Never Stop Dreaming - Advanced English Listening Practice - 42 - EnglishAnyone.com

hi there I'm drew badger the

hi there I'm drew badger the world's number one english

merhaba ben porsukçizdim

merhaba ben porsuk çizdim dünyanın bir numaralı ingilizcesi dünyanın bir

world's number one english

world's number one english fluency guide and it is a

numaralıingilizcesi dünyanın bir

numaralı ingilizce akıcılık rehberi ve

fluency guide and it is a

fluency guide and it is a pleasure to welcome you to

akıcılık rehberi ve

akıcılık rehberi ve sizi ağırlamaktan mutluluk duyuyorum

pleasure to welcome you to

pleasure to welcome you to another advanced listening

zevke hoşgeldiniz zevke

hoşgeldiniz başka bir ileri dinleme

another advanced listening

another advanced listening practice lesson before we get

başka bir ileridinleme

başka bir ileri dinleme alıştırması dersi uygulama dersine girmeden önce

practice lesson before we get

practice lesson before we get into the lesson I wanted to say

pratik dersinegirmeden önce derse

girmeden önce

into the lesson I wanted to say

into the lesson I wanted to say thank you to you and everyone

derse şunusöylemek istedim sana

teşekkür etmek istediğim ders ve

thank you to you and everyone

thank you to you and everyone else out there watching to have

herkes sana

else out there watching to have

else out there watching to have a helped us grow to 300,000

a helped us grow to 300,000

teşekkürler 300.000'eulaştık

a helped us grow to 300,000 subscribers here on youtube I

a burada youtube'da 300.000 aboneye ulaşmamıza yardımcı oldu burada youtube'da

subscribers here on youtube I

subscribers here on youtube I think that's really cool and

abone oldum

burada youtube'da abone oldum bence bu gerçekten harika ve bunun gerçekten harika olduğunu düşünüyorum

think that's really cool and

ve

think that's really cool and we're really working hard to get

bunun gerçekten harika olduğunu düşünüyorum ve biz bunu elde etmek için gerçekten çok çalışıyoruz

we're really working hard to get

we're really working hard to get 2 1,000,000 and as you probably

' 2 1.000.000 almak için gerçekten çok

çalışıyoruz ve muhtemelen

2 1,000,000 and as you probably

2 1.000.000 vemuhtemelen

2 1,000,000 and as you probably seen on the channel already we

2 1.000.000 ve muhtemelen kanalda gördüğünüz gibi zaten kanalda

seen on the channel already we

seen on the channel already we try lots of different things and

gördük zaten

kanalda gördük zaten biz birçok farklı şey deneyin ve

try lots of different things and

try lots of different things and so we're really trying to help a

birçok farklı şey deneyin ve

birçok farklı şey deneyin ve bu yüzden gerçekten yardım etmeye çalışıyoruz bu yüzden gerçekten yardım etmeye

so we're really trying to help a

so we're really trying to help a lot of different kinds of people

çalışıyoruz

bu yüzden gerçekten birçok farklı türden yardım etmeye çalışıyoruz insanlar

lot of different kinds of people

lot of different kinds of people out and figure out what's really

pek çok farklı türden insan

pek çok farklı türde insan dışarı çıkın ve gerçekte neyin olduğunu anlayın ve

out and figure out what's really

out and figure out what's really most helpful for you

gerçekten neyin olduğunu anlayın ve

sizin için gerçekten en yararlı olanı bulun

most helpful for you

most helpful for you so continue to give us your

so continue to give us your

so continue to give us your feedback what you liked so far

bize geri bildiriminizi vermeye devam edin, şimdiye kadar

neleri beğendiğinizi bize geri

feedback what you liked so far

bildirimde bulunun, şimdiye kadar neleribeğendiğinizle ilgili geri bildirimde bulunun, şuana kadar neleri

feedback what you liked so far up to 300,000 and what you would

beğendiğinizi 300.000'e kadar ve

up to 300,000 and what you would

up to 300,000 and what you would like to see as we move to 1

300.000'e kadar istediğinizi ve 300.000'e kadarne istediğinizi

ve ne yapmak istediğinizi belirtin görmek istiyorum 1'e geçerken görmek için

like to see as we move to 1

like to see as we move to 1 million subscribers and more so

beğen 1'e geçerken görmek için görmek için

1 milyon aboneye ve daha fazla

million subscribers and more so

million subscribers and more so i really look forward to seeing

milyon aboneye ve dahafazla

milyon aboneye ve daha fazlasına geçtiğimizi görmek için

i really look forward to seeing

i really look forward to seeing that number into helping more

gerçektensabırsızlıkla bekliyorumgörüyorum ki,

bu sayının daha

that number into helping more

that number into helping more people achieve fluency

fazla kişinin akıcılık kazanmasına yardımcı olması için bu sayının daha fazla yardımcı olmasını gerçekten dört gözle bekliyorum

people achieve fluency

people achieve fluency anyway let's get into today's

anyway let's get into today's

anyway let's get into today's lesson well it's been a pretty

güzel bir

lesson well it's been a pretty

lesson well it's been a pretty not so great week as far as the

ders, güzel bir

ders oldu, pek de harika olmayan bir hafta oldu, pek de iyi olmayan bir

not so great week as far as the

not so great week as far as the weather is concerned so as far

hafta oldu,

hava söz konusu olduğunda,

weather is concerned so as far

pek de harika olmayan bir hafta oldu.

weather is concerned so as far as meeting concerning as far as

hava söz konusu toplantı söz konusu olduğunda toplantı söz konusu

as meeting concerning as far as

as meeting concerning as far as the weather is concerned it's

toplantı söz konusu olduğunda hava söz konusu olduğunda hava söz

the weather is concerned it's

the weather is concerned it's been really rainy there's been

konusu hava söz konusu hava söz konusu hava

gerçekten yağmurlu oldu gerçekten yağmurlu oldu

been really rainy there's been

been really rainy there's been some flood warnings and flooding

gerçektenyağmurlu oldu

gerçekten yağmurlu bazı sel uyarıları ve sel

some flood warnings and flooding

some flood warnings and flooding in some places here in Japan

bazı sel uyarıları ve sel

bazı sel uyarıları ve sel bazı yerlerde burada Japonya'da

in some places here in Japan

in some places here in Japan actually for the past maybe

bazı yerlerde buradaJaponya'da

bazı yerlerde burada Japonya'da bazı yerlerde aslında geçmişte belki aslında

actually for the past maybe

actually for the past maybe month or so we're in the the

geçmiş için belki aslında

belki ay kadar geçti biz ayın içindeyiz aşağı yukarı

month or so we're in the the

month or so we're in the the rainy season in Japan right now

ayın içindeyiz Japonya'da yağmurlu mevsimdeyiz şu anda Japonya'da

rainy season in Japan right now

rainy season in Japan right now if you are not living in Japan

yağmur mevsimi şu anda

Japonya'da yağmur mevsimi şu anda eğer Japonya'da yaşamıyorsanız

if you are not living in Japan

if you are not living in Japan and thinking about coming here I

Japonya'da yaşamıyorsanız

Japonya'da yaşamıyorsanız ve buraya gelmeyi düşünüyorsanız Ben ve

and thinking about coming here I

and thinking about coming here I do not recommend you come during

buraya gelmeyi düşünüyorumBen ve buraya gelmeyi düşünüyorum Bu

do not recommend you come during

sırada gelmenizi tavsiye etmiyorum gelmenizi tavsiye etmiyorum

do not recommend you come during the rainy season

the rainy season

yağmur mevsiminde gelmenizi tavsiye ederim yağmur mevsimi yağmur

the rainy season it's not very fun usually the

mevsimi çok eğlenceli değil genellikle

it's not very fun usually the

çok eğlenceli değil genellikle

it's not very fun usually the spring and the summer or

spring and the summer or

çok eğlenceli değil genellikle ilkbahar ve yaz veya

ilkbahar ve yaz veya

spring and the summer or actually yes i should say the

ilkbahar ve yaz veya aslında evet gelmeliyim

actually yes i should say the

actually yes i should say the spring and the fall of the two

aslındaevet demeliyim

aslında evet demeliyim ilkbahar ve sonbahar iki

spring and the fall of the two

spring and the fall of the two best seasons to come out here

bahar ve sonbahariki

ilkbahar ve iki sonbahar buraya gelmek için en iyi mevsimler buraya

best seasons to come out here

gelmek için en iyi mevsimler buraya gelmek için en

best seasons to come out here because it's really nice weather

iyi mevsimler buraya gelin çünkü hava gerçekten güzel

because it's really nice weather

because it's really nice weather but really it's only for about

çünkü hava gerçekten güzel

çünkü hava gerçekten güzel ama gerçekten sadece yaklaşık

but really it's only for about

but really it's only for about two weeks when people are not

ama gerçekten sadece yaklaşık

ama gerçekten sadece yaklaşık iki hafta, insanlar

two weeks when people are not

two weeks when people are not complaining about it being too

iki hafta değilkeninsanlar

iki hafta değil insanlar bundan şikayetçi değilken çok

complaining about it being too

complaining about it being too hot or too cold so i recommend

şikayetçi olduklarından çok şikayet ediyorlar

çok sıcak veya çok soğuk olduğundan şikayet ediyorlar bu yüzden

hot or too cold so i recommend

sıcak veya çok soğuğu tavsiye ediyorum bu yüzden

hot or too cold so i recommend the spring and the fall if you

sıcak veya çok soğuğu tavsiye ediyorum bu yüzden ilkbahar ve sonbaharı tavsiye ediyorum eğer siz

the spring and the fall if you

the spring and the fall if you feel like coming out to Japan

ilkbahar ve sonbahar, eğer

ilkbahar ve sonbahar, eğer Japonya'ya gelmek istiyorsanız, Japonya'ya gelmek

feel like coming out to Japan

feel like coming out to Japan but it's a great country and

gibi hissedin,

ama harika bir ülke ve

but it's a great country and

but it's a great country and highly recommend you come check

amaharika bir ülkeve

ama harika bir ülke ve sizi şiddetle tavsiye ediyorum gel kontrol

highly recommend you come check

highly recommend you come check it out anyway

şiddetletavsiye gel kontrol

şiddetle tavsiye gel kontrol et yine de

it out anyway

çık yine de

it out anyway talking about Japan today even

dışarı yine de bugün Japonya hakkında konuşmak hatta

talking about Japan today even

bugün

talking about Japan today even though it was raining I went out

Japonya hakkında konuşmak bile bugün yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım

though it was raining I went out

though it was raining I went out with my wife she was really

yağmur yağmasına rağmen dışarıçıktım yağmur yağmasına

rağmen karımla dışarı çıktım o gerçekten

with my wife she was really

with my wife she was really excited to go see a woman named

karımlaydı o gerçekten

karımlaydı adında bir kadını görmek için gerçekten heyecanlıydı adında

excited to go see a woman named

bir kadını görmek için

excited to go see a woman named not scold toda who I'd actually

heyecanlıydı adında bir kadını görmek için heyecanlı değil azarlamayan toda kim Aslında bugün

not scold toda who I'd actually

not scold toda who I'd actually never heard of but I've seen

azarlamazdım bugünaslında

azarlamayacağım kim aslında adını hiç duymadım ama görmedim

never heard of but I've seen

never heard of but I've seen summer for work before and she

hiçduymadım ama

hiç duymadım ama daha önce iş için yazı gördüm ve o daha önce

summer for work before and she

summer for work before and she is a woman who does

iş için yazve daha

önce iş için yaz ve o yapan bir kadındır yapan bir kadındır

is a woman who does

is a woman who does subtitles for movies for

subtitles for movies for

subtitles for movies for American movies or other foreign

Amerikan filmleri veya diğer yabancı

American movies or other foreign

American movies or other foreign films i don't know about if it's

Amerikanfilmleri veya diğer yabancı Amerikan filmleri için filmler için altyazılar için filmler için altyazılar yapan bir kadındır

filmler veya diğer yabancı filmler, filmler olup olmadığını bilmediğim filmler olup olmadığını bilmiyorum,

films i don't know about if it's

films i don't know about if it's only American movies but she

sadece Amerikan filmleri olup olmadığını bilmiyorum ama o

only American movies but she

only American movies but she does the subtitles for those

sadeceAmerikanfilmleri ama

sadece Amerikan filmleri ama altyazıları yapıyor

does the subtitles for those

does the subtitles for those movies for Japanese viewers of

Japon izleyiciler için filmlerin Japon izleyicileri için filmlerin Japon

movies for Japanese viewers of

izleyicileri için

movies for Japanese viewers of movies at the movie theater and

Japon izleyiciler için sinemada filmlerin ve

movies at the movie theater and

movies at the movie theater and it's really interesting to it

sinemada filmlerinve

sinema salonundaki filmlerin altyazıları bu filmlerin altyazılarını yapar ve bu gerçekten ilginç onun için

