Learn English - LATE AND LIVE 🎙️ - 14/3/18 - Shakespeare - World Events - Prof. Stephen Hawking

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you ok I

herkese merhaba bu bay Duncan, İngiltere'de bugün nasılsın, iyi misin,

hope so are you happy I really really hope so

umarım çok mutlusundur, gerçekten gerçekten umarım öyleyse işte

here we go again welcome to late and live and I think tonight I was actually

tekrar başlıyoruz geç saatlere ve canlıya hoşgeldiniz ve sanırım bu gece gerçekten

on time look I want this recorded as proof to say that mr. Duncan arrived on

zamanında gelmiştim bakın bunun, bay olduğunu söylemek için kanıt olarak kaydedilmesini istiyorum . Duncan zamanında geldi

time I was actually here at 10 o'clock I actually started the broadcast at 10

Ben aslında saat 10'da buradaydım Aslında yayına saat 10'da başladım bu yüzden

o'clock so I was here on time and if anyone says the opposite

zamanında buradaydım ve aksini söyleyen olursa

I will get ever so angry so it is Wednesday Wednesday night every week we

çok sinirlenirim bu yüzden her hafta Çarşamba Çarşamba gecesi biz

are late and live thank you for joining me I was just reading this leaflet he

geç kaldılar ve yaşıyorlar bana katıldığınız için teşekkür ederim tam da bu broşürü okuyordum o geçen gün

was a leaflet that came through my door the other day this is this is something

kapımdan içeri giren bir broşürdü bu

you really want to see first thing in the morning when you wake up first thing

gerçekten sabah uyandığınızda ilk iş olarak görmek isteyeceğiniz bir şey

in the morning the first thing you want to see is something like this it says

sabah görmek isteyeceğiniz ilk şey buna benzer bir şey cenazenizi

prearrange your funeral thanks thanks a lot so it's

önceden ayarlayın diyor çok teşekkürler çok teşekkürler bu yüzden

a company that's offering their services to plan anyone's funeral in this case

herhangi birinin cenazesini planlamak için hizmet sunan bir şirket bu durumda

it's mine thank you very much to the Shropshire funeral plan for for really

bu benim Shropshire cenaze planına çok teşekkür ederim gerçekten

cheering me up yesterday when I picked my mail up from my doormat look at that

dün paspasımdan postamı aldığımda beni neşelendiriyorsun şu

plan your funeral I'm not I'm not arranging my funeral just yet it's a

plana bak cenazen ben değilim henüz cenazemi hazırlamıyorum

little bit too soon to be honest so here we go how are you how are you doing how

dürüst olmak için biraz erken bu yüzden başlıyoruz nasılsın nasılsın sen nasılsın

is your week being so far has it been a good week I really really hope so did

haftan şimdiye kadar iyi bir hafta mı geçti gerçekten umarım

you see me yesterday by the way I was outside yesterday doing a live stream

dün beni gördün mü bu arada dün bahçede canlı yayın yapıyordum

in the garden because we had such a beautiful day yesterday it was glorious

çünkü dün çok güzel bir gün geçirdik muhteşemdi

it was a glorious day beautiful it really did feel like spring yesterday so

harika bir gündü güzel dün gerçekten bahar gibi geldi bu yüzden

I got very excited I got so excited in fact I decided to do a live stream so I

çok heyecanlandım hatta çok heyecanlandım hatta canlı yayın yapmaya karar verdim o yüzden

did it yesterday in the garden if you missed it don't worry it is available

dün bahçede yaptım kaçırdıysanız merak etmeyin mevcut

right here on my youtube channel just in case you didn't see it so shall we have

tam burada youtube kanalımda, belki görmemişsinizdir,

a look at the live chat first of all because I know that lots of people get

ilk olarak canlı sohbete bir göz atalım çünkü

very impatient when they are waiting for me on the live chat so just give me a

canlı sohbette beni bekleyen birçok insanın sabırsızlandığını biliyorum, o yüzden hemen bana bir

moment let's just see what's going on here dooby-dooby-doo

dakika izin ver burada neler olup bittiğine bir bakalım dooby-dooby-doo hemen

right come on YouTube please make the live chat work I would be I would be

YouTube'a gel lütfen canlı sohbeti çalıştır

ever so grateful so here we go let's have a look what's going on here come on

YouTube show me the goods ah there we go yes oh yes that's it I can see myself I

bana malları göster ah işte başlıyoruz evet oh evet işte bu kadar kendimi

I'm always very happy when I can see myself so on the live chat we have lots

görebiliyorum kendimi gördüğümde her zaman çok mutlu oluyorum bu yüzden canlı sohbette

of people tonight oh hello - hello - oh by doula also bent Masuria

bu gece bir sürü insan var oh merhaba - merhaba - oh by doula da eğildi Masuria

hello bent Masuria and also to Jersey vana Jersey van Oliviero hello to you as

merhaba bent Masuria ve ayrıca Jersey vana Jersey van Oliviero'ya merhaba size de merhaba bu

well you are first tonight on the live chat all of you guys hello mr. Duncan

gece canlı sohbette ilk sizsiniz hepiniz merhaba baylar. Duncan,

it's so sad to lose Professor Steven Hawkings yes it's very very sad news

Profesör Steven Hawkings'i kaybetmek çok üzücü, evet, bu çok çok üzücü bir haber,

this morning I woke up to as many people did to the very sad news that professor

bu sabah birçok insanın yaptığı gibi, Profesör

Stephen Hawking died in the early hours of this morning and many people were

Stephen Hawking'in bu sabahın erken saatlerinde öldüğü ve birçok insanın

offering their tributes I suppose not everyone not everyone will be familiar

haraçlarını sunduğuna dair çok üzücü bir haberle uyandım. herkesin işine aşina olmayacağını varsayalım

with his work but he he was a guy who studied the cosmos he asked all of the

ama o evreni inceleyen bir adamdı tüm büyük soruları sordu

big questions he was never afraid to put his opinion across he was

fikrini belirtmekten asla korkmadı

intrigued by the universe he was equally intrigued by how we got here where it

evren merakını uyandırdı bizim nasıl olduğumuz da aynı derecede merak uyandırdı

all came from so he was a guy who liked to look at the beginnings of not only

her şeyin geldiği yere geldi bu yüzden sadece insanlığın değil evrenin başlangıcına bakmayı seven bir adamdı

mankind but also the universe itself so yes very sad news this morning professor

bu yüzden evet bu sabah çok üzücü bir haber Profesör

Stephen Hawking's there we go I will put his name up just to allow me to make my

Stephen Hawking işte başlıyoruz sırf izin vermek için onun adını koyacağım Bu yüzden

little tribute so yes very sad news a guy who studied black holes for many

evet çok üzücü bir haber, yıllarca kara delikleri inceleyen

years and also talked about the way in which the universe is changing and why

ve aynı zamanda evrenin nasıl değiştiğinden ve neden

it is changing and as I mentioned just the biggest question of all where did it

değiştiğinden bahseden ve en büyük sorudan bahsettiğim gibi, bu nerede oldu?

all come from

hepsi oradan geliyor

there are Thunderbolts and lightning at the moment in Buenos Aires Wow Belarus

Şu anda Buenos Aires'te Yıldırımlar ve şimşekler Vay Beyaz Rusya evet şu anda

yeah it sounds like you are having some very dramatic weather there at the

orada çok dramatik bir hava yaşıyor gibisiniz. ara sıra

moment I'm being distracted tonight because there are some lady birds flying

around my studio so if I seem a little distracted now and again it's because

biraz dikkati dağılmış görünüyor, çünkü bir

there are lots of tiny lady birds I don't know where they've come from but

sürü minik hanım kuşu var, nereden geldiklerini bilmiyorum ama

they're everywhere the house is full of lady Birds mr. Duncan how are you

evin hanımefendiyle dolu olduğu her yerdeler bay . Duncan nasılsın

Sakura Dean I am okay thank you very much not too bad

Sakura Dean iyiyim çok teşekkür ederim çok fena değil

yesterday I had such a lovely time it was so nice yesterday I was able to sit

dün çok güzel vakit geçirdim dün çok güzeldi şimdi

outside and eat some food now that is always a good sign

dışarıda oturup biraz yemek yiyebildim bu her zaman iyiye işaret

so when you can actually go outside and eat food in the garden you know that the

yani ne zaman gerçekten yapabilirsin dışarı çık ve bahçede yemek ye

weather is getting better how is it going

havanın düzeldiğini biliyorsun nasıl gidiyor

Gabrielle it is going not too bad thank you very much AB heithir AB heathyr akka

Gabrielle çok kötü gitmiyor çok teşekkür ederim AB heithir AB heathyr akka

lanko says how are you what's up mr. Duncan what's up nothing I feel great

lanko nasılsın naber bay diyor. Duncan naber hiçbirşey kendimi harika hissediyorum

I'm really happy to be here hello mr. Duncan when will you plan your

burada olduğum için gerçekten çok mutluyum merhaba bayım. Duncan cenazeni ne zaman iyi planlayacaksın

funeral well not just yet I'm not planning on going anywhere just yet

henüz değil Henüz bir yere gitmeyi düşünmüyorum

Thank You Swan for that hi mr. Duncan how are you emoji F I'm

Bunun için teşekkürler Swan merhaba bayım. Duncan nasılsın emoji F ben

okay thank you very much and here we go again it's another live stream and it is

iyiyim çok teşekkür ederim ve işte yine başlıyoruz bu başka bir canlı yayın ve

late and live some people have asked mr. Duncan why do you do this late and live

geç oldu ve canlı bazı insanlar Mr. Duncan neden bu kadar geç ve canlı

stream the reason why I do it is to allow other people in other parts of the

yayın yapıyorsun bunu yapmamın nedeni, dünyanın farklı yerlerindeki

world in different time zones to have a chance to join in with my live streams

farklı zaman dilimlerindeki diğer insanların canlı yayınlarıma katılma şansı bulmasına izin vermek,

so that's the reason why this particular live stream is late as you can see it is

bu yüzden bu özel canlı yayının nedeni bu. yayın gecikti gördüğünüz gibi gece

just coming up to ten minutes past 10:00 at night all of my neighbors are now

10:00'u on dakika geçiyor tüm komşularım şu anda

asleep in their beds but here I am standing here in my studio talking to

yataklarında uyuyor ama ben burada stüdyomda

the world on YouTube hello from ancora tgn hello tgn thank you very much and

YouTube'da dünyayla konuşuyorum ancora tgn'den merhaba merhaba tgn çok teşekkür ederim ve e-

thanks also for your email I I read your email tonight I haven't had time to read

postanız için de teşekkürler E-postanızı bu gece okudum Hepsini okumaya zamanım olmadı

all of it but I have read your email and thank you very much for your lovely kind

ama e-postanızı okudum ve güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim

words I will mention more about that I will talk about that in greater detail

bundan daha fazla bahsedeceğim Bunu pazar günü daha detaylı anlatacağım

on Sunday yes I'm here on Sunday as well you can catch me every Sunday at 2 p.m.

evet pazar günü de buradayım beni her pazar saat 14:00'da yakalayabilirsiniz.

UK time at 2 p.m. I've just joined you mr. Duncan and I

İngiltere saati ile 14:00 aranıza yeni katıldım beyler Duncan ve ben

follow you wherever you are Thank You Mohammed check Harry you are

seni her yerde takip ediyoruz Teşekkürler Muhammed kontrol et Harry rica

welcome no problem I'm so happy and quite touched quite

ederim sorun değil Çok mutluyum ve çok

moved in fact to see so many people coming back to join me on my live chats

duygulandım aslında bu kadar çok insanın canlı sohbetlerimde bana katılmak için geri geldiğini görmek

so I really do appreciate it rad Chad says I like your lesson so much

beni gerçekten takdir ediyor rad Chad dersini çok beğendiğimi söylüyor

I am in Syria in my country everyone likes you so much thank you very much

Suriye'deyim ülkemde herkes seni çok seviyor çok teşekkür ederim

I'm very pleased to hear that AB hitha that ladybird is really annoying me

AB hitha bu uğur böceğinin beni gerçekten sinirlendirdiğini duyduğuma çok sevindim

could you please go and fly somewhere else it's very distracting don't worry

lütfen gidip başka bir yere uçabilir misin çok dikkat dağıtıcı merak etmeyin

all the times ladies do the same thing even lady birds they are a disaster yes

her zaman hanımlar aynı şeyi yapıyor hanım kuşlar bile tam bir felaket evet

lady birds look very pretty and they are so elegant but they can be a pain in the

hanım kuşlar çok güzel görünüyorlar ve çok zarifler ama baş belası olabiliyorlar

neck sometimes they can be a real pain in the neck

bazen gerçekten baş belası olabiliyorlar boyun merhaba

hello mr. Duncan I'm watching you from Barcelona you are a great teacher it's

bay Duncan, seni Barcelona'dan izliyorum, sen harika bir öğretmensin,

always nice to see you and mr. Steve yes mr. Steve he will be live tonight at the

seni ve Bay Duncan'ı görmek her zaman güzel. Steve evet bayım. Steve bu gece canlı yayında olacak şu

moment I don't know when I'm hoping in a few moments he will be here live it's

anda bilmiyorum ne zaman burada olacağını umuyorum canlı yayında saat

just after 10 past 10:00 so I think mr. Steve will be back in around about 20

10:00'dan hemen sonra, yani sanırım mr. Steve yaklaşık 20 dakika içinde geri dönecek,

minutes so I'm hoping mr. Steve will be here soon

bu yüzden umuyorum ki Mr. Steve yakında burada olacak

tgn says we love you mr. Duncan mr. Duncan mr. day I can't even say my own

tgn sizi sevdiğimizi söylüyor bayım. Duncan bey Duncan bey gün kendi adımı bile söyleyemem

name hope Starr is here thank you very much

umarım Starr buradadır tekrar çok teşekkür ederim

again I hope you aren't affected by the nerve agent Thank You arid ass for that

umarım sinir gazından etkilenmezsin bunun için teşekkürler kuru kıç

now I'm okay thank you very much although this is how I normally act most

şimdi iyiyim çok teşekkür ederim böyle olmama rağmen normalde davran çoğu

people think there's something wrong with me anyway

insan zaten bende bir sorun olduğunu düşünür

hi mr. Duncan from humble hello humble I've never seen you here before is it

merhaba bay. Duncan alçakgönüllü merhaba alçakgönüllü Seni daha önce burada hiç görmedim,

your first time on the live chat if it is say hello Larry

canlı sohbette ilk kez mi merhaba deyin Larry

mr. Duncan what is your preference Chelsea or Arsenal can I just say

Mr. Duncan tercihin nedir Chelsea veya Arsenal diyebilir miyim sadece

neither neither I don't follow football to be honest we

ne diyebilirim ne de futbolu takip etmiyorum dürüst olmak gerekirse

don't know the time of our funeral and everything oh yes okay then thank you

cenazemizin saatini ve her şeyi bilmiyoruz oh evet tamam o zaman teşekkür ederim

Mohammed for that read read my message mr. Duncan Horatio

Muhammed mesajımı okuduğunuz için bayım . Duncan Horatio

please read my message Horatio I am reading your message right now

lütfen mesajımı okuyun Horatio Şu anda mesajınızı okuyorum

Zef says yes I am very sad for Stephen Hawking he was a very good example of

Zef evet diyor Stephen Hawking için çok üzgünüm o hayatınızı nasıl yaşayacağınızın çok iyi bir örneğiydi

how to live your life and we should be happy for his legacy yes he allowed us

ve onun mirası için mutlu olmalıyız evet

all to open more our minds to open our minds and explore the universe we are so

hepimize izin verdi zihnimizi açmak ve evreni keşfetmek için zihnimizi daha fazla açın biz çok

small have you noticed that have you ever seen a photograph of the Earth

küçüğüz fark ettiniz mi hiç dünyanın

taken from another planet and the earth is so tiny it's it's just like a little

başka bir gezegenden çekilmiş bir fotoğrafını gördünüz mü ve dünya o kadar küçücük ki

tiny speck of dust and we are all living on that tiny speck of dust we are so

küçücük bir toz zerresi gibi ve hepimiz o küçücük toz zerreciğinin üzerinde yaşıyoruz çok

tiny we are so small I am NOT a stranger I am in Korea and it is after seven

küçüğüz çok küçüğüz Ben bir yabancı değilim Kore'deyim ve saat sabahın yedisinden sonra teşekkür ederim mütevazi

o'clock in the morning thank you humble thank you very much and a big hello to

çok teşekkür ederim ve hepinize kocaman bir merhaba

Korea not many people talking about career at

Kore şu anda pek çok insan kariyerden bahsetmiyor

the moment because most people are talking about Russia for various reasons

çünkü çoğu insan çeşitli nedenlerle Rusya'dan bahsediyor,

it seems as if we've all forgotten about North Korea most people at the moment

görünüşe göre hepimiz Kuzey Kore'yi unutmuşuz şu anda çoğu insan

are talking about Russia hello mr. Duncan I'm always here I like

Rusya'dan bahsediyor merhaba bayım. Duncan ben her zaman buradayım

to hear you Stefan oh hello Stefan oh I haven't seen

Seni duymak hoşuma gidiyor Stefan oh merhaba Stefan oh

you for a while Spring has definitely come says Mika odd because the Japanese

seni bir süredir görmüyorum Bahar kesinlikle geldi diyor Mika tuhaf çünkü Japon

apricot blossoms are now in full bloom and of course you have the Cherry

kayısı çiçekleri artık tam açmış ve tabii ki sende Kiraz

Blossom Festival in Japan I have one just one cherry blossom tree in my

Çiçeği var Japonya'da festival Bahçemde tek bir kiraz çiçeği ağacım var

garden and every year I get very excited when the cherry blossoms come out but

ve her yıl kiraz çiçekleri açtığında çok heyecanlanırım ama

the problem is they only last for a very short time so as soon as the weather

sorun şu ki, çiçekler çok kısa sürüyor, bu yüzden hava

changes if it gets cold suddenly or if the temperature drops suddenly all of

soğuduğunda hava değişir değişmez aniden veya sıcaklık aniden düşerse,

the lovely cherry blossom falls off so yes I love the cherry blossom as well I

güzel kiraz çiçeklerinin tamamı düşer, bu yüzden evet kiraz çiçeklerini de seviyorum,

love it when it all comes out it looks amazing but sadly my garden doesn't look

hepsi çıktığında onu seviyorum, harika görünüyor ama ne yazık ki bahçem

quite as impressive as the cherry blossom injured

kiraz çiçeği kadar etkileyici görünmüyor sakatlandım

I know it's a very good it's a very big time of the year

biliyorum bu çok iyi yılın çok büyük bir zamanı

nice to see you mr. Duncan squeeee Internet hello hello squinter net I love

sizi görmek güzel bayım Duncan squeeee Internet merhaba merhaba squinter net

your name by the way hello mr. Duncan it's me Peter from

Bu arada adınıza bayıldım merhaba bayım. Duncan, ben Brezilya'dan Peter

Brazil the police one hello Shira Blade and hello to Peter to give you your

polis bir merhaba Shira Blade ve Peter'a size gerçek adınızı vermek için merhaba

proper name mr. Duncan hello from London ello ello

Mr. Londra'dan Duncan merhaba ello ello ben

it's mr. Duncan yeah he's in land hello mr. Duncan from London I just

bay. Duncan evet o karada merhaba bayım. Londra'dan Duncan Sadece

wonder why you are not talking about my favorite program Come Dine With Me Julia

neden en sevdiğim programdan bahsetmediğini merak ediyorum Come Dine With Me Julia

do you watch that I used to watch it many years ago I used to watch Come Dine

izler misin bunu yıllar önce izlerdim Come Dine

With Me it's a kind of competition where people make meals for each other and

With Me'yi izlerdim insanların yemek yaptığı bir tür yarışma birbirlerine ve

then they all have to give each other points on how good the meal was so yes I

sonra hepsi birbirlerine yemeğin ne kadar iyi olduğuna dair puan vermek zorundalar bu yüzden evet

used to watch it but I don't watch it anymore

eskiden izlerdim ama artık izlemiyorum Dürüst olmak gerekirse bugünlerde

I don't really watch much television these days to be honest because I spend

pek televizyon izlemiyorum çünkü

most of my time here on YouTube I don't have much time really to watch TV

en çok zaman harcıyorum YouTube'da geçirdiğim zamanın çoğunu TV izlemek için pek zamanım yok

Daniella hello I've never been on this channel where do you live mr. Duncan

Daniella merhaba Bu kanalda hiç bulunmadım nerede yaşıyorsunuz bayım? Duncan

hello Daniela Daniela media I live in a lovely little place called Much Wenlock

merhaba Daniela Daniela medya İngiltere'de Much Wenlock adında sevimli küçük bir yerde yaşıyorum

which is in England and that is where I am broadcasting live to you now I'm

ve şu anda size canlı yayın yaptığım yer orası İngiltere'den canlı yayın yapıyorum

broadcasting to you live from England I will do my best to talk about William

William Shakespeare hakkında konuşmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım

Shakespeare I mean I will unleash my skills Thank You Mohammed for that yes

I yani becerilerimi ortaya çıkaracağım anlamına geliyor Bunun için Muhammed'e teşekkür ederim evet

here in the UK it is Shakespeare week every year all of the schools around the

burada Birleşik Krallık'ta her yıl Shakespeare haftası Birleşik Krallık'taki tüm okulların William Shakespeare hakkında konuştukları

UK they have a special week where they talk about William Shakespeare they go

özel bir haftaları var

around to different schools lots of experts about the works of William

farklı okulları dolaşıyorlar ve hakkında birçok uzman var William

Shakespeare they visit schools and give talks to the students

Shakespeare'in eserlerini okulları ziyaret ederler ve öğrencilerle konuşmalar yaparlar

and of course they encouraged the students the young students to read

ve tabii ki öğrencileri genç öğrencileri

Shakespeare and it is hard to appreciate just how much influence William

Shakespeare okumaya teşvik ederler ve William

Shakespeare has had on the English language really even to this very day

Shakespeare'in İngiliz dili üzerinde bugüne kadar ne kadar etkisi olduğunu gerçekten takdir etmek zordur.

six hundred years ago William Shakespeare was writing his plays and

altı yüz yıl önce William Shakespeare oyunlarını ve

his sonnets and six hundred years ago to this very day William Shakespeare has

sonelerini yazıyordu ve altı yüz yıl öncesinden bugüne kadar William Shakespeare

shaped the way in which English is used so here in the UK at the moment it is

İngilizcenin kullanılma biçimini şekillendirdi, yani burada Birleşik Krallık'ta şu anda

Shakespeare week and I thought later on after mr. Steve arrives I thought we

Shakespeare haftası ve ben daha sonra düşündüm bay sonra Steve geldiğinde William Shakespeare tarafından yaratılan

would have a look at some words some phrases that were created by William

bazı kelimelere ve tümcelere bir göz atacağımızı düşündüm

Shakespeare and they are used in English right now mr. Duncan I am from Turkey

ve bunlar şu anda İngilizce'de kullanılıyor bay. Duncan ben türkiyeliyim

and I love you so much Burke ods oh can I hope I pronounced

ve seni çok seviyorum Burke ods oh umarım

your name right Berg aza can and a big hello to you in Turkey I have been to

adını doğru telaffuz edebilmişimdir Berg aza can ve sana türkiyeden kocaman bir merhaba

Turkey I have visited Turkey twice I even made a video lesson I actually

aslında

recorded a lesson in Turkey in a very beautiful place called Fethiye and also

Türkiye'de Fethiye adında çok güzel bir yerde ve ayrıca

another place called Chevalier two very beautiful places in Turkey hello mr.

