How Your Religion Affects Your Fluency - The English Fluency Guide

Hi there.

Merhaba.

I am Drew Badger, the English Fluency Guide.

Ben Drew Badger, İngilizce Akıcılık Rehberi.

In this video, I'm going to talk about how your religion affects your ability to speak,

Bu videoda dininizin konuşma yeteneğinizi nasıl etkilediğinden,

affects your fluency.

akıcılığınızı nasıl etkilediğinden bahsedeceğim.

Well, this is going to be an interesting video, got my whiteboard here with me and today I've

Pekala, bu ilginç bir video olacak, beyaz tahtam yanımda ve bugün

got a black marker.

siyah kalemim var.

Yeah, because some people I guess couldn't read my writing.

Evet, çünkü sanırım bazı insanlar yazdıklarımı okuyamadı.

I apologize for that.

Bunun için özür dilerim.

Hopefully, you got the message anyway, but I'm going to talk about something.

Umarım, yine de mesajı almışsındır, ama ben bir konudan bahsedeceğim.

Well, let me start at the beginning here.

Peki, en baştan başlayayım. Her şeyden önce

First of all, I was talking with a friend of mine recently and he was saying, kind of

, geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyordum ve o, bir nevi benim

talking about me about what I do.

hakkımda ne yaptığımdan bahsediyordu.

I was explaining to him about the difference between a guide and a teacher.

Ona rehber ile öğretmen arasındaki farkı anlatıyordum.

So, an English Fluency Guide is thinking more about the student and a teacher is thinking

Dolayısıyla, bir İngilizce Akıcılık Kılavuzu daha çok öğrenciyi düşünürken bir öğretmen de

more about the language.

dili daha çok düşünür.

This is a really important distinction because a teacher is really going to be thinking more

Bu gerçekten önemli bir ayrım çünkü bir öğretmen gerçekten

about how I can push the language onto a student, and this is why teachers are going to be giving

dili bir öğrenciye nasıl aktarabileceğim hakkında daha fazla düşünecek ve bu yüzden öğretmenler

you just more rules and vocabulary.

size daha fazla kural ve kelime dağarcığı verecek.

As a guide, I'm thinking more about the student, how to protect the student, guide the student,

Bir rehber olarak, daha çok öğrenciyi, öğrenciyi nasıl koruyacağımı, öğrenciye nasıl rehberlik edeceğimi

and show the student really what's actually important and dealing with maybe the problems

ve gerçekten neyin önemli olduğunu öğrenciye nasıl göstereceğimi ve belki de

that the student has and then trying to integrate the language with the student.

öğrencinin sahip olduğu problemlerle uğraşmayı ve ardından dili dille bütünleştirmeye çalışıyorum. öğrenci.

Now, most people are pretty similar about this.

Şimdi, çoğu insan bu konuda oldukça benzer .

Lots of students have the same kinds of problems, but most of that is because of how traditional

Pek çok öğrenci aynı türden sorunlara sahiptir, ancak bunun çoğu, geleneksel

teachers are teaching the language and they're focused more on the language than talking

öğretmenlerin dili nasıl öğrettiğinden ve

about how the student or beginning with the student and thinking about how they really

öğrencinin nasıl olduğu hakkında konuşmaktan veya öğrenciyle başlayıp gerçekten nasıl yaptıklarını düşünmekten çok dile odaklandıkları içindir.

need to learn and what their problems are.

öğrenmeleri gerekiyor ve sorunlarının ne olduğunu.

So, I was explaining this and it's important to share that with you because what we're

Yani, bunu açıklıyordum ve bunu sizinle paylaşmak önemli çünkü bugün konuşacağımız şeyin

going to talk about today has very little to do with the actual learning of an English

bir İngiliz

language or any language, whatever language you want to learn or anything else that you'd

dilinin veya herhangi bir dilin, öğrenmek istediğiniz herhangi bir dilin veya başka herhangi bir dilin gerçek öğrenimiyle çok az ilgisi var.

like to do and be successful at.

yapmak ve başarılı olmak istediğiniz

So, when I talk about religion for this video, religion really refers to what you believe

Bu video için din hakkında konuştuğumda, din gerçekten

about certain things.

belirli şeyler hakkında neye inandığınızla ilgilidir.

So, these are convictions you have or beliefs that you have.

Yani bunlar sahip olduğunuz inançlar veya sahip olduğunuz inançlardır.

So, we'll just write the word belief.

Yani, sadece inanç kelimesini yazacağız.

Now, I always thought it was interesting when I was younger, a little kid, and first learning

Şimdi, daha gençken, küçük bir çocukken ve hecelemeyi ilk öğrendiğimde hep ilginç olduğunu düşünürdüm

how to spell, I was like, "Huh, it's interesting that the word lie is in the word belief."

, "Ha, yalan kelimesinin inanç kelimesinde olması ilginç."

I want to talk about this because the beliefs that you have about how you learn are incredibly

Bunun hakkında konuşmak istiyorum çünkü nasıl öğrendiğinize dair sahip olduğunuz inançlar,

important to whether you become fluent or not.

akıcı konuşup konuşmamanız için inanılmaz derecede önemlidir .

It really is as strong as a religion for many people, so like Christianity or Islam or whatever

Pek çok insan için gerçekten bir din kadar güçlü , yani Hristiyanlık veya İslam ya da hangi

the religion may be.

din olursa olsun.

I'm not really focused on that kind of religion.

Ben gerçekten bu tür bir dine odaklanmıyorum.

This is more a secular religion or just thinking about the traditional things you believe.

Bu daha çok seküler bir din ya da sadece inandığınız geleneksel şeyleri düşünmek.

Often as you'll see in this video, the beliefs you have about how you learn come from traditional

Bu videoda da göreceğiniz gibi, nasıl öğrendiğinizle ilgili sahip olduğunuz inançlar genellikle geleneksel

teachers and the lessons that you have.

