Learn the English Phrases "take a stand" and "have a stance"

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase

İngilizce ifadeyi

to take a stand.

bir tavır almak için öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you take a stand on something,

Bir konuda tavır almak,

it means you say your opinion out loud and publicly.

fikrinizi yüksek sesle ve herkesin önünde söylediğiniz anlamına gelir.

Maybe in your town, they're going to build a new bridge,

Belki senin kasabanda yeni bir köprü yapacaklar

and you don't like where they're going to put the bridge,

ve köprüyü nereye koyacaklarını sevmiyorsun,

so you might take a stand.

bu yüzden bir tavır alabilirsin.

You might go to a city council meeting

Bir belediye meclisi toplantısına gidebilir

and read a list of reasons

ve

why they shouldn't build a bridge there.

orada neden bir köprü inşa edilmemesi gerektiğine dair nedenlerin bir listesini okuyabilirsiniz.

You're going to take a stand.

Bir tavır alacaksın.

You're going to express your opinion publicly

so that people know what you think.

İnsanların ne düşündüğünüzü bilmesi için fikrinizi herkese açık bir şekilde ifade edeceksiniz.

When you take a stand,

Bir tavır aldığınız zaman,

it usually has to do with something

genellikle

that's happening in the world,

dünyada olup biten bir şeyle,

some sort of issue or some sort of something that's going on

bir çeşit meseleyle veya olup biten bir çeşit şeyle,

that you oppose or you agree with,

karşı çıktığınız veya aynı fikirde olduğunuz bir şeyle ilgilidir

and then you take a stand if you disagree with it,

ve sonra buna katılmıyorsanız tavır alırsınız. ,

which is different than the phrase

to have a stance, slightly.

bir duruşa sahip olmak ifadesinden biraz farklı olan.

When you take a stand, you have a stance.

Bir tavır aldığın zaman bir duruşun olur.

Let me clarify.

Açıklığa kavuşturalım.

Someone could say to you,

Birisi size,

"What's your stance on this new bridge they're gonna build?"

"İnşa edecekleri bu yeni köprü hakkındaki duruşunuz nedir ?" diyebilir.

and you could say, "You know what?

I don't like it, and I'm going to take a stand."

ve "Biliyor musun?

Bundan hoşlanmadım ve bir tavır alacağım" diyebilirsiniz.

So I'm kind of confusing you a bit here.

Yani burada biraz kafanızı karıştırıyorum.

You have a stance on something.

Bir konuda duruşun var.

What's your stance on the new bridge they want to build?

İnşa etmek istedikleri yeni köprüye karşı tavrınız nedir?

You know what?

Biliyor musun?

I don't like it.

hoşuma gitmedi

That's my stance on the new bridge, and you know what?

Yeni köprü hakkındaki duruşum bu ve biliyor musun?

I think I'm going to go to a meeting

Sanırım bir toplantıya gidip

and oppose the new bridge.

yeni köprüye karşı çıkacağım.

I'm going to have a stance,

Bir duruşum olacak

and my stance is that I'm against it

ve duruşum buna karşıyım

and I'm going to take a stand by expressing that.

ve bunu ifade ederek bir tavır alacağım.

But hey, to review, when you take a stand,

Ama hey, gözden geçirmek gerekirse, tavır aldığın zaman,

sorry, I got distracted,

kusura bakma, dikkatim dağıldı

because there's a vehicle coming towards me.

çünkü bana doğru gelen bir araç var .

I'm not on the road.

yolda değilim

But to review, when you take a stand,

Ama gözden geçirecek olursak, bir tavır aldığın zaman bir

it means that you have an opinion on something

şey hakkında fikrin olduğu

and you express it to people,

ve bunu insanlara ifade ettiğin,

and when you have a stance,

bir duruşun olduğu zaman da bir

it simply means that you have an opinion on something.

şey hakkında fikri olduğu anlamına gelir.

So I picked this road

Bu yüzden bu yolu seçtim

because I thought it would be very quiet and different

çünkü çok sessiz ve

from my previous videos where I'm in town,

kasabada olduğum önceki videolarımdan farklı olacağını düşündüm

but yep, there's still people out here.

ama evet, burada hala insanlar var.

Hey, let's look at a comment from a previous video.

Hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This is from Dhiraj.

Bu Dhiraj'dan.

