Learn the English Phrases A PIECE OF MY MIND and PEACE OF MIND - An English Lesson with Subtitles

In this English lesson I wanted to help you

Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase a piece of my mind.

a piece of my mind İngilizce ifadesini öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

If I give someone a piece of my mind,

Birine gönlümden bir parça verirsem,

it means that I am angry with them

bu ona kızdığım

and I'm going to tell them about it.

ve bunu onlara anlatacağım anlamına gelir.

If I see somebody do something

Birinin yapmaması gerektiğini düşündüğüm bir şey yaptığını görürsem

that I don't think they should do, and it makes me angry,

ve bu beni sinirlendirirse,

I might say, "I'm going to give that guy

" O adama

a piece of my mind."

biraz aklımı vereceğim" diyebilirim.

I am going to go and tell that person

Gidip o kişiye

that they are making me angry,

beni kızdırdıklarını söyleyeceğim

and I'm gonna tell them why they are making me angry.

ve onlara beni neden kızdırdıklarını söyleyeceğim.

I'm going to give that guy a piece of my mind.

O adama aklımın bir parçasını vereceğim.

I'm gonna give that person a piece of my mind.

O kişiye aklımın bir parçasını vereceğim.

So basically, like I said, it means you're angry,

Yani temelde, dediğim gibi, bu kızgınsın,

you're upset, you're not just going to tell the person

üzgünsün, sadece o kişiye

that you're angry, you're also going to tell them

kızgın olduğunu söylemeyeceksin, aynı zamanda onlara

why you are angry.

neden kızgın olduğunu da söyleyeceksin.

When you give them a piece of your mind,

Onlara aklınızın bir parçasını verdiğinizde,

you certainly just let them have it.

kesinlikle sahip olmalarına izin vermiş olursunuz.

That's another way we say that in English.

Bunu İngilizcede söylememizin başka bir yolu da budur.

The second phrase I wanted to teach you today

Bugün size öğretmek istediğim ikinci cümle

is peace of mind.

gönül rahatlığıdır.

Now don't get confused here.

Şimdi burada kafanız karışmasın.

Notice the spelling change, a piece of my mind

Yazım değişikliğine dikkat edin , aklımın bir kısmı

means I'm going to tell someone I'm angry and why,

birine kızdığımı ve nedenini söyleyeceğim anlamına geliyor,

but peace of mind, this is the word peace,

ama gönül rahatlığı, bu kelime huzur,

in a peaceful, calm and pleasant way.

huzurlu, sakin ve hoş bir şekilde.

When you have peace of mind,

İçinizin rahat olması,

it means that you are relaxed and you are calm

rahatlamış, sakin

and you feel really good about life.

ve hayat hakkında gerçekten iyi hissettiğiniz anlamına gelir. Haftalık

When I am done all of my work for the week,

tüm işlerimi bitirdiğimde

and when I don't have any other work to do,

ve yapacak başka işim olmadığında

I have peace of mind.

kafam rahat oluyor.

I feel really calm, I feel really relaxed.

Gerçekten sakin hissediyorum, gerçekten rahatlamış hissediyorum.

I feel really happy. It's really nice to have peace of mind.

gerçekten mutlu hissediyorum. İç huzuru olması gerçekten çok güzel.

When you get in a vehicle and the gas tank is full,

Bir araca bindiğinizde ve benzin deposu dolu olduğunda, benzininizin bitmeyeceğini bildiğiniz için

you have peace of mind

içiniz rahat olur

because you know you aren't going to run out of gas.

.

So to repeat, if you give someone a piece of your mind,

Yani tekrar etmek gerekirse, birine aklından bir parça verirsen

or if I give you a piece of my mind, it means I'm angry

ya da ben sana aklımdan bir parça verirsem , bu kızgınım demektir

and I'm gonna tell you why, I'm gonna tell you all about it.

ve sana nedenini söyleyeceğim, sana her şeyi anlatacağım.

But if you have peace of mind,

Ama iç huzurunuz varsa, kendinizi

you just feel calm and pleasant and peaceful and relaxed.

sakin, keyifli, huzurlu ve gevşemiş hissedersiniz.

So by the way,

Bu arada,

the second one is much better than the first one.

ikincisi birincisinden çok daha iyi.

I think you understood that, though.

