STORM EUNICE is here! - L I V E / English Addict LIVE chat & Learning / Friday 18th FEBRUARY 2022

Do I really need to tell you what is going on at the moment?

Şu anda neler olduğunu sana gerçekten söylemem gerekiyor mu? Şu anda dışarıda da görebileceğiniz gibi,

You may have heard on the news that things here in

İngiltere'de işlerin biraz havadarlaştığını haberlerde duymuş olabilirsiniz

England are getting a little bit breezy, as you can see

right now outside.

.

Yes, it is windy.

Evet, rüzgarlı.

I thought I would come on for a short time

just to show you how bad things are at the moment.

Şu an işlerin ne kadar kötü olduğunu size göstermek için kısa bir süreliğine geleyim dedim.

Coming to you live from England right now, the U.K.

Şu anda İngiltere'den canlı yayında size, Birleşik Krallık

and especially the south east and south west of England

ve özellikle İngiltere'nin güneydoğusu ve güneybatısı, saatte 80 hatta 100 mile varan

is being battered by a very strong gale

a strong wind, if you will,

şiddetli bir rüzgar ve tabiri caizse kuvvetli bir rüzgar tarafından hırpalanıyor

with gusts of up to 80

and even 100 miles an hour.

.

In some parts of the country.

Ülkenin bazı bölgelerinde.

So some areas are going to get a lot of wind.

Bu yüzden bazı bölgeler çok fazla rüzgar alacak.

Let's just say

oh, my goodness.

Aman Tanrım diyelim.

It's a windy day, as you may have noticed.

Fark etmiş olabileceğiniz gibi rüzgarlı bir gün.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr. Duncan in England. How are you today?

Ben İngiltere'den Bay Duncan. Bugün nasılsın? İyi misin

Are you okay?

?

I hope so.

Umarım. Mutlu

Are you happy? I hope you are feeling good today.

musun? Umarım bugün iyi hissediyorsundur.

Something slightly different for today?

Bugün için biraz farklı bir şey var mı?

Yes, we are doing a live stream for a few moments.

Evet, birkaç dakikalığına canlı yayın yapıyoruz. Bu ülke hırpalanmışken

I thought it would be fun to come on as

gelmenin eğlenceli olacağını düşündüm

this country is battered.

.

It's a very strong word, I must say.

Bu çok güçlü bir kelime, söylemeliyim.

A very.

çok.

Some might say overdramatic word, but I don't think so.

Bazıları abartılı sözler söyleyebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Bence

I think the word better is is pretty good.

daha iyi kelimesi oldukça iyi.

It's a pretty good one to use, especially when you look out the window and you see this

Özellikle pencereden dışarı baktığınızda ve bunu gördüğünüzde, kullanımı oldukça iyi,

so there it is outside right now.

yani şu anda dışarıda.

Storm Eunice is now battering

Storm Eunice şu anda

the UK and across England, especially the south of England.

İngiltere'yi ve İngiltere genelinde, özellikle de İngiltere'nin güneyini vuruyor.

It is pretty bad, to say the least.

En hafif deyimiyle oldukça kötü.

And there you can see right now outside the view

Ve orada şu anda görebileceğiniz manzaranın dışında

I would say at the moment, the winds are around

, rüzgarlar saatte

70, maybe 75 miles an hour.

70, belki 75 mil civarında.

And that is the view right now outside

Ve şu anda stüdyo penceremin dışındaki manzara bu,

my studio window as we are

çünkü

receiving quite a lot of wind

oldukça fazla rüzgar alıyoruz

and not the type of wind that I normally have.

ve normalde sahip olduğum türden bir rüzgar değil.

If I was honest, there is another view.

Dürüst olmam gerekirse, başka bir görüş daha var.

So you can see how strong everything is today.

Böylece bugün her şeyin ne kadar güçlü olduğunu görebilirsiniz.

Hello to the live chat.

Canlı sohbete merhaba.

Hello to everyone.

Herkese merhaba.

Yes, we have made it all the way to the end of another week.

Evet, bir haftanın daha sonuna kadar geldik.

Just about although at the moment here in England,

Hemen hemen her ne kadar şu anda burada, İngiltere'de,

things are looking a little bit wild, to say the least.

en azından söylemek gerekirse, işler biraz vahşi görünüyor.

Quite wild.

Oldukça vahşi.

In fact, Yes, it is Friday, everyone.

Aslında, Evet, millet, bugün Cuma.

I hope you're having a good day

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur

and I hope your day is going a little bit less

ve umarım günün benimkinden biraz daha az

dramatically than mine.

dramatik geçiyordur.

To be honest.

Dürüst olmak gerekirse.

Do you believe?

İnanıyor musun?

You do believe? Yes.

İnanıyor musun? Evet.

It's Friday, everybody.

Bugün Cuma millet.

I hope you're having a good day. Where you are.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur. Neredesin.

It is very windy.

Çok rüzgarlı.

Oh, very interesting.

Çok ilginç.

Thank you for joining me today.

Bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim.

Yes, it is a very unusual live stream because I'm outside at the moment.

Evet, çok sıra dışı bir canlı yayın çünkü şu an dışarıdayım.

Well, I'm not outside but my camera is outside recording

Ben dışarıda değilim ama kameram dışarıda

the storm that has been forecast over the past two or three days.

son iki üç gündür tahmin edilen fırtınayı kaydediyor.

A lot of people saying that we are going to get a very strong storm.

Pek çok insan çok güçlü bir fırtınaya yakalanacağımızı söylüyor.

And guess what you can see right now outside the window.

Ve şu anda pencerenin dışında ne görebildiğini tahmin et .

It is very

Çok

windy.

rüzgarlı.

And I suppose I should also say hello to the live chat.

Ve sanırım canlı sohbete de merhaba demeliyim.

Nice to see you here today.

Bugün seni burada görmek güzel.

It's wonderful to see you back where you belong.

Seni ait olduğun yerde görmek harika.

It's a windy day.

Rüzgarlı bir gün.

Yes. Thank you very much for saying hello.

Evet. Merhaba dediğin için çok teşekkür ederim.

And thank you very much for joining me for this very unusual live stream.

Bu alışılmadık canlı yayında bana katıldığınız için çok teşekkür ederim .

I don't know how many people are going to be here,

Burada kaç kişinin olacağını bilmiyorum

but I did not advertise

ama

today's live stream I thought I would spend a few moments with you

bugünkü canlı yayının reklamını yapmadım. Bu alışılmadık anı paylaşmak için sizinle birkaç dakika geçireyim dedim

to share this rather unusual moment of time.

.

And we can share it all together.

Ve hepsini birlikte paylaşabiliriz.

Are you enjoying it so far?

Şimdiye kadar bundan zevk alıyor musun?

I hope so.

Umarım.

Hello.

Also to the live chat.

Merhaba.

Ayrıca canlı sohbete.

Thank you very much. Oh, hello, Vitesse.

Çok teşekkür ederim. Merhaba, Vitesse.

Vitesse, once again, you are the king of the first finger.

Vitesse, bir kez daha işaret parmağının kralı sensin.

Thank you very much for joining me.

Bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

And you were very quick.

Ve çok hızlıydın.

You were very prompt.

Çok hızlıydın.

You are first on today's live chat

Bugünkü canlı sohbette ilk sizsiniz

Some very windy applause coming your way.

Rüzgarlı bir alkış geliyor.

Tests. Well done.

Testler. Tebrikler.

Who else is on the live chat today?

Bugün canlı sohbette başka kimler var?

We also have Sakhi or Sakshi.

Ayrıca Sakhi veya Sakshi'miz var.

Hello, Sakshi.

Merhaba Sakshi.

Nice to see you.

Sizi görmek güzel.

Here.

Burada.

Also, Mohsin is here as well.

Ayrıca Mohsin de burada.

This is just a short live stream.

Bu sadece kısa bir canlı yayın.

I thought I would spend a little time with you.

Seninle biraz vakit geçireyim dedim.

Also, can I say thank you very much for all of the lovely messages I've received for Mr.

Ayrıca Bay Steve'in doğum günü için aldığım tüm güzel mesajlar için çok teşekkür edebilir miyim?

Steve's birthday.

Which took place on Wednesday.

Çarşamba günü gerçekleşti.

We had a wonderful time, even though, unfortunately,

Ne yazık ki

the weather was not very good.

hava pek iyi olmasa da harika zaman geçirdik.

