'Smoke' + 'Smoking' phrases and idioms - English Addict / LIVE learning / WED 8th JUNE 2022

As you can see outside today, we have cloud we have a little bit of blue sky.

Bugün dışarıda görebileceğiniz gibi, bulutumuz var, biraz mavi gökyüzümüz var.

We had some rain earlier.

Daha önce biraz yağmur yağmıştık.

In fact, I think we are having everything today.

Aslında bugün her şeyi yaşadığımızı düşünüyorum.

Here we go again.

Yine başlıyoruz. İngiliz dilinin

We are back with you live once more from the birthplace

doğduğu yerden bir kez daha canlı yayında sizlerle birlikteyiz

of the English language, which just happens to be.

. Aman

Oh, my goodness.

tanrım.

It is definitely without any doubt, England

Kesinlikle hiç şüphesiz, İngiltere

mm yes.

mm evet.

We are back.

geri döndük

I hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr.

Ben

Duncan in England. How are you today? Are you OK?

İngiltere'den Bay Duncan. Bugün nasılsın? İyi misin?

I hope so.

Umarım.

Are you happy I hope you are feeling happy.

Mutlu musun umarım mutlu hissediyorsundur.

I am feeling happy, but not 100%

Mutlu hissediyorum ama %100 değil

because. Yes,

çünkü. Evet,

June is here,

haziran geldi,

which for me normally means that

bu benim için normalde

the hay fever season arrives

saman nezlesi mevsiminin geldiği anlamına geliyor, bu

so I am suffering slightly at the moment from hay fever,

yüzden şu anda biraz saman nezlesi çekiyorum,

which is lovely for those who don't get hay fever.

bu saman nezlesi olmayanlar için çok güzel.

I will tell you what it is.

Sana ne olduğunu söyleyeceğim.

It is an allergy,

Bu bir alerjidir,

a reaction

that your body has to certain things

vücudunuzun belirli şeylere verdiği bir tepkidir

and in my case, it is pollen

ve benim durumumda,

that comes from the plants and also the grass.

bitkilerden ve ayrıca çimenlerden gelen polendir.

I I'm allergic to grass pollen.

Çim polenine alerjim var.

And at this time of year, well,

Ve yılın bu zamanında,

there is a lot of grass, grass pollen blowing around

pek çok çimen var, etrafta uçuşan çimen polenleri

unfortunately, it does affect my nose, my eyes.

ne yazık ki, burnumu, gözlerimi etkiliyor.

And also you might hear today my voice as well.

Ayrıca bugün benim sesimi de duyabilirsiniz.

So I am suffering a little bit, but I'm still here.

Bu yüzden biraz acı çekiyorum ama hala buradayım.

I'm still here with you.

Ben hala buradayım.

I suppose I could have cancelled the live stream

Sanırım canlı yayını iptal edip

and rested, but no, I am here.

dinlenebilirdim ama hayır, buradayım. Bu

It's nothing serious, by the way.

arada ciddi bir şey değil.

It isn't anything life threatening.

Hayatı tehdit eden bir şey değil.

So I won't die from it.

Bu yüzden ondan ölmeyeceğim.

But it does make you feel a little unwell and under the weather.

Ama kendinizi biraz kötü ve kötü hissetmenize neden oluyor .

But at least I'm here and I'm

Ama en azından buradayım ve

pretty sure you will cheer me up today.

bugün beni neşelendireceğinizden oldukça eminim.

I hope so. Did you see the live stream on Sunday?

Umarım. Pazar günü canlı yayını gördünüz mü? İngiltere Kraliçesi için Jübile'yi

We had a busy live stream celebrating

kutlayan yoğun bir canlı yayınımız vardı

the Jubilee for the Queen of England.

.

Thank you for your kind comments during that live stream.

Canlı yayın sırasındaki nazik yorumlarınız için teşekkür ederiz.

Everything back to normal today. As you can see,

Bugün her şey normale döndü. Gördüğünüz gibi,

Mr. Steve is not here because

Bay Steve

he is working or at least

çalıştığı için ya da en azından

whatever Mr.

Bay

Steve's version of working actually is.

Steve'in çalışma şekli her ne ise, burada değil.

Here we are then and yes, we have made it, I suppose, to the middle of the week

İşte o zaman ve evet, sanırım hafta ortasına

with a little bit of sunshine and well,

biraz güneş ışığı alarak ulaştık ve peki,

what can I say?

ne diyebilirim?

Except for it's Wednesday

Çarşamba

beep. Beep.

bip sesi dışında. bip

Beep, beep, beep, beep, beep, beep, beep, beep,

Bip, bip, bip, bip, bip, bip, bip, bip, bip

beep, beep, beep, beep.

, bip, bip, bip.

W I hope you are having a good Wednesday today.

W Umarım bugün güzel bir çarşamba geçiriyorsunuzdur.

And yes, we are all back together live once

Ve evet, canlı yayında yine birlikteyiz

more. Mm.

. mm.

So if my voice should suddenly disappear,

Yani sesim birdenbire kaybolsa,

if I should suddenly vanish, you will know why

birdenbire yok olsam, bunun neden

it means that my throat has been

a little bit of a pain in the neck.

boğazımın biraz ağrıdığını anlayacaksın.

You know, I love receiving your messages, and you'll comments and your photographs.

Biliyorsun, mesajlarını, yorumlarını ve fotoğraflarını almayı seviyorum.

Well, I received a lovely photograph from Anna Kapoor.

Anna Kapoor'dan çok güzel bir fotoğraf aldım.

Izzy. Hello, Anna.

Izzy. Merhaba Anna.

Thank you very much for your lovely photograph. And

Güzel fotoğrafınız için çok teşekkür ederim. Ve

all I can say is

tüm söyleyebileceğim,

your garden looks very nice, very lovely.

bahçeniz çok güzel görünüyor, çok güzel.

With lots of lovely trees.

Bir sürü güzel ağaçla.

And it looks as if you are watching me

Ve

from, I think, a couple of weeks ago.

sanırım beni birkaç hafta öncesinden izliyormuşsunuz gibi görünüyor.

Mm hmm.

Hmm.

That looks like a very comfortable place to sit

Oturup canlı yayınlarımın keyfini çıkarmak için çok rahat bir yere benziyor

and enjoy my live streams.

.

Your garden looks lovely.

Bahçeniz çok güzel görünüyor.

Anna, thank you very much for sending that, because I'm always interested

Anna, bunu gönderdiğin için çok teşekkür ederim, çünkü canlı yayınlarımı izlerken

to find out what you are doing or where you are sitting

ne yaptığını veya nerede oturduğunu öğrenmekle her zaman ilgileniyorum

when you are watching my live streams.

.

And there you can see Anna is sitting at the dining table,

Ve orada Anna'nın yemek masasında oturduğunu görebilirsiniz

and it looks as if it is outside.

ve sanki dışarıdaymış gibi görünüyor.

So when you have your evening meals,

Bu yüzden akşam yemeklerinizi yerken,

I would imagine you sit outside with your family and you have a lovely time.

ailenizle dışarıda oturduğunuzu ve güzel vakit geçirdiğinizi hayal ediyorum.

It looks as if

you could sit out there all night

Bütün gece orada oturup yemeğinizi

and watch all of the nature around you whilst eating your food.

yerken etrafınızdaki tüm doğayı seyredebilirmişsiniz gibi görünüyor .

I like that, and I can't think of a better place to be to learn English

Bu hoşuma gitti ve İngilizce öğrenmek için

than sitting outside enjoying the view of,

dışarıda oturup manzaranın tadını çıkarmaktan daha iyi bir yer düşünemiyorum,

well, that is a very nice garden.

orası çok güzel bir bahçe. Çok

You have a lovely garden.

güzel bir bahçen var.

Anna, thank you very much for that.

Anna, bunun için çok teşekkür ederim.

And I love hearing from you.

Ve senden haber almayı seviyorum.

I love seeing your pictures.

Resimlerini görmeyi seviyorum.

If you have a photograph of yourself, watching

my English class, my life lessons

İngilizce dersimi, hayat derslerimi

or even one of my recorded lessons, you are more than

ve hatta kayıtlı derslerimden birini izlerken çekilmiş bir fotoğrafınız varsa,

welcome to send it to me.

onu bana gönderebilirsiniz.

Of course, we have the live chat.

Tabii ki, canlı sohbetimiz var.

It would not be the live stream without you.

Sensiz canlı yayın olmazdı.

Lots of things to talk about today.

Bugün konuşacak çok şey var. Sürekli olarak

We are looking at one particular habit that a lot of people still have,

despite the fact that they are warned

constantly of the

the negative and bad effects of doing it.

olumsuz ve kötü etkileri konusunda uyarılmalarına rağmen birçok insanın hala sahip olduğu belirli bir alışkanlığa bakıyoruz.

So we are looking at words connected to the habit of smoking.

Yani sigara içme alışkanlığıyla bağlantılı kelimelere bakıyoruz.