it's really interesting to it

it's really interesting to it not only learn a little bit

gerçektenilginç gerçekten ilginç

sadece biraz öğrenmek değil

not only learn a little bit

not only learn a little bit about how subtitles are made and

sadece biraz öğrenmek

değil sadece biraz öğrenmek değil alt yazıların nasıl yapıldığı ve

about how subtitles are made and

alt yazıların nasıl yapıldığı hakkında ve

about how subtitles are made and the way you make them and we can

alt yazıların nasıl yapıldığı ve onları yapma şekliniz hakkında ve

the way you make them and we can

the way you make them and we can talk about that or i will

onları yapma şeklinizi yapabiliriz ve onları

yapma şeklinizi yapabiliriz ve bunun hakkında konuşabiliriz veya bunun hakkında

talk about that or i will

talk about that or i will explain a little bit about that

konuşacağım veya

bunun hakkında konuşacağım veya bunun hakkında biraz açıklayacağım veya bunun

explain a little bit about that

hakkında biraz açıklayacağım

explain a little bit about that in this video but the important

bu videoda bununla ilgili biraz ama

in this video but the important

bu videoda önemli olanama

in this video but the important thing the interesting thing was

bu videoda önemli ama önemli olan ilginç olan şey şuydu

thing the interesting thing was

thing the interesting thing was actually her story about how she

ilginç olan şey aslında onun nasıl olduğuna dair hikayesiydi

actually her story about how she

actually her story about how she got into it in the first place

aslında onun nasıl olduğuna dair hikayesi

aslında ilk etapta nasıl içine girdiğiyle ilgili hikayesi ilk etapta

got into it in the first place

got into it in the first place so this was actually a speech

içine girdi

ilk etapta içine girdi yani bu aslında bir konuşmaydı yani

so this was actually a speech

bu aslında bir konuşmaydı

so this was actually a speech given at a hostel boss it's a

yani bu aslında bir pansiyon patronunda verilen bir konuşmaydı

given at a hostel boss it's a

given at a hostel boss it's a kind of a almost like a theme

birpansiyonpatronunda verilir

bir pansiyon patronunda verilir bu bir tür neredeyse bir tema gibi bir tür

kind of a almost like a theme

kind of a almost like a theme park but it's a place designed

neredeyse bir tema gibi bir tür

neredeyse bir tema parkı gibi ama bu yer tasarlanmış bir

park but it's a place designed

park but it's a place designed for may be many years ago

parkama bubir yer tasarlanmış

park ama burası belki yıllar önce için tasarlanmış bir yer belki

for may be many years ago

for may be many years ago actually used to be more of a

uzunyıllar önce için olabilir

uzun yıllar önce aslında eskiden daha çok

actually used to be more of a

eskiden daha çok eskiden

actually used to be more of a like a Holland

daha çok hollanda gibi hollanda gibi

like a Holland

like a Holland because maybe like the Dutch

Hollanda gibi çünkü belki Hollandalı gibi

because maybe like the Dutch

because maybe like the Dutch colonists came to Japan many

çünkü belkiHollandalı gibi

çünkü belki Hollandalı sömürgecilerin Japonya'ya geldiği gibi birçok

colonists came to Japan many

sömürgeci Japonya'ya geldibirçok

colonists came to Japan many years ago in into Nagasaki so

sömürgeci yıllar önce Nagazaki'ye yani

years ago in into Nagasaki so

years ago in into Nagasaki so Nagasaki was the only port where

yıllar önceNagazaki'yeyani

yıllar önce Nagasaki'ye Japonya'ya geldi yani Nagasaki,

Nagasaki was the only port where

Nagasaki was the only port where foreigners were allowed and the

Nagasaki'nin yabancıların kabul edildiği tek liman olduğu tek limandı ve

yabancıların girmesine izin verilen

foreigners were allowed and the

foreigners were allowed and the Dutch were one of the groups of

ve

yabancılara izin verilen tek limandı ve Hollandalılar, Hollandalı gruplardan biriydi

Dutch were one of the groups of

Dutch were one of the groups of people that came here and so

Hollandalı gruplardan biriydi.

buraya gelen insan gruplarından biri ve buraya gelen

people that came here and so

people that came here and so they made kind of a Dutch town

insanlar ve

buraya gelen insanlar bir tür Hollanda kasabası yaptılar, bir

they made kind of a Dutch town

they made kind of a Dutch town and now i don't know if there's

türHollandakasabası yaptılar, bir

tür Hollanda kasabası yaptılar ve şimdi yapmıyorum var mı biliyorum

and now i don't know if there's

ve şimdi var mıbilmiyorum ve

and now i don't know if there's any actual real history or

şimdi herhangi bir gerçek gerçek tarih veya

any actual real history or

any actual real history or anything having to do with that

herhangi bir gerçek gerçek tarih veya

herhangi bir gerçek gerçek tarih veya bununla ilgili herhangi bir şey olup olmadığını bilmiyorum

anything having to do with that

anything having to do with that area but that's a place not that

o bölgeyle yapmak için ama orası o

area but that's a place not that

area but that's a place not that far from where i am in Nagasaki

bölge değil ama orasıo

bölge değil ama orası Nagasaki'de olduğum yerden o kadar da uzak olmayan bir yer Nagasaki'de

far from where i am in Nagasaki

olduğum yerden

far from where i am in Nagasaki city and they have any way just

Nagasaki şehrinde olduğum yerden çok uzakta ve onlar her halükarda sadece

city and they have any way just

şehirveherhangi bir şekilde sadece

city and they have any way just lots of lots of interesting

şehirleri var ve herhangi bir şekilde sadece bir sürü ilginç pek çok pek çok

lots of lots of interesting

lots of lots of interesting stuff now that's a whole other

ilginç pek çok

ilginç şey var şimdi bu

stuff now that's a whole other

stuff now that's a whole other interesting story about that is

tamamen başka bir şey şimdi bu tamamen başka bir

şey şimdi bu tamamen başka bununla ilgili ilginç bir hikaye bununla ilgili ilginç bir hikaye bununla ilgili

interesting story about that is

interesting story about that is the business itself of it so it

ilginç bir hikaye işin kendisi yani

the business itself of it so it

the business itself of it so it used to be like really Holland

işinkendisiyani

işin kendisi bu yüzden eskiden gerçekten Hollanda gibiydi eskiden

used to be like really Holland

gerçektenHollanda

used to be like really Holland stuff and they would have to lip

gibiydi gerçekten Hollanda işi gibi olmalılar ve dudak dolgunlaştırmaları gerekirdi ve

stuff and they would have to lip

stuff and they would have to lip festivals and things i think

dudak dolgunlaştırmaları

gerekirdi ve dudak festivallerini ve sanırım festivalleri ve

festivals and things i think

festivals and things i think they still do that but now

sanırım

festivalleri ve sanırım hala bunu yaptıklarını düşünüyorum ama şimdi

they still do that but now

they still do that but now they've got all kinds of other

hala bunu yapıyorlaramaşimdi

hala bunu yapıyorlar ama şimdi her türden başka şeyleri var,

they've got all kinds of other

they've got all kinds of other things that their marketing in

her türden başka şeyleri var,

her türden başka şeyleri var, şeylerde pazarlamaları,

things that their marketing in

things that their marketing in there and trying to get more

şeylerde pazarlamaları, orada pazarlamaları ve denemeleri oraya daha fazlasını almak

there and trying to get more

there and trying to get more people to come to the part

ve

oraya daha fazlasını almaya çalışmak ve daha fazla insanın bölüme gelmesini sağlamaya çalışmak

people to come to the part

people to come to the part anyway so this woman this woman

anyway so this woman this woman

anyway so this woman this woman told her son she was at the I

kadın oğluna the'de olduğunu söyledi ben oğluna the'de

told her son she was at the I

told her son she was at the I think she was at hostel boss but

olduğunu söyledim

oğluna the'de olduğunu söyledim sanırım o hosteldeydi boss ama

think she was at hostel boss but

think she was at hostel boss but she was delivering a speech to a

sanırım o hostelboss'taydı ama

sanırım o hostel boss'taydı ama o teslim ediyordu a'ya

she was delivering a speech to a

she was delivering a speech to a whole bunch of high school and I

bir konuşma yapıyordu a'ya bir konuşma yapıyordu o

bir grup liseye bir konuşma yapıyordu ve ben bir

whole bunch of high school and I

whole bunch of high school and I think college and anybody else

grup liseye veben bir

sürü liseye ve sanırım üniversite ve başka herhangi biri üniversite düşünüyor

think college and anybody else

think college and anybody else who wanted to come but just

ve başkaherhangi biri

üniversite düşünüyor ve gelmek isteyen herkes ama sadece

who wanted to come but just

who wanted to come but just students there but that was

gelmek isteyen ama sadece

gelmek isteyen ama sadece oradaki öğrenciler ama bu

students there but that was

oradaki öğrencilerdi ama bu

students there but that was broadcast to other places around

oradaki öğrencilerdi ama bu başka yerlere

broadcast to other places around

broadcast to other places around so where we were I think maybe

yayınlandı etrafta başka yerlere yayın başka yerlere

yayın başka yerlere yayın neredeydik diye düşünüyorum belki

so where we were I think maybe

so where we were I think maybe where we were and maybe one or

neredeydik diye düşünüyorum belki neredeydik diye

düşünüyorum belki neredeydik ve belki bir veya

where we were and maybe one or

where we were and maybe one or two other places as well so we

neredeydik ve belki bir veya

neredeydik ve belki bir veya iki başka yer de o yüzden biz

two other places as well so we

two other places as well so we were actually watching it just

diğer iki yer de yani biz

iki yer daha yani aslında izliyorduk sadece

were actually watching it just

were actually watching it just at a local university and it was

aslında izliyorduk

sadece yerel bir üniversitede izliyorduk ve

at a local university and it was

at a local university and it was a on a big screen and so my wife

yerel bir üniversitedeydive

yerel bir üniversitedeydi ve öyleydi a büyük ekranda ve karım

a on a big screen and so my wife

a on a big screen and so my wife was excited to go there and

a büyük ekranda ve karım

a büyük ekranda ve karım oraya gitmek için heyecanlıydı ve oraya

was excited to go there and

was excited to go there and watch that just because my wife

gitmek için heyecanlıydı ve

oraya gidip bunu izlemek için heyecanlıydı çünkü sırf benim karım

watch that just because my wife

watch that just because my wife likes you know english movies

bunu izliyorçünkü karım

bunu izliyor çünkü karım sizi seviyor çünkü ingilizce filmleri biliyorsunuz

likes you know english movies

likes you know english movies and things English and it was

ingilizce filmleri

seviyor

and things English and it was

and things English and it was just interesting to see about

ingilizce filmleri ve şeyleri biliyorsunuz

just interesting to see about

just interesting to see about this woman because she was

sadece görmek ilginç hakkında görmek ilginç hakkında

bu kadın hakkında görmek ilginç çünkü o

this woman because she was

this woman because she was talking about how you can follow

bu kadındı çünkü o

bu kadındı çünkü nasıl takip edebileceğiniz hakkında konuşuyordu

talking about how you can follow

nasıl takip edebileceğiniz hakkında konuşuyor

talking about how you can follow your passion and this is

tutkunuzu nasıl takip edebileceğiniz hakkında konuşuyor ve bu

your passion and this is

your passion and this is something particularly keen

sizin tutkuvebu

sizin tutkunuz ve bu özellikle keskin bir

something particularly keen

something particularly keen especially for young people here

şey özellikle keskin

bir şey özellikle buradaki gençler için özellikle keskin bir şey özellikle

especially for young people here

especially for young people here in Japan because Japan is

buradaki gençler için özellikle burada Japonya'daki gençler için çünkü

in Japan because Japan is

Japonya Japonya'dadır çünkü Japonya

in Japan because Japan is typically a place where maybe

Japonya'dadır çünkü Japonya tipik olarak bir bir yer, belki

typically a place where maybe

tipik bir yer, belki

typically a place where maybe you have dreams when you're

you have dreams when you're

tipik bir yer, belki tipik bir yer, belki de hayallerin varken

hayallerin var,

you have dreams when you're young but then you decide to not

gençken hayallerin var ama sonra genç olmamaya karar veriyorsun

young but then you decide to not

young but then you decide to not go into those things because

ama sonra genç olmamaya karar veriyorsun

ama o zaman o şeylere girmemeye karar verirsin çünkü

go into those things because

o şeylere girersin çünkü o

go into those things because maybe just want to have a

şeylere girersin çünkü belki sadece sahip olmak istersin

maybe just want to have a

maybe just want to have a regular job or something like

regular job or something like

regular job or something like that when you get older and she

ya da bunun gibi bir şey yaşlandığınızda ve o,

that when you get older and she

siz yaşlandığınızda ve o,

that when you get older and she actually talked about this in

yaşlandığınızda ve aslında bundan bahsetti aslında bundan

actually talked about this in

actually talked about this in the speech

the speech

the speech so when she began the very first

bahsetti aslında

konuşmada bundan bahsetti konuşma konuşmaya

başladığında ilk başta yani

so when she began the very first

so when she began the very first thing she said when she was

o ilk başladığında yani ilk

başladığında söylediği şey şeyken

thing she said when she was

thing she said when she was talking and this was all the

söylediği

şey o konuşurken söylediği şeydi ve tüm

talking and this was all the

talking and this was all the speech in Japanese but the

konuşma buydu vetüm

konuşma buydu ve bu tüm konuşma Japonca ama

speech in Japanese but the

konuşma

speech in Japanese but the very first thing she said when

Japonca ama konuşma Japonca ama söylediği

very first thing she said when

very first thing she said when she was talking was I didn't get

ilk şey

konuşurken söylediği ilk şey,

she was talking was I didn't get

she was talking was I didn't get into this stuff because i like

konuştuğunuanlamadığımdı.