It was pretty awful.

Oldukça korkunçtu.

In fact, still, we went out.

Aslında yine de dışarı çıktık.

We had a nice time, and we managed to go somewhere and get something to eat.

Güzel vakit geçirdik ve bir yere gidip yiyecek bir şeyler bulmayı başardık. Çarşamba günü

Even though the rain was falling heavily

şiddetli yağmur yağmasına

and the weather was awful on Wednesday,

ve hava berbat olmasına rağmen,

just like today, except today is even worse.

tıpkı bugün olduğu gibi, ancak bugün daha da kötü.

It's really bad today.

Bugün gerçekten kötü.

What a surprise, says Mohsin.

Ne sürpriz, diyor Mohsin.

Well, I hope it's a nice surprise.

Umarım güzel bir sürpriz olur.

I thought I would join you today

Bugün burada, İngiltere'de

for a few moments whilst we

we have this very unusual

çok olağandışı bir

weather moment here in England.

hava durumu yaşarken birkaç dakikalığına size katılayım dedim.

And yes, before anyone says anything, I know around the world

Ve evet, kimse bir şey söylemeden önce, dünya çapında

many people are having what I would call and what many people are calling extreme weather.

birçok insanın benim aşırı hava olarak adlandırdığım ve birçok insanın aşırı hava dediği şeyi yaşadığını biliyorum.

For example, in Japan,

Örneğin, Japonya'da

they've had a lot of snow and still more snow has been falling.

çok kar yağdı ve hala daha fazla kar yağıyor.

So, hello, Japan.

Merhaba Japonya.

I hope you are staying warm where you are.

Umarım olduğun yerde sıcak kalıyorsundur.

Also, lots of rain in many parts of the world.

Ayrıca dünyanın birçok yerinde çok fazla yağmur var.

And if you were watching the news over the past couple of days,

Ve eğer son birkaç gün içinde haberleri izliyor olsaydınız , Brezilya'dan çıkan

you would have seen the terrible pictures coming out of Brazil.

korkunç fotoğrafları görürdünüz .

Where the prolonged rain has caused

Uzun süreli yağmurun

a very large landslide in one particular area.

belirli bir bölgede çok büyük bir toprak kaymasına neden olduğu yer.

So hello to all my friends watching in Brazil as well.

Brezilya'da izleyen tüm arkadaşlarıma da merhaba.

Hello to Beatriz.

Beatriz'e merhaba.

Thank you, Beatriz.

Teşekkürler Beatriz.

That's very nice of you to say hello.

Merhaba demen çok hoş.

And yes, I am here.

Ve evet, buradayım.

For those who are wondering, I am inside.

Merak edenler için ben içerideyim.

I am not outside.

Ben dışarıda değilim.

I was watching the TV this morning

Bu sabah televizyon izliyordum

and I noticed a lot of news reporters

ve bir sürü haber muhabirinin rüzgarda

were going outside to do live reports

canlı yayın yapmak için dışarı çıktığını fark ettim

in the wind.

.

And to be honest with you, I don't know why.

Ve sana karşı dürüst olmak gerekirse, nedenini bilmiyorum.

One of the strange things about this sort of weather

Bu tür havalarla ilgili garip şeylerden biri,

is you quite often find people going outside to do news reports

sık sık insanların dışarı çıkıp haber yapmak için dışarı çıkıp

whilst telling everyone not to go outside,

herkese dışarı çıkmamalarını söylemesi, ki bunu

which I find rather odd.

oldukça tuhaf buluyorum.

So a lot of people this morning on TV telling us

Yani bu sabah televizyonda pek çok insan

whilst standing outside in the wind

dışarıda rüzgarda

and the rain whilst putting their lives at risk, telling other people not to go outside

ve yağmurda dururken hayatlarını riske atarken bize anlatıyor, diğer insanlara dışarı çıkıp

and put their lives at risk, Very strange when you think about it.

hayatlarını riske atmamalarını söylüyor, Düşündüğünüzde çok garip .

Hello.

Merhaba.

Just say hello.

Sadece merhaba de.

Also, we have hello to Claudia.

Ayrıca Claudia'ya da merhaba dedik.

Hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

I haven't had a shave today.

Bugün tıraş olmadım.

That's why I look a little bit rough.

Bu yüzden biraz kaba görünüyorum.

Hello.

Need yet?

Merhaba.

Henüz ihtiyacınız var mı?

How cold is it?

Ne kadar soğuk?

Here?

Well, it's a little bit chilly, I will be honest with you.

Burada?

Hava biraz soğuk, sana karşı dürüst olacağım.

Although the wind is not really cold, but it is chilly.

Rüzgar gerçekten soğuk olmasa da, soğuk. Şöyle

I would say.

söylerdim.

But we are having strong wind today.

Ama bugün kuvvetli bir rüzgar esiyoruz.

Normally I have to suffer, Mr.

Normalde acı çekmem gerekir, Bay

Steve. Strong wind.

Steve. Güçlü rüzgar.

But today it is a very different type of wind.

Ama bugün çok farklı bir rüzgar türü.

Is that dust in the air?

Havadaki toz mu?

It isn't dust. It's just haze.

Toz değil. Sadece pus.

Because I'm filming through one of my windows

Çünkü pencerelerimden birini çekiyorum

and pointing it outside.

ve dışarıyı gösteriyorum.

So you might see a little bit of mist

Dolayısıyla,

in front of the camera, for example, here on this particular shot.

örneğin bu özel çekimde, kameranın önünde biraz sis görebilirsiniz.

But you can see that we have a lot of wind.

Ama çok rüzgarımız olduğunu görebilirsiniz.

It's very windy outside and no before anyone asks.

Dışarısı çok rüzgarlı ve kimse sormadan olmaz.

No, I am not going to go outside.

Hayır, dışarı çıkmayacağım.

I think that's the most dramatic picture that I have at the moment on my camera.

Sanırım şu anda kameramdaki en dramatik resim bu .

So I have all of my cameras pointed outside.

Bu yüzden tüm kameralarımı dışarıya çevirdim.

And yes, you can see it is rather windy, of course, living around here.

Ve evet, buralarda yaşarken oldukça rüzgarlı olduğunu görebilirsiniz .

One of the

big problems with living around here is we do

Buralarda yaşamanın en büyük sorunlarından biri,

get a lot of strong winds.

çok fazla kuvvetli rüzgar almamız.

And also we live in an area that has lots of trees.

Ayrıca çok ağaçlı bir bölgede yaşıyoruz.

So there are certain areas that you do not want to go near,

Bu nedenle,

especially near to where I live, where where

özellikle yaşadığım yerin yakınında,

there are lots of trees and forests.

çok sayıda ağaç ve ormanın olduğu, yaklaşmak istemediğiniz belirli alanlar var.

So you will not

Yani bugün

find many people outside

buralarda pek fazla insan bulamayacaksın

today around here because to be honest with you, it's too dangerous.

çünkü sana karşı dürüst olmak gerekirse bu çok tehlikeli.

You might actually find that a tree

Aslında bir ağacın

might fall or a piece of tree might fall.

düşebileceğini veya bir ağaç parçasının düşebileceğini fark edebilirsiniz.

And it is true that many people are injured or even killed

Ve bu tür havalarda birçok insanın yaralandığı ve hatta öldüğü doğrudur

during this sort of weather.

.

So I think I think the best thing

Bu yüzden bence kesinlikle en iyi şey

definitely is to stay indoors

stay in the house, which is what I'm doing.

evde kalmak, ben de öyle yapıyorum.

So don't worry, I'm not going outside.

O yüzden merak etme, dışarı çıkmayacağım.

But you can see right now we are having a lot of wind.

Ama şu anda çok fazla rüzgar aldığımızı görebilirsiniz.

Hello, Omar.

Merhaba Ömer.

Hello, Omar. Where? Meade.

Merhaba Ömer. Nerede? Meade.

Oh, yes, you are right.

Evet, haklısın.

Yes, you are right.

Evet haklısın.

There is a lesson on my YouTube channel

YouTube kanalımda

that I filmed whilst outside in the wind.

dışarıda rüzgarda çektiğim bir ders var.

And, yes, I did film outside on a windy day.

Ve evet, rüzgarlı bir günde dışarıda çekim yaptım.