And the reason why I mention this today is because here in the UK

Ve bugün bundan bahsetmemin nedeni, Birleşik Krallık'ta

we are thinking of raising the minimum

age that people can smoke

insanların sigara içebileceği asgari yaşı yükseltmeyi düşünmemizdir.

I think it would be fair to say

that over the past ten or 15 years

Son on veya 15 yılda sigara

we have been discouraged from smoking smoking cigarettes,

içmekten caydırıldığımızı söylemenin adil olacağını düşünüyorum. ,

smoking cigars, smoking pipes.

puro içmek, pipo içmek.

But it would appear that there are still

Ama görünen o ki hala

a lot of people who do enjoy smoking.

sigara içmekten hoşlanan birçok insan var.

We are looking at phrases and words connected to smoke.

Dumanla bağlantılı ifadelere ve kelimelere bakıyoruz.

So not just the habit not just the activity of smoking cigarettes,

Yani sadece sigara içme alışkanlığı değil,

but also lots of different words and phrases connected to smoke.

aynı zamanda dumanla bağlantılı pek çok farklı kelime ve deyim de var.

Generally

Genel olarak

to discourage.

caydırmak için.

I like that word by the way.

Bu arada bu kelime hoşuma gitti.

If you discourage someone

Birinin cesaretini kırarsanız,

it means you are trying to put them off

bu, onları belirli bir şeyi yapmaktan alıkoymaya çalıştığınız anlamına gelir

doing that particular thing.

.

You are trying to discourage someone from doing

Birini,

something that might cause them harm.

kendisine zarar verebilecek bir şey yapmaktan caydırmaya çalışıyorsunuz.

Discourage.

Vazgeçirmek.

The opposite, of course, is encourage you.

Tersi, elbette, sizi teşvik etmektir.

Encourage someone to do something.

Birini bir şey yapması için teşvik edin.

You want them to do it. You think it's a good idea.

Yapmalarını istiyorsun. Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsun.

Discourage is the opposite.

Cesaretsizlik ise tam tersidir.

You do not want that person to do it.

O kişinin yapmasını istemezsin.

You think it is a bad idea.

Bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüyorsun.

You think it will be bad for them.

Onlar için kötü olacağını düşünüyorsun.

Hello.

Live chat well, don't worry, I am not going to discourage you for watching me.

Merhaba.

Canlı sohbet iyi, merak etme, beni izlediğin için seni yıldırmayacağım.

No chance of that.

Bunun şansı yok.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Who was first?

İlk kimdi?

Let's have a look.

Bir bakalım.

Oh, I see.

Ah anlıyorum.

Well, the champion is back

Pekala, şampiyon

with his very fast finger.

çok hızlı parmağıyla geri döndü.

Congratulations, Vytas.

Tebrikler, Vytas.

You are first on today's live chat.

Bugünkü canlı sohbette birincisiniz.

Congratulations to the test.

Test için tebrikler.

You are first today on the live chat.

Bugün canlı sohbette birincisiniz.

Well done.

Tebrikler.

We also have Beatrice.

Beatrice'imiz de var.

Hello, Beatrice.

Merhaba, Beatrice.

Hello also Paolo.

Paolo'ya da merhaba.

We also have Claudia. Hello, Claudia.

Claudia'mız da var. Merhaba Claudia.

How was your meal on Sunday?

Pazar günü yemeğin nasıldı?

We did miss you during the live stream,

Canlı yayın sırasında sizi özledik

but I hope you had a chance to catch it on the recorded version.

ama umarım kaydedilmiş versiyonda yakalama şansınız olmuştur .

I hope so.

Umarım.

Can tie you in.

Seni bağlayabilir.

Is here as well in Vietnam.

Burada da Vietnam'da.

I think so.

Bence de.

Hello. Also Marois.

Merhaba. Ayrıca Marois.

Hello. Marois.

Merhaba. Marois.

Or should I say my well my warm

Yoksa hoşgeldiniz mi demeliydim

welcome.

.

Welcome back.

Tekrar hoşgeldiniz.

Nice to see you back today.

Bugün seni tekrar görmek güzel.

Beatrice says today is a special day for me because it's my birthday

Beatrice bugünün benim için özel bir gün olduğunu söylüyor çünkü bugün benim doğum günüm

and I'm so glad that I can share this moment with you and all the classmates.

ve bu anı seninle ve tüm sınıf arkadaşlarımla paylaşabildiğim için çok mutluyum.

Happy birthday.

Doğum günün kutlu olsun.

Beatrice.

Beatrice.

Happy birthday to you.

Doğum günün kutlu olsun.

I hope you have a super duper day.

Umarım süper bir gün geçirirsin.

Happy birthday, Beatrice.

Doğum günün kutlu olsun, Beatrice.

I hope you have a super duper day.

Umarım süper bir gün geçirirsin.

And it's also nice that you have a chance

Ayrıca doğum

to share your birthday with us on the livestream.

gününüzü canlı yayında bizimle paylaşma şansınız olması da güzel.

So congratulations.

Tebrikler.

And I hope you have a good day.

Ve umarım iyi bir gün geçirirsin.

I hope you had lots of presents as well.

Umarım senin de bir sürü hediyen olmuştur.

Nice things to enjoy.

Eğlenmek için güzel şeyler.

Hello, Mohammed Lufti.

Merhaba, Muhammed Lufti.

Hello to you as well.

Sana da merhaba.

You don't look very happy on your icon, your little emoji.

İkonunda, küçük emojinde pek mutlu görünmüyorsun .

Does it look very happy?

Çok mutlu görünüyor mu?

I want to see those smiles today.

Bugün o gülüşleri görmek istiyorum.

Hello, also, Z Z, can we also have Palmira?

Merhaba, ayrıca Z Z, Palmira'yı da alabilir miyiz?

Hello, Palmira.

Merhaba, Palmira.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

Ooh. Joining us after his absence

Ah. Pazar günü yokluğunun ardından aramıza katılan

on Sunday, Lou, Louis Mendez

Lou, bugün Louis Mendez

is here today.

burada.

I hope you are feeling okay.

Umarım iyi hissediyorsundur.

Louis and thank you very much for the message that you sent me last weekend.

Louis ve geçen hafta sonu bana gönderdiğiniz mesaj için çok teşekkür ederim.

I hope everything is all right.

Umarım her şey yolundadır.

If you want to share the reason why you are not here, you can.

Neden burada olmadığınızı paylaşmak isterseniz, paylaşabilirsiniz.

But I won't mention anything. But you can if you want.

Ama hiçbir şeyden bahsetmeyeceğim. Ama istersen yapabilirsin.

But it's great to have you back here today, Louis.

Ama bugün burada olman harika, Louis.

Thank you very much.

For joining me again.

Çok teşekkür ederim.

Bana tekrar katıldığın için.

Emilio is here.

Emilio burada.

I hope you are doing well, well,

Umarım iyisindir,

well,

pekala,

I'm not sure if I'm doing well today.

bugün iyi olup olmadığımdan emin değilim.

I have terrible hay fever, unfortunately,

Ne yazık ki

not only during the day but also during the night as well.

sadece gündüzleri değil geceleri de korkunç saman nezlesi çekiyorum.

I keep waking up at night, sneezing,

Geceleri hapşırarak uyanıyorum

and it's not very good.

ve bu pek iyi değil. Bu

So I have my hay fever season this normally happens during the month of June,

yüzden saman nezlesi mevsimim var, bu normalde Haziran ayı boyunca olur,

normally for three, sometimes four weeks.

normalde üç, bazen dört hafta sürer.

So I've just started having it today.

O yüzden bugün almaya başladım.

And today, of course, is the 8th of June.

Ve bugün, elbette, 8 Haziran.

So actually my hay fever has started

Yani aslında saman nezlem

slightly later than it normally does.

normalde olduğundan biraz daha geç başladı.

But normally the month of June is when I have it.

Ama normalde haziran ayı bende olduğu zamandır.

And then after June it slowly disappears

Ve Haziran'dan sonra yavaş yavaş kaybolur,

so hopefully before July arrives, I will be OK.

umarım Temmuz gelmeden iyi olurum.

Fernando, Fernando

Fernando, Fernando

mentioned something that was in the news last week.

geçen hafta haberlerde olan bir şeyden bahsetmişti.

The country known as Turkey

Türkiye olarak bilinen ülke,

has changed its name to Turkey.

adını Türkiye olarak değiştirmiştir.

Yeah, or Turkey. Yeah,

Evet ya da Türkiye. Evet,

because I believe that is the proper pronunciation

çünkü o ülkenin doğru telaffuzunun bu olduğuna inanıyorum

of that particular country,

,

although I have a feeling that people will still use the word Turkey,

ancak dürüst olmak gerekirse insanların Türkiye kelimesini kullanmaya devam edeceklerini hissediyorum

to be honest, because it's easier to say

, çünkü

a lot of people do feel nervous

birçok insanın gergin

or embarrassed when they are pronouncing

veya utanmış hissettiğini söylemek daha kolay.

the name of a certain country, or maybe a person's name.

belirli bir ülkenin adını veya belki bir kişinin adını telaffuz etmek.

