LIVE English Lesson - 14th January 2018 - Censorship - Shakespeare - Tea or Coffee? - Crime

Here are two words that many English speakers often use incorrectly the words

İşte birçok İngilizce konuşanın sıklıkla yanlış kullandığı iki kelime:

are infer and imply first of all the word infer means to deduce or conclude

kelimeler çıkarım yapmak ve her şeyden önce ima etmek anlamına gelir.

something from evidence and reasoning rather than from explicit statements to

come to a conclusion based on what you felt was meant even though it was not

said directly is to infer I infer from what you said then there is the word

doğrudan söylenmemiş olsa da, söylediğinizden çıkarım yapmaktır, o zaman konuşurken veya yazarken

imply which means to make slight hints and suggestions while speaking or

hafif ipuçları ve önerilerde bulunmak anlamına gelen ima kelimesi vardır,

writing you make comments that suggest something without being too blatant or

çok bariz veya yapan

obvious the person making the comments implies while the person listening to

kişi aşikar olmadan bir şeyler öneren yorumlar yaparsınız. yorumlar, yorumları dinleyen kişinin çıkarsamasını ima ederken, çıkarım yapmak,

the comments infers so to infer is to come to a conclusion from what you hear

duyduklarınızdan bir sonuca varmaktır

and imply is to suggest something by what you say it is common for native

ve ima etmek, söylediklerinizle bir şeyler önermek demektir, anadili

English speakers to confuse infer with imply I wonder what you will infer from

İngilizce olanların çıkarımı ima etmekle karıştırması yaygın bir durumdur. Ne yapacağınızı merak ediyorum.

the following statement it's Sunday afternoon it's 2:00 p.m. here in the UK

Aşağıdaki ifadeden, Pazar öğleden sonra saat 14:00 olduğu sonucuna varın. burada Birleşik Krallık'ta

and this is live English!

ve bu canlı İngilizce!

mm-hmm mm-hmm

mm-hmm mm-hmm bunun

do you know what theme that is do you know which movie that is taken

hangi tema olduğunu biliyor musunuz hangi filmden alındığını

from do you know which movie that's taken from do you know? its jaws oh I

biliyor musunuz hangi filmden alındığını biliyor musunuz? bahse girerim

love film music I bet right now if I were to ask you what's your favourite

şu anda sana en sevdiğin film müziğinin ne olduğunu sorsam, bahse girerim

piece of movie music is I bet you would say the theme from Titanic my heart will

Titanik'teki temayı söylersin kalbim

go on uh hi everybody how are you today are you okay I hope so are you happy I

devam edecek uh millet bugün nasılsınız iyi misiniz ben umarım mutlusundur

really really hope so yes my name is mr. Duncan and I'm here once

umarım gerçekten öyledir evet benim adım bay Duncan ve ben bir kez

again on YouTube live it's Sunday we are now two weeks into 2018 how has your

daha YouTube'da canlı yayındayız, bugün Pazar, şimdi 2018'e iki hafta girdik,

year been so far has it been a good year I really really hope so because of

yılınız şimdiye kadar nasıl geçti, gerçekten iyi bir yıl oldu, gerçekten öyle umuyorum çünkü

course lots of people at the moment are wishing Happy New Year Happy New Year

şu anda pek çok insan Mutlu olmayı diliyor Yeni Yıl Yeni Yılınız Kutlu Olsun Yeni Yılınız Kutlu Olsun

when does it become too late to say Happy New Year how many days into the

demek için ne zaman çok geç oluyor? ondan

new year can you actually say Happy New Year

before it becomes offensive so I think the first seven or eight days of the new

year is okay but after that I think it's inappropriate so you only have to say

sonra bence uygunsuz bu yüzden sadece

Happy New Year for the first seven or eight days although yesterday I was in

ilk yedi veya sekiz gün Yeni Yılınız Kutlu Olsun demeniz yeterli dün

town and lots of people were wishing each other happy new year

şehirdeydim ve birçok insan birbirine mutlu yıllar diliyordu,

still it's nearly two weeks since the new year arrived and people are still

hala yeni yılın gelmesinden bu yana yaklaşık iki hafta geçti ve insanlar hala

wishing each other happy new year I must admit so let us

birbirlerine mutlu yıllar diliyorlar itiraf etmeliyim ki

keep our fingers crossed this week that we don't have any technical problems

bu hafta parmaklarımızı çapraz tutalım ki herhangi bir teknik sorunumuz yok

remember last week we had some problems thank you very much once again to my

geçen haftayı hatırlayın bazı sorunlar yaşadık

local phone company for cutting so can we all keep our fingers crossed

yerel telefon şirketime kestiği için bir kez daha çok teşekkür ederim bugün hepimiz parmaklarımızı çapraz tutabilir miyiz

today that we don't have any problems with the connection so here we go again

ki bağlantıyla ilgili herhangi bir sorunumuz yok o yüzden yine başlıyoruz

lots of things coming today I'm having a lovely cup of coffee at the moment it's

bugün pek çok şey geliyor çok güzel bir fincan kahve içiyorum şu anda

very unusual for me to have a cup of coffee during the actual livestream but

benim için çok sıra dışı gerçek canlı yayın sırasında bir fincan kahve ama

I'm having one today it's delicious hmm Oh lovely not too sweet but I left my

bugün bir tane içiyorum çok lezzetli hmm Ah güzel çok tatlı değil ama

coffee strong I don't drink a lot of coffee but what about you would you

kahvemi sert bıraktım çok fazla kahve içmem ama peki ya sen

describe yourself as a tea or coffee person are you a person who enjoys a cup

kendini çay olarak mı kahve olarak mı tanımlarsın kişi siz bir fincan çaydan hoşlanan biri misiniz

of tea or do you like to have a cup of coffee

veya bir fincan kahve içmeyi sever misiniz

now some people are addicted they are addicted to coffee they drink many many

şimdi bazı insanlar bağımlıdırlar kahve bağımlısıdırlar

cups of coffee every single day and there is something that always annoys me

her gün birçok fincan kahve içerler ve beni her zaman rahatsız eden bir şey vardır

about coffee some people say that coffee is good for your health whilst others

kahve bazı insanlar kahvenin sağlığınız için iyi olduğunu söylerken diğerleri

say it's bad for you so what is the truth it's the same with wine a lot of

sizin için kötü olduğunu söylüyor yani gerçek nedir

people say Oh wine it's good for you then other people say that wine is bad

şarap

for you it's very confusing so what are you would you describe yourself are you

için de aynı şey çok kafa karıştırıcı bu yüzden kendinizi nasıl tanımlarsınız

a tea or coffee person so how would you describe yourself would you like to have

çay mı kahve mi insanısınız kendinizi nasıl tanımlarsınız

a cup of tea right now or would you like to have a cup of coffee so at the moment

şu anda bir fincan çay içmek ister misiniz veya bir fincan kahve içmek ister misiniz yani şu anda

I'm having a delicious cup of coffee live on YouTube mmm absolutely delicious

ben' YouTube'da canlı olarak lezzetli bir fincan kahve içiyorum mmm kesinlikle lezzetli

so if you are enjoying your beverage at the moment beverage that's a great word

yani şu anda içeceğinizin tadını çıkarıyorsanız içecek bu harika bir kelimedir

beverage just means a drink so any type of drink can be described as a beverage

içecek sadece bir içecek anlamına gelir, bu nedenle herhangi bir içecek türü bir içecek olarak tanımlanabilir,

so cheers everyone if you are having your tea

bu nedenle herkesin şerefine şu

all coffee at the moment so here we go the first question of course must be

an çayınız kahveniz içiyor o yüzden başlıyoruz ilk soru tabi ki

what was the view like this morning what was the view out of my window like well

bu sabah manzara nasıldı penceremden dışarıdaki manzara nasıldı peki bir

let's have a look shall we let's go through the window right now it is a

bakalım bakalım pencereden geçelim mi hemen şimdi

very murky cold damp day if you look in the distance you can just about see the

çok kasvetli, soğuk, nemli bir gün, eğer uzaktan bakarsanız, hemen hemen

mountain the wrekin hill it's not a mountain a lot of people tell

dağı görebilirsiniz, wrekin tepesi, dağ değil, birçok insan

me off they say mr. Duncan the wrekin is not a mountain it is actually a hill

beni azarlıyor, bay diyorlar. Yıkık Duncan bir dağ değil, aslında bir tepe

okay some people are so pedantic so there it is the view this morning

tamam, bazı insanlar çok bilgiç, yani işte bu sabahki manzara bu,

it's very murky very misty it feels quite unpleasant outside oh look did you

çok karanlık, çok puslu, dışarısı oldukça nahoş hissettiriyor, bakın

see that the pigeons the pigeons are flying around there they are can you see

güvercinleri gördünüz mü oralarda güvercinler uçuşuyor

them they are all landing on the tree so there it is the view from the window

onları görebiliyor musun hepsi ağaca iniyor yani işte pencereden görünen manzara

this morning it is a very murky day and of course

bu sabah çok kasvetli bir gün ve tabii ki

this week Oh this week was a very special week for

bu hafta Ah bu hafta benim için çok özel bir haftaydı

me do you know why because this week we reached 600,000 subscribers this week so

neden biliyor musun çünkü bu hafta 600.000 aboneye ulaştık bu yüzden

now I have passed the 600,000 subscriber mark ah isn't that exciting so thank you

şimdi 600.000 abone sınırını geçtim ah o kadar heyecan verici değil mi bu yüzden

very much thanks to all those who have decided to join me over the past few

son haftalarda bana katılmaya karar veren herkese çok teşekkür ederim

weeks and of course a big thank you to those who have been watching for many

ve tabii ki çok teşekkür ederim

many years talking a thank you can I say a very big thank you to Andrea

uzun yıllardır izleyenlere bir teşekkürle teşekkür edebilir miyim Andrea Santi'ye çok teşekkür ederim

Santi thank you very much Andrea for your super super donation and also

çok teşekkür ederim Andrea süper süper bağışınız ve

Christmas present as well thank you very much once again - Andrea Santi for your

ayrıca Noel hediyeniz için çok teşekkür ederim bir kez daha çok teşekkür ederim - Andrea Santi pay pow aracılığıyla

lovely kind donation that you sent to me through pay

bana gönderdiğiniz güzel bağışınız için

pow thank you very much because a lot of people like to make donations small or

çok teşekkür ederim çünkü birçok insan küçük veya büyük bağış yapmayı sever

large and there is the address if you would

ve

like to send a donation to help my work continue because doing this does cost a

işimin devam etmesine yardımcı olmak için bağış göndermek isterseniz adres var çünkü bunu yapıyorsunuz çok paraya mal oluyor yapmam gereken

lot of money there's lots of things I have to do lots of things I have to buy

birçok şey var yapmam gereken birçok şey satın almam gerekiyor parasını

lots of things I have to pay for and of course there is lots of equipment that

ödemem gereken birçok şey var ve tabii ki canlı

helps me to go live so you are more than welcome to make a donation through

yayına geçmeme yardımcı olan birçok ekipman var bu yüzden hoşgeldiniz PayPal ile bağış yapmak

PayPal it's very simple you don't have to give any details you don't have to

çok basit herhangi bir bilgi vermek zorunda değilsiniz

give you address or your credit card so there you go it's so easy and can I

size adres veya kredi kartınızı vermek zorunda değilsiniz yani işte bu kadar kolay ve

thank you in advance now last week I noticed some people were getting very

şimdi şimdiden teşekkür edebilir miyim geçen hafta bazılarını fark ettim insanlar videolarımda

upset because they couldn't find the subtitles on my videos so here we go I'm

altyazı bulamadıkları için çok üzülüyorlardı, işte

going to mention this again so after the live stream has finished normally a few

başlıyoruz, bundan tekrar bahsedeceğim, böylece canlı yayın normal bir şekilde bittikten birkaç

hours later you can actually watch captions or subtitles but you have to

saat sonra altyazıları veya altyazıları gerçekten izleyebilirsiniz ama

click the symbol you have to click this which is underneath the video and then

sembole tıklamak için videonun altındaki buna tıklamanız gerekir ve ardından

you can watch the subtitles so still a lot of people thinking that I don't have

altyazıları izleyebilirsiniz, bu yüzden hala birçok insan

subtitles on my latest videos but they are there trust me they are there let's

son videolarımda altyazı olmadığını düşünüyor ama varlar güven bana oradalar hadi yapalım

have a look at the live chat shall we because the live chat is of course open

canlı sohbete bir göz atalım mı çünkü canlı sohbet tabii ki açık

let's see what is going on on the live chat dallara

canlı sohbette neler oluyor bir bakalım dallara

may tavill oh thank you very much for joining me today

may tavill oh bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

hello everybody says Joe Hale hello to you as well

merhaba herkes Joe Hale size de merhaba diyor

Kunal O'Connell we love tea in Azerbaijan we like tea very much we

Kunal O 'Connell biz Azerbaycan'da çayı severiz çayı çok severiz her zaman

always drink tea in the morning and anytime hello Bello marvelous mr. Duncan

sabahları ve her zaman çay içeriz merhaba Bello harika bay. Bay Duncan'a

hello to mr. Steve as well more about mr. Steve in a moment

merhaba. Steve ayrıca bay hakkında daha fazla bilgi . Steve birazdan

hello mr. Duncan from Martha also Alice mohamad analytic brain Jamal Murray mr.

merhaba bayım. Martha'dan Duncan ayrıca Alice mohamad analitik beyin Jamal Murray mr.

Duncan do you like green tea yes I used to drink a lot of green tea when I lived

Duncan yeşil çayı sever misin evet Çin'de yaşarken çok yeşil çay içerdim,

in China quite a lot of that was consumed whilst teaching in China

Çin'de ders verirken çokça tüketilirdi

hello mr. Duncan from Island cumin youlet ass hello to you thank you very

merhaba bay. Adadan Duncan kimyon youlet kıç merhaba sana

much for joining me Tabak is a Turkish word which means

bana katıldığın için çok teşekkür ederim Tabak Türkçe bir kelimedir ve

chicken oh thank you very much havoc and a special 'cluck cluck' to you. Olga is here Thank You

tavuk anlamına gelir oh çok teşekkür ederim harap ve sana özel bir 'gıcık gıcırtı'. Olga burada Teşekkür ederim

Olga watching in Moscow also raker hello mr. Duncan nice to see you again

Olga Moskova'da izliyor ayrıca raker merhaba mr. Duncan sizi tekrar görmek güzel

and it's SuperDuper to see you again as well mr. Steve is a very big fan of

ve sizi tekrar görmek Süper Duper Bay. Steve, bitki çayının çok büyük bir hayranıdır, bu yüzden sorunuz için

herbal tea so thank you Chris for your question do you have coffee with sugar

teşekkürler Chris, şekerli kahveniz var mı?

yes I do I I do like to put a little bit of sugar in my coffee so Thank You Alice

for that question hello mr. Duncan from ash wani hello to

ash wani'den Duncan

you as well it's so nice to see so many people here today thank you so much for

sana da merhaba, bugün bu kadar çok insanı burada görmek çok güzel, bana katıldığın için çok teşekkür ederim,

joining me of course this is now live it's quarter past two don't forget

tabii ki bu şimdi canlı, ikiyi çeyrek geçiyor unutma

oh dear...coming up today at 3 o'clock live with lots of things to talk about

canım... bugün 3'te geliyor konuşacak çok şey ile canlı saat

it is mr. Steve

mr. Steve

I do yes we are live as live can be thank you very much for joining me today

Evet, canlı olarak yaşıyoruz, bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim

it's mr. Duncan that's me and I have been teaching English right here on

. Duncan, bu benim ve

YouTube for over 11 years and of course 2018 is the 12th year that I've been

11 yılı aşkın süredir burada YouTube'da İngilizce öğretiyoruz ve tabii ki 2018,

right here on YouTube teaching English so mr. Steve coming

burada YouTube'da İngilizce öğrettiğim 12. yıl, bu yüzden mr. Steve

later on did you see him there he was doing his exercises that is actually

daha sonra geliyor onu orada gördünüz mü egzersizlerini yapıyordu aslında

from last week when he was getting very excited in the studio talking all about

geçen hafta stüdyoda çok heyecanlandığı günlerde

his exercise routine today we are talking about some very heavy topics

egzersiz rutini hakkında konuşuyordu bugün çok ağır konulardan bahsediyoruz

today we are going to discuss censorship is there any censorship in your country

bugün tartışacağız sansür ülkenizde sansür var mı

do you think it is right to censor things so this is a subject that is

sizce bir şeyleri sansürlemek doğru mu bu yüzden

often talked about in the news I know it's a very heavy subject and for some

haberlerde sıkça konuşulan bir konu biliyorum çok ağır bir konu ve bazı

people it is a very sensitive subject but I think it's a very interesting

insanlar için çok hassas bir konu ama bence bahsetmek çok ilginç bir

thing to talk about because even in countries where you think there is no

şey çünkü sansür olmadığını düşündüğünüz ülkelerde bile

censorship there actually is censorship so even though you might think say for

aslında sansür var yani

example here in the UK you might think there is no censorship here but in fact

örneğin burada, Birleşik Krallık'ta sansür olmadığını düşünebilirsiniz ama aslında çok

there is so it might be fair to say that censorship is something that is very

var Sansürün çok yaygın bir şey olduğunu söylemek doğru olabilir

widespread but of course you might say that the level of censorship varies

ama tabii ki sansürün düzeyi

between each country so hello and we are going to talk about some big

ülkeden ülkeye değişir diyebilirsiniz, bu yüzden merhaba ve daha

subjects also coming up later on mr. Steve will be here yes he is here he has

sonra da gündeme gelecek olan bazı büyük konulardan bahsedeceğiz. Steve burada olacak evet burada

a lot of fans and today we are talking about censorship we are going to talk

çok fazla hayranı var ve bugün sansür hakkında konuşuyoruz

about plastic because this week many people once again a very sensitive

plastik hakkında konuşacağız çünkü bu hafta birçok insan bir kez daha çok hassas bir

subject or talking about pollution and the effect

konu veya kirlilik ve plastiğin etkisi hakkında konuşuyor.

that plastic has on the environment so if you have something to say about that

çevre hakkında söyleyecek bir şeyiniz varsa,

you are more than welcome to get involved if is not just my show it is

katılmaktan memnuniyet duyarız, eğer sadece benim şovum değilse,

also your show as well and that is the reason why we are here to share our

aynı zamanda sizin şovunuzdur ve bu nedenle, fikirlerimizi paylaşmak

ideas and of course to learn some English yes indeed it's been very busy

ve elbette öğrenmek için buradayız. biraz İngilizce evet gerçekten de

this week here in Much Wenlock oh my goodness so many things have been going

bu hafta burada, Much Wenlock'ta çok meşguldü aman tanrım, bu hafta burada, memleketimde pek çok şey oluyor,

on right here in my hometown this week for example

örneğin,

we've had lots of disruption this week because there are some roadworks

bu hafta çok fazla aksama yaşadık çünkü çok sayıda yol çalışması

taking place lots of things happening around the town center the place in

yapılıyor. Yaşadığım yer olan şehir merkezinin çevresinde meydana gelen olaylardan

which I live much Wenlock and as you can see there are lots of roadworks lots of

çok Wenlock ve gördüğünüz gibi birçok yol çalışması var ve

signs telling people where to go and can you see the sign it says work starts

insanlara nereye gitmeleri gerektiğini söyleyen birçok işaret var ve Batı güç dağıtımı adına işin burada başladığını söyleyen tabelayı görebiliyor musunuz?