I might be able to find that particular video.

Belki o videoyu bulabilirim.

I wonder if I have a look.

Bir bakar mıyım diye merak ediyorum.

I wonder if I can find that video.

Acaba o videoyu bulabilir miyim?

Let's have a look. This is live, by the way. So

Bir bakalım. Bu arada, bu canlı.

that's the reason why it's taking me a while

Bu yüzden

to find that particular video.

o videoyu bulmam biraz zaman alıyor.

Let's have a look, shall we?

Bir bakalım, olur mu?

I will.

Yapacağım.

I'm going to search, and I'm going to see if I can find

Arayacağım ve

the video that I did outside in the wind.

rüzgarda dışarıda yaptığım videoyu bulabilecek miyim bir bakacağım.

Just bear with me.

Bana katlan.

I will do a quick search to see if I can find it.

Onu bulup bulamayacağımı görmek için hızlı bir arama yapacağım.

Let's have a look. Windy. Mr.

Bir bakalım. Rüzgarlı. Bay

Windy. Mr. Duncan.

Windy. Bay Duncan.

Let's see if we can find it

Bakalım bulabilecek miyiz

When I put wind into the search and see what happens

Aramaya rüzgarı koyduğumda ve ne olacağını görelim

No, nothing there

Hayır, orada hiçbir şey

I will try.

deneyeceğim.

I will try to look here.

buraya bakmaya çalışacağım

Let's see if we can find it.

Bakalım bulabilecek miyiz.

I'm going to find it.

Onu bulacağım.

You see, I must find it.

Görüyorsun, onu bulmalıyım.

Wind, wind, wind.

Rüzgar, rüzgar, rüzgar.

Come on.

Hadi.

Where are you?

Neredesin?

Wind.

Rüzgâr.

Unfortunately, I can't find it at the moment.

Maalesef şu an bulamıyorum.

That's not very good, is.

Bu pek iyi değil.

Oh, yes, I think I have.

Oh, evet, sanırım buldum.

I think I found it Oh, my goodness.

Sanırım buldum Aman Tanrım. Bu arada,

It's not very often I do

this, by the way, where I actually search for a video life.

aslında bir video hayatı aradığım yerde bunu çok sık yapmıyorum.

But, yes, I found it.

Ama evet, buldum. Rüzgarlı bir günde yaptığım

There is a full English lesson that I made on a windy day.

tam bir İngilizce dersi var .

Let's see if this is the one, shall we?

Bakalım bu o mu?

We have two choices.

İki seçeneğimiz var.

It will either be the right one, or it will be the wrong one.

Ya doğru olan olacak ya da yanlış olan.

Hi, everybody.

Selam millet.

My name is Mr.

Benim adım Bay

Duncan, and I am very chuffed to meet you.

Duncan ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.

Welcome to episode four of my full English series.

Tam İngilizce dizimin dördüncü bölümüne hoş geldiniz. İngilizcenin

Another delve into the wonderful world

harika dünyasına bir başka keşif daha

of English is about to take place.

başlamak üzere.

So hold onto your hats.

O yüzden şapkalarınıza sahip çıkın.

And brace yourselves as it's about to get

Ve buralar biraz esinti almak üzereyken kendinizi hazırlayın

a bit breezy around here.

.

Yep. The wind is about to get up.

Evet. Rüzgar kalkmak üzere.

So prepare to be blown away.

Öyleyse uçup gitmeye hazırlanın.

As you can see right now, it is very windy here.

Şu anda gördüğünüz gibi, burası çok rüzgarlı.

There is a gale blowing across England

İngiltere'de esen bir fırtına var

and what you are seeing now is the effect to

ve şu anda gördüğünüz şey,

what is left of a tropical hurricane.

tropikal bir kasırganın geri kalanının etkisi.

This is all the remains of the storm.

Fırtınanın tüm kalıntıları bu.

We can describe this as the remnants

Bunu

or all the remains of the hurricane.

kasırganın kalıntıları veya tüm kalıntıları olarak tanımlayabiliriz.

A few days ago.

Birkaç gün önce.

This storm was very powerful.

Bu fırtına çok güçlüydü.

It caused damage in places such as Bermuda.

Bermuda gibi yerlerde hasara yol açmıştır.

Now it is not as powerful.

Şimdi o kadar güçlü değil.

Having said that, the storm is still strong enough

Bununla birlikte, fırtına hala

to bring down trees and loosen one or two roof tiles.

ağaçları devirecek ve bir veya iki kiremit gevşetecek kadar güçlü.

Some might say that I'm taking a risk

coming out here on such a stormy day.

Böylesine fırtınalı bir günde buraya gelerek risk aldığımı söyleyenler olabilir.

Let's hope that I don't get struck by a piece

Umarız

of flying debris or a falling tree

uçan bir moloz parçası veya düşen bir ağaç bana çarpmaz.

So there was I found this

Bunu buldum

and here it is now live outside.

ve şimdi dışarıda canlı yayında.

So there is the view at the moment.

Yani şu anda manzara var.

And yes, you were right.

Ve evet, haklıydın. Rüzgarda dışarıda olduğum

It was my full English lesson number four,

dört numaralı tam İngilizce dersimdi

where I was outside in the wind.

.

But then now this is not recorded.

Ama sonra şimdi bu kaydedilmedi.

This is now live outside and yes, it is rather windy.

Bu şimdi dışarıda canlı ve evet, oldukça rüzgarlı. Fırtınanın adını

This is Storm Yunis for those wondering

merak edenler için Fırtına Yunis

what the name of the storm is Over recent years,

Son yıllarda,

we have started naming storms

fırtınalara isim vermeye başladık

and that's the reason why we do it,

ve bunu yapmamızın nedeni de bu,

so we can tell the difference

böylece

between each individual storm.

her bir fırtına arasındaki farkı anlayabiliriz.

So for many years, I think across the United States, quite often

Bu yüzden uzun yıllar boyunca, sanırım Amerika Birleşik Devletleri'nde sık sık

they will give their cyclones or tropical storms, they will give them names.

siklonlarını veya tropik fırtınalarını verecekler, onlara isimler verecekler.

And now we do the same thing here in Europe as well.

Ve şimdi aynı şeyi burada Avrupa'da da yapıyoruz.

We give them tropical storm names.

Onlara tropik fırtına isimleri veriyoruz.

So in this particular case, we are calling this one storm.

Yani bu özel durumda, buna fırtına diyoruz.

Eunice And there you can see Storm Eunice

Eunice Ve orada Eunice Fırtınasını

right now battering the UK.

şu anda İngiltere'yi döverken görebilirsiniz.

For those wondering where I am,

Nerede olduğumu merak edenler için,

I am actually in a place called Much Wenlock, which is in Shropshire, not very far away from Wales.

aslında Galler'den pek de uzak olmayan Shropshire'da, Much Wenlock diye bir yerdeyim.

And yes, this is a live view right now

Ve evet, bu şu anda saat

at 2:17 o'clock.

2:17'deki canlı görüntü.

You might also notice there were some birds trying to fly

Ayrıca uçmaya çalışan bazı kuşların da olduğunu fark edebilirsiniz,

but they're not doing a very good job.

ancak bunlar pek iyi bir iş çıkarmıyor.

So that is the view at the moment.

Yani şu anki manzara bu.

You might also be able to hear

Ayrıca

the sound of the wind blowing past my studio window

stüdyo penceremin yanından esen rüzgarın sesini de duyabilirsiniz

and I've just been

ve ben

checking the news and apparently already

haberleri kontrol ediyorum ve görünüşe göre çoktan fırtınanın

there has been a victim of

kurbanı olmuş, bir

the storm

a casualty.

zayiat vermiş.

Uh, it's.

Öyle.

Apparently it's the Millennium Dome now.

Görünüşe göre şimdi Millennium Dome.

I still call it the Millennium Dome because I do.

Hala Millennium Dome diyorum çünkü öyle.

I often do. You say because I'm old.

Sık sık yaparım. Yaşlı olduğum için söylüyorsun. Şimdiki adı

So I remember when the, the O2 Arena, which is what it's called now.

O2 Arena olduğu zamanları hatırlıyorum .

It used to be called the Millennium Dome

Milenyum Kubbesi olarak anılırdı

because that's when it was built and opened.

çünkü o zaman inşa edilmiş ve açılmıştı.