öğretmenlerden ve sahip olduğunuz derslerden gelir.

So, if you begin by thinking about the beliefs you have, even before you're learning more

Bu nedenle, daha fazla kelime ve gramer öğrenmeden önce bile sahip olduğunuz inançlar hakkında düşünmeye başlarsanız

words and grammar, it will help you clarify or think about or understand what you should

,

really be doing to become a fluent speaker.

akıcı bir konuşmacı olmak için gerçekte ne yapmanız gerektiğini netleştirmenize veya bunlar hakkında düşünmenize veya anlamanıza yardımcı olacaktır.

Because for almost anything that we want to do that we want to be successful at, we are

Çünkü yapmak istediğimiz ve başarılı olmak istediğimiz hemen hemen her şey için , inançlarımız yüzünden

the ones who stop ourselves from doing things because of our beliefs.

kendimizi bir şeyler yapmaktan alıkoyan bizleriz .

So, I just want to just cover a few of these things and hopefully this will become more

Bu yüzden, bunlardan sadece birkaçını ele almak istiyorum ve umarım

clear as we go through the video, but this is an incredibly important thing to remember.

video ilerledikçe daha net hale gelir, ancak bu akılda tutulması gereken inanılmaz derecede önemli bir şey. YouTube'da İngilizce öğreten

I know many learners and many really just videos on YouTube that are teaching English,

birçok öğrenci ve gerçekten sadece video biliyorum,

they're just going to give you, "Hey, here's five more phrases or here's this more vocabulary

size sadece "Hey, burada beş kelime öbeği daha var veya işte bu daha fazla kelime bilgisi

or whatever some grammar point."

veya herhangi bir gramer noktası" verecekler.

The worst is just grammar videos that show a grammar table and teach you a whole bunch

En kötüsü de gramer tablosu gösteren ve size

of vocabulary like that.

bunun gibi bir sürü kelime öğreten gramer videoları.

If you have beliefs that are telling you language learning is difficult or it's going to take

Dil öğrenmenin zor olduğunu veya

a long time, then you're really going to struggle with that no matter what you're learning with.

uzun süreceğini söyleyen inançlarınız varsa, ne ile öğrenirseniz öğrenin bununla gerçekten mücadele edeceksiniz .

So hopefully, we can change some of those beliefs.

Umarım, bu inançlardan bazılarını değiştirebiliriz .

If you already have these beliefs, this is fantastic and that's going to lead you more

Zaten bu inançlara sahipseniz, bu harika ve bu sizi başarıya daha çok götürecek

to success.

.

Many people have said this, but whether you believe you can do something or you can't,

Pek çok insan bunu söyledi ama bir şeyi yapabileceğinize inansanız da yapamayacağınıza inansanız da

you're correct.

haklısınız.

So, think about that idea, whether you believe you can do something or you can't, you're

Yani, bu fikri bir düşünün, bir şeyi yapabileceğinize inansanız da yapamayacağınıza da inansanız,

correct.

haklısınız.

So, one of the beliefs, and if you have these, again, this is usually because teachers are

Yani, inançlardan biri ve eğer bunlara sahipseniz , bunun nedeni genellikle öğretmenlerin öğrettikleri

making people believe these things the way they teach.

şekilde insanları bu şeylere inandırmasıdır .

The first one is that fluency takes a long time.

Birincisi, akıcılığın uzun zaman almasıdır.

Write this very quickly here.

Bunu çok hızlı bir şekilde buraya yazın.

So fluency takes a long time.

Yani akıcılık uzun zaman alıyor. Görünüşe

It looks like you can see that, but the idea here that fluency takes a long time, this

göre bunu görebiliyorsunuz, ancak burada akıcılığın uzun zaman aldığı fikri, bu

is a belief that people have.

insanların sahip olduğu bir inanç.

It's not true.

Bu doğru değil.

It's a belief that people have, and I know this may be shocking to some people, especially

Bu, insanların sahip olduğu bir inanç ve bunun bazı insanlar için şok edici olabileceğini biliyorum, özellikle de

if you've been learning for a long time and you've been struggling to speak.

uzun süredir öğreniyorsanız ve konuşmakta zorlanıyorsanız.

Oh no.

Oh hayır.

Of course, fluency takes a long time.

Elbette akıcılık uzun zaman alıyor.

You have to learn for 10,000 hours or whatever the rule is, something like that.

10.000 saat ya da kural ne ise onun gibi bir şey öğrenmek zorundasın.

This is a belief.

Bu bir inançtır.

It's not true it's a belief, and I'm going to show you why it's just a belief now.

Bunun bir inanç olduğu doğru değil ve şimdi bunun neden sadece bir inanç olduğunu size göstereceğim.

The idea that fluency takes a long time is it really comes from people having this idea

Akıcı konuşmanın uzun zaman aldığı fikri, insanların sizin uzun süre çalıştığınız fikrine sahip olmasından kaynaklanır

of you study for a long period of time.

.

You continue to review things, you learn more and more and more and at some point people

Bir şeyleri gözden geçirmeye devam ediyorsunuz, daha çok öğreniyorsunuz ve bir noktada insanlar

never can tell you how long this is.

size bunun ne kadar uzun olduğunu asla söyleyemezler.

That's why there's lots of videos telling you, you can get fluent in a day or you can

Bu yüzden bir günde akıcı konuşabileceğinizi veya 5

get fluent in 5 months or 10 months or whatever it is.

ayda, 10 ayda ya da her neyse, akıcı hale gelebileceğinizi anlatan bir sürü video var .

The reality is that fluency is actually something that it occurs instantly and it occurs word

Gerçek şu ki, akıcılık aslında anında ortaya çıkan bir şeydir ve kelime

by word or phrase by phrase.

kelime veya cümle cümle ortaya çıkar.