Anladığım kadarıyla bu işlere girmedim çünkü bu işlere girmeyi seviyorum

into this stuff because i like

into this stuff because i like English I actually hated english

çünkü

bu işlere girmeyi seviyorum çünkü İngilizceyi seviyorum İngilizceden aslında nefret ediyorum İngilizceden aslında nefret ediyorum Ben aslında İngilizceden nefret ediyorum İngilizceden

English I actually hated english

English I actually hated english and learning English when i

aslında

nefret ediyorum ve İngilizce öğrendiğimde İngilizce öğrenmekten nefret ediyorum

and learning English when i

and learning English when i first got started back when I

ve benİngilizce

öğrenmek ve ilk başladığımda İngilizce öğrenmek ilk

first got started back when I

first got started back when I was younger

başladığımda geri

ilk başladığımda geri ben gençken daha

was younger

was younger the thing that got me interested

gençti ilgimi çeken şey ilgimi çeken şey ilgimi

the thing that got me interested

the thing that got me interested in pursuing English was the fact

çeken şey İngilizceyi takip etmekle ilgilenmem, İngilizceyi takip etmenin gerçeğiydi,

in pursuing English was the fact

in pursuing English was the fact that i liked movies and you'll

İngilizceyi takip etmenin gerçeğiydi,

that i liked movies and you'll

that i liked movies and you'll see this in you know most people

filmleri sevdiğim gerçeğiydi ve siz de filmleri sevdiğimi ve

filmleri sevdiğimi ve bunu en çok sizde göreceksiniz. insanlar

see this in you know most people

bunu sizde görüyor,çoğu insan bunu

see this in you know most people that become fluent if you have

sizde görüyor, çoğu insan akıcı hale geliyorsa akıcı hale geliyorsa akıcı hale

that become fluent if you have

that become fluent if you have like personal friends that are

geliyorsa akıcı hale geliyorsa akıcı hale gelen kişisel

arkadaşlarınıza

like personal friends that are

like personal friends that are fluent or even myself as an

benzer kişisel arkadaşlarınıza

benzer kişisel arkadaşlarınıza benzer akıcı olan veya hatta kendim bile akıcı olarak

fluent or even myself as an

fluent or even myself as an example i became fluent in

veya hatta akıcı olarak kendim

veya hatta kendim bile örnek olarak akıcı hale geldim örnek olarak

example i became fluent in

akıcı hale geldim

example i became fluent in Japanese because i got

Japoncayı akıcı hale getirdim çünkü

Japanese because i got

Japanese because i got interested in the culture not by

Japoncayı öğrendim çünkü

Japoncayı öğrendim çünkü ilgilenerek değil kültürle ilgilendim

interested in the culture not by

kültürle ilgilenerek değil,

interested in the culture not by wanting to learn the language

dili öğrenmek isteyerek değil,

wanting to learn the language

wanting to learn the language but by wanting to learn the

dili

öğrenmek isteyerek, dili öğrenmek isteyerek, ama

but by wanting to learn the

öğrenmek isteyerek, ama dili öğrenmek

but by wanting to learn the language because of studying

isteyerek, ama dil çalışmaktan dolayı dili öğrenmek isteyerek. bahçıvanlık bahçıvanlık

language because of studying

language because of studying gardening

çalıştığım için dil öğrenmenin nedeni

gardening

gardening so the language was a vehicle to

bu yüzden dil bir araçtı

so the language was a vehicle to

so the language was a vehicle to get to the actual thing that I

yani dil bir araçtı bu yüzden

dil asıl şeye ulaşmak için bir araçtı

get to the actual thing that I

get to the actual thing that I wanted which was learning to

asıl şeye ulaştığım asıl şeye

ulaştığım asıl şeye ulaştığım

wanted which was learning to

wanted which was learning to study gardening in Japan and so

Japonya'da bahçıvanlık okumayı öğrenmek ve Japonya'da

study gardening in Japan and so

study gardening in Japan and so it was the same thing with this

bahçıvanlık okumak ve

Japonya'da bahçıvanlık okumaktı ve bu yüzden bununla aynı şeydi,

it was the same thing with this

it was the same thing with this woman and her story is actually

bununla aynı şeydi

bu kadınla aynı şey ve hikayesi aslında

woman and her story is actually

woman and her story is actually paralleling to be parallel like

kadınvehikayesiaslında

kadın ve hikayesi aslında paralel olmak gibi paralel olmak için paralel olmak için paralel olmak için

paralleling to be parallel like

paralleling to be parallel like this to have like a connection

paralel olmak için bu şekilde bir bağlantıya sahip olmak için

this to have like a connection

this to have like a connection not being connected as a

bugibibir bağlantıya sahip olmak için paralel

bu bir bağlantıya sahip olmak gibi bir bağlantıya sahip olmak bağlı

not being connected as a

olmamak olarak bağlı olmamak olarak bağlı olmamak olarak

not being connected as a physical thing for mathematics

matematik için fiziksel bir şey matematik için fiziksel bir şey

physical thing for mathematics

physical thing for mathematics where you've got two lines that

matematik için fiziksel şey iki çizginin olduğu yerde

where you've got two lines that

where you've got two lines that are next to each other like this

ikiçizginin olduğu

yerde yan yana olan iki çizginiz var bu şekilde yan yana

are next to each other like this

are next to each other like this but they never cross each other

bu şekilde yan yana ama asla kesişmiyorlar ama asla

but they never cross each other

but they never cross each other they never touch

kesişmiyorlar

ama asla kesişmiyorlar asla

they never touch

dokunmuyorlar asladokunma

they never touch so when you talk about people

so when you talk about people

onlar asla dokunmazlar yani insanlar hakkında konuşurken yani

insanlar hakkında

so when you talk about people having parallel ideas or

konuşurken yani paralel fikirleri olan veya

having parallel ideas or

paralel fikirleri olanveya

having parallel ideas or parallel lives

paralel fikirleri olan veya paralel yaşamları paralel yaşamları

parallel lives

parallel lives this just means that you've got

paralel yaşamları olan insanlardan bahsettiğinizde bu sadece buna sahip olduğunuz anlamına gelir

this just means that you've got

this just means that you've got two things that are very similar

sadece buna sahip olduğunuz anlamına gelir, sadece

çok benzer iki şeye sahip olduğunuz anlamına gelir, çok

two things that are very similar

two things that are very similar they've got a lot in common

benzer iki şeye çok

benzer, çok ortak yönleri vardır,

they've got a lot in common

they've got a lot in common so her story is a lot like mine

çok ortak noktaları vardır

Pek çok ortak yönü var bu yüzden hikayesi benimkine çok benziyor

so her story is a lot like mine

so her story is a lot like mine but she had to wait a really

yani hikayesi benimkine çok benziyor yani

hikayesi benimkine çok benziyor ama gerçekten

but she had to wait a really

but she had to wait a really really long time

beklemesi gerekti ama gerçekten beklemesi gerekti

ama beklemesi gerekiyordu gerçekten çok uzun zaman gerçekten

really long time

uzun zaman gerçekten

really long time in order for her to achieve her

uzun zaman onun ona ulaşması için ona ulaşabilmesi için onun

in order for her to achieve her

in order for her to achieve her dream so back when you know

hayaline ulaşabilmesi için çok eski zamanlardan beri bildiğin zaman rüya gördüğün

dream so back when you know

dream so back when you know maybe she was a 20 years old she

zamanbildiğin zaman

rüya gördüğün zaman bildiğin zaman belki 20 yaşındaydı

maybe she was a 20 years old she

maybe she was a 20 years old she was just getting out of college

belki 20 yaşındaydı

belki 20 yaşındaydı üniversiteden yeni çıkıyordu

was just getting out of college

was just getting out of college and she really thought and this

üniversiteden yeni çıkıyordu

üniversiteden yeni çıkıyordu ve gerçekten düşündü ve bu

and she really thought and this

and she really thought and this is another really interesting

is another really interesting

ve o gerçekten düşündü ve bu ve

o gerçekten düşündü ve bu başka bir gerçekten ilginç

başka bir gerçekten ilginç

is another really interesting thing that you should think

başka bir gerçekten ilginç şey düşünmeniz gereken

thing that you should think

thing that you should think about one of my pieces of advice

şey düşünmeniz gereken şey

hakkında düşünmeniz gereken şey benim parçalarımdan biri hakkındaki tavsiyelerimden biri

about one of my pieces of advice

about one of my pieces of advice as well is whatever it is you

tavsiyelerimden biri hakkında da tavsiye şu: sen ne isen, sen

as well is whatever it is you

as well is whatever it is you happen to be doing or want to be

de odur, sen

ne yapıyorsan ya da yapmak istiyorsan,

happen to be doing or want to be

happen to be doing or want to be doing in your life

yapıyorsan ya da

yapmak istiyorsan odur. hayatında yapmak istiyorum

doing in your life

doing in your life all you have to really think

hayatında yapmak

hayatında yapmak gerçekten düşünmen gereken her şey gerçekten

all you have to really think

all you have to really think about even if you don't know how

düşünmen gereken her şey hakkında gerçekten düşünmen gereken her şey bilmesen bile nasıl olduğunu

about even if you don't know how

bilmesen bile bir şeyi

about even if you don't know how you're going to do something is

nasıl yapacağınızı bilmiyor olsanız bile bir şey mi yapacaksınız bir şey mi yapacaksınız

you're going to do something is

you're going to do something is you put the inputs in there you

girdileri oraya koyuyorsunuz

you put the inputs in there you

girdileri oraya koyuyorsunuz siz

you put the inputs in there you think about the inputs and in

koyuyorsunuz oradaki girdiler, girdiler hakkında düşünürsünüz ve girdiler hakkında

think about the inputs and in

think about the inputs and in her case the inputs were I want

düşünürsünüz ve girdiler hakkında düşünürsünüz ve onun durumunda girdiler, onun durumunu istiyorum

her case the inputs were I want

her case the inputs were I want to do something with english

girdiler, onun

durumunu istiyorum girdiler, İngilizce ile bir şeyler yapmak istiyorum.

to do something with english

ingilizce ile bir şeyler

to do something with english because i like english movies

yapmak için ingilizce ile bir şeyler yapmak için ingilizce filmleri seviyorum çünkü

because i like english movies

because i like english movies and I like movies

ingilizce filmleri seviyorum

çünkü ingilizce filmleri seviyorum ve filmleri seviyorum

and I like movies

vefilmleri seviyorum

and I like movies so what can I do there it can

ve filmleri seviyorum bu yüzden orada ne yapabilirim orada

so what can I do there it can

so what can I do there it can combine these two things and I

ne yapabilirim

orada ne yapabilirim bu iki şeyi birleştirebiliyor ve ben

combine these two things and I

combine these two things and I the subtitles creating that for

bu iki şeyi birleştiriyorum ve

bu iki şeyi birleştiriyorum ve altyazılar şunu oluşturuyor altyazılar için şunu

the subtitles creating that for

the subtitles creating that for movies

movies

oluşturuyor

altyazılar içinbunu yaratıyor filmleriçin filmler filmler kulağa gerçekten çok hoş geliyor

movies sounds like a really interesting

sounds like a really interesting

ilginç kulağa

gerçekten ilginç gibi geliyor kulağa gerçekten

sounds like a really interesting job and there must be somebody

ilginç bir iş gibi geliyor ve birinin

job and there must be somebody

job and there must be somebody that does that

işi olmalıvebirinin işi olmalı ve bunu

yapan bunu yapan

that does that

that does that so she went into the history

bunu yapan biri olmalı bu yüzden tarihe girdi bu

so she went into the history

so she went into the history about this and talking about how

yüzden tarihe girdi bu

yüzden tarihe girdi ve

about this and talking about how

about this and talking about how people were creating those

bunun nasıl olduğundan bahsetti ve

bunun nasıl olduğundan bahsetti ve insanların bu insanları nasıl yarattığından bahsetti,

people were creating those

people were creating those subtitles and it was a group of

o

insanlar bu altyazıları oluşturuyordu ve bu bir grup altyazıydı

subtitles and it was a group of

subtitles and it was a group of like ten Japanese man these are

ve bir gruptu.