So apparently that is the first casualty

Görünüşe göre bu,

coming through on Twitter at the moment.

şu anda Twitter'da gelen ilk kayıp. Fırtınadan etkilenen

The first major or well known

ilk büyük veya iyi bilinen

landmark to be affected by the storm

dönüm noktası olan

the O2 Arena apparently has been damaged slightly.

O2 Arena, görünüşe göre biraz hasar gördü.

It doesn't look too drastic,

Çok sert görünmüyor,

but apparently they're saying that that has already been

ama görünüşe göre bunun zaten

damaged.

zarar görmüş olduğunu söylüyorlar.

Apparently, Vitesse says,

Görünüşe göre Vitesse, yetkililerden fırtına nedeniyle

I received a personal warning

kişisel bir uyarı aldığımı

from the authorities because of the storm,

and that is in Lithuania.

ve bu uyarının Litvanya'da olduğunu söylüyor.

That's incredible.

Bu inanılmaz.

So it looks as if this storm

Yani bu fırtına

is going to continue on its journey

yolculuğuna devam edecek

and it is going to stay quite strong.

ve oldukça güçlü kalacak gibi görünüyor.

And a lot of people are receiving warnings about it.

Ve birçok kişi bu konuda uyarılar alıyor.

So that is what is happening at the back of the house.

Yani evin arkasında olan şey bu.

You can see the trees.

Ağaçları görebilirsin.

These particular trees are really big.

Bu özel ağaçlar gerçekten çok büyük.

They are very tall trees.

Çok uzun ağaçlardır.

And you can see they are swinging around.

Ve etrafta sallandıklarını görebilirsiniz.

And already I've noticed that one or two

Ve şimdiden bir veya iki

branches have already broken off.

dalın kırıldığını fark ettim.

So I can already see that some branches

Böylece bazı dalların

have fallen or are hanging

düştüğünü veya

waiting to drop.

düşmeyi beklediğini şimdiden görebiliyorum.

Hello to new jet.

Yeni jete merhaba.

Hello to you.

Merhaba sana.

Hello also to Oh, hello, Colonel.

Oh'a da merhaba, merhaba Albay.

It is nice to see some of my regular viewers

that I haven't seen for a long time joining me today.

Uzun zamandır görmediğim bazı izleyicilerimin bugün aramıza katıldığını görmek güzel.

So this is something a little different.

Yani bu biraz farklı bir şey.

I thought I would come on for a while and show you

Bir ara uğrayıp

the dramatic pictures

that are just outside my window

as Storm Eunice comes across.

Storm Eunice karşıdan karşıya geçerken penceremin hemen dışındaki dramatik resimleri göstereyim dedim.

Apparently, the worst affected areas are on the south, east

Görünüşe göre, en çok etkilenen bölgeler,

and southwest coast

where the gusts are actually supposed

rüzgarların aslında

to be around 100 miles an hour.

saatte 100 mil civarında olması gereken güney, doğu ve güneybatı kıyıları. Uzun yıllardır

Some of the strongest winds that we've had here

burada, İngiltere'de gördüğümüz en güçlü rüzgarlardan bazıları

across England for many, many years.

.

Of course, we do get strong

Tabii ki,

wind at this time of year, especially around springtime.

yılın bu zamanında, özellikle ilkbaharda kuvvetli rüzgar alırız.

So it is possible to get quite strong wind,

Yani oldukça kuvvetli rüzgar,

quite violent storms.

oldukça şiddetli fırtınalar almak mümkün.

I suppose that's another way of describing this particular weather event.

Sanırım bu, bu özel hava olayını tanımlamanın başka bir yolu.

So things that happen

connected to the weather, we often call them weather events.

Hava durumuna bağlı olan şeylere genellikle hava olayları diyoruz.

They are things that happen.

Onlar olan şeylerdir. Bu

So the word event is often used to show that something is occurring.

nedenle, olay kelimesi genellikle bir şeyin meydana geldiğini göstermek için kullanılır.

A thing that begins and ends

Başlayan ve biten bir şey

is an event event.

bir olay olayıdır.

So that word is often used when we are talking about the weather.

Bu yüzden hava durumu hakkında konuşurken bu kelime sıklıkla kullanılır.

Of course, there are many words we can use when we are

Elbette rüzgarın etkilerini anlatırken kullanabileceğimiz birçok kelime var

describing the effects of the wind.

.

We can say that the wind blows, the wind is blowing.

Rüzgar esiyor, rüzgar esiyor diyebiliriz.

We can say that the wind is blowing strongly.

Rüzgarın kuvvetli estiğini söyleyebiliriz.

Perhaps we can use the word gust.

Belki de gust kelimesini kullanabiliriz.

The word gust means strong and sudden wind.

Gust kelimesi kuvvetli ve ani rüzgar anlamına gelir.

That seems to appear from nowhere.

Bu hiçbir yerden görünmüyor gibi görünüyor.

And you can see behind me, look at that.

Ve arkamı görebilirsin, şuna bak.

Those trees are already swinging

O ağaçlar zaten sallanıyor

At the moment, I don't

Şu anda,

know why I sound so excited by it because I shouldn't be really.

neden bu kadar heyecanlı göründüğümü bilmiyorum çünkü gerçekten olmamalıyım.

So there it is behind me, Storm Eunice and also

İşte arkamda, Storm Eunice ve yine

there it is again, looking out of the window

orada, pencereden dışarı bakıyor

Quite dramatic scenes right now here in

Şu anda burada, İngiltere'de oldukça dramatik sahneler

England.

.

We will stay with this for a little bit longer.

Bununla biraz daha kalacağız.

The news also reporting that there are gusts of around

Haberlerde ayrıca

80 or 90 miles an hour in certain parts of the country.

ülkenin belirli bölgelerinde saatte 80-90 mil civarında şiddetli rüzgarlar olduğu bildiriliyor.

So that is here at the moment.

Yani şu anda burada.

And look at those trees.

Ve şu ağaçlara bak. Aman

Oh, my goodness.

tanrım.

In fact, if I feed myself out,

Aslında kendimi beslersem,

if I take myself away from the picture,

kendimi resimden uzaklaştırırsam,

oh, that's better.

ah, bu daha iyi.

We can see it now. Mr. Duncan.

Şimdi görebiliriz. Bay Duncan.

So there is the view at the moment

Yani şu anda manzara var

and I would imagine

ve

that some of those trees are going to be lying on the ground

bu ağaçların bazılarının

by the end of this storm.

bu fırtınanın sonunda yerde yatacağını hayal ediyorum.

I think so.

Bence de.

That is quite dramatic.

Bu oldukça dramatik.

Even even I am distracted

by that sight.

Bu görüntü benim bile dikkatimi dağıtıyor.

I will be honest with you.

sana karşı dürüst olacağım

That is rather dramatic.

Bu oldukça dramatik.

And also

Ve ayrıca

another view Hmm.

başka bir görüş Hmm.

And another

Ve başka bir

So at the moment,

Yani şu anda

we are

experiencing.

yaşıyoruz.

Apparently it's yes, it's around 70 miles an hour at the moment.

Görünüşe göre evet, şu anda saatte yaklaşık 70 mil.

The wind here in Shropshire is quite

Burada, Shropshire'da rüzgar oldukça

strong.

güçlü.

In fact, we can use the word blow in many different ways.

Aslında darbe kelimesini pek çok farklı anlamda kullanabiliriz.

If you blow something,

Bir şeyi mahvedersen,

maybe you blow someone's plan

belki birinin planını bozarsın

or you blow someone's surprise.

ya da birinin sürprizini bozarsın.

It means that you have spoilt it.

Bozmuşsun demektir.

You blow something.

Bir şey patlatıyorsun.

Oh, you had to go and blow my surprise.

Oh, gidip sürprizimi mahvetmen gerekiyordu.

It means that person spoilt or ruined

Bu, o kişinin bir şeye üfleyerek sürprizi bozduğu veya bozduğu anlamına gelir

the surprise to blow something to.

.

To lose an opportunity because of a mistake.

Bir hata yüzünden bir fırsatı kaybetmek.

Can also use the word blow.

Darbe kelimesini de kullanabilir.

You might blow your chance.

Şansını kaçırabilirsin.