When you understand something, that's what it means to understand something fluently.

Bir şeyi anladığınızda, bir şeyi akıcı bir şekilde anlamanın anlamı budur.

When you understand something fluently, you can use it fluently.

Bir şeyi akıcı bir şekilde anladığınızda, onu akıcı bir şekilde kullanabilirsiniz.

As an example, if I'm trying to learn something in Japanese and I'm trying to learn through

Örnek olarak, Japonca bir şey öğrenmeye çalışıyorsam ve

a translation, which is what most people do, then I'm not really understanding fluently.

çoğu insanın yaptığı gibi bir çeviri yoluyla öğrenmeye çalışıyorsam, o zaman gerçekten akıcı bir şekilde anlamıyorum.

I'm understanding through a translation, so I have to speak through a translation as well

Bir çeviri aracılığıyla anlıyorum, bu yüzden bir çeviri aracılığıyla da konuşmam gerekiyor

and this is why so many people have to stop and hesitate and think about what they want

ve bu yüzden birçok insan durup tereddüt etmek ve ne

to say before they say it.

söylemek istediklerini söylemeden önce düşünmek zorunda kalıyor.

Then finally they say something but it's usually not correct.

Sonunda bir şeyler söylüyorlar ama bu genellikle doğru değil.

They obviously feel a little bit nervous about saying that thing and the whole conversation

Belli ki bu şeyi söylerken biraz gergin hissediyorlar ve

just doesn't flow very well because of that.

bu yüzden tüm konuşma pek iyi gitmiyor.

So the reality is if I teach you something, here's just like a basic example in Japanese.

Gerçek şu ki, eğer size bir şey öğretirsem, işte Japonca'daki temel bir örnek gibi.

If I have like we have two squares here basically.

Eğer şuna sahipsem, temelde burada iki karemiz var.

I'm not the greatest artist, but here we have two squares over here.

En büyük sanatçı değilim ama burada iki karemiz var. Şimdi

So, I'm going to color one of these in.

, Japonca dersinde

Now, if I were to actually teach Japanese in Japanese lesson, I wouldn't be using any

gerçekten Japonca öğretecek olsaydım ,

English at all but just for the example here.

hiç İngilizce kullanmazdım, sadece buradaki örnek için kullanırdım.

We can have like [foreign language 00:06:55] and [foreign language 00:06:56].

[Yabancı dil 00:06:55] ve [yabancı dil 00:06:56] gibi olabiliriz.

Now, just by using that [foreign language 00:06:59] and [foreign language 00:07:02],

Şimdi, [yabancı dil 00:06:59] ve [yabancı dil 00:07:02]'yi kullanarak,

you can see what's different between these two examples.

bu iki örnek arasındaki farkı görebilirsiniz .

So, this is a black square.

Yani, bu siyah bir kare.

It's supposed to be black.

Siyah olması gerekiyordu.

It looks almost a bit more gray, but we'll just call this a black square and this is

Neredeyse biraz daha gri görünüyor, ama biz buna sadece siyah bir kare diyeceğiz ve bu da

a white square.

beyaz bir kare.

Now, if you understand the colors, even just by listening to that, the thing that's seen

Şimdi, sadece dinleyerek bile renkleri anlıyorsanız ,

between these two is [foreign language 00:07:18], which is the name of the shape.

bu ikisi arasında görülen şey [yabancı dil 00:07:18], yani şeklin adı.

The thing that's different is the color.

Farklı olan şey rengidir.

So, [foreign language 00:07:24] like kuro meaning black and shiro meaning white.

Yani, [yabancı dil 00:07:24] siyah anlamına gelen kuro ve beyaz anlamına gelen shiro gibi.

So, if I use these two, you're actually learning.

Yani, bu ikisini kullanırsam, gerçekten öğreniyorsun.

You might not understand everything perfectly, but basically, the idea, you're connecting

Her şeyi mükemmel bir şekilde anlamayabilirsiniz, ancak temelde fikir,

directly with the language and so you learn it instantly.

doğrudan dil ile bağlantı kuruyorsunuz ve böylece onu anında öğreniyorsunuz.

You've understood what [foreign language 00:07:40] means so square, [foreign language 00:07:41]

[Yabancı dil 00:07:40]'ın ne anlama geldiğini anladınız, [yabancı dil 00:07:41]

and you're learning basic colors as well.

ve temel renkleri de öğreniyorsunuz.

So kuro and shiro for black and white.

Yani siyah ve beyaz için kuro ve shiro.

Again, it's not perfect but it's the same way children are learning and this is how

Tekrar ediyorum, bu mükemmel değil ama çocukların öğrenme şekliyle aynı ve

children learn their native language.

çocuklar ana dillerini bu şekilde öğreniyor.

So, they're learning all through their native language and they're putting the language

Yani, ana dilleri boyunca öğreniyorlar ve dili

together like a puzzle piece.

bir yapboz parçası gibi bir araya getiriyorlar.

So again, we have these two beliefs or these two ideas about fluency and whatever you believe

Yani yine, akıcılık hakkında bu iki inanca veya bu iki fikre sahibiz ve neye inanıyorsanız,

is true for you because of how you learned.

nasıl öğrendiğinizden dolayı sizin için doğrudur.

So this belief here about fluency taking a long time, it's because of the way traditional

Yani burada akıcılıkla ilgili bu inancın uzun sürmesi , bunun nedeni geleneksel

teachers teach.

öğretmenlerin öğretme şeklidir.