altyazılar ve on kişilik bir Japon adam grubuydu, bunlar on

like ten Japanese man these are

like ten Japanese man these are typically professors and it was

Japonadam gibi bunlar

on Japon adam gibi bunlar tipik olarak profesörlerdi ve bunlar

typically professors and it was

typically professors and it was really hard for her to get into

tipik olarak profesörlerdive

tipik olarak profesörlerdi ve onun için gerçekten zor bir duruma girmesi gerçekten zordu.

really hard for her to get into

really hard for her to get into that and it took her 20 years

buna girmesi onun için gerçekten zor bir duruma giriyor ve bu onun 20 yılını aldı

that and it took her 20 years

that and it took her 20 years from graduating college before

ve

bu onun 20 yılını aldı ve gerçekten yapamadan önce üniversiteden mezun olmadan önce

from graduating college before

from graduating college before she could actually really do

üniversiteden mezun olmadan

önce üniversiteden mezun olması 20 yılını aldı.

she could actually really do

she could actually really do that as a

gerçekten yapabilirdi bunu gerçekten

yapabilirdi bunu

that as a

that as a full time thing so she worked

tam zamanlı bir şey olarak yani

full time thing so she worked

full time thing so she worked for I think an insurance company

tam zamanlı bir şey olarak çalıştı bu yüzden

tam zamanlı bir şey için çalıştı yani bence bir sigorta şirketi

for I think an insurance company

for I think an insurance company or something like that for maybe

içinbence bir sigorta şirketi

benim için bir sigorta şirketi ya da onun gibi bir şey düşünün belki

or something like that for maybe

or something like that for maybe a year and then decided not to

ya da onun gibi bir şey

belki bir yıl ya da onun gibi bir şey ve sonra bir yıl yapmamaya karar verdi ve

a year and then decided not to

a year and then decided not to do that anymore but her full

sonra

bir yıl yapmamaya karar verdi ve sonra artık bunu yapmamaya karar verdi ama onun tam

do that anymore but her full

do that anymore but her full story was talking about how she

işi o artıkamatam bunu

artık yapıyor ama tam hikayesi nasıl

story was talking about how she

story was talking about how she was able to get into a movie

hikayesinden bahsediyordu nasıl

hikayesinden bahsediyordu bir filme nasıl girebildiğinden bahsediyordu bir filme

was able to get into a movie

was able to get into a movie production company or its

girebildiğinden

bir filme girebildiğinden bahsediyordu yapım şirketi veya onun

production company or its

production company or its something related to movies and

yapım şirketi veya

yapım şirketi veya filmlerle ilgili bir şey ve

something related to movies and

filmlerle ilgili bir şeyve

something related to movies and then when she was just doing

filmlerle ilgili bir şey ve sonra o sadece yaptığı zaman o

then when she was just doing

then when she was just doing that she was working maybe doing

sadece yaptığı zaman o

sadece yaptığı zaman belki çalışıyordu

that she was working maybe doing

çalıştığını yapmak belki çalıştığını yapmak

that she was working maybe doing secretary things and so if

belki sekreterlik işleri yapmak ve bu yüzden eğer

secretary things and so if

secretary things and so if people need anything translated

sekreterlikişleri ve yani eğer

sekreterlik işleri ve bu nedenle eğer insanlar tercüme edilen bir şeye ihtiyaç duyarsa

people need anything translated

insanlar tercüme edilen herhangi bir şeye ihtiyaç duyarsa

people need anything translated that would be the person that

insanlar tercüme edilen herhangi bir şeye ihtiyaç duyarsa o

that would be the person that

that would be the person that they would give things too but

kişi o kişiydi ki

onlar da bir şeyler vereceklerdi ama

they would give things too but

onlar da bir şeyler vereceklerdiama

they would give things too but as for a movie started becoming

onlar da bir şeyler vereceklerdi ama bir film

as for a movie started becoming

as for a movie started becoming more popular and the economy was

gibi olmaya başladı birfilm gibiolmaya başladı

bir film gibi daha popüler olmaya başladı ve ekonomi

more popular and the economy was

daha popülerdi ve ekonomi

more popular and the economy was coming back after the war in

daha popülerdi ve ekonomi savaştan sonra geri geliyordu, savaştan sonra geri geliyordu,

coming back after the war in

coming back after the war in Japan then more people were

Japonya'da savaştan sonra geri geliyordu, o zaman daha fazla insan

Japan then more people were

Japan then more people were starting to produce movies and

Japonya'ydı, dahafazlainsan

Japonya'ydı, daha fazla insan film çekmeye başlıyordu ve

starting to produce movies and

film çekmeye başlamak ve

starting to produce movies and then actually bring the actors

film yapmaya başlamak ve sonra oyuncuları gerçekten getirmek,

then actually bring the actors

then actually bring the actors over to America for a from

sonra gerçekten oyuncuları getirmek,

sonra oyuncuları Amerika'ya getirmek için bir üzerinden Amerika'ya bir

over to America for a from

over to America for a from America over to japan i should

üzerinden Amerika'ya bir Amerika'dan Japonya'ya i

America over to japan i should

America over to japan i should say and so when she was you know

Amerika yapmalıyım Japonya'ya Amerika'ya

Japonya'ya söylemeliyim ve bu yüzden o iken sen bilirsin

say and so when she was you know

say and so when she was you know given the task of hey can you

ve bu yüzden o iken senbilirsin ve bu yüzden o iken sen bilirsin

görev verilmiş hey verebilir misin

given the task of hey can you

görev verebilir misin hey

given the task of hey can you also do maybe some actual

also do maybe some actual

verebilir misin hey görevi de yapabilir misin belki biraz gerçek de

yapabilirsin belki biraz gerçek de

also do maybe some actual translating not just typing

translating not just typing

translating not just typing things but do some translating

yapabilirsin belki biraz gerçek çeviri de

things but do some translating

things but do some translating for people when they come over

yapabilirsin

for people when they come over

insanlar için geldiklerinde insanlar için geldiklerinde buraya

for people when they come over here she started meeting

geldiklerinde burada buluşmaya başladı

here she started meeting

here she started meeting movie stars and other people

burada buluşmaya başladı

film yıldızları ve diğer insanlarla tanışmaya başladı film

movie stars and other people

movie stars and other people like famous directors and she

yıldızları ve diğerinsanlarla

film yıldızları ve ünlü yönetmenler gibi diğer insanlarla ve o

like famous directors and she

ünlüleri seviyor yönetmenlerve

like famous directors and she even gave a story about Francis

ünlü yönetmenleri sever ve hatta Francis hakkında bir hikaye bile verdi, hatta

even gave a story about Francis

even gave a story about Francis Ford Coppola the director of The

Francis

hakkında bir hikaye bile verdi, hatta The Ford Coppola'nın direktörü

Ford Coppola the director of The

Ford Coppola the director of The Godfather and how he came out

The

Ford Coppola'nın yönetmeni The Godfather'ın yönetmeni Francis Ford Coppola ve nasıl ortaya çıktığı hakkında bir hikaye verdi.

Godfather and how he came out

Godfather and how he came out and you know they were doing

Vaftiz babası venasıl ortaya çıktı

Vaftiz babası ve nasıl ortaya çıktı ve yaptıklarını biliyorsunuz ve

and you know they were doing

yaptıklarını biliyorsunuz ve biliyorsunuz

and you know they were doing some shooting in the philippines

Filipinler'de bazı çekimler yapıyorlardı,

some shooting in the philippines

some shooting in the philippines and he was traveling through

bazıları Filipinler'de çekim yapıyorlar ve o seyahat ediyordu.

and he was traveling through

and he was traveling through Japan and he wanted her

ve oseyahat ediyordu

ve Japonya'da seyahat ediyordu ve onun Japonya'sını istiyordu ve onun

Japan and he wanted her

Japan and he wanted her specifically to do subtitles for

Japonya'sını istiyordu ve özellikle altyazı yapmasını istedi,

specifically to do subtitles for

specifically to do subtitles for you know a movie he was working

özellikle altyazı yapmasını istedi,

özellikle sizin için altyazı yapması için, çalıştığı bir filmi biliyorsunuz,

you know a movie he was working

bilirsiniz bir çalıştığı film, üzerinde

you know a movie he was working on

on

on so because of that you know the

çalıştığı bir filmi biliyorsunuz,

bu yüzden biliyorsunuz, bu

so because of that you know the

so because of that you know the Japanese company couldn't really

yüzden biliyorsunuz, bu yüzden

biliyorsunuz ki Japon şirketi gerçekten yapamadı

Japanese company couldn't really

Japanese company couldn't really say no to that so they decided

Japonşirketi gerçektenyapamadı

Japon şirketi gerçekten yapamadı buna gerçekten hayır demeye karar verdiler, buna

say no to that so they decided

hayır demeye karar verdiler, buna hayır demeye karar verdiler, bu yüzden

say no to that so they decided okay we're going to let her do

okay we're going to let her do

tamam, onun yapmasına izin vereceğiz, tamam,

yapmasına izin vereceğiz, tamam, izin vereceğiz şimdi

okay we're going to let her do it

it

it now an interesting thing about

yap onu

şimdi ilginç bir şey şimdi hakkında ilginç bir şey

now an interesting thing about

now an interesting thing about subtitles and that's how she got

şimdi hakkında ilginç bir şey altyazılarla ilgili ilginç bir şey ve bu şekilde

subtitles and that's how she got

altyazıları varvebuşekilde

subtitles and that's how she got her start and you know being

altyazıları var ve bu şekilde başladı ve onun başlangıcı olduğunu biliyorsun

her start and you know being

her start and you know being able to do subtitles after that

ve onun olmayı biliyorsun

başla ve biliyorsun altyazı yapabiliyorsun ondan sonra

able to do subtitles after that

altyazı yapabiliyorsun ondan

able to do subtitles after that but if you really think about it

sonra altyazı yapabiliyorsun ama gerçekten düşünürsen ama

but if you really think about it

gerçekten düşünüyorsan

but if you really think about it she was explaining because a

ama gerçekten düşünüyorsan açıklıyormuş çünkü o

she was explaining because a

she was explaining because a student had asked her will

açıklıyordu çünkü

bir öğrenci vasiyetini sorduğu için açıklıyordu öğrenci vasiyetini sormuştu

student had asked her will

student had asked her will isn't it problematic isn't it

öğrenci vasiyetini sormuştu sorunlu değil mi

isn't it problematic isn't it

isn't it problematic isn't it troublesome that you have like

sorunlu değil mi sorunludeğil mi

sorunlu değil mi senin sahip olman zahmetli senin gibi

troublesome that you have like

sıkıntılı senin gibi

troublesome that you have like all these words that people are

sıkıntılı senin gibi tüm bu sözler insanların tüm

all these words that people are

all these words that people are speaking

speaking

bukelimelerinsanların söylediği

tümbukelimeler konuşma

speaking but you're really trying to

konuşma ama sen gerçekten deniyorsun

but you're really trying to

but you're really trying to condense that down into a very

amagerçekten deniyorsun için ama

siz gerçekten onu çok yoğun bir ifadeye, çok

condense that down into a very

condense that down into a very brief phrase even just a couple

yoğun bir ifadeye, hatta sadece birkaç

brief phrase even just a couple

brief phrase even just a couple of characters and she even

kısa cümleye, hatta sadece birkaç

kısa cümleye, hatta sadece birkaç karaktere sıkıştırmaya çalışıyorsunuz ve hatta o

of characters and she even

of characters and she even talked about words like the

karakterlervehatta

karakterlerden ve hatta

talked about words like the

talked about words like the names of cities like San

names of cities like San

names of cities like San Francisco or Constantinople

San Francisco veya Constantinople Francisco veya

Francisco or Constantinople

Francisco or Constantinople so these are names of places

Constantinople Francisco

veya Constantinople gibi şehirlerin isimleri gibi San gibi şehirlerin isimleri gibi kelimeler hakkında konuşulan gibi kelimeler hakkında konuştu. yer adları