Chevalier adında başka bir yerde Türkiye'de çok güzel iki yerde bir ders kaydettim merhaba bay.

Duncan I'm Gabriel from Sudan can you teach us the grammar and exercises

Duncan, ben Sudan'dan Gabriel, bize dilbilgisi ve alıştırmaları öğretebilir misin

because your accent is very clear well I talk about grammar sometimes I also give

çünkü aksanınız çok net, ben de bazen dilbilgisi hakkında konuşuyorum, ayrıca

you examples of sentences and how to use certain words so can I just say that you

size cümle örnekleri ve bazı sözcüklerin nasıl kullanılacağını da veriyorum, bu yüzden sadece

are in the right place with my lessons and my live English streams you will

şu anda olduğunuzu söyleyebilir miyim? doğru yerde derslerim ve canlı İngilizce yayınlarım ile

have a chance to listen to English being spoken mr. Duncan what is your real name

İngilizce konuşulanları dinleme şansına sahip olacaksınız mr. Duncan senin gerçek adın ne benim

my real name is Duncan that is actually my name so my first name

gerçek adım Duncan bu aslında benim adım bu yüzden ilk adım

is Duncan when I was living in China working in China everyone would call me

Duncan Çin'de yaşarken Çin'de çalışırken herkes bana

mr. Duncan and that name has kind of stuck so that's the reason why I used

bay derdi. Duncan ve bu isim biraz takılıp kaldı, bu yüzden Bay Duncan ismini kullanmamın sebebi buydu

the name mr. Duncan because it sounds quite good really I quite like it anyway

. Duncan çünkü kulağa oldukça iyi geliyor gerçekten çok beğendim yine de

we watched it and liked so much TGN I ran oh yes tgn now this is something I'm

izledik ve çok beğendik TGN koştum oh evet tgn şimdi bu Pazar günü bahsedeceğim bir şey bu konudan

going to mention on Sunday I don't want to talk about it too much now because I

şimdi çok fazla bahsetmek istemiyorum çünkü

don't have all the information here but TGN is going to take her students on a

Buradaki tüm bilgilere sahip değilim ama TGN öğrencilerini

trip on a special trip and it's all because of my English lesson that I

özel bir geziye götürecek ve bunu Türkiye'de kaydetmem İngilizce dersim sayesinde

record it in Turkey so yes thank you very much for that yes to Shakespeare

evet bunun için çok teşekkür ederim Shakespeare'e evet

says Jamelia yes it's hard to it's hard to appreciate just how much influence

diyor Jamelia evet,

William Shakespeare had on the English language to this very day

William Shakespeare'in İngiliz dili üzerinde bugüne kadar ne kadar etkili olduğunu takdir etmek zor,

for example I will give you a quick example knock knock who's there now that

örneğin size hızlı bir örnek vereceğim tak tak şu anda kim var bu,

is a type of joke that many people normally use or say they make a joke and

birçok insanın normalde kullandığı bir şaka türüdür veya şaka yaptıklarını ve

they say knock knock who's there and normally they will make a joke which is

tak tak kim orada olduğunu söylüyorlar ve normalde

kind of a play on words so yeah Shakespeare came up with that it

bir tür kelime oyunu olan bir şaka yapacaklar, bu yüzden evet Shakespeare,

was actually coined by William Shakespeare the cherry blossom will be

aslında William Shakespeare tarafından icat edildiğini ortaya çıkardı, kiraz çiçeği

in full bloom in two weeks I can't wait me neither

tam olarak çiçek açacak. iki hafta bekleyemem ben de

I love the cherry blossom sadly I can only look at the beautiful photographs

kiraz çiçeğini seviyorum ne yazık ki sadece harika kiraz çiçeğinin Japonya'da çekilmiş güzel fotoğraflarına bakabiliyorum merhaba

taken in Japan of the the wonderful cherry blossom hi Oh a big hi and a big

Oh kocaman bir merhaba ve kocaman bir

hand oh thank you very much for that Fernando is here Thank You Fernando for

el oh bunun için çok teşekkür ederim Fernando Bana katıldığınız için teşekkürler Fernando,

joining me it's Leighton live it's 20 past 10:00

Leighton canlı saat 10:00'u 20 geçiyor

and I think mr. Eve has just arrived I think he's just

ve sanırım bay. Eve az önce geldi, sanırım

parking his car outside the house so I think mr. Steve has arrived

arabasını evin önüne park ediyor, bu yüzden sanırım Mr. Steve geldi

Shakespeare is not easy to read for all those learning the English language like

Shakespeare'i benim gibi İngilizce öğrenenler için okumak kolay değil,

me well a lot of Shakespeare's work is in what you might call middle English

Shakespeare'in eserlerinin çoğu sizin orta İngilizce diyebileceğiniz dildedir,

although Shakespeare was responsible for modernizing certain parts of the English

ancak Shakespeare İngilizcenin belirli kısımlarını modernize etmekten sorumluydu, bu

language so even though a lot of his writing sounds very strange even to me

yüzden çoğu Yazısı bana bile çok garip geliyor

there is a lot in his work that we use nowadays for example in a pickle in a

çalışmalarında bugünlerde kullandığımız pek çok şey var örneğin in a turşu in a

pickle it's an expression we use in English but it was created by William

turşu bu İngilizcede kullandığımız bir ifade ama

Shakespeare many years ago I read some sort of Shakespeare book but at that

yıllar önce William Shakespeare tarafından yaratılmış bir çeşit Shakespeare okumuştum kitap ama o

time it was hard to understand and look that I read it and translated it to

zamanlar anlamak ve bakmak zordu ki okudum ve

Portuguese I I translated it to the Portuguese language Danielle thank you

Portekizce'ye çevirdim Portekizce'ye çevirdim Danielle

very much Danielle med Rios when I was working in China I was very lucky to

çok teşekkür ederim Danielle med Rios Çin'de çalışırken

find a book for sale that had all of Shakespeare's work translated into

bir kitap bulduğum için çok şanslıydım Shakespeare'in tüm eserlerinin Çince'ye çevrildiği satılık,

Chinese can you believe that and apparently when you translate

buna inanabiliyor musunuz ve görünüşe göre

Shakespeare into Chinese a lot of it makes no sense whatsoever because of the

Shakespeare'i Çince'ye çevirdiğinizde,

differences between the English language and the Chinese language hello from

İngilizce dili ile Çin dili arasındaki farklar nedeniyle pek çok şey hiçbir anlam ifade etmiyor Rusya'dan merhaba

Russia mr. Duncan my name is gas on what do you think

bay. Duncan, benim adım gaz,

about Luxembourg the country I think it's all right yes sounds like a nice

Lüksemburg ülke hakkında ne düşünüyorsunuz, bence sorun değil, evet kulağa güzel bir

place I've never been there to be honest mr. Duncan how can I speak English

yer gibi geliyor Dürüst olmak gerekirse hiç orada bulunmadım bay. Duncan nasıl

frequently can you advise me Laree f-- there is something that I always say to

sık sık İngilizce konuşabilirim bana tavsiyede bulunur musun Laree f-- her zaman öğrencilerime bu soruyu sorduklarında söylediğim bir şey var,

my students whenever they ask me this question I say you can

practice English at anytime anywhere you can practice with yourself you can

her zaman İngilizce pratik yapabileceğini söylüyorum, her yerde kendi kendine pratik yapabilirsin,

listen to your own voice you can record your voice and listen to it or of course

kendini dinleyebilirsin. kendi sesinizi kaydedebilir ve dinleyebilirsiniz veya tabii ki

you can create your own group you can find other people maybe on the internet

kendi grubunuzu oluşturabilirsiniz belki internette

or maybe in your local area who are interested in practicing their English

veya belki de çevrenizde İngilizce pratik yapmakla ilgilenen başka insanlar bulabilirsiniz,

so there are three suggestions for you mr. Duncan your accent is very clear

bu nedenle size üç önerimiz var bayım . Duncan aksanınız çok net

thanks a lot for that yes I do speak clearly because I am an English teacher

bunun için çok teşekkürler evet anlaşılır konuşuyorum çünkü ben bir İngilizce öğretmeniyim bu yüzden

so really when you think about it there would be no point

gerçekten düşündüğünüzde İngilizce öğretmenin bir anlamı yok

teaching English certainly if you had to listen to my voice there would be no

kesinlikle sesimi dinlemek zorunda olsaydınız hiçbir

point if you couldn't understand what I was saying I would be wasting my time

anlamı olmazdı ne dediğimi anlamadıysanız zamanımı boşa harcamış olurum

hello mr. Duncan my name is Roberto and I am from Tenerife Tenerife I wish I

merhaba bayım. Duncan benim adım Roberto ve ben Tenerife'liyim Tenerife Keşke şu anda

wish I was in Tenerife at the moment that sounds very nice can you explain

Tenerife'de olsaydım kulağa çok hoş geliyor açıklayabilir misin

what does you took it like a duck to water

neyi ördek gibi suya aldın

Thank You moji if you take something like a duck to water

Teşekkür ederim moji ördek gibi bir şey alırsan suyu

it means you took to it very easily it means you learnt it very quickly you

çok kolay aldınız demektir çok çabuk öğrendiniz demektir

were able to do it for the first time without much practice so you take to

ilk defa çok pratik yapmadan yapabildiniz yani

something like a duck to water and the reason why we say that is because ducks

ördekten suya alıyorsunuz ve bunu söylememizin nedeni ördekler

live on water so and they make it look so easy

yaşar su üzerinde yani ve çok kolaymış gibi gösteriyorlar,

they make it look very easy so if you do something for the first time and you do

çok kolaymış gibi gösteriyorlar yani bir şeyi ilk kez yapıyorsanız ve

it very well we can say that you took to it like a duck to water I love that

çok iyi yapıyorsanız, onu suya bir ördek gibi aldınız diyebiliriz. Bu

expression mr. Duncan although I don't often participate in the chat here is a

ifadeye bayılıyorum bayım. Duncan, buradaki sohbete pek katılmasam da,

regular viewer who enjoys all your programs a huge hug to everyone Thank

tüm programlarınızdan keyif alan düzenli bir izleyiciyim herkese kocaman sarılıyorum Teşekkürler

You Alberto that's very kind there is one thing I am

Alberto çok naziksiniz, çok iyi bildiğim bir şey var

very aware of and I've been aware of this for a long time since I started

ve bunun farkındayım canlı sohbet yapmaya başlayalı uzun zaman oldu orada

doing the live chats I am very aware that there are many people watching out

izleyen birçok

there yes I'm all about you many people out there who don't say hello on the

insan olduğunun çok farkındayım evet tamamen seninle ilgiliyim orada

live chat they watch but they never say hello and there are many reasons for

izledikleri canlı sohbette merhaba demeyen ama asla merhaba demeyen birçok insan var ve bunun pek çok nedeni var

this maybe they are feeling a little shy or maybe they are nervous to type

belki biraz utangaç hissediyorlar ya da belki

something in English so that's probably the reason why so can I say hello to all

İngilizce bir şeyler yazmaktan çekiniyorlar bu yüzden muhtemelen bu yüzden tüm utangaç insanlara merhaba diyebilir miyim istemeyen

the shy people all of the people who don't want to say hello on the live chat

tüm insanlara canlı sohbette merhaba de

maybe tonight maybe tonight could be your night where you say hello on the

belki bu gece belki bu gece canlı sohbette merhaba dediğin gecen olabilir hadi

live chat come on don't be shy give it a try or else you'll make mr.

utanma bir dene yoksa mr.

Duncan cry mr. Steve has arrived but I can't see him anywhere I don't know

Duncan ağlıyor bayım. Steve geldi ama onu hiçbir yerde göremiyorum

where he's gone maybe he's gone to the toilet I think so

Nereye gittiğini bilmiyorum belki tuvalete gitmiştir Sanırım öyle düşünüyorum ki bir şeyi ilk kez

to take to something like a duck to water to discover that when you start to

yapmaya başladığınızda bunu keşfetmek için ördek gibi suya gitmek gibi bir şey

do something for the first time you have a natural ability Thank You arid ass I

doğal bir yeteneğiniz var Teşekkürler kuru kıç

think that's what I said hello mr. Duncan I am here in Brazil italiani

sanırım ben de öyle dedim merhaba bayım. Duncan ben burada Brezilya'dayım italiani

italiani Thole hello to you if you are watching at the moment and you have

italiani Thole merhaba size şu anda izliyorsanız ve

never said hello on the live chat go on come on have a go now take your finger

canlı sohbette hiç merhaba dememişseniz hadi hadi gidin şimdi parmağınızı alın

and type say hello mr. Duncan I have never said hello to you before don't be

ve merhaba deyin mr yazın. Duncan, sana daha önce hiç merhaba demedim,

shy give it a try or else you'll make mr. Duncan and mr. Steve cry you will do

çekinme, bir dene, yoksa Mr. Duncan ve Mr. Steve Cry,

you have any friends from other countries mr. Duncan well I have lots of

başka ülkelerden arkadaşlarınız var mı Bay? Duncan, Facebook'ta çok fazla çerçevem ​​var,

frame on Facebook I think I have about 15,000

sanırım Facebook'ta yaklaşık 15.000

friends on Facebook and many people write to me via email so yes I have lots

arkadaşım var ve birçok kişi bana e-posta yoluyla yazıyor, bu yüzden evet,

of people who I talk to some people who have become regular correspondence yes

konuştuğum birçok insan var, bazı insanlar düzenli yazışma haline geldi evet,

it's true hello I'm a shy person mr. Duncan hello

bu doğru merhaba ben' utangaç biriyim mr Duncan

from the shy person Alex Alex Mikael hello Alex thank you so much for taking

utangaç kişiden merhaba Alex Mikael merhaba Alex canlı

that little step to saying hello on the live chat and it's quite easy really

sohbette merhaba demek için o küçük adımı attığınız için çok teşekkür ederim ve gerçekten çok kolay

isn't it Cathy Cathy Orellana says I am a shy girl as well

değil mi Cathy Cathy Orellana benim de utangaç bir kız olduğumu söylüyor

well Cathy you are not shy anymore because you've said hello on the live

Cathy sen Canlı sohbette merhaba dediğin için artık utangaç değilsin

chat mr. Duncan could mr. Steve please make a cup of coffee for us actually

bay. Duncan bay olabilir. Steve lütfen bizim için bir fincan kahve yap aslında

that would be quite nice a cup of coffee at this time of night to keep me awake

gecenin bu saatinde bir fincan kahve beni uyanık tutmak için oldukça iyi olurdu, peki

so where is mr. Steve I will tell you where mr. Steve is mr. Steve is now

bay nerede? Steve, size nerede olduğunu söyleyeceğim, Bay. Steve bey. Steve şimdi

walking through the door of my studio and he's coming over towards me he is

stüdyomun kapısından giriyor ve bana doğru geliyor

walking towards me right now in a very strange way what are you doing Steve you

şu anda çok garip bir şekilde bana doğru yürüyor ne yapıyorsun Steve seni

weirdo my legs are all stiff mr. Duncan mr. Steve mr. Steve has stiff legs I

tuhaf herif bacaklarım tutulmuş bayım. Duncan bey steve bey Steve'in bacakları sert,

don't know what he's been doing why mr. Steve why mr. Steve why are you

ne yaptığını bilmiyorum, neden bayım? Steve neden bay Steve neden

all stiff I just I just I don't know why I did that actually I just suddenly you

hepiniz katısınız ben sadece ben sadece bunu neden yaptığımı bilmiyorum aslında birdenbire bunu

felt like doing it you know sometimes if you feel like doing something on impulse

yapmak istediniz bilirsiniz bazen bir şeyi dürtüyle yapmak istiyorsanız bu

that's a great word by the way impulse impulse in else if you do something on

harika bir kelime bu arada dürtü dürtü başka bir deyişle bir şeyi dürtüyle yaparsanız,

impulse it means you do it without much thought you do it almost like a reaction

bu onu çok düşünmeden yaptığınız anlamına gelir, neredeyse bir tepki gibi yaparsınız, neredeyse

almost like a reaction to something you do it without much thought it is just

bir şeye tepki gibi, fazla düşünmeden yaparsınız, bu sadece bir

impulse yes I just did then so mr. Steve didn't

dürtüdür evet, az önce yaptım o zaman bayım. Steve

plan to walk in here like this but he did it he did it on impulse indeed we

buraya bu şekilde girmeyi planlamamıştı ama bunu bir dürtüyle yaptı gerçekten de

were talking earlier Steve about Stephen Hawking oh yes

daha önce Steve Stephen Hawking hakkında konuşuyorduk oh evet

really really sad news now this week we have lost another big celebrity here in

gerçekten çok üzücü bir haber şimdi bu hafta Birleşik Krallık'ta o kadar çok büyük ünlüyü daha kaybettik

the UK that many people out there probably have never heard of but it's a

Dışarıdaki insanlar muhtemelen adını hiç duymamışlardır ama o bizim

person that we grew up with on the television and his name was Ken Dodd and

televizyonda birlikte büyüdüğümüz bir insan ve adı Ken Dodd'du ve

he was a comedian and he worked in show business for seventy years 70 not 17

o bir komedyendi ve yetmiş yıl şov dünyasında çalıştı 70 değil 17

can you imagine working in one field in one area and especially a very difficult

bir alanda çalışmayı hayal edebiliyor musun? bir alanda ve özellikle çok zor bir

area a profession like show business because it's not easy is it

alanda şov dünyası gibi bir meslek çünkü kolay değil

and I think he was just it was so natural to him as a comedian and of

ve bence o bir komedyen olarak onun için çok doğaldı ve tabii ki

course he was very famous for going on stage doing comedy routines that would

sahneye çıkıp komedi rutinleri yapmasıyla çok ünlüydü.

last for hours and hours he had a huge catalogue of jokes and funny stories

saatlerce sürerdi,

that he loved to relay to the audience and famous these shows went on like for

izleyicilere aktarmayı sevdiği ve ünlü olduğu şakalardan ve komik hikayelerden oluşan devasa bir kataloğu vardı ve bu şovlar

3-4 hours and so longer than that in fact so if he if he did a live

3-4 saat kadar sürdü ve aslında bundan çok daha uzun sürdü, yani eğer yapsaydı

performance in a theatre quite often his shows would go on sometimes four four

Bir tiyatroda canlı performans oldukça sık olarak gösterileri bazen dört dört

five sometimes six hours he would be on the stage performing and he would just

beş bazen altı saat devam ederdi, sahnede performans sergilerdi ve

stay there for five or six hours and the audience would would sit there as well

orada sadece beş veya altı saat kalırdı ve seyirciler de orada otururdu.

for all of that time and sometimes the shows would go on until maybe one or

zaman ve bazen sabah bir bazen ikiye kadar devam ederdi şovlar

sometimes two o'clock in the morning and he had a very good voices rally released

ve çok iyi bir ses rallisi vardı,

singles and album at one time in 1965 he sold almost almost not quite almost more

1965'te bir kerede single ve albüm çıkardı, neredeyse neredeyse değil, neredeyse neredeyse daha fazla şarkı sattı, albümden

songs more records than the Beatles that's

daha fazla plak. Beatles bu

amazing but he did have a very good voice so yes very sad week so what have

harika ama çok iyi bir sesi vardı bu yüzden evet çok üzücü bir hafta bu yüzden

you been saying about Stephen Hawking well I was just briefly talking about

Stephen Hawking hakkında ne söylüyorsunuz?

his work and and the things that he did and the things he talked about and many

people on here also saying things on the live chat as well so I thought a good

burada ayrıca canlı sohbette bir şeyler söylüyor, bu yüzden

question as well to ask tonight would be science do you think science is a

bu gece sormak için iyi bir soru olarak bilim olacağını düşündüm, sizce bilim herkes

subject that's that's interesting to everyone well science I love science

için ilginç bir konu mu bilim,

that was my favorite subject at school chemistry biology physics the thing with

okul kimyasında en sevdiğim konu olan bilimi seviyorum biyoloji fizik fizik ile ilgili olan şey,

physics is it you can do biology is probably the easiest subject to take of

yapabileceğiniz şey, biyoloji muhtemelen bilimlerin alınması en kolay konusudur bence

the sciences I think physics while physics and

fizik, fizik ve

chemistry they're both hard I had to give them up because I'm not very good

kimya ikisi de zor, onları bırakmak zorunda kaldım çünkü matematikte pek iyi değilim fizik yapabilmek için

at maths you need to be very good maths to be able to do physics I think I think

matematiğin çok iyi olması gerekiyor sanırım

of all of them I think I think physics is is the one isn't it that is the

hepsini düşünüyorum bence fizik

really difficult one so I ended up doing biology and ended up working in labs and

gerçekten zor olan değil mi bu yüzden biyolojiyi bitirdim ve sonunda biyolojide çalışmaya başladım. laboratuvarlar ve

things like that because I love doing experiments I used to have my own lab my

bunun gibi şeyler çünkü deney yapmayı seviyorum kendi laboratuvarım vardı

own lab at home we've heard this story before

evde kendi laboratuvarım vardı bu hikayeyi daha önce de duyduk

really I'm boring you already am i mr. Duncan no need to shout okay my normal voice yes

gerçekten canınızı sıkıyorum şimdiden öyleyim. Duncan bağırmana gerek yok tamam normal sesim evet yapmamanı