A guide, what I'm doing, is I'm going to help you understand the language by making you

Bir rehber, yaptığım şey şu ki, size

contrast things, keeping things very simple, only having one variable that's different,

şeyleri karşılaştırarak, her şeyi çok basit tutarak, farklı olan tek bir değişkene sahip olarak,

one thing that's different.

farklı olan bir şeye sahip olarak dili anlamanıza yardımcı olacağım. Bu

So, I made a whole app about this, the whole Frederick app that I made to help people learn

yüzden, bununla ilgili bir uygulama yaptım, Frederick uygulamasının tamamı, insanların

pronunciation and reading and spelling.

telaffuzu, okumayı ve hecelemeyi öğrenmesine yardımcı olmak için yaptım.

It's all this idea.

Hepsi bu fikir.

So learning everything in English, and this is the way a guide teaches, not the way a

Yani her şeyi İngilizce öğrenmek ve bu bir rehberin öğretme şeklidir, bir

teacher teaches, but because of this difference.

öğretmenin öğretme şekli değil, bu farklılıktan dolayıdır. Dilin nasıl çalıştığına

If you have these different beliefs about how the language works, does that make sense?

dair bu farklı inançlara sahipseniz , bu mantıklı mı?

So, language learners typically think it takes a long time because it takes long time.

Bu nedenle, dil öğrenenler genellikle uzun zaman aldığı için uzun sürdüğünü düşünürler.

So, it's true for them as part of that religion about traditional language learning.

Yani, geleneksel dil öğrenimiyle ilgili dinin bir parçası olarak onlar için doğru .

So for my religion, for language learning, fluency is instant.

Yani benim dinime göre, dil öğrenimi için akıcılık anındadır. Anında öğrendiğiniz

You build all these different things that you learn instantly together, but you're learning

tüm bu farklı şeyleri birlikte inşa ediyorsunuz , ancak

each one of these instantly that's why you can communicate fluidly at any level.

bunların her birini anında öğreniyorsunuz, bu nedenle her düzeyde akıcı bir şekilde iletişim kurabiliyorsunuz.

You see this with children when they're learning a language.

Bunu çocuklarda dil öğrenirken görürsünüz .

So, my daughter or both of my daughters, now my second daughter, she's one year old now

Yani, kızım ya da iki kızım, şimdi ikinci kızım, o bir yaşında

and just starting to speak, but she's understanding body part names and colors and things like

ve daha yeni konuşmaya başlıyor, ama vücut parçalarının isimlerini, renklerini ve bunun gibi şeyleri anlıyor

that.

.

She can use that fluently even for this limited vocabulary.

Bu sınırlı kelime dağarcığı için bile bunu akıcı bir şekilde kullanabilir .

A non-native learner who's learning the traditional way is going to have this problem because

Ana dili İngilizce olmayan ve geleneksel yolla öğrenen bir öğrenci bu sorunu yaşayacak çünkü

they're thinking about each one of these as, "Okay, I learned this, but I learned just

bunların her biri hakkında "Tamam, bunu öğrendim ama sadece

the translation of it.

çevirisini öğrendim.

I didn't really learn it fluently.

Gerçekten öğrenmedim" şeklinde düşünüyorlar. akıcı bir şekilde.

So hopefully, in the future I become fluent out here."

Umarım gelecekte burada akıcı hale gelirim ."

But, it doesn't work that way.

Ancak, bu şekilde çalışmıyor.

So, this is a misunderstanding of how fluency develops.

Dolayısıyla bu, akıcılığın nasıl geliştiğine dair bir yanlış anlamadır .

It's not something that happens over time.

Zamanla oluşan bir şey değil. Bu

It's something that happens instantly, and the more things that you learn fluidly because

anında gerçekleşen bir şeydir ve doğru şekilde çalıştığınız için akıcı bir şekilde ne kadar çok şey öğrenirseniz

you study the right way, the more you become fluent.

, o kadar akıcı hale gelirsiniz.

Again, you can use this even you're using a limited vocabulary fluently just like children

Yine, bunu, tıpkı çocukların yaptığı gibi sınırlı bir kelime dağarcığını akıcı bir şekilde kullansanız bile

do or you're a non-native speaker having trouble using even a large vocabulary because you

veya ana dili İngilizce olmayan ve bu parçaların hiçbirini akıcı bir şekilde öğrenmediğiniz için geniş bir kelime dağarcığını bile kullanmakta güçlük çeken biri olsanız bile kullanabilirsiniz

didn't learn any of these individual pieces fluently.

.

Does that make sense?

bu mantıklı mı?

Hopefully, this does.

Umarım, bu olur.

Let me erase this.

Bunu sileyim.

So again, it's a belief that you have about something like fluency taking a long time.

Yani yine, akıcılık gibi bir şeyin uzun zaman aldığına dair bir inancınız var. Bir

The next one is that you need a teacher.

sonraki, bir öğretmene ihtiyacınız olduğudur.

This one is a really challenging belief to get over for many students because everyone

Bu, birçok öğrenci için üstesinden gelinmesi gerçekten zorlayıcı bir inanç çünkü herkes

just thinks you need a teacher when you're learning all throughout your life, not just

hayatınız boyunca sadece

languages, but anything.

dilleri değil, herhangi bir şeyi öğrenirken bir öğretmene ihtiyacınız olduğunu düşünüyor.

Almost always there is a teacher who is showing you how to do something rather than the discovery

Neredeyse her zaman, benim yaptığım keşfetme veya keşfedilebilir öğrenme, keşfederek öğrenme yerine size bir şeyi nasıl yapacağınızı gösteren bir öğretmen vardır

or discoverable learning, explorative learning that I do.

.

So again, just using the app as an example.

Yani yine, sadece uygulamayı örnek olarak kullanarak.

When you're learning with that, you're teaching yourself.

Bununla öğrenirken, kendinize öğretiyorsunuz.

In this example, when you're in the everyday world, this is a great proverb of it takes

Bu örnekte, günlük hayattayken, bu,

a village to raise a child.

bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekir diyen harika bir atasözüdür.