here on behalf of Western power distribution one-way system will be in

tek yönlü sistem

operation from the 8th of January 2018 for approximately 5 weeks that's what

8 Ocak 2018'den itibaren yaklaşık 5 hafta süreyle faaliyete geçecek,

the sign says so there it is so there is some disruption at the moment taking

tabelada öyle yazıyor, yani işte tam burada, kasabada şu anda bazı aksamalar oluyor

place right here in the town and one or two people have been complaining about

ve bir veya iki kişi şikayet ediyor Bununla ilgili

it now I've been trying to find out what they are actually doing why are they

şimdi aslında ne yaptıklarını öğrenmeye çalışıyorum, neden

digging up the road well apparently there are some electrical cables that

yolu kazıyorlar, görünüşe göre normalde üstte olan bazı elektrik kabloları var, bu

are normally overhead so what they are going to do they are going to take the

yüzden ne yapacaklar

electric cables that are above everyone and they are going to put them under the

elektrik kablolarını alacaklar. herkesin üstündeler ve onları yerin altına koyacaklar

ground so apparently that's what they are doing

yani görünüşe göre yaptıkları bu

they are actually putting the electricity cables under the ground now

aslında elektrik kablolarını şimdi yaşadığım yerin altına koyuyorlar,

where I live many of the electrical cables are actually above the ground

elektrik kablolarının çoğu aslında yerin üstünde,

they are actually on top of tool poles and that includes where I live so it

aslında üstündeler alet direkleri ve buna benim yaşadığım yer de dahil yani şu an öyle

looks as if that's what they are doing at the moment they are actually putting

yapıyorlar sanki

the electric cables under the ground instead of them being above the ground

elektrik kablolarını yerden yüksekte değil de yerin altına koyuyorlar

Thank You taboc davic just said my teacher suggested your YouTube channel

Teşekkürler taboc davic az önce hocam youtube kanalınızı önerdi dedi

and said you are very friendly thank you very much tavern that that's

ve çok arkadaş canlısı olduğunu söyledi, tavernaya çok teşekkür ederim, bu

very kind of you so there you can see there there is some roadworks

çok naziksiniz, orada görebilirsiniz,

taking place right here in the place I live and many people ask mr. Duncan

tam burada, yaşadığım yerde bazı yol çalışmaları yapılıyor ve birçok insan Bay'a soruyor. Duncan

where do you live the place I live in is called Much Wenlock and as I said just

nerede yaşıyorsun Yaşadığım yerin adı Much Wenlock ve dediğim gibi

it's been a very busy week here lots of things going on this week much Wenlock

burada çok yoğun bir hafta oldu bu hafta pek çok şey oluyor Wenlock bir anda

was on television on the BBC more about that in a moment and also we had some

BBC'de televizyonda daha fazla yer aldı ve ayrıca biz bu hafta

very dramatic events taking place here this week lots of bad things happened

burada çok dramatik olaylar oldu, yaşadığım yerde bu hafta pek çok kötü şey oldu ve bununla

this week in the place I live more about that in a moment as well and of course

ilgili daha fazla bilgi ve tabii ki

every Saturday it is worth mentioning that every Saturday we go for a lovely

her cumartesi, her cumartesi güzel bir

meal mr. Steve and myself we go for a lovely meal in the town centre would you

yemek yemeye gittiğimizi belirtmekte fayda var bay. Steve ve ben şehir merkezinde güzel bir yemek yemeye gidiyoruz

like to see mr. Steve buying some bread yesterday ok then here we go

Mr. Steve dün biraz ekmek alıyor tamam o zaman işte başlıyoruz

this is mr. Steve and myself in Much Wenlock square yesterday afternoon

bu bay. Steve ve ben dün öğleden sonra Much Wenlock meydanında

now oh hi everybody welcome once again to

şimdi oh merhaba millet yaşadığım yere bir kez daha hoş geldiniz

the place in which I live this is much Wenlock and it's mr. Duncan

burası Wenlock ve Mr. Duncan

yes Here I am this is not live of course this is now

evet İşte buradayım, bu canlı değil tabii ki bugün

Saturday afternoon and I'm in town but the big question is where is mr. Steve

cumartesi öğleden sonra ve şehirdeyim ama asıl soru şu ki Bay Duncan nerede? Steve

where is mr. Steve where is mr. Steve oh there's mr. Steve

Bay nerede? Steve Bay nerede? Steve oh işte bay. Steve

but where is he going mr. Steve is going somewhere but where is he going

ama nereye gidiyor bayım? Steve bir yere gidiyor ama nereye gidiyor

mr. Steve is going to the local Bakers he's going to pick up some bread so here

bayım? Steve yerel Fırıncılara gidiyor biraz ekmek alacak bu yüzden burada

we are in much Wenlock of course this is the place in which I live thank you very

Wenlock'tayız tabii ki burası benim yaşadığım yer

much for joining me live today it's very nice to see you once again of course

bugün canlı yayında bana katıldığınız için çok teşekkür ederim sizi bir kez daha görmek çok güzel tabii ki

much Wenlock is a very famous place in fact it's even more famous now because

Wenlock çok ünlü bir yer aslında şimdi daha da ünlü çünkü

last night Much Wenlock was on television yes on the BBC no less can

dün gece çok Wenlock televizyondaydı evet BBC'de daha az

you believe it so mr. Steve is now in the baker's shop he's buying some bread

inanamıyor musunuz bayım? Steve şimdi fırıncıda

as I mentioned just now but what will he buy hopefully mr. Steve will be willing

az önce bahsettiğim gibi biraz ekmek alıyor ama ne alacak inşallah bayım. Steve

to show us the bread that he bought and I have a feeling he's going to come back

aldığı ekmeği bize göstermeye istekli olacak ve bende

with at least two bags of bread I think so well I hope so for those wondering

en az iki çuval ekmekle geri döneceğine dair bir his var.

where I am I'm actually in the square the main

square here in Much Wenlock a place where I often come to do my shopping

Burada, Much Wenlock'taki ana meydan, sık sık alışverişimi yapmak için geldiğim bir yer,

here he comes mr. Steve is coming back he's done his bread shopping

buraya bay geliyor. Steve geri geliyor ekmek alışverişini yaptı

mr. Steve oh hello mr. Steve so here we are then we're in much Wenlock once

bayım. Steve oh merhaba bayım. Steve işte buradayız, o zaman bir kez

again of course this is the place in which we live isn't it it certainly is

daha Wenlock'tayız tabii ki burası yaşadığımız yer değil mi

and yes I've just been to the bread shop to get some nice fresh bread

ve evet, biraz taze ekmek almak için ekmek dükkanına gittim

Steve can you show us what you've bought now we love eating bread don't we

Steve can şimdi bize ne aldığınızı gösterin, ekmek yemeyi seviyoruz, değil mi biz

now certain types of bread are seen as unhealthy but other types of bread are

artık bazı ekmek türleri sağlıksız olarak görülüyor, ancak diğer ekmek türleri

seen as very healthy and dare I say nutritious so would you like to show us

çok sağlıklı ve besleyici diyorum, bu yüzden bize ne yaptığınızı göstermek ister misiniz?

what you bought we've got both types in here this is the healthy one because

satın aldım burada her iki türden de var, bu sağlıklı olan çünkü

this seed there's lots of seeds in here and it's brown bread so lots of fibre so

bu tohum burada çok tohum var ve esmer ekmek çok lif var yani

that's that that's that I call it GI bread it's supposed to keep your blood sugar stable

ben buna GI ekmeği diyorum, kan şekerinizi sabit tutması gerekiyor

g GI bread don't ask me to say what that is but it's called GI bread so it keeps

g GI ekmeği bana bunun ne olduğunu söylememi istemesin ama buna GI ekmeği deniyor, bu yüzden

it's very low in sugar but this one here this oh I like I like the look at this

şekeri çok düşük tutuyor ama buradaki bu oh, buna bakmayı beğendim bu bak şuna bak bu

this look at that that's a tiger bread it's a huge loaf it's white bread with with a

bir kaplan ekmeği bu çok büyük somun,

sort of a coating on it that makes it look like tiger skin anyway it's

üzerinde kaplan derisi gibi görünen bir çeşit kaplama bulunan beyaz ekmek, zaten

delicious and it's all mine now miss miss mr. Steve mr. Steve seems to think

lezzetli ve artık hepsi benim, bayan bayan bay . steve bey Steve

that he's going to eat all of the bread but I have a I have a feeling that I'm

tüm ekmeği yiyeceğini düşünüyor gibi görünüyor ama içimden bir his var ki benim de

going to be eating quite a lot of it as well

ondan oldukça fazla yiyeceğime dair bir his var

hey last night guess what yes I've mentioned it already but I'm going to

hey dün gece tahmin et ne oldu evet bundan daha önce bahsetmiştim ama ben

mention it again Much Wenlock the place we live in was actually on television

Tekrar bahsedeceğim Much Wenlock yaşadığımız yer aslında televizyondaydı

and we watched it last night did you enjoy seeing Much Wenlock on

ve dün gece izledik Much Wenlock'u televizyonda görmek hoşunuza gitti mi bayım?

television mr. Steve yes it was it was fascinating that we saw some people that

Steve evet, tanıdığımız bazı insanları görmemiz büyüleyiciydi

we knew and we're going to go up to them later and say it did you can we have

ve daha sonra onlara gidip öyle olduğunu söyleyeceğiz,

your autograph turn on the telly last night oh and a bit of local gossip

dün gece televizyonda imzanızı açtırabilir miyiz oh ve biraz yerel dedikodu

from in there not gossip there were lots of break-ins in Much Wenlock last night

Orada dedikodu yapılmadı, dün gece Much Wenlock'ta çok sayıda hırsızlık oldu

really so so this is actually breaking news literally so apparently last night

gerçekten bu yüzden bu aslında kelimenin tam anlamıyla son dakika haberi yani görünüşe göre dün gece

there were lots of break-ins lots of places were broken into lots of places

çok sayıda izinsiz giriş oldu, birçok yerde zorla girildi, birçok yerde

had a disturbance in the night it looks as if quite a few places have been

bir rahatsızlık yaşandı. gece pek çok yere zorla girilmiş gibi görünüyor, bu

broken into so some thieves broke into some of the places in Much Wenlock so

yüzden bazı hırsızlar Much Wenlock'taki bazı yerlere girdiler,

who who told who told you this Steve where did you get this information from

kim söyledi sana bunu kim söyledi Steve bu bilgiyi nereden aldın

in the in the bakery they said that that s about six places were all broken into

fırında dediler ki Yaklaşık altı yerin hepsi

the local pub the art gallery the newsagent and a few houses all had their

yerel birahaneye girdi, sanat galerisi, gazete bayii ve birkaç evin

doors kicked in and there was blood in it's one of the most exciting things ever

kapıları tekmelendi ve içinde kan vardı.

to happen in much Wenlock we don't want it of course time a crime in a small little

Tabii ki bunun gibi küçük bir kasabada bir suç zamanı

town like this but looks like we've got it

ama görünüşe göre biz onu yakaladık

crime has come too much Wenlock oh my goodness is very dramatic and around

suç çok fazla geldi Wenlock aman tanrım çok dramatik ve

about Christmas just before Christmas I think the the local spar shop which is

Noel'den hemen önce Noel civarında sanırım yerel spar dükkanı bitmek üzere

just over the way from the square that was also broken into so it would appear

Meydandan ayrılan yol, böylece burada, Much Wenlock'ta

that there is a slight crime wave taking place here in Much Wenlock but normally

hafif bir suç dalgası meydana geliyor gibi görünebilir, ancak normalde

the place is very quiet very peaceful and very relaxing and that's why we live

bu yer çok sessiz, çok huzurlu ve çok dinlendiricidir ve bu yüzden

here because we love it really so mr. Steve what what are we going to

burada yaşıyoruz çünkü onu gerçekten seviyoruz yani bay Steve

do now mr. Steve and to have our regular Saturday meal at the copper kettle which

şimdi ne yapacağız bayım? Steve ve normal Cumartesi yemeğimizi önceden

we've already pre-ordered and it's going to be beef stew and dumplings oh yes

sipariş ettiğimiz bakır su ısıtıcısında yemeye ve bu dana yahnisi ve köfte olacak oh evet

because I love beef stew and dumplings and the person who helps to run the

çünkü dana yahnisi ve köfteleri ve gideceğimiz yeri işletmeye yardım eden kişiyi seviyorum.

place we are going now to eat was on television last night so I think she

şimdi yemek yemek dün gece televizyondaydı, bu yüzden

might be feeling very excited today because she was on television but one of

bugün televizyonda olduğu için çok heyecanlı olabilir ama

the questions today is have you ever been on television now

bugünkü sorulardan biri şu ki, hiç televizyona çıktınız mı şimdi ben

I have I've been on television in the past have you been on TV Steve?

oldum geçmişte televizyona çıktınız mı? TV'de bulundun mu Steve?

have you ever been on television Steve? not that I know of mr. Duncan not

Hiç televizyona çıktın mı Steve? bildiğim kadarıyla değil bay Duncan

officially obviously I'm being filmed now by you but this isn't going out on

resmi olarak şu anda senin tarafından filme çekildiğim açık değil ama bu televizyonda yayınlanmıyor

the television but no as far as I know I've never been filmed on television so

ama hayır bildiğim kadarıyla televizyonda hiç filme alınmadım, bu yüzden

where maybe one day maybe I'll have to do something to get on television I

belki bir gün belki bir şeyler yapmak zorunda kalacağım televizyona çıkmak için

could be the famous or infamous do yeah I think there's a pretty good chance

ünlü ya da rezil olabilirim, evet, bence oldukça iyi bir şans var ki

that mr. Steve will be infamous so there's famous which is good and

bay. Steve rezil olacak, bu yüzden iyi olan ünlü ve

infamous which is bad it is a negative word so normally people who have done

kötü olan rezil olumsuz bir kelimedir, bu yüzden normalde

bad things are described as infamous so mr. Steve we are about to go and have

kötü şeyler yapan insanlar rezil olarak tanımlanır, bu yüzden bay. Steve, gidip

something to eat and we will return you back to the studio so we will see you a

bir şeyler yemek üzereyiz ve sizi stüdyoya geri götüreceğiz, bu yüzden

little bit later yes bye for now our stomachs will be bulging out of this

biraz sonra görüşürüz evet hoşçakal şimdilik midelerimiz bu

meal I think so I I must admit I'm really looking forward to today's meal

yemekten şişecek sanırım bu yüzden itiraf etmeliyim ben' Bugünün yemeğini gerçekten dört gözle bekliyorum

because stew and dumplings is my favorite meal of all

çünkü güveç ve mantı benim en sevdiğim yemek bu

so that's all from us in the center of much Wenlock will now return you back to

yüzden bizden bu kadar Wenlock şimdi seni stüdyoya geri döndürecek

the studio

dear baby baby if I said you had a beautiful body would you hold it against

sevgili bebeğim bebeğim güzel bir vücudun olduğunu söyleseydim tutar mıydın bana karşı

me oh hello there did you enjoy that that

oh merhaba bundan hoşlandınız mı bu

was yesterday in Much Wenlock and during the night the previous night in fact it

dün Much Wenlock'taydı ve önceki gece aslında

was on Friday night there were lots of robberies lots of break-ins many

Cuma gecesiydi bir sürü soygun vardı bir sürü zorla girme birçok

buildings many shops were broken into now the thing is if you watch that video

bina birçok dükkana girildi şimdi şey o videoyu

again later if you look at it very closely you will notice that there is

daha sonra tekrar izlerseniz, çok yakından bakarsanız,

actually evidence of all of the break-ins right behind us if you take a

aslında tüm hırsızlık olaylarının kanıtlarının

close look here right behind where we're sitting you can actually see the broken

hemen arkamızda olduğunu fark edeceksiniz.

window of one of the doors look a broken door right behind us whilst we were

kapılardan birinin kırık camını görün biz konuşurken tam arkamızda kırık bir kapıya bakın

talking so just to prove that there there actually was a spate of robberies

bu yüzden gerçekten bir soygun

spate if there is a spate of something it means something occurs many times

seli olduğunu kanıtlamak için

over a short period of time spate so there were a spate of robberies a spate

zaman aralığı, bu yüzden bir dizi soygun oldu, bir dizi

of break-ins many places were damaged so just to prove it there is one of the

hırsızlık oldu, birçok yer hasar gördü, bu yüzden sırf bunu kanıtlamak için,

broken doors right behind where we were sitting now we're not sure at the moment

oturduğumuz yerin hemen arkasında kırık kapılardan biri var, şu anda neden olduğundan emin değiliz.

why they did it now some people think it was just vandalism so maybe some people

öyle mi şimdi bazı insanlar bunun sadece vandalizm olduğunu düşünüyor, bu yüzden belki bazı insanlar etrafta

were just going around smashing all the windows for fun why would you do that

dolaşıp eğlenmek için tüm camları kırıyorlardı neden bunu yaptın neden

why would you smash a window for fun I don't know I don't know why but there

eğlenmek için bir camı kırdın bilmiyorum neden bilmiyorum ama orada

you go sometimes bad things happen sometimes they do it isn't a perfect

gidersiniz bazen kötü şeyler olur bazen yaparlar mükemmel bir

world unfortunately and just to prove it we are talking about another thing today

dünya değil ne yazık ki ve sırf bunu kanıtlamak için bugün bazılarının çok sinirlendiği başka bir şeyden bahsediyoruz

that some people get very annoyed about we are talking about censorship today

bugün sansürden bahsediyoruz

hello mr. Duncan a couple of weeks ago our government tried to censor a picture

merhaba bayım. Duncan birkaç hafta önce hükümetimiz internette dolaşan araçlardan biri olan bir resmi sansürlemeye çalıştı

one of the means that was going around the internet let's just see if we can

bakalım

find out who that's from fee or light thank you very much for that

bunun kim olduğunu bulabilecek miyiz ücretten mi yoksa ışıktan mı çok teşekkür ederim

Pedro Belmont says vandalism I have learned a new word yes vandalism a

Pedro Belmont vandalizm diyor ben öğrendim yeni bir kelime evet vandalizm a

vandal is a person who breaks or smashes or destroys things for no reason they do

vandal, sebepsiz yere bir şeyleri kıran, parçalayan veya yok eden kişidir

it for fun or they do it because they are bored vandalism yes it's a great

bunu eğlence için yaparlar ya da canları sıkıldığı için yaparlar vandalizm evet harika bir

word that although it isn't a very good action to be honest Jeff the ban on

kelime ki bu çok iyi bir eylem olmasa da dürüst olun Jeff

Google or the Chinese government who bans that well we were talking about

Google yasağı ya da bunu iyi yasaklayan Çin hükümeti

China last week and in China of course YouTube is banned it is actually blocked

geçen hafta Çin'den bahsediyorduk ve Çin'de tabii ki YouTube yasaklandı, aslında

in China so you can't watch YouTube in China although of course there are lots

Çin'de engellendi, yani Çin'de YouTube izleyemezsiniz elbette olmasına rağmen

of people who use special IP ends they can actually get around the Great

Özel IP uçlarını kullanan pek çok kişi aslında

Firewall of China so yes there are some people who are against censorship and

Çin'in Büyük Güvenlik Duvarı'nı aşabilir, bu yüzden evet sansüre karşı çıkan bazı insanlar var ve

China now has been banning or blocking YouTube for nearly 10 years

Çin şu anda YouTube'u yaklaşık 10 yıldır yasaklıyor veya engelliyor,

so almost 10 years now YouTube and many of the Google services I think also

yani neredeyse 10 yıldır YouTube ve çoğu Google hizmetleri,

Twitter and Facebook are also banned or blocked in China so censorship is very

Twitter ve Facebook'un da Çin'de yasaklandığını veya engellendiğini düşünüyorum, bu nedenle Çin'de sansür çok

prevalent in China and that is one of the things that China is well-known for

yaygın ve bu,

besides being very large China is also well-known for having lots of censorship

Çin'in çok büyük olmasının yanı sıra iyi bilinen şeylerden biri. sansürden

in the video you mentioned that you have appeared on TV was it in China or in

bahsettiğin videoda televizyonda çıktın Çin'de mi yoksa

England thank you dima for your message

İngiltere'de miydi mesajın için teşekkürler dima

actually it was in China would you like to see me on television in China

aslında Çin'deydi beni Çin'de televizyonda görmek ister

do you really want to see me now on television in China okay then here we

misin beni şimdi gerçekten görmek istiyor musun Çin'de televizyon tamam o zaman işte

are here we go back in time to 2003 and Here I am on Chinese television always

buradayız 2003'e geri dönüyoruz ve işte ben her zaman Çin televizyonundayım

yeah nobody saw see boom cleans it up so now let's give this vid to mr. Duncan

evet kimse patlamanın onu temizlediğini görmedi, bu yüzden şimdi bu videoyu Bay'a verelim. Duncan

hello how are you are you okay I can't hear you hello are you okay

merhaba nasılsın iyi misin seni duyamıyorum merhaba iyi misin bu daha iyi

that's better I'm very happy to be here today it's a

bugün burada olduğum için çok mutluyum

great honour for me to be here performing it's also a great honour for

burada performans sergiliyor olmak benim için büyük bir onur aynı zamanda

me to listen to the wonderful students who have worked so hard practicing and

dinlemek benim için büyük bir onur çok sıkı çalışan harika öğrenciler İngilizce çalışarak pratik yapmak ve İngilizce

learning studying English English is fun English is also important remember the

öğrenmek eğlencelidir İngilizce de önemlidir

two rules of English one be clear when you are speaking and to be confident

İngilizce'nin iki kuralını hatırlayın biri konuşurken açık olun ve kendinizden emin olun

remember confidence builds your English it can help you it will help you my name

güvenin İngilizcenizi geliştirdiğini unutmayın size yardımcı olabilir size yardımcı olacaktır benim bu

by the way is Duncan I come from England from the UK okay that's enough of that

arada isim Duncan İngiltere'den Birleşik Krallık'tan geliyorum tamam bu kadar yeter bu kadar

no more of that please so there I was way back in 2003 yes lots of people now

daha fazla değil lütfen o yüzden 2003'te çok gerilerdeydim evet şimdi birçok insan

are doing this they are working out on their hands how long ago that was

bunu yapıyor ne kadar önce ellerinde çalışıyorlar

yes it was a very long time ago and not saying that it was 15 years ago but

evet çok uzun zaman önceydi ve 15 yıl önceydi demiyorum ama

it might have been 15 years ago it's true

15 yıl önce olabilirdi doğru şaka

I'm not joking mr. Duncan you were very thin in 2003 I spent most of my life

yapmıyorum bay. Duncan 2003'te çok zayıftın, dürüst olmak gerekirse hayatımın çoğunu

being very thin and skinny to be honest so even when I was a kid I was a kid

çok zayıf ve sıska olarak geçirdim, bu yüzden ben çocukken bile çocuktum,

when that was a child I was very very thin as well in fact my mother used to

o çocukken ben de çok çok zayıftım, aslında annem de eskiden

take me to the doctors all the time she used to say this there must be something

beni doktorlara götür her zaman bunu söylerdi

wrong with him he's so thin but the doctor said don't worry don't worry mr.

