OUT in the OPEN - Learn English words for being outside and on show... in public

Out in the open in full view, the people walk past

Açıkta, tam görüşte, insanlar

staring at you to be fully on show in the public gaze

size bakıp halkın bakışlarında tam olarak görünmek için geçerlerken,

as you nervously stare through the social haze

sosyal sisin içinden gergin bir şekilde bakarken kendinizi yersiz

to feel out of place is just a trick in the brain

hissetmek,

for each person you see before you is feeling

daha önce gördüğünüz her insan için beyinde bir oyundur.

just the same.

tamamen aynı hissediyorsun.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr. Duncan in England.

Ben İngiltere'den Bay Duncan.

How are you today? Are you okay?

Bugün nasılsın? İyi misin?

I hope so.

Umarım. Mutlu

Are you happy? I hope so.

musun? Umarım.

Today I am out amongst the people in the place cycle home.

Bugün evde bisikletle dolaşan insanların arasındayım.

This is much Wenlock in England and this small town

Burası İngiltere'deki Wenlock'tan çok daha fazlası ve bu küçük kasaba

will be the backdrop for today's English lesson.

bugünkü İngilizce dersi için arka plan olacak.

Today we will look at words and phrases connected to being outside,

Bugün yalnız olmamakla birlikte dışarıda olmakla bağlantılı kelimelere ve deyimlere bakacağız

but not alone.

.

Today I am walking amongst the locals,

Bugün bu bölgenin yerlileri, sakinleri arasında dolaşıyorum

the residents of this here area.

.

I am out on show for all to see.

Herkesin görmesi için şov yapıyorum.

I am out

in public.

Halkın içindeyim.

We all share one thing in common

Hepimizin ortak bir noktası var

and that thing is the need to be near

ve o da tıpkı

to others, just like the wild animals.

vahşi hayvanlar gibi başkalarına yakın olma ihtiyacı.

We often feel safer when there are others around us.

Etrafımızda başkaları varken genellikle kendimizi daha güvende hissederiz.

It is both reassuring and comforting.

Hem güven veriyor hem de rahatlatıyor.

However, that need for closeness to others comes at a price.

Ancak, başkalarına yakınlık ihtiyacının bir bedeli vardır.

You must put yourself on show, which means

Kendinizi göstermelisiniz, bu da

you will be seen by everyone.

herkes tarafından görüleceğiniz anlamına gelir.

The largest community.

En büyük topluluk.

Your group is genuinely known as society.

Grubunuz gerçekten toplum olarak bilinir.

The ideals and rules of public behaviour

Kamusal davranış idealleri ve kuralları

are formed and maintained in a society.

bir toplumda oluşturulur ve sürdürülür.

The day to day social contact with other people

Diğer insanlarla günlük sosyal temas,

forms a big part of this society.

bu toplumun büyük bir bölümünü oluşturur.

This social contact means that people can meet and greet, chat with each other

Bu sosyal iletişim, insanların buluşup selamlaşabilecekleri, birbirleriyle sohbet edebilecekleri

and share their latest news.

ve en son haberleri paylaşabilecekleri anlamına gelir.

Be it happy or sad.

Mutlu ya da üzgün ol.

But of course, to exist in a society you must be willing to put yourself on show

Ama elbette, bir toplumda var olmak için, başkalarının bundan herkesin rahatsız olduğunu görmesi için kendinizi sergilemeye istekli olmalısınız

for others to see that not everyone is comfortable with this.

.

A person might feel awkward,

Bir kişi kendini garip,

embarrassed and self-conscious.

utanmış ve çekingen hissedebilir.

They feel uncomfortable when amongst large groups of people.

Kalabalık insan grupları arasında kendilerini rahatsız hissederler.

We often refer to this as...

Biz buna genellikle...

social anxiety.

sosyal kaygı deriz.

The word public

Halk kelimesi

derives from the Latin for adult / people

Latince yetişkin /

those on show that are of the people who are also adults.

aynı zamanda yetişkin olan insanlardan gösteri yapan insanlar için türemiştir.

They are the public.

Onlar halktır.

They are the people in society.

Onlar toplumdaki insanlardır.

The people on show in public.

Halkın içinde gösterilen insanlar.

Gather, meet, greet.

Toplanın, tanışın, selamlayın.

But they do not always want to be there.

Ama her zaman orada olmak istemiyorlar.

There are certain rules that must be followed in public situations.

Kamusal durumlarda uyulması gereken bazı kurallar vardır.

You might describe them as the rules of society.

Bunları toplumun kuralları olarak tanımlayabilirsiniz.

The other phrase that is often used is social conformity.

Sıklıkla kullanılan diğer ifade sosyal uygunluktur.