It takes a village to raise a child.

Bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekir.

What that means is that like a child in a community is learning lots of things from

Bunun anlamı, bir topluluktaki bir çocuğun farklı insanlardan pek çok şey öğrenmesi gibi

different people.

.

A student in a classroom is usually learning something from one one teacher, and now that

Bir sınıftaki bir öğrenci genellikle tek bir öğretmenden bir şeyler öğreniyor ve şimdi o

teacher again might be teaching the traditional way.

öğretmen yine geleneksel yöntemle öğretiyor olabilir . Çeviri kullanmadan bir şeyleri

They're not really helping them understand things without using translations or they're

anlamalarına gerçekten yardımcı olmuyorlar ya da

just teaching more rules and vocabulary lists that aren't really working with the brain.

sadece beyinde gerçekten çalışmayan daha fazla kural ve kelime listesi öğretiyorlar .

In this example, for me, learning Japanese, I took only four Japanese classes in an actual

Bu örnekte, benim için Japonca öğrenirken, gerçek bir sınıfta bir öğretmenle sadece dört Japonca dersi aldım

classroom with a teacher and I quit because it was so boring.

ve çok sıkıcı olduğu için bıraktım.

It didn't work for me.

Benim için işe yaramadı.

I didn't enjoy learning that way at all and it's because of these same kind of things,

Bu şekilde öğrenmekten hiç zevk almadım ve bunun nedeni aynı tür şeyler,

more trying to teach me rules and have me remember things the way most textbooks would

daha çok bana kuralları öğretmeye ve çoğu ders kitabının öğreteceği şekilde hatırlamamı sağlamaya çalışıyor

teach.

.

So, what I did instead is I'm actually learning from many different people.

Bunun yerine yaptığım şey, aslında birçok farklı insandan bir şeyler öğrenmek.

I'll get to another thing about beliefs, another thing about beliefs here.

İnançlarla ilgili başka bir şeye geleceğim, burada inançlarla ilgili başka bir şeye.

This is the word, one of my favorite words, excuses.

Bu kelime, en sevdiğim kelimelerden biri, bahaneler.

Excuses.

bahaneler

So, what is your excuse?

Peki mazeretiniz nedir?

Or talking about anyone out there for not getting fluent or for not doing something.

Veya akıcı konuşmadığı veya bir şey yapmadığı için oradaki herhangi biri hakkında konuşmak.

Humans are very good at coming up with excuses rather than reaching goals.

İnsanlar, hedeflere ulaşmaktan çok bahaneler bulmakta çok iyidirler . Bu

So, it's much easier to think of an excuse why you can't do something than to reach that

nedenle, bir şeyi neden yapamadığınıza bir bahane bulmak, harekete geçerek o hedefe ulaşmaktan çok daha kolaydır

goal by taking action.

.

So people will tell me, "Hey Drew, you got fluent in Japanese because your wife is Japanese."

İnsanlar bana, "Hey Drew, karın Japon olduğu için Japonca'yı akıcı bir şekilde konuşabiliyorsun" diyecekler.

Well, that's true and not true.

Bu doğru ve doğru değil.

Again, in my case like I don't really want to say this, but my wife would agree with

Yine benim durumumda bunu gerçekten söylemek istemiyorum ama eşim benimle aynı fikirde olurdu

me.

.

She's not really a very good teacher.

O gerçekten çok iyi bir öğretmen değil.

She thinks about things like she'll often try to translate words for me when I say like,

"No, no, no, tell it to me in Japanese.

"Hayır, hayır, hayır, bana Japonca söyle.

Explain it to me how you would tell a child and I'm asking in Japanese."

Bir çocuğa nasıl anlatacağını bana açıkla ve ben soruyorum" dediğimde sık sık benim için kelimeleri çevirmeye çalışacakmış gibi şeyler düşünüyor. Japonca."

but she's also saying, "Well, I'm busy.

ama aynı zamanda "Şey, meşgulüm.

I don't have time to think about that."

Bunu düşünecek zamanım yok" diyor.

Just because someone is a native speaker of their language doesn't mean they're qualified

Birinin kendi dilinin anadili olması, öğretmeye yetkili olduğu anlamına gelmez

to teach.

.

You've probably seen this like anybody can get on YouTube and teach English just because

Muhtemelen bunu, herkesin sırf İngilizce bildiği için YouTube'a girip İngilizce öğretebileceğini,

they know English but doesn't mean they know how to teach.

ancak bunun nasıl öğretileceğini bildikleri anlamına gelmediğini görmüşsünüzdür .

Anyway, what I did instead is I'm actually looking for lots of different examples of

Her neyse, bunun yerine yaptığım şey aslında

how to do something.

bir şeyin nasıl yapılacağına dair pek çok farklı örnek aramaktı.

It could be from various people I meet and this is in person or online or whatever.

Tanıştığım çeşitli insanlardan olabilir ve bu şahsen veya çevrimiçi veya her neyse. Aynı ifadeyi

I'm looking for different people using the same expression or how other people, like

kullanan farklı insanlar arıyorum ya da başka insanlar, mesela

maybe there again like it could be TV shows or actual people or radio or whatever.

belki yine orada olabilir, TV şovları ya da gerçek insanlar ya da radyo ya da her neyse.

I'm getting lots of feedback from many different people.

Birçok farklı kişiden çok sayıda geri bildirim alıyorum . Bu

So, it takes a village to teach someone how to really develop fluency because you don't

nedenle, birine akıcılığı gerçekten nasıl geliştireceğini öğretmek için bir köy gerekir çünkü

want to just get it from one source.

akıcılığı tek bir kaynaktan almak istemezsiniz.