çok zayıf ama doktor merak etmeyin merak etmeyin dedi

Duncan's mom he's got a very high metabolism and it's true because I used

Duncan'ın annesi çok hızlı bir metabolizmaya sahip ve bu doğru çünkü ben

to eat food all the time so thank you for your lovely comments mr. Duncan and

her zaman yemek yerdim bu yüzden güzel yorumlarınız için teşekkür ederim Bay Duncan. Duncan ve

mr. Steve are apparently I candy Thank You Jamelia that's very kind of you to

Mr. Steve görünüşe göre şeker gibiyim Teşekkür ederim Jamelia,

say if someone is eye candy it normally means that they are very attractive and

birinin göze hoş gelmesinin normalde çok çekici ve seksi olduğu anlamına geldiğini söylemeniz çok naziksiniz mm

sexy mm-hmm what an elegant coat mr. Duncan yes I remember wearing that coat

-hmm ne zarif bir ceket bay. Duncan evet o paltoyu giydiğimi hatırlıyorum Çin televizyonunda göründüğümde

I remember also feeling very nervous when I appeared on Chinese television

çok gergin hissettiğimi de hatırlıyorum

mr. Duncan you look the same age as you do now

Bay. Duncan, şu an seninle aynı yaşta görünüyorsun,

where is your own Dorian Gray portrait oh yes Thank You Amanda for that that is

kendi Dorian Gray portren nerede oh evet Teşekkürler Amanda bunun için

a story a famous story about a person who managed to keep young who managed to

bir hikaye genç kalmayı başaran ve kendi

stay young by keeping a portrait of themselves in I think it was in the

portresini saklayarak genç kalmayı başaran bir insan hakkında ünlü bir hikaye sanırım

cellar or in the attic and the picture got older but the person did not

kilerde veya tavan arasındaydı ve resim yaşlandı ama kişi eskimedi ama hafızam

although if memory serves me correct I think the story has a very horrible

beni yanıltmıyorsa bence hikayenin çok korkunç bir sonu var sansür yani sansür

ending I think so censorship what does censorship mean

sansür ne demek

well of course censorship just means to stop certain things being said

tabii ki sansür sadece bazı şeylerin söylenmesini

or written you you make sure that no one sees it so censorship is something that

veya yazılmasını durdurmak anlamına gelir, kimsenin görmediğinden emin olursunuz, bu nedenle sansür

has existed for a very long time and in many places it still exists including

çok uzun süredir var olan bir şeydir ve birçok yerde hala var,

here in the UK now a lot of people think that we are very open and very free here

burada Birleşik Krallık da dahil, şimdi birçok insan sansür sansürüz Birleşik Krallık'ta çok açık ve çok özgürüz

in the UK but we do have certain types of censorship here as well there are

ama burada da belirli sansür türleri var,

certain things you can't say there are certain things you can't do and there

söyleyemeyeceğiniz bazı şeyler var, yapamayacağınız bazı şeyler var ve

are certain things you can't support for example so there are many many good

destekleyemeyeceğiniz bazı şeyler var. örneğin,

examples we mentioned China earlier there are a lot of censorship issues in

daha önce Çin'den bahsettiğimiz pek çok iyi örnek var, Çin'de çok fazla sansür sorunu var

China also I suppose the most obvious one if we are going to be obvious the

ve sanırım en bariz olanı, eğer açık olacaksak,

most obvious one is North Korea so many people now think of North Korea also I

en bariz olanı Kuzey Kore, bu yüzden birçok insan şimdi Kuzey Kore'yi düşünüyor. ayrıca

suppose to be fair we also have places like Iran where there is a lot of

adil olmak gerekirse, İran gibi çok fazla sansürün olduğu yerlerimiz de var.

censorship of course Iran very much in the news at the moment so censorship

does exist in many places even in the USA a lot of people think that the USA

has no censorship but they do they have certain types of censorship so I think

sansür yok ama onların belirli sansür türleri var, bu yüzden bence

it would be fair to say that censorship exists on many different levels many

sansürün birçok farklı düzeyde var olduğunu söylemek adil olur, birçok

different types of censorship now here are a couple of words I suppose we could

farklı sansür türü şimdi burada birkaç kelime var,

look at if I can find them here we go so here are words here are two words that

bulabilirsem bakabileceğimizi düşünüyorum işte başlıyoruz işte kelimeler işte burada

are often associated with censorship so we have the word a press a press the

genellikle sansürle ilişkilendirilen iki kelime var bu yüzden basın kelimesine sahibiz baskı

word oppress means to keep someone in subjection and hardship you keep them

kelimesi ezmek anlamına gelir birini boyun eğdirmek ve zorluk çekmek anlamına gelir onları

down you stop them from before educated especially by the unjust exercise of or

aşağıda tutarsınız onları daha önce durdurursunuz özellikle haksız uygulama ya da

for example a system which oppressed the working people so when we talk about

örneğin emekçileri ezen bir sistem yani baskıdan bahsettiğimizde

oppression we are talking about keeping people at a low level of income class

insanları alt gelir sınıfında tutmaktan bahsediyoruz

and I suppose it would be fair to say education as well so from a press we go

ve gittiğimiz bir basından eğitim de demek doğru olur sanırım

to suppress another great word although not a very nice thing to actually have

başka bir harika kelimeyi bastırmak, aslında başınıza gelmesi çok hoş bir şey olmasa da,

happen to you suppress the meaning forcibly put an end

anlamı bastırmak, bir şeye zorla son vermek,

to something so you suppress something suppress so if you suppress something it

böylece bir şeyi bastırmak, yani bir şeyi bastırırsanız, bu, bir şeye

means you forcibly put an end to something for example the rising was

zorla son verdiğiniz anlamına gelir, örneğin, yükselmek

savagely suppressed to prevent the development action or expression of a

vahşice bastırılan bir

feeling impulse or idea you restrain these things she could not suppress a

duygunun veya düşüncenin eylemini veya ifadesini engellemek için bunları dizginlerseniz,

rising panic and also to prevent the dissemination of information to

yükselen paniği bastıramazsınız ve ayrıca bilginin yayılmasını engellemek,

disseminate means to give out or distribute and of course prevent or

dağıtmak veya dağıtmak anlamına gelir ve elbette

inhibit a process or reaction so a lot of people think of the final definition

bir süreci engeller veya engeller. veya tepki, bu nedenle birçok insan

when they talk about suppression so to prevent or inhibit to hold back to

bastırma hakkında konuşurken son tanımı düşünür, böylece önlemek veya engellemek,

forcibly stop things from happening by force normally so there it is two words

olayların olmasını zorla durdurmak için normalde bu yüzden iki kelime vardır

suppress and oppress these are two words that are often associated with

bastırmak ve baskı altına almak, bunlar genellikle kullanılan iki kelimedir

censorship I hope that was helpful to you it is live English on a Sunday

sansürle ilgili umarım bu size yardımcı olmuştur bir Pazar öğleden sonra canlı İngilizcedir

afternoon I hope you are feeling well today there

umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

has been another topic in the news this week that many people have been talking

bu hafta haberlerde birçok kişinin

about and that is plastic or more precisely plastic bags and here is a

bahsettiği başka bir konu daha var ve bu plastik veya daha doğrusu plastik çantalar ve işte

video that I made in 2015 talking all about plastic bags in

2015'te plastik poşetler hakkında her şeyi anlatan bir video.

October 2015 the UK government decided to put a levy on plastic carrier bags in

England which would bring it in line with the rest of the UK which already

had a levy in place a levy is a form of monetary charge or tax normally

yürürlükte bir vergi, normalde

implemented as a way of raising funds a levy can also be brought in as a way of

fon sağlamanın bir yolu olarak uygulanan bir parasal ödeme veya vergi biçimidir; tütün vergisi veya alkol vergisi gibi, davranışı değiştirmenin bir yolu olarak da vergi getirilebilir;

changing behavior such as a levy on tobacco or a levy on alcohol the plastic

bag levy was originally introduced so as to discourage people from constantly

İnsanları yıllarca markete gittiklerinde sürekli olarak

taking free carrier bags each time they did their grocery shop for many years it

ücretsiz poşet almaktan caydırmak için tanıtıldı.

has been reported that discarded plastic bags were creating environmental issues

Atılan plastik poşetlerin çevre sorunları yarattığı bildirildi,

the production and disposal of these Handy items has for a long time being

bu Kullanışlı ürünlerin üretimi ve imhası uzun süredir

widely seen as problematic by conservation groups the habit of picking

yaygın olarak görülüyor koruma grupları tarafından sorunlu olduğu için,

up a few plastic bags during every shopping trip had to be broken and a

her alışveriş gezisinde birkaç plastik poşet alma alışkanlığının kaldırılması gerekiyordu ve vergi uygulanmadan önce

levy seemed the best way to do it

bunu yapmanın en iyi yolu bir vergi gibi görünüyordu,

before the charge was introduced it was decided that the levy itself would buy

verginin kendisinin

five pence per required back which means that if your supermarket shopping

ihtiyaç başına beş peni alacağına karar verildi. Bu, süpermarket alışverişiniz paketleme

requires six new plastic banks for packing you will be charged thirty P

için altı yeni plastik kutu gerektiriyorsa, alışveriş faturanızda fazladan otuz P ücretlendirileceğiniz anlamına gelir.

extra on your shopping bill the concept of charging for each bag used ensures

that money will be raised for good causes while at the same time making

people aware of the need for them to reuse the bags they already have stored

Halihazırda evde sakladıkları çantaları yeniden kullanma ihtiyacının farkında olarak,

at home you could say that the levy serves as a gentle way of prodding the

verginin genel halkı belirli bir alışkanlığı değiştirmeye teşvik etmenin nazik bir yolu olarak hizmet ettiğini söyleyebilirsiniz,

general public into changing a particular habit what is interesting

about this exercise is that the charge itself is quite small five pence per bag

bu alıştırmanın ilginç yanı, ücretin kendisinin oldukça yüksek olmasıdır. çanta başına küçük beş pens, ödenmesi gereken

does seem like a very tiny amount of money to pay however even the levy as

çok küçük bir miktar gibi görünüyor, ancak bu kadar küçük bir vergi bile, Temmuz 2016'da

small as that would seem to be enough to get people to change their neglectful

insanların ihmalkar

and careless ways in July 2016 it was reported that by the

ve dikkatsiz davranışlarını değiştirmeye yetecek gibi görünüyor.

end of the year the use of plastic carrier banks in England will have

Yılda İngiltere'de plastik taşıyıcı bankaların kullanımı

decreased by 83 percent meaning that the levy scheme had worked not only that but

yüzde 83 oranında azalmış olacak, bu da vergi planının yalnızca bunda işe yaramadığı, aynı zamanda şimdiye kadar

the money raised so far by the five P charge had totaled over 41 million

beş P ücreti tarafından toplanan paranın toplam 41 milyon

pounds with a portion of the money going to environmental causes the upshot of

poundu aştığı ve paranın bir kısmının gittiği anlamına geliyor. Bunun sonucu olarak,

this is that there has been an actual change in the behavior of the general

genel

public regarding how they use and reuse their plastic carrier bags so the

halkın plastik taşıma poşetlerini nasıl kullandıklarına ve yeniden kullandıklarına ilişkin davranışlarında gerçek bir değişiklik oldu, bu nedenle plastik poşet kullanımına

psychology of and the attitude towards our plastic bag use has been altered by

yönelik psikolojimiz ve tavrımız

nothing more than a few carefully worded campaigns and of course the 5p levy but

hiçbir şey tarafından değiştirilmedi. birkaç dikkatlice kaleme alınmış kampanyadan ve tabii ki 5p harcından daha fazla ama

what exactly has this done to our brains would it be fair to say that this change

bunun beynimize tam olarak ne yaptığı, davranıştaki bu değişikliğin

in behavior has in some way altered our brains has it in some way made is more

bir şekilde beynimizi değiştirdiğini söylemek doğru olur mu? benimsemeye zorlandığımız bu yeni tavırla

environmentally aware perhaps a few new synapses have been created appear by

birkaç yeni sinaps oluştu

this new attitude that we've been coerced into adopting

I know from my own shopping habits that I've sometimes had to turn back halfway

down my driveway after realizing that I didn't have a carrier bag with me there

çanta yanımda

is no way I'm going to pay five P for a carrier bag when I have piles of them

olamaz bu günlerde evimdeki bir dolapta yığınla sakladığım bir taşıma çantasına beş P ödeyeceğim

stashed away in a cupboard back home these days my brain won't let me go

bu günlerde beynim

anywhere without at least one rolled-up carrier bag in my coat pocket you know

en az bir tane sarılmadan hiçbir yere gitmeme izin vermiyor ceketimin cebinde taşıma çantası biliyorsun her ihtimale karşı

just in case

words use today intrigue aroused the interest or curiosity of something or to

sözcükleri bugün kullan

make secret plans the secret planning of something a

mysterious or fascinating quality levy to impose a charge or tax a penalty or

fine a charge or tax a penalty or fine psychology the study of the human mind

ya da bir ceza ya da ince psikoloji insan zihninin incelenmesi insanlar

the attitude and way of thinking among people the way in which the mind works

arasındaki tutum ve düşünme biçimi zihnin çalışma şekli

behavior created by thought mental factors governing a situation implement

düşünce tarafından yaratılan davranış bir durumu yöneten zihinsel faktörler uygulamak

put something into practice carry out a plan or idea by putting it into effect

bir şeyi uygulamaya koymak bir planı ya da fikri ortaya koyarak yürütmek

fraud to poke something with a finger or sharp object to coerce and encourage by

dolandırıcılık bir şeyi parmakla veya keskin bir nesneyle dürtmek zorlamak ve ikna yoluyla ikna etmek

persuasion to encourage your reluctant person to do something stash to put

isteksiz kişiyi bir şeyler yapmaya teşvik etmek bir şeyi saklamak bir

something away in a safe or secure place to place many things in one place for

şeyi güvenli veya emin bir yere koymak pek çok şeyi saklamak için tek bir yere yerleştirmek

storage items hidden away for safekeeping or to be used

saklamak veya kullanmak için

yes here we are today it is a Sunday afternoon here in the UK and it is live

evet bugün buradayız Birleşik Krallık'ta bir Pazar öğleden sonra ve canlı

English I hope you are okay today how has the year been so far we are 14 days

İngilizce Umarım bugün iyisindir yıl nasıl geçti yeni yıla 14 gün kaldı

into the new year how has 2018 being for you so far

2018 nasıl geçiyor şimdiye kadar senin için

I hope it's been a good one are you a tea person or a coffee person now I know

umarım iyi olmuştur, şimdi çay insanı mısın yoksa kahve insanı mısın

here in the UK lots of people enjoy drinking coffee in fact I think it would

burada Birleşik Krallık'ta birçok insanın kahve içmekten hoşlandığını biliyorum aslında

be fair to say that there are some people who are addicted to coffee

bazı insanların olduğunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum. kahve bağımlısı biri olarak

you never hear of people addicted to tea but you do often hear people talking

çay bağımlısı insanları hiç duymazsınız ama insanların kahve bağımlısı olmaktan bahsettiğini sık sık duyarsınız

about being addicted to coffee and I had a cup of coffee earlier the only problem

ve ben daha önce bir fincan kahve içmiştim tek sorun

is I don't know if you have this problem but I have it whenever I drink a cup of

şu ki bu sorun sizde var mı bilmiyorum ama bende ne zaman olursa olsun Bir fincan

coffee I always feel very thirsty afterwards so I'm drinking a lot of

kahve içerim, sonrasında hep çok susadığımı hissederim, bu yüzden

water now because I had a cup of coffee during the start of today's live stream

şimdi çok su içiyorum çünkü bugünün canlı yayının başında bir fincan kahve içtim

mr. Steve will be here yes he will mr. Steve will be here at 3 o'clock mr.

Sn. Steve burada olacak evet bay olacak. Steve saat 3'te burada olacak bayım.

Steve likes to do his exercises all the time he is always doing it mystery idiom

Steve egzersizlerini her zaman yapmayı sever, bunu her zaman gizemli bir deyimle yapıyor,

time a lot of people are saying mr. Duncan where are the mystery idioms I

birçok insan mr. Duncan gizemli deyimler nerede

haven't forgotten honestly I did forget I am very sorry for forgetting please

gerçekten unutmadım unuttum unuttuğum için çok üzgünüm lütfen

forgive me mystery idioms are on their way right now here they are

beni affet gizemli deyimler şu anda yoldalar

so today's mystery idioms for those who like to look at the mystery idioms and

yani bugünün gizemli deyimleri gizem deyimlerine bakmayı sevenler için ve

try to work out what they are just say what you see they these are well-known

ne olduklarını anlamaya çalış sadece ne gördüğünü söyle bunlar İngilizce'de iyi bilinen

expressions in English so what is the idiom and who is the second one this

ifadeler yani deyim nedir ve ikincisi kim bunu

took me a long time to create by the way so I hope you appreciate all hard work I

oluşturmam uzun zamanımı aldı bu arada umarım hepinizi takdir edersiniz

put into creating these mystery idiom pictures and here is the first one again

Bu gizemli deyim resimlerini oluşturmak için harcadığım emek ve işte

for those who missed it today's mystery idioms just say what you see and the

kaçıranlar için yine ilki bugünün gizemli deyimleri sadece ne gördüğünü söyle ve

second one once again I think this one is is quite easy if you look at what is

ikincisi bir kez daha ne olduğuna bakarsan bence bu oldukça kolay

happening so there is a clue for the second one just look at what is

yani ikincisi için bir ipucu var sadece neler olduğuna bir bakın orada ne

happening what do you think is happening there and that will give you the answer

olduğunu düşünüyorsunuz ve bu size

to the mystery idiom and there is the first one again but what are they the

gizemli deyimin cevabını verecektir ve yine birincisi var ama bunlar

mystery idioms every week right here on live English yes I am now live it is

her hafta gizemli deyimler nelerdir? burada canlı İngilizce evet şimdi canlı yayındayım

five minutes away from three o'clock yes it is five minutes to go before mr.

saat üçe beş dakika kaldı evet bay'a beş dakika kaldı.

Steve arrives lots of people on the live chat

Steve canlı sohbete bir sürü insan geliyor hadi

let's have a quick look shall we at what is going on on the internet I like

internette neler olup bittiğine hızlıca bir göz atalım mı

coffee says Alamgir yes a lot of people seem to like coffee very much now I

Alamgir kahveyi severim diyor evet birçok insan kahveyi çok seviyor şimdi

remember when I was in Turkey when I visited Turkey

hatırlıyorum Türkiye'deyken ben Türkiye'yi ziyaret ettiğimde

I noticed lots of people seem to enjoy drinking tea in fact I was invited to

pek çok insanın çay içmekten hoşlandığını fark ettim, aslında

visit someone shop where they were very very hospitable and they gave me a

çok çok misafirperver oldukları bir dükkânı ziyarete davet edildim ve bana

lovely cup of tea and also some Turkish Delight as well there was a very hard

güzel bir fincan çay ve ayrıca biraz Türk Lokumu verdiler, ayrıca çok sert bir

center ship in the Soviet Union the Communist Party inhibited all

merkez gemi vardı. Sovyetler Birliği'nde Komünist Parti tüm

progressive scientists artists and writers many of them had to leave the

ilerici bilim adamlarını engelledi, sanatçılar ve yazarlar, birçoğu SSCB'den ayrılmak zorunda kaldı

USSR yes that happened many years ago certainly during what many people refer

evet, bu yıllar önce kesinlikle birçok kişinin

to as the Cold War the Cold War so that was a period of time where the west and

Soğuk Savaş olarak adlandırdığı, yani Soğuk Savaş olarak adlandırdığı bir zaman dilimiydi. batı ve

Russia were not communicating or not communicating openly and of course some

Rusya iletişim kurmuyor ya da açık bir şekilde iletişim kurmuyorlardı ve tabii ki bazı

people are saying now that the Cold War is returning thank you very much to to

insanlar şimdi Soğuk Savaş'ın geri döndüğünü söylüyor cehenneme çok teşekkür ederim

hell I like green tea says Tarla thank you very much for that Tran Thai says oh

Yeşil çayı severim Tarla bunun için çok teşekkür ederim diyor Tran Thai oh

yes very good there thank you very much for that Jamelia also says concerning

evet çok diyor iyi orada bunun için çok teşekkür ederim Jamelia kahve hakkında da diyor

coffee I love white coffee or a good cafe ala cream or a la creme oh I see so

Beyaz kahveyi severim ya da iyi bir kafe ala krema ya da la krema oh anlıyorum yani

that's coffee and cream yes I must admit I I love coffee and cream very much

kahve ve krema evet itiraf etmeliyim ki Kahve ve kremayı çok seviyorum

it is nice but also very unhealthy because if you drink too much you will

güzel ama ayrıca çok sağlıksız çünkü çok içersen

get fat hello I am from where Maria Maria Raghu

şişmanlarsın merhaba ben nereliyim Maria Maria Raghu

Raghu ray where are you from Eugenie here hello ujiie nice to see you I drink

Raghu ray neredesin Eugenie burdan merhaba ujiie seni görmek güzel

both kinds of these beverages a beverage is a drink tea and coffee I prefer them

bu içeceklerin her iki türünü de içerim bir içecek bir çay ve kahvedir

both without sugar I wish I wish I could do that

ikisini de şekersiz tercih ederim keşke keşke yapabilsem bunu

I really do I know I do I do consume a lot of sugar I eat a lot of sugar I put

gerçekten yaparım biliyorum yaparım çok şeker tüketirim çok şeker yerim

sugar in my tea and in my coffee so yes I really do wish I had the strength to

çayıma kahveme şeker koyarım yani evet gerçekten isterdim

to not put sugar in my tea and coffee I really do wish that was the case we are

Çay ve kahveme şeker koymamaya gücüm vardı, gerçekten keşke öyle olsaydı,

just three minutes away from mr. Steve he's not here yet I don't know where he

Bay'dan sadece üç dakika uzakta olsaydık. Steve o henüz burada değil nerede olduğunu bilmiyorum

is he hasn't arrived yet so come on mr. Steve get a move on I don't know what

henüz gelmemiş o yüzden hadi bay. Steve harekete geç Ne yaptığını bilmiyorum bir

he's doing he's doing something maybe he's in the other room doing his

şeyler yapıyor belki diğer odada

physical exercises I think so Omar says I cannot live without coffee well you

fiziksel egzersizlerini yapıyor Sanırım öyle Omar diyor ki ben kahvesiz yaşayamam pekala

are not on your own there there are a lot of people a lot of people like

tek başına değilsin orada bir sürü insan var Birçok insan

drinking coffee especially here one of the things I dislike about coffee is how

özellikle burada kahve içmeyi sever, kahvenin sevmediğim yönlerinden biri de, dışarı

expensive it is to drink if you go outside if you go out somewhere and you

çıkarsanız içmenin ne kadar pahalı olduğudur.