I'd rather you didn't do that I read did you read Stephen Hawking's book a famous

tercih ederim okuduğumu okudun mu Stephen Hawking'in ünlü bir

book a brief history of time hmm did you ever read it yes and also there was

kitabını zamanın kısa tarihini okudun mu hmm hiç okudun mu evet ve ayrıca

really there was I'm just trying to get to the end of the sentence he's a brief

vardı gerçekten Ben sadece cümlenin sonuna gelmeye çalışıyorum o benim

history of me getting to the end of a sentence so yes I have heard it and it

bir cümlenin sonuna gelmemin kısa bir hikayesi yani evet duydum ve

was a very interesting TV show as well made based on the book and it was

çok ilginç bir TV programıydı aynı zamanda kitaptan uyarlanmış ve öyleydi

presented by Stephen Hawking so yes very good a lot of work on black holes

Stephen Hawking tarafından sunuldu yani evet çok iyi kara delikler üzerine çok fazla çalışma

that's it black holes what happens when you go into a black hole if you are

bu kadar kara delikler bir kara deliğin içine girdiğinizde ne olur

flying through space and you come towards a black hole and you go into it

uzayda uçarken bir kara deliğe doğru gelirsiniz ve içine girersiniz

what happens and there are many theories about what actually happens when you go

ne olur ve orada Bir kara deliğe girdiğinizde gerçekte ne olduğuna dair pek çok teori var,

into a black hole some people believe that you become nothing that's it

bazı insanlar sizin bir hiç olduğunuza inanıyor, bu kadar

you just vanish that's it gone I think you just said think your molecules get

yok oluyorsunuz, bu kadar gitti sanırım az önce moleküllerinizin parçalanacağını söylediniz

torn apart and that was what Stephen Hawking thought if I remember rightly

ve Stephen Hawking'in düşündüğü buydu, eğer hatırlıyorsam haklı olarak

yes but if you see the the famous film science fiction film the black hole you

evet ama ünlü bilim kurgu filmi kara deliği görürseniz,

go straight to and out the other side and into a brand-new universe I don't

doğruca diğer tarafa gidersiniz ve yepyeni bir evrene

think we're going to use I don't think we're going to use Disney science

gidersiniz. Kara deliklerle ilgili çalışmalarımızı dürüst olmak gerekirse, biyolojiyle ilgili bir şeye dayandırmak için Disney bilim

fiction films Disney science fiction films to base our our studies of black

kurgu filmlerini Disney bilim kurgu filmlerini kullanacağız

holes on to be honest that one thing about biology because you mentioned

çünkü

biology just biology is very easy because you have your own reference you

biyolojiden bahsettiniz, sadece biyoloji çok kolay çünkü kendi referansınız var

see you have your body so I always think that biology is quite easy especially

görüyorsunuz vücudunuz var bu yüzden her zaman biyolojinin oldukça kolay olduğunu düşünüyorum, özellikle

when you're talking about the human body because you have one so all of the bits

insan vücudundan bahsederken çünkü bir tane var yani tüm parçalar

all of the parts human biology maybe yeah human biology so that that would be

tüm parçalar insan biyolojisi belki evet insan biyolojisi bu yüzden bu

very easy I think that would be the one to do that's definitely the one to do

çok kolay olurdu bence bu olurdu yapacak olan kesinlikle yapılacak olandır

because you have your own reference book here and that's you so you can look at

çünkü burada kendi referans kitabınız var ve o sizsiniz yani

your hand you can look at all of the skin eat more to it than that mr. Duncan

elinize bakabilirsiniz tüm deriye bakabilirsiniz ondan daha fazlasını yiyin bayım. Duncan

yes well not much naming the parts okay they know okay then where the malleus

evet peki parçaları pek adlandırmıyorum tamam biliyorlar tamam o zaman malleus

incus and stapes are part of your ears your ears yes the malleus incus and

inkus ve stapesin kulaklarınızın bir parçası olduğu yer kulaklarınız evet malleus inkus ve

stapes are the bones in your ears so yes I was very interested in human biology

stapes kulaklarınızdaki kemiklerdir bu yüzden evet insan biyolojisi

and human anatomy at school so I I was really fascinated by it he's told me all

ve insan anatomisi ile çok ilgileniyordum okulda bu yüzden gerçekten büyülendim bana

sorts of stories about when he was at school he used it he so well so when

okuldayken hakkında her türlü hikayeyi anlattı o kadar iyi kullandı ki

you've got a teacher at school he's laughing cuz you know I'm gonna say I

okulda bir öğretmenin olduğunda gülüyor çünkü biliyorsun diyeceğim biliyorum

know what you're going to say most people want to leave their teachers I

ne diyeceksin çoğu insan öğretmenlerinden ayrılmak istiyor

may be taking them a little gift a present maybe some chocolates something

onlara küçük bir hediye alıyor olabilirim belki biraz çikolata onun

like that what did mr. Duncan take to his biology teacher as a present the

gibi bir şey ne yaptı bay. Duncan biyoloji öğretmenine hediye olarak

eyes from what was it were they were they pigs eyes or cows eyes no you are wrong

gözleri ne idi onlar domuz gözleri mi yoksa inek gözleri miydi hayır yanılıyorsunuz onlar koyun

they were sheep eyes that's no no the cow part was the brain

gözleriydi hayır hayır inek kısmı beyindi

so I took a cow I took a cow's brain to the classroom I took as you do

bu yüzden bir inek aldım bir inek aldım beyin sınıfa senin gibi ben de götürdüm

I took some sheeps eyes to the classroom and also some lungs as well I can't

sınıfa birkaç koyun gözü ve biraz da akciğer götürdüm

remember where the lungs came from but I took them to school all in a plastic bag

akciğerlerin nereden geldiğini hatırlayamıyorum ama hepsini plastik bir poşet içinde okula götürdüm

and I took them to school and gave them to my biology teacher and he thought I

ve okula götürdüm ve onları biyoloji öğretmenime verdim ve o benim

was crazy and I think a lot of people would where did you get these from did

deli olduğumu düşündü ve bence birçok insan bunları nereden aldın

you go into a field and kill these animals and rip out the organ are you

bir tarlaya gidip bu hayvanları öldürdün ve organlarını mı söktün

trying to shout to the neighbors or something no just talking normally do

komşulara bağırmaya mı çalışıyorsun ya da başka bir şey hayır sadece normal konuşuyor musun gidiyorsun

you go did you get them from a butcher's I can tell you've been on the stage

onları kasaptan mı aldın bu gece sahnede olduğunu söyleyebilirim o

tonight he's been doing some performing tonight because he's projecting too much

bu gece biraz performans sergiliyor çünkü çok fazla projeksiyon yapıyor

I did I did get them from the butchers there was a lovely guy called Peter

ben yaptım onları kasaptan aldım orada bir Yaşadığımız yere

Bevan who lived very very close to where we lived and here in ER II did run a

çok çok yakın bir yerde yaşayan Peter Bevan adında hoş bir adam ve burada ER II'de

butcher shop a butchery and I used to go in there and ask him if he had any of

bir kasap dükkanı işletiyordu ve ben oraya gider ve ona genel olarak çok kötü olan korkunç korkunç berbat bir şey olup olmadığını sorardım.

the awful awful awful awful so awful is generally it's the stuff that they throw

away the things that they don't want like the organs the eyes and the lungs

organlar, gözler ve akciğerler ve

and the stomach and the the intestines so all of that stuff so yes my making

mide ve bağırsaklar gibi istemedikleri şeyleri fırlatıp attıkları şeyler yani tüm bu şeyler yani evet o

that noise before are you sure about that is that the noise it makes when

sesi daha önce çıkardığımdan emin misin? düşerken çıkardığı ses,

it's falling out just slit your open we didn't make that noise as it came out a

sadece yarığınızı açın, o sesi biz yapmadık, çünkü

strange thing to say mr. Steve is live tonight now we didn't have mr. Steve

tuhaf bir şey söyledi mr. Steve bu gece canlı yayında, artık bayımız yoktu. Steve

last Sunday because what were you doing last Sunday well it was Mothering Sunday

geçen Pazar çünkü geçen Pazar ne yapıyordun peki o gün Anneler Pazarı

or Mother's Day and I went to see my mother which was very nice and my sister

ya da Anneler Günüydü ve annemi görmeye gittim ki bu çok güzeldi ve kız kardeşim de

was there as well and her husband because my sister is also a mother

oradaydı ve kocası çünkü kız kardeşim de çocukken bir anne bu

as children so we were celebrating Mother's Day for my mother and my sister

yüzden biz annem ve aynı zamanda annem olan kız kardeşim için Anneler Günü'nü kutluyorduk ki

who's also mother which is a bit strange but true and yes we had a we went for a

bu biraz garip ama doğru ve evet bir pizza yedik,

pizza which was wouldn't really the sort of Mother's Day meal you would normally

normalde anneler günü yemeğine pek benzemeyecekti bu değil hiç

go with it's not it's not a meal that you should ever have with anyone if it's

kimseyle birlikte yemeniz gereken bir yemek değil, eğer

a special occasion it's like technically if you take someone out for a romantic

özel bir günse, teknik olarak, birini romantik bir

meal never take them for pizza it's not a good first impression right you you

yemeğe çıkarırsanız, onu asla pizza yemeye götürmeyin, iyi bir ilk izlenim değil, değil mi,

have to you have to take them to a place that's a little bit more sophisticated

onu bir ziyafete götürmek zorundasınız. biraz daha sofistike bir yer,

don't take them to McDonald's No well that's even worse our other franchises

onları McDonald's'a götürmeyin Hayır, bu daha da kötü, diğer franchise'larımız

of course name another one I can't think of another one Burger King

elbette başka bir isim ver, başka bir tane düşünemiyorum Burger King,

it has burger in the name so what are the burger outlets are there Oh Burger

adında burger var, burger outletleri nelerdir? orada Oh Burger

King I might do something spontaneous in him he got really angry last week with

King, onda kendiliğinden bir şeyler yapabilirim, geçen hafta bana gerçekten kızdı

me because he said I was bullying him last week unless when I stood in here

çünkü geçen hafta ona zorbalık yaptığımı söyledi, tabi burada durduğumda

you were bullying me mister you thought I was in a bad mood because he couldn't

bana zorbalık yapmıyorsan bayım, kötü bir ruh halimde olduğumu düşündün çünkü yapamadı.

get his live stream to work yes that was him you need to get out on me

canlı yayınını çalıştır evet o oydu beni açığa çıkarmalısın bu

that was stupid YouTube over the thing about you know when do you say good

aptalca YouTube senin hakkında olan şey yüzünden birine ne zaman günaydın

morning to somebody at midnight or do you say it when the sun's coming let's not go

gece yarısı mı dersin yoksa güneş doğarken mi söylersin hadi yapmayalım

there again you're still speaking English there yes

oraya tekrar git orada hala İngilizce konuşuyorsun evet yine de

let's have a debate anyway we won't go into that best not

bir tartışma yapalım o en iyi konuya girmeyeceğiz

watch last Wednesday stream well you almost are going on his long good last

geçen Çarşamba akışını izlemeyeceğiz neredeyse geçen

week talking about it let's not mention that again because this here let's not

hafta onun hakkında konuşarak uzun iyi gidiyorsun bundan tekrar bahsetmeyelim çünkü bu burada bahsetmeyelim, bu

mention that here is something I want to show everyone before we carry on tonight

gece devam etmeden önce herkese göstermek istediğim bir şey var, bu arada

by the way we are going to talk about William Shakespeare because it shakes be

William Shakespeare hakkında konuşacağız çünkü Birleşik

a week here in the UK many schools are having special celebrations and it is a

Krallık'ta bir hafta sallanıyor birçok okul özel kutlamalar yapıyor ve bu bir

way of getting the youngsters the young kids to to read a bit of Shakespeare and

yol küçük çocuklara biraz Shakespeare okutmak ve

let's not forget that Shakespeare helped to coin many many phrases that we use

unutmayalım ki Shakespeare şu anda İngilizcede kullandığımız pek çok deyimi türetmeye yardımcı oldu, bu

now in English so we'll be taking a look at those in a little bit here is

yüzden bunlara biraz sonra bir göz atacağız.

something that was sent to me by Belarus yeah and it's the thing

bana Belarus tarafından gönderildi evet ve bu

that we talked about on the donation the thing that we talked about on Sunday and

Pazar günü konuştuğumuz bağışta bahsettiğimiz şeydi ve

someone mentioned the hornero hornero which is a type of bird so the hornero

biri bir kuş türü olan hornero hornero'dan bahsetti, bu yüzden hornero

is a type of bird and there it is on the argentinian note so it's actually on the

bir kuş türü ve işte burada arjantin notasında yani aslında

new I think it's is it one thousand I think it's one thousand pesos and it's

yeni parada sanırım bin peso sanırım bin peso ve

on the new note and there it is a beautiful bird now I wasn't sure what it

yeni banknotta ve işte şimdi güzel bir kuş ne olduğundan emin değildim

was but there it is there is a lovely picture of the actual note this isn't a

ama işte orada asıl notanın güzel bir resmi bu

real argentinian note I don't think I can take this too I don't think I can

gerçek bir arjantin notası değil bunu da çekebileceğimi sanmıyorum

take this to Argentina and spend it what's that worth a thousand Argentinean

bunu arjantin'e götürüp harcayabileceğimi sanmıyorum bin arjantin

peso Souls I wonder what yes I wonder what it is

pezosu ne kadar eder merak ediyorum ruhlar ne evet merak ediyorum

the exchange rate is I think Mill means a thousand so I guess Mille peso means

döviz kurunun ne olduğunu düşünüyorum Mille bin anlamına geliyor yani sanırım Mille peso

one thousand it's a bit like millennium I suppose one hundred thousand sorry we

bin anlamına geliyor biraz milenyum gibi sanırım yüz bin pardon

don't know what you mean why did you say that was a thousand we talked about

ne demek istediğinizi bilmiyoruz neden öyle dediniz bin

millennium it's a thousand thousand years so it's probably the same thing

milenyumdan bahsetmiştik bu bin bin yıl yani muhtemelen gördüğünüz şeyle aynı şey

you see that's what is a thousand on it so we're guessing it's a thousand but it

onda bin olan o yüzden bin olduğunu tahmin ediyoruz ama

is a thousand but what's it worth what's the exchange rate into English money or

bin ama değeri ne İngiliz parasının döviz kuru nedir ya da

maybe dollars I don't know I I would imagine it isn't it isn't a lot

belki dolar Bilmiyorum Hayal ederdim değil mi çok değil

justjust Oh Steve's very interested now in the live chat he's all over the place

sadece Oh Steve şu anda canlı sohbetle çok ilgileniyor o

I'm just sorry flashing up you see he's all over the place like a madwoman

her yerde deli bir kadın gibi

Snickers here we go would you like to hold that I wear like

Snickers işte başlıyoruz giydiğimi tutmak ister misin

ok hold it okay I'd rather you didn't so there it is thanks a lot and

tamam tut tamam tamam yapmamanı tercih ederim çok teşekkürler ve

also it was sooo cat he's already messed it up I nearly signed out he's already

ayrıca çok kediydi zaten her şeyi berbat etti neredeyse çıktım zaten koca

messed it up with his big banana fingers the moment he gets hold of technology he

muz parmaklarıyla ortalığı alt üst etmiş teknolojiyi eline alır almaz koca

start mashing the keys with his big hands aradas ask my mother hasn't got an

elleriyle tuşları ezmeye başlıyor arada sırada annemin

iPhone so she can barely cope with a normal phone so there's no way

iphone'u yok o yüzden normal bir telefonla zar zor başa çıkabiliyor bu yüzden hiçbir yolu yok Ona

we're gonna give her an iPhone yes Steve's mum doesn't have an iPhone

bir iPhone vereceğim evet Steve'in annesinin iPhone'u yok

my mum does though my mum has an iPad and she uses it all the time so my mum

annemin var gerçi annemin iPad'i var ve o her zaman onu kullanıyor bu yüzden

who is now in her mid that's actually late

artık onun ortasında olan annem aslında

I said mid but late seventies and she has a an iPad somebody here whose name I

geç yetmişlerin ortası dedim ama sonu ve burada bir iPad'i var, burada adını

can't pronounce says have you ever tried to learn a foreign language such as

telaffuz edemediğim biri diyor ki hiç Fransızca Almanca ve İspanyolca gibi bir yabancı dil öğrenmeyi denediniz mi

French German and Spanish well we we always in England we will learn French

peki biz her zaman İngiltere'deyiz Fransızcayı

at school you have to visit nearest country to us and of course now Chinese

okulda öğreneceğiz en yakın ülkeyi ziyaret etmelisiniz bize ve tabii ki şimdi

is being taught in many schools and I suppose that comes as no surprise I want

birçok okulda Çince öğretiliyor ve sanırım bu hiç şaşırtıcı değil

to learn Spanish okay because the next musical extravaganza that I mean yeah is

İspanyolca öğrenmek istiyorum tamam çünkü evet demek istediğim bir sonraki müzikal fantezinin

called San Marino San Marino San Marino San Marino and I've got to speak in a

adı San Marino San Marino San Marino San Marino ve bende var onlar

broke in Spanish English accent without them

olmadan parasız bir İspanyol İngilizcesi aksanıyla konuşmak için hayır

no I've got to speak I've got to speak as though I was sort of is that Italian

konuşmalıyım, sanki bir tür İtalyan

Spanish or or sort of a Latin American sort of accent but obviously in English

İspanyolcası ya da bir tür Latin Amerika aksanıymışım gibi konuşmalıyım ama açıkçası İngilizce bu

so I want to learn how a Spanish person would speak English I've got to listen

yüzden ben Bir İspanyol'un nasıl İngilizce konuşacağını öğrenmek istiyorum İspanyol aksanını kastettiğiniz

to that to learn the accent you mean the Spanish accent then well

aksanı öğrenmek için bunu dinlemeliyim o zaman peki

now how a Spanish person or somebody from from Latin America Argentina yes

şimdi nasıl bir İspanyol veya Latin Amerika Arjantin'den biri evet

I'm gonna would speak English okay in with the accent oh I see so yes so so

İngilizce konuşacağım tamam mı aksanla oh, anlıyorum, evet, yani

the Spanish accent but but speaking English yes we could have got that out

İspanyol aksanı ama ama İngilizce konuşarak evet, bunu

the way quite quickly oh here we go a thousand pesos according to Swan is

oldukça hızlı bir şekilde çözebilirdik oh işte, Swan'a göre bin peso

worth 43 euros thank you for that conversion okay we're not much clearer

43 avro değerinde, bu dönüşüm için teşekkür ederim, tamam biz çok net değil

43 year of euros euros euros what's an ero is this an ero is this a

43 yıl avro avro avro ero nedir bu bir ero bu

new form of currency now when we leave brick when we bricks it when we leave

yeni bir para birimi şekli şimdi tuğlayı bıraktığımızda tuğla ördüğümüzde

Europe will will be using eros I'm going to have to cut your ear

Avrupa eros kullanıyor olacak zorunda kalacağım kulağını kes

I'm going to be going on YouTube I've already started so that I can listen to

YouTube'a gireceğim Zaten başladım ki

Spanish people or South American people speaking English so that I can get the

İspanyolları veya Güney Amerikalıları İngilizce konuşarak dinleyebilirim böylece aksanı anlayabilirim

the accent yes so that I can I can I can perform it in that way as though I was

evet böylece yapabilirim yapabilirim yapabilirim icra edebilirim bu şekilde sanki

this cat because I'm supposed to be like a I care about sort of Caribbean Spanish

bu kediymişim gibi çünkü bir tür Karayip İspanyol

pilot pirate pilot ladies and gentlemen we are now approaching Sao Paulo

pilotu korsan pilotu önemsiyorum gibi olmam gerekiyordu bayanlar ve baylar şimdi Sao Paulo'ya yaklaşıyoruz

yes so it's like a Colombian something like a Colombian South American they

evet yani bu bir Kolombiyalı gibi bir şey Kolombiyalı bir Güney Amerikalı gibi onlar

speak Spanish so they're going all over the place well I think it's supposed to

İspanyolca konuşuyorlar, bu yüzden her yere iyi gidiyorlar bence orası İspanyol kökenli

be a Caribbean island that is sort of Spanish in origin so I'm thinking maybe

bir Karayip adası olmalı, bu yüzden

Colombian so I'm looking for somebody who can speak Spanish in in Latin

Kolombiyalı olabilir diye düşünüyorum, bu yüzden İspanyolcayı Latin Amerika dilinde konuşabilen birini arıyorum

American Spanish English accent there we go I know what you need to do Steve you

İspanyol İngilizce aksanı işte başlıyoruz Ne yapman gerektiğini biliyorum Steve

need to listen to to all of the all of the movies starring Ricardo Montalban

Ricardo Montalban'ın oynadığı tüm filmleri dinlemelisin evet pekala bugün

yes well I suggested that to you earlier today Ricardo Montalban was a great

sana bunu önerdim Ricardo Montalban harika bir

actor he was in many movies including Star Trek the Wrath of Khan

aktördü o birçok filmdeydi Khan'ın Gazabı Star Trek de dahil olmak üzere o

he was Mexican

he was Mexican but that thing that's probably close enough and he's got quite

Meksikalıydı ama muhtemelen yeterince yakın olan o şey

he's got quite a yeah what you would call quite a sexy accent

oldukça seksi bir aksanı var,

so I think that would be quite good from the point of view of of performing that

bu yüzden bence bu bakış açısından oldukça iyi olurdu. Bu

kind of a character you want somebody who's going to attract the ladies so

tür bir karakteri canlandırmak için bayanları cezbedecek birini istiyorsunuz, bu yüzden bu,

this is this is Steve's confession tonight that he finds Ricardo Montalban

Steve'in bu geceki itirafı, Ricardo Montalban'ı

very sexy no I didn't say that I said he has got a sexy voice but he have doesn't