Another thing about needing a teacher, and again, there's nothing really wrong with having

Bir öğretmene ihtiyaç duymayla ilgili başka bir şey ve yine,

a teacher, someone to guide you, but don't depend on just one person to teach you how

bir öğretmene, size rehberlik edecek birine sahip olmanın gerçekten yanlış bir yanı yok, ancak size bir şeyi nasıl yapacağınızı öğretecek tek bir kişiye güvenmeyin

to do something.

.

So, this is why in my lessons I teach people ... I'm giving them pieces of that, but showing

İşte bu yüzden derslerimde insanlara öğretiyorum ... Onlara bundan parçalar veriyorum ama

how native speakers are using the language.

anadili İngilizce olanların dili nasıl kullandıklarını gösteriyorum.

I'm also saying, go out and here are strategies you can use to meet native English speakers

Ayrıca, dışarı çıkın ve pratik yapmak için ana dili İngilizce olan kişilerle tanışmak için kullanabileceğiniz stratejiler olduğunu söylüyorum,

to practice with, so that you have a whole community that it's actually teaching you

böylece size dili gerçekten öğreten koca bir topluluğa sahip olursunuz

the language.

. Dil öğrenme dersleri almak

You're not depending on just one person to get language learning lessons from.

için tek bir kişiye bağlı değilsiniz .

Does all this make sense?

Bütün bunlar mantıklı mı?

So the need for a teacher, people have been learning with teachers usually for many, many

Yani bir öğretmene duyulan ihtiyaç, insanlar genellikle uzun yıllardır öğretmenlerle birlikte öğreniyor

years.

.

Even though that hasn't been successful for them, they haven't become fluent yet.

Bu onlar için başarılı olmasa da henüz akıcı konuşamıyorlar.

They still are looking for more teacher.

Hala daha fazla öğretmen arıyorlar.

It's like a crazy thing.

Bu çılgınca bir şey gibi.

It's like they've been getting beaten by teachers for a long time.

Sanki uzun zamandır öğretmenlerden dayak yiyorlar .

I know some teachers are going to be upset at me for making this video.

Bu videoyu yaptığım için bazı öğretmenlerin bana kızacağını biliyorum.

I apologize.

Özür dilerim.

I think teachers are fantastic.

Bence öğretmenler harika.

I was a teacher for many years as well before I became a guide, but it's still the same

Ben de rehber olmadan önce uzun yıllar öğretmenlik yaptım ama yine de aynı

idea.

fikir.

As a teacher, you can learn how to teach in a better way that helps students discover

Bir öğretmen olarak, öğrencilere daha fazla kelime öğretmeye çalışmak yerine fikirleri kendileri keşfetmelerine yardımcı olacak daha iyi bir şekilde nasıl öğreteceğinizi öğrenebilirsiniz

ideas for themselves rather than try to teach them more words.

.

A big problem, if you're looking for more of the same kind of thing, this is just a

Büyük bir sorun, aynı türden daha fazlasını arıyorsanız , bu sadece

belief that you need a teacher.

bir öğretmene ihtiyacınız olduğuna dair bir inançtır.

I don't want to go through too many of these because this video is going to go too long,

Bunların üzerinden çok geçmek istemiyorum çünkü bu video çok uzun sürecek

but I really just want to explain these in depth about the reasons why people don't become

ama ben gerçekten bunları insanların neden

fluent speakers.

akıcı bir şekilde konuşamadıklarını derinlemesine açıklamak istiyorum. Bu

So, I'll just give you one more and this is that no one to practice.

yüzden, size bir tane daha vereceğim ve bu pratik yapacak kimse yok.

I'll just put a P ... practice with, PW.

PW ile bir P ... alıştırması yapacağım.

So, no one to practice with.

Yani, pratik yapacak kimse yok.

Now, this is another one.

Şimdi, bu başka bir tane.

This is again a belief that people have where hey, I have no one to practice speaking with.

Bu yine insanların sahip olduğu bir inanç, hey, konuşacak kimsem yok.

Again, if you believe this is true, then it is, but if you don't believe that's true.

Yine, bunun doğru olduğuna inanıyorsan, o zaman doğrudur, ama inanmıyorsan bunun doğru olduğunu.

So for me, even learning Japanese when I was back in the United States and early when I

Yani benim için, Amerika Birleşik Devletleri'ne döndüğümde ve Japonca

was learning Japanese, I spent more time living in America than I did in Japan.

öğrenirken bile Japonca öğrenirken bile, Amerika'da Japonya'da geçirdiğimden daha fazla zaman geçirdim .

I improved more when I was back in America than in Japan by just figuring out a better

Amerika'ya döndüğümde, sadece öğrenmenin daha iyi bir

way to learn, but also finding people to practice with.

yolunu bularak ve aynı zamanda pratik yapacak insanlar bularak Japonya'dakinden daha fazla geliştim .

I was living ... I found people in Chicago.

Yaşıyordum ... Chicago'da insanlar buldum.

I found Japanese speakers in Seattle.

Seattle'da Japonca konuşanlar buldum.

I found Japanese speakers in ... Where else was I?

Japonca konuşanlar buldum ... Başka neredeydim?

Let's see.

Görelim.

I was in ... Even in Europe, so in London I found Japanese speakers.

Ben ... Avrupa'da bile, yani Londra'da Japonca konuşanlar buldum.

In Amsterdam, I found Japanese speakers.

Amsterdam'da Japonca konuşanlar buldum.

Even on a little tiny island in Alaska, I found Japanese speakers.

Alaska'daki küçük bir adada bile Japonca konuşanlar buldum.

Isn't that crazy?

Bu çılgınca değil mi?

Now, Japanese speakers are more difficult to find than English speakers because they

Şimdi, Japonca konuşanları bulmak İngilizce konuşanlardan daha zor çünkü

are just so many English speakers around the world.

dünya çapında çok fazla İngilizce konuşuyorlar .