stop at a coffee shop nowadays you you might not believe this but if you go to

Londra'ya git

London you can spend maybe five or six pounds five or six pounds on one cup of

bir fincan kahveye beş ya da altı pound harcayabilirsin,

coffee can you believe that I think that's terrible I think that

inanabiliyor musun, bunun korkunç olduğunu düşünüyorum, bu

that is so extortionate but what about you are you a tea or coffee person

çok fahiş ama peki ya sen bir çay ya da kahve insanı mısın

please let me know we are just a few moments away from mr. Steve coming right

lütfen bana haber ver mr'den sadece birkaç dakika uzaktayız. Steve

here to entertain you I hope is there any censorship in your country I know

buraya sizi eğlendirmek için geliyor umarım ülkenizde sansür vardır.

this is a very controversial subject one that some people don't like to talk

Bunun çok tartışmalı bir konu olduğunu biliyorum, bazı insanlar hakkında konuşmaktan hoşlanmazlar

about but I think we should talk about these

ama bence bunları konuşmalıyız,

things it is part of life and of course it is a very good way of expressing

bu hayatın bir parçası ve Elbette kendinizi İngilizce ifade etmenin çok iyi bir yolu

yourself in English Jeff says I like kung fu' tea is that a real thing is

Jeff kung fu çayını sevdiğimi söylüyor gerçek bir şey

kung fu tea real I'm not sure about that thank you to Rosa who says in Brazil

kung fu çayının gerçek olmasıdır Bundan emin değilim Brezilya'da bedava kahve olduğunu söyleyen Rosa'ya teşekkür ederim

there is free coffee in the market really well I suppose you have lots of

piyasada gerçekten iyi sanırım orada çok fazla

coffee there you see so that might be the reason why I like the idea of that I

kahveniz var, bu yüzden bu fikri sevmemin nedeni bu olabilir,

don't think there is any where here in the UK where you can get free coffee

Birleşik Krallık'ta normalde bedava kahve alabileceğiniz herhangi bir yer olduğunu düşünmüyorum.

normally you have to buy one coffee and then maybe you will get some free coffee

bir kahve almak ve sonra belki daha sonra biraz bedava kahve alırsınız

afterwards but of course you have to pay for it first and then after you finish

ama tabii ki önce parasını ödemeniz gerekir ve sonra kahvenizi bitirdikten sonra bir kahve daha

your coffee you you can have another coffee they call it a refill refill so

içebilirsiniz.

that means to put more of something into a container or for example a cup that

bir kaba veya örneğin kullanılmış bir bardağa bir şey

has been used up you refill that's very nice thank you Alex

doldurun tekrar doldurun bu çok güzel teşekkür ederim Alex

alex says coffee is very cheap in my hometown well all I can say is I'm very

alex benim memleketimde kahvenin çok ucuz olduğunu söylüyor peki tek söyleyebileceğim şey çok

jealous that is one thing that puts me off drinking coffee outside in a coffee

kıskanırım bu beni rahatsız eden şeylerden biri dışarıda bir kafede kahve içmek

shop because it can be quite expensive okay here we go it's 3 o'clock you know

çünkü oldukça pahalı olabilir tamam işte başlıyoruz saat 3'te

what's coming next here is the man who was yesterday out and about in much

sırada ne olduğunu biliyorsunuz burada dün

Wenlock investigating some very serious crimes

Wenlock'ta dolaşıp bazı çok ciddi suçları araştıran adam var

do-do-do-do-do Oh mr. Steve is here here he comes everyone mr. Steve he is

yap-yap-yap -do-do Ah bayım. Steve burada, herkes geliyor Bay. Steve öyle ve

and well he's now he's become a private detective

peki o şimdi özel bir dedektif oldu

here he is hold that hold it up Steve so we can see it we can't see it there it

burada onu tut Steve ki görebilelim göremiyoruz orada onu önüne

is put it in front of you put it in front of your face like that

koy önüne koy yüzünün önüne böyle koy

that's scary hello yes mr duncan giving me this

bu korkutucu merhaba evet bay duncan bana bu

magnifying glass because he wants to me to investigate the crimes that are

büyüteci veriyor çünkü benden wenlock'ta meydana gelen suçları araştırmamı istiyor

taking place in much Wenlock I'm looking at something now it's not very big but

oh yes fingerprints I heard you talking about coffee before I came on as I get

geldi

the feeling have you just had a cup of coffee I've got a cup of coffee

hissine kapıldım az önce bir fincan kahve içtiniz mi bir fincan kahvem var

yes I'm buzzing I'm alive ready raring to go on mr. Duncan's Show in fact I've

evet vızıldadım hayattayım devam etmeye hazır can atıyorum bay Duncan'ın Şovu aslında

had too much coffee today calm down calm down

bugün çok fazla kahve içtim sakin ol sakin ol

oh my heart is beating well thanks good no it's good that your heart is

kalbim iyi atıyor teşekkürler iyi hayır kalbinin

beating I heard she's saying that you can't get free coffee you can I know

atması güzel bedava kahve alamayacağını söylediğini duydum

somewhere where I can get free coffee you are such a show-off sometimes yes if

nerede olduğunu biliyorum Bedava kahve alabilirim bazen öyle gösteriş yapıyorsun ki

there's a certain supermarket in the UK that if you shop there and spend more

İngiltere'de belli bir süpermarket varsa ve orada alışveriş yaparsan ve bence 12 pounddan fazla harcarsan

than I think it's 12 pounds something like that they'll give you a free coffee

öyle bir şey sana bedava kahve verirler

Steve Steve it's not free I know technically then nothing is free you've

Steve Steve bu bedava değil Teknik olarak biliyorum o zaman hiçbir şey bedava değil

got to spend some money but if I'm going in there anyway to buy my lunch and some

biraz para harcamak zorundasın ama yine de oraya gidip öğle yemeğimi ve yine de

milk butter bit of bread that I would buy anyway then technically I am getting

alacağım biraz süt tereyağlı ekmek alacaksam o zaman teknik olarak

it free you can't have things free technically you either pay for something

seni bedavaya alıyorum Teknik olarak hiçbir şey bedava olamaz, ya bir şey için para ödersin

or you don't pay for something what I mean is you can just go somewhere and

ya da bir şey için para ödemezsin, demek istediğim, bir yere gidebilirsin ve

they will give you a free cup of coffee so you don't have to pay anything or buy

sana bedava bir fincan kahve verecekler, böylece hiçbir şey ödemene ya da satın almana gerek kalmaz.

anything or or do anything you you just get your cup of coffee given to you for

herhangi bir şey veya herhangi bir şey yap sen sadece kahveni bedavaya al

free Church let's go to church you get cups

Kilise hadi kiliseye gidelim

of coffee well done well done you you might be right yes so you might go to a

kahve iç aferin aferin haklı olabilirsin evet bu yüzden bir kiliseye gidebilirsin

church there might be a special service or maybe some some special festival

özel bir şey olabilir

taking place so you might go to the church or they might give you free

kiliseye gidebilirsin ya da sana bedava kahve verebilirler

coffee but of course they will also also come

ama tabii ki onlar da gelip

around and ask for money as well you have to put some money in the in the

para isteyecekler, küçük koleksiyona biraz para koymalısın

little collection yes nothing is up really you always have to pay for it

evet hiçbir şey yolunda değil gerçekten her zaman bunun bedelini

somewhere or some people are very clever in life in going around getting getting

bir yerde ödemek zorundasın ya da bazı insanlar hayatta çok zekice

people to give them free cups of coffee and tea and they never pay for anything

insanlara bedava çay ve kahve vermelerini sağlıyorlar ve hiçbir şey için para ödemiyorlar

some people are sponges that's what we would call them people who are sponges

bazı insanlar süngerdir biz öyle yapardık onlara sünger

they they they're like a sponge Oh instead of soaking up water they're

gibi insanlar diyin onlar sünger gibiler Oh, suyu emmek yerine

soaking up people's money in their belongings and free cups of coffee and

eşyalarındaki insanların parasını emiyorlar ve bedava fincan kahve,

tea and things like that it's sponger you seem to be talking from

çay ve bunun gibi şeyler süngerci, deneyimden konuşuyor gibisin

experience yes no no I'm not the sponge er no I mean no I mean someone has

evet hayır hayır ben sünger değilim er hayır demek istediğim hayır demek istediğim biri

sponged up front from you well we all know people like that in life who seemed

senden önce sünger çekmiş, hepimiz hayatta böyle insanlar tanıyoruz,

to like for example if you go for a drink out somewhere or go out from meal

örneğin bir yere içmeye gitmenden veya bir yerden dışarı çıkmandan hoşlanan insanlar

with a group of friends they'll not put their right amount of money in or

bir grup arkadaşla yemek yerken, doğru miktarda para koymayacaklar veya

they'll try and forget but any or if you go out with friends oh no it all bind a

unutmaya çalışacaklar ama herhangi birini veya arkadaşlarınızla dışarı çıkarsanız, oh hayır, hepsi bir

round of drinks there's always somebody who sort of manages to not have to buy

tur içkiyi bağlar, her zaman bir şekilde bunu başaran biri vardır. kimseye içki ısmarlamak zorunda değiliz

any drinks for anybody we call it shirking as well sure if you

biz buna kaytarmak diyoruz aynı zamanda eminim eğer

shirk it means you avoid doing something so yes you're right

kaytarırsanız bu bir şeyi yapmaktan kaçındığınız anlamına gelir yani evet haklısınız

you might go to you might go to a bar or a pub and then your friends are with you

bir bara veya birahaneye gidebilirsiniz ve sonra arkadaşlarınız sizinle

and you buy your friends a drink but but one of the friends doesn't buy a drink

ve arkadaşlarına bir içki ısmarlarsın ama arkadaşlardan biri içki ısmarlamıyor, diğer arkadaşlarına

they never ever buy a drink for the rest of their friends so yes you might you

asla içki ısmarlamıyorlar, bu yüzden evet,

might have that sometimes they we can refer to them as being a sponger sponger

bazen onlardan süngerci olarak bahsedebileceğimizi söyleyebilirsin. süngerci

so they sponge freeloading a freeloader expression in a moment expression

yani süngerle serbest dolduruyorlar bir an ifadesinde beleşçi bir ifade

I like that freeloader so a freeloader is someone who likes to get things from

Ben o beleşçiyi seviyorum yani beleşçi arkadaşlarından veya sevdiklerinden bir şey almadan bir şeyler almayı seven kişidir

their friends or their loved ones for nothing and within a group of friends

ve bir arkadaş grubunda

say five or six friends there's always one person who gets this reputation for

beş veya altı arkadaş derlerse her zaman bir kişi vardır

never paying for the drinks or or for example if you go out for a meal they

içecekler için asla ödeme yapmamakla bu itibarı kim alır veya veya örneğin bir yemek için dışarı çıkarsanız, yemeğin ödenmesi

might they might not contribute the the right amount of of money towards that

için doğru miktarda para vermeyebilirler

the payment of the meal yes they might be tight tight fisted tight fisted well

evet onlar eli sımsıkı eli sımsıkı olabilir iyi

I know I know people I I've got a particular friend oh no I know if you go

biliyorum insanları tanıyorum Belirli bir arkadaşım var oh hayır biliyorum gidersen

is this is this the friend you keep talking about every week well he that

bu her hafta hakkında konuşmaya devam ettiğin arkadaş mı o

particular person yes but that there's at least two friends I know of that when

belirli kişi evet ama bildiğim en az iki arkadaş var dışarı

you go out they don't drive so they can't drink but they will say you buying

çıktığınızda araba kullanmazlar, bu yüzden içemezler ama yemek ısmarladığınızı söylerler,

a meal so if you're not if you're driving and you can't drink then you're

eğer değilseniz, araba kullanıyorsanız ve içemiyorsanız, o zaman

only having like a soft drink of water or something like that

sadece meşrubat gibi içiyorsunuzdur su veya bunun gibi bir şey,

but they'll have bottles of wine and expensive beer and things like that when

ancak şişe şarapları ve pahalı biraları olacak ve bunun gibi şeyler, söz

it comes to totting up the bill totting totting up adding up the bill at the end

between say a group of people then quite often it's common to divide it equally

konusu bir grup insan arasında faturayı toplamak söz konusu olduğunda, bu genellikle oldukça yaygın bunu

amongst everybody that's fair instead of having to add up every individual

herkes arasında eşit olarak bölmek adildir, her bir

separate order it takes too long hmm you know whose are the chips who

siparişi ayrı ayrı toplamak zorunda kalmak yerine çok uzun sürer hmm

said that but of causing some people about bottles of wine then it's unfair

bunu kimin söylediğini biliyorsunuz ama bazı insanlara şarap şişeleri hakkında neden olmak, o zaman

to the people who are driving your yes who aren't drinking the wine but I know

araba kullanan insanlara haksızlık olur evet, şarabı içmeyen ama ben

friends at constantly and so you end up spending five or ten pounds more you're

sürekli olarak arkadaşlarımı tanıyorum ve bu yüzden beş veya on pound daha fazla harcıyorsunuz,

paying for their drinks in other words yes okay I think we get that now who's

onların içecekleri için para ödüyorsunuz, başka bir deyişle evet tamam, sanırım şimdi

the same people age and noise me oh yeah I'll tell you what else annoys me is

aynı insanların yaş ve bana ses ver oh evet sana beni rahatsız eden başka ne olduğunu söyleyeceğim,

when you bang on that bloody chair just having a look at my nails here and they

o kanlı sandalyeye vurup buradaki tırnaklarıma baktığında ve onları

look chewing them have you been chewing your nails against it yes I've been was

çiğniyormuş gibi göründüklerinde, tırnaklarını ona karşı çiğniyor muydun, evet ben

one of my newly new New Year's resolutions not to chew my nails but

onlardan biriydim yeni yeni yıl kararlarım tırnaklarımı çiğnememe ama

looking at this I haven't been chewing them but I've been sort of picking away

buna bakınca onları çiğniyordum ama bir nevi topluyordum

hmm annoyingly happy new year and there's happy New Year to you too New

hmm sinir bozucu bir şekilde yeni yılınız kutlu olsun ve size de mutlu yıllar yeni yıl

Year's Eve Happy New Year Happy New Year when do we

arifesi yeni yılınız kutlu olsun Yeni Yılınız Kutlu Olsun Yeni

stop saying happy new year what fun is doing when is it too late to say Happy

Yılınız Kutlu Olsun demeyi ne zaman bırakacağız bu ne eğlenceli ne zaman Yeni Yılınız Kutlu Olsun demek için çok mu geç

New Year now now yesterday when we were in town people were saying Happy New

şimdi dün kasabadayken insanlar

Year to each other but it's two weeks now two weeks two weeks since the new

birbirlerine Yeni Yılınız Kutlu Olsun diyordu ama iki hafta oldu şimdi iki hafta iki yeni

year arrived I think it's too late now stop saying happy new year we know it's

yıl geleli haftalar oldu bence artık çok geç yeni yılınız kutlu olsun demeyi bırakın

the new year we know 2018 has arrived we definitely know that we have lots of

yeni yıl olduğunu biliyoruz 2018'in geldiğini kesinlikle biliyoruz ki

things to talk about first of all much Wenlock was on television that was a

konuşacak çok şeyimiz var öncelikle wenlock televizyondaydı o kadar

surprise we were we were very surprised I found

şaşırdık biz çok şaşırdık

out that much Wenlock was being featured in a new BBC programme yes Much Wenlock

Wenlock'un yeni bir BBC programında çokça yer aldığını öğrendim evet Wenlock

was on the BBC on Friday night so a special documentary all about the

Cuma gecesi BBC'de çokça yer aldı yani

churches in this area because the vicars yes yes they were focusing on the vicars

bu bölgedeki kiliseler hakkında özel bir belgesel çünkü rahipler evet evet onlar papazlara odaklanıyoruz

and here in Much Wenlock we have a very I want to say eccentric charismatic

ve burada Much Wenlock'ta çok eksantrik karizmatik

charismatic slightly eccentric very modern I I suppose the word would be

karizmatik biraz eksantrik çok modern demek istiyorum sanırım bu kelime

modern hip a very contemporary thinking modern vicar would you say that yes I

modern kalça olurdu çok çağdaş düşünen modern bir papaz bunu söyler miydiniz evet

would say so but my mother goes to church and we would bring my mother up

öyle derdim ama annem kiliseye gider ve annemi

every week so well we do talk about your mother a lot we do anyway she goes to

her hafta büyütürdük o kadar iyi ki annen hakkında çok konuşuruz yine de kiliseye gider

church and they've got one of these modern vicars who tried to do things

ve her şeyi farklı yapmaya çalışan bu modern papazlardan birine sahipler

differently and I think that what they're trying to do is they're trying

ve bence bu ne Yapmaya çalıştıkları şey, Birleşik Krallık'ta

to get more people to go to church in in in the UK and because there's falling

daha fazla insanı kiliseye gitmeye ikna etmeye çalışmak ve çünkü Birleşik Krallık'ta

numbers of people going to the church in the UK well to the Church of England

kiliseye giden ve yine de İngiltere Kilisesi'ne giden insan sayısı azalıyor

anyway and so they're trying to find ways of getting people more people to go

ve bu yüzden onlar insanları daha fazla insanın

more younger people things like that but of course in doing so they alienate the

daha genç insanlara gitmesini sağlamanın yollarını bulmaya çalışmak, bunun gibi şeyler ama elbette bunu yaparken

the older generation yes and no the older generation to another

eski nesli evet ve hayır eski nesli

who have been used to a more traditional type of sort of vicar standing their

daha geleneksel bir tür papaza alışmış bir başkasına yabancılaştırıyorlar. kürsülerinde dikiliyorlar

pulpit yes we get it we get it Steve cutting me off now you're almost

evet anladık anladık Steve beni kesiyor şimdi neredeyse

rambling you're almost getting into a sermon sermon yes so what they're trying

başıboş konuşuyorsun neredeyse bir vaaz vaazına giriyorsun evet bu yüzden yapmaya çalıştıkları şey

to do is make the church more more hip and trendy Hey come to church it's

kiliseyi daha havalı ve modaya uygun hale getirmek Hey gel kilise

really calling trendy come on we've got a trendy vicar yes so here in much

gerçekten modaya uygun diyor hadi ama modaya uygun bir papazımız var evet bu yüzden burada

Wenlock we have a very trendy very hip modern vicar and and he refers is it

Wenlock'un çoğunda çok modaya uygun çok modern bir papazımız var ve bu

true can i if i remember rightly did he refer to God as ''the gaffer'' he did indeed

doğru mu, doğru hatırlıyorsam, Tanrı'dan '' olarak mı bahsetti? kâfir'' gerçekten yaptı

he didn't say yes sir he didn't say God he said ''the gaffer'' that's you see that's

evet demedi efendim Allah demedi ''kafacı'' dedi işte bu görüyorsunuz bu

hip trendy I don't say don't use the word God use ''gaffer'' you use God it'll

çok moda ben demiyorum Allah kelimesini kullanmayın ''gaffer kullanın'' '' Allah'ı kullanırsan

put people off going of course gaffer means boss off so the

insanları uzaklaştırır tabi ki gaffer patron demek oluyor yani

person in charge it is a it is a sort of slang word word for the boss is there an echo

sorumlu kişi argo bir kelime patron için bir kelime burada yankı var mı

in here it's a slang word for the boss the person who is in charge so anyway we

patron için argo bir kelime yetkili kişi yani biz

didn't go to church do we Steve well I don't know that we need to reveal that

kiliseye gitmedik değil mi Steve peki

we don't we don't go to church but we do go sometimes for weddings we're going to

kiliseye gitmediğimizi ama bazen düğünlere gittiğimizi açıklamamız gerektiğini bilmiyorum.