Perhaps you have a job interview to attend

Belki de katılmanız gereken bir iş görüşmeniz var

but unfortunately, you get there late because you overslept,

ama ne yazık ki uyuyakaldığınız için geç kalıyorsunuz

and then you got you don't get the job because you're not properly prepared for the interview.

ve sonra iş görüşmesine uygun şekilde hazırlanmadığınız için işi alamıyorsunuz.

And sadly, you don't get the job.

Ve ne yazık ki, işi alamıyorsun.

You might say that you blew your chances

Şansınızı kaçırdığınızı

or you have blown your chances.

veya şansınızı kaçırdığınızı söyleyebilirsiniz.

So there are other ways of using the word blow

Yani darbe kelimesini kullanmanın başka yolları da var,

I know what you're thinking out there, by the way.

bu arada orada ne düşündüğünü biliyorum.

I know what you're thinking.

Ne düşündüğünü biliyorum. Düşündüğünüz

I know I know everything

her şeyi bildiğimi biliyorum

what you're thinking. At the moment.

. Şu anda.

I think so.

Bence de.

Hello, Ricardo.

Merhaba Ricardo.

Hello, Florence. Hello.

Merhaba, Floransa. Merhaba.

Also, Louis, the 17th is here as well.

Ayrıca, Louis, 17'nci de burada.

Mr. Duncan, are you a ghost?

Bay Duncan, siz bir hayalet misiniz?

I'm not a ghost.

Ben bir hayalet değilim.

Although if I do this

Gerçi bunu yaparsam

I do appear to be a ghost.

bir hayalet gibi görünürüm.

Hello, and welcome to my spooky,

Merhaba, ürkütücü,

scary live stream.

korkutucu canlı yayınıma hoş geldiniz.

As Storm Eunice

Fırtına Eunice

blows across my house.

evimin üzerinden eserken.

Something like that.

Bunun gibi bir şey.

Okay, enough of that.

Tamam, bu kadar yeter.

Hello, live chatters.

Merhaba, canlı sohbetçiler.

Nice to see you here. Yes.

Seni burada görmek güzel. Evet.

This is something that I I was not going to do today,

Bu, bugün yapmayacağım bir şeydi,

but I thought, well, I would.

ama düşündüm ki, pekala, yapardım.

I would come here anyway.

Ne olursa olsun buraya gelirdim.

Hello, Luciano.

Merhaba, Luciano. Bu hafta

There was a horrible storm in Rio de Janeiro earlier this week.

başlarında Rio de Janeiro'da korkunç bir fırtına vardı .

More than 100 people died, and many are missing after the floods and landslides.

Sel ve heyelanlardan sonra 100'den fazla insan öldü ve birçoğu kayıp.

Yes, I did mention this earlier.

Evet, bundan daha önce bahsetmiştim.

A lot of places around the world are getting what

Dünyanın dört bir yanındaki pek çok yer,

I would call extreme weather conditions.

benim aşırı hava koşulları dediğim şeyi yaşıyor. Normalde olduğundan

They are being described as

weather conditions that are worse than they normally are.

daha kötü olan hava koşulları olarak tanımlanıyorlar .

However, however, certain parts of the world

Bununla birlikte, dünyanın bazı bölgeleri

are getting more snow than usual.

normalden daha fazla kar alıyor.

I also mentioned to Japan, which is getting a lot of snow,

Çok fazla kar yağan Japonya'dan da bahsetmiştim,

certain parts of the world I believe New Zealand

dünyanın bazı bölgelerinde Yeni Zelanda'nın şimdiye kadarki

is having one of the hottest summers

en sıcak yazlardan birini yaşadığına inanıyorum

ever.

.

I think they're having some of the hottest temperatures or highest temperatures

Bence tarihte, kayıtlı tarihte sahip oldukları en yüksek sıcaklıklara veya en yüksek sıcaklıklara sahipler

ever that they've ever had in history, recorded history.

.

Quite amazing.

Oldukça harika.

Really

Gerçekten

Hello.

Also to my house and hello, my son and also Florence

Merhaba.

Ayrıca evime ve merhaba oğlum ve ayrıca Floransa

as well.

.

Oh, I see.

Ah anlıyorum.

Blowing ones back out.

Üfleme olanlar geri dışarı.

Is that popular?

Bu popüler mi?

Is that a phrase you you don't normally blow your back out?

Bu normalde sırtını havaya uçurmadığın bir cümle mi?

No, we don't normally say that if you injure your back

Hayır, normalde

whilst doing some work, I think I know what you mean by that.

bir iş yaparken belinizi incitirseniz, bununla ne demek istediğinizi anladığımı söylemeyiz.

Yes. If you are doing some work, maybe you are trying to lift

Evet. Bir iş yapıyorsanız, belki

something up, you don't blow your back

bir şeyi kaldırmaya çalışıyorsunuz, sırtınızı havaya uçurmuyorsunuz

but you can you can injure your back.

ama yapabiliyorsanız sırtınızı incitebiliyorsunuz.

Or we often say that you put your back out,

Ya da sık sık deriz ki, sırtınızı dışarı çıkarın,

you put your back out.

sırtınızı dışarı çıkarın.

Maybe you are trying to lift something up.

Belki bir şeyleri kaldırmaya çalışıyorsundur.

Maybe you are trying to move something that's very heavy.

Belki çok ağır bir şeyi hareket ettirmeye çalışıyorsunuzdur .

We can say that you put your back out,

Belinizi uzatıyorsunuz,

you injure your back.

belinizi incitiyorsunuz diyebiliriz.

Nothing too serious.

Çok ciddi bir şey yok.

But normally if you if you put your back out,

Ama normalde sırtınızı koyarsanız,

it means you have to take a little bit of rest

bu biraz dinlenmeniz gerektiği

or maybe you have to have some sort of therapy as well.

veya belki de bir çeşit terapi görmeniz gerektiği anlamına gelir.

Some sort of therapy to to to repair your injured back.

Yaralı sırtınızı onarmak için bir çeşit terapi.

So, no, we don't normally say

Yani, hayır,

blow your back out

although there are other ways of using the word below.

aşağıdaki kelimeyi kullanmanın başka yolları olmasına rağmen normalde sırtınızı patlatın demiyoruz.

If I'm not mistaken, it looks

Yanılmıyorsam, görünüşe göre

as if the wind is actually easing off

rüzgar gerçekten hafifliyor

uh, so maybe,

, yani belki,

maybe the worst of the storm is now passing.

belki de fırtınanın en kötüsü şimdi geçiyor.

But it does seem to be

Ama

a little calmer than it was earlier on.

daha önce olduğundan biraz daha sakin görünüyor.

It definitely seems to be calming down outside

Dışarısı kesinlikle sakinleşiyor gibi görünüyor.

So maybe that's it.

Maybe that's the worst of the storm.

Belki de bu kadar.

Belki de fırtınanın en kötüsü budur.

Maybe it is now passing over and heading somewhere else.

Belki de şimdi geçiyor ve başka bir yere gidiyor.

Of course, my only wish is that

Tabii tek dileğim

no one has been seriously injured.

kimsenin ciddi şekilde yaralanmamış olması. Düşen ağaçlar nedeniyle

There might be some damage to buildings because of falling trees,

binalarda bir miktar hasar olabilir ,

but hopefully

ancak

hopefully there will be very little loss of life.

umarım çok az can kaybı olur.

Hopefully we all keep our fingers crossed for that.

Umarım hepimiz bunun için parmaklarımızı çapraz tutarız.

Florence Don't worry, Florence.

Floransa Endişelenme, Floransa.

I'm not going outside.

Dışarı çıkmıyorum.

I'm not going to risk my little life

Ben de senin için küçük hayatımı riske atmayacağım

for you, too.

.

I'm going to stay safe and sound in the house, so don't worry about that.

Evde sağ salim kalacağım, bu yüzden endişelenme.

I will try to keep myself safe for you.

Senin için kendimi güvende tutmaya çalışacağım.

So don't worry

Yani merak etme,

huh? Najat says, if

ha? Najat der ki,

someone says to you that they've been to England,

biri sana İngiltere'ye gitti dese

but actually they have never been there,

ama aslında hiç gitmemişse ona esiyor

can we say he is blowing?

diyebilir miyiz?

We might say that they are blowing something out of there

Oradan

of the top of their head, or maybe they are blowing

kafalarının tepesinden bir şeyler üflediklerini ya da

something through their hat.

şapkalarından bir şeyler üflediklerini söyleyebiliriz.