çok seksi bulduğunu, hayır onun seksi bir sesi olduğunu söylediğimi söylemedim ama o Bu

mean I find it attractive he had I'm just saying because women say

onu çekici bulduğum anlamına gelmiyor, sadece kadınlar

Oh Ricardo Montalban and however you pronounce his name he's got a very sexy

Oh Ricardo Montalban diyor ve adını nasıl telaffuz ederseniz edin onun çok seksi bir

accent so that's what I'm looking for what's what I'm trying to get so if

aksanı var, yani aradığım şey bu, elde etmeye çalıştığım şey bu yüzden söylüyorum.

anyone's got any ideas of who I can listen to

to speak English with a Spanish accent I know you could just do the pirate Steve

İspanyol aksanıyla İngilizce konuşmak için kimi dinleyebileceğime dair bir fikri olan varsa, korsanı yapabileceğini biliyorum Steve

does a great pirate voice yeah but it's like a British pirate just do the pirate

harika bir korsan sesi yapıyor evet ama bu bir İngiliz korsan gibi, sadece korsanı yap

I'm not gonna be I can't do that if all else fails do the pirate that's what

ben olmayacağım bunu yapamaz, eğer her şey başarısız olursa, korsanı yap Johnny

Johnny Depp does a Johnny Depp and all of the other ones you know in Pirates of

Depp'in yaptığı budur Johnny Depp ve Karayip Korsanları'nda tanıdığınız tüm diğerleri

the Caribbean ahhh ahhhh oh ahhh he just whispers doesn't he just

ahhh ahhhh oh ahhh o sadece fısıldıyor değil mi sadece

whispers ahhhh hello my name's Jack Sparrow people used

fısıldıyor ahhhh merhaba benim adım Jack Sparrow'lular

to say that I was like Jack Sparrow you've got a lesson where you

benim Jack Sparrow gibi olduğumu söylerlerdi, az önce Jack'ten bahsettiğin o aktörü taklit ettiğin bir dersin var

mimicked that particular actor you just mentioned Jack - though the one that you

- gerçi az önce

just mention I didn't mention me actually did you mentioned his name

bahsettiğin kişiden aslında benden bahsetmedim, onun adından bahsettin mi

what's his name well he's he's an American actor everybody knows is to EV

onun adı ne adı pekala o bir Amerikalı aktör, herkesin bildiği EV'ye olduğunu

I don't need to repeat that of course what's his name then well you tell me

tekrarlamama gerek yok tabii ki onun adı ne o zaman bana beni

you were listening to me surely Jack Sparrow that's his name Oh Jack Sparrow

dinlediğini söyle kesinlikle Jack Sparrow onun adı bu Oh Jack Sparrow

is the character that of the actor come on it's taken as read I'll give you an

filmdeki karakter aktör hadi okunmuş olarak alındı ​​Sana bir

actor I think it's red oh we mentioned that the other day yeah it's something

aktör vereceğim sanırım kırmızı oh geçen gün bundan bahsetmiştik evet bu herkesin bildiğinden

we don't have to make sure that everybody knows it's obvious I love the

emin olmak zorunda olmadığımız bir şey bariz

way you reference live chat from two weeks ago

canlı sohbetten referans verme şeklini seviyorum iki hafta önce

oh I'm sure everybody remembers that yes so we've got some Shakespeare today in

oh eminim herkes bunu hatırlıyordur evet, bu yüzden bugün biraz Shakespeare'imiz var

fact gonna be a late night tonight it's a Shakespeare one this Shakespeare week

aslında bu gece geç bir gece olacak bu Shakespeare haftasında bir Shakespeare

and also something else we were talking about earlier tonight Steve we were

ve ayrıca bu gece daha önce bahsettiğimiz başka bir şey Steve

talking about sandwiches and I was just wondering out there what what is the

hakkında konuşuyorduk Sandviçler ve ben sadece orada en iyi sandviçin ne olduğunu merak ediyordum,

best sandwich now you were talking earlier because you would you were

daha önce konuştuğunuz için,

saying that during your lunch break when you are out and about you find that

öğle yemeği molasında dışarıdayken ve

there are very few sandwiches left now in the supermarket's and and I thought

şu anda süpermarkette çok az sandviç kaldığını fark ettiğinizde bunu söyler miydiniz? ve düşündüm ki,

that maybe it's because a lot of the supermarket's now are getting very

belki de süpermarketlerin çoğu artık

conscious of not wasting food so I think they are producing fewer sandwiches and

yiyecekleri israf etmeme konusunda çok bilinçli hale geliyor, bu yüzden daha az sandviç ürettiklerini düşünüyorum ve

that's the reason why they're running out of sandwiches much earlier

sandviçlerin günün çok daha erken saatlerinde bitmesinin nedeni bu,

in the day yes I think so and also probably because they're not making as

evet bence öyle ve ayrıca muhtemelen

much money as they used to so yes I used to used to be able to go to a

eskisi kadar çok para kazanamadıkları için evet eskiden bir

supermarket pick up a sandwich there be loads there but I noticed now if you get

süpermarkete gidip bir sandviç alabilirdim orada bir sürü şey olurdu ama şimdi farkettim ki eğer

there too late they're all gone that's it

oraya çok geç gidersen onlar' hepsi bu kadar, yani

so you're asking people what are their favorite sandwiches or even what are

insanlara en sevdikleri sandviçlerin ne olduğunu ve hatta

their worst that's it because you mentioned some really horrible

en kötülerinin ne olduğunu soruyorsunuz çünkü bazı gerçekten korkunç

sandwiches and the ones that are always left and there are two two sandwiches

sandviçlerden ve her zaman kalanlardan bahsettiniz ve iki iki sandviç

two particular types of sandwich that are always left behind that no one wants

iki özel sandviç türü var. her zaman kimsenin istemediği geride bırakılır

and that is egg mayonnaise sandwich oh yeah but-but-but yes egg mayonnaise is

ve bu yumurtalı mayonezli sandviç oh evet ama-ama-ama evet yumurtalı mayonez

okay when it's cold but when it's gone a bit warm oh there's nothing worse than

soğukken iyidir ama biraz ısındığında oh ılık yumurtalı mayonezden daha kötü bir şey yoktur

warm egg mayonnaise it's disgusting and also a tuna and cucumber salmon and cube

iğrenç ve aynı zamanda bir ton balığı ve salatalık somon ve küp

or salmon and cucumber than cucumber because the bread goes all soggy

veya somon ve salatalık salatalıktan daha fazla çünkü ekmek tamamen sırılsıklam oluyor hepsi

it goes all wet and they're revolting don't even bother anything with fishing

ıslanıyor ve iğrençler sandviçte balık tutmakla hiçbir şey zahmetine bile girme

in a sandwich I would think stay away from because if ticket if it's a couple

bence uzak dur çünkü eğer bir çiftse bilet

of you know and I don't like to buy a sandwich where the sell-by date is the

çoğunuz biliyorsunuz ve ben son kullanma tarihi

same day mm-hmm because they've usually get you know I go to the back of the

aynı gün olan bir sandviç almayı sevmiyorum aa-hmm çünkü genellikle sizi bilgilendirirler, buzdolabının arkasına gider

fridge and look for the one that's got the the longest sell by Steve is that

ve içinde o gün olan sandviçi ararım. Steve'in yaptığı en uzun satış,

annoying person in the supermarket who always reaches at the back he always

süpermarkette elini her zaman arka tarafa uzatan sinir bozucu kişidir, o her zaman tam

reaches right into the back I do to get the the food that has the longest sell

arkaya uzanır. Tarihe göre en uzun satışı olan yiyeceği almak için yapıyorum,

by date so Steve is the one that keeps doing that it's very annoying to keep in

bu yüzden Steve bunu yapmaya devam eden kişi, bu çok Bir sandviçi içinde tutmak can sıkıcıdır,

a sandwich you don't but you don't want one that's going out of date on the day

istemezsin ama

that you you're there because you think oh that's that's already a couple of

orada olduğun gün eskimiş bir sandviç istemezsin çünkü bunun daha birkaç

days old the breads gonna be soggy you can't go wrong with cheese and onion

günlük olduğunu düşünüyorsun ekmekler ıslanacak bunu yapabilirsin Peynirli ve soğanlı

sandwich and a packet of cheese and onion crisp ly love that combination

sandviç ve bir paket peynir ve soğan çıtır çıtır kombinasyonunu seviyorum

jordão says can you say hello to my daughter and our Cecilia we love you

jordão diyor ki kızıma ve Cecilia'mıza merhaba diyebilir misiniz

both so Anna Cecilia from jordão hello to you and

ikinizi de seviyoruz bu yüzden jordão'dan Anna Cecilia size merhaba ve

thanks for joining us tonight hello so yes

bize katıldığınız için teşekkürler bu gece merhaba yani evet

I like I do like meat sandwiches I like especially something in a big thick roll

seviyorum etli sandviçleri severim Özellikle büyük kalın bir rulodaki bir şeyi

and something that's hot like like like some sort of meat like beef or or sort

ve büyük bir rulonun ortasında sığır eti veya veya domuz eti gibi bir çeşit et gibi sıcak bir şeyi severim

of pork in the middle of a big sort of roll and sometimes they put gravy on it

ve bazen onlar üzerine sos da koyun

as well and it's oh it's all tender the meat is tender and everything inside is

ve oh, hepsi yumuşak, et yumuşacık ve içindeki her şey

still hot and you bite into it and all of the gravy goes over your face ah yes

hala sıcak ve onu ısırıyorsunuz ve tüm sos yüzünüzden akıyor ah evet,

now that I think that might be my most perfect sandwich I accidentally picked

şimdi bunun benim en mükemmel sandviçim olabileceğini düşünüyorum ben

up a sandwich the other day which was one that was made with gluten-free bread

Geçen gün yanlışlıkla glütensiz ekmekle yapılmış bir sandviç aldım.

I picked it up by mistake because it wasn't very well labeled it was a

Yanlışlıkla aldım çünkü üzerinde çok iyi etiketlenmemişti,

chicken salad sandwich and when I got into the car I noticed it was made with

tavuklu salatalı sandviçti ve arabaya bindiğimde fark ettim ki

gluten-free bread for people who can't take the you know the wheat protein hmm

glütensiz ekmek alamayan insanlar için yapıldı buğday proteinini bilirsiniz hmm

I took two bites and I was nearly sick it was revolting hmm so for people who

iki ısırık aldım ve neredeyse hastaydım iğrençti hmm bu yüzden

suffer with wheat intolerance oh I'm I feel very sorry for you because

buğday intoleransı çeken insanlar için oh ben çok üzgünüm çünkü

gluten-free bread is just revolting I'm sorry so that's that I would not like to

glütensiz ekmek isyan ediyor Üzgünüm bu yüzden

be have a gluten intolerance or a wheat intolerance problem because having to

glüten intoleransı veya buğday intoleransı sorunu yaşamak istemem çünkü

suffer gluten-free bread must be very difficult because bread is delicious

glütensiz ekmek çekmek çok zor olmalı çünkü ekmek

that's it yes I must admit I wouldn't if I couldn't finish it mr. Duncan well

lezzetlidir evet İtiraf etmeliyim ki bitiremeseydim yapmazdım Bay. Duncan pekala

some things are quite nice though gluten-free there are some biscuits that

bazı şeyler oldukça güzel ama glütensiz, eskiden satın aldığım bazı bisküviler var

I I used to buy and they're quite nice so they're gluten-free but they taste

ve oldukça güzeller, bu yüzden glütensizler ama tadı

okay but I think the reason why is because they put a little extra sugar

güzel ama bence bunun nedeni biraz fazladan koymaları.

into the biscuit so the flavour kind of comes from the sugar they add something

Bisküviye şeker bu yüzden lezzet bir nevi şekerden geliyor onlar sadece aromayı arttırmak için bir şeyler ekliyorlar ve

just to boost the flavour to get rid of that okay yes where is bread bread is

bundan kurtulmak için tamam evet ekmek nerede ekmek

just lovely and it's very spongy and you know what bread you can't disguise bread

çok güzel ve çok süngerimsi ve hangi ekmeği biliyorsunuz ekmeği gizleyemezsiniz

you can't whereas a biscuit you don't make a gluten-free biscuit quite easily

Yapamazsın oysa bir bisküvi kolayca glütensiz bir bisküvi yapamazsın

so and you can make I've had gluten-free chocolate bites and things I hadn't

ve yapabilirsin Ben glütensiz çikolata ısırıkları yedim ve yapmadığım şeyler

they've been very nice chocolate brown is gluten-free chocolate brownies are

çok güzel oldu çikolata kahverengi glüten- bedava çikolatalı kekler

nice but the bread on its own I tell you now I am very very sympathetic towards

güzel ama tek başına ekmek, size şimdi söylüyorum, glüten intoleransı olan insanlara karşı çok çok sempatikim,

people who have gluten intolerance I really really do because you you have to

gerçekten yapıyorum çünkü

eat all of that awful terrible food its disgusting

o korkunç korkunç yiyeceklerin hepsini yemek zorundasınız, iğrenç,

especially the bread and cakes gluten-free cakes they really are

özellikle ekmek ve pastalar glüten -bedava kekler gerçekten

disgusting so what what Steve what's what's happening Steve on Jen Erin says

iğrençler yani ne Steve ne oluyor Steve Jen Erin'e ne oluyor diyor oh o da ne o zaman evet bunu

halloumi cheese oh what's that then yes I've I've had that in a sandwich I have

bir sandviçte yedim ben

had it I think it's quite sort of it's a bit like mozzarella I think am i right

yedim sanırım biraz öyle biraz mozzarella gibi sanırım haklı mıyım

is it it's a little bit like rubber it's yes I think it's a it's got a certain

biraz kauçuk gibi evet sanırım a belli bir

consistency I think I've heard it actually yes I think I've actually had

kıvamı var sanırım duymuştum aslında evet sanırım

it on a sandwich it's it's alright it's alright I just put I prefer cheddar

sandviçte yedim sorun değil tamam sadece koydum çedar

mmm strong cheddar cheese I like the best cheese it has to smell like like

mmm güçlü çedar peynirini tercih ederim en iyi peynirleri severim

your granddad's feet if it doesn't smell like that then I'm not eating it I love

büyükbabanın ayakları gibi kokmalıdır eğer öyle kokmuyorsa o zaman ben onu yemiyorum

strong cheese cheese that that literally if you bite into it it makes the inside

Sert peynir peynirini seviyorum ki bu kelimenin tam anlamıyla eğer sen onu ısırmak

of your mouth peel off and your teeth dissolve it's so strong Aurora that's a

ağzının içinin soyulmasına ve dişlerinin erimesine neden oluyor o kadar güçlü ki Aurora bu

nice name Aurora Aurora like the aurora borealis

güzel bir isim Aurora Aurora aurora borealis gibi

yes something something wonderful and to look at says oh she's gone now she's in

evet harika bir şey ve bakmak diyor ki ah o gitti şimdi o

Brazil you know what I think of Brazil I'd loved some Brazilian food and I want

Brezilya'da, biliyorsun ne ben Brezilya'yı düşünün Brezilya yemeklerini sevmiştim ve

to know what you're going to be eating or or what you're eating in Brazil it's

ne yiyeceğinizi veya Brezilya'da ne yiyeceğinizi bilmek istiyorum

8 p.m. you're going to have something to eat because you're hungry what are you

saat 20.00. karnınız aç olduğu için bir şeyler yiyeceksiniz ne yemeye

preparing to eat what do you eat in Brazil that's what I want to know what

hazırlanıyorsunuz Brezilya'da ne yiyorsunuz

is Brazilian food I imagine it's it's I would say just now I don't want to seem

Brezilya yemeğinin ne olduğunu bilmek istiyorum sanırım bu az önce söylerdim istemiyorum

ignorant here or although I have a feeling I am going to i think it's very

burada cahil görünmek ya da içimde bir his olsa da çok

spicy food I think Brazilian food might be spicy lots of I think meat maybe a

baharatlı yiyecekler olduğunu düşünüyorum Brezilya yemeklerinin çok baharatlı olabileceğini düşünüyorum et belki çok

lot of Advocaat those things like that is it like

fazla Advocaat bu tür şeyler

Caribbean food do you think Brazilian food is very similar that how do you

Karayip yemekleri gibi mi sizce Brezilya yemeği mi yemek çok benzer Karayip yemeklerini nasıl seversin Bu yüzden

like Caribbean food I am feeling quite hungry now because of this yes quite

şu anda oldukça acıktım evet oldukça

fast a bit of jerk chicken right now German chicken and some rice and peas

hızlı biraz pislik tavuk şu anda Alman tavuğu ve biraz pirinç ve bezelye

which is uh I've got some Caribbean friends and that they make this

ki bu Karayipli arkadaşlarım var ve onlar bu

delicious rice with well it's it's called rice and peas but it hasn't

lezzetli pirinci iyi yapın, buna pirinç ve bezelye denir ama

actually got peas in your not green peas it's red kidney beans what they call it

aslında yeşil bezelyenizde bezelye yok, kırmızı barbunya fasulyesi, buna

rice and peas and they make it with this lovely spicy chicken I absolutely love

pirinç ve bezelye diyorlar ve bu güzel baharatlı tavukla yapıyorlar, onu kesinlikle seviyorum bayım

that mr. Duncan where's he gone he's gone off the best cheese's are in

. Duncan nereye gitti o gitti en iyi peynirler Hollandada

Netherland what's that holy cheese they're cheesed full of holes that you

can get in in France quite commonly sold in France I always find that quite

amusing you love a cucumber sandwich do you Mika it's nice if it's freshly made

taze yapılmışsa güzeldir

I agree a cucumber sandwich is very nice freshly made but if it's bought from a

Salatalıklı sandviçin taze yapılmış çok güzel olduğuna katılıyorum ama bir

supermarket and it's a couple of days old the the cucumber goes all limp and

süpermarketten satın alınırsa ve birkaç günlükse salatalık gevşer ve

horrible I know the feeling and yes you know what a limp cucumber mr. Duncan

korkunç olur Bu duyguyu biliyorum ve evet, ne kadar gevşek bir salatalık olduğunu bilirsiniz Bay. Duncan

definitely there's nothing worse than a limp cucumber yes so so no yes I agree

kesinlikle gevşek bir salatalıktan daha kötü bir şey yoktur evet bu yüzden hayır evet katılıyorum

freshly made cucumber is fine and fish isn't very nice in a in a sandwich

taze yapılmış salatalık iyidir ve sandviçte balık pek hoş değildir

because salmon and and - no quite pungent they've got quite a strong smell

çünkü somon ve ve - hayır oldukça keskin bir kokuları vardır

and when they've been lying in a sandwich for two days they get stronger

ve iki gün boyunca bir sandviçin içinde yattıklarında daha da

and stronger and all that all the juices soaked into the bread and the bread all

güçlenirler ve ekmeğe emilen tüm sular ve ekmek

go soggy I mean any bite into this soggy mess of a sandwich is revolting soggy

sırılsıklam olur, demek istediğim, bu sırılsıklam sandviç karmaşasındaki herhangi bir ısırık iğrençtir sırılsıklam

sandwiches are definitely off the menu I think it's safe to say now we're

sandviçler kesinlikle Menüden çıktıktan sonra

talking about Shakespeare this week because it is Shakespeare week and it's

bu hafta Shakespeare hakkında konuştuğumuzu söylemenin güvenli olduğunu düşünüyorum çünkü bu hafta Shakespeare haftası ve Shakespeare'in bu kadar

amazing how many phrases expressions that Shakespeare created or coined

çok deyim yarattığı veya icat ettiği inanılmaz

if you coin something it means you create something you create it yourself

you coin something you coin a phrase or you coin an expression and there are

bir cümle uydurursunuz veya bir ifade uydurursunuz ve burada ekranda

many expressions you can see just down here on the screen you can see a big

görebileceğiniz pek çok ifade vardır

list of all of the expressions that Shakespeare created all on his own so

Shakespeare'in kendi başına yarattığı tüm ifadelerin büyük bir listesini görebilirsiniz.

we're going to have a quick look you can see them as well Steve so what we've

hızlı bir göz at onları da görebilirsin Steve yani

already mentioned knock knock who's there and quite often we would use a

daha önce bahsettiğimiz tak tak kim orada ve çoğu zaman

very humorous reply that was quite often a play on words so for example you might

