better to when you learn something like

gibi bir şey öğrendiğinizde

this and you hear something interesting

ve ilginç bir şey duyduğunuzda daha iyi olur,

maybe a friend says oh like an

belki bir arkadaşınız ah, as gibi der -

ace-in-the-hole that's an interesting

delik bu ilginç

kind of thing that you here go like

bir şey, burada

looking deeper into that like actually

buna daha derinden bakmak gibi, aslında

try to research the ATM a little bit

ATM'yi biraz daha araştırmaya çalışın

more and try to understand what it means

ve bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışın,

ok an ace-in-the-hole what is that what

tamam bir as-in-the-hole nedir bu ne

does that mean you can begin with the

yapar

context of that and try to think okay

bunun bağlamıyla başlayabileceğiniz ve tamam bunun ne anlama geldiğini düşünmeye çalışabileceğiniz anlamına gelir,

what does it mean

so in this case actually an

bu durumda aslında bir

ace-in-the-hole means a hidden advantage

as delikte gizli bir avantaj anlamına gelir, bu nedenle

so it just means you have something

bu sadece sakladığınız bir şeye sahip

you're hiding and you will pull it out

olduğunuz ve çekeceğiniz anlamına gelir.

later to win the game or it gets in the

daha sonra oyunu kazanmak için dışarı çıktı ya da

case of poker but you can also do

poker durumunda oldu ama aynı zamanda vay canına, sanırım

something like wow i guess like this

bu şirket gibi bir şey de yapabilirsiniz,

company we thought they were very weak

onların çok zayıf olduklarını düşündük

but their ace in the hole was that they

ama delikteki asları,

have like a really great marketing

gerçekten harika bir pazarlama müdürlerine sahip olmalarıydı.

manager and that person was able to help

ve o kişi

the company succeed and even beat us at

şirketin başarılı olmasına yardım edebildi ve hatta bir şeyde bizi yendi, bu

doing something so to have an

yüzden

ace-in-the-hole it just means to have a

delikte bir asa sahip olmak sadece gizli bir avantaja sahip olmak anlamına gelir,

hidden advantage but again when you

ancak yine de bunun

think about the origin of things like

gibi şeylerin kökenini düşündüğünüzde,

these if you begin trying to think about

ok what's the the meaning that we have

Tamam, burada sahip olduğumuz anlamın ne olduğunu,

here how do we make a connection and

nasıl bir bağlantı kuracağımızı düşünmeye başlayın ve

then if you can't make a connection then

sonra eğer bir bağlantı kuramazsanız, o zaman kendi hikayenizi

try to create

your own story so imagine you're playing

yaratmaya çalışın, bu yüzden

cards and you have an ace that no one

kart oynadığınızı ve bir asınızın olduğunu hayal edin. kimse

can see that's your ace in the hole and

göremez bu senin delikte asın ve

you pull out the card and you win the

kartı çekip

game next to bite the bullet to bite the

oyunu kazanırsın mermiyi ısırmak için mermiyi ısırmak için sonraki oyunu kazanırsın