so these are names of places

so these are names of places that are even too too long then

yani bunlar yer adları

yani bunlar yer adları çok uzun hatta çok uzun o zaman bunlar

that are even too too long then

bile

that are even too too long then you can you can even have that

çok uzun o zaman alabilirsin bile alabilirsin bile

you can you can even have that

you can you can even have that whole thing is a subtitle

alabilirsin bile alabilirsin

hatta sahip olabileceğiniz her şey bir altyazıdır

whole thing is a subtitle

whole thing is a subtitle because you can really only have

her şeybiraltyazıdır

her şey bir altyazıdır çünkü gerçekten yalnızca sahip olabilirsiniz

because you can really only have

because you can really only have 10 characters as a thing for us

çünkü gerçekten yalnızca sahip olabilirsiniz

çünkü bizim için bir şey olarak yalnızca 10 karaktere sahip olabilirsiniz

10 characters as a thing for us

10 characters as a thing for us up title and so you have to be

10karakterbizim için bir şey olarak

10 karakter bizim için bir şey olarak başlıkta ve bu yüzden

up title and so you have to be

up title and so you have to be very quick when one character

başlıkta olmalısınız ve bu nedenle başlıkta olmalısınız

ve bu nedenle bir karakter

very quick when one character

very quick when one character says something and you deliver

çokhızlıolduğundabirkarakter

çok hızlı olduğunda çok hızlı olmalısınız karakter bir şey söyler ve sen

says something and you deliver

says something and you deliver those subtitles and one

iletirsin bir şey söyler ve sen bir şey söyler ve sen o alt yazıları

verirsin ve bir

those subtitles and one

those subtitles and one character says something else

oalt yazı vebir

o alt yazı ve bir karakter başka bir şey söyler

character says something else

character says something else and you deliver those subtitles

karakterbaşka bir şey söyler

karakter başka bir şey söyler ve sen o alt yazıları verirsin

and you deliver those subtitles

and you deliver those subtitles as well so you have to be really

veo alt yazıları verirsin

ve bu altyazıları da yayınlıyorsunuz, bu yüzden gerçekten iyi olmalısınız, bu yüzden gerçekten iyi

as well so you have to be really

as well so you have to be really quick and so yes you do lose a

olmalısınız, bu yüzden

gerçekten hızlı olmalısınız ve bu yüzden evet, hızlı bir şekilde kaybedersiniz ve bu nedenle

quick and so yes you do lose a

quick and so yes you do lose a lot in the translation

evet, hızlı bir şekilde kaybedersiniz

ve bu yüzden evet siz çeviride çok fazla çeviri kaybedersiniz

lot in the translation

lot in the translation because translating movies is

çünkü film çevirmek,

because translating movies is

because translating movies is something that's just much more

çünkü filmçevirmek, çünkü film

çevirmek çok daha fazlası olan bir şeydir,

something that's just much more

something that's just much more different than translating the

çok daha fazlası olan bir şeydir, farklı olanı

çevirmekten çok daha farklı bir şeydir

different than translating the

different than translating the book because you can't get into

kitabı çevirmekten farklı çünkü

book because you can't get into

book because you can't get into the details of something and

kitaba giremezsin çünkü

kitaba giremezsin çünkü bir şeyin ayrıntılarına ve bir

the details of something and

the details of something and really say the whole like exact

şeyin ayrıntılarına ve bir

şeyin ayrıntılarına giremezsin ve gerçekten bütünü tam gibi gerçekten söyleyemezsin

really say the whole like exact

really say the whole like exact thing that people are trying to

tam olarak aynı şeyi

söyle gerçekten tam olarak aynı şeyi söyle insanların söylemeye

thing that people are trying to

thing that people are trying to say

say

say so it's a very different

so it's a very different

çalıştıkları şeyi söylemeye çalıştıklarını söyle

yani bu çok farklı yani

bu çok farklı

so it's a very different industry and I never really

yani bu çok farklı bir sektör ve ben asla gerçekten

industry and I never really

industry and I never really thought about it because I don't

endüstrive ben aslagerçekten

endüstri ve bunun hakkında gerçekten hiç düşünmedim çünkü

thought about it because I don't

thought about it because I don't mean i watch sometimes foreign

bunun hakkında düşünmedimçünkü

bunun hakkında düşünmedim çünkü bazen izliyorum demek istemiyorum yabancı demek bazen

mean i watch sometimes foreign

izliyorum yabancı demek bazen

mean i watch sometimes foreign movies but i'm looking at the

izliyorum demek istemiyorum yabancı filmlere bakıyorum ama

movies but i'm looking at the

movies but i'm looking at the subtitles and I definitely

filmlere bakıyorum ama

filmlere bakıyorum ama altyazılı bakıyorum ve kesinlikle

subtitles and I definitely

altyazılıve kesinlikle

subtitles and I definitely noticed now if i go to a movie

altyazılı izliyorum ve kesinlikle farkettim şimdi bir filme gidersem farkederim

noticed now if i go to a movie

noticed now if i go to a movie like I went to the new

şimdigidersem farkederimbirfilme

şimdi farkettim bir filme gidersem sanki yeniye gittim gibi

like I went to the new

like I went to the new independence day resurgence

yeniye gittim

gibi yeniye gittim gibi yeni kurtuluş günü diriliş

independence day resurgence

independence day resurgence movie which i highly recommend

bağımsızlıkgünü diriliş

bağımsızlık günü diriliş filmi şiddetle tavsiye ettiğim

movie which i highly recommend

movie which i highly recommend that was a lot of fun

film şiddetle tavsiye ettiğim film şiddetle tavsiye ederim çok eğlenceliydi

that was a lot of fun

that was a lot of fun I was going into the movie I'd

çok eğlenceliydi

çok eğlenceliydi filme giriyordum filme giriyordum filme

I was going into the movie I'd

I was going into the movie I'd heard a few reviews about it

giriyordum filme giriyordum bir hakkında birkaç yorum

heard a few reviews about it

heard a few reviews about it that were saying it's not such a

duydum onun hakkında birkaçyorum duydum

onun hakkında birkaç yorum duydum bu öyle bir şey değil diyenler

that were saying it's not such a

that were saying it's not such a good movie but actually really

o

kadar iyi bir film olmadığını söyleyenler ama aslında gerçekten

good movie but actually really

good movie but actually really enjoyed it

enjoyed it

enjoyed it so I watched it with a couple of

iyi bir film amaaslındagerçekten

iyi bir film ama aslında gerçekten çok hoşuma gitti hoşuma gitti bu

yüzden birkaç kişiyle izledim bu yüzden

so I watched it with a couple of

so I watched it with a couple of Japanese people and we were

birkaç kişiyle izledim bu yüzden

birkaç Japonla izledim ve biz Japonduk ve

Japanese people and we were

Japanese people and we were talking about the subtitles

biz Japonduk ve hakkında konuşuyorduk. altyazılar altyazılardan bahsediyor

talking about the subtitles

talking about the subtitles after that because now I can you

bundan sonra altyazılardan bahsediyorum çünkü şimdi seni

after that because now I can you

after that because now I can you know read the Japanese and i'm

ondan sonra yapabilirim çünkü şimdi sen

ondan sonra yapabilirim çünkü artık Japonca okumayı biliyorsun ve Japonca

know read the Japanese and i'm

know read the Japanese and i'm looking at the english and

okumayı biliyorumve

Japonca okumayı biliyorum ve ingilizceye bakıyorum ve

looking at the english and

looking at the english and reading that and i'm thinking

ingilizceye bakıyorum ve

ingilizceye bakıp onu okuyorum ve bunu

reading that and i'm thinking

reading that and i'm thinking like that's not what they said

okumayı düşünüyorum ve bunu okumayı düşünüyorum ve onların söylediği bu değilmiş gibi düşünüyorum

like that's not what they said

like that's not what they said you know it's not even like kind

öyle dediler öyle dediler ki biliyorsun tür gibi bile değil

you know it's not even like kind

biliyorsun tür gibi bile değil biliyorsun dediklerine

you know it's not even like kind of close to what they say but

yakın bile değil ama

of close to what they say but

söylediklerine yakınama

of close to what they say but you know just so people can get

söylediklerine yakın ama insanlar

you know just so people can get

you know just so people can get the idea of something but you

senitanısın diye biliyorsun sırf insanlar seni

tanısın diye insanlar bir şey hakkında fikir sahibi olsunlar ama sen bir

the idea of something but you

the idea of something but you really lose a lot in translation

şey hakkında fikir sahibisin ama sen bir

şey hakkında fikir sahibisin ama çeviride

really lose a lot in translation

gerçekten çok şey kaybediyorsun çeviri

really lose a lot in translation so when you're this is the idea

çeviride gerçekten çok şey kaybediyor bu yüzden siz bu fikirken bu

so when you're this is the idea

so when you're this is the idea of having something being

fikir bu olduğunuzda bir şeye

sahip olma fikri bir şeye sahip olma bir şeye sahip

of having something being

of having something being created as one thing but then

olma bir şeye

sahip olma tek bir şey olarak yaratılmış olma fikri ama sonra

created as one thing but then

created as one thing but then when you move it to something

tek bir şey olarak yaratıldı ama sonra tek

bir şey olarak yaratıldı ama sonra onu bir şeye taşıdığında başka bir şeye

when you move it to something

when you move it to something else you lose something in the

taşıdığında başka bir şeye

taşıdığında başkasında bir şey kaybedersin

else you lose something in the

else you lose something in the translation

başkasında bir şey

kaybedersin başkasında bir şey kaybedersin çeviri çeviri çeviri

translation

translation so this is the physical idea

yani bu fiziksel fikir

so this is the physical idea

yani bu fiziksel fikir

so this is the physical idea where the origin of that phrase

yani bu fiziksel fikir o ifadenin kökeni

where the origin of that phrase

where the origin of that phrase but when you want to talk about

nerede oifadenin kökeni nerede o

ifadenin kökeni nerede ama ne zaman hakkında konuşmak istersen

but when you want to talk about

but when you want to talk about maybe I explain something to my

ama ne zaman istersen konuşmak

ama sen konuşmak istediğinde belki benimkine bir şey anlatıyorum

maybe I explain something to my

maybe I explain something to my son and he doesn't listen to me

belkibenimkine bir şey

anlatıyorum belki oğluma bir şey anlatıyorum ve o beni dinlemiyor oğlum

son and he doesn't listen to me

son and he doesn't listen to me and like I can explain to my

ve beni dinlemiyor

oğlum ve o beni dinlemiyor 'Beni dinle ve benim gibi açıklayabilirim ve benim

and like I can explain to my

and like I can explain to my other friend while I was talking

gibiaçıklayabilirim

ve diğer arkadaşıma açıklayabilirim gibi diğer arkadaşımla konuşurken

other friend while I was talking

ben

other friend while I was talking to my son about like you need to

diğer arkadaşımla konuşurken oğlumla senin gibi hakkında konuşurken

to my son about like you need to

to my son about like you need to do this and that but maybe the

oğluma ihtiyacın olduğu gibi

oğluma ihtiyacın olduğu gibi şunu ve bunu yapman gerektiği gibi ama belki

do this and that but maybe the

şunu ve bunu yap ama belki

do this and that but maybe the the message got lost in

şunu ve bunu yap ama belki mesaj içinde kayboldu

the message got lost in

the message got lost in translation so when I said it

mesajiçinde kayboldu

mesaj çeviride kayboldu bu yüzden çeviri dediğimde çeviri yani çeviri

translation so when I said it

translation so when I said it and it went into my son's ear he

dediğimde çeviri yani

söylediğimde oğlumun kulağına gitti o

and it went into my son's ear he

and it went into my son's ear he heard it a little bit

veoğlumun kulağına gitti o

ve oğlumun kulağına gitti biraz duydu

heard it a little bit

heard it a little bit differently or thought about it

biraz duydum biraz

farklı duydum ya da onun hakkında farklı düşündüm ya da onun hakkında

differently or thought about it

differently or thought about it differently something like that

farklı düşündüm ya da onun hakkında farklı düşündüm onun gibi farklı bir şekilde bunun gibi

differently something like that

differently something like that so the idea again taking a

farklı bir şekilde bunun gibi bir şey yani fikir tekrar alıyor yani

so the idea again taking a

so the idea again taking a physical origin from translating

fikir tekrar alıyor bu

yüzden yine fikir fiziksel bir kaynağı çevirmekten

physical origin from translating

physical origin from translating subtitles are translating

fiziksel bir kaynağı altyazıları çevirmekten

fiziksel bir kaynağı alma altyazıları çeviriyor

subtitles are translating

subtitles are translating something literally from one

altyazıları çeviriyor bir şeyi tam anlamıyla bir

something literally from one

something literally from one language to another you can talk

şeyden tam anlamıyla bir

şeyden tam anlamıyla bir dilden diğerine çevirebiliyorsunuz dilden diğerine konuşabilirsiniz bir

language to another you can talk

language to another you can talk about that when you're just

başkasıyla dil konuşun bunun hakkında konuşabilirsiniz, tam da

about that when you're just

about that when you're just transmitting messages of any

buna yakınken, tam da buna yakınken,

transmitting messages of any

transmitting messages of any kind from one person to another

bir kişiden diğerine herhangi bir türden iletilen iletinin iletilerini iletirken.

