Learn the English Phrases WHAT A STEAL and NERVES OF STEEL

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase, what a steal.

İngilizce deyimi, ne çalmayı öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

This is something we say when we buy something

Bu, bir şey satın aldığımızda söylediğimiz bir şey

and the price was really, really low.

ve fiyatı gerçekten çok düşüktü.

Notice this word, steal, usually means to take something

Bu kelimeye dikkat edin, çalmak genellikle bir şeyi ödemeden almak anlamına gelir

without paying, but when we buy something

, ancak gerçekten çok ucuza bir şey satın aldığımızda,

that's really, really cheap, when we buy something

where it's on sale and where the price is really good,

indirimde olduğu ve fiyatının gerçekten iyi olduğu bir yerde bir şey satın aldığımızda

we sometimes say, "What a steal,"

bazen "Ne hırsızlık," deriz. "

or we say, "It was a steal."

ya da "Çalmaktı" deriz. Size

Let me tell you, I just bought this t-shirt today.

söyleyeyim, bu tişörtü bugün aldım.

Normally, it was $15, but I bought it for $8.

Normalde 15 dolardı ama ben 8 dolara aldım.

What a steal.

Ne hırsızlık. Geçen gün

These sunglasses I bought the other day, normally $5.

aldığım bu güneş gözlükleri normalde 5 dolardı.

I bought them for just $1.

Onları sadece 1 dolara satın aldım.

What a steal.

Ne hırsızlık.

I know. I'm pretty cheap, aren't I?

Biliyorum. Oldukça ucuzum, değil mi?

These are dollar store sunglasses.

Bunlar dolarlık mağaza güneş gözlükleri.

They're from the store where everything in the store

Mağazadaki her şeyin

is about $1, but I've told you before, I'm pretty cheap.

yaklaşık 1 dolar olduğu mağazadan geliyorlar, ama sana daha önce söyledim, oldukça ucuzum. Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase, nerves of steel.

çelik sinirler ifadesidir.

Notice this is the other word, steel.

Bunun diğer kelime olduğuna dikkat edin, çelik.

This one has two Es in it.

Bunun içinde iki Es var.

It's different than this one.

Bundan farklı.

When we say steel, when we use this term,

Çelik dediğimizde, bu terimi kullandığımızda

we are referring to the metal.

metali kastediyoruz.

And when you say that someone has nerves of steel,

Ve birinin çelik gibi sinirleri olduğunu söylediğinizde,

it means that when something is going wrong,

bu, bir şeyler ters gittiğinde

they are very calm and they're able

çok sakin oldukları ve

to handle the situation really, really well.

durumu gerçekten çok iyi idare edebildikleri anlamına gelir.

My dad was like that.

Babam böyleydi.

When something would go wrong on the farm,

Çiftlikte bir şeyler ters gittiğinde,

when there was an emergency, he had nerves of steel.

acil bir durumda çelik gibi sinirleri vardı.

He would just calmly do what needed to be done

to fix the problem or the emergency.

Sorunu veya acil durumu çözmek için yapılması gerekeni sakince yapardı.

It was really awesome.

Gerçekten harikaydı.

Anyways, to review, when you say, "What a steal,"

Her neyse, gözden geçirmek için, "Ne hırsızlık" dediğinizde,

you're saying that something was a really, really good deal.

bir şeyin gerçekten çok iyi bir anlaşma olduğunu söylüyorsunuz.

These sunglasses were a real steal,

Bu güneş gözlükleri gerçek bir hırsızlıktı

and this t-shirt, I think, was a real steal.

ve bu tişört bence gerçek bir hırsızlıktı.

I'm really happy that I got some new clothes.

Yeni kıyafetler aldığım için gerçekten mutluyum.

And then when you say nerves of steel,

Ve sonra çelik gibi sinirler derken,

you just mean that someone, they don't get angry,

sadece birisinin kızmadığını,

they don't get upset, they don't start crying

üzülmediğini,

in a bad situation.

kötü bir durumda ağlamaya başlamadığını kastediyorsun.

They just calmly do what needs to be done.

Sadece sakince yapılması gerekeni yaparlar.