"Teacher Bob, recently I came across this phrase,

"Bob hocam geçenlerde bu deyime denk geldim

take a stance,

bir tavır alın

but there is also another phrase, take a stand.

ama bir de bir tavır alın deyimi var.

They both sound alike to me.

Bana ikisi de benziyor.

Would you mind making a video on this, too?

Bunun da videosunu çeker misiniz?

I'm eagerly looking forward to it."

Sabırsızlıkla bekliyorum. ona."

So yes, and my reply, "I'll do it in the next video."

Yani evet ve cevabım, " Bunu bir sonraki videoda yapacağım." Orada

So you can see there's a slight correction there, Dhiraj.

hafif bir düzeltme olduğunu görebilirsin, Dhiraj.

You would have a stance on something,

Bir şeye karşı bir duruşun olurdu

but you would take a stand on something.

ama bir şeye karşı da bir duruşun olurdu.

That would be the difference between the two.

İkisi arasındaki fark bu olurdu.

So yes, slight difference.

Yani evet, küçük bir fark.

And by the way,

Ve bu arada,

for those of you that sometimes submit comments

bazen

asking me to do lessons,

benden ders yapmamı isteyen yorumlar gönderenleriniz için,

you can do that,

bunu yapabilirsiniz

and I will usually try to make a lesson about it

ve eğer bu iyi bir öneriyse, genellikle bu konuda bir ders çıkarmaya çalışırım

if it's a good suggestion.

.

So Dhiraj, that was a great suggestion.

Yani Dhiraj, bu harika bir öneriydi.

So yes, I'm out here in the middle of nowhere.

Yani evet, burada hiçliğin ortasındayım.

I'm out here by the woods.

Burada, ormanın yanındayım.

We might call this a forest,

Buna orman diyebiliriz,

but I would just call it the woods.

ama ben ona sadece orman derdim.

We might actually just call it the bush in Canadian English.

Aslında buna Kanada İngilizcesinde "çalı" diyebiliriz. Bir

I thought I would come out here

so that there would be a bit of a juxtaposition

between my previous video and this one.

önceki videom ile bu video arasında biraz yan yanalık olsun diye buraya gelmeyi düşündüm.

A juxtaposition is when something is completely different.

Yan yana koyma, bir şeyin tamamen farklı olduğu zamandır.

So the last few videos I made in town,

Kasabada yaptığım son birkaç video

and I do plan to do more of those,

ve onlardan daha fazlasını yapmayı planlıyorum

and this video I'm making out here in the middle of nowhere.

ve bu videoyu burada hiçliğin ortasında yapıyorum.

In fact, it's kind of funny,

Aslında biraz komik,

because even though I'm in the middle of nowhere,

çünkü hiçliğin ortasında olmama rağmen,

one of my neighbors is way there in the distance,

komşularımdan biri çok uzakta,

walking towards me.

bana doğru yürüyor.

I was trying to make a video where no one would see me,

Kimsenin beni görmeyeceği, yakınında yaşadığım

where I could say,

look at this wilderness that I live close to.

bu vahşi doğaya bak diyebileceğim bir video çekmeye çalışıyordum .

By the way,

Bu arada, şu anda evimden

I'm just a few kilometers from my house right now,

sadece birkaç kilometre uzaktayım ,

but certainly that's...

ama kesinlikle orası...

Just totally lost my train of thought.

Düşünce zincirimi tamamen kaybettim.

Has that ever happened in a video before,

Bu daha önce hiç konuşmayı tamamen bıraktığım bir videoda oldu mu

where I've totally stopped talking?

?

Anyways, we're out here looking at the beautiful trees.

Her neyse, burada güzel ağaçlara bakıyoruz.

This is what Canada looks like in the winter

Kanada kışın

when it doesn't snow,

kar yağmadığı zaman böyle görünüyor,

but in the next couple days,

ancak önümüzdeki birkaç gün içinde

it's supposed to snow like crazy,

deli gibi kar yağması gerekiyor, bu

so I'm really looking forward to that.

yüzden gerçekten dört gözle bekliyorum.

Anyways, I'm gonna flip you around and say hello,

Her neyse, seni çevirip merhaba diyeceğim

and then I'll say bye.

ve sonra güle güle diyeceğim.

Bye!

Hoşçakal!