kind from one person to another

kind from one person to another to say something was lost in

başka

türden bir kişiden diğerine bir şeyin kaybolduğunu söylemek için bir şeyin kaybolduğunu

to say something was lost in

to say something was lost in translation

söylemek için bir şeyin kaybolduğunu söylemek çeviride

bir şeyin kaybolduğunu söylemek çeviri çeviri bu yüzden konuştuk sonra hakkında

translation

translation so we talked about after we had

so we talked about after we had

so we talked about after we had seen independent state talking

konuştuk sonra hakkında konuştuk bu yüzden

hakkında konuştuk sonra hakkında konuştuk bağımsız devlet konuşurken görüldü

seen independent state talking

seen independent state talking about how we couldn't you knows

bağımsız devlet konuşurken görüldü

about how we couldn't you knows

about how we couldn't you knows it was actually quite funny that

it was actually quite funny that

it was actually quite funny that a lot of the subtitles were not

aslında oldukça komik, altyazıların çoğunun olmaması,

a lot of the subtitles were not

a lot of the subtitles were not really matching up to what was

altyazıların çoğunun olmaması,

really matching up to what was

really matching up to what was being said by the native

yerli kişinin söylediği şeyle gerçekten eşleşen şeyle gerçekten eşleşen şeyle gerçekten uyuşmuyordu.

being said by the native

anadili tarafından

being said by the native speakers and so this is one of

anadili tarafından söyleniyor ve bu yüzden bu konuşmacılardan biri

speakers and so this is one of

speakers and so this is one of those things where I really i'm

vebu da

konuşmacılardan biri ve bu gerçekten ben olduğum şeylerden biri gerçekten ben olduğum o şeyler ben

those things where I really i'm

those things where I really i'm trying to push for people to

gerçekten olduğum şeyler insanları İngilizce öğrenmeye zorlamaya çalışıyorum

trying to push for people to

trying to push for people to learn English because I

çünkü İngilizce öğreniyorum

learn English because I

learn English because I understand what it's like to not

çünkü

İngilizce öğreniyorum çünkü anlamamanın nasıl bir şey olduğunu

understand what it's like to not

understand what it's like to not be able to understand the movie

anlamamanın nasıl bir şey olduğunu anlıyorum filmi anlayamamak filmi anlayabilmek filmi

be able to understand the movie

be able to understand the movie I know what it's like to watch a

anlayabilmek a

izlemenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum a

I know what it's like to watch a

I know what it's like to watch a movie and be thinking like what

izlemenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum a

bir film izleyip hangi film gibi düşünmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum

movie and be thinking like what

vehangi

movie and be thinking like what is it what did they just say in

film gibi düşünmek ve ne bu ne dediler az önce içinde ne dediler bu

is it what did they just say in

is it what did they just say in you and you feel like even

senin içinde ne dediler ve sen bile sen gibi hissediyorsun ve

you and you feel like even

sen bile

you and you feel like even though they said something and

sen ve sen gibi hissediyorsun bir şey söylemiş olmalarına rağmen ve bir şey söylemelerine

though they said something and

though they said something and maybe you understand a little

rağmen ve bir

şey söylemelerine rağmen ve belki biraz

maybe you understand a little

maybe you understand a little bit of the language

anlıyorsun belki

biraz anlıyorsun belki biraz dilden biraz

bit of the language

bit of the language you're almost it almost makes it

anlıyorsun neredeyse seni yapıyor neredeyse neredeyse

you're almost it almost makes it

you're almost it almost makes it works because they're they're

seni yapıyor neredeyse işe yarıyor çünkü çalışıyorlar çünkü çalışıyorlar çünkü çalışıyorlar çünkü

works because they're they're

works because they're they're showing you something that's not

showing you something that's not

showing you something that's not quite correct and you understand

sana göstermeyen bir şeyi gösteriyorlar

size tam olarak doğru olmayan bir şeyi göstermeyen bir şey ve

quite correct and you understand

oldukça doğru anlıyorsunuz ve

quite correct and you understand like yes he said something and

oldukça doğru anlıyorsunuz ve evet gibi bir şey söyledi ve

like yes he said something and

evet gibi birşey söyledi ve

like yes he said something and it was probably that idea but

evet gibi bir şey söyledi ve muhtemelen o fikirdi ama

it was probably that idea but

it was probably that idea but you're really losing a lot as

muhtemelen o fikir ama

muhtemelen bu fikirdi ama gerçekten çok şey kaybediyorsun çünkü gerçekten çok

you're really losing a lot as

you're really losing a lot as far as wanting to learn the

şey kaybediyorsun çünkü gerçekten çok şey

far as wanting to learn the

far as wanting to learn the language

kaybediyorsun dil dil dil

language

language if you just want to know what

eğer sadece ne olduğunu bilmek istiyorsan sadece

if you just want to know what

if you just want to know what happens in the story like that

ne olduğunu bilmek

istiyorsan sadece hikayede ne olduğunu bilmek istiyorsan hikayede böyle

happens in the story like that

happens in the story like that guy went to this city or he

olur

hikayede böyle olur o adam bu şehre gitti ya da o

guy went to this city or he

adam bu şehre gitti ya da

guy went to this city or he picked up this thing and maybe

adam bu şehre gitti ya da bu şeyi aldı ve belki bunu aldı

picked up this thing and maybe

picked up this thing and maybe you don't care about the idioms

ve belki

bu şeyi aldı ve belki deyimleri umursamıyorsun

you don't care about the idioms

deyimleri

you don't care about the idioms and the phrases and other things

umursamıyorsun 'deyimleri, deyimleri ve diğer şeyleri ve

and the phrases and other things

and the phrases and other things like that it doesn't really

like that it doesn't really

deyimleri vediğer şeyleri

ve deyimleri ve bunun gibi diğer şeyleri umursuyorum, bundan gerçekten hoşlanmıyor, gerçekten

like that it doesn't really matter but if you're really

hoşlanmıyor, gerçekten önemli değil ama eğer' gerçekten

matter but if you're really

önemlisinamaeğergerçekten

matter but if you're really trying to learn the language

önemliysen ama gerçekten dili öğrenmeye çalışıyorsan

trying to learn the language

trying to learn the language through something like that

dili öğrenmeye çalışıyorsan bunun

gibi bir şey aracılığıyla dili öğrenmeye çalışıyorsan

through something like that

through something like that it's much better to actually use

bunun gibi bir şey aracılığıyla gerçekten kullanmak çok daha iyi

it's much better to actually use

aslında kullanmak çok daha iyi

it's much better to actually use english subtitles when you're

ingilizce altyazıyı

english subtitles when you're

english subtitles when you're watching an english movie as

ingilizcealtyazılıyken

watching an english movie as

watching an english movie as opposed to using subtitles in

ingilizce altyazılı kullanmak çok daha iyi

opposed to using subtitles in

opposed to using subtitles in your native language so really

kendi ana dilinizde altyazı kullanmak yerine altyazı kullanmak, yani gerçekten ana

your native language so really

your native language so really that's the step that you should

diliniz yani gerçekten ana

diliniz yani gerçekten yapmanız gereken adım bu,

that's the step that you should

that's the step that you should take before trying to watch a

yapmanız gereken

adım bu, daha önce bir çekim izlemeye çalışmadan önce atmanız gereken adım bu.

take before trying to watch a

take before trying to watch a movie without subtitles so maybe

altyazısız bir film izlemeye çalışmadan önce bir çekim izlemeye çalışmak yani belki

movie without subtitles so maybe

movie without subtitles so maybe he would begin watching movies

altyazısız bir film yanibelki

altyazısız film yani belki film izlemeye başlayacaktı film izlemeye

he would begin watching movies

he would begin watching movies with subtitles in your native

başlayacaktı filmleri ana dilinde altyazılı izlemeye başlayacaktı

with subtitles in your native

with subtitles in your native language that our english movies

kendi ana dilinizde altyazılı ingilizce filmlerimizin

language that our english movies

language that our english movies and then you switch to English

dili ingilizcefilmlerimizin dili ingilizce

filmlerimiz ve sonra ingilizceye geçersiniz

and then you switch to English

and then you switch to English subtitles so you can read what's

sonra ingilizceye geçersiniz

ve sonra ingilizce altyazıya geçersiniz böylece altyazı nedir okuyabilir

subtitles so you can read what's

böylece ne olduğunu okuyabilirsiniz

subtitles so you can read what's happening at the bottom of the

altyazılar böylece filmlerde bir şeyler

happening at the bottom of the

happening at the bottom of the screen while you're saying

söylerken

screen while you're saying

screen while you're saying things in movies and that will

ekran derken

ekran derken ekranın altında olan biteni ekranın alt kısmında olan biteni okuyabiliyorsunuz ve bu

things in movies and that will

things in movies and that will slow things down a little bit

filmler ve bu,

filmlerdeki şeyleri yapacak ve bu, her şeyi biraz yavaşlatacak, her

slow things down a little bit

şeyi biraz yavaşlatacak, her

slow things down a little bit for you because you'll be able

for you because you'll be able

şeyi biraz yavaşlatacak, çünkü sizin için yapabileceksiniz çünkü sizin için

yapabileceksiniz

for you because you'll be able to read it and then after that

çünkü siz okuyabilmek ve sonra

to read it and then after that

okuyabilmek vesonra

to read it and then after that you can go on to just watching

okuyabilmek ve ondan sonra okuyabilmek ve ondan sonra sadece

you can go on to just watching

you can go on to just watching movies without having any

izlemeye devam edebilirsiniz

movies without having any

movies without having any subtitles in them at all

hiç altyazısız

film izlemek hepsinde alt yazı var

subtitles in them at all

hepsinde

subtitles in them at all anyway it was a really fun

anyway it was a really fun

altyazı var zaten çok eğlenceliydi yinede çok

eğlenceliydi zaten

anyway it was a really fun experience and it really goes to

çok eğlenceli bir deneyimdi ve gerçekten

experience and it really goes to

experience and it really goes to show it was really an

deneyime gidiyor ve gerçekten gidiyor

deneyimlemek ve gerçekten bunun gerçekten bir şov olduğunu göstermeye gidiyor, gerçekten bir

show it was really an

show it was really an interesting thing and it gave

şovdu,

gerçekten ilginç bir şeydi ve

interesting thing and it gave

ilginç bir şey verdi ve

interesting thing and it gave the great message that if you

ilginç bir şey verdi ve harika bir mesaj verdi, eğer

the great message that if you

the great message that if you really have something that

sen

harika bir mesaj, gerçekten bir şeye sahipseniz,

really have something that

really have something that you're passionate about you will

gerçekten tutkulu olduğunuz bir şeye sahipseniz,

you're passionate about you will

you're passionate about you will figure out a way to do it

tutkulu olacaksınız,

tutkulu olacaksınız, bunu yapmanın bir yolunu bulacaksınız, yapmanın bir

figure out a way to do it

figure out a way to do it so I've talked about this before

yolunu bulun bunu

yapmanın bir yolunu bul, bu yüzden daha önce bundan bahsetmiştim, bu yüzden

so I've talked about this before

so I've talked about this before it was you know when i was

daha önce bundan bahsetmiştim, bu yüzden sen olmadan önce bundan

bahsetmiştim,

it was you know when i was

biliyorsun benken öyleydi, biliyorsun benken o sentin

it was you know when i was talking about i think of quite a

biliyorum hakkında konuşurken epeyce hakkında

talking about i think of quite a

talking about i think of quite a few videos ago I was talking

konuşmayı düşünüyorum hakkında epeyce konuşmayıdüşünüyorum

epeyce video önce düşünüyorum

few videos ago I was talking

birkaç video öncekonuşuyordum

few videos ago I was talking about the first and second rules

birkaç video önce konuşuyordum hakkında birinci ve ikinci kurallardan bahsediyordum

about the first and second rules

about the first and second rules of fluency

of fluency

of fluency so the most important thing

akıcılığın birinci ve ikinci kurallarıyla ilgili birinci ve ikinci kurallar akıcılığın akıcılığının birinci ve ikinci kuralları yani en önemli şey yani

so the most important thing

en önemli şey yani

so the most important thing really is to pick a particular

en önemli şey gerçekten belirli bir şeyi seçmektir gerçekten

really is to pick a particular

really is to pick a particular destination and then - not

belirli bir şeyi seçmek

gerçekten belirli bir şeyi seçmektir hedef ve sonra - hedef değil ve

destination and then - not

destination and then - not really worried about how you're

sonra-

hedef değil ve sonra - nasıl gerçekten endişelendiğiniz konusunda gerçekten endişelenmiyorsunuz

