Learn the English Phrases I'M TORN UP and I'M TORN

In this English lesson

Bu İngilizce dersinde, İngilizce cümleyi

I wanted to help you learn the English phrase, I'm torn up.

öğrenmenize yardımcı olmak istedim , parçalandım.

If you say in English, I'm torn up or I'm torn up

İngilizce'de parçalandım veya

about something, it means that you are emotionally sad.

bir şey hakkında parçalandım derseniz, bu duygusal olarak üzgün olduğunuz anlamına gelir.

That you're upset

that you're just feeling really, really bad about something.

Bir şey hakkında gerçekten çok ama çok kötü hissettiğin için üzgün olduğunu.

If someone was to say to me I just broke up

Biri bana

with my boyfriend and I'm really torn up.

erkek arkadaşımdan yeni ayrıldım ve gerçekten yıkıldım dese.

If they said I'm torn up,

Dağıldım dedilerse

it means that they're sad about it.

üzüldüler demektir.

They're not sure what to think about it.

Bu konuda ne düşüneceklerinden emin değiller.

They might even be crying a little bit

Hatta biraz ağlıyor olabilirler

because they're just emotionally not feeling very happy.

çünkü duygusal olarak kendilerini pek mutlu hissetmiyorlar.

So when you say I'm torn up it means that you're sad

Yani parçalandım dediğin zaman, bu senin üzgün olduğun

and just not feeling very happy about something

ve hayatında olan bir şey için kendini pek mutlu hissetmediğin anlamına gelir

that's happened in your life.

.

Usually we use this phrase when two people break up,

Bu sözü genellikle iki kişi ayrıldığında kullanırız,

sometimes the one person wanted to break up

bazen biri ayrılmak isterken

and the other person didn't

diğeri ayrılmak istemez

and the person who didn't might be

ve ayrılmayan kişi

a little bit torn up about it.

bu konuda biraz kırgın olabilir. Bugün size öğretmek

The other phrase I wanted to teach you today

istediğim bir diğer deyim de

is the phrase I'm torn.

parçalandım deyimi.

So when we remove the up

Yani

from the end of this verb.

bu fiilin sonundaki yukarıyı kaldırdığımızda.

If I say I'm torn, it means I'm having trouble deciding

Parçalandım dersem,

what I think.

ne düşündüğüme karar vermekte zorlanıyorum demektir.

And I'll tell you what I'm torn about right now.

Ve sana şu anda neye kırıldığımı söyleyeceğim.

They might open schools, they might not.

Okul açabilirler, açmayabilirler.

And some people have said to me, Bob,

Ve bazı insanlar bana, Bob,

do you want schools to open again?

okulların yeniden açılmasını istiyor musun?

And I'm torn.

Ve yırtıldım.

I'm torn about it because there's only two or three weeks,

Bu konuda kararsızım çünkü sadece iki veya üç hafta kaldı,

I think two and a half weeks left in the school year.

sanırım okul yılının bitmesine iki buçuk hafta kaldı.

So I feel like going back to in-person learning

Bu yüzden,

for about nine or 10 days doesn't make a lot of sense.

yaklaşık dokuz veya 10 gün boyunca yüz yüze öğrenmeye geri dönmenin pek bir anlamı olmadığını düşünüyorum.

But at the same time I feel like it might be good

Ama aynı zamanda öğrenciler için iyi olabileceğini düşünüyorum

for the students.

.

So I'm torn.

Yani yırtıldım.

I don't have an opinion one way or the other.

Öyle ya da böyle bir fikrim yok.

So to review, if you say to someone I'm torn up,

Öyleyse gözden geçirmek için, birine parçalandım dersen,

if you say, oh, I'm really torn up about this.

oh, bu konuda gerçekten parçalandım derseniz.

It means that you're feeling sad and emotional about it.

Bu, bu konuda üzgün ve duygusal hissettiğiniz anlamına gelir.

And if you say I'm torn, it's simply means

Ve eğer parçalandım dersen, bu sadece

you're having trouble deciding how you feel about something.

bir şey hakkında ne hissettiğine karar vermekte güçlük çektiğin anlamına gelir.