I mean if you are anywhere, even if you're just only online, like you live on a mountain

Demek istediğim, herhangi bir yerdeyseniz, yalnızca çevrimiçi olsanız bile, bir dağda

or some tiny village, if you can watch this video right now, you can connect with native

ya da küçük bir köyde yaşıyorsanız, şu anda bu videoyu izleyebilirseniz, anadili

English speakers.

İngilizce olan kişilerle bağlantı kurabilirsiniz.

So, this is a belief that people have.

Yani bu insanların sahip olduğu bir inançtır.

If you want to find people to practice speaking with, you can.

Konuşma pratiği yapacak insanlar bulmak istiyorsanız , bunu yapabilirsiniz.

It's not difficult, but you have to think like a native speaker about how you contact

Zor değil ama

people rather than thinking like a student.

bir öğrenci gibi düşünmek yerine insanlarla nasıl iletişim kuracağınız konusunda anadili gibi düşünmeniz gerekiyor. Bu

I don't want to go into too much detail about this, but this is really important.

konuda çok fazla detaya girmek istemiyorum ama bu gerçekten önemli.

Just as a kind of contrast, I'll talk about business beliefs in the same way.

Bir tür tezat olarak, iş inançlarından da aynı şekilde bahsedeceğim.

So one idea, like let's say right now the economy is not doing well because of Coronavirus

Öyleyse bir fikir, diyelim ki şu anda ekonomi Coronavirüs

or whatever.

ya da her neyse yüzünden iyi gitmiyor.

Now, you can believe that.

Şimdi, buna inanabilirsin.

You can just say, "Well, the economy is really bad.

"Ekonomi gerçekten kötü. O

So now my business must be going bad as well."

halde şimdi benim işim de kötüye gidiyor olmalı" diyebilirsiniz.

Or I could believe maybe because of there's competition ... Now, here's some beliefs about

Ya da belki de rekabet olduğu için inanabilirim ... Şimdi, işte işle ilgili bazı inançlar

business.

.

Even for me, so I've been teaching on YouTube for 10 years and now a lot more people are

Benim için bile, yani 10 yıldır YouTube'da ders veriyorum ve şimdi çok daha fazla insan

on the platform and helping people learn and I think that's great.

platformda ve insanların öğrenmesine yardımcı oluyor ve bence bu harika.

At the same time, it could mean there's increased competition for what I do.

Aynı zamanda, yaptığım şey için rekabetin arttığı anlamına da gelebilir.

So, there's a fact about more people being able to do it, but I wouldn't use that as

Yani, daha fazla insanın bunu yapabileceğine dair bir gerçek var , ama bunu

an excuse for not doing well or whatever.

iyi yapmamak için bir mazeret olarak kullanmam.

Because the interesting thing about business for that, like you could say, "Well, now there

Çünkü işle ilgili ilginç olan şey, "Şu anda

are too many people in the market, but if business is not going well, there are now

piyasada çok fazla insan var, ancak işler iyi gitmiyorsa, şimdi

maybe fewer people in the market."

piyasada belki daha az insan var" diyebilirsiniz.

A business owner is worried about that.

Bir işletme sahibi bu konuda endişeli.

Or if there's only the one business in the market, they think, "Well, my thing is too

Ya da piyasada tek bir iş varsa , "Benim işim çok

unique or different so it can't be successful."

benzersiz veya farklı, bu yüzden başarılı olamaz" diye düşünürler.

So, some people are worried about too many people in the market, others are worried about

Bu nedenle, bazı insanlar pazarda çok fazla insan olmasından, bazıları da

not enough competition in the market.

pazarda yeterince rekabet olmamasından endişe duyuyor.

Isn't that crazy?

Bu çılgınca değil mi?

But, it's all about the beliefs that you have.

Ancak, her şey sahip olduğunuz inançlarla ilgili.

Now, again, I don't want to take too much time in this video explaining this, but the

Şimdi, yine, bu videoda bunu açıklamak için çok fazla zaman harcamak istemiyorum, ama

beliefs that you have about learning, whatever you think.

öğrenmeye dair sahip olduğunuz inançlar, ne düşünürseniz düşünün.

So, if you think about something and say like, "I can't do this."

Yani, bir şey düşünürseniz ve "Bunu yapamam" derseniz.

Like I can't practice because I don't have anyone to practice speaking with or I need

Sanki konuşacak kimsem olmadığı için pratik yapamıyorum ya da

a teacher to get fluent or fluency takes a long time, stop and ask, "Is that really true?"

akıcılık kazanmak için bir öğretmene ihtiyacım var ya da akıcılık uzun sürüyor, durup "Bu gerçekten doğru mu?" diye sorun.

And, is there an example of someone who's done the opposite or proved that the opposite

Ve bunun tersini yapan veya aksinin

is true?

doğru olduğunu kanıtlayan bir örnek var mı?

If that's the case, then likely you just have a belief and you can change that belief first

Eğer durum buysa, o zaman muhtemelen sadece bir inancınız var ve önce bu inancı değiştirebilirsiniz

and that will open up your mind to lots of opportunities.

ve bu, zihninizi pek çok fırsata açacaktır.

So if you think, "I don't have anyone to practice with or there is no one around me in my community

Yani "Pratik yapacak kimsem yok veya çevremde konuşabileceğim kimse yok

to practice speaking with."

" diye düşünürseniz.

If you just switch that belief, if you think, "Well, maybe that's not true."

Bu inancı değiştirirseniz, "Belki de bu doğru değildir" diye düşünürseniz.

then you can think, "Okay, maybe that's not true." and your mind begins to open up and

o zaman "Tamam, belki de bu doğru değil" diye düşünebilirsiniz. ve zihniniz açılmaya başlar ve

all of a sudden you begin to find people.

birdenbire insanları bulmaya başlarsınız.