bullet

now if you think about a bullet coming

şimdi bir merminin sana doğru geldiğini düşünürsen

at you this is a maybe a terrible thing

bu belki de korkunç bir şeydir

and you know you're going to get shot

ve bilirsin vurulacaksın

you know you're going to get hit by that

biliyorsun o mermi tarafından vurulacaksın

bullet but ok you just have to accept

ama tamam bunu kabul etmelisin bu yüzden

that thing so to bite the bullet just

mermiyi ısırmak sadece

means to accept some kind of pain more

bir tür acıyı kabul etmek anlamına geliyor daha fazla

punishment now typically biting the

ceza artık tipik olarak

bullet means really just anything where

mermiyi ısırmak gerçekten demek

you're in a troublesome situation it

sıkıntılı bir durumda olduğun herhangi bir şey,

doesn't matter if you've created that

o

problem for yourself or someone created

sorunu kendin için mi yarattın yoksa başka biri mi

the problem for you but typically it's

senin için sorunu yarattı farketmez ama tipik olarak

for people to create their own problems

insanların kendi sorunlarını yaratmaları içindir

as an example maybe I like i stole

örnek olarak belki ben

something and then I had to like tell

bir şey çalmayı severim ve sonra insanlara bundan bahsetmek zorunda kaldım

people about it and I felt really bad

ve bunun için gerçekten kötü hissettim

about that but I worried about it for a

ama

long time no no i stole something and

uzun bir süre bunun için endişelendim hayır hayır bir şey çaldım ve

people are mad at me but if I go up to

insanlar bana kızıyor ama

them and apologize i'm biting the bullet

onlara gidip özür dilersem ısırırım mermi

so maybe I get punished a little bit so

yani belki biraz cezalandırılırım yani

my dad's you know you can't use the car

babam bilirsin arabayı

for a week or whatever but I'm biting

bir hafta falan kullanamazsın ama

the bullet in that sense so anytime that

o anlamda mermiyi ısırıyorum yani her an

I have to accept some pain or some

biraz acıyı veya cezayı kabul etmem gerekiyor

punishment just by having to do

sadece bir şey yapmak zorunda kalarak

something maybe I have to work really

belki gerçekten

hard like when you're starting a

çok çalışmalıyım, mesela bir işe başlarken bunu

business there's a lot of work that's

required to do that a lot of

yapmak için yapılması gereken çok iş var,

communicating connecting with people

trying to design things and build things

bir şeyler tasarlamaya ve

to help other people so you have to

diğer insanlara yardım etmek için bir şeyler inşa etmeye çalışan insanlarla bağlantı kurarak çok fazla iletişim kurun. Bu tür bir şey

really bite the bullet if you want to do

yapmak istiyorsanız gerçekten canınızı sıkmanız gerekir,

that kind of thing so anything that

yani ister

requires work whether you're training to

be an athlete or your training to be you

bir atlet olmak için eğitim alın, ister bir sporcu olmak için eğitim alın, ne demek istediğimi

know whatever I mean it doesn't really

biliyorsunuz,

matter anything that requires time and

zaman gerektiren hiçbir şeyin gerçekten önemi yok ve

effort will require you to bite the

çaba, kurşunu ısırmanızı gerektirecek

bullet and i'll leave you with the last

ve sizi sonuncusu ile baş başa bırakacağım, bu da

one which is to call it a day to call it

bir gün demek,

a day

now when i'm typically teaching these

şimdi tipik olarak bu

phrases i try to introduce it by saying

cümleleri öğretirken, onu biraz daha söyleyerek tanıtmaya çalışıyorum.