a wedding this year we are indeed a friend of mine is getting married and

bu yıl bir düğüne gidiyoruz gerçekten bir arkadaşım evleniyor ve

we're going to that wedding and that'll be quite exciting well actually I don't

o düğüne gidiyoruz ve bu oldukça heyecanlı olacak aslında ben

really like weddings very exact sorry the only reason I'm going is

düğünleri pek sevmiyorum çok kesin üzgünüm tek sebebim Gidiyorum

because did you just say it's very exciting and then you said I don't like

çünkü az önce bunun çok heyecan verici olduğunu söyledin ve sonra düğünleri pek sevmediğimi söyledin,

weddings well the only reason I'm going is because she wants a choir to sing and

gitmemin tek nedeni onun şarkı söyleyecek bir koro istemesi ve

she asked me if I'll be part of the choir so you're going to the wedding

bana koronun bir parçası olup olmayacağımı sorması. düğüne gidiyorsun

you've been invited I've been invited as well lots of free food free food you'll

davet edildin ben de davet edildim bir sürü bedava yemek bedava yemek bir

be on your own for some of it but I'm doing the bits with the choir I don't know

kısmında tek başına olacaksın ama koro ile ufak tefek şeyler yapıyorum ben yapmıyorum ne olduğunu biliyorum

what I don't even know what the music is I couldn't I could I couldn't care less

müziğin ne olduğunu bile bilmiyorum yapamam umursayamazdım umursayamazdım o

he couldn't care less I couldn't care as long as there's lots

umursayamaz umrumda olmazdı bir

of free food um well there will be but again nothing

sürü bedava yemek olduğu sürece um pekala olacak ama yine bedava bir şey yok

free because you of course will have to buy a gift which in this case which is

çünkü elbette bir hediye almak zorunda kalacaksınız ki bu durumda

common now is a donation of money towards the honeymoon it's what they've

artık yaygın olan bu durum balayına bağış yapmaktır,

asked for so there may be free flows reapepper

istedikleri şey bu yüzden serbest akışlar olabilir reapepper

sorry money wait there a second so so we have to give money for their for their

pardon para orada bir saniye öylece bekle Onların

wedding night nuptials well yes instead of giving a gift which

düğün gecesi evlilikleri için para vermeliyiz, evet,

is traditionally what you do here in the UK by toaster or some crockery or

burada Birleşik Krallık'ta geleneksel olarak ekmek kızartma makinesi veya tabak takımı veya

something like that and they you surprised the the wedded couple with

buna benzer bir şeyle yaptığınız bir hediye vermek yerine ve onlar evli çifti

these gifts most of which of course they probably never use the best thing all

bu hediyelerle en çok şaşırttınız. tabii ki muhtemelen en iyi şeyi asla kullanmazlar,

the best thing to buy are plates, cut me off again... plates because because when

satın alınacak en iyi şey tabaklardır, beni tekrar kes... tabaklar çünkü

they have a row or an argument they can throw the plates at each other they

kavga ettiklerinde veya tartıştıklarında tabakları birbirlerine fırlatabilirler

could do yes so but now as of finishing what I was saying if we rudely

evet yapabilirler yani ama şimdi söyleyeceklerimi bitirirken kaba bir şekilde

interrupted mr. Duncan is that instead of just giving a gift that they don't

bayın sözünü kesersek. Duncan, ille de istemedikleri bir hediye vermek yerine,

necessarily want you either get a list of the things they do want and you buy

ya istedikleri şeylerin bir listesini alırsınız ve onu satın alırsınız

that or they say give money towards something and this is one of those

ya da bir şey için para verin derler ve bu,

weddings where we're having to give money towards in fact their honeymoon so

sahip olduğumuz düğünlerden biridir. aslında balayına para vermek yani

I don't know five pounds do you think they won't get very far with five pounds

beş pound bilmiyorum beş poundla çok uzağa gidemezler mi sence

let the other buying me an out in in a cheap restaurant they can get some free

diğeri bana ucuz bir lokantada bir şeyler ısmarlasın biraz bedava

coffee I suppose I suppose well give the the sort of amount that will cover maybe

kahve alabilirler sanırım

the food may maybe feel as they were paying our way whatever the food we

think would cost for us to be be there for the the special meal they have in a

bir düğünde yedikleri özel yemek için orada olmamızın bize maliyeti ne olursa olsun,

wedding then maybe that maybe I'm not gonna say in case they're watching 20 pounds

o zaman belki bu belki Tanesi 20 pound izlerler diye

each you think I don't know, we'll work it out anyway I don't know how he

bilmediğimi düşünüyorsun demeyeceğim, yine de hallederiz Düğünlere nasıl girdiğini bilmiyorum

got onto weddings we were talking about churches so so I do like going to church

kiliselerden bahsediyorduk bu yüzden seviyorum kiliseye

for weddings and sometimes funerals of course very sadly one of my friends died

düğünlere ve bazen de cenazelere gitmek tabi ki çok üzücü dün bir arkadaşım öldü çok şaşırdım yani

yesterday I was quite shocked so it looks as if I will be going to a funeral

for one of my lovely friends who I met years ago and helped me get into radio and

yıllar önce tanıştığım ve içeri girmeme yardım eden sevgili arkadaşlarımdan birinin cenazesine gidecekmişim gibi geliyor radyo ve

also gave me a lot of support in the early days and sadly he died yesterday

ayrıca ilk günlerde bana çok destek verdi ve ne yazık ki dün öldü bu

so a little bit of sad news I was very very upset so can I say a big big

yüzden biraz üzücü bir haber çok çok üzüldüm bu yüzden

special goodbye to one of my friends Mike, very very sad news so it looks as

arkadaşlarımdan birine büyük, özel bir veda edebilir miyim Mike, çok çok üzücü bir haber bu yüzden

if I will be going to a funeral as well in in maybe two or three weeks time so

belki iki veya üç hafta sonra ben de bir cenazeye gidecekmişim gibi görünüyor bu yüzden dün

some very sad news that I received yesterday now Steve I believe you have

aldığım bazı çok üzücü haberler şimdi Steve

something special for us today to actually read out because I thought last

bugün gerçekten okumamız için bizim için özel bir şeyin olduğuna inanıyorum çünkü en son düşündüm

week let's do something different let's do something completely different some

hafta farklı bir şey yapalım tamamen farklı bir şey yapalım canlı yayında

something we've never ever done before on the livestream sir

daha önce hiç yapmadığımız bir şey efendim şimdi pazar günü shakespeare

we are now going to do something called Shakespeare on Sunday now what I'm going

diye bir şey yapacağız şimdi yapacağım şey

to do is mr. Steve will be reading out I will be staying silent for a chain

mr. Steve okuyacak, bir zincir için sessiz kalacağım,

hopefully hopefully mr. Steve mr. Steve is going to read out some Shakespeare so

umarım umarım bayım. steve bey Steve biraz Shakespeare okuyacak,

we will leave it to mr. Steve as we have our special Shakespeare on Sunday are

biz de onu Mr. Steve, Pazar günü özel Shakespeare'imiz var,

you ready still ready to do it now yes okay I was talking about it for the rest

şimdi yapmaya hazır mısın, şimdi yapmaya hazır mısın, tamam, geri kalan 48 saniye boyunca bunun hakkında konuşuyordum, işte

48 second that's see when I was talking about it you see and when I said now so

bunun hakkında konuşurken görüyorsunuz ve şimdi dediğimde, yani

those where the cue is it today with clues never clues I thought we got

işaretin olduğu yerler bugün ipuçları var mı asla ipucu yok elimizde olduğunu sanıyordum harika

you're gonna play clip awesome I thought you were I thought you were good at

klip oynayacaksın öyle olduğunu düşünmüştüm

spotting Clues right that's let's get on with it then do you want me to go now

ipuçlarını tespit etmede iyi olduğunu düşünmüştüm

okay so yes Duncan it's it's mr. Steve with Shakespeare on Sunday here we go

bu bay Steve Pazar günü Shakespeare ile işte

well I don't I'm not an expert in Shakespeare let's put it this way so

iyi gidiyoruz, değil mi, ben Shakespeare uzmanı değilim hadi bu şekilde ifade edelim,

let's start off with that so that people don't think I'm an expert in Shakespeare

bununla başlayalım ki insanlar benim Shakespeare uzmanı olduğumu düşünmesin

but I do like reading lines out so this is an extract from a famous

ama seviyorum satırları okumak, yani bu, Hamlet adlı ünlü bir Shakespeare oyunundan bir alıntıdır

Shakespearean play called Hamlet and this is from act 2 scene 2 and Hamlet is

ve bu, 2. perde 2. sahnedendir ve Hamlet,

a the main character in this particular play and he is a melancholic which I

bu özel oyunun ana karakteridir ve o bir melankoliktir ve

suppose in modern speak you would say he's depressed

sanırım modern dilde onun depresyonda olduğunu söyleyebilirsiniz.

he's down melancholic because over the death of his father and there are

melankoliktir çünkü babasının ölümü üzerine ve

several speeches soliloquies throughout this particular play Hamlet where he is

bu özel Hamlet oyunu boyunca

expressing his sort of depression and he's talking about death a lot and this

kendi depresyonunu ifade ettiği birkaç konuşma monolok vardır ve ölüm hakkında çok konuşur ve bu

is one particular passage so he's talking to a couple of friends here

belirli bir pasajdır, bu yüzden birkaç arkadaşla konuşur. burada

expressing why he's feeling so down so I have of late lost all my mirth forgone

neden bu kadar üzgün hissettiğini ifade ediyor, bu yüzden son zamanlarda tüm neşemi kaybettim,

all custom of exercises and indeed it goes so heavily with my disposition that

tüm egzersiz alışkanlıklarını bıraktım ve gerçekten de bu benim mizacıma o kadar ağır geliyor ki,

this goodly frame the earth seems to me a sterile promontory this most excellent

bu güzel çerçeve, dünya bana kısır bir burun gibi görünüyor, bu en mükemmel

canopy the air look you this brave o'erhanging firmament this majestical

gölgelik, hava bak sen bu cesur asılı gökkubbe,

roof fretted with golden fire why it appeareth no other thing to me than a

altın ateşle bezeli bu görkemli çatı, neden bana

foul and pestilent congregation of vapors what a piece of work is man how

pis ve vebalı bir buharlar topluluğundan başka bir şey gibi görünmüyor, insan ne büyük bir iştir, akılda ne kadar

noble in reason how infinite in faculty in form and moving how Express and

asildir, fakültede ne kadar sonsuzdur ve etkileyicidir, nasıl ifade eder ve

admirable in action how like an angel in apprehension how like a god the beauty

eylemde takdire şayan bir melek nasıl kavrayışta nasıl bir tanrı gibi

of the world the paragon of animals and yet to me what is this quintessence of dust

dünyanın güzelliği hayvanların mükemmel örneği ve yine de bana göre bu tozun özü nedir

there we go a short extract from act 2 scene 2 where Hamlet is talking to his

orada Hamlet'in konuştuğu 2. perde 2. sahneden kısa bir alıntıya gidiyoruz.

friends he's really describing mr. Duncan oh um I'm all I'm all of it all

arkadaşlar gerçekten bey'i tarif ediyor. Duncan oh um Ben hepsiyim Hepsi

of a quiver after that I can hardly speak the emotion I can see you

bir titremeden sonra duyguyu zar zor konuşabiliyorum Senin

quivering oh the tears and I need I need some kind of Oh padding down or

titrediğini görebiliyorum oh gözyaşları ve benim bir tür Oh dolgusuna ihtiyacım var ya da öyle bir

something yes Hamlet is describing there how

şeye ihtiyacım var evet Hamlet anlatıyor orada gerçekten o

really he's so depressed that he's describing how wonderful the world is it

kadar morali bozuk ki dünyanın ne kadar harika olduğunu

all it's its wonderment and how wonderful man is and yet the the

ve insanın ne kadar harika olduğunu anlatıyor ve yine de

ultimate phrase there the quintessence of dust what he's saying is that despite

oradaki nihai cümle tozun özü

all how wonderful everything is it all turns to dust when somebody dies really

her şeyin ne kadar harika olmasına rağmen her şeyin dönüştüğü. biri öldüğünde toz gerçekten bu

that's what it's a bit a bit lamenting and a bit a bit depressing but that's

biraz ağıt yakıcı ve biraz iç karartıcı ama o böyle

how he's feeling and haven't we all felt sometimes when were in a low state of

hissediyor ve hepimiz bazen kötü bir

mood we can't see the Wonder in anything anymore can we well that's what

ruh halindeyken artık hiçbir şeyde Mucize'yi göremeyeceğimizi hissetmedik mi? peki

Shakespeare does he what he looks at he looks at that human kind and looks at

Shakespeare böyle yapar o insan türüne bakar ve

all our failings and our emotions he tends to hurt us he tends to put life

tüm başarısızlıklarımıza ve duygularımıza bakar o bizi incitme eğilimindedir hayatı

and humanity in the way we behave and the way we think and the microscope the

ve insanlığı davranış ve düşünme şeklimize koyma eğilimindedir ve Mikroskop

microscope or in this case the I've got hear under the magnifying glass is

Mikroskop ya da bu durumda Büyüteç altında duydum

looking at our emotions and expressing them that that's the thing about

duygularımıza bakıyor ve onları Shakespeare'in özelliğinin bu olduğunu,

Shakespeare how wonderful it is every single Faculty of human nature and

insan doğasının ve

emotions is explored in throughout his plays so if you want to know what how

duygularının her fakültesinin oyunlarında keşfedilmesinin ne kadar harika olduğunu ifade ediyor. yani, insanlığın ifadesini nasıl bildiğinizi bilmek istiyorsanız,

you know the expression of humankind it's all in there so yes he's describing

hepsi orada, yani evet,

the human condition here of being very depressed and down melancholic and he

buradaki insanlık durumunu çok depresif ve melankolik olarak tanımlıyor ve

can't see how wonderful everything is because he just thinks everything's

her şeyin ne kadar harika olduğunu göremiyor çünkü her şeyin

turning to dust so what's the point yeah it's kind of like

tersine döndüğünü düşünüyor. toz yani ne anlamı var evet sanki aynı anda hem

he's looking at the positive and negative at the same time so there it

pozitife hem de negatife bakıyormuş gibi yani işte

was mr. Steve reading some Shakespeare on Sunday what did you think of that did

oradaydı bay. Steve Pazar günü biraz Shakespeare okuyor ne düşündün

you enjoy it we might do it again next week's royalty of human existence we are

hoşuna gitti mi bunu gelecek hafta tekrar yapabiliriz insan varlığının telif hakkı sadece

here for mere short moments okay stay calm okay but where do we go this is the

kısa anlar için buradayız tamam sakin ol tamam ama nereye gideceğiz bu

thing he thinks we go nowhere but of course if you believe in an afterlife

onun bizim düşündüğümüz şey hiçbir yere gitme ama tabii ki öbür dünyaya inanıyorsan bu

it's great I'm gonna turn Steve off in a minute there was some what about some of

harika bir dakika içinde Steve'i kapatacağım burada bazı kelimeler hakkında ne vardı bazı kelimeleri

the words in here do we need to explain some of the words well let me just

açıklamamız gerekiyor mu pekala

mention something first if you don't man go on oh I've lost the

önce bir şeyden bahsetmeme izin ver devam etmezsen bağlantımı kaybettim oh

connection oh this always happens every week Thank You YouTube for

bu her hafta oluyor bu her hafta oluyor canlı sohbeti kestiğin için teşekkürler YouTube

disconnecting the live chat did you nearly swear there mister I nearly said

something really bad there let me just reconnect the live chat first of all I

Hepsinden önemlisi,

don't know why after the first hour it disconnects you so you have to reconnect

neden ilk saatten sonra bağlantınızı kesiyor, bu yüzden yeniden bağlamanız gerekiyor, o yüzden hadi bunu yapalım

it so let's just do that oh this is exciting isn't it it is

oh bu heyecan verici değil mi, o heyecan verici bir

he's an exciting moment of time are we on or aren't we we are on and there and

an mı, değil mi? açık ve oradayız ve

now so is the live chat oh here we go are we back it seems mr. Steve can do

şimdi canlı sohbet de öyle oh işte başlıyoruz, öyle görünüyor ki bay. Steve

anything I can switch off the internet so yes I think you did that last week

her şeyi yapabilir, interneti kapatabilirim, bu yüzden evet sanırım bunu geçen hafta yaptın,

didn't you I still have my suspicions I still have my suspicions that mr. Steve

değil mi? Steve

actually destroyed the internet last week I still think it's your fault fatal

aslında geçen hafta interneti mahvetti, hala bunun sizin hatanız olduğunu düşünüyorum ve

with blames me for everything mr. Steve can you it please explain what the word

her şey için beni suçluyor bayım. Steve, lütfen quintessence kelimesinin ne anlama geldiğini açıklayabilir misiniz, ne demek,

quintessence mean whant essence right well I looked this up because I didn't

buna baktım çünkü

know what that meant quintessence of dust well that revoking

quintessence

is obviously very old play and they the laws of physics weren't very well

of dust'un ne anlama geldiğini bilmiyordum. tamı tamına

explained at the time about 600 years ago exactly so they didn't know much

600 yıl önce açıklanmıştı, bu yüzden

about how the world works in those days so they used to think that which goes

o günlerde dünyanın nasıl çalıştığı hakkında fazla bir şey bilmiyorlardı, bu yüzden

back to Greek times that there were sort of four elements there was earth

Yunan zamanlarına kadar uzanan dört element olduğunu düşünürlerdi, orada toprak,

sky water and air I thought right well you did ask Miss Lee though you know

gökyüzü, su ve hava vardı. Bayan Lee'ye sorduğunuza sevindim,

what I'm going to say that they used to think there were four elements right and

ne diyeceğimi biliyorsunuz, eskiden dört element olduğunu ve

the highest form weight they're all those elements I thought you're gonna

en yüksek form ağırlığının tüm bu elementler olduğunu düşündüklerini,

say 'Earth Wind and Fire' well that's probably where it comes from, or was it

'Dünya Rüzgarı' diyeceğinizi düşündüm. ve Ateş, muhtemelen oradan geliyor, yoksa baştan çıkarma

or was it the temptations I don't know they used to think there were these four

mıydı, bilmiyorum eskiden bu dört

sort of main elements and them and the highest form of all this was us we were

tür ana unsur olduğunu düşünürlerdi ve onlar ve tüm bunların en yüksek biçimi bizdik.

the quintessence the highest form I think that means of dust which is just

quintessence en yüksek form Bence bu toz anlamına geliyor ki bu sadece

everything all the ingredients around us so they used to think that the highest

etrafımızdaki tüm bileşenler yani

form of everything was us and yet that's a paradox

her şeyin en yüksek formunun biz olduğumuzu düşünüyorlardı ve yine de bu bir paradoks

so quintessence of dust means the highest form of elements the highest

yani quintessence of dust, elementlerin en yüksek formu anlamına geliyor, en yüksek

form of dust meaning us but of course dust is still just dust it's nothing hmm

form toz bizi kastediyor ama tabii ki toz hala sadece toz, hiçbir şey değil hmm

so it's a paradox really so despite us being these wonderful beings we still

yani bu gerçekten bir paradoks yani bu harika varlıklar olmamıza rağmen

will ultimately turn to dust that's nice once a game is just evilly

eninde sonunda toza dönüşeceğiz, bu güzel bir oyun bir kez sadece kötüyse

you asked me to read it out mr Duncan happy new year oh yes but of course if you're

benden okumamı istediniz bayım Duncan yeni yılınız kutlu olsun oh evet ama tabii ki dindarsanız

religious then doesn't matter because you're going to carry on existing anyway

o zaman farketmez çünkü yine de var olmaya devam edeceksiniz

so which is which is great which I'm sure is a comfort for many people that's

yani bu harika ki eminim birçok insan için bir rahatlıktır bu

right we have lots of people on the live chat the French leo is here is it the

doğru bizde canlı sohbette birçok insan Fransız aslanı burada

result of the alchemic of different elements yes that's it

farklı elementlerin simyasının sonucu mu evet bu kadar

alchemy goes yeah I think the Greeks first came up with this idea that there

simya gider evet bence ilk olarak Yunanlılar bu fikri ortaya attı, her şeyin yapıldığı

were there were four main elements that everything was made of interestingly

dört ana unsur vardı. İlginç

enough he uses the word dust in this Shakespeare but as we now know we all

bir şekilde, bu Shakespeare'de toz kelimesini kullanıyor ama artık bildiğimiz gibi hepimiz

come from Stardust yes don't we that's where we actually come from so the very

Stardust'tan geliyoruz, değil mi biz aslında oradan geliyoruz, bu yüzden

elements that give life are actually the same things that glow at night when you

hayat veren elementler aslında geceleri parıldayan şeylerle aynı şeyler.

look up in the sky so all of those stars in the sky apparently according to

gökyüzüne bak bu yüzden gökyüzündeki tüm o yıldızlar görünüşe göre

scientists we are made of exactly same stuff yes although they were they

bilim adamlarına göre tamamen aynı maddeden

were actually though technically right then 600 years ago we are made up of

yapılmışız

elements it's just it wasn't just for it was just you know hundreds of them but

sırf bunun için sadece yüzlercesini tanıyordunuz ama

that's one of the reasons why Steve that Shakespeare is still revered today

Steve'in Shakespeare'e bugün hala saygı duymasının nedenlerinden biri de buydu

because he was we're so ahead of his time he was he was like almost like the

çünkü o biz onun zamanının çok ilerisindeydik o neredeyse bizim ne

the the prophecy of what we were going to do and think about later on so he was

olduğumuzun kehaneti gibiydi. daha sonra yapacak ve düşünecek, bu yüzden

quite ahead of his time early and and of course many of the words that

zamanının oldukça ilerisindeydi ve ve tabii ki

Shakespeare coined or created are still used now we even quote Shakespeare in

Shakespeare'in icat ettiği veya yarattığı kelimelerin çoğu şimdi hala kullanılıyor, hatta günlük İngilizce dilinde Shakespeare'den alıntı yapıyoruz,

daily English language so phrases and expressions that we use on a daily basis

bu yüzden kullandığımız tümceler ve ifadeler günlük olarak

they actually originated from Shakespeare I've picked out a few little

aslında Shakespeare'den geliyorlar Birkaç küçük

words and phrases that are useful if you want me to work if you want to help me

kelime ve deyim seçtim, eğer çalışmamı istiyorsanız, anlamamda bana yardımcı olmak istiyorsanız,

in the understanding of those I don't know whether it's or example he uses the

bunun mu yoksa örnek mi olduğunu bilmiyorum.