If they are unsure of how to pronounce it,

Nasıl telaffuz edeceklerinden emin değillerse,

they might not

want to say it however, if there is an easier

söylemek istemeyebilirler, ancak daha kolay bir

way, if there is an easy way of saying it,

yol varsa, söylemenin kolay bir yolu varsa,

then people will often prefer to do it that way.

o zaman insanlar genellikle bu şekilde yapmayı tercih ederler.

But the reason why, apparently the reason

Ama görünüşe göre

why they decided to change the name or change the pronunciation

ismini veya telaffuzunu değiştirmeye karar vermelerinin nedeni,

is the the negative connotation

or the negative meaning of the word turkey,

which I find rather interesting

because Turkey is a type of bird.

Türkiye'nin bir kuş türü olduğu için oldukça ilginç bulduğum hindi kelimesinin olumsuz çağrışımı veya olumsuz anlamı.

But also sometimes we can describe something as a turkey

Ama bazen bir şeyi hindi olarak tanımlayabiliriz,

if it is not very good

eğer çok iyi değilse

or if it is something that is a failure,

veya başarısız bir şeyse,

we might describe it as a turkey

hindi olarak tanımlayabiliriz

but I think these days we don't use that phrase very often

ama sanırım bu aralar bu tabiri pek kullanmıyoruz zaten

anyway.

That's what's happened in Turkey, a place I've been to in the past twice.

. Daha

önce iki kez gittiğim Türkiye'de böyle oldu.

Hello also Fernando.

Fernando'ya da merhaba.

Hello to Fernando.

Fernando'ya merhaba.

It's nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Glued you is here as well.

Yapıştırılmış sen de burada.

Wow. A lot of people joining already on Wednesday.

Vay. Çarşamba günü şimdiden birçok kişi katılıyor.

Nice to see so many people here.

Burada bu kadar çok insanı görmek güzel. Bir

We also have

de Zeynep'imiz var

Zeynep.

.

Hello, Zeynep.

Merhaba Zeynep.

Zeynep, sorry.

Zeynep özür dilerim

Nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

I don't recognise your name.

Adını tanımıyorum.

Where were you watching today?

Bugün nerede izliyordun?

We have Florence here.

Burada Floransa var.

Hello, Florence. I'm happy to be here.

Merhaba, Floransa. Burada olmaktan mutluyum.

But unfortunately, I won't be here for long.

Ama ne yazık ki, uzun süre burada olmayacağım.

Just a few moments.

Sadece birkaç dakika.

That's OK.

Bu iyi. Dilerseniz

You can always watch the live stream later on if you want.

canlı yayını daha sonra her zaman izleyebilirsiniz .

You are more than welcome to do that.

Bunu yapmaktan memnuniyet duyarız.

So we have a lot of things to talk about today.

O yüzden bugün konuşacak çok şeyimiz var.

We are talking about words and phrases

connected to smoke, smoke.

Dumanla, dumanla bağlantılı kelimelerden ve deyimlerden bahsediyoruz.

And there are actually quite a few phrases

Ve

connected to that particular word, to be honest.

dürüst olmak gerekirse, o kelimeyle bağlantılı epeyce deyim var.

Hello.

Also to SAB K who says hi from Down Under.

Merhaba.

Ayrıca Down Under'dan merhaba diyen SAB K'ye.

When you say Down Under, do you mean Australia,

Down Under derken,

another country that has been in the news this week

bu hafta haberlerde yer alan bir başka ülke olan Avustralya'yı mı kastediyorsunuz

because they are trying to remove

çünkü

the Queen of England

İngiltere Kraliçesini

as the person who is their head of state.

devlet başkanı olarak görevden almaya çalışıyorlar.

So when we talk about the head of state, we are talking about the person who is seen

Dolayısıyla, devlet başkanı hakkında konuştuğumuzda,

as the figurehead of that particular country.

o ülkenin kuklası olarak görülen kişiden bahsediyoruz.

And Australia still regards the Queen of England as their figurehead,

Ve Avustralya hala İngiltere Kraliçesi'ni kendi kuklaları,

their head of state however there is now a big push

devlet başkanları olarak görüyor, ancak şimdi

to remove the Queen of England

İngiltere Kraliçesi'ni

as the head of state and to become a republic.

devlet başkanı olarak görevden almak ve bir cumhuriyet olmak için büyük bir baskı var.

So they will have, they will have a sort of

Yani sahip olacaklar, bir nevi sahip olacaklar, herhalde seçilecekler

I suppose it will be elected,

, seçilecekler mi

elected will they elect that head of state, I wonder?

o devlet başkanını, merak ediyorum?

So it would appear that that is what is happening at the moment in Australia

Görünüşe göre Avustralya'da şu anda olan bu,

during this time they are thinking of going Republican,

bu sırada Cumhuriyetçi olmayı düşünüyorlar, İngiltere

they are going to try and remove the Queen of

Kraliçesini de devlet başkanlarından çıkarmaya çalışacaklar

England from their head of state

hello also.

Florence, I saw you.

.

Floransa, seni gördüm.

I saw it was your birthday today, Beatrice.

Bugün senin doğum günün olduğunu gördüm, Beatrice. Bu

So I wish you a very happy, lovely birthday.

yüzden sana çok mutlu, güzel bir doğum günü diliyorum.

Yes, it's very nice.

Evet çok hoş. Doğum

Isn't it amazing when you can share your birthday with not only your family and friends,

gününüzü sadece aileniz ve arkadaşlarınızla değil, var olan en

but also everyone here on the friendliest community that exists?

arkadaş canlısı topluluktaki herkesle paylaşabilmeniz harika değil mi ?

I think so.

Bence de.

I one of the things I love about doing this

Bunu yapmakla ilgili sevdiğim şeylerden biri de

is that everything here is so friendly.

buradaki her şeyin çok arkadaş canlısı olması.

You are friendly.

Arkadaş canlısısın.

I try my best to be friendly.

Dost olmak için elimden geleni yapıyorum.

Even the carols are friendly.

Şarkılar bile arkadaş canlısı.

The we are with you live.

Canlı yayında sizlerleyiz.

It is Wednesday.

Çarşamba.

And yes, this is English addict mm.

Ve evet, bu İngiliz bağımlısı mm.

Mr. Steve

Bay Steve

was out in the garden this morning feeding the cows.

bu sabah bahçede inekleri besliyordu.

We have some lovely cows at the back of the house.

Evin arkasında çok güzel ineklerimiz var.

And I have to be honest with you, they might be the friendliest

Ve sana karşı dürüst olmalıyım,

cows we've ever had at the back of the house.

evin arka tarafında sahip olduğumuz en cana yakın inekler olabilirler.

They are lovely.

Onlar sevimli.

They are very friendly.

Çok cana yakınlar.

They follow us around the field.

Sahada bizi takip ediyorlar.

Yesterday, when we were coming back from our walk, they were following us

Dün, yürüyüşümüzden dönerken bizi takip ediyorlardı

and they came up to us and then we spent

ve yanımıza geldiler ve sonra

about another half an hour with the cows

ineklerin

feeding them leaves and little bits

onları yapraklarla ve bahçeden küçük parçalarla

from the garden, some lovely green plants.

, bazı güzel yeşil bitkilerle beslemesiyle yaklaşık yarım saat daha geçirdik.

The cows love to eat something that is different

İnekler farklı bir şeyler yemeyi severler

because they spend all day eating grass,

çünkü bütün günlerini ot yiyerek geçirirler ki

which, to be honest with you, might be a little bit boring.

bu size karşı dürüst olmak gerekirse biraz sıkıcı gelebilir.

If I was honest, if I was a cow, some times I would want to eat something that was different,

Dürüst olsaydım, bir inek olsaydım, bazen farklı bir şey yemek isterdim,

something that was not grass

çim konuşması olmayan bir şey

talking.

.

The things that are green in the garden at the moment, everything is looking lovely outside.

Şu anda bahçede yeşil olan şeyler, dışarıda her şey çok güzel görünüyor. İşte

There it is.

burada.

I thought we would have a different view today.

Bugün farklı bir bakış açımız olacağını düşünmüştüm.

So there you can see some of Mr Steve's lovely roses

Orada Bay Steve'in güzel güllerinden bazılarının

coming out, some lovely.

çıktığını görebilirsiniz, bazıları çok güzel.

Well, they look pink, but I think they're actually red roses.

Pembe görünüyorlar ama bence aslında kırmızı güller.

But they look lovely.

Ama sevimli görünüyorlar.

And you can see there is a lot of green grass as well.

Ayrıca bir sürü yeşil çim olduğunu da görebilirsiniz.

The grass this year is looking very nice.

Bu sene çimler çok güzel görünüyor.

I don't know why.

Neden bilmiyorum.

Maybe it's because we've had a lot of rain, but there it is alive.

Belki çok yağmur yağdığımız içindir, ama işte canlı. Şu anda

You looking at some of the plants in the garden right now.

bahçedeki bazı bitkilere bakıyorsunuz .

We might be getting some rain later.

Daha sonra biraz yağmur yağabilir.

So Mr Steve's grass

Bu yüzden Bay Steve'in çimleri

will stay nice and lush I think so.

güzel ve gür kalacak, öyle düşünüyorum.