çok esprili bir cevap kullanırdık, bu genellikle kelime oyunuydu, bu yüzden örneğin siz

say you might pretend you are the dentist and you say knock knock who's

oradaymışsınız gibi davranabileceğinizi söyleyebilirsiniz. diş hekimi ve tak tak kim var diyorsun

there Phil Phil who Phil Macavity oh you see

Phil Phil kim Phil Macavity oh görüyorsun

fill my cavity so that sounds like a name but also it could refer to a

boşluğumu dolduruyor, bu bir isim gibi geliyor ama aynı zamanda bir dişçiye atıfta bulunabilir,

dentist so there you go also another one in a pickle so yes did

yani işte bir turşu içinde başka bir tane daha gidiyorsun yani evet biliyor

you know that you know that Shakespeare I didn't know that no mr. Jenkin in a

muydun biliyorum ki shakespeare bunu bilmiyordum hayır mr. Jenkin zor

pickle if you are in a pickle you are yo you've gots problems you've got issues

durumdaysan zor durumdasın

you know you're in a difficult situation you're in a pickle you can't make it

zor durumdasın zor durumdasın başaramıyorsun kafan

you're very confused confused you are in a dilemma I'm just listening and

çok karışık kafan çok karışık sen bir ikilemdesin ben sadece dinliyorum ve

considering your voice I'm listening to Steve you're all in a pickle hmm it all

sesini düşünüyorum steve dinliyorum zor durumdasın hmm kafan

confused and you can't make up your mind you are in a difficult a difficult

karışık ve karar veremiyorsun zor bir

situation what situation difficult situation but not not perilous not

durumdasın ne durumdasın zor durum ama tehlikeli değil

perilous not not a very bad it's sort of oh I'm in a bit of a pickle today you

tehlikeli değil çok kötü değil biraz ah bugün biraz zor durumdayım

might say dilemma dilemma dilemma okay so another one is oh wait we're talking

ikilem ikilem ikilem diyebilirsiniz tamam o halde bir tane daha oh bekle

about teeth again to set your teeth on edge if something sets your teeth on

dişlerinizi yerleştirmek için tekrar dişlerden bahsediyoruz dişler kenarda bir şey dişlerinizi kamaştırıyorsa bu

edge what does that mean like lemon juice or or something that's very sugary

ne anlama geliyor limon suyu veya çok şekerli bir şey

so if you eat something very sugary or something very cold if you bite into ice

yani çok şekerli bir şey yerseniz veya çok soğuk bir şey yerseniz dondurmayı ısırırsanız

cream your teeth will yes and we say that your teeth are on edge

dişleriniz evet olur ve biz dişleriniz diyoruz gerginsiniz

something will set your teeth on edge Shakespeare came up with that expression

bir şey dişlerinizi gerecek Shakespeare bu ifadeyi buldu

yes well well well well well well well well well I can't wait to see the

evet iyi iyi iyi iyi iyi iyi bunun altyazılarını görmek için sabırsızlanıyorum iyi iyi iyi iyi iyi iyi iyi iyi iyi iyi

subtitles for that well well well well well well well well well well well well

well well well well well you do it thank you do it...well well well well well well

iyi iyi iyi iyi yaparsın teşekkürler yaparsın...peki iyi iyi iyi

thank you...we haven't got live subtitles yet no we might be getting there but it's a secret

teşekkürler... henüz canlı altyazımız yok hayır oraya geliyor olabiliriz ama bu bir sır

don't read any live chats out we'll just we'll do a couple of more the

canlı sohbetleri okuma dışarı çıkacağız sadece birkaç tane daha

Shakespeare thing that's what I meant yes okay then that's not the live chat

Shakespeare şeyi yapacağız demek istediğim buydu evet tamam o zaman bu Shakespeare'in işi olan canlı sohbet değil

that's Shakespeare's work this is the live chat oh it's something that that

bu canlı sohbet oh bu

applies to us makes your hair stand on end

bizim için geçerli olan bir şey tüylerinizi diken diken ediyor

yes something that makes your hair stand on end

evet tüylerinizi diken diken eden bir şey

yes something that's very what something that's frightening scary something that

evet bu çok ne korkutucu olan bir şey

causes you to become very afraid or very nervous something makes your hair stand

sizi çok korkutan ya da çok gerginleştirmenize neden olan bir şey tüylerinizi diken diken eden bir şey

on end and that is courtesy of mr. William Shakespeare

ve bu Mr. William Shakespeare,

well the hairs on the back of your neck stand up that's a similar expression

ensenizdeki tüyler diken diken oluyor, bu benzer bir ifade,

when you've when you're fearful of something is suddenly get at this

bir şeyden korktuğunuz zaman birdenbire bu

horrible feeling of fear Mildred asks could you tell me what perilous means a

korkunç korku hissine kapıldığınızda Mildred soruyor, eğer tehlikeli bir durumun tehlikeli bir durum anlamına geldiğini bana söyler misiniz? tehlikeli

perilous situation if something is perilous it means it is risky it is

bir şey riskli olduğu anlamına gelir tehlikelidir

dangerous something that might cause you harm or

size zarar verebilecek

even death yes yes something that's careless yeah you could be standing on

hatta ölüme neden olabilecek bir şey evet evet dikkatsiz bir şey evet

the edge of a cliff and you might fall over mmm or you could be you could be

bir uçurumun kenarında duruyor olabilirsiniz ve üzerine düşebilirsiniz mmm veya siz olabilirsiniz evcil hayvan

walking a tightrope hmm that would be pet I mean you wouldn't do that in your

olacak bir ip hmm yani normal hayatında bunu yapmazsın

ordinary life of course I must have it on my date during my daily routine I

tabi ki günlük rutinimdeki randevumda olmalı

never walk along a tightrope don't you

although you can use it yes you can use it as an expression to mean doing

onu tehlikeli bir şey yapmak anlamında bir ifade olarak kullanın

something that is perilous yes so so that itself can be an idiom for doing

evet böylece kendisi tehlikeli bir şey yapmak için bir deyim olabilir

something that's dangerous yes so you can say that you're walking along a

evet böylece ip üzerinde yürüdüğünüzü söyleyebilirsiniz

tightrope you are doing something that is a little bit risky a little bit they

biraz riskli bir şey yapıyorsunuz a biraz her iki

go either way it could go well or it could go disastrously wrong a bit like

şekilde de giderler, iyi gidebilir ya da feci bir şekilde ters gidebilir biraz

this livestream early I think he's getting all right

erken canlı yayın gibi bence o iyileşiyor

okay then hi mr. Duncan mr. Steve I'm so sad for the passing of dr. Stephen

tamam o zaman merhaba bay. Duncan bey Steve, Dr.'un vefatına çok üzüldüm. Stephen

Hawking professor Stephen Hawking one of the brightest minds of this world yes

Hawking Profesör Stephen Hawking bu dünyanın en parlak beyinlerinden biri evet

very sad news really really sad another bright mind that lived he wanted to come

çok üzücü bir haber gerçekten çok üzücü yaşamış başka bir parlak zihin

up with the his life that goal was to come up with a theory of everything yes

hayatını ortaya çıkarmak istiyordu amacı her şeyin bir teorisini bulmaktı evet

a theory that would would explain the entire universe that we live in so wily

bir teori içinde yaşadığımız tüm evreni o kadar kurnazca açıklayacaktı

he hasn't come up with that nobody else has either it's strange isn't it that

ki başka hiç kimse bulamadı ya garip değil mi

one of the biggest questions is actually one of the smallest words in the English

aslında İngilizce'deki en büyük sorulardan biri aslında en küçük kelimelerden biri

language why? why? that's it that was the question that Stephen Hawking for most

neden? Neden? işte bu, Stephen Hawking'in hayatının büyük bir bölümünde

of his life tried to crack he tried to get the answer why why what that's it no

çözmeye çalıştığı soruydu, cevabını almaya çalıştı, neden, neden, bu, hayır,

though there isn't a why what why that's it that's the question okay everything

bir neden yok, neden, neden, soru bu, tamam, her şey,

you're not talking about anything in particular why? just why? when you look at

sen konuşmuyorsun özellikle herhangi bir şey hakkında neden? sadece neden?

the stars at night you see all of those tiny stars billions billions of miles

Geceleri yıldızlara baktığınızda, milyarlarca mil uzaktaki tüm o küçük yıldızları görürsünüz

away and you are looking at those stars as they looked millions of years ago

ve o yıldızlara milyonlarca yıl önceki halleriyle bakıyorsunuz,

so those stars that you see in the sky at night are actually the stars as they

yani geceleri gökyüzünde gördüğünüz o yıldızlar aslında yıldızlardır.

looked millions of years ago that's incredible most of them yes because the

milyonlarca yıl önce görünüyorlardı bu çoğu inanılmaz evet çünkü

light takes so long to reach yes and so because of that it travels across space

ışığın ulaşması çok uzun sürüyor evet ve bu nedenle uzayda seyahat ediyor

and by the time it gets to earth millions of years have passed that's

ve dünyaya ulaşana kadar milyonlarca yıl geçti bu

incredible a lot of them yes it just blows your mind under an eighty six

inanılmaz çoğu evet saniyede seksen altı bin milin altında aklınızı uçurur

thousand miles per second yes speed of a light it's incredible it just it just

evet ışık hızı inanılmaz sadece

blows your mind that is in kilometres so the next time you are in your garden and

kilometrelerce olan aklınızı başınızdan alır, bu yüzden bir dahaki sefere bahçenizdeyken geceden

you are looking up at night to the night sky and you see all those tiny stars

geceye bakıyorsunuz gökyüzü ve tüm bu küçük yıldızları görüyorsunuz,

each one of those stars is a Sun that's incredible so our Sun that gives us all

bu yıldızların her biri inanılmaz bir Güneş, bu yüzden bahçemizde oturup güzelleşip kahverengileşebilmemiz

that lovely light every day so we can sit in our garden and get nice and brown

için bize her gün o güzel ışığı veren Güneşimiz

it's it's that there's millions of them so all of those stars they are all

milyonlarca var yani tüm bu yıldızlar, hepsi

different types types of things that are millions and millions of miles away and

milyonlarca mil uzakta olan farklı türden şeyler ve

the light that you see is also millions and millions of years old it is amazing

gördüğünüz ışık da milyonlarca ve milyonlarca yaşında,

that they they think that in just in our galaxy alone the Milky Way there's about

sadece bizim galaksimizde Samanyolu'nun olduğunu düşünmeleri şaşırtıcı. Yaklaşık

200 billion stars or 200 billion suns and there are about two or three hundred

200 milyar yıldız veya 200 milyar güneş var ve yaklaşık iki veya üç yüz

billion galaxies just like there are more there are more Suns in our own

milyar galaksi var, tıpkı kendi galaksimizde tüm dünyadaki kum tanelerinden daha fazla Güneş olduğu

galaxy than there are grains of sand on the entire earth apparently my mind is

gibi, görünüşe göre aklım başımdan gitti.

blown that is that is quite in fact there is one theory which they now

bu aslında oldukça doğru, şimdi doğru olabileceğine inandıkları bir teori var,

believe could rather be true that the universe is so big it is in fact

evren o kadar büyük ki aslında

infinite which means it goes on forever and when you have a bit Naggar to

sonsuz, bu da sonsuza kadar devam ettiği anlamına geliyor ve onu biraz anlamak için biraz Naggar'ınız olduğunda

understand it a bit yes we should stop interest oh okay you better be

evet durmalıyız ilgi ah tamam ilgilenseniz iyi olur

interested interest is it interesting yes because if the universe is infinite

ilgi ilginç mi evet çünkü evren sonsuzsa

even if it is not quite infinite but quite close to infinite don't mock me

tam sonsuz olmasa da sonsuza oldukça yakın olsa bile benimle alay etmeyin bayım

mr. Duncan it means that anything is possible

. Duncan, her şeyin mümkün olduğu anlamına geliyor

hmm which means that we are here doing this live lesson hmm and because

hmm, bu da burada bu canlı dersi yapıyoruz anlamına geliyor hmm ve çünkü

anything is possible in an infinite universe and it means that everything

sonsuz bir evrende her şey mümkündür ve bu, her şeyin

will happen again so that something else in another part

yeniden olacağı anlamına gelir, böylece evrenin başka bir yerinde başka bir şey

of the universe millions or billions of light-years away there will be another

milyonlarca veya milyarlarca ışık yılı uzakta başka bir

earth exactly like this with us doing a livestream I've easily not right at this

dünya olacak tam olarak böyle bir dünya olacak biz canlı yayın yaparken Kolayca şu anda doğru değil

moment but have some time in the past or in the history we've done this all

ama geçmişte veya tarihte biraz zamanımız var bunların hepsini

before I think Steve has been watching too many episodes of Star Trek

daha önce yaptık sanırım Steve izliyor Star Trek'in çok fazla bölümü

now it's not the new Star Trek that is that is science if the universe is

şimdi yeni Star Trek değil, yani bilim, eğer evren

infant it means anything is possible and anything will in fact happen anyway I

bebekse, her şeyin mümkün olduğu anlamına gelir ve aslında her şey zaten olacak,

get the feeling that no one wants to talk about this but they're not they're

kimsenin bunun hakkında konuşmak istemediği hissine kapılıyorum ama onlar'

talking about sandwiches

sandviçlerden bahsetmiyorlar

whoa in an infinite universe any combination in a sandwich will be

whoa sonsuz bir evrende bir sandviçteki herhangi bir kombinasyon

possible can you have can you have shark sandwich yes can I have shark and

mümkün olacak köpekbalığı sandviçi yiyebilir misin evet köpekbalığı ve

lobster sandwich yeah can I have a luncheon and --which yep you have

ıstakoz sandviçi yiyebilir miyim evet öğle yemeği yiyebilir miyim ve --ki evet sen varsın

anything can I have a London bus on a sandwich that I can bite into it and eat

herhangi bir şey Londra otobüsünde bir sandviç alabilir miyim ki onu ısırıp Londra

on a London bus can I eat on a London bus whilst eating

otobüsünde yiyebilirim Londra otobüsünde yemek yerken

a London bus you're just being silly now mister can I actually look at a picture

Londra otobüsünde yemek yiyebilir miyim şimdi sadece aptallık yapıyorsun bayım gerçekten bir resmine bakabilir miyim

of a London bus on a London bus whilst eating a London bus well you can't eat a

bir londra otobüsü londra otobüsünde londra otobüsü yerken iyi bir

London yes in another universe got to be possible within the realms of the laws

londra yiyemezsin evet başka bir evrende mümkün olmalı fizik kanunlarının alemleri içinde

of physics make your mind up you can't eat a bus make your mind up she's going

karar ver otobüs yiyemezsin kararını ver yukarı, o

back already on this do--if still gonna stay within the laws of physics

zaten bu konuda geri dönüyor - eğer hala fizik yasaları dahilinde kalacaksa,

there's no way well I think we can save an infinite universe I think we can

bunun hiçbir yolu yok bence sonsuz bir evreni kurtarabiliriz sanırım

safely say that mr. Steve is never going to be the next Stephen Hawking oh I

bunu güvenle söyleyebiliriz bay. Steve asla bir sonraki Stephen Hawking olmayacak oh

think I know more about it than you mr. ding so it would appear that people are

sanırım bu konuda sizden daha çok şey biliyorum bayım. ding yani insanlar

more interested in sandwiches than the meaning of the universe to be honest I

sandviçlerle evrenin anlamından daha çok ilgileniyor gibi görünüyor dürüst olmak gerekirse

don't blame you because I'm quite hungry at the moment well let's face it we

sizi suçlamıyorum çünkü şu anda çok açım pekala kabul edelim

can't do anything about it anyway even if we understand it how the universe

bu konuda bir şey yapamayız bile evrenin nasıl

works it's not going to really change our lives because we'll just be going

çalıştığını anlarsak, bu bizim hayatımızı gerçekten değiştirmeyecek çünkü

out to work going to the toilet or eating we got etc so it won't really

işe dışarı çıkıp tuvalete gideceğiz veya yediklerimizi

change our lives put the brakes on bother coming home

yiyeceğiz vs. evde

because what he does is abuse know somebody's asking you a question oh okay

çünkü yaptığı suistimaldir biliyorum biri sana soru soruyor oh tamam

I'm sure take a sandwich I'm saying shut up Steve because still wants to ask you

eminim bir sandviç alırım sus diyorum Steve çünkü hala sana bir soru sormak istiyor

a question I don't know that I can answer it how long does it take light

ona ne kadar süre cevap verebileceğimi bilmiyorum

from the Sun to get to the earth it's right now is it nine minutes or nine

Dünya'ya ulaşmak için Güneş'ten gelen ışık gerekiyor şu an şu an dokuz dakika mı dokuz

seconds it's one of the two it's somewhere around I think it's not I mean

saniye mi ikisinden biri yakınlarda bir yerde sanırım değil demek istediğim sanırım

I think it's about I think it's minutes yes I think it's several minutes nine

hakkında sanırım dakikalar evet sanırım birkaç dakika dokuz

minutes I think it is yes oh we are we always

dakika bence evet oh biz her zaman

sticking with nine minutes I think it takes about nine I think it does take

dokuz dakikaya bağlı kalıyoruz sanırım dokuz dakika kadar sürüyor bence

about nine minutes am i right no minutes show me nine minutes I don't know oh

dokuz dakika kadar sürüyor doğru mu hayır dakikalar bana dokuz dakikayı göster bilmiyorum ah

sorry I thought that was a I thought I was on

pardon bunun bir olduğunu düşünmüştüm

a game show they see it's either nine seconds or nine minutes it's either it's

Bir yarışma programında olduğumu sanıyordum ya dokuz saniye ya da dokuz dakika olduğunu görüyorlar bu ya

something I cut somebody must know do they know look it up like from the

kestiğim bir şey birilerinin bilmesi gerekiyor biliyorlar mı medyumdan bakıyormuş gibi Dünyanın dört bir

psychic I can hear that people around the world now are typing into Wikipedia

yanından insanların şu anda Wikipedia'ya yazdıklarını duyabiliyorum

I think it is about nine minutes nine minutes ronzo okay sounds too long to me

I sanırım yaklaşık dokuz dakika dokuz dakika ronzo tamam bana çok uzun geldi

it sounds a very long time nine years 186,000 miles per second how far is it

çok uzun bir zaman dokuz yıl saniyede 186.000 mil Güneş'e ne kadar uzaklıkta

to the Sun we can't work that oh I can't with that Adam please yes I can i if

çalışamayız bunu yapamam Adam lütfen evet Keşke

only Stephen Hawking was here I think it's minutes

Stephen Hawking burada olsaydı, dakikalar olduğunu düşünüyorum,

so apparently we are correct you are correct Oh mr. Steve is correct

bu yüzden görünüşe göre biz haklıyız, siz haklısınız Oh bay. Steve haklı

okay I can hear the applause from millions around them there's just this

tamam, çevrelerindeki milyonlardan gelen alkışları duyabiliyorum, sadece

distant echo inside mr. Steve it's amazing when you look at the Sun it's

içinde bu uzak yankı var bay. Steve, Güneş'e baktığında harika,

nine minutes old yeah it takes nine minutes according to

dokuz dakika eski evet Steve'e göre dokuz dakika sürüyor

Steve not me just in case it's wrong and the Internet

bana göre değil yanlış olur diye ve İnternet iyi

well if you get your information from Wikipedia you know no I think it's right

bilgini Wikipedia'dan alırsan bilirsin hayır bence doğru

very interesting by Apollo says interesting so how so yes so the next

çok ilginç Apollo tarafından ilginç diyor yani nasıl yani evet bir dahaki

time missing name talking about a space Spacey subject and your name's Apollo

sefere kayıp isim bir uzaydan bahsederken Spacey konusu ve senin adın Apollo evet aya giden

yeah the name of a space rocket that went to the moon

bir uzay roketinin adı peki

well Apollo is a Greek god hmm Mildred says Oh Mildred is laughing haha

Apollo bir Yunan tanrısı hmm Mildred diyor ki Oh Mildred gülüyor haha

so we are looking at Shakespearean phrases that we still use good riddance

yani biz hala kullandığımız shakespeare cümlelerine bakıyoruz aferin aferin aferin iyi

good Vince Megan good riddance so good riddance is normally an exclamation that

Vince Megan aferin o kadar iyi ki kurtulmuş olmak normalde

you make when you are glad to see someone go so when they walk out the

birinin gitmesine sevindiğinde yaptığın bir ünlemdir bu yüzden onlar odadan çıktıklarında

room maybe it is someone you hate or despise you don't like them and you are

belki de senden nefret ettiğin ya da hor gördüğün biridir onlardan hoşlanmıyorsun ve

glad to see them go you say oh he's gone now good riddance yes you shanks

gitmelerine seviniyorsun diyorsun ah o gitti şimdi iyi ki kurtulmuşsun evet

Shakespeare that's Shakespeare back there gone and you don't want them to

shakespeare'i sallıyorsun o shakespeare orada gitti ve

come back some don't you say it to their face don't you do you but most of the

geri gelmelerini istemiyorsun bazılarını yüzlerine söyleme sen yapmıyor musun ama çoğu

time that's a phrase you you say behind their back have you ever said good

zaman bu bir cümledir onların arkasından söylediğin hiç

riddance to someone's face yes I'm sure I have what to them what's what when

birinin yüzüne geçmiş olsun dedin mi evet eminim onlara ne yapacağım ne var ne

they're saying what when they're saying they are saying that they are going and

zaman derler ne zaman' gideceklerini söylüyorlar ve

you say to them good riddance yes if you don't like them huh yeah you can say

onlara geçmiş olsun diyorsun evet eğer onlardan hoşlanmıyorsan ha evet diyebilirsin ki

that I can't imagine that I can't oh he's a good one here's a good one there

yapamayacağımı hayal bile edemiyorum oh o iyi biri burada iyi biri var

this we are getting very cerebral tonight very cerebral see intelligent

bu gece çok beyinsiz oluyoruz, zeki

people out there mr. Duncan was trying to talk about sandwiches no that's it

insanlara bakın bayım. Duncan sandviçler hakkında konuşmaya çalışıyordu, hayır o kadar, biz

when we talk about cerebral things we talk about things that are in the mind

beyinle ilgili şeylerden bahsettiğimizde, zihindeki şeyler hakkında konuştuğumuzda, kafa yorduğumuz şeyler hakkında

things that we ponder things that we think about things that we consider and

düşündüğümüz, düşündüğümüz şeyler hakkında konuşuyoruz ve

that's really what Stephen Hawking did he spent a lot of his time thinking and

Stephen Hawking gerçekten de bunu yaptı, çok şey harcadı. düşünme,

studying and trying to work out how things worked how things were connected

çalışma ve işlerin nasıl yürüdüğünü çözmeye çalışma zamanı,

so there do you believe in time travel asks jordão now I can answer that from

bu yüzden zaman yolculuğuna inanıyor musunuz diye soruyor jordão şimdi buna kendi fikrime göre cevap verebilirim, buna

my own opinion first of all I don't believe in it because no one has ever

inanmıyorum çünkü kimse inanmadı

come back from the future you see it's very easy to disprove so there are no

gelecekten hiç geri gelmediğini görürsün çürütmek çok kolay bu yüzden

time travelers this there is no time travel it doesn't exist because we would

zaman yolcusu yok bu zaman yolculuğu diye bir şey yok çünkü

see people appearing from the future and there aren't any so that means that time

gelecekten gelen insanları görürdük ve hiç yok yani bu da o zaman anlamına geliyor

