Learn the English Phrases BEAR WITH ME and BEAR A GRUDGE

- In this English lesson I wanted to help you

- Bu İngilizce dersinde

learn the English phrase bear with me.

benimle İngilizce deyimi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

When you say to someone, bear with me,

Birine bana katlan dediğinde,

you are asking them to be patient with you.

onlardan sana karşı sabırlı olmalarını istiyorsun.

Here's a great example.

İşte harika bir örnek.

You'll notice that on this YouTube channel,

Bu YouTube kanalında

I often reply to all the comments,

sık sık tüm yorumları yanıtladığımı fark edeceksiniz,

but yesterday I didn't and today I didn't,

ancak dün yanıtlamadım ve bugün de yanıtlamadım

because I'm really busy because school is starting again.

çünkü gerçekten meşgulüm çünkü okul yeniden başlıyor. Şu anda size

So a great thing for me to say to you right now is

söyleyebileceğim harika bir şey,

"I'm sorry I wasn't able to respond to all the comments.

" Tüm yorumlara yanıt veremediğim için üzgünüm.

Please bear with me because I'm very, very busy right now."

Lütfen bana katlanın çünkü şu anda çok, çok meşgulüm."

So again, when you say to someone,

Yani yine, birine,

please bear with me or bear with me,

lütfen bana katlan ya da katlan dediğinde,

it basically means please be patient, please just relax

temelde lütfen sabırlı ol, lütfen rahatla

and don't get upset.

ve üzülme anlamına gelir.

For me in my case because I'm really busy right now.

Benim durumumda çünkü şu anda gerçekten meşgulüm.

I didn't realize how busy the start of school

Okulun başlamasının ne kadar yoğun

was going to be.

olacağını bilmiyordum.

By the way students come back next Tuesday.

Bu arada, öğrenciler gelecek salı geri gelecekler.

But we have been in meetings all week.

Ama bütün hafta toplantılardaydık.

So please bear with me.

Bu yüzden lütfen benimle kal. Yakın gelecekte tüm yorumlara tekrar

I'll start responding to all comments again

cevap vermeye başlayacağım

in the near future

because I don't want you to bear a grudge.

çünkü kin beslemenizi istemiyorum. Birine

When you bear a grudge, it means that

kin beslediğinizde,

you get upset with someone and you remain upset with them.

birisine küstüğünüz ve küs kalmaya devam ettiğiniz anlamına gelir.

So when you bear a grudge, it means that

Yani kin beslediğinizde, bu

maybe you and a friend got along really well.

sizin ve bir arkadaşınızın gerçekten iyi anlaştığınız anlamına gelebilir.

Maybe your friend did something that you didn't like,

Belki arkadaşın senin hoşlanmadığın bir şey yaptı

and now you don't like talking to your friend anymore.

ve artık arkadaşınla konuşmaktan hoşlanmıyorsun .

And you're actually not friends

Ve aslında arkadaş değilsiniz

because you are bearing a grudge.

çünkü kin besliyorsunuz.

Basically, whatever your friend did has upset you so much

Temel olarak, arkadaşınız her ne yaptıysa sizi o kadar üzdü

that now you don't want to talk to them

ki, şu

because you are currently bearing a grudge.

anda kin beslediğiniz için onlarla konuşmak istemiyorsunuz.

So I hope that you can please bear with me.

Bu yüzden umarım bana katlanabilirsin.

Please be patient.

Lütfen sabırlı olun.

And please be kind as I will be having trouble

Ve lütfen nazik olun, çünkü önümüzdeki birkaç gün boyunca

responding to all comments for the next few days.

tüm yorumlara yanıt vermekte sorun yaşayacağım .

And please don't bear a grudge.

Ve lütfen kin beslemeyin.

I know you won't.

Yapmayacağını biliyorum.

I know from the comments in the past

Geçmişteki yorumlardan,

that all of you who leave comments regularly

düzenli olarak yorum bırakan hepinizin

are super nice people.

süper iyi insanlar olduğunu biliyorum. Bıraktığınız

I really appreciate the comments that you leave.

yorumları gerçekten takdir ediyorum .

So again, please bear with me

Bu yüzden, hayatımda

as I go through a very busy week or two in my life.

çok yoğun bir veya iki hafta geçirdiğim için lütfen bana katlanın.

So please be patient and please don't bear a grudge,

Bu yüzden lütfen sabırlı olun ve lütfen kin beslemeyin,

which means please don't be annoyed or angry

yani lütfen yorumlara cevap

or upset with me because I'm not responding to comments.

vermiyorum diye bana kızmayın, kızmayın veya kızmayın .