They are saying something that isn't true.

Doğru olmayan bir şey söylüyorlar.

Maybe they are boasting about something

Belki bir şeyle övünüyorlar

or maybe they are trying to show off about something.

ya da belki bir şeyle gösteriş yapmaya çalışıyorlar.

However, the thing that they are talking about is the thing they've never done.

Ancak, bahsettikleri şey, hiç yapmadıkları şeydir.

So someone might say, Oh yes, I've been to the United States many times.

Yani birisi diyebilir ki, Ah evet, Amerika Birleşik Devletleri'ne birçok kez gittim.

I've been there so many times I went to Hollywood

Orada o kadar çok bulundum ki Hollywood'a gittim

and I walked across the Hollywood Hills and I had a wonderful time.

ve Hollywood Tepeleri boyunca yürüdüm ve harika zaman geçirdim.

But then someone discovers that I've never been there.

Ama sonra birisi oraya hiç gitmediğimi keşfeder.

Yes, they might say, you

Evet,

are blowing this out of the top of your hat

bunu şapkanızın tepesinden üflüyorsunuz

or you are blowing it out of the top of your head.

ya da kafanızın tepesinden üflüyorsunuz diyebilirler.

It means you are you are not telling the truth.

Demek ki sen doğruyu söylemiyorsun.

They are pulling your leg.

Bacağınızı çekiyorlar.

Yes, that's another good one. Pulling your leg.

Evet, bu da bir başka iyi. Bacağını çekmek.

But if someone is pulling your leg, that normally means that they are

Ama birisi sizi çekiştiriyorsa, bu normalde onların

they are playing a joke or playing a trick.

şaka yaptıkları veya oyun oynadıkları anlamına gelir.

So it doesn't mean that they want to be taken seriously.

Yani ciddiye alınmak istedikleri anlamına gelmez .

The thing they are saying is just

Söyledikleri sadece

a joke.

şaka.

So if someone is pulling your leg, that means it is a joke.

Yani birisi bacağınızı çekiyorsa bu bir şakadır.

But if a person is really trying

Ama eğer bir kişi

to make you believe that something is true,

sizi gerçekten bir şeyin doğru olduğuna inandırmaya çalışıyorsa,

especially something that a person has done in the past,

özellikle geçmişte yaptığı bir şeyin,

but in fact they didn't, they are actually lying about it.

ama aslında yapmamışsa, aslında bu konuda yalan söylüyordur.

And yes,

Ve evet, seni

they are pulling

çekiştiriyorlar

your leg

Lewis. Oh, yes.

Lewis. Oh evet.

Lewis.

Lewis. Ayın

The 17th also SAIS says you are blowing

17'si de SAIS duman üflüyorsun diyor

smoke up my

benim

that is an expression

bu

that you can also use. Yes.

da kullanabileceğin bir ifade. Evet.

To be lied to. Yes.

Yalan söylemek. Evet.

So it's very different.

Yani çok farklı.

It's very different from

the other way of expressing

a thing that you don't mean.

Kastetmediğiniz bir şeyi ifade etmenin diğer yolundan çok farklı.

So something you don't mean.

Demek istemediğin bir şey.

If you are telling a joke, you are making a person believe something.

Fıkra anlatıyorsan, bir insanı bir şeye inandırıyorsun.

But really, it's just a joke that is very different

Ama gerçekten,

from pretending that you've done something real.

gerçek bir şey yapmış gibi davranmaktan çok farklı bir şaka.

And you haven't.

Ve yapmadın.

You are pretending to have done it.

Yapmış gibi yapıyorsun.

You are trying to deceive people

İnsanları kandırmaya çalışıyorsun

you are right.

haklısın. Görünüşe

Apparently in Buenos Aires, it is a beautiful day.

göre Buenos Aires'te güzel bir gün. Şu an

I'm glad to hear that you are having a nice day where you are

bulunduğum yerde güzel bir gün geçirdiğini duyduğuma sevindim

where I am at the moment.

.

It isn't very nice, although it would appear that the

Fırtına şimdi diniyor gibi görünse de, pek hoş değil

the storm is now passing over. Yes.

. Evet.

So it would appear that at a roundabout, I think

Öyle görünüyor ki bir döner kavşakta, sanırım saat

it was around about 2:00 was the peak.

2:00 civarında zirveydi.

So when I was looking at the weather forecast earlier,

Bu yüzden daha önce hava tahminlerine baktığımda,

they were saying that it would peak,

zirve yapacağını, saat 2:00 civarında

it would be the worst in this area at around about 2:00.

bu bölgedeki en kötü olacağını söylediler . Bu

So I think maybe by now maybe we have actually missed

yüzden belki şimdiye kadar gerçekten ıskalamışızdır

or the worst part of the storm has actually passed as by.

ya da fırtınanın en kötü kısmı geçip gitmiştir diye düşünüyorum.

I think so

Sanırım

someone just said, Mr.

az önce birisi Bay

Duncan, we are worried because your picture is not very clear.

Duncan, resminiz çok net olmadığı için endişeleniyoruz dedi.

I wonder why that is.

Bunun neden olduğunu merak ediyorum.

Maybe it's because the Internet is busy

Belki de internetin

with lots of people streaming their images of the storm.

birçok insanın fırtına görüntülerini yayınlamasıyla meşgul olmasındandır.

Maybe that's the reason why, as I said,

Belki de bu yüzden, dediğim gibi,

I'm only here for a few moments, so I'm not staying much longer.

sadece birkaç dakikalığına buradayım, bu yüzden fazla kalmayacağım.

And here is

Ve işte

the view now, although having said that,

şimdi manzara bu, bunu söylemiş olmama rağmen,

it's still windy outside

dışarısı hala rüzgarlı

I do feel sorry for the animals,

Hayvanlar için üzülüyorum,

I must admit the birds, because unfortunately, during the windy weather,

kuşları kabul etmeliyim çünkü ne yazık ki rüzgarlı havalarda

all the birds have to stay hidden away because they don't want to get injured.

tüm kuşlar saklanmak zorunda kalıyor çünkü yapmıyorlar. Yaralanmak istemiyorum.

It's very difficult to fly.

Uçmak çok zor.

So there will be lots of birds going hungry today.

Bu yüzden bugün çok sayıda kuş aç kalacak.

Because they won't be able to feed themselves.

Çünkü kendilerini besleyemeyecekler. Hava

It's too windy for them to fly, so they will stay hidden away

uçamayacak kadar rüzgarlı olduğu için saklanacaklar

but unfortunately they won't be able to eat,

ama ne yazık ki yemek yiyemeyecekler ki

which is not very nice when you think about it.

bu düşündüğünüzde pek hoş değil.

Imagine that.

Bunu hayal et.

Imagine if the weather prevented you

Havanın yiyecek almanızı engellediğini hayal edin

from getting some food.

.

Oh, it's getting really windy again.

Ah, yine çok rüzgarlı olmaya başladı.

Like that.

Bunun gibi. çok

Thank goodness.

şükür

I, I feel a bit nervous

Ben, biraz gergin hissediyorum

because I feel as if those trees might suddenly fall this way.

çünkü sanki o ağaçlar birdenbire bu tarafa devrilecekmiş gibi hissediyorum.

But I'm okay because I'm in the house.

Ama iyiyim çünkü evdeyim.

I'm in the house.

Evdeyim.

Apparently.

Görünüşe göre.

Angela.

Angela.

Hello. Angela in Holland.

Merhaba. Hollanda'da Angela.

We are also blowing away to apparently it's

Görünüşe göre Hollanda'da da çok rüzgarlı olduğu için biz de uçuyoruz

very windy in Holland as well.

.

I hope the weather will be good soon.

Umarım yakında hava güzel olur.

I like it when you record lessons outside, Mr. Duncan.

Dersleri dışarıda kaydetmeniz hoşuma gidiyor, Bay Duncan. Konu

Talking of which,

açılmışken,

there is a new lesson on my YouTube channel,

YouTube kanalımda yeni bir ders var

and it is the first lesson that I filmed outside.

ve bu benim dışarıda çektiğim ilk ders.

I filmed it last week when the weather was a little better than it is at the moment.

Geçen hafta hava şu an olduğundan biraz daha iyiyken çekmiştim.

But yes, there is a new lesson on my YouTube channel.