really worried about how you're

really worried about how you're going to do that thing you just

o şeyi nasıl yapacağınız konusunda gerçekten endişeleniyorsunuz sadece

going to do that thing you just

going to do that thing you just worry about what you want and if

o şeyi yapacaksınız

o şeyi yapacaksın, sadece ne istediğin için endişeleniyorsun ve

worry about what you want and if

worry about what you want and if you keep stumbling forward you

ne istediğin için endişeleniyorsan ve ne

istediğin için endişeleniyorsan ve eğer ilerlemeye devam edersen

you keep stumbling forward you

you keep stumbling forward you keep trying to make progress

sendelemeye devam ediyorsun ilerlemeye devam etmeye çalışıyorsun denemeye devam et

keep trying to make progress

keep trying to make progress towards that thing you

ilerlemek için

o şeye doğru ilerlemeye çalışmaya devam et sen o şeye

towards that thing you

doğrusen

towards that thing you eventually we'll figure out a

o şeye doğru sen sonunda anlayacağız a

eventually we'll figure out a

eventually we'll figure out a way to do it and so you see us

sonundaanlayacağız a

sonunda onu yapmanın bir yolunu bulacağız ve böylece bizi görüyorsun

way to do it and so you see us

way to do it and so you see us doing that right here on the

bunu yapmanın bir yoluveböylece bizim

nasıl yapacağımızı görüyorsunuz ve bu yüzden bizim bunu tam burada

doing that right here on the

doing that right here on the YouTube channel so we're kind of

yaptığımızı burada bunu yaptığımızı burada

bunu YouTube kanalında yaptığımızı görüyorsunuz yani biz bir tür

YouTube channel so we're kind of

YouTube channel so we're kind of stumbling for we're continuing

YouTube kanalıyızyanibiz bir tür

YouTube kanalı bu yüzden biraz tökezliyoruz çünkü tökezlemeye devam ediyoruz

stumbling for we're continuing

çünkü

stumbling for we're continuing to make progress every week I

tökezlemeye devam ediyoruz çünkü

to make progress every week I

to make progress every week I want to release new videos where

her hafta ilerleme kaydetmeye devam ediyoruz

want to release new videos where

yeni videolar yayınlamak istediğiniz videolar nerede yeni

want to release new videos where we try new things experiment

videolar yayınlamak istiyorsanız yeni şeyler deniyoruz yeni şeyler deniyoruz yeni şeyler deniyoruz yeni

we try new things experiment

we try new things experiment with new things and whatever you

şeyler deniyoruz yeni şeylerle deney yapıyoruz ve siz ne

with new things and whatever you

with new things and whatever you like like really let us know let

yeni şeylerleve nesiz

yeni şeylerle ve gerçekten neyi seviyorsanız bize bildirin beğenmeyi

like like really let us know let

like like really let us know let us know what you like and let us

gerçektenbize bildirin beğenmeyi gerçekten bize bildirin beğenmeyi

gerçekten bize bildirin neyi sevdiğinizi bize bildirin ve

us know what you like and let us

us know what you like and let us know what you don't like as well

neyi sevdiğinizi bize bildirin ve

neyi sevdiğinizi bize bildirin ve neyi sevmediğinizi bize bildirin

know what you don't like as well

neyi sevmediğini de bil, neyi

know what you don't like as well as you know we need to make more

sevmediğini de bildiğin kadar iyi bil, bildiğin gibi daha fazlasını yapmalıyız, bildiğin gibi daha

as you know we need to make more

as you know we need to make more things that people don't like

fazlasını yapmalıyız,

insanların sevmediği daha fazla şey yapmalıyız

things that people don't like

things that people don't like but you know if we can help help

insanların sevmediği şeyler insanların

sevmediği şeyler ama yardım edip edemeyeceğimizi biliyorsun ama yardım edip

but you know if we can help help

but you know if we can help help people and that's our job and

edemeyeceğimizi biliyorsun ama

insanlara yardım edip edemeyeceğimizi biliyorsun ve bu bizim işimiz ve

people and that's our job and

people and that's our job and we're doing it well we think

insanlarvebubizim işimiz ve

insanlar ve bu bizim işimiz ve bunu iyi yapıyoruz, iyi yaptığımızı düşünüyoruz,

we're doing it well we think

we're doing it well we think anyway so when you're thinking

iyi yaptığımızı düşünüyoruz, yine de düşünüyoruz, zaten düşündüğünüzde, yine de

anyway so when you're thinking

anyway so when you're thinking about especially her situation

düşündüğünüzde,

yani düşündüğünüzde özellikle onun durumunu düşünüyorum, özellikle onun durumuyla

about especially her situation

about especially her situation where she had to take a really

ilgili,

özellikle onun durumuyla ilgili, gerçekten gitmek zorunda olduğu bir yere gerçekten gitmek zorunda olduğu bir yere, gerçekten çok

where she had to take a really

where she had to take a really long time

long time

uzun bir zaman almak zorunda kaldığı bir yere, çok uzun

zaman çok

long time I'm before she finally reached

uzun bir süre, ben, o nihayet ulaşmadan önce

I'm before she finally reached

I'm before she finally reached her goal hopefully that gives

ben onihayet ulaşmadan önce

ben daha önce o nihayet hedefine ulaştı umarım bu

her goal hopefully that gives

her goal hopefully that gives you some motivation yourself

onun hedefini verir umarım bu onun

hedefini verir umarım bu size biraz motivasyon verir siz kendinize

you some motivation yourself

biraz motivasyon

you some motivation yourself when you're thinking not only

kendinize biraz motivasyon siz düşünürken sadece

when you're thinking not only

when you're thinking not only just about learning English but

siz düşünürken değil sadece

İngilizce öğrenmeyi değil, sadece İngilizce

just about learning English but

just about learning English but about anything else that you're

öğrenmeyi düşündüğünüzde değil, sadece

İngilizce öğrenmeyi düşündüğünüzde, başka herhangi bir şeyi düşündüğünüzde

about anything else that you're

about anything else that you're trying to do

trying to do

trying to do where you're starting one place

yapmaya çalıştığın yerde

where you're starting one place

where you're starting one place you have a goal it might even be

başladığın biryerde

başladığın bir yerde başladığın bir yerde yapmaya çalış

you have a goal it might even be

you have a goal it might even be a big goal or you have no idea

büyük bir hedef ya da hiçbir fikriniz yok

a big goal or you have no idea

a big goal or you have no idea how it's going to happen but if

büyük bir hedef ya da hiçbir fikriniz yok

büyük bir hedef ya da nasıl olacağı hakkında hiçbir fikriniz yok ama

how it's going to happen but if

how it's going to happen but if you think it's possible and you

nasıl olacaksaama

nasıl olacaksa ama bunun mümkün olduğunu düşünüyorsanız ve siz bunun

you think it's possible and you

you think it's possible and you have an idea that somebody is

mümkün olduğunu düşünüyorsunve sen bunun

mümkün olduğunu düşünüyorsun ve birinin olduğu hakkında bir fikrin var

have an idea that somebody is

have an idea that somebody is doing it like in her case like

birinin olduğu hakkında bir fikrin var onun durumunda olduğu gibi onun durumunda olduğu

doing it like in her case like

doing it like in her case like she looked and saw that somebody

gibi onun durumunda olduğu gibi yaptığı gibi

sanki baktı ve birini gördü,

she looked and saw that somebody

baktı ve gördü ki, baktı

she looked and saw that somebody in fact was writing subtitles

ve gördü ki, aslında birisi altyazı yazıyordu

in fact was writing subtitles

in fact was writing subtitles but it was just difficult for

aslında altyazı yazıyordu ama onun için zordu ama onun

but it was just difficult for

but it was just difficult for her especially a Japanese woman

için zordu

ama sadece onun için zor, özellikle bir Japon kadın,

her especially a Japanese woman

her especially a Japanese woman back in that time to get into a

özellikle birJaponkadın,

özellikle bir Japon kadın, o zamanlar bir arkaya girmek,

back in that time to get into a

back in that time to get into a an industry that basically all

o zamanlar bir arkaya girmek, temelde tüm bir endüstri olan bir sektöre girmek

an industry that basically all

an industry that basically all men were doing so there are a

temelde tüm erkeklerin yaptığı bir sektör yani bir erkek yapıyordu yani

men were doing so there are a

men were doing so there are a lot of things that stopped her

bir

erkek yapıyordu yani onu durduran pek çok şey var onu

lot of things that stopped her

lot of things that stopped her from doing it but nothing

durduran pek çok şey onu yapmaktan alıkoyan ama hiçbir şey

from doing it but nothing

from doing it but nothing ultimately stopped her from

bunu yapmaktanamahiçbir şey

yapmaktan hiçbir şey ama nihayetinde hiçbir şey onu durdurmaktan alıkoydu,

ultimately stopped her from

ultimately stopped her from pursuing her goal and even

nihayetinde onu amacına ulaşmaktan ve hatta

pursuing her goal and even

hedefini takip etmekten ve hatta

pursuing her goal and even though it took her 20 years

hedefini takip etmekten alıkoydu ve bu onun 20 yılını almasına

though it took her 20 years

though it took her 20 years before graduating or from

rağmen20yılını aldı. Mezun olması

20 yılını aldı ya da

before graduating or from

mezun olmadan önce ya da

before graduating or from graduation - when she could

mezun olmadan önce ya da mezun olduktan sonra - mezun olabileceği zaman

graduation - when she could

graduation - when she could finally about pursue that thing

-

mezun olabileceği zaman - sonunda o şeyin peşine düşebileceği zaman o şeyin peşinden koşabileceği zaman

finally about pursue that thing

o şeyin peşinden koşabileceği son olarak

finally about pursue that thing professionally

professionally

o şeyin profesyonelce profesyonelce

professionally she was able to do that so the

profesyonelce peşinden koşabileceği zaman bunu yapabildi, bu yüzden bunu

she was able to do that so the

yapabildi, böylece bunu

she was able to do that so the advice she was really giving to

yapabildi, bu yüzden gerçekten

advice she was really giving to

advice she was really giving to people she was like you know

tavsiye veriyordu, gerçekten

tavsiye veriyordu, gerçekten insanlara veriyordu, sanki siz insanları tanıyor gibiydiniz. insanları

people she was like you know

people she was like you know think about what you want and

tanıyor gibiydin o senin bildiğin gibiydi

ne istediğini düşün ve ne

think about what you want and

think about what you want and especially with English learning

istediğini düşün ve ne

especially with English learning

especially with English learning to connect the interest that you

to connect the interest that you

istediğini düşün

to connect the interest that you have with your English because

sahip olduğun ilgiyi İngilizcenle ilişkilendirmen, çünkü

have with your English because

have with your English because it you know if you just try to

İngilizcenle olması, İngilizcenle olması, çünkü

bilirsin, eğer denersen, bilirsin, eğer denersen,

it you know if you just try to

it you know if you just try to go after the language itself

bilirsin, eğer sadece denersen peşinden gidersin dilin kendisi

go after the language itself

go after the language itself unless your linguist you're

dilin peşinden git dilbilimcin değilsen dilin kendisinin peşinden

unless your linguist you're

unless your linguist you're really not going to have much

really not going to have much

really not going to have much much success with it

git

onunla

much success with it

much success with it the other thing she said because

çok başarılı onunla çok

başarılı söylediği diğer şey çünkü söylediği

the other thing she said because

the other thing she said because she had received a question

diğer

şey çünkü bir soru aldığı için söylediği diğer şey bir

she had received a question

she had received a question about this just from young

soru aldığı için

gençten bununla ilgili bir soru aldığı için

about this just from young

sadece gençlerden

about this just from young people was like how do we get

bu konuda sadece gençlerden, insanları nasıl elde ederiz gibiydi,

people was like how do we get

people was like how do we get smarter how do we develop our

insanları nasıl elde ederiz gibiydi, nasıl daha akıllı oluruz nasıl daha akıllı oluruz nasıl daha akıllı gelişiriz nasıl daha

smarter how do we develop our

smarter how do we develop our minds that kind of thing and she

akıllı gelişiriz nasıl zihnimizi geliştiririz o tür bir şey ve o

minds that kind of thing and she

minds that kind of thing and she said

said

bu tür şeyleri önemsiyor ve

bu tür şeyleri önemsiyor ve dedi ki oku oku oku oku

said read read read read people

insanlar oku oku oku oku

read read read read people

read read read read people everywhere you walk around and

insanları oku oku oku yürüdüğün her yerde ve dolaştığın

everywhere you walk around and

everywhere you walk around and everybody's on their phone like

her yerdeve

dolaştığın her yerde insanları oku ve herkes telefonda sanki

everybody's on their phone like

herkes telefondaymış gibi herkes

everybody's on their phone like this but nobody's reading people

telefonda böyle ama kimse insanlara bunu okumuyor ama

this but nobody's reading people

kimseinsanlara

this but nobody's reading people don't really read books so much

bunu okumuyor ama kimse okumuyor insanlar gerçekten kitap okumuyorlar çok fazla kitap