phrase here lost all my mirth Oh mirth good humor courses yes humor good your

buradaki ifade tüm neşemi kaybetti Ah neşe iyi mizah dersleri evet mizah iyi senin

good humor is your mirth who is lost all his good humor we often talk about

iyi mizahın tüm iyi mizahını kaybeden senin neşendir sık ​​sık

merriment the another very old word I think that also comes from the period of

neşeden bahsederiz başka bir çok eski kelime bence bu da Shakespeare'in yaşadığı dönemden geliyor

time that Shakespeare lived in merriment and mirth merriment and mirth we don't

neşe ve neşe içinde yaşadık neşe ve neşe içinde

leave we do use mirth sometimes in a comical way to talk about sort of sense

ayrılmıyoruz neşeyi bazen komik bir şekilde mizah anlayışı hakkında konuşmak için kullanırız

of humor a court jester would it would be full of mirth that sort of thing and

bir saray soytarısı bu tür bir şey neşeyle dolu olur muydu ve

a source we have the other very famous Shakespeare sonnet or talking all about

elimizde bir kaynak var diğer çok ünlü Shakespeare soneleri veya

once again mortality the very famous alas poor Yorick which is also from

bir kez daha fanilikten bahsetmek çok ünlü ne yazık ki zavallı Yorick ki bu da

Hamlet yes so Hamlet is a very dark play it does it does focus on many of the

Hamlet'ten evet yani Hamlet çok karanlık bir oyun mu

very negative things all all the sad things it's very somber but actually

çok olumsuz şeylerin çoğuna odaklanıyor tüm üzücü şeyler çok kasvetli ama aslında

revenge if you can sit through it it is an amazing piece of work it

intikam, eğer üzerinde oturabilirseniz, inanılmaz bir çalışma,

discusses many of the frailties that every human has and that's one of the

her insanın sahip olduğu birçok zayıflığı tartışıyor ve bu,

reasons why people still to this very day 600 years later still love

insanların 600 yıl sonra hala bugün hala

Shakespeare so I hope you enjoyed that didn't I what sorry pestilent pestilent

Shakespeare'i sevmesinin nedenlerinden biri, bu yüzden umarım siz de beğenirsiniz. hoşlandım değil mi ne yazık ki vebalı vebalı

that's a better great word that's in here pestilent so what does that mean

bu daha iyi harika bir kelime bu burada vebalı yani bu ne anlama geliyor

pestilent is sort of disease it's an old-fashioned word meaning sort of

vebalı bir tür hastalıktır bu eski moda bir kelime bir tür

disease irritation that sort of thing so if you're if you're pestilent it means

hastalık anlamına gelir tahriş o tür bir şey yani eğer öyleysen sen vebalısın

that you've got disease like this pox or smallpox or something like that

bu çiçek hastalığı veya çiçek hastalığı gibi bir hastalığa sahip olduğun anlamına geliyor bu

so it just means sort of diseased really pestilent that word is used I think

yüzden bu sadece bir çeşit hastalıklı gerçekten vebalı anlamına geliyor bu kelime kullanılıyor bence

people still use that word from time to time it is still yes it is still in

insanlar hala bu kelimeyi zaman zaman kullanıyorlar hala evet hala

current use so we talked about pestilence when we have like maybe a

güncel kullanımda, bu yüzden belki bir

plague of locusts or insects or some disease that affects maybe the crops we

çekirge veya böcek vebası veya belki de ekinleri etkileyen bazı hastalıklar olduğunda vebadan bahsettik vebadan bahsettik, bu yüzden

talked about pestilence so yes a very very old word it is so we've covered

evet çok çok eski bir kelime, bu yüzden onu ele aldık,

that so if you would like some more Shakespeare on Sunday with mr. Steve if

yani eğer Pazar günü Mr. Steve, eğer

you would like some more next week please let us know we really did go

gelecek hafta biraz daha isterseniz, lütfen bize bildirin, gerçekten

quite into in-depth there was very in-depth with that so if you'd like some

derinlere indik, bu konuda çok derin şeyler vardı, bu yüzden

more Shakespeare next week we will get mr. Steve to read some more out now

önümüzdeki hafta biraz daha Shakespeare isterseniz, Mr. Steve'den biraz daha fazlasını okuması için şimdi

we've been asked to show mr. Steve once again doing his exercises so here is mr.

bizden Bay'a göstermemiz istendi. Steve bir kez daha egzersizlerini yapıyor, işte Mr.

Steve I think you've edited this to make it look rather rude mr. Duncan I don't I

Steve sanırım bunu oldukça kaba görünmesi için düzenlediniz Bay. Duncan, neden

don't know what you're talking about

bahsettiğini bilmiyorum aman

oh my goodness we are talking about censorship today is there any censorship

tanrım, bugün sansürden bahsediyoruz,

in your country and would you describe yourself as a tea or coffee person which

ülkenizde sansür var mı ve kendinizi çay mı kahve mi olarak tanımlarsınız hangi

beverage do you prefer it's a great word that beverage it just means drink

içeceği tercih edersiniz? Bu içecek harika bir kelime, sadece

something that mr. Steve likes to do you like to drink coffee don't you Steve I

mr. Steve kahve içmeyi seviyor mu sen kahve içmeyi seviyor musun Steve ben

do I was just wondering actually after

sadece merak ediyordum aslında

showing that clip weather weather will get censored by YouTube I don't think so

o klibi gösterdikten sonra hava durumu YouTube tarafından sansürlenecek Sanmıyorum

but you are you are a bit of a Keep Fit fanatic I hope one week we can go into

ama sen biraz Formda Kal fanatiğisin Umarım bir hafta bahçeye çıkabiliriz

the garden because at the moment this is one of the things I feel very frustrated

çünkü şu anda bu benim çok sinirlendiğim şeylerden biri

about and by because we can't go outside because the weather recently has been

çünkü dışarı çıkamıyoruz çünkü son zamanlarda hava

really bad of course it's winter so I'm really looking forward to us going

çok kötü oldu tabii ki kış bu yüzden ben

outside again live so we can actually do it for real

tekrar canlı yayında dışarı çıkmamızı gerçekten dört gözle bekliyorum, böylece bunu gerçekten

outside actually live outside in the garden and maybe one week we can do some

dışarıda gerçekten yapabiliriz aslında bahçede yaşayabiliriz ve belki bir hafta biraz yapabiliriz

we can do some exercising in the garden yes I've been trying to increase my

bahçede biraz egzersiz yapabiliriz evet egzersizimi artırmaya çalışıyorum

exercising not recorded live even live exercising live exercises so so just in

canlı olarak kaydedilmedi canlı egzersizleri yaparken bile bu yüzden

case if I have a heart attack or or collapse on the floor it will be

kalp krizi geçirirsem veya yere yığılırsam

completely spontaneous you can see the ambulance arrive and and slowly drag me

tamamen spontane olur ambulansın geldiğini görebilirsin ve beni yavaşça

across the lawn and throw me into the back of the ambulance

çimlerin üzerinden sürükleyip arkaya atabilir ambulanstan

whatever happens we'll keep the cameras rolling well we might we might get we

ne olursa olsun kameraları iyi çevireceğiz belki alabiliriz

might get a few viewers even manu d let's have a look at the live chat

birkaç izleyici alabiliriz hatta manu d hadi canlı sohbete bir göz atalım

because of course it is your show live chat the style of talking between our

çünkü elbette bu sizin şovunuz canlı sohbet bizim aramızda konuşma tarzı

two coaches is very interesting today the level of strength is so high thank

iki antrenör bugün çok ilginç güç seviyesi çok yüksek bunun

you very much for that also itíd Maria Maria

için çok teşekkür ederim Maria Maria

I'm saying hello to Maria yes I've liked it a lot

Maria'ya merhaba diyorum evet çok beğendim

Maria likes mr. Steeves Shakespeare rendition I'm no expert but I think

Maria bay seviyor. Steeves Shakespeare yorumlaması Uzman değilim ama sanırım bu

that's probably the first time I've ever really properly read a passage out well

muhtemelen ilk kez bir pasajı gerçekten düzgün bir şekilde iyi bir şekilde okudum

but you have performed Shakespeare on the stage I have done but heavily edited

ama sahnede Shakespeare'i oynadınız, benim yaptığım ama yoğun bir şekilde düzenlenmiş

version don't forget that it's great I was all overcome after reading that so

versiyonu unutmayın ki bu harika Bunu okuduktan sonra tamamen aşıldım, ben de

so was I Olga says mr. Steve is a brilliant reciter and of course I would

öyleydim diyor Olga bay. Steve harika bir okuyucu ve tabii ki

like more Thank You Olga for that would accrue Trent youlet ass says my house is

daha fazlasını isterim Olga, bunun için Trent'in tahakkuk edeceği için teşekkür ederim, kıç, evimin şu

terribly cold at the moment where are you

anda çok soğuk olduğunu söylüyor, neredesin

but the topic because of the topic it makes them very enthusiastic and a bit

ama konu, konudan dolayı onları çok hevesli ve biraz

irritated sometimes I don't know what you mean by that I'm sorry if we are

sinirlendiriyor bazen ne demek istediğini anlamıyorum seni

upsetting you we're gonna have some fun now we're alive mr. Steve is going to

üzdüysek özür dilerim biraz eğleneceğiz artık hayattayız bayım Steve

run around the garden we are going to revel in our time mr. Steve's gonna run

bahçede koşacak, zamanımızın tadını çıkaracağız Bay. Steve

around the garden naked so no not going to do that Simona is talking about

bahçede çıplak koşacak o yüzden hayır bunu yapmayacağım Simona içki

drinking I drink a lot of time T because it's delicious and very good for the

içmekten bahsediyor Ben çok zaman T içerim çünkü lezzetli ve sağlığa çok iyi geliyor

health I'm a coffee person as well thank you sir mony for that Julie G says I

Ben de bir kahve insanıyım bunun için teşekkür ederim efendim mony Julie G, Bay

would love to do some exercising with mr. Steve okay that's it wait it's an

ile biraz egzersiz yapmayı çok istediğimi söylüyor . Steve tamam bu kadar bekleyin bu bir

exercise channel from now on am I gonna get people fit and healthy for 2018 can

egzersiz kanalı bundan sonra insanları 2018 için zinde ve sağlıklı hale getireceğim

we please not do that Steve I don't like the idea of that that sounds like that

lütfen bunu yapmayalım mı Steve Kulağa çok gibi gelen bu fikri sevmiyorum belki

sounds like a lot perhaps we can produce an exercise video

üretebiliriz bir egzersiz videosu

and sounds like a lot of hard work I come running on in the shorts and a tank

ve kulağa çok zor iş gibi geliyor şort ve atletle koşarak geliyorum

top oh dear do you remember this reminds me

ah canım bu bana

of something do you remember when I I had a studio at the Science Park and you

bir şeyi hatırlattı hatırlıyor musun benim Science Park'ta bir stüdyom vardı ve sen

arrived one day to pick me up and you had your shorts on and ever

bir gün buraya geldin beni kaldır ve şortunu giymiştin ve hiç

was staring at your legs now we weren't sure if they were admiring your legs or

bacaklarına bakıyordun şimdi bacaklarına hayran mı yoksa

they were a bit disturbed by it but there was one person behind the

bundan biraz rahatsız mı olduklarından emin değildik ama resepsiyonun arkasında bir kişi vardı

reception and they actually commented on your legs

ve gerçekten senin hakkında yorum yaptılar. bacaklar

I remember now yes do you remember that and you were my and for the rest of the

şimdi hatırlıyorum evet bunu hatırlıyor musun ve sen benimdin ve günün geri kalanında

day all all Steve all Steve talked about was the fact that someone admired his

Steve'in tek konuştuğu şey şu anda birinin bacaklarına hayran olduğu gerçeğiydi

legs now I'm not sure about that we might do this one week again this is

Bunu bir hafta tekrar yapıp yapamayacağımızdan emin değilim bu

something we can do later what are you looking at Steve let's picking my legs

daha sonra yapabileceğimiz bir şey, neye bakıyorsun Steve,

to see if they really are worth looking at

gerçekten bakmaya değer olup olmadıklarını görmek için bacaklarımı seçelim,

is it something very small that you need a magnifying glass for mr. Duncan

çok küçük bir şey mi? Duncan

getting angry now oh so yes yes yes you you were very

şimdi kızıyor oh yani evet evet evet senin gururun

flattered so maybe one week we could we could do a comparison a live comparison

okşandı bu yüzden belki bir hafta bir karşılaştırma yapabiliriz belki bahçede canlı bir karşılaştırma yapabiliriz

maybe in the garden and we can show you our legs and you can decide who has the

ve sana bacaklarımızı gösterebiliriz ve sen

nicest legs personally I think my legs are lovely I've got very slim very thin

kişisel olarak kimin en güzel bacaklara sahip olduğuna karar verebilirsin ben bacaklarımın güzel olduğunu düşünüyorum çok ince çok ince

legs and I have big big nobly knees as well which I think look lovely big feet

bacaklarım var ve benim de büyük asil dizlerim var ki bence çok güzel görünüyor büyük ayaklar ve

as well like the Pink Panther we have someone on the yes my feet are very big

Pembe Panter gibi biri var evet ayaklarım çok büyük

but you know what they say about people with big feet small brains big shoes aha

ama biliyorsun büyük ayaklı küçük beyinli büyük ayakkabılı insanlar hakkında ne derler aha

what do you prefer Steve what do you prefer

ne tercih edersin Steve neyi tercih edersin boom

boom boom says what do you prefer do you prefer tea or coffee both I like

boom ne tercih edersin çay mı kahveyi mi tercih edersin

it one cup of coffee a day at about 11 o'clock and the rest of that I'll have

günde bir fincan kahve severim saat 11 civarı saat ve geri kalanı

about 3 cups of tea I've also got some nice sort of a herbal fruit teas if

yaklaşık 3 bardak çay içeceğim ayrıca güzel bir çeşit bitki meyve çaylarım var eğer

we've got a little break I'll go out and get them and show you that's very non

biraz ara verirsek dışarı çıkıp onları getireceğim ve size bunun hiç de iyi olmadığını göstereceğim

they're quite yes I do like making those as well

oldukça evet onları yapmayı da seviyorum

can I taste the coffee um in my breath coffee gives you bad breath oh you

kahvenin tadına bakabilir miyim um nefesimden kahve nefesinizin kötü kokmasına neden oluyor oh bunu fark ettiniz oh

noticed that oh no coffee bread don't say that I hate

hayır kahve ekmek ondan nefret ettiğimi söyleme

it do you know when someone

birinin

had a cup of coffee and then they talk very close to you yes hello how are you

fincan içtiğini biliyor musunuz kahve ve sonra sana çok yakın konuşuyorlar evet merhaba nasılsın ve ve

and and and all you can smell is coffee on their breath yeah and I'm sure I mean

ve tek kokunu nefeslerindeki kahve evet ve eminim kahveyi kastediyorum kahve telvesi

coffee have you coffee grounds if you make your coffee from the beans and

var mı eğer kahveni çekirdeklerden yapıp

grind it up and then put it in one of those things and make the coffee if you

öğütürsen yukarı kaldırın ve sonra o şeylerden birinin içine koyun ve kahve yapın

leave the coffee grounds overnight to cool off the next day they sit smells

kahve telvesini bir gecede bırakırsanız ertesi gün serinlemek için otururlar

like Oh tobacco smell old cigarettes that's a notice that yes I always think

gibi kokarlar Ah tütün kokusu eski sigaralar bu bir uyarıdır evet hep

that that coffee breath smells exactly the same as tobacco breath yeah and and

o kahvenin nefesinin koktuğunu düşünürüm tütün nefesi ile tamamen aynı evet ve ve

I've always been slightly worried about that I've always wondered why those two

ben her zaman bu konuda biraz endişelenmişimdir bu iki

things smell the same so I think cigarette breath smells exactly the same

şeyin neden aynı koktuğunu hep merak etmişimdir bu yüzden bence sigara nefesi

as coffee breath it's very similar very similar but of course a coffee beans are

kahve nefesi ile tamamen aynı kokuyor çok benzer çok benzer ama tabii ki bir kahve çekirdekleri

roasted so they're heated up so you've probably got some of the same chemicals

kavrulur, bu yüzden ısıtılırlar, bu yüzden muhtemelen içinde yanan tütünden alacağınızla aynı kimyasallardan bazılarına sahipsiniz mm-

in there as you would get from burning tobacco mm-hmm so I think that's why

hmm, bu yüzden bence bu yüzden

they smell so you smell coffee grounds when they're cold yes like it's like a

kokuyorlar, bu yüzden kahve telvesi kokusu alıyorsunuz. soğuk evet

cigarette it's like an ashtray yes that's like an ashtray yes I'm sure

sigara gibi kül tablası gibi evet bu kül tablası gibi evet eminim

we are not the first people I'm sure we are not the first to say this but I have

ilk biz değiliz bunu ilk söyleyen biz değiliz ama

I have noticed that in the past Radek reddick says have you ever drink

fark ettim ki geçmişte Radek reddick hiç içtin mi diyor hiç

have you ever tried Turkish coffee we haven't but we did live for a short time

türk kahvesi denedin mi içmedik ama kısa bir süre yaşadık

we went on holiday we didn't live there we went on holiday to Turkey and we did

tatile gittik orda yaşamadık türkiyeye tatile gittik ve

sample some Turkish tea we were we were walking around shopping weren't we Steve

biraz türk çayı tattık biz öyleydik Etrafta alışveriş yapıyorduk biz Steve değil miydik

and then the this this the the owner of a shop invited us in and we sat with

ve sonra bu bir dükkanın sahibi bizi içeri davet etti ve

them for a long time talking about different things and they were talking

onlarla uzun süre farklı şeyler hakkında konuştuk ve

in English of course their English was very good and we had a lovely time and

İngilizce konuşuyorlardı tabii ki İngilizceleri çok iyiydi ve çok güzel vakit geçirdik ve

they gave us tea and also some some Turkish Delight where I have had Turkish

bize çay ikram ettiler ve Türk kahvesi içtiğim lokum da

coffee it's very strong hmm isn't the cup very small I'm not sure

çok sert hmm fincan çok küçük değil emin değilim

maybe maybe whoever's our news Astor's can tell us a bit about Turkish coffee

belki haberimiz her kimse Astor bize biraz anlatır türk kahvesi

maybe it's a bit like what's what's that other one expresso it could be a bit

belki biraz o diğer espresso nedir gibi olabilir biraz

like that because expresso is is normally in a very small cup it's very

öyle olabilir çünkü espresso normalde çok küçük bir fincanda çok

strong I was going to say something else about coffee then it's gone what the

sert çok sert kahve hakkında başka bir şey diyecektim sonra gitti ne

coffee no what I was gonna talk about it's gone gone from my mind and gone

kahve ne hayır Beynimden gitti

from your brain that brain cell has shriveled up and it's fallen out of your

beyninden gitti o beyin hücresinin kuruyup

ear that's not very nice keeps you awake Deveny keeps you awake

kulağından düşmesinden bahsedecektim bu pek hoş değil uyanık tutuyor Deveny uyanık tutuyor

coffee apparently yes Turkish coffee is very strong yes it's

kahve belli ki evet türk kahvesi çok sert evet öyle

not for everyone so yes I think I think that is the point that's coming across

herkes için değil bu yüzden evet bence

now it's very very strong I don't mind I don't mind strong coffee I don't like it

şu anda ortaya çıkan nokta bu çok çok sert umurumda değil sert kahveyi sevmiyorum

too strong wear it it's sort of it sort of seems to to resonate in your in your

çok sert giy onu bir nevi öyle görünüyor kafanın içinde yankılanmaktan hoşlanmıyorum

head I don't like it to stress innate in you is it seems like the coffee is going

sende doğuştan var olan stresten hoşlanmıyorum kahve

up into your brain it seems like it seems like your brain has been replaced

beynine doğru yükseliyor sanki beyninin yerini

with with coffee bean I don't like coffee coffee

kahve çekirdeği almış gibi görünüyor ben sevmiyorum kahve gibi kahve

chocolates coffee flavored chocolate no no one likes coffee flavored Chuck no

çikolatalar kahve aromalı çikolata kimse sevmiyor kahve aromalı Chuck

one likes them why do they do that okay can I just say if there's there's anyone

kimse onları sevmiyor neden bunu yapıyorlar tamam diyebilir miyim eğer

watching from a Chocolate Factory can you please stop stop making coffee

bir Çikolata Fabrikasından izleyen biri varsa lütfen kahve

flavored chocolate because no one likes it I've never met anyone who like is

aromalı çikolata yapmayı bırakın çünkü kimse sevmiyor bunu seven hiç kimseyle tanışmadım

that is there anyone out there now who likes the trouble is with with the

oralarda şu anda

coffee flavored scent no one likes it every year if you if you buy a box of

kahve aromalı kokusundan hoşlanan birileri var mı hiç kimse onu sevmiyor her yıl

chocolates for someone you can guarantee that the ones that are left in the box

biri için bir kutu çikolata alırsan garanti edebilirsin kutuda kalanların

are all coffee flavored and yet no one likes it and yet strangely if you have a

hepsi kahve aromalı ve yine de kimse bundan hoşlanmıyor ve yine de garip bir şekilde

cup of coffee with chocolate that's actually quite acceptable that's

çikolatalı bir fincan kahveniz varsa bu aslında oldukça kabul edilebilir bu

actually quite nice oh yes but I think that's because it's probably milk

aslında oldukça hoş oh evet ama bence bunun nedeni muhtemelen sütlü

chocolate maybe or dark chocolate I know it doesn't work when you're trying to

çikolata belki veya bitter çikolata

coffee-flavored choppers yeah if you have the coffee and the chocolate and

kahve aromalı doğrayıcıları denerken işe yaramadığını biliyorum evet kahve ve çikolata varsa ve

and eat them drink the coffee and eat the chopper at the same time that's

onları yerseniz aynı zamanda hem kahveyi içip hem de doğrayıcıyı yersiniz bu

quite pleasant yes I don't know why but no nobody nobody likes coffee flavored

oldukça hoş evet yapmam Nedenini bilmiyorum ama hayır kimse kahve aromalı

chocolates so if you have a box of chocolates if you know anyone that works

çikolataları sevmiyor bu yüzden bir kutu çikolatanız varsa eğer

at a chocolate factory just tell them to stop doing it because no one there must

bir çikolata fabrikasında çalışan birini tanıyorsanız ona bunu yapmayı bırakmasını söyleyin çünkü orada kimse olmamalı orada bir

be you know what I imagine somewhere there is a big pile of coffee flavored

yerlerde ne hayal ettiğimi bilirsiniz kahve aromalı çikolatalardan oluşan büyük bir yığın,

chocolates all piled up just slowly rotting away because no one likes them

hepsi yavaş yavaş çürüyor çünkü kimse onları sevmiyor, bence bu,

that's what I think if anybody does let us know now so do you like coffee

eğer biri bize şimdi haber verirse, kahve

flavored chocolates you know it's the chocolate that has the soft Center so

aromalı çikolataları sever misiniz, bilirsiniz, çikolatanın yumuşak Merkezi vardır, bu yüzden

inside it it tastes like coffee but no one likes them no one saw was too bitter

içinde tadı kahve gibi ama kimse onları sevmiyor kimse görmedi içinde çok acı

bitter in it just like it just makes you feel very sick afterwards are you

acı vardı sanki sonradan mideni bulandırıyor

enjoying today Steve yes we had a lot of people watching today by the way a very

bugün eğleniyor musun Steve evet bugün bir sürü insan izledik bu arada çok

big audience thank you very much for supporting us and of course thank you

büyük bir seyirci teşekkür ederim bizi desteklediğiniz için çok teşekkür ederim ve tabii ki

very much also can I say a big thank you once again to a lovely lovely lady

çok teşekkür ederim ayrıca sevimli sevimli bayan Andrea Santi'ye bir kez daha büyük bir teşekkür edebilir miyim