Ama evet, YouTube kanalımda yeni bir ders var.

Thank you for mentioning it, Claudia, but yes, there is

Bahsettiğin için teşekkürler Claudia ama evet,

one of the things we haven't had this year.

bu yıl sahip olmadığımız şeylerden biri var.

This winter is snow.

Bu kış kar.

Can you believe it?

Buna inanabiliyor musun?

We haven't had any snow here.

Burada hiç kar görmedik.

However,

Ancak,

if you go up towards Scotland,

İskoçya'ya doğru giderseniz,

they've had a lot of snow so

çok kar yağdı, bu yüzden

a lot of snow has fallen in Scotland.

İskoçya'da çok kar yağdı.

So as you go further north, as the weather becomes colder,

Yani daha kuzeye doğru gidildikçe hava soğudukça

there is snow but here, no, we haven't

kar yağıyor ama burada hayır olmadık

it's been it's been a very strange winter.

çok garip bir kış oldu.

It's being rather dry also.

Ayrıca oldukça kuru oluyor.

It's been quite mild as well.

Hem de oldukça hafif oldu.

We've had some lovely mild weather as well.

Güzel, ılıman bir hava da yaşadık.

So maybe today,

Yani belki bugün,

today, all of the terrible weather we're getting today

bugün, bugün yaşadığımız tüm kötü havalar

is some sort of payback

bir çeşit geri ödemedir,

it is some sort of payback

for all of the the nice weather we've had during winter.

kışın sahip olduğumuz tüm güzel havaların bir tür geri ödemesidir.

I think so.

Bence de.

Hello.

Merhaba.

Oh, my do.

Aman tanrım.

Hello to Ahmadu.

Ahmadu'ya merhaba.

Nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Thank you.

Very much for joining me.

Teşekkür ederim.

Bana katıldığın için çok teşekkür ederim.

Apparently, Alexandra

Görünüşe göre Alexandra

in Poland.

Polonya'da.

It is also windy as well.

Aynı zamanda rüzgarlıdır.

So there it is

İşte orada,

it is a live view right now.

şu anda canlı bir görüntü.

So this is not recorded

Yani bu

to 30 8 p.m.

saat 30 8'e kaydedilmiyor.

the Storm Yunis is now

Fırtına Yunis şimdi

blowing across.

karşıdan karşıya esiyor.

One place I would love to be today is at the top of that mountain.

Bugün olmak istediğim yerlerden biri de o dağın zirvesi.

Can you see the hill in the distance?

Uzaktan tepeyi görebiliyor musun?

I sometimes call it a mountain, but I know it isn't.

Bazen ona dağ diyorum ama öyle olmadığını biliyorum.

I know it isn't a mountain.

Dağ olmadığını biliyorum.

Before anyone says Mr.

Kimse Bay

Duncan. It's not a mountain. It's a hill.

Duncan demeden. Bu bir dağ değil. Bu bir tepe.

I think it would be amazing

Bence orada olmak harika olurdu

to be

up there.

.

Imagine being up there today.

Bugün orada olduğunuzu hayal edin.

I'll be amazing

walking along the top of the hill.

Tepenin zirvesinde yürürken harika olacağım.

I think.

Bence.

I think it would be rather windy up there today.

Sanırım bugün oralar oldukça rüzgarlı olacak.

I don't think I would.

Yapacağımı sanmıyorum.

I would like my chances of survival if I went up to the top of that particular hill,

which is a local landmark called the Wrekin.

Wrekin denen yerel bir dönüm noktası olan o belirli tepenin tepesine çıkarsam hayatta kalma şansımı isterim.

For those who were wondering

Merak edenler için,

it would appear

a lot of people are having a lot of lovely weather today.

pek çok insanın bugün çok güzel bir havası var gibi görünüyor.

Well, that's okay. Good for you.

Sorun değil. Aferin sana.

I'm glad that your weather is really nice,

Havanızın gerçekten güzel olmasına sevindim,

although here it's not so nice

burada

for those wondering.

merak edenler için pek güzel değil.

Yes, I will be back with you in

Evet,

I will be back with you on Sunday.

Pazar günü tekrar sizlerle olacağım.

On Sunday, I will be back with you on Sunday.

Pazar günü, Pazar günü sizlerle birlikte olacağım.

For those wondering.

Merak edenler için.

Yes, I'm back with you with my normal lesson

Evet Pazar günü saat 14:00'ten itibaren normal canlı yayınım ile normal dersim ile yeniden sizlerleyim.

with my normal live stream on

Sunday from 2 p.m.

UK time.

İngiltere saati.

So for those wondering yes I am with you on Sunday from 2 p.m.

Merak edenler için evet Pazar 14.00'ten itibaren sizlerleyim.

UK time.

İngiltere saati.

We have our usual live stream for 2 hours on Sunday

Pazar günü 2 saat her zamanki canlı yayınımız var

hopefully the roof of my house will not have blown away.

inşallah evimin çatısı uçmamış olur.

I really hope so.

Umarım öyledir.

Yes, it is the strongest wind

Evet,

that we've had here for for around about 30 years.

yaklaşık 30 yıldır burada aldığımız en kuvvetli rüzgar. iyi

You all right? Yes. Foetus.

misin? Evet. cenin.

I believe that's what they are saying on the news

Sanırım şu an haberlerde öyle diyorlar

at the moment.

.

I will spell that.

Bunu heceleyeceğim.

I will write it on the chat

Sohbete yazacağım

and there it is.

ve işte orada.

So that is how you spell

Demek yeri böyle heceliyorsun

the place.

.

That you can see from the window.

Pencereden görebileceğiniz.

That is the name of it.

Adı bu.

I will be going in a few moments I'm only here for a short time.

Birkaç dakika sonra gideceğim, sadece kısa bir süre için buradayım.

I just wanted to let you have

a flavour

or two to have some of the atmosphere

or the feeling of today's

Bugünün

very strong winds that we've had to endure.

katlanmak zorunda kaldığımız çok kuvvetli rüzgarlarının atmosferini veya hissini tatmanız için bir iki tat almanıza izin vermek istedim. Bir

If you endure something, it means you have to stand or put up with something,

şeye katlanırsanız, bu, bir şeye,

something terrible, something you have to suffer

korkunç bir şeye,

we say that you have to endure or endure.

katlanmak zorunda olduğunuz bir şeye katlanmak zorunda olduğunuz anlamına gelir.

It's a great word.

Bu harika bir kelime.

By the way,

Bu arada, doğum gününde

did you buy something nice for Mr.

Bay Steve'e güzel bir şey aldın mı

Steve on his birthday? Yes, I did.

? Evet yaptım.

I bought him a nice gift.

Ona güzel bir hediye aldım.

Not as big as last year because last year, of course, was Mr.

Geçen yıl kadar büyük değil çünkü geçen yıl elbette Bay

Steve's big birthday last year.

Steve'in geçen yılki büyük doğum günüydü.

So this year, just a normal birthday.

Yani bu yıl, sadece normal bir doğum günü.

Nothing too special this year.

Bu yıl çok özel bir şey yok. Dışarı

Even though we did go out and it was raining all day,

çıkmamıza ve bütün gün yağmur yağmasına rağmen

we were going to go for a lovely walk.

güzel bir yürüyüşe çıkacaktık.

But but sadly, we had to we had to cancel the walk because it was it was just too bad.

Ama ne yazık ki yürüyüşü iptal etmek zorunda kaldık çünkü çok kötüydü.

The weather was awful.

Hava korkunçtu.

Yes. I am giving you a sample of the weather

Evet. Şu anda sahip olduğumuz hava türünün bir örneğini almanız için size hava durumundan bir örnek veriyorum

so you get a sample of the type of weather we are having at the moment.

.

Here in England.

Burada, İngiltere'de.

Mr. Steve did not have a cake for his birthday.

Bay Steve'in doğum günü için pastası yoktu.

There was no cake.

Kek yoktu.

We don't normally have birthday cakes.

Normalde doğum günü pastamız olmaz.

I always think that birthday cakes

Her zaman doğum günü pastalarının

is is for a child's wedding.

bir çocuğun düğünü için olduğunu düşünürüm.

A birthday wedding

Bir doğum günü düğünü,

where did that come from?

bu nereden çıktı?

What is the name of the storm, Mr.

Fırtınanın adı nedir Bay

Duncan?

Duncan?