don't really read books so much

don't really read books so much anymore in the actual act of

okumuyorlar gerçekten çok fazlakitap okumuyorlar

gerçekten kitap okumak artık gerçek eylemde artık gerçek

anymore in the actual act of

anymore in the actual act of reading and writing especially

eylemde artık

gerçek okuma ve yazma eyleminde özellikle

reading and writing especially

reading and writing especially but reading in particular is one

okuma ve yazma özellikle

okuma ve yazma ama özellikle okumak birdir

but reading in particular is one

but reading in particular is one of those things that's how we

ama özellikle okumakbirdir

ama okumak özel o şeylerden biri işte biz

of those things that's how we

of those things that's how we see examples of things and

o şeylerden böyleyiz biz o

şeylerden biz böyle şeylerin örneklerini böyle görüyoruz ve

see examples of things and

see examples of things and that's it really slows down the

örneklerini görüyoruz ve

şeylerin örneklerini görüyoruz ve işte bu gerçekten yavaşlatıyor bu

that's it really slows down the

that's it really slows down the language so you get to read

gerçekten yavaşlatıyor

bu kadar dili gerçekten yavaşlatır, böylece dili okursunuz, böylece

language so you get to read

language so you get to read something and see I ok that's

dili okursunuz, böylece bir şeyler okursunuz ve görürsünüz Tamam, bu bir şeydir

something and see I ok that's

something and see I ok that's how that sentence is made and i

ve görünTamam, bu bir

şeydir ve görün Tamam, bu cümle böyle kurulur ve ben

how that sentence is made and i

how that sentence is made and i can get a lot of good examples

bu cümle nasıl

o cümle nasıl kurulur ve ben bir çok güzel örnek alabilirim

can get a lot of good examples

can get a lot of good examples from that my practice writing it

bir çok iyi örnek alabilirim

bundan çok güzel örnek alabilirim bundan yazma pratiğim onu ​​ yazmamdan

from that my practice writing it

from that my practice writing it as well and so that's why you

şundan yazma pratiğim ayrıca ve bu yüzden sen de bu yüzden ve bu yüzden sen de bu yüzden ve bu

as well and so that's why you

as well and so that's why you know it's the same thing you did

yüzden biliyorsun bu bildiğinle aynı şey olduğunu

know it's the same thing you did

know it's the same thing you did when you were getting fluid in

bildiğinle aynı şey sıvı alırken yaptığınla aynı şey

when you were getting fluid in

when you were getting fluid in your native language but it

ana dilinizde akıcı hale gelirken akıcı hale geliyordunuz ama bu

your native language but it

your native language but it again if you want to get fluent

sizin ana dilinizamao

sizin ana diliniz ama yine akıcı olmak istiyorsanız tekrar akıcı

again if you want to get fluent

olmak istiyorsanız

again if you want to get fluent in English you have to again

İngilizce'de akıcı olmak istiyorsanız tekrar akıcı olmak istiyorsanız to tekrar

in English you have to again

İngilizcede tekrar yapmakzorundasın tekrar

in English you have to again have something you're passionate

İngilizcede tekrar yapmak zorundasın tutkulu olduğun bir şeye sahipsin

have something you're passionate

have something you're passionate about that you can connect

tutkulu olduğun bir şeye sahipsin

about that you can connect

about that you can connect English with do a lot of reading

çok fazla İngilizce okuma

English with do a lot of reading

English with do a lot of reading a lot of actually using the

yapmak çok fazla

İngilizce okumak yapmak çok fazla okumak çok fazla fiilen çok fazla fiilen çok

a lot of actually using the

a lot of actually using the language in conversations and

fazla fiilen kullanmak dili konuşmalarda ve

language in conversations and

language in conversations and that's what's going to help you

dilikonuşmalardave

dili konuşmalarda kullanmak ve işte budur sana yardımcı olacak bu

that's what's going to help you

that's what's going to help you get fully anyway this has been

sana yardımcı olacak bu

tam olarak anlamana yardımcı olacak şey bu zaten tam oldu zaten

get fully anyway this has been

get fully anyway this has been our another advanced listening

bu

tam oldu yine de bu bir başka ileri düzey dinleme çalışmamız oldu yine bir

our another advanced listening

our another advanced listening practice lesson I hope you have

ileri düzey dinleme çalışmamız

yine bir ileri düzey dinleme alıştırması dersimiz umarım

practice lesson I hope you have

practice lesson I hope you have enjoyed it hope I'm not speaking

pratikdersin varumarım

pratik dersin vardır umarım beğenmişsindir umarım konuşmuyorum

enjoyed it hope I'm not speaking

enjoyed it hope I'm not speaking too fast but there are some

eğlenmiştir umarımkonuşmuyorum

eğlenmiştir umarım çok hızlı konuşmuyorum ama bazıları

too fast but there are some

too fast but there are some people that want me to be even

çokhızlıamabazıları var

çok hızlı ama benim eşit olmamı isteyen bazı insanlar var hatta daha

people that want me to be even

people that want me to be even faster and i will try to do that

hızlı olmamı isteyen insanlar olmamı isteyen insanlar var ve bunu

faster and i will try to do that

faster and i will try to do that hopefully i can figure out some

daha hızlı yapmaya çalışacağımve bunu

daha hızlı yapmaya çalışacağım ve yapmaya çalışacağım umarım bazılarını çözebilirim umarım bazılarını

hopefully i can figure out some

hopefully i can figure out some other things

other things

çözebilirim umarım başka

şeyler bulabilirim başka şeyler

other things to talk about it's funny I have

konuşacak başka şeyler komik hakkında

to talk about it's funny I have

to talk about it's funny I have to like I can't speak too

konuşmam lazım komik

hakkında konuşmam lazım komik çok hızlı konuşamam

to like I can't speak too

to like I can't speak too quickly i don't know what I'm

quickly i don't know what I'm

quickly i don't know what I'm going to say next I have to

çok hızlı konuşamam ne olduğumu bilmiyorum hızlı

hızlı ne olduğumu bilmiyorum ne olduğumu bilmiyorum bir sonrakini söyleyeceğim bir sonrakini söylemeliyim

going to say next I have to

sonrakini söylemeliyim bunu da

going to say next I have to think about that as well

think about that as well

düşünmeliyim onu ​​da

düşün bunu

think about that as well anyway if you have enjoyed this

da düşün zaten eğer bundan zaten zevk aldıysan bundan zaten zevk aldıysan bundan zaten

anyway if you have enjoyed this

anyway if you have enjoyed this video do click that like button

zevk aldıysan

bu videoyu beğendiniz

video do click that like button

video do click that like button share this video with a whole

bu videoyu beğen düğmesine tıklayın video o

share this video with a whole

share this video with a whole bunch of people that you also

beğen düğmesine tıklayın

bunch of people that you also

bunch of people that you also think might be interested in

Ayrıca siz de

ilgilenebileceğini düşündüğünüz bir grup insan

think might be interested in

think might be interested in improving their English as well

İngilizcelerini geliştirmekle ilgilenebileceklerini ve İngilizcelerini

improving their English as well

improving their English as well and want to have something a

geliştirmenin yanı sıra

İngilizcelerini de geliştirebileceklerini ve bir şeye sahip olmak isteyebileceklerini

and want to have something a

and want to have something a little bit faster to listen to

ve birşeye sahip olmak isteyebileceklerini düşünebileceklerini düşünüyorlar.

ve biraz daha hızlı dinlemek için

little bit faster to listen to

biraz daha hızlı dinlemek için biraz

little bit faster to listen to and if you'd like transcripts

daha hızlı dinlemek için biraz daha hızlı bir şeye sahip olmak istiyorsanız ve transkript istiyorsanız ve transkript

and if you'd like transcripts

and if you'd like transcripts for this series you can find

istiyorsanız ve bu seri için transkript istiyorsanız yapabilirsiniz

for this series you can find

for this series you can find them by clicking on the link

buseri için bul

bu seri için bulabilirsin onları linke tıklayarak bulabilirsin

them by clicking on the link

them by clicking on the link that i had earlier in this video

onları linke tıklayarak

onları bu videoda daha önce verdiğim linke tıklayarak bu videoda

that i had earlier in this video

that i had earlier in this video or in the description below this

daha önce vardı bu videoda

daha önce vardı bu video veya bunun altındaki açıklamada veya

or in the description below this

or in the description below this video and if you're not a

bunun altındaki açıklamada veya

bu videonun altındaki açıklamada ve video değilseniz ve

video and if you're not a

video and if you're not a subscriber to become a

video değilseniz ve abone değilseniz

subscriber to become a

subscriber to become a subscriber and be ready for the

abone olun abone

olmak için abone olun ve

subscriber and be ready for the

subscriber and be ready for the next video when it comes out

abone olun ve

abone olun ve bir sonraki video çıktığında hazır olun bir sonraki video çıktığında bir

next video when it comes out

next video when it comes out very soon

very soon

sonraki video çıktığında çok yakında çok

yakında çok

very soon have a fantastic day and I'll

yakında var harika bir gün ve

have a fantastic day and I'll

have a fantastic day and I'll see you next time bye bye

harika birgün geçireceğim ve

harika bir gün geçireceğim ve bir dahaki sefere görüşürüz bye bye bir

see you next time bye bye

dahaki sefere görüşürüz bye bye bir

see you next time bye bye did you know that most English

dahaki sefere görüşürüz bye bye bunu biliyor muydunuz çoğu İngiliz

did you know that most English

biliyor muydunuz Çoğuİngilizce

did you know that most English learners have just one major

biliyor muydunuz ki çoğu İngilizce öğrenen kişinin yalnızca bir ana

learners have just one major

learners have just one major fluency frustration that stops

öğrenicisi vardır yalnızca bir ana

öğrenicisi vardır yalnızca bir ana akıcılık sorunu vardır

fluency frustration that stops

fluency frustration that stops them from enjoying conversations

akıcılığıdurduran hayal kırıklığı akıcılığı durduran hayal

kırıklığı

them from enjoying conversations

them from enjoying conversations and becoming a successful

onların konuşmalardan zevk almalarını engelleyen hayal kırıklıkları başarılı olmak

and becoming a successful

and becoming a successful speaker for you it might be your

ve başarılı olmak ve

başarılı olmak sizin için konuşmacınız olabilir sizin için

speaker for you it might be your

speaker for you it might be your accent or that you hesitate to

konuşmacınız olabilir sizin için aksanınız olabilir veya

accent or that you hesitate to

accent or that you hesitate to think and translate in your head

aksanınız olabilir veya

aksan söylemekten çekinmeniz veya düşünmekten çekinmeniz ve kafanızda tercüme edin

think and translate in your head

think and translate in your head before you speak

kafanızda düşünün ve

tercüme edin konuşmadan önce

before you speak

konuşmadan

before you speak whatever your biggest learning

önce konuşmadan önce en büyük öğrenmeniz ne olursa olsun en büyük

whatever your biggest learning

whatever your biggest learning frustration maybe we've prepared

öğrenmeniz ne olursa olsun en

büyük öğrenmeniz ne olursa olsun hayal kırıklığını belki biz hayal kırıklığını hazırladık

frustration maybe we've prepared

frustration maybe we've prepared specific advice just for your

belki

hüsranı hazırladık belki de size özel tavsiyeler için özel tavsiyeler hazırladık sadece sizin

specific advice just for your

specific advice just for your situation to help you finally

özel tavsiyeleriniz için sadece sizin durumunuz için nihayet size yardımcı olmak için durum nihayet size

situation to help you finally

situation to help you finally reach your English learning

yardımcı olmak için durum

nihayet İngilizce öğrenmenize ulaşmanıza yardımcı olmak için

reach your English learning

reach your English learning goals

İngilizceöğrenmenize ulaşmak

İngilizceöğrenme hedeflerinize ulaşmak

goals

goals click on the link in the upper

hedeflerinize ulaşmak üstteki bağlantıya tıklayın üstteki

click on the link in the upper

click on the link in the upper right of this video to turn your

bağlantıya tıklayın üstteki

bağlantıya tıklayın bu videonun sağ üstündeki bağlantıya tıklayın

right of this video to turn your

right of this video to turn your biggest learning weakness into a

bu videonun sağını çevirin

bu videonun sağını çevirin en büyük öğrenme zayıflığınızı

biggest learning weakness into a

biggest learning weakness into a strength and start getting fluid

en büyük öğrenme zayıflığına çevirin en

büyük öğrenme zayıflığını bir kuvvete çevir ve sıvı gücü kazanmaya başla

strength and start getting fluid

strength and start getting fluid two three or even ten times

ve sıvı gücü kazanmaya başla

ve sıvı olmaya başla iki üç hatta on kat

two three or even ten times

iki üçhattaon kat iki

two three or even ten times faster

üçhattaonkat daha hızlı