When in public, certain rules will apply the way a person appears,

Toplum içindeyken, bir kişinin görünüşü,

the way they behave, the way they dress.

davranışı, giyimi gibi belirli kurallar uygulanacaktır.

We describe this as conformity.

Bunu uygunluk olarak tanımlıyoruz. Uyum

To conform is to fit in or follow

sağlamak,

what is seen as normal.

normal olarak görülene uymak veya onu takip etmektir.

Of course, not everyone wants to conform or follow all of social rules.

Tabii ki, herkes tüm sosyal kurallara uymak veya uymak istemez.

People are not all the same.

İnsanların hepsi aynı değildir. Ne

We are after all, individuals

de olsa bizler

with unique personalities and ideas.

benzersiz kişilikleri ve fikirleri olan bireyleriz.

Not everyone wants to fit in and conform.

Herkes uyum sağlamak ve uyum sağlamak istemez.

They want to express their uniqueness.

Özgünlüklerini ifade etmek isterler.

You might say that

some people want to stand out and show the world who they are.

Bazı insanların öne çıkmak ve dünyaya kim olduklarını göstermek istediğini söyleyebilirsiniz.

We often view fashion as a safe way

Modayı genellikle kalabalığın arasından sıyrılmanın güvenli bir yolu olarak görürüz

to stand out from the crowd.

.

Fashion can be both individual and conformist.

Moda hem bireysel hem de konformist olabilir.

That is to say, you wear the same as everyone

Yani herkes gibi giyiniyorsun

else, or you stand out in the crowd

ya da

with your own unique style.

kendine has tarzınla kalabalıkta öne çıkıyorsun.

I mentioned the word normal earlier,

Normal kelimesinden daha önce bahsetmiştim,

which is something many people aim to be

bu birçok insanın bazen kendi seçimiyle bazen de olmayı hedeflediği bir şeydir

sometimes by choice and sometimes not.

.

But what is seen as being normal might be described as subjective.

Ancak normal olarak görülen şey öznel olarak tanımlanabilir.

One person's normality might be another's idea

Bir kişinin normalliği, bir başkasının

of immorality or depravity.

ahlaksızlık veya ahlaksızlık fikri olabilir.

It is, as I said, completely subjective in the past.

Dediğim gibi, geçmişte tamamen özneldir.

Religion dictated what was deemed right or wrong,

Din, doğru veya yanlış,

acceptable or objectionable.

kabul edilebilir veya sakıncalı sayılan şeyleri dikte etti.

These days, people willingly follow

Bu günlerde insanlar,

what are the obvious rules of society

whilst expressing their real selves as individuals.

birey olarak gerçek benliklerini ifade ederken, toplumun bariz kurallarını isteyerek takip ediyorlar.

It might be fair to say that what was seen as outrageous or immoral 100 years ago

100 yıl, hatta 50 yıl önce çirkin veya ahlaksız olarak görülen bir şeyin

or even 50 years ago is now viewed as acceptable.

artık kabul edilebilir olarak görüldüğünü söylemek adil olabilir.

As Bob Dylan once wrote, the times they are are changing.

Bob Dylan'ın bir zamanlar yazdığı gibi, zaman değişiyor.

Nothing stays the same.

Hiç birşey aynı kalmaz.

Not even our attitudes.

Tavrımız bile değil.

The place in which I live is small.

Yaşadığım yer küçük.

It is a small town.

Küçük bir kasaba.

Many of the locals know each other well.

Yerlilerin çoğu birbirini iyi tanıyor. Topluluk

It would be fair to say that the smaller the community, then the harder

ne kadar küçük olursa , diğerleriyle kaynaşmanın o kadar zor

it will be to blend in with the others.

olacağını söylemek doğru olur.

In a small town or village.

Küçük bir kasabada veya köyde.

People will know more about each other.

İnsanlar birbirleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olacak.

This is the reason why many prefer to live in a big city

Bu nedenle birçok kişi, büyük kalabalığa karışırken kendin olmanın çok daha kolay olduğu Londra, Manchester veya Birmingham gibi büyük, hareketli bir nüfusa sahip büyük bir şehirde yaşamayı tercih ediyor

with a large, bustling population

such as London, Manchester or Birmingham,

where it is much easier to be yourself

whilst blending in with the large crowds.

. Buraya kimsenin karışabilmesinin hiçbir

It is safe to say that there is no way anyone would be able to blend in here.

yolu olmadığını söylemek güvenlidir .

Everyone stands out in this town,

Bu kasabada herkes öne çıkıyor,

especially me.

özellikle ben.

There are many phrases relating to being in public.

Halkın içinde olmakla ilgili birçok deyim vardır.