But hey, let's look at a comment.

Ama hey, bir yoruma bakalım.

I have to check the time on the camera here.

Burada kameradan saate bakmam gerekiyor.

Let's look at a comment from a previous video.

Bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Yaroslaw, and Yaroslaw says,

Bu yorum Yaroslaw'dan ve Yaroslaw şöyle diyor:

"You know what?

"Biliyor musun?

Recently, I realized that I understand

Geçenlerde

almost all English jokes, especially when you're joking.

neredeyse tüm İngilizce esprileri anladığımı fark ettim, özellikle sen şaka yaptığında.

It is a very new feeling to me.

Bu benim için çok yeni bir duygu.

It's cool.

Harika.

Could you please make an English lesson someday

Lütfen yapar mısın? Bir gün

about jokes slash telling jokes?

şakalar hakkında bir İngilizce dersi, şakalar hakkında mı?

By the way, Oscar laying on the table is adorable."

Bu arada, Oscar'ın masanın üzerinde uzanması çok sevimli."

Yeah, he's not around right now.

Evet, şu anda ortalıkta yok.

Sorry about that.

Bunun için üzgünüm.

My response was this.

Cevabım şuydu.

"It's always cool to realize you've understood something

"Söylenenleri anlamak için

in another language without working hard

çok çalışmadan başka bir dilde bir şeyi anladığınızı fark etmek her zaman harikadır

to understand what was said.

.

When understanding starts to come freely,

Anlamak özgürce gelmeye başladığında,

it's a great step.

bu harika bir adımdır.

So congratulations, that is an awesome step."

O yüzden tebrikler, bu harika bir adım."

When that happens when you're learning a language,

Bir dil öğrenirken bu olduğunda,

it's just an awesome feeling.

bu harika bir duygu.

I think I've talked about this before

Sanırım daha önce

where I've watched television in French,

Fransızca televizyon izlediğimde bundan bahsetmiştim

and then all of the sudden, at a certain point,

ve sonra birdenbire, belli bir noktada,

I'll realize I just watched 15 or 20 minutes of the show

programın 15 veya 20 dakikasını izlediğimi

and that I understood everything that was happening.

ve her şeyi anladığımı fark edeceğim. oluyordu.

Sorry, it's a little hard to walk without tripping.

Üzgünüm, sendelemeden yürümek biraz zor.

It is a very, very cool feeling to completely understand

what someone is saying in another language.

Birinin başka bir dilde ne söylediğini tamamen anlamak çok ama çok havalı bir duygu.

So, very awesome that you are able to do that

Yani,

when I'm joking

ben şaka yaparken

and when you're hearing English jokes, very cool.

ve İngilizce fıkralar dinlerken bunu yapabilmen çok harika, çok harika.

And yeah, Oscar laying on the table,

Ve evet, Oscar masanın üzerinde yatıyor,

yeah, that was very cool, but he's not around right now.

evet, bu çok havalıydı ama şu anda ortalıkta yok.

I think it's too hot out here for him today,

Bence bugün burası onun için çok sıcak,

so he's just hanging out somewhere in the shade.

o yüzden gölgede bir yerde takılıyor.

Let me check my timer again.

Zamanlayıcımı tekrar kontrol edeyim.

I have 30 seconds left.

30 saniyem kaldı. Sana

Let me show you the lisianthus.

lisianthus'u göstereyim.

So this is the lisianthus patch this year.

Bu, bu yılki lisianthus yaması.

Let me get a little bit closer.

Biraz daha yaklaşayım.

What should I do?

Ne yapmalıyım?

Click this three times and I think it turns around,

Bunu üç kez tıklayın ve sanırım geri dönüyor

and then I can actually show you

ve o zaman size

some more of the lisianthus,

a beautiful flower that we grow here on the farm.

burada çiftlikte yetiştirdiğimiz güzel bir çiçek olan lisianthus'tan biraz daha gösterebilirim. Hazır olduğunda

We are always super excited when it is ready.

her zaman çok heyecanlıyız.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Thanks for watching.

I'll see you in a couple of days

İzlediğiniz için teşekkürler.

Birkaç gün sonra

with another short English lesson.

başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.