So yes, I'm very much torn

Yani evet,

about whether schools should go back

okulların

to in-person learning just for a couple of weeks, we'll see.

sadece birkaç haftalığına yüz yüze öğrenmeye geri dönüp dönmemesi konusunda çok kararsızım , göreceğiz.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Paolo and Paolo says,

Bu yorum Paolo'dan ve Paolo diyor ki,

would it be possible to say, where are you at?

neredesin demek mümkün mü?

This is from the lesson the other day

Bu, geçen gün

on the slang phrase where you at.

argo cümleyle ilgili dersten.

And my response was, yes, for sure.

Ve cevabım, evet, kesinlikle oldu.

This is also very common.

Bu da çok yaygın.

People might say, where you at,

İnsanlar neredesin,

where are you at,

neredesin,

where you're at,

neredesin, diyebilir, orada

I made a little contraction out of it there.

biraz küçülttüm .

All of those are correct in informal speech.

Gayri resmi konuşmada bunların hepsi doğrudur.

Great question Paolo.

Harika soru Paolo.

So again, I do wanna remind you that those were examples

Bu yüzden tekrar, bunların

of phrases we use that are very informal.

kullandığımız çok resmi olmayan ifade örnekleri olduğunu size hatırlatmak istiyorum.

They are almost slang,

Adeta argo olurlar,

they would be considered slang.

argo sayılırlar.

So just be a little bit careful when you use those

Bu yüzden bunları

in written English, you wouldn't use those.

yazılı İngilizce olarak kullanırken biraz dikkatli olun, bunları kullanmazsınız.

You wouldn't say where you at

unless you're writing a story

Bir hikaye

or something very interesting that someone could read.

ya da birinin okuyabileceği çok ilginç bir şey yazmadığınız sürece nerede olduğunuzu söylemezsiniz .

And you wanted the character in your story

Ve hikayenizdeki karakterin

to use a little bit of English slang.

biraz İngilizce argo kullanmasını istediniz.

Anyways, I'm walking out here and I'm showing you this piece

Her neyse, buradan çıkıyorum ve

of ground right here.

size bu toprak parçasını gösteriyorum. Bunu

We just recently worked this up with the rototiller.

yakın zamanda rototiller ile çalıştık.

So I drove on this with the tractor

Ben de arkasında rototiller olan traktörle bunun üzerinde sürdüm

with the rototiller behind.

.

I should have probably made a little video of it.

Muhtemelen küçük bir video çekmeliydim.

That would have been quite interesting

Bu oldukça ilginç olurdu

but this is where

ama burası

we will probably be growing dahlias next year.

muhtemelen gelecek yıl yıldız çiçeği yetiştireceğimiz yer.

We're currently growing the dahlias way over there.

Şu anda yıldızçiçeklerini orada büyütüyoruz.

I'll show you that later.

Bunu sana daha sonra göstereceğim.

They're they're not out of the ground yet.

Henüz yerin dibine girmediler.

We just put the tubers in a couple of weeks ago

Yumruları birkaç hafta önce ektik

but next year we will plant them there

ama gelecek yıl onları oraya dikeceğiz

because we practice what's called crop rotation.

çünkü ürün rotasyonu denen şeyi uyguluyoruz. Her yıl farklı

We like to grow things in different places every year

yerlerde bir şeyler yetiştirmeyi seviyoruz

because otherwise you get diseases

çünkü aksi takdirde

and other things in the ground.

toprakta hastalıklar ve başka şeyler olur.

So this is this'll be a brand new place

Burası

to grow dahlias next year.

gelecek yıl yıldız çiçeği yetiştirmek için yepyeni bir yer olacak.

Anyways, thanks for watching this little English lesson.

Her neyse, bu küçük İngilizce dersini izlediğiniz için teşekkürler.

I'll see you in a couple of days with another one, bye.

Birkaç gün sonra başka biriyle görüşürüz, hoşçakalın.