Andrea Santi thank you very much for your

lovely donation during the week apparently it is also a Christmas

hafta boyunca yaptığınız güzel bağış için çok teşekkür ederim görünüşe göre bu aynı zamanda bir Noel

present is well for me so thank you very much and of course if you wish to make a

hediyesi. benim için çok teşekkür ederim ve tabii ki

small donation through PayPal you can there it is there is the address under

PayPal aracılığıyla küçük bir bağış yapmak isterseniz, orada yapabilirsiniz,

the screen right now just underneath me have you got it I hope so that's very

şu anda ekranın altında adres var, hemen altımda, aldınız mı, umarım bu çok

nice there is someone at the moment in the

güzel biri var şu anda

live chat with a very interesting name this is something that we mentioned

canlı sohbette çok ilginç bir isimle bu

actually last week there is some what in the live chat called grammar nazi' oh

aslında geçen hafta bahsettiğimiz bir şeydi canlı sohbette gramer nazi' denen bir şey var oh

yes now we mentioned this at the end of last week didn't wait now I was thinking

evet şimdi bundan geçen haftanın sonunda bahsetmiştik şimdi beklemedik Kendi

to myself what is a grammar nazi' do you think it's a good idea to mention it now

kendime dilbilgisi nazisinin ne olduğunu düşünüyordum, şimdi bundan bahsetmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun

Steve yes why not yes to my mind it meant while the Nazis were

Steve evet neden evet olmasın bana göre bu, Nazilerin

very very dictatorial and and and what we will

çok çok diktatör olduğu ve ve ve

know what the Nazis are so III think it's quite a good I think it sort of was

Nazilerin ne olduğunu bileceğimiz anlamına geliyordu. yani III bence bu oldukça iyi bence

saying that this person is very strict and correct with their grammar that's it

bu kişinin dilbilgisi konusunda çok katı ve doğru olduğunu söylüyordum

I've actually got the definition on the screen right now so a grammar nazi this

aslında şu anda ekranda tanımı aldım yani bir dilbilgisi nazi bu

is from the urban dictionary by the way can I just recommend the urban

şehir sözlüğünden bu şekilde kentsel sözlüğü tavsiye edebilirim,

dictionary it is a great service available online and they give you lots

bu çevrimiçi olarak kullanılabilen harika bir hizmettir ve size pek

of colloquial words and expressions things that also might not appear in for

çok konuşma dili ve ifade verirler, örneğin Oxford İngilizce Sözlüğü'nde de bulunmayabilir,

example the Oxford English Dictionary so grammar nazi' is a person who uses

bu nedenle dilbilgisi nazi', uygun dilbilgisi kullanan bir kişidir.

proper grammar at all times especially online and in emails and also chat rooms

her zaman, özellikle çevrimiçi ve e-postalarda ve ayrıca sohbet odalarında

and instant messaging services and also web boards they are a proponent a

ve anlık mesajlaşma hizmetlerinde ve ayrıca web panolarında onlar

proponent of grammatical correctness proponent is a person who pushes for

dilbilgisi doğruluğunun savunucusudurlar savunucu,

things to be done in a certain way so if you are a proponent of grammatical

işlerin belirli bir şekilde yapılması için baskı yapan bir kişidir, bu yüzden eğer bir savunucuysanız

correctness that means you are always telling people how to use grammar

Bu, insanlara her zaman dilbilgisini nasıl

correctly or how to spell correctly so there it is I hope that's useful you can

doğru kullanacaklarını veya nasıl doğru heceleyeceklerini söylediğiniz anlamına gelir, bu yüzden umarım bu yararlıdır

also stop the video and make a note of that so that's something we mentioned

ayrıca videoyu durdurabilir ve bunu not edebilirsiniz, böylece geçen hafta bahsettiğimiz bir şeydi

last week and I wasn't sure if it was a good idea to talk about it but it is

ve ben değildim 'Tabii bunun hakkında konuşmak iyi bir fikirdi ama bu

something that is mentioned quite a lot and there is also another one as well so

çokça bahsedilen bir şey ve bir tane daha var yani

there's grammar nazi' what's the other one that some people say as well I can't

gramer nazi var' diğerinin ne olduğunu da bazılarının söylediğini yapamam.

remember bought it oh I remember there was an episode of the comedy program

hatırlıyorum satın almıştım oh hatırlıyorum Seinfeld komedi programının bir bölümü vardı,

Seinfeld where there was a guy who worked in a soup cafe oh yeah and he was

burada bir çorba kafesinde çalışan bir adam vardı oh evet ve

very strict and they called him the Soup Nazi because he was very very strict

çok katıydı ve ona Çorba Nazisi diyorlardı çünkü o çok çok katıydı

very almost he got angry over everything especially if people disrespected his

neredeyse her şeye kızgın, özellikle de insanlar çorbasına saygısızlık ettiyse

soup and and the particular way that he wanted to serve it in a certain way and

ve ve belirli bir şekilde onu belirli bir şekilde servis etmek istediyse ve

you had to queue up didn't you in an orderly

sıraya girmek zorunda kaldıysanız,

fashion in this particular and this particular comedy sketch but yes anybody

bu belirli ve bu özel komedi skeçinde ama evet,

who's an artsy of anything that means they're very strict about you could you

kim olan herkes herhangi bir şeyin gösterişli olması, senin hakkında çok katı oldukları anlamına gelir,

could be an English not so you couldn't you I suppose so well well grammar nazi'

bir İngiliz olabilir miydin, o yüzden yapamazdın sanırım o kadar iyi dilbilgisi nazi'si

kind of covers that but I'm sure a lot of people might find that it's offensive

bunu kapsıyor ama eminim birçok insan bunu bulabilir

talking about it but it is it is a real expression that is used even though I

bunun hakkında konuşmak saldırgan ama gerçek bir ifade,

have noticed that the the Oxford English Dictionary doesn't have it in there

Oxford İngilizce Sözlüğünde olmadığını fark etsem de

doesn't use it but it is available elsewhere for the definition and of

kullanmıyor ama başka bir yerde tanım için mevcut ve

course we showed it earlier as well so can I just recommend the Urban

tabii ki daha önce de göstermiştik bu yüzden sadece internette mevcut olan Urban Dictionary'yi önerebilir miyim Sponsorları

Dictionary it is available on the internet I'm not being sponsored by them

tarafından desteklenmiyorum

I don't get any money from them but they are a very good service for for looking

onlardan hiç para almıyorum ama aramak ve bulmak için çok iyi bir hizmet

up and finding those words that are are normally hidden from view words and

normalde görünmeyen bu kelimeler kelimeler ve

phrases and of course sometimes very naughty words as well rude words so I

deyimler ve tabii ki bazen çok yaramaz kelimeler ve kaba kelimeler bu yüzden

hope you enjoyed that it's been a very busy one today certainly has do you want

umarım beğenmişsinizdir bugün çok yoğun geçti kesinlikle var gidip

me to go and fetch my special herbal teas would you like to get your herbal

özel bitki çaylarımı getirmemi ister misiniz? bitki çayınızı almak ister misiniz bayım?

tea mr. mr. Steve I don't know why mrs. anytime mr. Steve wants to get his

Bay. Steve neden bilmiyorum bayan. her zaman bay Steve

herbal tea so yes you are more than welcome Steve if you want to get your

bitki çayını almak istiyor, bu yüzden evet, rica ederiz Steve, eğer

herbal tea off he goes he'll be back in a moment don't worry we have another

bitki çayını almak istersen gider, birazdan döner, merak etme,

twelve minutes to go and then we are going to go let's have a look on the

on iki dakikamız daha var ve sonra gidiyoruz. gidip canlı sohbete bir göz atalım

live chat I sometimes get told off for forgetting about the live chat grammar

bazen canlı sohbet dilbilgisi

nazi' yes are you a native English speaker someone says on the live chat hi

nazi'sini unuttuğum için azarlanırım' evet ana dili İngilizce olan biri canlı sohbette diyor ki merhaba

everyone from France watching in Bergerac there was a TV show here in the

Fransa'dan herkes Bergerac'ta izliyor burada bir TV programı vardı

UK called Bergerac about a police detective a tobacco a tobacco Nazi is a

Birleşik Krallık'ta Bergerac'ı aradı bir polis dedektifi hakkında bir tütün bir tütün Nazi, sigaranın

person who wants an absolute ban on smoking Thank You Swann yes that's the

mutlak olarak yasaklanmasını isteyen bir kişidir Teşekkürler Swann evet hatırlamaya

one I was trying to remember that's what I was trying to remember

çalıştığım buydu hatırlamaya çalıştığım şey buydu

I was trying to remember tobacco Nazi a person who is very very much an anti

tütün Nazi'yi hatırlamaya çalışıyordum sigara içmeyen bir kişi ikiz

smoker to show to my twin flam how much he was addicted to coffee I spilled

alevime ne kadar kahve bağımlısı olduğunu gösterecek

coffee beans and sugar on the floor thank you

just Sandra for that so that he had to clean up the space so you threw the

coffee in the sugar around I do hope he is now cleansing his body so when you

Etrafındaki şekerli kahve umarım şimdi vücudunu temizliyor yani

say your twin flam what what does that mean

twin flam dediğin zaman bu ne anlama geliyor

I don't know what that means twin flam I've never heard that expression before

bilmiyorum twin flam ne demek bu boom-boom daha önce hiç duymamıştım

boom-boom is the set is the name of a song that says Jamal yes I think so

set Jamal diyen bir şarkının adı evet sanırım yani bugünün gizemli deyimlerine

let's have a look at once again at today's mystery idioms the mystery

bir kez daha bakalım gizemli

idioms of course I almost forgot them today but here they are so the mystery

deyimler bugün neredeyse unuttum ama işte buradalar yani gizemli

idiom the first one and the second one I think this one is very easy so there

deyim birinci ve ikinci Bence bu çok kolay, o yüzden

they are the mystery idioms I will give you the answers in around about ten

gizemli deyimler var, gitmeden yaklaşık on

minutes before we go mr. Steve has returned with something in his hand

dakika önce size cevapları vereceğim. Steve elinde bir şeyle geri döndü,

what do you have in your hand mr. Steve oh well let's put your microphone on

elinizde ne var bayım? Steve oh pekala, mikrofonunu açalım,

that helps I've got a selection of various herbal teas which I enjoy from

bu yardımcı olur, zaman zaman keyif aldığım çeşitli bitki çaylarından bir seçkim var

time to time and should I show the first one go on this what I'm not promoting

ve

this particular range but there is a nice range we can get in supermarkets

bu belirli yelpazeyi tanıtmadığımı ilkine göstermeli miyim? Süpermarketlerde

here called pukka teas and they come in a whole variety of different flavours

pukka çayları olarak adlandırılan güzel bir dizi ve çok çeşitli farklı tatlar var

because one is this one is elderberry and echinacea what what the heck what

çünkü biri bu mürver ve ekinezya ne halt

the heck is echinacea so oh this gorgeous well elderberry with elderberry

ekinezya bu yüzden oh bu muhteşem mürver ve mürver

is is a dark coloured berry of course and echinacea is is is a horrible it's

bir koyu renkli dut elbette ve ekinezya korkunç bir

supposed to boost your immune system okay elderberry is supposed to do the

bağışıklık sisteminizi güçlendirmesi gerekiyor tamam mürver de aynısını yapmalı

same so this one is it's a very dark it comes out as like a purpley drink and I

yani bu çok koyu morumsu bir içecek gibi çıkıyor ve

like to put honey in it afterwards so the colour is purple colour is purple

içine bal koymayı seviyorum daha sonra renk mor,

because of the elderberries and the echinacea is sort of a pinky color and

mürver yüzünden mor ve ekinezya bir çeşit pembemsi bir renk ve

that's supposed to help you with your immune system and but it's delicious

bunun bağışıklık sisteminize yardımcı olması gerekiyor ve balla lezzetli,

with honey absolutely tastes gorgeous so I love

tadı kesinlikle harika, bu yüzden

that one and here's another one these beet pukka teas are sort of based

onu seviyorum ve işte bir diğeri bu pancar pukka çayları

on to the indian tea interest indian tea that's nice if anybody ever tried indian

tea it's a bit like it's a bit like sort of british dark teas we have here but

bir nevi hint çayına dayalıdır.

it's got all sorts of other herbs and spices like cardamom good couldn't

kakule gibi baharatlar iyi

describe that could you describe that as black tea yes black tea is what I meant

tarif edemezsiniz bunu siyah çay olarak tarif edebilir misiniz evet yeşil çayın aksine siyah çay demek istedim

to say as opposed to green tea I think black tea is green tea that's been sort

sanırım siyah çay biraz fermente edilmiş yeşil çay

of fermented a bit I think green tea goes black when it's

yeşil çayın siyah olduğunu düşünüyorum belirli

sort of treated or fermented in a certain way so green tea is the natural

bir şekilde işlendiğinde veya fermente edildiğinde, yani yeşil çay doğal

tea and black tea is something has done to it in a process that turns it black

çaydır ve siyah çay, onu siyaha çeviren bir işlemde ona yapılan bir şeydir,

so you might say that it's sort of fermented I think it's I think the word

bu yüzden bir tür fermente olduğunu söyleyebilirsiniz, sanırım bu kelime sanırım

is fermented it's sort of left to stew of it they do something with it I'm not

fermente edilmiş, yahniye bırakılmış, onunla bir şeyler yapıyorlar,

entirely sure but here's another one liquorice and cinnamon so liquorice and

tam olarak emin değilim ama işte başka bir meyankökü ve tarçın yani meyankökü ve

cinnamon so that one smells uh-oh cinnamon that's got a very a new like

tarçın, böylece insan uh-oh tarçın kokuyor, bu çok yeni bir

cinnamon don't you mr. don't I absolutely love cinnamon though there's

tarçın gibi don' siz bayım Tarçını kesinlikle sevmiyor muyum, gerçi

a breakfast cereal that has cinnamon in it and I'm absolutely crazy about that

içinde tarçınlı bir kahvaltılık gevrek var ve bu konuda kesinlikle çıldırıyorum evet

yes sit apparently Eugene says I like cinnamon and Blackberry her bill tea oh

otur görünüşe göre Eugene tarçın ve böğürtleni sevdiğimi söylüyor onun çayını oh

that sounds nice and again this one kid this come one come that a brown color

bu kulağa hoş geliyor ve yine bu bir çocuk bu bir gel gel o kahverengi bir renk bu şu ki

it's this is that very warming is warming and licorice is warming you

çok ısınmak ısınmak ve meyankökü ısınmak

had that on a cold day with her with some honey or something and and it said

soğuk bir günde onunla biraz bal falan içtin ve

what makes you sort of just feel warm from the inside out here's another one

seni içten dışa sıcak hissettiren şeyin ne olduğunu söyledi işte bir tane daha

which if you're feeling a bit excited or if you can't sleep very well this is a

biraz heyecanlı hissediyorsanız veya çok iyi uyuyamıyorsanız, bu

traditional herbal remedy chamomile chamomile tea or chamomile infusion I

geleneksel bir bitkisel ilaçtır papatya çayı veya papatya çayı

think a lot of people are going to be familiar with this if you want to go and

have a good night's sleep chamomile which is a which is a kind of herb it's

iyi bir gece uykusu Papatya bir tür bitkidir

supposed to calm you down before you go to sleep of course if you have too much

uyumadan önce sizi sakinleştirmesi gerekir tabii ki çok fazla içerseniz

of it you'll wake up in the night want to go to the toilet so I don't like

gece uyanırsınız tuvalete gitmek istersiniz o yüzden ben ben yatmadan

having lots of lots to drink before I go to bed cause you always wake up about

önce çok fazla içki içmekten hoşlanmıyorum çünkü her zaman yaklaşık

four hours later I wanted to go to the loo oh here's an interesting one this is

dört saat sonra uyanıyorsun tuvalete gitmek istedim oh işte ilginç bir şey bu

something that we're going to both enjoy with the French leo says do you know

ikimizin de fransızlarla keyif alacağı bir şey leo,

KOPI Luwak or Luwak it is a bit special an animal will eat the coffee and after

KOPI Luwak veya Luwak'ı biliyor musun, biraz özel olduğunu söylüyor, bir hayvan kahveyi yiyecek ve

the people will take the poo to make the drink it is not a joke it is a bit

insanlar içkiyi yapmak için kakasını yaptıktan sonra şaka değil, biraz

special this tea don't like the sound of that so what they do they get an animal

özel, bu çayın sesini beğenmedim bunun için ne yapıyorlar bir hayvan alıyorlar

I don't know which animal it is with so so you have to you have to get the

hangi hayvanla olduğunu bilmiyorum bu yüzden

animal to eat the coffee and then they have a big poo yes look we're talking

hayvana kahveyi yedirmelisin ve sonra büyük bir kakaları var evet bak

about poo yeah every week it's a poo moment once again so that and then then

kakadan bahsediyoruz evet her hafta bir kez daha kaka anı oluyor ve sonra

they take the poo and then they make coffee from the poo it took to be honest

kakayı alıyorlar ve sonra kakadan kahve yapıyorlar, dürüst olmak gerekirse tadı biraz kakaya benzeyen

I sure I've had some coffee that has tasted a bit like poo I've heard of

kahve içtiğime eminim

something similar where you yes I have heard of something similar where you

benzer bir şey, evet, benzer bir şey duydum,

grind up the feces of an animal roast it and yeah you can make coffee out of it

bir hayvanın dışkısını öğütürsün, onu kızartırsın ve evet, bundan kahve yapabilirsin

oh isn't that disgusting oh you'll have bad breath after that one

oh o kadar iğrenç değil mi oh bundan sonra nefesin kötü kokacak

you'll definitely have bad breath having coffee made from do apparently

sen' Görünüşe göre kahve yaparken kesinlikle nefesiniz kötü kokacak, görünüşe göre

its it Amanda says is it a weasel what what

Amanda diyor ki bu bir gelincik mi ne

did you just squeeze it do you you just squeeze the weasel and all all the poop

sıktınız onu sadece gelincik mi sıkıyorsunuz ve tüm kaka

comes out into your coffee cup I don't like the sound of that none of that is

kahve fincanınıza çıkıyor Ben sevmiyorum bunların hiçbiri

good coffee gives you bad breath coffee from ground up faeces is definitely gonna

iyi değil kahve ağız kokusuna neden olur öğütülmüş dışkıdan gelen kahve kesinlikle nefesinizin

give you a bad breath I don't I don't think yes yes that's that's probably the

kötü kokmasına neden olur zannetmiyorum evet evet muhtemelen bu

reason why some people have bad breath maybe they've been making their coffee

yüzden bazı insanların ağız kokusu olabilir Kahvelerini

from OOP I can I have that cup of coffee two hours ago I can still taste it

OOP'tan yapıyorum O fincan kahveyi iki saat önce alabilir miyim Hala tadabiliyorum

I sure my breath is foul apparent apparently this particular coffee is

Nefesimin kötü olduğundan eminim görünüşe göre bu özel kahve

also very very expensive but it gets worse this this story gets worse well

de çok çok pahalı ama daha da kötüye gidiyor bu hikaye daha da kötüye gidiyor iyi

some people drink their own urine don't they there's a there's another thing

bazı insanlar kendi idrarını içiyor değil mi

talking about funny drink what yes they do

komik içkiden bahseden başka bir şey daha var

it's stop it that's it what we're going to go into that but obviously there is

there is there are certain people who think what a benefit stop it does they

bir fayda dur onlar

steve - steve... shut up stop stop saying these things and I'm thinking bad

steve - steve... kapa çeneni dur bunları söylemeyi bırak ve kötü

breath apparently just Sandra says twin flame I don't know what you mean do you

nefes düşünüyorum görünüşe göre sadece Sandra ikiz alev diyor ne demek istediğini bilmiyorum

mean your partner - Sandra when you say twin flame do you mean your partner do

partnerini mi kastediyorsun - Sandra derken ikiz alev eşini mi kastediyorsun

you mean your other half your plane the person the person you are romantically

diğer yarısını mı kastediyorsun uçağını kişi romantik olarak

connected to flame Time Lord is here hello Time Lord yeah we drink coffee

alevle bağlandığın kişiyi Zaman Lordu burada merhaba Zaman Lordu evet

with Turkish Delight ah oh yes tell just you lie - I love - Oh Steve

Türk Lokumu ile kahve içeriz ah oh evet sadece sana yalan söyle - seviyorum - Oh Steve

now look what you've done Steve people now are saying my young my young he

şimdi bak ne yaptın Steve halkı şimdi gençliğimi söylüyor

Hayes says urine is good for your skin like I know no it isn't stop it stop -

Hayes idrarın cildin için iyi olduğunu söylüyor sanki hayır durmuyor dur -

stop saying these things I knew where as soon as I said it I knew I said there

bu şeyleri söylemeyi bırak nerede olduğunu bildiğim anda dedim ki biliyordum herkesin

something that would be controversial in everyone stop encouraging stop

içinde tartışmalı olacak bir şey söyledim cesaretlendirmeyi bırakın

encouraging mr. Steve to say these things it put me off my tee

cesaretlendirmeyi bırakın bayım. Steve'in bunları söylemesi beni tişörtümden uzaklaştırdı

I'm having lovely salmon tonight again my son D salmon and and to be honest all

Bu gece yine çok güzel somon balığı yiyeceğim oğlum D somonu ve ve dürüst olmak gerekirse tüm

this talk of drinking poop is putting me off my my lovely salmon supper with

bu kaka içme konuşması beni güzel somon akşam yemeğimi

glass all has made mr. Steve will be making later Oh

camla yapmaktan alıkoyuyor Bay. Steve daha sonra yapacak Ah,

apparently it's from the Mongoose the stomach of the Mongoose says TS TIA

görünüşe göre bu Firavun Faresinden, Firavun Faresinin midesi diyor ki TS TIA

does the Mongoose survive the is this some some horrible form of animal

Firavun Faresi hayatta kalıyor mu, burada bahsettiğimiz hayvan zulmünün korkunç bir türü mü?

cruelty we're talking about here I hope not mystery idiom time let's give away

Umarım gizemli bir deyim değildir zaman hadi

the answers to the mystery idioms because we are going in a moment Oh mr.

cevapları verelim gizemli deyimlere çünkü birazdan gidiyoruz Oh mr.