Lush. That is a good word.

Gür. Bu iyi bir kelime.

Something that looks healthy, something that looks

Sağlıklı görünen bir şey,

as if it's in full help.

tamamen yardımdaymış gibi görünen bir şey.

Might be described as lush.

Yemyeşil olarak tanımlanabilir.

I think so. Very nice.

Bence de. Çok güzel.

Oops.

Hata.

Samah says cow

Samah, inek

eyes are almost as friendly as dolphins.

gözlerinin neredeyse yunuslar kadar arkadaş canlısı olduğunu söylüyor. Bu

It is amazing how many animals

kadar çok hayvanın

are curious about human beings.

insanı merak etmesi şaşırtıcı.

So we often think of animals being afraid of people.

Bu yüzden çoğu zaman hayvanların insanlardan korktuğunu düşünürüz.

But quite often if you walk around, you might find that

Ancak çoğu zaman etrafta dolaşırsanız,

there are many animals that are actually curious.

gerçekten meraklı birçok hayvan olduğunu görebilirsiniz.

They want to know more, they want to get to know

Daha fazlasını bilmek istiyorlar,

the humans a little bit better.

insanları biraz daha yakından tanımak istiyorlar.

The birds in my garden, for example, have become very friendly.

Örneğin bahçemdeki kuşlar çok arkadaş canlısı oldular.

We have we have some robins at the moment,

Şu anda bazı ardıç kuşlarımız var,

we have some adult robins, but also some baby robins as well.

bazı yetişkin kızılgerdanlarımız var ama aynı zamanda yavru kızılgerdanlarımız da var.

And they are all coming into the garden to feed

Ve hepsi beslenmek için bahçeye geliyor,

so it's a very busy time of year.

bu yüzden yılın çok yoğun bir zamanı.

We have blackbirds as well, and lots of I suppose other birds

Karatavuklarımız da var ve sanırım

that we are having at the moment are

şu anda sahip olduğumuz diğer kuşların çoğu,

I think we're having a few chat finches as well.

sanırım birkaç sohbet ispinozu da yaşıyoruz.

Chaplaincies very unusual looking birds

Papazlık kuşları çok sıradışı görünüyor,

also we have some gold finches as well,

bizde de bazı altın ispinozlar var,

but it's amazing how often animals can be inquisitive

ama hayvanların bu kadar sıklıkla

or curious about human beings.

insanlar hakkında meraklı veya meraklı olabilmesi şaşırtıcı.

And the cows at the back of the house

Ve evin arka tarafındaki inekler

are always interested

her zaman

to find out what we are up to, especially in the morning,

ne yaptığımızı öğrenmekle ilgilenirler, özellikle sabahları,

Claudia says, Oh, poor cows, they only eat grass.

diyor Claudia, Ah, zavallı inekler, onlar sadece ot yerler.

They can come to your house and I will feed you, says Claudia.

Evinize gelebilirler ve ben sizi beslerim, diyor Claudia.

But what?

Ama ne?

What? Will you feed the cows, I wonder?

Ne? Acaba inekleri besleyecek misin?

I don't know anyway,

Zaten bilmiyorum,

I'm sure over the next couple of weeks

eminim ki önümüzdeki birkaç hafta içinde

we will be filming the cows once again because a lot of people seem to like them.

inekleri bir kez daha filme alacağız çünkü pek çok insan onları seviyor gibi görünüyor.

To be honest.

Dürüst olmak gerekirse.

And between you and me, I like them as well.

Aramızda kalsın, ben de onları seviyorum.

The sun has come out.

Güneş çıktı.

Would you like to see the sunshine?

Güneş ışığını görmek ister misin?

There is a bit of blue sky now and sunshine.

Şimdi biraz mavi gökyüzü ve güneş ışığı var.

We have sun,

Güneşimiz var,

although I don't think it's

ancak bunun

going to last for very long because on Friday

çok uzun süreceğini düşünmüyorum çünkü Cuma günü

we have a big storm coming across the UK.

Birleşik Krallık'ta büyük bir fırtına geliyor.

There is, I think it's a hurricane

Var, sanırım bir kasırga

and it's come across from the Atlantic, the South Atlantic,

ve Atlantik'ten, Güney Atlantik'ten geldi

and at the moment it's heading our way

ve şu anda

after crossing the United States.

ABD'yi geçtikten sonra bize doğru geliyor.

So on Friday we are going to have quite a violent storm

Yani Cuma günü,

hitting this particular part of Europe on Friday.

Avrupa'nın bu özel bölgesini Cuma günü vuran oldukça şiddetli bir fırtına yaşayacağız.

So I'm not looking forward to that.

O yüzden bunu dört gözle beklemiyorum.

Apparently there's going to be a lot of rain, a lot of wind

Görünüşe göre Cuma günü çok yağmur, çok rüzgar olacak

on Friday.

.

Hello, also to Caesar.

Sezar'a da merhaba.

Hello, Caesar Atlantic Co.

Merhaba, Caesar Atlantic Co.

I like your name by the way.

Bu arada ismini beğendim.

I like that very much.

Bunu çok beğendim.

They are very friendly, the cows.

Çok cana yakınlar, inekler.

They are a lot of people are afraid of them.

Onlardan korkan çok insan var.

Some of the

neighbours around here, they won't go into the field at all

Buralarda bazı komşular

because they are afraid that the cows

ineklerin

will will chase them

onları kovalayacağından

or trample on them,

ya da çiğneyeceğinden korktukları için tarlaya hiç çıkmıyorlar ki

which is not good, I suppose no one wants to get trampled

bu iyi bir şey değil herhalde kimse

by a herd of cows oh,

bir sürü tarafından çiğnenmek istemez. inekler oh,

here we go then we have today's subject.

işte başlıyoruz, o zaman bugünün konusu var.

We are looking at the the subject of smoking today.

Bugün sigara konusuna bakıyoruz. Sigara

Smoking so you smoke.

içiyorsun, böylece sigara içiyorsun.

Maybe you are a person that used to smoke.

Belki de sigara içen bir insansın.

When we talk about smoking, of course in that particular term

Sigara içmekten bahsettiğimizde, tabii ki o terimde

we are looking at smoking cigarettes, the smoking of tobacco

sigara içmek, tütün içmek

or maybe the pipe

veya belki de pipoya bakıyoruz,

do you do you know anyone who smokes a pipe?

pipo içen birini tanıyor musunuz?

Very similar to what Sherlock Holmes used to often do.

Sherlock Holmes'un sık sık yaptığı şeye çok benzer.

He would always smoke his pipe.

Her zaman piposunu içerdi.

So what about you? Do you smoke?

Peki ya sen? Sigara içiyor musunuz?

Do you know someone who smokes?

Sigara içen birini tanıyor musun?

Maybe someone in your family well, today that is the subject we are looking at.

Belki de ailenizden biri, bugün baktığımız konu bu. Kumsalda duman ve sigara içmekle

We are looking at words and phrases connected to

bağlantılı kelime ve deyimlere bakıyoruz

smoke and smoking

there it was

on the beach.

.

I hope before this this particular summer ends.

Umarım bu özel yaz bitmeden önce.

I hope we will have a chance to go on the beach

Umarım gerçekten sahile gitme şansımız olur

I really do.

. Güneşli

I feel as if I want to get away somewhere

bir yere, belki deniz kenarında bir yere kaçmak istiyormuşum gibi hissediyorum

sunny, maybe somewhere by the sea.

.

I hope so.

Umarım.

I hope we will have a chance to do that this year.

Umarım bu yıl bunu gerçekleştirme şansımız olur.

Here we go then.

İşte başlıyoruz o zaman.

Today, subject we are taking a look at words

Bugün konu olarak

and phrases connected to smoke.

dumanla ilgili kelime ve deyimlere göz atacağız.

And I suppose also we might talk about the habit as well

Ve sanırım alışkanlıktan da bahsedebiliriz

because in this country we are thinking of raising the age

çünkü bu ülkede yaşı yükseltmeyi düşünüyoruz

because at the moment you are allowed to smoke cigarettes

çünkü şu anda

at the age of 18 plus.

18 yaşından büyük sigara içilebiliyor.

However they are thinking of changing that age to 21.

Ancak o yaşı 21 olarak değiştirmeyi düşünüyorlar.

So they want to actually raise the age

Yani aslında 18 olan yaşı 21'e çıkarmak istiyorlar.

from 18 to 21.

So only people who are 21 and over

Yani sadece 21 yaşını doldurmuş kişiler

will be able to smoke or buy cigarettes.

sigara içebilecek veya satın alabilecek.

We will see what happens then.

O zaman ne olacağını göreceğiz.

Here we go then. Today's topic

İşte başlıyoruz o zaman. Bugünün konusu

smoke words and phrases.

duman sözcükleri ve deyimleri.

So we are talking about smoke, we are talking about smoking.

Yani dumandan bahsediyoruz, sigaradan bahsediyoruz.