Today's storm is called.

Bugünün fırtınası denir.

It is storm

Fırtına

Eunice.

Eunice.

There it is up there.

İşte orada.

It says Storm Eunice

Fırtına Eunice diyor,

so they have named that storm.

bu yüzden o fırtınaya isim vermişler.

They have given it a woman's name.

Kadın ismi vermişler.

And earlier this week, we had another storm

Ve bu haftanın başlarında, ölümcül fırtına adı verilen başka bir fırtına yaşadık

called storm deadly

earlier this week.

.

So this is actually the second storm we've had this week.

Yani bu aslında bu hafta yaşadığımız ikinci fırtına.

Although

to be honest with you,

Dürüst olmak gerekirse,

the storm we are having today is much worse

bugün yaşadığımız fırtına,

than the one we had earlier in the week.

hafta başında yaşadığımızdan çok daha kötü.

Can I please have my name with the Echo arm?

Adımı Yankı koluyla alabilir miyim lütfen?

I do.

Evet.

Let's see, shall we? Mhm.

Bakalım, olur mu? Mhm.

I do.

Evet.

I do.

Evet.

I am singing your name with an echo.

Adını yankılanarak söylüyorum.

I do but.

ediyorum ama

Oh am I doing that.

Oha ben mi yapıyorum

Okay. I hope you enjoyed that.

Tamam aşkım. Umarım bundan zevk almışsındır.

Where is Mr.

Steve at the moment.

Bay

Steve şu anda nerede?

That is a very good question happened.

Bu çok güzel bir soru oldu.

Steve at the moment is working.

Steve şu anda çalışıyor.

He's busy in his office, he's doing a lot of work

Ofisinde meşgul,

at the moment because he didn't work on Wednesday.

çarşamba günü çalışmadığı için şu anda çok iş yapıyor.

He had the day off for his birthday.

Doğum günü olduğu için izinliydi.

But today he's having to do lots of catching up

Ama bugün çarşamba günü yapmadığı tüm işleri telafi etmek için çok şey yapmak zorunda

of all the work that he didn't do on Wednesday.

.

So yes, Steve is

Yani evet, Steve

Steve.

Steve'dir.

Steve is working.

Steve çalışıyor.

Oh, that's interesting.

Vay ilginçmiş.

Yes, Eric.

Evet, Erik.

Hello, Eric.

Merhaba Eric.

Eric says, Mr.

Eric, "Bay

Duncan, you are thinking subconsciously

Duncan, bilinçaltınızda

about marriage.

evlilik hakkında düşünüyorsunuz" diyor.

Maybe.

Belki.

I think it is very easy to get birthdays and weddings

Doğum günleri ile düğünleri birbirine karıştırmak bence çok kolay

confused with each other.

.

But not funerals.

Ama cenazeler değil.

You could never confuse a birthday and a funeral with each other.

Bir doğum günü ile bir cenazeyi asla birbiriyle karıştıramazsınız.

They are very different.

Onlar çok farklı.

Things, to be honest.

Dürüst olmak gerekirse şeyler.

Very different

Çok farklı

thank you.

teşekkürler.

Thank you very much for your company today.

Bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim.

I hope you've enjoyed there something different.

Umarım orada farklı bir şey beğenmişsinizdir.

I couldn't resist coming on.

Dayanamayıp geldim.

So technically this is not one of my official English adding lessons.

Yani teknik olarak bu benim resmi İngilizce ekleme derslerimden biri değil.

This is something that is just spontaneous.

Bu sadece kendiliğinden olan bir şey.

Just like the storm behind me.

Tıpkı arkamdaki fırtına gibi.

Completely spontaneous.

Tamamen kendiliğinden.

Just like the storm you can see there.

Tıpkı orada görebileceğiniz fırtına gibi.

Oh my goodness.

Aman tanrım.

It's getting windy again.

Yine rüzgarlı oluyor. Aman

Oh, my goodness.

tanrım.

I hope

Umarım

the roof

of my house or the roof of my studio doesn't blow away.

evimin çatısı veya atölyemin çatısı uçmaz.

I really do.

Gerçekten yaptım.

I hope it does not blow away.

Umarım patlamaz.

Hello, Marcia.

Merhaba Marcia.

Hello, Marcia.

Merhaba Marcia.

Nice to see you here.

Seni burada görmek güzel.

Mr. Duncan, what a big surprise.

Bay Duncan, ne büyük bir sürpriz.

What a super big big surprise.

Ne süper büyük büyük bir sürpriz.

Yes. The reason why I'm here is because we are having a storm at the moment.

Evet. Burada olmamın nedeni, şu anda bir fırtınanın olması.

But it's no ordinary storm

Ama bu sıradan bir fırtına değil,

can you hear that?

bunu duyabiliyor musun?

That sound?

Bu ses?

You can hear that strange roaring sound.

O garip kükreme sesini duyabilirsiniz.

Is the wind blowing past my studio.

Rüzgâr stüdyomun yanından mı esiyor?

So I hope the roof doesn't blow off

Umarım çatı uçmaz

or else I will be doing the live stream from outside.

yoksa canlı yayını dışarıdan yapacağım.

I will be because I will have no roof above my head.

Olacağım çünkü başımın üstünde bir çatım olmayacak.

I'm going in the moment.

Anında gidiyorum.

Thanks for your company.

Şirketiniz için teşekkürler.

I'm going to make Mr.

Bay

Steve a cup of tea.

Steve'e bir fincan çay yapacağım.

I think he deserves a cup of tea.

Bence bir fincan çayı hak ediyor.

So that's what I'm going to do.

Ben de öyle yapacağım.

I'm going to make Mr.

Bay

Steve a lovely cup of tea.

Steve'e güzel bir fincan çay yapacağım.

Thank you very much for your company.

Şirketiniz için çok teşekkür ederim.

I hope you enjoy today's live stream.

Umarım bugünkü canlı yayını beğenirsiniz.

The picture quality might not be as good as usual,

Görüntü kalitesi her zamanki kadar iyi olmayabilir,

but hopefully you can still see me

ancak umarım

clear early if you want to watch this again.

bunu tekrar izlemek isterseniz erkenden beni net bir şekilde görebilirsiniz.

I don't know why, but if you want to, you can.

Nedenini bilmiyorum ama istersen yapabilirsin.

I will see you on Sunday.

Pazar günü görüşürüz.

Take care of yourselves. Thanks for your company.

Kendine iyi bak. Şirketiniz için teşekkürler. Bir saatten

I've been here with you for just under

az bir süredir buradayım

one hour.

.

About 53 minutes.

Yaklaşık 53 dakika.

Florence says.

Floransa diyor.

Thank you, Mr. Duncan, for the lovely surprise.

Bu güzel sürpriz için teşekkürler Bay Duncan. Rica

You are welcome. No problem. It's my pleasure.

ederim. Sorun değil. Benim için zevkti.

My pleasure to be here with you today.

Bugün burada sizlerle olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Thanks a lot for your company.

Şirketiniz için çok teşekkürler.

Yes, I will be back with you.

Evet, seninle döneceğim.

Don't forget, I will say it one more time.

Unutma, bir kez daha söyleyeceğim.

I will be back on Sunday from 2 p.m.

Pazar günü saat 2'den sonra döneceğim.

UK time and hopefully everything will be back to normal.

İngiltere zamanı ve umarım her şey normale döner.

Hopefully.

Umutla.

See you later. Take care.

Sonra görüşürüz. Dikkatli ol.

Enjoy the rest of your Friday and have a good weekend and I will see you at 2 p.m.

Cuma gününüzün geri kalanının tadını çıkarın ve iyi bir hafta sonu geçirin, öğleden sonra 2'de görüşürüz.

UK time on Sunday.

Pazar günü İngiltere saati.

Enjoy the rest of your Friday.

Cuma gününün geri kalanının tadını çıkar.

Enjoy

whatever it is you are doing today.

Bugün ne yapıyorsanız onun tadını çıkarın.

And of course, until the next time we meet.

Ve tabii ki, bir dahaki görüşmemize kadar.

You know what's coming next yes you do.

Sırada ne olacağını biliyorsun, evet biliyorsun.

From a very windy UK,

Çok rüzgarlı bir İngiltere'den,

a very blowy England

çok rüzgarlı bir İngiltere'den

ta ta for now.

şimdilik ta ta.