Duncan don't go please lots of people are going to say please don't go can you

Duncan gitme lütfen birçok insan lütfen gitme diyecek misin

please stay we'll be back forever the mystery idioms are here so

lütfen kal sonsuza kadar geri döneceğiz gizemli deyimler burada bu yüzden

the answers are coming right now so here is the first one I think it did anyone

cevaplar şu anda geliyor bu yüzden işte ilk bence geldi

get this I think a couple of people got this right and the answer is the final

bunu anlayanlar sanırım birkaç kişi bunu doğru anladı ve cevap bardağı taşıran son

straw or the last straw the meaning is a further difficulty or annoyance that

damla ya da bardağı taşıran son damla anlamı, bir durumu katlanılmaz hale getiren

comes on top of a series of previous difficulties that makes a situation

önceki bir dizi zorluğun üstüne gelen daha fazla zorluk ya da can sıkıntısıdır.

unbearable you cannot take any more this latest difficulty is the final

daha fazla bu son zorluk bardağı taşıran son

straw all or of course the last straw and the second one the second mystery

damla ya da tabii ki bardağı taşıran son damla ve ikincisi ikinci gizemli deyim

idiom I thought this was quite easy quite a few people got this right so

bunun oldukça kolay olduğunu düşündüm epeyce insan bunu doğru anladı çok

well done congratulations steal the limelight or of course you could say

iyi tebrikler ilgi odağını çal ya da tabii ki

steal the spotlight so if you steal the limelight limelight it means to take

çal diyebilirsin spot ışığı yani ilgi odağını çalarsanız, bu

away or distract attention from one or more people to rob someone of their MO

bir veya daha fazla kişinin dikkatini çekmek veya dikkatini dağıtmak anlamına gelir, birinin MO'sunu çalmak,

to shine or stand out by drawing attention to yourself is to steal the

parlamak veya dikkati kendinize çekerek öne çıkmak, ilgi

limelight or of course I suppose you can also say steal the spotlight so there

odağını çalmak veya tabii ki yapabilirsiniz ayrıca ilgi odağını çal ki

are the answers to today's mystery idioms I thought they were quite good

bugünün gizemli deyimlerinin cevapları olsun. bence oldukça iyiydiler

ones today you've accused me of stealing your limelight haven't you mr. Duncan

bugün beni ilgi odağını çalmakla suçladın, değil mi bayım? Duncan

sometimes mr. Steve likes to steal my limelight because sometimes he's just a

bazen bay. Steve ilgi odağımı çalmayı seviyor çünkü bazen

little too clever for his own good now I don't know what you mean mr. Duncan stop

kendi iyiliği için biraz fazla zeki oluyor, şimdi ne demek istediğinizi anlamıyorum Bay. Duncan ilgi

it stop trying to steal my limelight so moi? I believe you are going to be busy

odağımı çalmayı bırak, yani moi?

over the next few weeks Steve I'm going to be very busy over the next few week

Önümüzdeki birkaç hafta meşgul olacağına inanıyorum Steve Önümüzdeki birkaç hafta çok meşgul olacağım

will you still be here yes I will still be here there'll be one Sunday when I

hala burada olacak mısın evet hala burada olacağım bir Pazar günü ben

won't be here in February ah I won't be here on the 17th oh dear so please make

olmayacağım burada şubatta ah 17 sinde burada olmayacağım canım lütfen

a note the 17th of February mr. Steve will not be here but we will hopefully

17 şubatı not edin bayım. Steve burada olmayacak ama umarım

do some recorded things so mr. Steve will be here but not live on the 17th of

kaydedilmiş bazı şeyler yaparız, bu yüzden bay. Steve burada olacak ama 17 Şubat'ta canlı olmayacak, içinde yer alacak

February you can find somebody else to stand in you know who would want to come

başka birini bulabilirsin, bu programa kimin gelmek isteyeceğini

on this show Ken can you think of anyone Steve who would want to come on here

biliyorsun, Ken, aklına Steve'in buraya gelmek isteyebilecek biri var mı, ister

would you want would you like to come on who wants to come on the show instead of

miydin? hadi hadi Steve yerine gösteriye gelmek isteyen gören var

Steve anyone see I told you answers on a postcard

mı sana kartpostalda cevap ver dedim

not a single person yes I'm busy because I'm learning I've got a part in an

tek bir kişi değil evet meşgulüm çünkü öğreniyorum

amateur dramatic production of The Mikado which is a Gilbert and Sullivan

Mikado'nun amatör dramatik yapımında rolüm var Dört gözle beklediğim bir Gilbert ve Sullivan

operetta which I'm very much looking forward to and I've got to learn my part

opereti ve bunda üzerime düşeni öğrenmem gerekiyor ve

in that and it's on the 17th of February so I'm getting very excited and because

17 Şubat'ta bu yüzden çok heyecanlanıyorum ve

it's out of copyright because it's over 100 years old yeah mr. Duncan has said

telif hakkı kalmadığı için bitti çünkü 100 yaşında evet bayım Duncan, gelecekte

would I be willing to maybe sing a few little songs a few passages from it in

birkaç küçük şarkı söylemeye istekli olup olmayacağımı söyledi

future bless and so yes the answer is yes I will and so yes

there's something to look forward to so mr. Steve is going to hopefully give

. Steve

us some live singing performances but not today can you hold it up again Steve

bize bazı canlı şarkı performansları sunacak ama bugün değil, onu tekrar tutabilir misin Steve

there we go that's it The Mikado so that is the show that is a musical composed

işte başlıyoruz Mikado yani bu gösteri

by Gilbert & Sullivan lots and lots of I suppose you could

Gilbert & Sullivan tarafından bestelenen bir müzikal ve pek çok sanırım sen yapabilirsin

call them operas comic comic operas and the LBC forming comedy you will be

onlara operalar komik komik operalar ve LBC'yi oluşturan komedi deyin,

performing so some songs comic opera yes it's great fun I love it and I've never

bazı şarkılar komik opera evet bu çok eğlenceli Bunu seviyorum ve

done this one before of girls lots of the Gilbert and Sullivan operators but

bunu daha önce kızların çoğu Gilbert ve Sullivan operatörüyle hiç yapmadım ama

not this one of course one of the things that Gilbert and Sullivan do they give

bu değil Elbette Gilbert ve Sullivan'ın yaptığı şeylerden biri

their shows a name but then they give it an alternate name as well so hold it up

şovlarına bir isim veriyorlar ama sonra alternatif bir isim de veriyorlar, bu yüzden

again so that's what it says The Mikado or what does that say

tekrar kaldırın, böylece Mikado ya da

the town of titty Pooh titty Pooh it's a made-up name because the theme this is

titty Pooh kasabası titty Pooh ne diyor? uydurma bir isim çünkü tema

based on a Japanese theme Lister operetta

bir Japon temasına dayanıyor Lister operet

the town of titty Pooh I think when it was written probably 1880 somewhere

titty Pooh kasabası Sanırım oralarda bir yerde muhtemelen 1880'de yazıldığında

around there someone will correct me there was a lot of interest in Japanese

biri beni düzeltecektir İngiltere'de Japon kültürüne çok ilgi vardı.

culture in England at a time and there were lots of scenes of Japanese people

Bir zamanlar Japon halkının birçok sahnesi vardı

and and coach has seen on vases and fans and things like that so they wanted to

ve koç vazolarda, yelpazelerde ve bunun gibi şeyler gördü, bu yüzden

write something about that it was a topical subject everyone was excited

bunun güncel bir konu olduğu hakkında bir şeyler yazmak istediler,

about it in England at the time because a lot of people hadn't seen very much

o zamanlar İngiltere'de herkes bu konuda heyecan duyuyordu çünkü çok İnsanların %100'ü

about Japanese culture so they wrote a little comic opera about it okay so that

Japon kültürü hakkında pek bir şey görmemişti, bu yüzden onun hakkında küçük bir komik opera yazdılar, tamam, yani

sound is not politically you think would be politically incorrect but I think it

ses politik olarak değil, politik olarak yanlış olacağını düşünüyorsunuz ama bence

I don't think it is at all now it's very it's for done in a very sympathetic way

öyle, şimdi hiç sanmıyorum, çok fazla çünkü çok sempatik bir şekilde yapıldı

our adass says yes light opera is an operetta light opera that correct is

bizim adas evet hafif opera bir operet hafif operadır bu doğru

absolutely correct spot-on so we're not we're not doing Pavarotti you know we're

kesinlikle doğru spot-on yani Pavarotti yapmıyoruz biliyorsunuz

not doing the sort of Merchant of Venice it's all very low or

Venedik Taciri gibi yapmıyoruz hepsi çok düşük veya

very low key but lovely tunes and lovely melodies perhaps you enjoy me mr. Duncan

çok düşük tonlu ama güzel melodiler ve güzel melodiler belki benden hoşlanırsınız bayım. Duncan

apparently this the the 17th is a Saturday correct

görünüşe göre bu ayın 17'si bir Cumartesi doğru

okay well we're now on the 18th the 17th the eighth we've got two performances

tamam peki şimdi 18'indeyiz 17'sinde ve 8'inde iki performansımız var

one on the 17th and one of the 18th you see our viewers are smart cookies

biri 17'sinde ve biri 18'inde.

they really are yes no yes eyes on your listeners your viewers there's no flies

evet gözler dinleyicilerinizin üzerinde sinek yok üzerlerinde sinek yok

on them know about me if you want us next time this time next week that's a

beni bilin gelecek hafta bu sefer bizi isterseniz bu

good expression Deary me mother monkey flies on me I've been sitting still for

güzel bir ifade canım ben anne maymun üzerime uçar asırlardır hareketsiz oturuyorum

ages yes you oh I see the shirt you're wearing looks like an eight a newspaper

evet sen oh görüyorum giydiğin gömlek sekizli bir gazete

board Oh does it yeah I've had this shirt for years but every time I wear it

panosuna benziyor Ah öyle mi evet bu gömleği yıllardır giyiyorum ama her giydiğimde

people say oh that's an interesting shirt where did you get that from I've

insanlar oh bu ilginç bir gömlek bunu nereden aldın

had about 10 years yes interesting is one word you could use I suppose but

yaklaşık 10 yıldır yaşıyorum diyor evet ilginç, kullanabileceğin bir kelime sanırım ama

it's very the word I want to use is garish I don't know what it's supposed

kullanmak istediğim kelime gösterişli Neyi temsil etmesi gerektiğini bilmiyorum

to represent really it looks like a newspaper stand I turned up to this one

gerçekten bir gazete bayisine benziyor Buna baktım

sweet there was a I was in this big choir in Birmingham and they were having

tatlı bir şey vardı Birmingham'daki bu büyük koroda ve

an event which only happens I think every I think it was that 20th

sadece gerçekleşen bir etkinlik yapıyorlardı sanırım her 20.

anniversary something like that and I didn't realize you were supposed to turn

yıl dönümü böyle bir şeydi ve siyah kravatla gelmen gerektiğini fark etmemiştim.

up in black tie which is a bow tie in a dinner suit oh ok because I had missed

akşam yemeği takımı oh tamam çünkü

that particular email so I turned up in this Oh

o e-postayı kaçırmıştım, bu yüzden buna geldim Oh,

so everyone else was dressed in black time everyone else was wearing a bowties

böylece herkes siyah giyinmişti, diğer herkes papyon takıyordu

because it was a big event with a meal and everything and speeches and I turned

çünkü bu yemek , her şey ve konuşmalarla büyük bir olaydı ve ben

up in this I felt embarrassed all night I can tell you I wanted to sit in a

geldim bu bütün gece utandım diyebilirim size bir

corner and hide away another mr. Steve faux-pas read the emails carefully when

köşeye oturup bir bay daha saklanmak istedim. Steve faux-pas, bunun gibi etkinliklere kıyafet kuralına göre davet aldığınızda e-postaları dikkatlice okuyun

you get invites to events like that on the dress code Sylvia Sylvia says the

Sylvia Sylvia

shirt is very funky funky funky I hope the YouTube subtitles get

gömleğin çok harika olduğunu söylüyor

that ride funky funky funky thank you let's just keep saying funky and see

what YouTube does with that word whether they put the proper word or the the rude

YouTube'un bu kelimeyle yaptığı şey, uygun kelimeyi mi yoksa kaba

word funky having a look now to see who this shirt is by okay give them a plug

kelimeyi mi koyduk korkak bu gömleğin kim olduğunu görmek için şimdi bir göz atın tamam onlara bir fiş verin

it's by a clothing company called blue ink blue ink spell I N C oh I see so like

blue ink adlı bir giyim şirketi tarafından blue ink büyüsü I N C oh anladım

like blue incorporated it could well be Oh fancy pants

mavi gibi dahil edilmiş olabilir pekala olabilir Oh süslü pantolon

or should I say fancy shirt we'll see you next week Steve yes that's it we do

ya da süslü gömlek mi demeliyim haftaya görüşürüz Steve evet bu kadar

what we are now in overtime overtime do we get do I get paid extra for that no

fazla mesaide yaptığımız şeyi yapıyoruz fazla mesai alıyor muyuz bunun için fazladan para alıyor muyum hayır değil

not a penny never paid me anything you know so let's have a last look at the

penny bana bildiğin hiçbir şeyi ödemedi, bu yüzden canlı sohbete son bir kez bakalım

live chat and then we are going to go down the road faux pas yes thank you era

ve sonra gaf yapacağız evet teşekkür ederim era

des a faux pas is a mistake or an error you make something you do do something

des a gaf bir hata veya hatadır bir şey yaparsın bir şey yaparsın

incorrectly which of course comes from the French word for false step false

yanlış olan, elbette Fransızca yanlış adım yanlış

step mr. Duncan mr. Steve greetings from Recife or a Keef in Brazil I've had a

adım mr kelimesinden gelir. Duncan bey Brezilya'daki Recife veya Keef'ten Steve selamlar

lot of fun today and I'm looking forward to next Sunday too

Bugün çok eğlendim ve gelecek Pazar gününü de

thank you very much Mikado is the Emperor of Japan by the way yes that is

dört gözle bekliyorum çok teşekkür ederim Mikado bu arada Japonya İmparatoru evet bu

correct ah Steve knows these things I should do

doğru ah Steve bu şeyleri biliyor Yapmalıyım ben de varım bayım

I'm in it you sir you certainly are in it up to your neck Belarus yeah hello

kesinlikle boynunuza kadar içindesiniz Belarus evet merhaba

Belarusian the time is over how sad yes I know we have to go now lots of people

Belarusça zaman geçti ne kadar üzücü evet biliyorum şimdi gitmemiz gerekiyor birçok insan

are joining us but sadly we have come to the end of the show I'm hungry are you

bize katılıyor ama ne yazık ki geldik. şovun sonunda açım sen

yes what do you want to eat I'm gonna have some bread because we were we were

evet ne yemek istersin biraz ekmek alacağım çünkü biz öyleydik

we would we bought that bread yesterday yes and I know it's still in there this

o ekmeği dün alırdık evet ve hala orada olduğunu biliyorum bu aldığımız

delicious Tiger bread we bought some lovely bread yesterday so

lezzetli kaplan ekmeği dün çok güzel bir ekmek yedim, bu yüzden

Steve is now going to have some bread and butter

Steve şimdi biraz ekmek ve tereyağı yiyecek.

I'm having some bread and butter yes yes your your viewers are your bread and

Ben biraz ekmek ve tereyağı yiyorum evet evet izleyicileriniz sizin ekmek ve

butter mr. Duncan yes it is an expression it's an expression as well in

tereyağınızdır bay. Duncan evet bu bir ifade İngilizce'de de bir ifade

English so a person's bread and butter is their basic essentials the things

yani bir kişinin ekmeği ve yağı temel ihtiyaçları hayatta kalmak için

they need to survive all the things they need to continue it is your bread and

ihtiyaç duydukları her şey devam etmek için ihtiyaç duydukları her şey sizin ekmeğiniz ve

butter yes at work because I I'm in a sales job and at work they often say

tereyağınız evet işte çünkü ben Bir satış işinde ve işyerinde genellikle

you've got you a certain base of customers and maybe you're looking for

belirli bir müşteri tabanınız olduğunu ve belki de

new customers but they would say oh don't forget your bread and butter

yeni müşteriler aradığınızı söylerler, ancak ah, ekmek ve tereyağı müşterilerinizi unutmayın,

customers the ones that always that there every year don't neglect them the

her zaman orada olanları da söylerler. yıl onları ihmal etme ihtiyacın olanları

ones you need the ones you need they don't know don't neglect them ok we're

ihtiyacın olanları bilmezler ihmal etme tamam

going now that's it it's time to disappear we are going to end with mr.

gidiyoruz şimdi yok olma zamanı bay ile bitireceğiz.

Steve doing his physical exercises and don't forget you are back next week

Steve fiziksel egzersizlerini yapıyor ve unutma, haftaya döneceksin,

aren't you Steve I am back next week that is 100% certain he's back next week

değil mi Steve, gelecek hafta dönüyorum, gelecek hafta saat 3'te döneceğinden %100 eminim,

at 3 o'clock I will be back next Sunday let me just find the time if I can find

gelecek Pazar döneceğim, bırak onu bulayım. zaman,

the piece of paper with it on I have so much stuff here sitting around

üzerinde kağıt parçasını bulabilirsem, burada oturan o kadar çok şeyim var ki,

we are back of course every Sunday from 2 p.m. UK time don't forget every

elbette her Pazar saat 14: 00'ten sonra dönüyoruz. Birleşik Krallık saati, her

Sunday from 2 p.m. UK time we are live on YouTube capture later mr. Steve bye

Pazar saat 14:00'ten itibaren unutmayın. İngiltere saatiyle YouTube'da canlı yayındayız daha sonra yakalayın mr. Steve

for now there he goes mr. Steve has left the

şimdilik hoşçakal işte gidiyor bay. Steve binayı terk etti

building or at least he is going to leave now there he goes see you next

ya da en azından şimdi gidecek oraya gidiyor haftaya görüşürüz gitme

week it's time to go this is mr. duncan in the birthplace of

zamanı bu bay. duncan ingilizcenin doğum yerinde

English saying thanks for watching and I hope you've enjoyed the last 2 hours in

izlediğiniz için teşekkürler diyor ve umarım son 2 saati 10 dakikada beğenmişsinizdir

10 minutes exactly wow that is so precise we will

tam olarak vay canına bu o kadar kesin

see you next week stay happy stay healthy and of course you know what's

haftaya görüşürüz mutlu kalın sağlıklı kalın ve tabii ki sırada ne olacağını biliyorsunuz

coming next you know what's coming next yes everyone is writing it on the live chat...

sırada ne var evet canlı sohbette herkes yazıyor...

ta ta for now 8-)

ta ta şimdilik 8-)