So this is not just about cigarettes, it is about everything

Yani bu sadece sigarayla ilgili değil,

connected to the word smoke,

duman kelimesine bağlı her şeyle ilgili,

the word smoke can be used as a noun or verb.

duman kelimesi isim veya fiil olarak kullanılabilir.

So it is possible to use

Yani

the word smoke as both a noun and verb.

duman kelimesini hem isim hem de fiil olarak kullanmak mümkündür.

It relates to a thing and also to an action.

Bir şeyle ve aynı zamanda bir eylemle ilgilidir.

The thing that is being produced is smoke

Üretilen şey dumandır,

so the thing that is coming off a burning item

yani yanan bir maddeden

or object is smoke

veya nesneden çıkan şey dumandır,

to smoke something is the verb.

bir şey içmek fiildir.

So it is possible to use these two words,

Yani bu iki kelimeyi kullanmak mümkündür,

these two ways of expressing the word smoke,

duman kelimesini ifade etmenin bu iki yolu, bir şeyi

the method of flavouring whilst cooking

pişirirken tatlandırma yöntemi dumandır

something is smoke.

.

So maybe if you put something over a fire

Yani belki bir şeyi ateşe koyarsanız

and the smoke from the fire

ve ateşten çıkan duman

will cook the food, but also it will

yemeği pişirir ama aynı zamanda

add flavour, you might have smoked food

lezzet katarsa,

so you are heating the food with the flames,

yemeği tütsülemiş olabilirsiniz, bu nedenle yemeği alevle ısıtıyorsunuz

but also you are adding flavour as well,

ama aynı zamanda lezzet katıyorsunuz. ,

adding flavour to the food, using the smoke.

dumanı kullanarak yemeğe lezzet katmak.

So it is possible to do that.

Yani bunu yapmak mümkün.

Some people don't like the taste of smoke on their food

Bazı insanlar yemeklerinde dumanın tadını sevmezler,

you might have smoked fish, smoked fish,

balık tütsülemiş olabilirsiniz, balık tütsülemiş olabilirsiniz,

you might have smoked vegetables.

sebze tütsülemiş olabilirsiniz.

So these are things that have been smoked

Yani bunlar

or cooked over a fire or in an area

ateşte veya dumanın olduğu bir alanda tütsülenmiş veya pişirilmiş şeyler

where there is smoke

normally certain types of wood are burned

and the flavour is then added to the food

of course at the bottom there you can see smoked.

.

So we often smoke food when we barbecue the food.

Bu nedenle, yiyecekleri mangalda pişirirken genellikle yiyecek tütsüleriz.

So often people will during the summer months or the hot days,

Çoğu zaman insanlar yaz aylarında veya sıcak günlerde

they will often eat their food outside, but also they will cook their food

yiyeceklerini genellikle dışarıda yerler, ancak aynı zamanda yemeklerini de

outside quite often over a fire.

oldukça sık bir şekilde dışarıda ateş üzerinde pişirirler.

So to barbecue something, you barbecue

Yani bir şeyi mangalda pişirmek için,

the food you barbecue the food

yemeği mangalda pişirirsiniz, yemeğe

to give it some extra flavour.

biraz ekstra lezzet katmak için mangalda pişirirsiniz.

You might barbecue meat

a lot of people do that, especially

Özellikle yaz aylarında birçok insan bunu yapar

during the summer months.

.

Here we have a phrase now,

Burada artık bir deyimimiz var,

a phrase to smoke out something

bir şeyi dışarı tüttürmek için bir deyim,

is to fill an area with smoke.

bir alanı dumanla doldurmaktır.

So maybe you are filling an area, a room

Yani belki bir alanı, bir odayı

or a place with smoke.

veya bir yeri dumanla dolduruyorsunuz.

You might smoke out an animal

if you are trying to make them come out into the open.

Açıklığa çıkmalarını sağlamaya çalışıyorsanız, bir hayvanı dumanla söndürebilirsiniz.

Quite often in hunting, smoke will be used

Avlanmada,

to to bring an animal out

bir hayvanı dışarı çıkarmak

and to reveal itself.

ve kendini ortaya çıkarmak için duman sıklıkla kullanılır.

So to smoke out something is to fill an area with smoke.

Yani bir şeyi dumanla söndürmek, bir alanı dumanla doldurmaktır.

The phrase smoke out is used

Smoke out deyimi,

to show the act to forcing something to appear.

bir şeyi ortaya çıkarmaya zorlama eylemini göstermek için kullanılır.

So you might smoke out a person

Dolayısıyla,

if you are trying to force them out into the open.

onu açığa çıkarmaya çalışıyorsanız, bir kişiyi dumanla çıkarabilirsiniz.

You are forcing someone to reveal themselves.

Birini kendini ifşa etmeye zorluyorsun.

You are doing something that will force them to show themselves.

Onları kendilerini göstermeye zorlayacak bir şey yapıyorsun.

So this actually is used as a phrase.

Yani bu aslında bir deyim olarak kullanılıyor.

It is actually a phrase that is often used when you are trying

Aslında

to catch someone or to find someone.

birini yakalamaya çalışırken ya da birini bulmaya çalışırken sıklıkla kullanılan bir sözdür.

You are trying to smoke them out

to smoke as a habit

Bir alışkanlık olarak onları sigara içmeye çalışıyorsunuz,

is the recreational use of cigarettes

for smoking tobacco, for example,

örneğin tütün içmek için sigaraların eğlence amaçlı kullanımı

and other things that I won't mention.

ve bahsetmeyeceğim diğer şeyler.

So to smoke as a habit, some people smoke, some people don't.

Yani bir alışkanlık olarak sigara içmek için, bazı insanlar sigara içer, bazıları içmez.

I remember growing up.

Büyüdüğümü hatırlıyorum.

Both of my parents smoked cigarettes.

Annem ve babamın ikisi de sigara içiyordu.

They were quite

Oldukça aktiflerdi,

active

let's just say with that particular habit,

diyelim ki bu özel alışkanlıkla

my mother smoked a lot until she became ill.

annem hastalanana kadar çok sigara içti.

A number of years ago, I think it was about 20 years ago.

Birkaç yıl önce, sanırım yaklaşık 20 yıl önceydi.

My mother became ill because of smoking and she stopped.

Annem sigara yüzünden hastalandı ve bıraktı. Çok fazla zarara yol açmadan

She gave it up so she was able to actually quit smoking

sigarayı gerçekten bırakabilmek için sigarayı bıraktı

before it caused too much harm.

.

So to smoke as a habit is the recreational use

Bu nedenle, bir alışkanlık olarak sigara içmek,

of cigarettes for smoking tobacco.

tütün içmek için sigaraların eğlence amaçlı kullanımıdır.

Of course, nowadays a lot of people believe smoking is not good,

Elbette günümüzde pek çok insan sigara içmenin iyi olmadığına,

it is bad, and because it's not good for your health,

kötü olduğuna inanıyor ve sağlığa iyi gelmediği için sigara

a smoker

içen kişi

is someone that smokes a smoker.

sigara içen kişidir.

We might describe a person as a heavy smoker.

Bir kişiyi çok sigara içen olarak tanımlayabiliriz.

So when we say heavy smoker,

Yani çok sigara içen dediğimizde

we are not referring to the size of their body.

vücut ölçülerinden bahsetmiyoruz.

We are actually referring to the amount of cigarettes

Aslında

that they smoke during the day.

gün içinde içtikleri sigara miktarından bahsediyoruz.

So a heavy smoker is a person

Yani ağır bir sigara tiryakisi,

who smoke cigarettes quite a lot.

oldukça fazla sigara içen bir kişidir.

They often smoke.

Sık sık sigara içerler.

They are a heavy smoker

smoking tobacco is seen as being unhealthy

Tütün içmek sağlıksız olarak görülen

and putting the user at risk.

ve kullanıcıyı riske atan çok sigara içen kişilerdir.

So it's seen as something that is harmful.

Yani zararlı bir şey olarak görülüyor.

It is also seen as something that that can put

Aynı zamanda sigara içen kişiyi riske atabilecek bir şey olarak görülüyor

the person smoking at risk.

. Daha

They might become ill later in life.

sonraları hasta olabilirler.

And that is one of the things when you do things in life,

Ve bu, hayatta bir şeyler yaptığında, özellikle gençken

you don't often think of the consequences, especially when you're young.

sonuçlarını pek düşünmediğin şeylerden biridir .

And it is true quite often in our young years we will do things

Ve genç yaşlarımızda çoğu zaman sonuçlarını düşünmeden bir şeyler yapacağımız doğrudur

without thinking about the consequences.

.

And smoking tobacco might be a good example of that.

Ve tütün içmek buna iyi bir örnek olabilir.

The smoke that comes from a cigarette

Sigaradan çıkan dumana

is referred to as passive smoke.

pasif duman denir.

So the smoke that you inhale or breathe in

Yani soluduğunuz veya soluduğunuz duman

is what you are using however,

kullandığınız şeydir ancak burada da görebileceğiniz gibi sigaradan

there is also a lot of smoke that comes off

çıkan çok fazla duman vardır

the cigarette as well as you can see here.

.