Yine de bunu anladığını düşünüyorum.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Shaya, and Shaya says this,

Bu yorum Shaya'dan ve Shaya şöyle diyor:

"I can count on one hand the number of times

"

I have had a meal in a restaurant."

Bir restoranda kaç kez yemek yediğimi bir elimle sayabilirim."

And then Shaya continues with,

Sonra Shaya devam ediyor,

"When my class has more than 35 students,

"Sınıfımda 35'ten fazla öğrenci olduğunda

things get out of hand."

işler kontrolden çıkıyor."

So this was from the lesson yesterday

Bu, dün

on get out of hand, and I can count on one hand.

kontrolden çıkma dersindendi ve bir yandan güvenebilirim.

So great use of both phrases, Shaya.

Her iki cümleyi de çok iyi kullandın, Shaya.

My response was this, "Very true.

Yanıtım şuydu: "Çok doğru.

The more students I have in a class,

Bir sınıfta ne kadar çok öğrencim olursa, işlerin kontrolden çıkma

the more likely it is for things to get out of hand."

olasılığı o kadar artar ."

So quite common in classrooms when you get lots of students,

Çok sayıda öğrenci olduğunda sınıflarda oldukça yaygın,

oh, by the way, thanks Shaya for that comment,

oh, bu arada, bu yorum için Shaya'ya teşekkürler,

that was a great one.

bu harika bir yorumdu.

It's very common in classrooms

Sınıflarda,

that as you get more students,

öğrenci sayısı arttıkça

it's more likely for things to get out of hand.

işlerin kontrolden çıkması daha olasıdır. Bir sınıfta

When I teach about 15 or 20 students in a class,

yaklaşık 15 veya 20 öğrenciye ders verdiğimde,

things are usually fairly calm and fairly relaxed,

işler genellikle oldukça sakin ve oldukça rahattır

and things go really well.

ve işler gerçekten iyi gider. Bir sınıfta

When I have 30 students in a class, that's a lot.

30 öğrencim varken bu çok fazla. Arada bir

And every once in a while, I might have 32,

,

maybe 33 students in a class,

bir sınıfta 32, belki 33 öğrencim olabilir

and then things can get a little bit out of hand.

ve sonra işler biraz kontrolden çıkabilir.

They can get a little bit out of control.

Biraz kontrolden çıkabilirler.

Now that's uncommon here in Ontario, Canada.

Şimdi bu burada, Ontario, Kanada'da alışılmadık bir durum.

Most class sizes are between,

Çoğu sınıf mevcudu arasında, en

I would say on the low end 15 or 20 students,

düşük seviyede 15 veya 20 öğrenci diyebilirim,

but usually closer to 25 or 30.

ancak genellikle 25 veya 30'a yakındır.

I would say an average class size for me,

Benim için ortalama bir sınıf mevcudu diyebilirim,

the total number of students I have in a class,

bir sınıftaki toplam öğrenci sayısı

is usually around 25 or 26, sometimes 30,

genellikle yaklaşıktır. 25 veya 26, bazen 30,

every once in a while 31 or 32, but that's pretty rare.

arada bir 31 veya 32, ama bu oldukça nadirdir.

I actually like the classes to be a little bit bigger.

Aslında sınıfların biraz daha büyük olmasını seviyorum.

When I have really small classes, it can be really quiet,

Gerçekten küçük sınıflarım olduğunda, gerçekten sessiz olabilir,

when you only have 10 or 11 students,

sadece 10 veya 11 öğrenciniz olduğunda,

it can be really quiet in the classroom.

sınıfta gerçekten sessiz olabilir.

And then if you try to have a discussion,

Ve sonra bir tartışma yapmaya çalışırsanız,

sometimes there's not enough critical mass.

bazen yeterli kritik kitle olmaz.

There's not enough people to get a conversation going.

Bir sohbet başlatmak için yeterli insan yok. Her

So anyways, a couple of phrases for you.

neyse, sizin için birkaç cümle.

My reflections on class sizes,

Sınıf mevcudu üzerine düşüncelerim,

probably a really boring subject for you,

muhtemelen sizin için gerçekten sıkıcı bir konu

but always an exciting subject for teachers.

ama öğretmenler için her zaman heyecan verici bir konu.

Anyways, have a good day.

Her neyse, iyi günler.

I'll see you in a couple days

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.