travel is not possible they yes III don't

yolculuk mümkün değil onlar evet III pek iyi değil

well it's theoretically possible to to go in a spaceship and go near the speed

teorik olarak bir uzay gemisine binip ışık hızına yakın gitmek mümkündür

of light and then time travels differently for you in so it's possible

ve sonra zaman sizin için farklı şekilde hareket eder, bu nedenle

to travel forward in time if you go at very high speed yes you come back

çok yüksek hızla giderseniz zamanda yolculuk yapmak mümkündür evet geri döneceksin

everyone will be dead yes but that's not true time travel no it's not well it is

herkes ölecek evet ama bu

a kind of time no but I think they're all about just traveling you know life

doğru zamanda yolculuk değil

from the future to 2018 and you've got a silver suit on and a big cone on your

gümüş takım elbise giy ve kafanda büyük bir koni

head and you go are out I'm from the future and this is what human beings are

ve sen gidiyorsun ben gelecekten geliyorum ve gelecekte insanlar böyle olacak

like in the future we talk out of our hands we're all going

elimizde olmadan konuşuyoruz hepimiz gidiyoruz

we're all going to be in in about a few hundred years time it did was a very

hepimiz olacağız yaklaşık birkaç yüz yıl içinde çok

funny episode look and in a comedy series where all the people coming from

komik bir bölüm görünümüydü ve gelecekten gelen tüm insanların küreselleşme nedeniyle gerçekten

the future we're all just this weird caramel color because because of

bu kadar tuhaf karamel renginde olduğumuz bir komedi dizisinde

globalization of really traveling and interbreeding with different different

gerçekten seyahat etmek ve farklı farklı insanlarla melezleşmek

races everyone ended up being just this caramel color which I thought was quite

yarışlar herkesin sonunda sadece bu karamel rengi oldu ki bu oldukça

funny do you remember that can we say caramel color yes

komik olduğunu düşündüm karamel rengi diyebilir miyiz evet

caramel sorry wait though no we have to check so everybody out there if there

karamel üzgünüm bekle ama hayır kontrol etmemiz gerekiyor bu yüzden

are any PC police watching or anyone anybody can we say caramel is it okay

herhangi bir PC polisi veya herhangi biri izliyorsa herkes kontrol edebilir mi? Karamel deyin tamam mı Burada politik doğruluk polisinden

whether I'm just getting a live update here from the political correctness

canlı bir güncelleme alıp almadığımı alabilir miyiz

police yet can we I'm just checking to make sure that we

Sadece bir kişinin rengini tarif etmek için karamel görebildiğimizden emin olmak için kontrol ediyorum evet

can see caramel to describe the color of a person yeah I think we currently you

sanırım şu anda

can't okay it is extremely offensive and tomorrow

yapabiliriz Tamam, bu son derece saldırgan ve yarın

we will have people protesting outside the house I don't think so they will be

insanlar evin önünde protesto yapacaklar, o yüzden Steve'i paramparça edeceklerini sanmıyorum,

tearing Steve to pieces when it goes outside she's gonna mansion actor start

o malikane oyuncusu

his car you can imagine that in five hundred years time we're all just

arabasını çalıştıracak, bunu beş yüz yıl sonra hayal edebilirsiniz hepimiz

basically one color what we were talking about before that I don't know your time

temelde tek bir rengiz daha önce bahsettiğimiz şey seyahat etme zamanınızı bilmiyorum bu

to travel that's it so I feel like I want to go back in time and start this

yüzden zamanda geri gitmek ve fizikçilere

live stream again according to according to physicists are going to physicists

göre bu canlı akışı yeniden başlatmak istiyormuşum gibi hissediyorum fizikçiler için zamanda geriye yolculuk yapmanın

there is no way you can possibly travel back in time that

hiçbir yolu yoktur,

apparently is impossible but traveling forward in time yes is possible but

görünüşe göre imkansız ama zamanda ileriye yolculuk evet mümkündür ama bu

that's been proved that's been proved that ya can do that and and here's an

kanıtlanmıştır, bunu yapabileceğiniz kanıtlanmıştır ve işte size

interesting fact that will blow your mind when you get on a plane you know

ilginç bir gerçek, bunu yaptığınızda aklınızı başınızdan alacak. uçağa binin

what's coming next I do when you get on an aeroplane and you travel a very long

sırada ne olacağını biliyorsunuz ben yaparım uçağa bindiğinizde ve uçakla çok uzun bir mesafe seyahat ettiğinizde

distance on a plane did you know that you are actually also traveling through

aslında zamanda ileriye yolculuk yaptığınızı da biliyor muydunuz

time forward in time you are travelling forward in time you are actually going

zamanda ileriye yolculuk ediyorsunuz aslında

forward in time because of the speed of the plane but of course the time that

uçağın hızından dolayı zamanda ileri gidiyor ama tabii ki ilerlediğiniz zaman

you move forward by is is just like a micro I think seconds isn't just

mikro gibi bence saniye saniyenin

millionths of a second or some very tiny amount but because of the speed of the

milyonda biri ya da çok küçük bir miktar değil ama uçağın hızından dolayı

plane there is a strange I want I want to say a quantum effect or some sort of

uçakta tuhaf bir şey var istiyorum kuantum etkisi veya

effect where the time shifts I think I think it's just to do with I I don't

zamanın değiştiği bir tür etki demek istiyorum sanırım bunun sadece bununla ilgisi var ben

know what the theory is there but there is a there is a thing the way if you

teorinin ne olduğunu bilmiyorum ama bir şey var yol eğer

move fast through time the faster you go the further forward or the faster the

zaman içinde hızlı hareket edersen ne kadar hızlı gidersen o kadar ileri gidersin ya da

time goes for you so when you were right sorry yeah if it's right say if you

zaman senin için o kadar hızlı gider yani haklıyken özür dilerim evet eğer doğruysa diyelim

travel at the speed of light okay the times faster for them yes yes it's

ışık hızında seyahat edersen tamam onlar için zaman daha hızlı evet evet

faster the people if we get if we go in a spaceship and traveled close to the

Bir uzay gemisine binersek ve ışık hızına yakın bir süre seyahat edersek, insanlar daha hızlı olur

speed of light for but I think it's four years and then you come back again

ama bence bu dört yıl ve sonra tekrar

everyone at on Earth's aged by thirty years that's it

Dünya'daki herkes otuz yaş kadar geri gelir, bu

something like that I don't think anyone's interest not one person has

benim gibi bir şey değil' kimsenin ilgisini çekeceğini sanmıyorum hiç kimse

made a comment about any of this stuff we're talking about

bu konuların herhangi biri hakkında yorum yapmadı biz konuşuyoruz

well of course to us it's late at night you start talking about these subjects

tabii ki bizim için gece geç saatlerde bu konular hakkında konuşmaya gece geç saatlerde başlıyorsunuz zaten evet

late at night anyway yes apparently our - says it's it's all to do with

görünüşe göre bizim - hepsi bu kadar diyor

relativity Nativity that's the phrase I was looking for relativity yeah well AD

relativite ile Doğuş, relativiteyi aradığım ifade buydu, evet, AD

Reinstein address said it before you where live you know you can't think

Reinstein adresi bunu sizden önce söyledi, nerede yaşadığınızı biliyorsunuz,

still here's here's a bit of irony so we lost professor Stephen Hawking

hala düşünemezsiniz, işte burada biraz ironi var, bu yüzden bugün Profesör Stephen Hawking'i kaybettik

today but today is also the anniversary of Einstein's birth is it yes

ama bugün aynı zamanda onun da yıldönümü. Einstein'ın doğumu evet

how bizarre is that have sat really is occurring Einstein was born in this day

ne kadar tuhaf oturdu gerçekten oluyor Einstein bu günde doğdu

and also today is a very special day it is true and also today is a special day

ve ayrıca bugün çok özel bir gün bu doğru ve ayrıca bugün özel bir gün

because it is pi day pi day because the date well you have to be in America of

çünkü pi günü pi günü çünkü tarih iyi sen Amerika'da olmak zorundayız

course because we don't do it this way round we do it the other way round so

elbette çünkü bunu bu şekilde yapmayız tam tersini yaparız yani

3.14 is the first part of Pi which is which pi goes on forever it's an

3.14 Pi'nin ilk kısmıdır ki bu pi sonsuza kadar devam eder

infinite number it goes on forever and ever and ever and ever and ever and of

sonsuz bir sayıdır sonsuza kadar devam eder ve her zaman ve her zaman ve

course in the UK we put the in America they put there that the month before the

tabii ki Birleşik Krallık'ta Amerika'da bir ay önce oraya koyduklarını koyduk

before the day but in England of course we put it the other way round I'm

ama İngiltere'de elbette tam tersini koyduk

demonstrating here very good screen now couldn't see so it works it works on

Burada çok iyi ekran şimdi gösteremiyorum. t bak işe yarıyor seninkinde çalışıyor

yours Steve hold it up again I'm trying to demonstrate PI so it works on yours

Steve tekrar kaldır onu PI'nin seninkinde işe yaradığını göstermeye çalışıyorum

but on ours it doesn't mathematical constant 1 4 3 isn't pi but 3 4 1 is on

ama bizimkinde matematiksel sabit değil 1 4 3 pi değil ama 3 4 1

their c14 you know the other way yes so and also it was who else's birth

onların c14'ünde diğer yolu biliyorsun evet yani ve ayrıca o başka kimin doğum

birthday was it I'm trying to another person died on this day also connected

günüydü o başkasını deniyorum bu gün öldü ayrıca

to I remember in a minute mr. Duncan mr. Steve where were you on the 11th of the

bağlıyım bir dakika sonra hatırlıyorum bay. Duncan bey Steve 9'un 11'inde neredeydin

9th oh one 11th of the 9th is that the 11th

oh 9'un 11'i o 11'i

ever yes I think they're saying 9 it could be the 9th of November of course

hiç evet sanırım 9 diyorlar 9 Kasım olabilir tabii ki

you see so that's the problem when you use when you when you write the date

görüyorsun yani sorun bu kullandığın zaman sen ne zaman tarihi

like this it can be very confusing because for British people we don't do

bu şekilde yazarsanız çok kafa karıştırıcı olabilir çünkü İngilizler için

it like this we do it the other way round we put the day first and then the

bunu böyle yapmayız tam tersi yaparız önce günü ve sonra ayı koyarız bu

month so it can be very confusing you write you end in this country on 9/11 oh

yüzden çok kafa karıştırıcı olabilir siz en sonda yazarsınız 11 Eylül'de bu ülke oh

yeah I was who are you III was in a plane the day before 9/11 and this is a

evet ben sen kimsin III 11 Eylül'den önceki gün bir uçaktaydım ve bu

story I think I've told before I actually arrived back from Malaysia the

sanırım daha önce anlattığım bir hikaye Malezya'dan

day before 9/11 it has nothing to do with 9/11 I wasn't in

11 Eylül'den önceki gün dönmeden önce anlattım. 11 Eylül'le ilgisi yok New York'ta falan değildim

New York or anything like that I wasn't flying with American Airlines or

American Airlines ile uçmuyordum ya da

anything it was nothing connected but I was on a plane the day before 9/11 so I

herhangi bir şeyle bağlantılı değildi ama 11 Eylül'den önceki gün bir uçaktayım bu yüzden

arrived back in the UK the day before and then the following day of course we

geri döndüm. Birleşik Krallık'tan önceki gün ve ertesi gün elbette

all know what happened that everybody remembers where they are and so they

hepimiz ne olduğunu biliyoruz, herkes nerede olduklarını hatırlıyor ve bu yüzden

weren't significant yes okay but where they are everyone remember Lester

önemli değillerdi evet tamam ama herkes nerede olduklarını hatırlıyor Lester'ın

travelling in time we didn't I didn't finish the sentence come on everyone

zamanda yolculuk yaptığını biz yapmadık ben bitirmedim hadi cümle herkes

remembers where they were when there are significant world events hmm

nerede olduğunu hatırlıyor önemli dünya olayları olduğunda hmm

presidents being assassinated and things like that so where were you when the

başkanlar suikasta kurban gidiyor ve bunun gibi şeyler yani

Magna Carta was signed I was indeed well I was probably existing in another

Magna Carta imzalandığında neredeydiniz gerçekten iyiydim muhtemelen

planet somewhere billions of miles away because in the infinite universe of

milyarlarca mil ötede başka bir gezegende yaşıyordum çünkü sonsuz evrende

course we're immortal because we exist again we are all made of stars

tabii ki ölümsüzüz çünkü yeniden varız hepimiz yıldızlardan yapıldık

Stardust yes some of us have got more of the heavy elements than others so well

Stardust evet bazılarımız diğerlerinden daha fazla ağır elemente sahip o kadar iyi evet

yes apparently 3.14159 is the start of Pi so this is quite a coincidence that

görünüşe göre 3.14159 Pi'nin başlangıcı yani bu oldukça tesadüf

Stephen Hawking died today and it was the birthday of Einstein write that down

Stephen Hawking'in bugün öldüğünü ve Einstein'ın doğum günü olduğunu yaz şunu

write that down hasn't he managed to were to arrange that I don't think he

yaz bunu not etmeyi başaramadı mı ayarlamayı başardığını sanmıyorum

arranged it I know he didn't have him just being hello hello it's Steven

ayarladı biliyorum ona sadece merhaba merhaba diye sahip olmadı, bu Steven Onu

Hawking her could you please arrange for me to die on the same day as I Stein's

Hawking, lütfen I Stein'ın

okay then thank you a massive coincidence I mean the more you think

iyi olduğu gün ölmemi ayarlar mısın, o zaman teşekkür ederim büyük bir tesadüf demek istiyorum ki, bunun hakkında ne kadar çok düşünürsen, o

about that the more you think that is just amazing it's a coincidence mind you

kadar harika olduğunu düşünürsün, tesadüf olduğunu unutma,

I suppose it's a 1 in 365 chance oh it's probably not that yes significant so

sanırım bu bir 1 365'te şans oh muhtemelen o kadar değil evet önemli yani aynı gün

there is a chance that we will die on the same day yes especially if it

ölme ihtimalimiz var evet özellikle

happens at the same time but it's still significant whatever both you know

aynı anda olursa ama yine de önemli her ne biliyorsan

famous physicists so another let's have another phrase invented by Shakespeare

ünlü fizikçiler yani başka bir hadi başka bir ifade bulalım Shakespeare

and we are going we are going in a brand about five minutes so yes the live chat

ve biz gidiyoruz yaklaşık beş dakika boyunca bir markaya gidiyoruz bu yüzden evet canlı sohbet

has gone very quiet I think all of the the very deep and meaningful things the

çok sessiz geçti Bence bu gece konuştuğumuz tüm çok derin ve

meaningful things we've talked about tonight

anlamlı şeyler

hello mr. Duncan that's a robot oh oh there we go Stephen Hawking I'm putting

merhaba bayım. Duncan bu bir robot oh oh işte başlıyoruz Stephen Hawking'i

down there for no one can see what you're pointing at Stephen Hawking

oraya koyuyorum çünkü kimse neyi gösterdiğini göremiyor Stephen Hawking'e

yesterday breathed his last yes or today today was it it was the early hours of

dün son evetini verdi ya da bugün bugün sabahın erken saatleri miydi

this morning so yes to breathe your last is to take your last gasp of air you

yani evet son nefesini vermek, son nefesini vermektir, son nefesini verirsin, son nefesini verirsin,

breathe your last you expire you die you'll go wherever you believe you go so

ölürsün, gittiğine inandığın her yere gidersin, o yüzden

there there you go another one if someone is faint-hearted faint-hearted

işte bir tane daha, eğer biri korkaksa, biri korkaksa,

it was created by Shakespeare faint-hearted faint-hearted yes that

Shakespeare tarafından yaratılmıştır korkak korkak evet bu

means you that you get quite easily upset

senin çok kolay üzüldüğün anlamına geliyor

yes very sensitive sensitive very sensitive very highly strung yes highly

evet çok hassas hassas çok hassas çok gergin evet çok

strung easily suppose it's it's saying that the slightest thing you're all good

gergin kolayca en ufak bir şeyin bayılmaya iyi geldiğini söylemek

to faint but yes faint-hearted so if I if you

ama evet korkak yani eğer

were to say something to me that was very mild ly abusive I might get upset

bana çok hafif küfürlü bir şey söyleseydin, üzülebilirdim

or something another what another good one is not for the faint-hearted you can

ya da başka bir şey korkak için iyi olmayan

see the list here by the way there is a list here that you can see on the screen

listeyi burada görebilirsin, bu arada burada bir liste var. ekranda görebilirsin buna bakmak

you might need a magnifying glass to have a look at that but there they are

için bir büyütece ihtiyacın olabilir ama işte onlar korkaklığı

I'm just thinking of a way to use the faint-hearted you could say like for

kullanmanın bir yolunu düşünüyorum

example at a horror film you could say horror films are not for the

mesela bir korku filminde olduğu gibi korku filmi diyebilirsin korkaklara göre değil

faint-hearted yes the noose or film where that bloke chops people up they

evet ilmik ya da o herifin insanları

chop them to pieces that that film is not for the faint of faint hearted not

doğradığı film onları parçalara ayırıyor

for the faint-hearted Shakespeare is a great man he would don't good

iyi

livestreams are not for the faint heart yes you've really got to to have a lot

canlı yayınlar korkaklara göre değildir evet,

of perseverance to get through the these live stream especially for us is that if

bu canlı yayınları geçmek için gerçekten çok azimli olmalısınız, özellikle bizim için, eğer

you think it's hard for you imagine standing here doing it live my goodness

sizin için zor olduğunu düşünüyorsanız, burada durup bunu yaptığınızı hayal edin, aman tanrım,

so yes lacking courage to be timid somebody else here has access to an

yani evet ürkek olma cesaretinden yoksun burada bir başkası

online dictionary great we love it it's great when youwhen you can just key in

çevrimiçi bir sözlüğe erişebiliyor harika biz onu seviyoruz sadece

the words and you get the answer what's great is that if we can't remember

kelimeleri girebildiğinizde ve cevabı alabildiğinizde harika olan şey, biz

something that people can look it up and tell us the answer here's another one to

bir şeyi hatırlayamazsak insanların ona bakabilmesi harika yukarı ve bize cevabı söyle işte

wear your heart on your sleeve Oh yep that came from the bar Wow

kalbini koluna takacak bir tane daha Ah evet bardan geldi Vay be

the bard himself William Shakespeare people say I do that don't they wear

ozanın kendisi William Shakespeare insanlar bunu yaptığımı söylüyorlar

your heart on your sleeve it means that you know emotions are hidden everything

kalbini koluna takmıyorlar mı bu duyguları bildiğin anlamına geliyor gizli düşündüğün her şey

that you're thinking about is there for everybody to see that's it you can be

herkesin görmesi için var o kadar sen de olabilirsin

too to open with your feeling you're not holding anything back and of course if

duygunla açamazsın hiçbir şeyi saklamıyorsun ve tabii ki

you wear your heart on your sleeve it is very easy to be exploited and to be used

kalbini giyersen olmak çok kolay sömürülmek ve

by horrible people nasty people out there what you see is what you get so if

korkunç insanlar tarafından kullanılmak oradaki kötü insanlar orada ne görürsen onu alırsın yani eğer bir

you're upset about something you're not going to keep anything in the British

şeye üzülürsen İngiliz Tarzında hiçbir şeyi saklamayacaksın

Way normally is to hold all your emotions in but if you're somebody who

normalde tüm duygularını içinde tutmaktır ama eğer

just expresses themselves I think that's how's everybody how they

sadece kendini ifade eden birisin bence herkes böyle

feel I think that's different though that's it there's the when you wear your

hissediyor bence bu farklı gerçi kalbinin yenini giydiğinde

heart on your sleeve it means you you show your vulnerability yes easily yes

savunmasızlığını göstermiş oluyorsun evet kolayca evet ki

which is not a good thing I don't think it's a good thing I don't a lot of

bu iyi bir şey değil ' Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum,

people round here where we live think think that I'm I'm a bit of a monster

yaşadığımız yerde pek çok insan benim biraz canavar olduğumu düşünmüyor

because I tend not to I tend not to show my feelings openly when I'm talking to

çünkü bunu yapmama eğilimindeyim, duygularımı açıkça göstermeme eğilimindeyim' insanlarla konuşurken

people I think you show your feelings or other people you don't like them

hislerini gösterdiğini düşünüyorum ya da diğer insanlardan hoşlanmadığın

especially especially strangers no I'm very uneasy I've said this before I'm

özellikle yabancılarla hayır çok huzursuzum bunu daha önce de söyledim

not hiding anything I've said this before I'm very uneasy around people I

hiçbir şey saklamıyorum bunu daha önce de söyledim çok insanların yanında tedirgin olmak garip

don't know it might sound strange you might not believe it you might think mr.

gelebilir bilmiyorum siz inanmayabilirsiniz düşünebilirsiniz bay

Duncan that's impossible because yes is so much fun but no I get quite nervous

Duncan bu imkansız çünkü evet çok eğlenceli ama hayır

and very uncomfortable around people I don't know I like to have an idea of who

insanların yanında oldukça geriliyorum ve çok rahatsız oluyorum bilmiyorum kiminle