By the way, it is one of the highlights of my day

Bu arada

to respond to comments on this channel.

bu kanaldaki yorumlara cevap vermek günümün en önemli anlarından biri. Daha

On my bigger channel, I try to respond

büyük kanalımda,

to comments for the first hour or so

after a video comes out, but there are so many comments.

bir video çıktıktan sonra ilk bir saat kadar yorumlara yanıt vermeye çalışıyorum ama çok fazla yorum var. Ayak

It's hard to keep up, but on this smaller channel,

uydurmak zor ama bu daha küçük kanalda daha

it is kind of fun just to have a smaller group of people.

küçük bir insan grubuna sahip olmak biraz eğlenceli.

So let's look at a comment.

Öyleyse bir yoruma bakalım.

This comment is from Roberto and Roberto says,

Bu yorum Roberto'dan ve Roberto,

"Talk the talk and walk the walk.

"Konuş konuş ve yürü.

It reminds me of put your money where your mouth is."

Bana paranı ağzının olduğu yere koy'u hatırlatıyor."

And my response was "Yes, exactly.

Cevabım "Evet, kesinlikle.

Nice work, Roberto."

İyi işti, Roberto."

Well, thank you Roberto, for that comment.

Bu yorum için teşekkür ederim Roberto.

And yes you are exactly right.

Ve evet kesinlikle haklısın.

The English phrase, he needs to put his money

İngilizce deyim, parasını ağzının olduğu yere koyması gerekiyor

where his mouth is or put your money where your mouth is

veya senin paranı ağzının olduğu yere koyması gerekiyor,

means that if you are gonna say

eğer

you're gonna do a certain thing,

belli bir şeyi yapacağımı söyleyeceksen,

make sure that your actions are related to

hareketlerinin o şeyle ilgili olduğundan emin ol

or actually model what you have been saying.

veya gerçekten onu model al anlamına gelir. diyordun.

Sorry, that sounded a little complex.

Üzgünüm, kulağa biraz karmaşık geldi.

Basically, if you say you're gonna do something, do it.

Temel olarak, bir şeyi yapacağım diyorsan, yap.

Don't just talk about it,

Bunun hakkında sadece konuşma,

actually go out, do it.

gerçekten dışarı çık, yap.

Hey, I'm going to spend the last minute here

Hey, son dakikayı burada

just telling you a little bit more about my life.

sana hayatım hakkında biraz daha anlatarak geçireceğim.

I will be completely honest with you.

Sana karşı tamamen dürüst olacağım.

And if my boss is watching this,

Ve eğer patronum bunu izliyorsa,

I hope he doesn't I get upset.

umarım üzülmez.

We really aren't ready to start school here in Ontario.

Burada, Ontario'da okula başlamak için gerçekten hazır değiliz.

We are really rushing the start of school.

Okulun açılması için gerçekten acele ediyoruz.

Teachers are frantically trying to learn

Öğretmenler çılgınca

how to do a whole bunch of new things.

bir sürü yeni şeyi nasıl yapacaklarını öğrenmeye çalışıyorlar.

We have students that will be in the classroom,

Sınıfta olacak öğrencilerimiz,

students that will be learning from home,

evden öğrenecek öğrencilerimiz,

students that will be learning from other countries,

diğer ülkelerden öğrenecek öğrencilerimiz, okuldaki

students that will be learning from other rooms

diğer odalarda öğrenecek öğrencilerimiz var

in the school because we don't have enough space

çünkü

to socially distance everybody.

sosyal olarak herkesi uzaklaştırmak için yeterli alanımız yok. .

And I know that in Ontario, Canada, we're doing it badly.

Ve Kanada, Ontario'da bunu kötü yaptığımızı biliyorum.

I'll be honest.

Dürüst olacağım.

I know that some of the teacher unions

Bazı öğretmen sendikalarının

feel like we should not be starting school on Tuesday.

salı günü okula başlamamamız gerektiğini düşündüklerini biliyorum.

I know that in other parts of North America,

like New York city, they actually decided to delay

New York şehri gibi Kuzey Amerika'nın diğer bölgelerinde, öğretmenlerin hazırlanmak için zamana ihtiyacı olduğu için

the start of school by a week or two

okulun başlamasını bir veya iki hafta ertelemeye karar verdiklerini biliyorum

because teachers need time to get ready.

.

So I'm feeling really rushed, but you know what?

Yani gerçekten acelem var, ama biliyor musun? Bence

I think it'll work out. We'll see.

düzelecek. Göreceğiz.

Anyways, see you on Monday with another new English lesson.

Her neyse, Pazartesi günü başka bir İngilizce dersinde görüşmek üzere.