Meaning of TEST DRIVE and PUT THE BRAKES ON - A Short English Lesson with Subtitles

So in English, we have the phrase test drive that,

Yani İngilizce'de test sürüşü deyimimiz var,

sorry, I always laugh when the wind blows my paper away

özür dilerim, tam kayda başladığımda rüzgar kağıdımı uçurduğunda her zaman gülerim

just when I start recording.

.

But anyways, in English, we have the phrase test drive

Ama her neyse, İngilizce'de, genellikle bir araba satın alırken bahsetmek için kullandığımız test sürüşü deyimi var,

that we use to talk about

usually when we're going to buy a car,

we say that we would like to have a test drive

test sürüşü yapmak

or take a test drive,

veya test sürüşü yapmak istediğimizi söylüyoruz,

but we use it in other ways as well.

ama kullanıyoruz. başka şekillerde de.

You can test drive a lot of things.

Pek çok şeyi test sürüşü yapabilirsiniz.

Maybe you are at a store

Belki

where you are buying new running shoes,

yeni koşu ayakkabıları aldığınız bir mağazadasınız

but you don't wanna see my running shoes.

ama benim koşu ayakkabılarımı görmek istemiyorsunuz.

They're so old.

Here, I'll show them to you.

Çok yaşlılar.

İşte, sana onları göstereceğim.

There they are.

İşte oradalar.

Those are my super old running shoes.

Onlar benim süper eski koşu ayakkabılarım.

Anyways, you could try on a pair of running shoes

Her neyse, bir çift koşu ayakkabısını deneyebilir

and take them for a test drive around the store.

ve mağazada test sürüşü yapabilirsiniz.

Maybe you are going to play a racket sport like tennis,

Belki tenis gibi raket sporu yapacaksınız

and a friend of yours has a really good racket.

ve bir arkadaşınızın raketi çok iyi.

Maybe he might lend it to you

Belki o

so you can take that racket for a test drive.

raketi bir test sürüşüne çıkarabilmeniz için size ödünç verebilir.

So it's not just for cars.

Yani sadece arabalar için değil.

We sometimes use the phrase test drive

Bazen

to talk about trying out new things.

yeni şeyler denemekten bahsetmek için test sürüşü ifadesini kullanırız.

We use phrases related to driving a lot, in fact.

Aslında çok araba kullanmakla ilgili ifadeler kullanırız. Hayatta ne zaman yavaşlamak istediğimizden bahsetmek için

We use the phrase to put the brakes on

frene basmak için bu ifadeyi kullanırız

to talk about when we want to slow down in life.

.

Sometimes, you just need to put the brakes on a little bit.

Bazen, sadece biraz frene basmanız gerekir.

Maybe at work, you are working on a project with a colleague

Belki işte, bir meslektaşınızla bir proje üzerinde çalışıyorsunuz

and you think they are just going too fast,

ve onların çok hızlı ilerlediklerini,

that they are making decisions too quickly.

çok hızlı kararlar aldıklarını düşünüyorsunuz.

You might wanna suggest to them that it's time

Onlara

to put the brakes on just a little bit,

biraz frene basma zamanının geldiğini,

maybe slow the project down and maybe just take it easy,

belki projeyi yavaşlatmalarını ve belki de sakinleşmelerini

and think things through a lot better.

ve her şeyi çok daha iyi düşünmelerini önermek isteyebilirsiniz.

So when you take something for a test drive,

Yani bir şeyi test sürüşüne çıkardığınızda,

it's not just a car.

bu sadece bir araba değildir.

It's when you try something out.

Bir şeyi denediğin zamandır.

And when you put the brakes on,

Ve bu arada, frene bastığınızda

by the way, brakes are the things in a car

, frenler bir arabada

that slow it down.

onu yavaşlatan şeylerdir.

That's why this is an automotive phrase,

O yüzden bu bir otomotiv tabiri

but in life, when you put the brakes on something,

ama hayatta bir şeye frene bastığınızda

it means that you want to slow down a bit.

bu biraz yavaşlamak istediğiniz anlamına geliyor.

Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

Hope you're having a good day today.

Umarım bugün iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'm starting to get used to just being at home.

Sadece evde olmaya alışmaya başladım.

I think that this is all gonna work out fine.

Bence her şey yolunda gidecek.