I'm going to be dealing with especially when we go to a party I always ask Steve

karşı karşıya olacağıma dair bir fikrim olmasını seviyorum özellikle bir partiye gittiğimizde her zaman Steve'e

who will be there I always ask him aye aye aye

kimin orada olacağını sor Ona her zaman evet evet evet diye sorarım

and if and if there are people there that I don't know

ve eğer orada tanımadığım insanlar varsa ve varsa

quite often I won't go to the party I will say no he doesn't like you don't

çok sık partiye gitmeyeceğim hayır diyeceğim o senden hoşlanmıyor değil

like surprises do you I don't like the surprises I like to have a certain

sürprizleri severim sürprizleri sevmem etrafımda

amount of control over what is happening around me yes if I go to a place where

olup bitenler üzerinde belirli bir ölçüde kontrole sahip olmayı severim evet

there is an unknown quantity so there are people there who I don't know I it's

bilinmeyen bir miktarın olduğu bir yere gidersem orada tanımadığım insanlar olur Ben

it's all very unpredictable unsettling I think say yes very interesting tonight

her şey çok öngörülemez rahatsız edici Bence evet deyin bu gece çok ilginç bu

so we'll have a couple of more and then we'll go to go let's have a look

yüzden birkaç tane daha içeceğiz ve sonra gidip bir bakalım

Oh fight fire with fire right it's Shakespeare Shakespeare coined that

Ah ateşe ateşle karşılık verin bu Shakespeare bu sözü Shakespeare uydurdu

phrase so if you fight fire with fire what do you do you write well it's it's

yani eğer siz ateşe ateşle karşılık ver ne yaparsın iyi yazarsın kulağa öyle geliyor

actually just how it sounds really yes so you use the same thing that is

gerçekten evet yani

attacking you or the same thing that is causing problems for you and you use the

sana saldıran şeyin aynısını ya da senin için sorunlara neden olan şeyin aynısını kullanıyorsun ve

same thing back to push it back like fire so if there is a fire burning in a

aynı şeyi geri itmek için kullanıyorsun ateş gibi geri dönün, böylece bir ormanda sık sık yanan bir ateş varsa,

forest quite often they will burn another fire nearby

to stop the fire that's spreading so once the fire reached reaches the area

yayılan yangını durdurmak için yakınlarda başka bir ateş yakarlar, böylece yangın halihazırda yanan alana ulaştığında

that's already burning and that area is controlled the fire will then go out you

ve o alan kontrol edildiğinde, yangın siz söner.

have control over the fire yes and so if somebody's competing with you in some

ateşin kontrolüne sahipsin evet ve bu yüzden eğer biri seninle bir

way and they've got some method of getting one over on you you use the same

şekilde rekabet ediyorsa ve seni ele geçirmek için bir yöntemi varsa, ona karşılık vermek

process to get back at them or if somebody starts shouting at you you can

için aynı yöntemi kullanırsın ya da biri sana bağırmaya başlarsa karşılık verebilirsin

shout back at them it's a bit like putting fire with fire it's quite

onlara göre bu biraz garip

strange as it might be a bit a little bit like what's happening at the moment

çünkü biraz şu anda

between the UK and Russia so today Theresa May said I'm going to

Birleşik Krallık ile Rusya arasında olup bitenlere benziyor, bu yüzden bugün Theresa May

expel some Russian diplomats from this country but then of course Russia will

bazı Rus diplomatları bu ülkeden sınır dışı edeceğimi söyledi. ama o zaman tabii ki Rusya da

probably do the same thing they will fight fire with fire they will do the

muhtemelen aynı şeyi yapacak, ateşe ateşle karşılık verecekler,

same thing back so they will probably expel some British or UK diplomats from

aynı şeyi karşılık verecekler, bu yüzden muhtemelen bazı İngiliz veya İngiliz diplomatları Rusya'dan kovacaklar

Russia and send them back here so another good is tit for tat I like that

ve onları buraya geri gönderecekler, bu yüzden sevdiğim başka bir iyi şey kısasa kısas o sen evet

one you yes I know we're going off subject slyly

biliyorum sinsice konudan sapıyoruz

but I love that tit-for-tat so one person does something and then the other

ama bu kısasa kısasa seviyorum yani bir kişi bir şey yapıyor ve sonra diğer

person does something to retaliate and sometimes they do the same thing to

kişi misilleme yapmak için bir şeyler yapıyor ve bazen misilleme yapmak için aynı şeyi yapıyorlar

retaliate so yes I think we've covered that quite well please can you stay for

bu yüzden evet bence biz Bunu oldukça iyi anlattım lütfen

30 more minutes mr. Duncan 30 minutes Pedro my calves are a hedgerow do you

30 dakika daha kalabilir misiniz bayım? Duncan 30 dakika Pedro buzağılarım bir çit gece

realize it's half an hour away from midnight I've been standing here for one

yarısından yarım saat uzakta olduğunun farkında mısın bir buçuk saattir burada duruyorum sence senin

and a half hours how do you think I feel I've been selling your half and I might

payını sattığımı nasıl hissediyorum ve

my calves are aching already yes imagine it

baldırlarım olabilir zaten ağrıyor evet hayal et

I'm we'd love to actually when I'm 70 I'm going to have big varicose veins in

ben gerçekten çok isteriz 70 yaşıma geldiğimde bacaklarımda büyük varisler olacak

my legs I'm already and it's going to be your fault it's gonna be all your fault

zaten ve bu senin hatan olacak benim nerede olduğum tamamen senin hatan olacak

where my legs look like look like bags full of spaghetti and I can think about

bacaklar spagetti dolu çantalara benziyor ve

is what they're cooking in Brazil at the moment I want to try nice is there a

şu anda Brezilya'da ne pişirdiklerini düşünebiliyorum güzel denemek istiyorum etrafta bir

Brazilian restaurant around I don't think we have Brazilian restaurants we

Brezilya restoranı var mı Brezilya restoranımız olduğunu sanmıyorum

have Caribbean restaurants but we don't have Brazilian apparently what does the

Karayip restoranlarımız var ama bizde brezilya yok anlaşılan

green-eyed monster mean because it is on my list if you see at the bottom at the

yeşil gözlü canavar ne anlama geliyor çünkü o benim listemde en altta solda altta

bottom on the on the left the green-eyed monster is the definition of jealousy

yeşil gözlü canavar kıskançlığın tanımı

yes you express jealousy so a person who is jealous in fact even even the text

evet kıskançlığı ifade ediyorsun yani kıskanan bir insan aslında altındaki yazı bile

underneath is green that's very clever I like that so the green-eyed monster is

yeşil bu çok zekice hoşuma gidiyor yani yeşil gözlü canavar

jealousy so when a person has the green-eyed monster it means that they

kıskançlık yani bir insanda yeşil gözlü canavar varken

feel jealous of another person similar to the expression green with envy yes

onunkine benzer başka bir insanı kıskanıyor demektir ifade kıskançlıkla yeşil evet

exactly well if I think you might find that

kesinlikle iyi, kıskançlıkla

green with envy actually came after the green-eyed monster so I think you might

yeşilin aslında yeşil gözlü canavardan sonra geldiğini bulabilirseniz, bence

find that Shakespeare was there first and then the other one came later so if

önce Shakespeare'in orada olduğunu ve sonra diğerinin daha sonra geldiğini görebilirsiniz.

you're if you're jealous of somebody you you you say that they've got the

Birini kıskanıyorsun

green-eyed monster is that right that's why when when people say your Envy is so

yeşil gözlü canavara sahip olduklarını söylüyorsun bu doğru bu yüzden insanlar senin Kıskançlığın çok

jealous they always use the word green I don't know reen with anything

kıskanç olduğunu söylediğinde her zaman yeşil kelimesini kullanırlar Hiçbir şey bilmiyorum evet

yes I don't know why they use that it must be it must be the way you look when

bilmiyorum

you're jealous or envious as some of there must be a certain look on your

Kıskandığında ya da haset ettiğinde bakışın bu olmalı çünkü bazılarının yüzünde belli bir ifade olmalı

face hmm and they say you're green with envy that's right

hmm ve kıskançlıktan yeşil olduğunu söylüyorlar bu doğru

green with envy you've got a touch of the green-eyed monster about you the

yeşil ile yeşil gözlü canavarın bir dokunuşuna sahip olmana imreniyorum yoksa bir tane

let's have another one if you haven't Oh I've not slept one

daha yiyelim Ah bir kere bile uyumadım gözümü kırpmadım

wink not slept a wink Shakespeare that Shakespeare he created that so if you've

uyumadım gözümü bile kırpmadım Shakespeare o Shakespeare'i yarattı o yüzden eğer

had a bad night's sleep you reckon in the morning if you're

yaşadıysan kötü gece uykusu sabahları hesaplıyorsun eğer gerçekten

really tired yourself why had a dreadful night's sleep I didn't sleep a wink

yorgunsan neden korkunç bir gece uykusu çektin gözümü

I didn't sleep one wink it means that you didn't sleep at all it's an

bile kırpmadım

expression people yeah I just I didn't sleep a wink last night well of course a

Ben sadece dün gece gözümü kırpmadım, tabii ki göz

wink means to close your eyes so when you close your eyes on one side so you

kırpmak, gözlerinizi kapatmak anlamına gelir, bu yüzden gözlerinizi bir tarafta kapattığınızda, bu yüzden

just close one eye that is a wink all right mr. Duncan a wink mr. Steve is a

sadece bir gözünüzü kapatırsınız, bu bir göz kırpmadır, pekala bay. Duncan göz kırptı Bay. Steve

bit of a wink er I've go fun E I hope the subtitles get that right mr. Duncan

biraz göz kırptı ve ben eğlendim E Umarım altyazılar bunu doğru yapar bay. Duncan,

it's raining cats and dogs in Sao Paulo or is it let's have another one break

Sao Paulo'da yağmur yağıyor ya da buzları kırmak için bir tane daha mı kullanalım bu bu ama

the ice this is this is one but it we used a few indeed we did indeed okay

birkaç tane kullandık gerçekten tamam yaptık

here's the rest of the sentence the other week just one extra word was it

işte cümlenin geri kalanı geçen hafta sadece bir fazladan kelimeydi

nice yes what we did we use we use that expression when we were talking about

güzel evet ne yaptık biz bu ifadeyi

idioms related to the cold yes to break ice so yes Shakespeare created that

soğukla ​​ilgili deyimlerden bahsederken kullandık evet buzu kırmak için yani evet Shakespeare bu

expression to break the ice break the ice to get things moving when you've got

ifadeyi buzları kırmak için yarattı buzları kırmak insanları bir araya getirdiğinizde işleri hareket ettirmek için yarattı

people together and they don't know each other very well often you might play a

ve birbirlerini pek iyi tanımıyorlar sık ​​sık

little game or something like that just to get everybody all relaxed break the

küçük bir oyun oynayabilirsin ya da onun gibi bir şey herkesi rahatlatmak için buzları kır

ice hmm another good one too much of a good thing too much of a good thing

hmm bir tane daha iyi çok fazla iyi bir şey çok fazla iyi bir şey

that'll be chocolate with me yes anything that you have the

çikolata olacak benimle evet, sahip olduğun her şey

it feels good all makes you feel good or is pleasurable but then you have too

iyi hissettiriyor, hepsi seni iyi hissettiriyor ya da zevkli ama sonra çok

much of it and quite often too much of a good thing can make you suffer or to be

fazlasına sahipsin ve çoğu zaman çok fazla iyi bir şey sana acı çektirebilir ya da

sick or it can make you feel unwell or it can damage you in some way

hasta olabilir ya da kendini iyi hissetmene neden olabilir. iyi değil ya da size bir şekilde zarar verebilir,

so yes too much of a good thing is courtesy of mr. Shakespeare yes you can

bu yüzden evet çok fazla iyi bir şey Bay'ın nezaketidir. Shakespeare evet

use that for anything food when you're over indulging in food you've had too

bunu herhangi bir yiyecek için kullanabilirsiniz, kendinizi yemeğe aşırı kaptırdığınızda, çok

much to eat that's too much too much of a good thing too many holidays people

fazla yemişsinizdir, bu çok fazla, çok fazla, iyi bir şeydir, çok fazla tatil, insanlar

often say what's too much of a good thing oh here's a good one here's a good

sıklıkla neyin çok fazla iyi bir şey olduğunu söylerler, oh işte bir iyi olan işte iyi olan

one dead is a doornail dead as a doornail yes it just means you're very

ölü bir kapı çivisi bir kapı çivisi kadar ölü evet bu sadece çok

dead although if you're dead you're dead anyway you can't be very dead can you no

ölü olduğun anlamına gelir ama eğer ölüysen zaten ölüsün zaten çok ölü olamazsın değil mi hayır

you can't be varied it can be quite dead is he dead well he's a bit dead he's

değişemezsin oldukça ölü olabilir o öldü o biraz ölü o

slightly dead he's a bit more dead now now is completely dead a doornail is

biraz daha ölü şimdi biraz daha ölü şimdi tamamen ölü bir kapı tırnağı

something is it an inert object isn't it something that's cold and hard cold hard

bir şey mi inert bir nesne değil mi o bir şey soğuk ve sert soğuk

just like a person when they're dead they go they go door now they go cold

tıpkı bir insan gibi öldüklerinde giderler kapıya giderler şimdi soğurlar

and they go hard that's it it's horrible but it's true so we started off with

ve sertleşirler bu kadar korkunç ama bu doğru yani

death and we're we're ending we've come full circle yes full circle you see it's

ölümle başladık ve bitiriyoruz bitiriyoruz tam bir daire geldik evet tam daire görüyorsun işte

there full circle started talking about a subject at the beginning of your line

tam daire orada,

live lesson hour and a half later we've come full circle all the way back to it

canlı ders saatinizin başında bir konu hakkında konuşmaya başladınız ve bir buçuk saat sonra tam daireye geldik, tekrar o konuya geri döndük,

again it means to end up where you started so if you end up in the same

bu, başladığınız yerde bitirmek demektir, yani eğer sonunda biterseniz

place you started from you go full circle Thank You mr. Shakespeare for

başladığın yerde tam bir daire çiziyorsun Teşekkürler bay. Shakespeare

that one it's very kind of you it strange that the live chat has gone very

bunun için çok naziksiniz canlı sohbetin çok

quiet everyone's gone to bed I wonder if everyone is there anyone still there

sessiz olması garip herkes yattı merak ediyorum herkes orada mı hala orada kimse var

they all travel in time and they've all gone back to the beginning though

hepsi zamanda yolculuk yapıyor ve hepsi başlangıca geri döndüler

they've gone back to just before the livestream started and they've pressed

halbuki' canlı yayın başlamadan hemen öncesine geri döndüm ve

the little X in the corner of the screen to make it disappear no no please don't

ekranın köşesindeki küçük X'e basıp onu yok ettiler hayır hayır lütfen

do that they've got I'm not doing that again

yapma onlarda bunu bir daha yapmıyorum o

are we off then mr. Dean what is the meaning of to be cruel

zaman kapalı mıyız Bay. Dean zalim olmanın anlamı nedir zalim

you must be cruel to be kind to be cruel to be kind well sometimes

olmalısın nazik olmak için zalim olmalısın bazen iyi olmak için

especially if you are a parent and you will know this sometimes you have to be

özellikle bir ebeveynsen ve bunu bileceksin bazen

cruel to your child to be kind to teach them a lesson so sometimes you have to

çocuğuna karşı acımasız olmalısın onlara öğretmek için nazik olmalısın bir ders yani bazen

be a little bit strict or you have to lay down the rules and sometimes you

biraz katı olmalısın ya da kuralları koymalısın ve bazen

have to do it in a very harsh way yeah so sometimes you have to be cruel to be

bunu çok sert bir şekilde yapmalısın evet bu yüzden bazen kibar olmak için acımasız olmalısın

kind quite often parents behave in that way a

oldukça sık ebeveynler bu şekilde davranır

similar expression would be tough love oh yes

benzer bir ifade sert aşk olabilir oh evet zor

tough love so sometimes if you love somebody but it's it's the same as cruel

aşk yani bazen birini seversen ama bu nazik

to be kind so you have to be a bit tough on them because you know that's good for

olmakla zalimlikle aynı şeydir, bu yüzden onlara karşı biraz sert olmalısın çünkü bunun onlar için iyi olduğunu biliyorsun

them but it's very it's very hard to do that say you've got a child and they're

ama bu çok zor bunu yapmak için diyelim ki bir çocuğunuz var ve onlar

always demanding things that are a bit spoiled they're always after asking you

her zaman biraz şımarık şeyler talep ediyorlar, sizden her zaman bir

for money for things and then you want to teach them the value of money so you

şeyler için para istiyorlar ve siz onlara paranın değerini öğretmek istiyorsunuz, böylece

stop giving them things or you you ration how much you're giving to them

onlara bir şeyler vermeyi bırakıyorsunuz. ya da siz onlara ne kadar verdiğinizi tayın edersiniz, bunun kibar

you would say that was being cruel to be kind or tough love parents often parents

olmak için acımasız olmak ya da sert sevgi olduğunu söylersiniz, ebeveynler

often are cruel to be kind they might take their child's phone away from them

çoğu zaman nazik olmak için acımasızdırlar,

just to teach them a lesson because maybe sometimes they take things

sırf onlara bir ders vermek için çocuklarının telefonunu ellerinden alabilirler çünkü belki bazen her şeyi olduğu gibi kabul ederler, her zaman orada

for granted they always expect it to be there so sometimes you have to teach a

olmasını beklerler, bu yüzden bazen

very tough lesson sometimes you have to be cruel to be kind

çok zor bir ders vermelisin, bazen nazik olmak için acımasız olmalısın

or you have to use tough love here's another one

ya da sert sevgiyi kullanmalısın, işte bir tane daha

vanish into thin air it's Shakespeare well Shakespeare create that that phrase

gözden kaybolup gidiyor bu Shakespeare. Shakespeare bu cümleyi yarattı, iz bırakmadan

to vanish into thin air to completely disappear without trace

gözden kaybolup tamamen yok olmak için nereye gittin o

where'd you go he just he just vanished into thin air he just vanished

birdenbire gözden kayboldu o birden yok oldu

poof somebody just disappears they they're they're one minute gone that cuz

puf biri yok oldu onlar bir dakikalığına gittiler çünkü

they're not actually vanished into thin air but you look for somebody

onlar aslında ortadan kaybolmaz ama birini ararsın

they're suddenly gone they're gone maybe you're talking to someone and then you

aniden giderler giderler belki biriyle konuşuyorsun sonra

look the other way and then you turn back in the person's gone they've walked

başka tarafa bakarsın sonra geri dönersin o kişi gitmiştir o

off but it's as if they vanished they vanished into thin air Shakespeare

gitmiştir ama bu sanki ortadan kaybolmuş gibi gözden kayboldular. Shakespeare

thanks a lot thanks a lot for that let's have a

çok teşekkürler bunun için çok teşekkürler hadi

couple of more because this is very interesting a lot of people now are

birkaç tane daha alalım çünkü bu çok ilginç şimdi birçok insan

saying this list is amazing so many people didn't even realize this I think

bu listenin harika olduğunu söylüyor o yüzden birçok insan bunun farkına bile varmadı ben Sanırım

even Steve I didn't is finding out some some of the one down there which one

Steve bile, aşağıdakilerden bazılarını buluyor, sağ alt sağ alt

bottom right the bottom right love is blind love is blind oh I I think that a

aşk kör aşk kör oh bence pek çok

lot of people many people will go along with this expression that William

insan William

Shakespeare created love is blind you fall in love with somebody but because

Shakespeare'in yarattığı bu ifadeyle aynı fikirde olacak aşk kördür birine aşık olursun ama

you're in love of them you can't see all their faults and quite often you fall in

ona aşık olduğun için tüm kusurlarını göremezsin ve çoğu zaman

love with the wrong person hmm we've all done that and your friends might be able

yanlış kişiye aşık olursun hmm bunu hepimiz yaptık ve arkadaşların olabilir

to see that they're a bad person but you can't because you're too in love with

onların kötü bir insan olduğunu görmek ama göremiyorsun çünkü onlara çok aşıksın bu

them so love is blind you can't see their faults I think that would be

yüzden aşk kördür onların hatalarını göremezsin bence bu

accurate no that's very good yes so love is blind it makes fools of many people

doğru olur hayır bu çok iyi evet yani aşk kördür birçok insanı aptal durumuna düşürür

people do foolish things when they fall in love because they let their heart

insanlar aşık olduklarında aptalca şeyler yaparlar çünkü kalplerinin

rule their mind so they think here instead of here so love is blind in your

akıllarına hükmetmesine izin verirler bu yüzden burada değil burada düşünürler bu yüzden aşk kafanızda kördür evet

head yes your heart or causing in matters of love it's very you can't

kalbiniz veya aşk meselelerinde buna neden olabilirsiniz.

really let your head rule your heart that would be very difficult but yes

Kafanın kalbini yönetmesine gerçekten izin verme, bu çok zor olurdu ama evet

quite often people will say oh oh she's she's going out with that bloke he's a

çoğu zaman insanlar oh oh o o herifle çıkıyor o bir

baton he is you see don't you gotta get she's only gonna have bad things with

cop o anlıyor musun anlaman gerekmiyor mu onun onunla sadece kötü şeyleri olacak

him and she can't see it and they'll they'll say all love is blind so love is

ve o bunu göremiyor ve onlar da tüm aşkın kör olduğunu söyleyecekler, bu yüzden aşk

blind it makes fools of many people some people learn the hard way by being used

kördür, birçok insanı aptal yerine koyuyor, bazı insanlar kullanılıp suistimal edilerek zor yoldan öğreniyor,

and abused

I don't know what could you explain that what you just did well what does that

bilmiyorum bunu ne açıklayabilirsin? az önce iyi yaptın ne demek bu ne anlama geliyor

mean I was just recalling an incident with a

past lover who was very bad and I was just pretending really I told one of my

eski bir sevgilimle çok kötü olan bir olayı hatırlıyordum ve gerçekten rol yapıyordum

neighbors of the other day that I beat stiva as a joker I think she believed

geçen gün komşularımdan birine şakacı olarak stiva'yı dövdüğümü söyledim sanırım o inandı

him because you know I had to take it you

çünkü biliyorsun, kabul etmem gerekiyordu, biliyor musun,

know what when people when people think things in their mind I have this way of

insanlar akıllarında bir şeyler düşündüklerinde,

solving this problem when people think things of you I actually encourage them

insanlar senin hakkında bir şeyler düşündüklerinde bu sorunu bu şekilde çözüyorum.

to think it so even if they're mistaken even if they are completely wrong about

me I still play as if they are right so the

benim hakkımda tamamen yanılıyorlarsa, hala haklılarmış gibi oynuyorum, bu yüzden

other day I I pretended that I actually beat Steve up as a joke so she wasn't

geçen gün şaka olsun diye Steve'i gerçekten dövmüşüm gibi yaptım, bu yüzden o dövmedi

because they think I'm a bit mean I'm a bit of a monster but I'm not I'm lovely

çünkü benim biraz kaba olduğumu düşünüyorlar. bir canavar ama değilim Ben sevimliyim O