So this particular smoke is referred

Dolayısıyla bu özel dumana

to as passive smoke.

pasif duman denir.

So that means that that smoke is free to go everywhere,

Yani bu, dumanın sadece onu içen kişinin ciğerlerine değil, her yere gidebileceği anlamına gelir

not just into the lungs of the person who is smoking it.

. Yakındaki

Other people nearby will also breathe in the harmful smoke.

diğer insanlar da zararlı dumanı soluyacaklardır.

This is often called passive smoking.

Buna genellikle pasif içicilik denir.

So even if you don't smoke yourself

Bu nedenle, kendiniz sigara içmeseniz bile,

if you are in a place where other people are smoking,

başkalarının sigara içtiği bir yerdeyseniz, sigara dumanını

you will find that you are also breathing in the cigarette smoke.

da soluduğunuzu göreceksiniz .

You are passively smoking.

Pasif olarak sigara içiyorsunuz.

The phrase no smoke without fire

Ateşsiz duman olmaz deyimi,

refers to the suspicion of a person because of a rumour.

bir kişinin bir rivayetten şüphe duymasına işaret eder .

So no smoke without fire.

Yani ateş olmadan duman olmaz.

Quite often we hear a rumour

about someone or gossip,

although there is no proof that that rumour is true.

Bu söylentinin doğru olduğuna dair bir kanıt olmamasına rağmen, oldukça sık olarak biri hakkında bir söylenti veya dedikodu duyarız.

However, we will often say

Ancak

there is no smoke without fire.

ateş olmadan duman da olmaz diyeceğiz çoğu zaman.

So because people are saying that thing,

İnsanlar bu şeyi söylediği için,

a lot of people will assume that it's true.

birçok insan bunun doğru olduğunu varsayacaktır.

Or maybe there is some truth in the rumour.

Ya da belki de söylentilerde bazı gerçekler var.

People will say, Oh, have you heard about him?

İnsanlar, Oh, onun hakkında bir şey duydun mu?

Yes, we've heard some very strange things.

Evet, çok garip şeyler duyduk.

Yes, we don't know if it's true, but

Evet, doğru mu bilmiyoruz ama

there's no smoke without fire.

ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Not a very good phrase.

Çok iyi bir cümle değil.

Quite often people can be rather mean

Oldukça sık olarak insanlar oldukça kaba

and hurtful and say things that are not true.

ve incitici olabilir ve doğru olmayan şeyler söyleyebilir.

The phrase smoking gun.

İfade sigara tabancası.

I like this. You might hear this quite a lot.

Bunu severim. Bunu oldukça fazla duymuş olabilirsiniz.

When a crime is being investigated.

Bir suç araştırılırken.

If you are investigating a crime,

Bir suçu soruşturuyorsanız,

then you are looking for proof

o zaman kanıt arıyorsunuz

and quite often proof of something

ve çoğu zaman bir şeyin kanıtı dumanı

can be described as a smoking gun.

tüten bir silah olarak tanımlanabilir.

So the phrase smoking gun refers to clear evidence

Bu nedenle, sigara tabancası ifadesi,

that a person did something wrong or bad.

bir kişinin yanlış veya kötü bir şey yaptığına dair açık kanıtlara atıfta bulunur.

You are looking for evidence that will prove that that person did

O kişinin

the thing that you think they did.

yaptığını sandığınız şeyi yaptığını kanıtlayacak kanıt arıyorsunuz.

You are looking for evidence.

Kanıt arıyorsunuz. Dumanı

The smoking gun and the reason why we say that,

tüten silah ve bunu söylememizin nedeni,

of course, is because when you fire a gun,

elbette, bir silahı ateşlediğinizde,

quite often some smoke will come out

genellikle silahın ucundan, namlusundan bir miktar duman çıkmasıdır

from the end of the gun, from the barrel of the gun.

.

And that's why we have the phrase smoking gun.

İşte bu yüzden dumanı tüten bir tabirimiz var.

But you can use that phrase in any situation

Ancak bu ifadeyi, bir

where you are looking for evidence of something

şeyin olduğuna dair kanıt aradığınız

happening or something that did happen quite often, a crime

veya oldukça sık meydana gelen bir şeye , kanıt aradığınız bir suça dair herhangi bir durumda kullanabilirsiniz

you are looking for proof evidence.

.

You are trying to find the smoking gun

Tüten silahı bulmaya çalışıyorsunuz, gömleğindeki

the bloodstain

kan lekesi

on his shirt provided the smoking gun.

tüten silahı sağladı.

So because that person had blood on their shirt

Yani o kişinin gömleğinde kan olduğu için

and maybe the blood belongs to the victim of the crime.

ve belki de kan suçun kurbanına aittir.

Mm hmm.

Hmm.

We might describe it as the smoking gun.

Bunu dumanı tüten silah olarak tanımlayabiliriz.

If we describe something as being all smoke and mirrors,

Bir şeyi tamamen duman ve ayna olarak tanımlarsak,

then we are stating that a deception is taking place.

o zaman bir aldatmacanın gerçekleştiğini belirtmiş oluruz.

Someone is trying to mislead you.

Biri seni yanıltmaya çalışıyor.

Someone is doing something but

Birileri bir şeyler yapıyor ama işin

the reality of it is different to what they are trying to show you.

aslı size göstermeye çalıştıklarından farklı.

They are using smoke and mirrors.

Duman ve ayna kullanıyorlar.

Quite often in magic, a magician

Sihirde oldukça sık olarak, bir sihirbaz

will sometimes use smoke and mirrors

bazen,

to trick you into thinking that you are seeing something that you're not.

olmadığınız bir şeyi gördüğünüzü düşünmeniz için sizi kandırmak için duman ve aynalar kullanır.

So this is a good expression when we are saying that a person

Yani bu, bir kişinin

is trying to trick or mislead us.

bizi kandırmaya veya yanıltmaya çalıştığını söylediğimizde güzel bir ifadedir.

Quite often politicians will use smoke

Çoğu zaman politikacılar,

and mirrors to mislead

or fooled the population

halkı

into believing something that is not true.

doğru olmayan bir şeye inandırmak için yanıltmak veya kandırmak için duman ve ayna kullanırlar.

Oh dear

Ah canım,

you might describe a

bir

person as smoking like a chimney.

insanı baca gibi sigara içmek olarak tanımlayabilirsiniz.

I like that expression.

Bu ifade hoşuma gitti. Elinde sürekli sigara olan

You might describe a person as smoking like a chimney

bir insanı baca gibi sigara içen biri olarak tanımlayabilirsiniz

if they always have a cigarette in their hand.

.

A person who often smokes like a chimney

Genellikle baca gibi sigara içen bir kişi

will also fill the room with lots of horrible smoke

odayı çok fazla korkunç dumanla dolduracaktır,

so a person who is smoking

bu nedenle baca gibi sigara içen bir kişi

like a chimney will often fill the room

odayı genellikle

with lots of smoke

they smoke like a chimney.

baca gibi içtiği çok fazla dumanla dolduracaktır.

My grandfather used to smoke like a chimney.

Dedem baca gibi tüttürürdü.

He is

smoking like a chimney.

Baca gibi tütüyor.

So a person who is smoking a lot of cigarettes,

Yani çok sigara içen bir kişinin

you might say that there is always smoke coming out of their mouth.

ağzından sürekli duman çıktığını söyleyebilirsiniz.

There is always smoke appearing from there, their nose or their mouth.

Her zaman oradan, burunlarından veya ağızlarından duman çıkıyor.

You might describe that person as smoking like a chimney.

O kişiyi baca gibi sigara içen biri olarak tanımlayabilirsiniz.

They are smoking all the time.

Sürekli sigara içiyorlar.

My grandfather and also my grandmother

Dedem de, anneannem de

used to smoke like chimneys.

baca gibi içerlerdi.

They would always have a cigarette in their hands.

Ellerinde hep sigaraları olurdu.

They would always be smoking something and quite often a cigarette,

Her zaman bir şeyler içerlerdi ve çoğu zaman bir sigara,

nothing else.

başka bir şey değil.

Here's another phrase.

İşte başka bir cümle.

I like this phrase

to create a smoke screen to hide

or conceal something using a distraction.

Dikkat dağıtıcı bir şey kullanarak bir şeyi gizlemek veya gizlemek için bir sis perdesi oluşturmak için bu ifadeyi seviyorum.

So again, this is very similar to smoke and mirrors.

Yani yine, bu duman ve aynalara çok benzer.

When a person uses smoke and mirrors

Bir kişi duman ve ayna kullandığında

they are trying to mislead you.

sizi yanıltmaya çalışıyor.

And here we have smoke screen,

Ve burada az

very similar to what we just saw right here.

önce burada gördüğümüze çok benzeyen bir sis perdesi var.

If you create a smoke screen, it means you are trying to hide something.

Bir sis perdesi oluşturursanız, bir şeyi saklamaya çalışıyorsunuz demektir. Gerçeği gizlemek için

You are creating something that might be used

kullanılabilecek bir şey yaratıyorsunuz

to conceal the truth.

.