The public eye relates to being seen by others,

Halkın gözü,

either in a real situation or through the media,

gerçek bir durumda veya

such as in newspapers, movies,

gazeteler, filmler,

the internet, or on television.

internet veya televizyon gibi medya aracılığıyla başkaları tarafından görülmekle ilgilidir.

To be in the public domain refers to a created item

Kamu malı olmak, herhangi bir kısıtlama olmaksızın herkes tarafından kullanılabilen

such as a piece of visual art, music, or written text

bir görsel sanat eseri, müzik veya yazılı metin gibi yaratılmış bir öğeyi ifade eder

that can be used by anyone without any restriction.

.

It is in the public domain.

Kamu malı.

The public perception relates to how a person is seen,

Halkın algısı, bir kişinin nasıl görüldüğüyle, o

whether or not that particular individual is viewed as a good person,

kişinin iyi bir insan olarak görülüp görülmediğiyle veya

or if they appear to fit in,

uyum sağlayıp sağlamadığıyla

or whether they appear odd, strange or crazy.

veya tuhaf, garip veya çılgın görünüp görünmemesiyle ilgilidir.

The term social norm refers to what the majority

Sosyal norm terimi,

of those living in a society view as normal or acceptable.

bir toplumda yaşayanların çoğunluğunun normal veya kabul edilebilir olarak gördüğü şeyleri ifade eder.

It is the social norm.

Sosyal normdur. Herkesin görmesi için herkesin

Not everyone likes being out on show in the public eye for all to see.

gözü önünde sergilenmekten herkes hoşlanmaz .

Some prefer to stay indoors, away from other people.

Bazıları diğer insanlardan uzakta, içeride kalmayı tercih eder.

This type of person is referred to as a recluse.

Bu tür kişiye münzevi denir.

They do not want to mix with others socially.

Sosyal olarak başkalarıyla karışmak istemezler.

In Japan there are people known as 'hikikomori'

Japonya'da 'hikikomori' olarak bilinen insanlar vardır.

They are individuals who have decided

Bunlar

to shut themselves off from the outside world.

kendilerini dış dünyaya kapatmaya karar vermiş kişilerdir.

Right now, young and old

Şu anda, dünyanın dört bir yanındaki genç ve yaşlılar, hepimizin içinde yaşadığımız hızlı tempolu dünyanın

alike around the world are finding it hard to face the challenges presented to them

kendilerine sunduğu zorluklarla yüzleşmekte zorlanıyor

by the fast paced world in which we all now find ourselves living.

.

Many now see it as unavoidable.

Birçoğu artık bunu kaçınılmaz olarak görüyor.

It is a part of living in the 21st century.

21. yüzyılda yaşamanın bir parçasıdır.

What do you think?

Ne düşünüyorsun? Birbirimizi algılama

I have always been fascinated by the way in which we perceive each other.

şeklimiz beni her zaman büyülemiştir .

The way in which one person views another.

Bir kişinin diğerini görme biçimi.

I myself, as an individual, would love to know how others really see me.

Ben kendim, bir birey olarak, başkalarının beni gerçekten nasıl gördüğünü bilmek isterim.

Sadly, it is never possible to really know how we are viewed by others

Ne yazık ki, başkaları tarafından nasıl görüldüğümüzü gerçekten bilmek asla mümkün değildir

because for most of the time those feelings are kept hidden.

çünkü çoğu zaman bu duygular gizli tutulur.

For most of the time we can only guess if we are liked or not by another person.

Çoğu zaman sadece başka biri tarafından sevilip sevilmediğimizi tahmin edebiliriz.

Whilst out and about in public,

İnsanların içindeyken,

it is almost impossible to judge how others see us as there are too many people around us

etrafımızda çok fazla insan olduğundan

and those moments of interaction tend to be fleeting

ve bu etkileşim anları kısa

and brief.

ve kısa olma eğiliminde olduğundan, başkalarının bizi nasıl gördüğüne karar vermek neredeyse imkansızdır.

I hope you have enjoyed this lesson

Umarım bu dersten keyif almışsınızdır

and I hope to see you again very soon.

ve çok yakında tekrar görüşmek dileğiyle.

Wherever you are in the world right now,

Şu anda dünyanın neresinde olursanız olun,

whether you are indoors by yourself

ister içeride tek başınıza olun, ister

or outside surrounded by other people, this is Mr Duncan

dışarıda başka insanlarla çevrili olun, İngiltere'de Bay Duncan

in England saying thanks for watching.

izlediğiniz için teşekkür ediyor.

And of course, until the next time we meet...

Ve tabii ki, bir dahaki görüşmemize kadar...

ta ta for now.

şimdilik ta ta.