So, because I believed Japanese speakers like I could find them anywhere I wanted to and

Bu yüzden, Japonca konuşanların onları istediğim yerde bulabileceğime inandığım için ve bulunduğum yerde

if I couldn't find someone personally right where I was, I would find them online but

kişisel olarak birini bulamazsam , onları çevrimiçi bulurdum ama

I was going to find people.

insanları bulacaktım.

Because I believe that, I made it happen and you can do the same thing too.

Çünkü inanıyorum ki, bunu ben gerçekleştirdim ve siz de aynı şeyi yapabilirsiniz.

So, either you are good at believing what's correct or you were good at making excuses.

Yani, ya doğru olana inanmakta iyisin ya da mazeret bulmakta iyisin.

So, this is a little bit of a tough love.

Yani bu biraz zor bir aşk.

This is a great expression for you, tough.

Bu senin için harika bir ifade, sert.

Make sure you can see this.

Bunu görebildiğinizden emin olun.

Tough.

Zorlu.

Tough love.

Zor aşk.

It means I'm going to be a little bit strict.

Bu biraz katı olacağım anlamına geliyor.

Sometimes as a guide, I have to hit people a little bit and say, "Stop doing that.

Bazen bir rehber olarak insanlara biraz vurmam ve "Bunu yapmayı bırakın.

Do this in a different way.

Bunu farklı bir şekilde yapın. Akıcı konuşmanızı

Stop believing things that stopped you from getting fluent."

engelleyen şeylere inanmayı bırakın ."

Does all this makes sense?

Bütün bunlar mantıklı mı?

All right.

Elbette.

I don't want to take too much time in this video, but it's a very important video and

Bu videoda çok fazla zaman ayırmak istemiyorum ama çok önemli bir video ve

hopefully this makes sense.

umarım bu mantıklıdır.

If you have other beliefs and you want to argue with me in the comments, go ahead and

Başka inançlarınız varsa ve yorumlarda benimle tartışmak istiyorsanız, devam edin ve

post them down below.

bunları aşağıya gönderin.

If you see a comment below that says, I can't do something because of something, give them

Aşağıda bir şey yüzünden bir şey yapamıyorum diyen bir yorum görürseniz, onlara

a counter example.

bir karşı örnek verin.

Say like, "Well, I live in this country too and I found people to practice speaking with."

"Ben de bu ülkede yaşıyorum ve konuşma pratiği yapacak insanlar buldum" gibi deyin. Size

I'm not going to tell you how to solve every single thing.

her şeyi nasıl çözeceğinizi söylemeyeceğim .

The point is think about the bigger idea of how to get fluent by thinking first about

Buradaki nokta,

your beliefs before you think about more vocabulary and grammar.

daha fazla kelime bilgisi ve gramer hakkında düşünmeden önce inançlarınız hakkında düşünerek nasıl akıcı konuşabileceğinize dair daha büyük bir fikir üzerinde düşünmektir .

All right.

Elbette.

Well, that has been me, the English Fluency Guide explaining more about this very important

Bu çok önemli fikir hakkında daha fazlasını açıklayan İngilizce Akıcılık Kılavuzu'nu ben yaptım

idea.

.

Remember to take your time, go back and think about what beliefs you have that are stopping

Acele etmeyin, geri dönün ve akıcı konuşmanızı engelleyen hangi inançlara sahip olduğunuzu düşünün

you from getting fluent, because all you have to do is reverse them.

, çünkü tek yapmanız gereken onları tersine çevirmek.

Try thinking the opposite.

Aksini düşünmeyi dene.

Even if you don't believe it, it might be hard at first, but just try believing the

İnanmasanız bile ilk başta zor olabilir ama tam tersine inanmayı deneyin

opposite because a negative belief won't help you at all.

çünkü olumsuz bir inancın size hiçbir faydası olmayacaktır.

So, try the opposite.

Yani, tam tersini deneyin.

Make sense, right?

Mantıklı, değil mi?

All right.

Elbette.

Well, that's the end of this video.

Eh, bu videonun sonu.

If you have enjoyed it, do click that like button.

Eğer eğlendiyseniz, beğen düğmesine tıklayın.

Be sure to subscribe.

Abone olmayı unutmayın.

You can click on the link at the end of this video, and if you'd like to learn more about

Bu videonun sonundaki bağlantıya tıklayabilir ve öğrencileri akıcılığa nasıl yönlendirdiğim hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz

how I guide learners to fluency, where I'm talking not just about the language and all

, burada sadece dilden ve

the great phrases and expressions that I help people learn, but thinking about these kinds

yardımcı olduğum tüm harika ifadelerden ve ifadelerden bahsetmiyorum. insanlar öğreniyor ama bu tür

of things too, you can click on the link in the upper right of this video or on the link

şeyleri de düşünerek bu videonun sağ üst köşesindeki linke veya

in the description below this video.

bu videonun altındaki açıklama kısmındaki linke tıklayabilirsiniz.

If you'd like to continue learning with the English Fluency Guide right here on YouTube,

YouTube'da İngilizce Akıcılık Kılavuzu ile öğrenmeye devam etmek istiyorsanız,

just do these three simple things right now.

şu üç basit şeyi hemen şimdi yapın.

1.

1.

Click on this link to subscribe to my YouTube channel for over 500 free videos.

500'den fazla ücretsiz video için YouTube kanalıma abone olmak için bu bağlantıya tıklayın.

2.

2. Hızlı akıcılık için

Click on this link to download my #1 eBook guide to fast fluency, FREE!

1 numaralı e-Kitap rehberimi ÜCRETSİZ indirmek için bu bağlantıya tıklayın !

And…

Ve…

3.

3. YouTube'da İngilizce akıcılığıyla ilgili

Click here to watch the most popular video on English fluency here on YouTube!

en popüler videoyu buradan izlemek için buraya tıklayın !