Or to create

Ya da

a smoke screen is what you are doing

bir sis perdesi oluşturmak için yaptığınız şey

is another 10,

başka bir 10,

an attractive thing might be described as smoking hot.

çekici bir şey sıcak tüttürmek olarak tanımlanabilir.

Oh, something described as smoking hot.

Oh, dumanı tüten sıcak olarak tanımlanan bir şey.

Might be

Belki

an attractive person, maybe a woman,

çekici bir insan, belki bir kadın,

maybe you see a very attractive woman.

belki çok çekici bir kadın görüyorsunuz.

You might say that she she is smoking hot.

Ateşli olduğunu söyleyebilirsin.

She's smoking hot.

Çok ateşli.

Although nowadays, maybe it's best

Her ne kadar günümüzde

not to say that but some people still use it.

bunu söylememek en iyisi olsa da, bazı insanlar hala bunu kullanıyor.

They will say, Oh, why was it a disco last night?

Ah, dün gece neden diskoydu?

And there was a girl there who she was smoking. Oh,

Ve orada sigara içen bir kız vardı. Oh,

talking of smoking

the age when a person can legally smoke

bir insanın yasal olarak sigara içebileceği yaştan bahsetmek

might be raised in this country from 18 to 21.

bu ülkede 18'den 21'e çıkarılabilir

So that's right here in the UK.

.

So this leads me in quite nicely to

Bu da beni oldukça güzel bir şekilde

the topic of smoking.

sigara içme konusuna yönlendiriyor. Senden ne haber

What about you?

?

Have you ever smoked have you ever tried to smoke?

Hiç sigara içtiniz mi hiç içmeyi denediniz mi?

I can safely say that I don't like smoking.

Sigarayı sevmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

I've never smoked ever in my life, never done it never tried it.

Hayatımda hiç sigara içmedim, hiç içmedim, denemedim.

I don't like the smell, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse kokuyu sevmiyorum.

And a lot of people believe that if you smoke

Ve birçok insan, sigara içiyorsanız

or if your parents smoke there,

veya aileniz sigara içiyorsa,

there is a higher chance that you will start smoking as well.

sizin de sigara içmeye başlama şansınızın daha yüksek olduğuna inanıyor.

So people believe that if your parents smoke, there is a good chance

Bu nedenle insanlar, anne babanız sigara içiyorsa,

that you will also take up the habit.

sizin de bu alışkanlığı edinme şansınızın yüksek olduğuna inanıyor.

I remember when I was living in China,

Çin'de yaşadığım zamanları hatırlıyorum,

lots of people smoked everywhere.

her yerde birçok insan sigara içiyordu.

Many of my students, very young students would smoke.

Öğrencilerimin çoğu, çok genç öğrenciler sigara içerdi.

And it used to break my heart when I saw them doing it.

Ve bunu yaptıklarını gördüğümde kalbim kırılırdı.

I used to say, why do you smoke?

Neden sigara içiyorsun dedim.

And can you believe it?

Ve buna inanabiliyor musun?

You're not going to believe this.

Buna inanmayacaksın.

I'm going to tell you this, but you won't believe it.

Bunu sana söyleyeceğim ama inanmayacaksın. Ders

There are people or were people

that I was teaching

verdiğim

and working with, and they believed that smoking

ve birlikte çalıştığım insanlar var ve sigara içmenin

is good for you.

sizin için iyi olduğuna inanıyorlardı.

That's how

they encouraged people to take up smoking in China.

Çin'de insanları sigara içmeye bu şekilde teşvik ettiler. Bu arada

They would say that it had health benefits

sağlığa faydası var derlerdi

by the way, it doesn't.

, öyle değil. Bu

So here in the UK we are thinking of raising the age,

nedenle, Birleşik Krallık'ta yaşı yükseltmeyi düşünüyoruz,

although I think it would also be fair to say that not many people do smoke nowadays.

ancak günümüzde pek çok insanın sigara içmediğini söylemenin de adil olacağını düşünüyorum.

Not everyone smokes cigarettes.

Herkes sigara içmez.

I think fewer people smoke now than they did

Bence,

20 years ago, especially in this country.

özellikle bu ülkede, 20 yıl öncesine göre artık daha az insan sigara içiyor.

It's very unusual to see people smoke

İnsanların sigara içtiğini görmek çok sıra dışı,

so what about you?

peki ya siz?

Is cigarette smoking popular in your country?

Ülkenizde sigara içmek popüler mi? Senin

What about your country?

ülkenden nehaber?

Do you smoke have you ever tried smoking?

Sigara içiyor musun Hiç sigara içmeyi denedin mi?

There are many people who used to smoke in their life

Hayatlarında sigara içen

and then eventually they decided to quit.

ve sonunda bırakmaya karar veren birçok insan var.

They wanted to stop smoking

mainly because of their health.

Esas olarak sağlıkları nedeniyle sigarayı bırakmak istediler.

They wanted to keep their health, they wanted to stay healthy.

Sağlıklarını korumak istediler, sağlıklı kalmak istediler.

So I think it would be fair to say I don't think there is

Bu yüzden

any doubt or debate anymore.

artık herhangi bir şüphe veya tartışma olmadığını söylemenin adil olacağını düşünüyorum. Palmira,

About how unhealthy it is to smoke cigarettes,

sigara içmenin ne kadar sağlıksız olduğunu

Palmira says.

söylüyor.

I remember earlier that screen

Daha önce ekran

divas, women, attractive women,

divalarının, kadınların, çekici kadınların

would often be photographed with cigarettes in their hands.

ellerinde sigarayla fotoğraflarının çekildiğini hatırlıyorum.

Yes, well, it is a well known fact

Evet,

that during the 1940s,

1940'larda,

maybe even the 1950s, that quite often you would see

hatta belki 1950'lerde,

people smoking in movies.

filmlerde sigara içen insanları çok sık gördüğünüz bilinen bir gerçektir. Bunun

And the main reason for that was money was being paid

ana nedeni,

to certain film industries or certain film studios

belirli film endüstrilerine veya belirli film stüdyolarına

to promote smoking so smoking was heavily promoted

sigarayı teşvik etmek için para ödenmesiydi, bu nedenle sigara içme 1940'lar ve 1950'lerde yoğun bir şekilde teşvik edildi

during the 1940s and 1950s,

and that is the reason why quite often if you watch a movie

ve bu, belirli bir dönemden bir film izlediğinizde oldukça sık olmasının nedenidir.

from that particular period, quite often

, oldukça sık olarak

you will see smoking taking place

sigara içildiğini göreceksiniz

and quite often it would be women

ve çoğu zaman

who was smoking.

sigara içen kadınlar olacaktır.

And the reason for this was they discovered

Bunun nedeni de,

that the cigarette manufacturers discovered

sigara üreticilerinin

that there were not many women smoking,

sigara içen çok fazla kadın olmadığını keşfetmeleri ve

so they wanted to encourage women to take up the habit of smoking.

böylece kadınları sigara içme alışkanlığı edinmeye teşvik etmek istemeleriydi.

And that is the reason why quite often you would see women

smoking in movies to make it more popular amongst females

Filmlerde sigara içen kadınları görmenizin sebebi de bu, sigarayı kadınlar arasında daha popüler hale getirmek için

and it worked as well

işe yaradı ve

I don't think it's a good one.

bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum.

I don't think it's a good idea.

Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

But it did happen.

Ama oldu.

But not anymore.

Ama artık değil.

It is very hard or very rare

to see anyone smoking on television or in movies.

Televizyonda veya filmlerde sigara içen birini görmek çok zor veya çok nadirdir. Kullu

It's very rare

bunun çok nadir olduğunu

Kullu says.

söylüyor.

In my country, only men smoke, not women.

Benim ülkemde sadece erkekler sigara içer, kadınlar değil.

I often see women smoking in this country.

Bu ülkede sık sık sigara içen kadınları görüyorum.

In England, I don't know why I seem to.

İngiltere'de neden öyle göründüğümü bilmiyorum.

I seem to see more women smoking than men,

Erkeklerden çok kadınların sigara içtiğini görüyorum

and I find that rather interesting.

ve bunu oldukça ilginç buluyorum.

Voltaire says

Voltaire,

there was a brave cowboy who smoked cigarettes.

sigara içen cesur bir kovboy olduğunu söylüyor.

Yes, there was a famous, famous actor or model.

Evet ünlü, ünlü bir oyuncu ya da model vardı.

I think he was actually a model, and he used to pose with cigarettes in his hand

Sanırım o aslında bir modeldi ve elinde sigarayla poz verirdi

and he was dressed as a cowboy

ve kovboy gibi giyinmişti

can you guess what happened to him?

ona ne olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?

Yeah.

Evet.

Cigarettes killed him.

Sigara onu öldürdü.

He died of lung cancer.

Akciğer kanserinden öldü. Sanki

As if we need any more proof

that cigarette smoking is bad for you.

sigara içmenin senin için kötü olduğuna dair daha fazla kanıta ihtiyacımız varmış gibi.

Andrew says, I usually.

Andrew, genellikle ben, der.

Usually I don't smoke

Genelde sigara içmem

oh, hmm.

oh, hmm.