it a bit more clearly but then we'll go

açıkça ama sonra

back and review a few of them especially

geri dönüp birkaç tanesini gözden geçireceğiz, özellikle

if the pronunciation has a very clear

telaffuz çok net bir

blend and in this case it does so to

karışıma sahipse ve bu durumda

call it a day just so you understand

bunu bir gün olarak adlandırmak için öyle yapıyor, böylece

what I'm saying that the blended natural

ne dediğimi anlıyorsunuz, harmanlanmış doğal

speech the way you should stay in

konuşma konuşmalarda kalmanın bir yolu,

conversations is to call lid day to call

kapak günü aramak,

it a day to call it a day

ona bir gün demek,

now to call it a day just means ok we're

şimdi bir gün demek, sadece tamam anlamına gelir,

going to finish with this project or

bu projeyi bitireceğiz ya da

we're going to stop here for today so

bugünlük burada duracağız yani

let's say I'm

diyelim ki

outside i'm working i'm doing some

dışarıdayım çalışıyorum

gardening work and I've been out for

bahçe işleri yapıyorum ve

maybe a couple of hours working with my

belki birkaç saattir dışarıdayım ekibimle çalışıyorum bir

team we're building things and then

şeyler inşa ediyoruz ve sonra

maybe around five o'clock we're getting

belki saat beş civarında oluyoruz

quite tired and we decided to call it a

oldukça yorgun ve buna bugün bir gün demeye karar verdik,

day

we call it today so maybe your team is

bu yüzden belki de ekibiniz

working really hard if you've got

gerçekten çok çalışıyor, eğer

something for work or you know really

iş için bir şeyiniz varsa veya

doesn't matter what you're doing

ne yaptığınızın gerçekten önemli olmadığını biliyorsanız,

anything where you could be hiking for

yürüyüş yapabileceğiniz herhangi bir yerde

some period of time riding your bike for

bir süre bisikletinizi

a long period of time but typically it's

uzun süre sürmek ama tipik olarak bu,

where you've been doing an activity for

a particular day maybe for a couple of

belirli bir gün için, belki birkaç

hours and you're quite you know you're

saattir bir aktivite yaptığınız ve oldukça yorgun olduğunuzu biliyorsunuz,

quite tired you're ready to finish for

oldukça yorgun olduğunuzu biliyorsunuz, hazırsınız. o günü bitirmek için

that particular day so we will call it a

day with this video and i encourage you

bu videoyla bir gün diyeceğiz ve sizi

to go back and review all of these great

geri dönüp tüm bu harika

atms and all of the new idioms that you

atm'leri ve öğrendiğiniz tüm yeni deyimleri gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum,

learn it's much better to focus on maybe

belki

one or two that you learn instead of

bir veya iki tanesine odaklanmak çok daha iyi hatırlamaya çalışmak yerine öğreniyorsun

trying to remember you know a thousand

new idioms like you by some idiot book

senin gibi aptal bir kitaptan binlerce yeni deyim bildiğini

and just read all those you're going to

ve hepsini okuduğunda

forget them anyway so just focus on

onları nasılsa unutacaksın o yüzden

maybe one a day and true and really try

günde belki bir tanesine odaklan ve doğru ve gerçekten

to understand the meaning of it really

anlamını anlamaya çalış gerçekten bu işin

try to understand the origin or create

aslını anlamaya çalışın ya da

your own story for that thing

kendi hikayenizi yaratın

well if you have enjoyed this video do

iyi ki bu videoyu beğendiyseniz

click that like button become a

beğen butonuna tıklayın

subscriber to youtube channel if you

youtube kanalına abone olun hala abone

haven't already and if you'd also like

değilseniz ve bir de

to learn a whole bunch of more

tamamını öğrenmek istiyorsanız Bir sürü daha fazla

vocabulary as well as improve all of the

kelime dağarcığı ve konuşma için gereken tüm akıcılık alışkanlıklarını geliştirmenin yanı sıra bu,

fluency habits required to speak

whether that's learning to maybe improve

ister otomatik olarak

the way you use your grammar so you can

kullanabilmeniz için dilbilginizi kullanma şeklinizi geliştirmeyi öğrenmek olsun, ister

use it automatically or you're listening

dinliyor olun

or being able to improve your speaking

veya konuşma

confidence you can have better

güveninizi geliştirebilmek olsun, sahip olabileceğiniz konuşma güvenini geliştirin. anadili İngilizce olanlarla daha iyi

conversations with native speakers all

konuşmalar tüm

of these things we can help you do

bu şeyler,

absolutely free english any 1.com we

herhangi bir 1.com'da tamamen ücretsiz İngilizce yapmanıza yardımcı olabiliriz, hedefiniz ne olursa olsun ona odaklanmanıza

have a free quiz that will help you

yardımcı olacak ücretsiz bir sınavımız var, her

focus on whatever your goal happens to

be always focus on your weakest fluency

zaman

habit first and as you improve that it

önce ve kendinizi geliştirirken en zayıf akıcılık alışkanlığınıza odaklanın diğerlerinin hepsini

will get much more excited to improve

geliştirmek çok daha heyecanlı olacak

all of the others to start doing that

bunu hemen şimdi yapmaya başlamak için

right now absolutely free click on the

link in this video to take our free

ücretsiz akıcılık testimizi çözmek için bu videodaki bağlantıya tıklayın

fluency quiz and i'll see you in the

ve bir

next video bye bye

sonraki videoda görüşürüz hoşçakalın