I'm so cuddly and lovely they've probably told that their whole

kadar sevimli ve sevimliyim ki muhtemelen tüm mahallelerine şunu söylediler, beni

neighborhood now that aren't you're beating me up yes but it doesn't matter

dövmüyor musun evet ama önemli değil

cuz I'm not and don't say otherwise

çünkü değilim ve aksini söyleme

oh right he couldn't you can beat up a spider

oh doğru o yapamadı sen bir spider

mister doom I couldn't beat my way out of a wet paper bag he couldn't I

mister doom'u alt edebilirsin ben ıslak bir kese kağıdından kurtulamadım o yapamadı ben

couldn't I'm terrible in a fight I this is how I fight if I was in a fight this

yapamadım kavgada çok kötüyüm ben bu böyle dövüşürüm kavga etseydim böyle

is how I'd fight giving the game away now I would fight like everything you're

dövüşürdüm şimdi oyunu ele verirdim her şey gibi dövüşürdüm

tough I would fight like a girl that's how I fight I just do a lot of slapping

sert olduğun bir kız gibi dövüşürdüm işte böyle dövüşürüm sadece çok fazla tokat atarım bir

there's a lot of slapping taking place not much punching just lots of slapping

sürü tokat oluyor pek yumruk değil sadece bir sürü tokat

in fact they were are you okay Steve just reading the list I'm okay you want

aslında iyi miydin Steve sadece listeyi okuyorum ben iyiyim

to go over there so another one have a goodness sake a goodness sake mr. Duncan

oraya gitmek istiyorsun yani bir tane daha olsun aman tanrı aşkına bay. Duncan

calm down now that is one that Steve uses a lot I do yes he does it when he

şimdi sakinleş, bu Steve'in çok kullandığı bir şey, ben yaparım evet, bir

gets frustrated about something he always goes off for goodness sake I

şey hakkında hüsrana uğradığında bunu yapıyor, her zaman

think isn't that like saying for God's sake yes so quite often in the past

Tanrı aşkına, geçmişte insanlara çok sık evet demek gibi değil mi?

people would use God as a way of cursing or swearing but then of course it became

Tanrı'yı ​​bir sövme ya da sövme yolu olarak kullanırdı ama sonra tabii ki

unacceptable and so instead people said something else so they they exchanged

kabul edilemez hale geldi ve bunun yerine insanlar başka bir şey söylediler, bu yüzden

the word god we're good so for goodness sake goodness that mr. Duncan will you

tanrı kelimesini değiştirdiler, biz iyiyiz, bu yüzden tanrı aşkına, bu bay. Duncan

stop talking for two minutes that's it for goodness sake will this live stream

iki dakika konuşmayı keser misin Allah aşkına bu kadar bu canlı yayın

ever end yes it will very soon don't worry because I'm gonna go to bed Julia

hiç bitecek mi evet çok yakında merak etmeyin çünkü ben yatacağım Julia

says you guys are amazing I I not I don't like you I love you

sizin harika olduğunuzu söylüyor Ben hayır sizden hoşlanmıyorum Seni seviyorum

thank you very much for that oh it's nice to be loved but are you a good

bunun için çok teşekkür ederim oh sevilmek güzel ama sen iyi bir

person or a bad person the world is your oyster yes I like that one that's one of

insan mısın yoksa kötü bir insanmısın dünya senin istiridyen evet bunu sevdim bu

my favorite expressions in the world so the world is your oyster the world is

dünyadaki en sevdiğim ifadelerden biri bu yüzden dünya senin istiridyen dünya

there for you to do what you want to do it is there for the taking

senin yapmak istediğin şeyi yapman için oradadır

so if you have a dream something you want to do something you want to

yani bir hayalin varsa yapmak istediğin bir şey

experience a place that you want to go to something you wish to do in your life

deneyimlemek istediğin bir yer gitmek istediğin bir şey yapmak istediğin bir şey hayat

while whilst you can breathe and enjoy this thing called life then the world is

nefes alırken ve hayat denilen bu şeyin tadını çıkarırken, o zaman dünya

your oyster yes yes you can use that as an

senin istiridyen evet evet bunu bir ifade olarak kullanabilirsin

expression for it for everyone who want to achieve something in life well you

hayatta bir şeyler başarmak isteyen herkes için pekala

can do anything the world's your oyster that's it

her şeyi yapabilirsin dünya senin istiridyen bu

or you can sometimes say it specifically can't you so if somebody has a specific

ya da Bazen bunu özellikle söyleyebilirsiniz, öyle değil mi, eğer birisinin belirli bir

talent like they've got a very good voice or they're beautiful they can be a

yeteneği varsa, çok iyi bir sesi var veya güzellerse, bir

model and you can say all the world's their oyster because if you've got a

model olabilirler ve tüm dünyanın istiridyesi diyebilirsiniz çünkü eğer özel bir yeteneğe sahip olmak,

special talent it means that you probably will achieve the heights of

muhtemelen

your dreams the height of your career so it can be used to anybody to say well

hayallerinizin doruklarına, kariyerinizin doruklarına ulaşacağınız anlamına gelir, bu nedenle herkesin iyi diyebilir,

you can do anything you like because there are lots of opportunities in the

istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz çünkü dünyada birçok fırsat vardır

world and if you believe in something and love

ve eğer inanırsanız bir şeyde ve

for you probably and and you'll you work hard as if you achieve it all it can be

muhtemelen seni seviyorum ve ve sanki her şeyi başarmış gibi çok çalışacaksın,

used specifically for people who have got specific talents and you can see

özellikle belirli yetenekleri olan insanlar için kullanılabilir ve

those talents so if somebody goes on a talent show and they've got a wonderful

bu yetenekleri görebilirsin, böylece biri bir yetenek gösterisine giderse ve onlar ' Harika bir

voice you can say oh look at that they've got a wonderful voice the

sesiniz var diyebilirsiniz, ah, harika bir sesleri var,

world's their oyster you can be used for everybody so they have many

dünya onların istiridyesi, herkes için kullanılabilirsiniz, bu yüzden birçok

opportunities but it also can be a very inspirational way of saying look go out

fırsatları var ama aynı zamanda bakın, oraya gidin ve demenin çok ilham verici bir yolu olabilir. elinden geleni

there and get what you can if you have something to offer the world go out

yap dünyaya sunacak bir şeyin varsa dışarı çık

there and do it be an individual do something that you want to do follow

ve bireysel ol yapmak istediğin bir şeyi yap

your dreams follow your path and give you a life some purpose if you learn

hayallerinin peşinden git yolunu izle ve sana bir hayat ver bir amaç ingilizce öğrenirsen

English the world's your oyster how about that Pedro well that was quite

dünya senin istiridyen nasıl Pedro hakkında pekala, bu oldukça

clever Pedro is going now because his favorite television program is about to

zekiceydi Pedro şimdi gidiyor çünkü en sevdiği televizyon programı

start I I must admit I feel very upset salting how could you say that that is

başlamak üzere İtiraf etmeliyim ki çok üzülüyorum tuzlama, bunun en

your favorite television show does it bother what what are we being thrown off

sevdiğin televizyon programı olduğunu nasıl söylersin?

for what is Pedro going to see that's better than us excuse me disgusting mr.

Pedro ne görecek ki bizden daha iyi, afedersiniz iğrenç bay.

Duncan sorry about looking live on air I had a little burp then I was drinking

Duncan canlı yayında göründüğü için özür dilerim Biraz geğirdim, sonra

some water very quickly yes Pedro is going he's going to watch

çok hızlı bir şekilde biraz su içiyordum evet Pedro gidiyor

his favorite soap opera soap opera yes what's that then what's it called head

en sevdiği pembe diziyi pembe diziyi izleyecek evet bu nedir o zaman adı ne kafa

where is Pedro Pedro Brazil Brazil Argentina Amazon Pedro not only am i the

Pedro Pedro Brezilya Brezilya Arjantin Amazon Amazon Pedro

first time here but I don't write often because I I'm normally busy washing

buraya ilk kez geliyorum ama sık yazmıyorum çünkü normalde

plates or cooking and that comes from Julia gulia so Julia gulia thank you

tabak yıkamakla veya yemek pişirmekle meşgulüm ve bu Julia gulia'dan geliyor, bu yüzden Julia gulia

very much and you don't often leave messages so thanks a lot another one oh

çok teşekkür ederim ve sık sık mesaj bırakmıyorsun, bu yüzden teşekkürler bir sürü başka oh o

he's a good one I like this one wild goose chase so you can see it just there

iyi biri Bu vahşi kaz kovalamacasını seviyorum, bu yüzden onu tam orada,

there it is on the corner there oh yes wild goose chase wild goose chase so a

köşede orada oh evet vahşi kaz kovalamacası vahşi kaz kovalamacası yani

wild goose case is something that occurs when

vahşi kaz vakası, insanlar arama yaptığında meydana gelen bir şey

people search for something or they do something to try and find something and

bir şey için ya da bir şey bulmaya çalışmak için bir şey yaparlar ve

it is all pointless it is fruitless so there is no conclusion you fight you

hepsi anlamsız sonuçsuz yani sonuç yok savaşırsın

don't find what you're looking for you are searching everywhere looking

aradığını bulamıyorsun her yerde arıyorsun her

everywhere trying to find the thing that you are looking for and you don't find

yerde aradığını bulmaya çalışıyorsun arıyorsun ve bulamıyorsun,

it it was just a wild goose chase because presumably if you're trying to

bu sadece vahşi bir kaz kovalamacasıydı çünkü muhtemelen

chase a goose it would be quite difficult you'd waste your time trying

bir kazı kovalamaya çalışıyorsan kaz yakalamaya çalışarak zamanını boşa harcarsın, bu

to catch a goose so people often use that don't they an expression to each

yüzden insanlar genellikle bunu kullanır don ' bunlar birbirlerinin ifadesi değil,

other I mean you might I'm trying to think of an example of where you would

yani siz olabilirsiniz,

use that well the police sometimes use it the police when they're searching for

polisin bazen

a criminal and they might get lots of information that is completely useless

bir suçluyu ararken polisi kullandığı ve çok fazla bilgi alabileceği bir yerde bu kadar iyi kullanabileceğiniz bir örnek düşünmeye çalışıyorum. bu tamamen işe yaramaz, bu

so the police say well we thought we knew where the murderer was so we sent

yüzden polis, katilin nerede olduğunu bildiğimizi düşündük, bu yüzden

the police there but then someone else said no he's over there he's there so

polisi oraya gönderdik ama sonra başka biri hayır orada o orada dedi ve onun

they went there instead but he wasn't there either so they then someone says

yerine oraya gittiler ama o da orada değildi, o zaman birileri ah

oh no he's in that other town he's gone there so they go there but he's not

hayır o diğer kasabada diyor oraya gitti oraya gidiyorlar ama o da

there either so the police go on a wild goose chase they don't find the thing

orada değil bu yüzden polis çılgın bir kaz kovalamacasına gidiyor aradıklarını bulamıyorlar

they are looking for it is just a fruitless search yes a fruitless search

bu sadece sonuçsuz bir arama evet sonuçsuz bir arama

and it might not be literally walking about or running about it could be it

ve kelimenin tam anlamıyla etrafta dolaşmak ya da koşmak olmayabilir,

could be it could be used figuratively couldn't it for other things as well

mecazi olarak kullanılabilirdi, başka şeyler için de olamaz mı, evet evet

that's it yes yes they just sent me on a wild goose chase it was a pointless task

beni az önce çılgın bir kaz kovalamacasına gönderdiler, anlamsız bir görevdi

pointless tasks or tasks yes that's it very good I'm getting tired by going in

anlamsız görevler veya görevler evet bu çok iyi Bir dakika sonra giderek yoruluyorum

a minute don't worry Steve I go if you want to

merak etme Steve istersen giderim

I get the feeling Steve wants to go and I'm gonna go to work to see what I hear

Steve'in gitmek istediği hissine kapılıyorum ve işe gideceğim ne duyacağımı görmek için

what I said they did because last Sunday Steve let us all down last week

yaptıklarını söyledim çünkü geçen Pazar Steve geçen hafta

because he went to see his mummy let my mother down did you a mum liked

annesini görmeye gittiği için hepimizi hayal kırıklığına uğrattı annemi hayal kırıklığına uğrattı sen bir anne çiçekleri sevdi mi o

the flowers she did she loved the flowers and she's flowers used a lot of

çiçekleri sevdi ve çiçekleri çok

water so she's topping them up with water to keep them alive I think the

su kullandı bu yüzden üzerini kapatıyor onları canlı tutmak için suyla doldurdular sanırım

longer she's kept flowers alive when I bought them for two weeks Wow I know

çiçekleri ne kadar uzun süre canlı tuttuysa ben onları iki haftalığına aldığımda Vay canına bunun harika olduğunu biliyorum bu yüzden

that's amazing so even though they were very expensive they will probably stay

çok pahalı olmalarına rağmen muhtemelen

looking fresh for a long time yes you just keep chopping the base of the stalk

uzun süre taze görünmeye devam edecekler evet kesmeye devam edin sapın tabanı

off because it gets blocked up so the water can't go up and then he put some

kapalı çünkü tıkanıyor, böylece su yukarı çıkamıyor ve sonra

sugar and some vinegar in the water oh and that keeps the flowers alive

suya biraz şeker ve biraz sirke koyuyor oh ve bu çiçekleri canlı tutuyor,

that's very good vinegar kills off the bacteria that can block at the end of

bu çok iyi sirke tıkanabilecek bakterileri öldürüyor

the stem and the sugar gives them some energy so that's a good tip if you want

sapın ucu ve şeker onlara biraz enerji verir, bu iyi bir ipucu, isterseniz

if you want to get your flowers that you put into the VARs or Vaes if you want

VAR'lara veya Vaes'e koyduğunuz çiçeklerinizi

them to last longer put put the water in with a little bit of sugar yes and

daha uzun süre dayanmasını istiyorsanız, isterseniz biraz su koyun. biraz şeker evet ve

vinegar couple of teaspoons of sugar and a tablespoon of vinegar and last longer

sirke birkaç çay kaşığı şeker ve bir çorba kaşığı sirke ve daha uzun süre

Wow very good that's a good way to end Steve okay we will see you later okay

Vay çok iyi bu Steve'i bitirmek için iyi bir yol tamam sonra görüşürüz tamam

still need to be here Steve is going to clean his teeth and wash behind his ears

hala burada olmamız gerekiyor Steve dişlerini temizleyip yüzünü yıkayacak ve

and don't forget to wash in your ears as well because Steve always forgets to

kulaklarını yıkamayı da unutma çünkü Steve her zaman

wash inside his ears and I keep telling him if you don't do that you will get

kulaklarının içini yıkamayı unutur ve ben ona bunu yapmazsan havuçların

carrots growing inside your ears that's what my mum Youth's

kulaklarının içinde büyüyeceğini söylüyorum, bu benim annem Gençlik

my mum used to say that to me ridiculous mr. Duncan what are you saying that my

benim annem bana bunu saçma sapan söylerdi bay. Duncan ne diyorsun,

mother is ridiculous no carrots growing out of your ear is ridiculous all that

annem saçma, kulağından havuç çıkması saçma, tüm bu

information came from my mother and she's never wrong thank you very much

bilgiler annemden geldi ve o asla yanılmıyor, çok teşekkür ederim

Steve thank you very much and nice to be here most have been on for how long in

Steve, çok teşekkür ederim ve burada olmak güzel, çoğu nasıl oldu?

an hour am I gonna go this way yes I vanish into

bir saat sonra bu yoldan mı gideceğim evet

thin air well you can climb out the window if you want oh there's a window

gözden kayboluyorum peki istersen pencereden dışarı çıkabilirsin ah şurada bir pencere var

there by if you want to leave by the wind now am I here on Sunday yes good I

rüzgardan gitmek istersen şimdi pazar günü buradayım evet güzel

shall see you all on Sunday definitely Tatara for now so there he goes mr.

yapacağım Pazar günü görüşürüz kesinlikle Tatara şimdilik o yüzden bay gidiyor.

Steve has left the room he has gone upstairs to clean his teeth and wash his

Steve odadan çıktı üst kata dişlerini temizlemek ve kulaklarını yıkamak için çıktı

ears don't forget you have to wash inside your ears as well or else

unutma unutma kulaklarının içini de yıkamalısın yoksa

you get carrots growing inside that's what my mother used to say anyway is

içinde havuç büyür annem de öyle derdi zaten

anyone still on the live chat we will have a couple of more of the

hala kimse var mı canlı sohbet, günümüzde modern İngilizcede kullandığımız birkaç Shakespeare alıntısına daha sahip olacağız, peki ya

Shakespearean quotes that we use nowadays in modern English

how about bated breath if you wait with bated breath

nefesi tutmuş bir şekilde beklerseniz,

it means you wait and you hold your breath you hold your breath whilst

bu, beklediğiniz anlamına gelir ve nefesinizi tutarsınız, bir şeyin olmasını beklerken nefesinizi tutarsınız.

waiting for something to happen so you wait for it to happen

bunun olmasını bekle

bated breath good night mr. steve says Jamelia yes mr. Steve has gone now he

nefesini tut iyi geceler bay Steve, Jamelia'ya evet diyor bay. Steve gitti şimdi

has to get his beauty sleep I'm saying nothing Julia yes I can speak Russian

güzellik uykusuna yatması gerekiyor Hiçbir şey söylemiyorum Julia evet Rusça konuşabiliyorum

and write in Russian are you sorry mr. Duncan we make conversation behind your

ve Rusça yazabiliyorum kusura bakmayın bayım. Duncan arkandan sohbet ediyoruz

back no Julia it's great I love the fact that people are sharing their

hayır Julia bu harika insanların

experiences in the live chat and also don't forget the live chat will be saved

canlı sohbette deneyimlerini paylaşmalarına bayılıyorum ve canlı sohbetin kaydedileceğini de unutma

so when you watch this live stream later as a recording yes the live chat will

bu canlı yayını daha sonra kayıt olarak izlediğinizde evet canlı sohbet

also be there it is a great new feature that YouTube has introduced and I love

de olacak YouTube'un sunduğu harika bir yeni özellik ve onu çok seviyorum hadi

it I love it a lot let's have one more and then I will wrap up laughing stock

bir tane daha yapalım ve sonra

laughing stock now that was actually a mystery idiom a few weeks ago laughing

birkaç hafta önce gizemli bir deyim olan gülünç stoğu şimdi bitireceğim gülünç

stock if someone is the laughing stock it means lots of people around are

biri alay konusuysa, etraftaki birçok insan

making fun of that particular person they are seen as foolish by many people

o kişiyle dalga geçiyor demektir, birçok kişi tarafından aptal olarak görülürler, bu

so that person is the laughing stock the laughing stock so that person has been

nedenle o kişi alay konusu olur, bu yüzden o kişi aptallığının tuzağına düşmüştür.

trapped by their stupidity they have become

laughing stock I think we will leave it there because we are now coming up

alay konusu oldu sanırım orada bırakalım çünkü artık gece

towards midnight we are approaching the midnight hour yes it's true you can see

yarısına doğru geliyoruz gece yarısına yaklaşıyoruz evet doğru

all of the Shakespeare quotes there so there they are

orada tüm Shakespeare alıntılarını görebildiğiniz için işte

on the screen and I will see you on Sunday I hope you've enjoyed this very

ekrandalar ve Pazar günü görüşürüz Umarım bu çok

long late and live stream my legs are actually going to sleep I've been

uzun geç ve canlı yayından keyif almışsınızdır bacaklarım gerçekten uyuyacak

standing here for nearly two hours can you believe it so here we go it's time

yaklaşık iki saattir burada duruyorum inanabiliyor musunuz işte başlıyoruz

to say goodbye it is time to see you at another time another place maybe in the

vedalaşma vakti geldi görüşürüz başka zaman başka bir yerde belki

future maybe in the past who knows I hope you are feeling good I hope you are

gelecekte belki geçmişte kim bilir umarım iyi hissediyorsundur umarım

not feeling too tired and maybe just in case it is the start of your day I hope

çok yorgun değilsindir ve belki de günün başlangıcıdır umarım

you have a super day I will see you on Sunday we are talking about lots of

süper bir gün geçirirsin göreceğim Pazar günü seninle pek çok şey hakkında konuşuyoruz

things I think we're going to talk about rules breaking the rules and getting

sanırım kuralları çiğnemek ve

into trouble with the police yes that's what we are going to be

polisle başımızın derde girmesi hakkında konuşacağız evet

talking about on Sunday so I hope you will join me from 2:00 p.m. UK time for

Pazar günü bunu konuşacağız bu yüzden umarım bana katılırsın öğleden sonra 2:00.

another live English stream this is mr. Duncan in the birthplace of English

Başka bir canlı İngilizce akışı için İngiltere zamanı, bu mr. İngilizcenin doğum yerindeki Duncan,

saying thanks for watching me talking to you good night to Anna good night Julia

seninle konuşurken beni izlediğiniz için teşekkür ediyor, Anna'ya iyi geceler iyi geceler Julia

Arora Rossa mayhem good night to everyone on the live chat don't forget

Arora Rossa canlı sohbetteki herkese kargaşa iyi geceler,

you can watch the live chat later and also hopefully there will there will be

canlı sohbeti daha sonra izleyebileceğinizi unutmayın ve umarım orada olacak

subtitles underneath the video at the bottom the playlists for my video

altyazılar videonun altında en altta video derslerim için oynatma listeleri

lessons are available underneath the video as well so if you look underneath

videonun altında da mevcut yani aşağıya bakarsanız

all of the playlists for my lessons are available there that's it it's time to

derslerim için tüm oynatma listeleri orada mevcut işte gitme zamanı geldi

go we are approaching midnight and it's time for mr. Duncan to go to bed that's

gece yarısına yaklaşıyoruz ve zamanı geldi Bay. Duncan yatacak, bu

me! so I will see you on Sunday and of course you know what is coming next

benim! bu yüzden Pazar günü görüşürüz ve tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet, ben gözden

yes you do just before I vanish into thin air...

kaybolmadan hemen önce bilirsiniz ...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)