Maybe once in half a year

Belki altı ayda bir

I can buy myself a chocolate tasting Captain Black Pack.

kendime Captain Black Pack çikolata tadımı alabilirim.

Is that a brand of cigarettes, Andrew? Hmm.

Bu bir sigara markası mı, Andrew? Hmm.

So you smoke sometimes or occasionally I

Yani bazen ya da ara sıra sigara içiyorsun,

I'm not going to say I approve or disapprove.

onaylıyorum ya da onaylamıyorum demeyeceğim.

Kono also says, In my country, only men smoke.

Kono ayrıca, Benim ülkemde sadece erkekler sigara içer, diyor.

Rarely women well, it is actually the same in China.

Nadiren iyi kadınlar, aslında Çin'de aynı.

That's what I noticed in China.

Çin'de bunu fark ettim.

When I lived there,

Orada yaşadığımda,

most of the smokers were actually men.

sigara içenlerin çoğu aslında erkekti.

It was very unusual, very rare to see women smoking.

Kadınların sigara içtiğini görmek çok sıra dışı, çok nadirdi.

But but men did.

Ama erkekler yaptı.

They really did.

Gerçekten yaptılar.

Hello, Sean.

Merhaba Sean.

Hello, Sean.

I like your picture, by the way, wearing the the mask

Merhaba Sean.

Bu arada, güvende olmak için maske taktığın fotoğrafını beğendim

to stay safe.

.

I feel that my authorities are not doing enough

Yetkililerimin

in the in the enforcement of smoking.

sigara yasağı konusunda yeterince çalışmadığını düşünüyorum.

So lots of people smoke.

Yani birçok insan sigara içiyor.

Maybe where you are, Sean, you feel that lots of people still smoke

Belki de bulunduğun yerde, Sean, birçok insanın hala sigara içtiğini

and the government are not doing anything about it.

ve hükümetin bu konuda hiçbir şey yapmadığını düşünüyorsun.

I wonder where you are.

Nerede olduğunu merak ediyorum.

Where are you, Sean?

Sen neredesin?

Mm. I'm interested now to find out where you are.

mm. Şimdi nerede olduğunu öğrenmekle ilgileniyorum.

Hello, Sean.

Merhaba Sean.

Where are you?

Neredesin?

Where were you watching at the moment?

Şu anda nereden izliyordunuz?

I want to know.

Bilmek istiyorum.

So cigarette smoking here in the UK is still popular,

Yani burada, Birleşik Krallık'ta sigara içmek hala popüler,

but a lot of people now are looking for alternatives

ancak artık pek çok insan sigaraya alternatif arıyor

to smoking, so they don't like to do this anymore.

, bu yüzden artık bunu yapmaktan hoşlanmıyorlar.

However, they are trying to find alternatives.

Ancak alternatifler bulmaya çalışıyorlar.

Another thing that they can do instead of smoking,

Sigara içmek yerine yapabilecekleri bir diğer şey,

I suppose one of the things that lots of people

sanırım pek çok insanın yöneldiği şeylerden biri de

have turned to is vaping.

elektronik sigara.

But even that has been discovered to be unhealthy.

Ama bunun bile sağlıksız olduğu keşfedildi.

There are people now who are developing lung problems because they are vaping

Artık akciğer problemleri geliştiren insanlar var çünkü oldukça sık elektronik sigara kullanıyorlar

quite often and it is damaging their lungs.

ve bu akciğerlerine zarar veriyor.

There is something called popcorn lung,

Patlamış mısır akciğeri diye bir şey var, kulağa

which sounds horrible

korkunç geliyor

and apparently it causes your lungs to stop working.

ve görünüşe göre ciğerlerinizin çalışmamasına neden oluyor. Bu

So I don't like the sound of that.

yüzden sesini sevmiyorum.

Sean is in Singapore hello, Singapore.

Sean Singapur'da merhaba, Singapur.

Nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Thank you, Sean, for joining us today.

Sean, bugün bize katıldığın için teşekkürler.

That's very nice of you to join us today.

Bugün bize katılman çok hoş.

There are laws against smoking, but they are not enforced.

Sigara içmeye karşı yasalar var ama uygulanmıyor.

Hmm. Yes, I suppose that can happen from time to time.

Hmm. Evet, sanırım bu zaman zaman olabiliyor.

I think so.

Bence de.

And of course, one of the things that Singapore is famous

Ve tabii ki, Singapur'un ünlü olduğu şeylerden biri de

for is its rules.

kurallarıdır.

Lots of rules.

Bir sürü kural.

I remember when I was there, I only spent a very short time there,

Oradayken hatırlıyorum, orada çok kısa bir süre kaldım,

but I did see lots of signs and notices

ama bana ne yapıp ne yapamayacağımı söyleyen birçok işaret ve duyuru gördüm

telling me what I could and could not do.

.

I remember that

So a lot of people do smoke.

Pek çok insanın sigara içtiğini hatırlıyorum.

My mother gave up smoking when she was in her forties,

Annem kırklı yaşlarında sigarayı bıraktı

and then she she was able to take care of her health.

ve sonra sağlığına dikkat edebildi.

And yes, I

Ve evet,

suppose giving up cigarettes is always a good thing

sanırım sigarayı bırakmak her zaman iyi bir şeydir

and always something to be encouraged, especially

ve her zaman teşvik edilmesi gereken bir şeydir, özellikle de

if you are talking about a person's health.

bir kişinin sağlığı hakkında konuşuyorsanız.

Let's face it, there is nothing more valuable than your health.

Kabul edelim, sağlığınızdan daha değerli bir şey yok.

The one thing you don't want to lose in your life is your health.

Hayatınızda kaybetmek istemediğiniz tek şey sağlığınızdır.

You want to stay healthy for as long as you can

Yapabildiğiniz kadar uzun süre sağlıklı kalmak istiyorsunuz.

It's gone now.

O artık yok.

That is almost it for me for today.

Bugünlük benim için neredeyse bu kadar.

We have reached 3:00.

3:00'e ulaştık.

It is time for me to go But don't worry,

Benim gitme vaktim geldi Ama merak etmeyin,

I will be back with you on Sunday.

Pazar günü sizinle birlikte olacağım.

I nearly said Friday.

Neredeyse Cuma diyordum.

I'm not here on Friday. Don't worry.

Cuma günü burada değilim. Merak etme.

Don't worry.

Not here on Friday.

Merak etme.

Cuma günü burada değil.

That was just my mistake.

Bu sadece benim hatamdı.

Because I've got hay fever.

Çünkü bende saman nezlesi var.

My brain is not working today.

Beynim bugün çalışmıyor.

Nico says if you

Nico,

are a smoker, then you are literally burning your money.

sigara içiyorsanız, kelimenin tam anlamıyla paranızı yaktığınızı söylüyor. Bence

I think you're right.

haklısın.

Thank you very much for your company.

Şirketiniz için çok teşekkür ederim.

It's lovely to see you here.

Seni burada görmek çok güzel. Canlı yayında

It's always nice to have your company here

şirketinizin burada olması her zaman güzeldir

on the livestream and I hope to see you very soon on Sunday.

ve sizi çok yakında Pazar günü görmeyi umuyorum.

I am with you.

Seninleyim.

For those who don't know, you can catch me on Sunday

Bilmeyenler için beni Pazar günü

and also on Wednesday from 2 p.m.

ve ayrıca Çarşamba günü saat 14:00'den itibaren izleyebilirsiniz.

UK time.

İngiltere saati.

I'm back with you on Sunday, 2 p.m.

Pazar günü saat 14:00'te sizlerleyim.

and Mr. Steve will be here as well.

ve Bay Steve de burada olacak.

I hope you have a good Wednesday

Umarım güzel bir çarşamba geçirirsiniz

and I hope the rest of your week is good as well.

ve umarım haftanızın geri kalanı da iyidir.

Take care of yourself.

Kendine dikkat et.

Don't do anything that might cause you harm

Sana zarar verecek bir şey yapma,

and I will see you on Sunday.

pazar günü görüşürüz.

2 p.m. U.K. time. This is Mr. Duncan.

öğleden sonra 2 İngiltere saati. Bu Bay Duncan.

I'm now going to rest my voice because the hay fever

Şimdi sesimi dinlendireceğim çünkü saman nezlesi

has destroyed my little vocal cords.

küçük ses tellerimi mahvetti.

And you know what's coming next?

Ve sonra ne geliyor biliyor musun? Bir

Until the next time we meet here on our lovely community.

dahaki sefere burada güzel topluluğumuzda buluşana kadar.

Don't forget also to give me a light like this.

Bana da böyle bir ışık vermeyi unutma.

Give me a lovely, like,

Bana hemen şimdi güzel bir şey ver

right now.

.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Thank you. Thank you very much.

Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.

That's lovely.

Bu çok şirin.

Thank you for the lights.

Işıklar için teşekkürler.

And of course, you know what's coming next.

Ve tabii ki, sırada ne olduğunu biliyorsun.

Yes, you do.

Evet yaparsın.

ta ta for now.

Şimdilik ta ta.